Paragrafın Yapısı Soruları

21. (1) Tarancı'nın ilk dönem şiirlerinde sıklıkla tekrar eden gece ve gündüz gibi simgelerin, aslında yaratma arke- tipleri olduğu görülmektedir. (II) Gece, burada en dikkat çeken poetik nesnedir. (III) Tarancı şiirinde gece, bir ruh hâlini veya belli bir olumlu atmosferi simgeler. (IV) Su, rüya, uyku, yatak, yarasa, bilmece, pencere gibi sözcük- ler ise gece imgesi etrafında toplanan, gecenin şiirsel auradaki fenomenolojik yansımalarıdır. (V) Şiirlerindeki konular veya imajlar farklılık gösterse de bu imajların şair üzerindeki tesiri aynıdır ve her yeni veya farklı şiirin- de Tarancı, bu düşleyen sözcükler ile poetik ütopyasını inşa eder. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Tarancı, bu kelimeler ile kendi şiirsel gramerini oluşturmuştur." cümlesi getirilebilir? C) III D) IV B) 11 A) E V &

9. (1) Yeni ile eskinin uyumu insanı alışma sürecinde si- kintiya sokabilir. (II) Yeni bir teknolojik alet alırsın, yeni bir arkadaş edinirsin, yeni bir ev almayı düşünürsün gibi birçok şey söylenebilir. (III) Bu noktada yeniye alışma sürecini kısaltmak için bir şeyler yapılabilir . (IV) Bunu yapabilenler az olduğu gibi başarı oranı da oldukça düşüktür. (V) Nedeniyse daha önce yapılma- mış olanı denemektir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) 11 DIV EV

21. 2 19. Birçok kuramcı için kıskançlığın en belirgin özelliği, üçlü bir ilişki içinde ortaya çıkmasıdır. Kişi gerçekten var olan ya da hayalî bir üçüncü kişiyi veya nesneyi, mevcut iliş- kisine bir tehdit olarak algıladığında kıskançlık duygusu ortaya çıkar. Kıskançlık denince akla ilk olarak romantik kıskançlık gelse de arkadaşlarla veya kardeşlerle olan ilişkilerde de benzer bir süreç kıskançlık duygularını ortaya çıkartabilir. Yani kiminle olursa olsun, kişi için önemli olan bir ilişkiyi bir rakip yüzünden kaybetmeme isteği kıskançlığı ortaya çıkarabilir. Bu parçadan hareketle kıskançlıkla ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? A) Var olan ilişkiyi kaybetme durumunun yaşanmasıyla belirdiğine B) İnsanları, olumsuz düşüncelere doğru sürüklediğine C) Farklı ilişki türlerinde de görüleceğine D) Romantik ilişki denilen türde daha sık gerçekleştiğine (E) Kişinin yaşadığı ilişkiyi kurtarma çabasına girdiğinin işareti olduğuna

4. 1. Köktürklerden sonra gelen Uygur ve Kara- hanlı devirleri Türk milletinin yeni medeniyet ve dinlerle tanıştığı zamandır aslında. II. Eski Türkçe de Köktürk, Uygur ve Karahanlı devirlerini içine alır. III. Türklerin VIII. yüzyıldan XIII. yüzyıla kadar kullandıkları tek yazı dili Eski Türkçe'dir. IV. Türkler bu zaman içinde birbirlerinden ayrı bölgelerde yeni kültür merkezleri meydana getirmelerine rağmen hep bu dile bağlı kal- mışlardır. V. Uygur Dönemi'nde yazılan ve İslami Türk edebiyatının başlangıcını meydana getiren eserler de Eski Türkçe ile yazılmışlardır. Yukarıdaki numaralandırılmış cümleler anlam- li bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Çin, Tibet Ovası'na daha fazla yağmur yağdırmak için tarihteki en büyük yapay yağmur deneyinin temellerini atiyor. Proje, esasen Tsinghua Üniversitesi araştırmacılarının 2016 yılında geliştirdiği ve Tianhe adı verilen projenin bir uzantısı. Bu projeyle yaklaşık 1,6 milyon kilometrekare büyüklüğündeki bir alana fazladan yağış getirilmesi bekleniyor. Bulut tohumlaması denilen karma yöntem üzerinde uzun yıllardır çalışan deneyimli iklim bilimcileri ve mühendisler, proje kapsamında kuracakları yanma odalarında gümüş iyodür parçacıkları oluşturup bunların rüzgârla atmosfere taşınmasını amaçlıyor. Tamamen doğal yollarla taşınacak parçacıkların, gökyüzüne yağmur ve kar oluşturabilen yapay nem bulutları ekmesi bekleniyor. Proje başarılı olursa yüz ölçümü Alaska'yı geçen bu uçsuz bucaksız alana yağması beklenen ilave yağış, Çin'in yıllık su tüketiminin yaklaşık yüzde yedisini karşılayacak. 39. Bu parçada söz edilen proje ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sağlayacağı yağış miktarına B) Yürütüleceği bölgeye C) Uygulanma biçimine D) Araştırmacıların niteliğine E) Olası sonuçlarına

31. Hafızadaki bilgiyi geri çağırma yani hatırlama yöntemiyle öğ- renilen bilgilerin, çeşitli akış şemaları ve kavramsal haritalar kullanılarak öğrenilen bilgilerden daha kalıcı olduğu saptan- mış. Bu sonuca, "hafızadaki bilgiyi geri çağırma alıştırması" ile "kavram haritaları kullanarak detaylandırıcı çalışma" yön- temlerinin karşılaştırıldığı bir çalışmayla ulaşılmış. Bu çalış- ma için 200 öğrenci seçilmiş. Bu öğrenciler iki gruba ayrıl- mış. Bir grup, verilen konuyu kitaba bakarak kavram harita- ları ve akış şemaları kullanarak öğrenmeye çalışırken öteki grup, aynı konuyu geri çağırma yani hatırlama yöntemiyle çalışmış. Bunun için önce, verilen kaynaktaki bilgiyi okumuş, ardından bu bilgileri hatırlamaya çalışmış. Uygulanan test- ler sonucunda iki grubun da hatırladığı bilgi miktarının eşit olduğu görülmüş. Bir hafta sonra bilgi düzeyleri tekrar ölçül- düğünde hafızadan geri çağırma yöntemiyle çalışanların öte- ki gruba göre % 50 daha başarılı olduğu görülmüş. Bu parçada, yapılan çalışmalarla ilgili olarak, V. Çalışmaların yöntemleri arasındaki farkın içeriğine V 4. çalışma ile ilgili belirlenen amacın ne olduğuna v III. Çalışmanın nasıl yapıldığına dair ayrıntılara (IV. Çalışma için belirlenen öğrencilerin niteliklerine Çalışma sonunda iki testte de grupların başarı durumla- rinin aynı olduğuna niteliklerinden hangilerine değinilmemiştir? A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) Il ve IV E) I ve V

20. Bazısı hiç yürümez, bazısı ana yollarda yürür, kimileri de arsalarda dolaşır. Yollar, atlar ve iş insanları için yapılmıştır. Bense yollarda öyle pek gezinmem çünkü meyhaneye, bakkala, ahıra ya da ambara yetişme te laşında değilimdir. Yolculuk etmeye hazır sağlam bir ati andırdığım söylenebilir ama bir binek atı olmayı tercih etmezdim doğrusu. Manzara ressamı, bir yolu belirginleştirmek için insan figürlerinden faydalanır . Benim siluetiminse o ressamın işine yaramayacağı kesin. Ben doğaya eski peygamber ve şairlerin izinden yürüyerek giderim. Siz istediğiniz kadar oraya Ame- rika deyin ama maalesef varacağım yer ne Amerigo Vespucci ne Kolomb ne de başkasının keşfettiği bir yerdir. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Buranın daha esasli tasviri, okuduğum sözüm ona Amerika tarihi kitaplarında değil, mitolojide bulunur. B) Bununla birlikte bir elin parmaklarını geçmeyen öyle eski yollar vardır ki sanki bizleri sürükleyip ge- tirdikleri yerde bir anda solukları kesilmiş de devam edememiş gibidirler. C) Nasıl ki ormana giderken bir fasulye tarlasının ya- nindan geçip gidiyor ve aklımda oradan hiçbir şey kalmıyorsa Amerika da benim için öyledir. D) Burada yol konusunda sözlerimi sakınmayı dü- şünmüyorum çünkü öyle zannediyorum ki insanı hayallerinin diyarına götüren bu yollardan her ka- sabada bir ya da iki tane vardır. E) Kendilerini şuradan şuraya gitmedikleri hâlde eski kâşiflerle eş tutanlar, yanı başlarında ya da az ötede sürüp giden yolculuklardan bitap düşmüşler- dir.

C) E) Yaşanan toplumsal değişiklikler, dildeki sözcüklere yansımaktadır D bb E 18. 20. 7 1. Örneğin büyük bir üzüntü anlatılacaksa karakter en azından tarif edilemeyecek kadar sararır, gözlerinden seller gibi yaşlar akar. II. Yani duygular yalnız jestle değil, ayrıca abartılmış jestlerle anlatılır. III. Oysa bir Batı romanında benzer duygular böyle jestlere, dışsal "tezahür"lere yüklenilerek verilemez. IV. Bugün klasikleşmiş kabul ettiğimiz Türk romanlarını okuduğumuzda karakterlerin iç dünyalarında geçen duyguların dışsal jestlerle anlatıldığını görürüz. 9 V. Büyük bir ihtimalle baygınlık geçirir veya ciddi bir kellik tehlikesi yaratacak miktarda saç yolar başından. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangisi baştan ikinci olur? A) 1 B) II C) III DW EX IV-1 -v-11-111

PARAGRAF Deneme-1 üney Kut- buz yığını astlanmaz. da yaşam in gerçek sadığı tes- nmaktadır. yaşayan- ür. Bu tür, ok meme- Böylelik- biri olan sarete ve 19. Dünyamızda yaşayan her beş memeliden ikisi keskin dişli ve kemirici hayvanlar olan kemirgenlerdir. Böcek yiyen bu hayvanlar (iki grupta incelenir. Böcekçiller aile grubuna giren hayvanlar ve yarasa gibi türleri içinde barındıran diğer böcek yiyen hayvanlardan oluşur. Aralarında beslenme biçimleri ile ilgili temel farklılıklara rağmen bu tip hayvanların birçok ortak yanı vardır. Bunlardan en önemli ortak yani küçük hayvanlar olmalarıdır. Or- talama boyları yedi buçuk santim civarında olan bu tip hayvanlar birbirlerine birçok alan- da benzerlik göstermektedir. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Memeli canlılardan ikisi dişli ve kemirici olan kemirgenledir. B) Kemirgenlerden bazıları böceklerle bes- lenmektedir. C) Böcekçillerin ve yarasa gibi türlerin ortak özellikleri vardır. D) Böcekçiller ve yarasa türleri küçük hay- vanlardır. E) Birçok alanda çeşitli hayvanlar birbirine benzerlik göstermektedir. akilerden mez? 22 mayvanlar A kadardır? Y mayvanlar R G 1 re üstün eşittir? Y 1 N 20. Tavşanlar hızlı koşmaları ile nam salmış önemli hayvanlardır. Yabani olanlar ve ev- cilleştirmeye müsait olanlar olmak üzere iki grupta değerlendirilebilirler. Her ne kadar kemirgenlere benzerlik gösterseler de ke- mirgenlerin önemli bir bölümü kemirme işin- de kullandıkları dişleri ile dikkat çeker fakat lunan die yanisi diğer kemir-

26. Fransız İhtilali ile başlayan Sanayi Devrimi, fabrikalaşma ile üretimin artması, ham madde ihtiyaçları üretilen mamul ve yarı mamullerin pazarlanması ulaşımı zorunlu kılmıştır. Buhar makinesinin bulunması, ulaşımı hem ucuz hem de kolay kılmıştır. 1769 yılında Fransız Nicolas Cugnot, 1786 yılında ise İngiliz William Murdock buhar gücünü kara yolu ulaşımında, 1801 yılında ise Richard Trevichick buhar gücü ile çalışan lokomotifi demir yolu üzerinde denemiştir. Ancak kullanılan demir rayların lokomotif ağırlığı altında kolayca kırılması ve lokomotif yapımında kullanılan malzemenin dayanıksız olması demir yollarının gelişimini engellemiştir. Bu parçada lokomotif ile ilgili olarak 1. Sanayi Devrimi ile kullanımının bir zorunluluk hâline geldiğine 11. Buhar makinesinin icat edilmesiyle farklı kişiler tarafından farklı yerlerde denendiğine III. Kullanılan malzemenin niteliğinden dolayı demir yolu ulaşımının gelişimine ket vurduğuna yargılardan hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız II B) I ve II y@ D) Yalnız III C) ve III E) Tve III IT!

B nin ak nur Ya- na- en ük on ce- 21. Kişisel bilgisayarların yaygınlaşması, daktiloları tarihin tozlu sayfalarına taşıdı. Metinleri kolay düzenleme, dil bilgisi ku- rallarını sınama, yazım yanlışlarını bulma gibi birçok özellik; bilgisayarları temel yazı yazma aracı hâline getirdi. - zılara yoğunlaşmayı engelleyen çeşitli uyarı ve bildirimlerin çıkması gibi... Bunlar da doğal olarak yazarları alternatif ara- yışlara yöneltti. Bu ihtiyaca çözüm bulmak için elektronik bir daktilo geliştirildi. Daktiloda standart tuş takımı, e-mürekkep ekran ve basit bazı düğmeler var. Tek şarj ile yaklaşık bir ay kullanılabilen daktilo, uluslararası dil desteğine ve verileri tutmak için dâhili hafızaya sahip. ak Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ein z; A) Fakat bütün bunlar bilgisayarların gözden düşmesine engel değil n- n- B) Buna rağmen yeni teknolojik gelişmeler pek çok soru- mu da beraberinde getirdi il- C) Ustelik teknolojiye uzak bazı kişilerin de yazı yazma be- cerilerini geliştirdi D) Ancak bütün kolaylıklarının yanında bilgisayarların de- zavantajları da yok değil E) Bununla birlikte nostaljik daktiloseverler de bilgisayara daha sıcak bakmaya başladı n 9- bi

yerleşirn merkezlerini ve trenin içinde olup bitenleri de eserine alır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik söz konusudur? A) C) IN D) IV E) V. 5. Beklemek beklemektir mevsimler boyunca. Umudun tohumlannin çatlaması fidanların boy verme sidir TIL. Toprağın verdiklerine hayran olmaktır. 1. Umutların en yücesi tohumları serpmekttir tarlanın bagnina V Sonra çıkan ilk başağa vurulmaktır. Bu parçada cümleler doğru bir şekilde sıralandığında bustan ikinci cümle aşağıdakilerden hangisi olur? AT C) II DAV. E) V. Diğer sayfaya geçiniz. 1-T

15. Hayvancılıkla uğraşanların en büyük so- runlarından biri de sürülerin başında dura- cak bir çoban bulmak. Yeni Zelandali Halter firması bu soruna çözüm olabilecek dijital bir çoban geliştirmiş. Hayvanların boynuna takılan akıllı yular sayesinde hayvanların uzaktan yönlendirilmesi mümkün olabiliyor. Üzerinde bulunan uydu haberleşme siste- mi ve titreşim özelliğiyle hayvanın istenilen güzergâhta gitmesi sağlanabiliyor. Uygula- ma hayvancılara haftada 20-40 saat arası zaman kazandırıyor. Ayrıca otlakların %10 daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Geliş- tirilen sistemin hayvancılığın geleceği açı- sindan ufuk açıcı olacağı düşünülüyor. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargi- lardan hangisine ulaşılamaz? A) Teknolojinin kullanımı ile hayvansal ürünlerde verim artmıştır. B) Geliştirilen teknoloji sayesinde zaman tasarrufu sağlanmıştır. C) Akıllı yular sayesinde hayvanların gide- ceği yerler ayarlanabilmektedir. D) Hayvancılıkla uğraşanların birtakım so- runları mevcuttur.

16. Günümüzde yemek kültürü gerek görsel gerek yazılı medyada geniş bir yer kaplıyor. (II) Televizyon prog- ramlarında yemek, işlenen en popü- ler konular arasında. (III) Bir yandan da rengârenk ve parlak kapaklarıyla yemek kitapları kitapçı raflarında okuyucusunu bekliyor. (IV) Üstelik bu durum sadece Türkiye'ye özgü değil; Avrupa'da ve özellikle ABD'de yazılı ve görsel medyada, yemek son derece rağbet gören bir konu. (V) Gündelik hayatın önemli bir parçası olan geleneksel yemek kültürleri medya sayesinde şahsi olmaktan çi- kip evrensel bir nitelik kazanıyor. A) I B) II C) IL DIV EV E 17. (1)

20. (1) Geçmişin aydınlanmasına ev sahipliği yapan müzeler, 20'nci yüzyılın ilk yarısına kadar eski eserlerin toplan- masına, muhafaza edilmesine ve sergilenmesine hizmet ederken bu dönemden sonra yeni bir yaklaşımla ele alinmaya başlanmıştır. (II) Topluma uzaktan bakan klasik müzeciliğin durağan mekân anlayışından, kültür ünitesi olarak kurgulanan, yaşayan çağdaş müzecilik anlayışına doğru geçiş, müzeciliğin çehresini değiştirmiştir. (III) Müze- cilik anlayışında yaşanan köklü değişimler, Türk müze- ciliğini de etkilemiş; ülkemizde modern anlayışa uygun müzeler oluşturulmaya başlanmıştır. (IV) Kültürel çeşitli- liğin ve toplumsal belleğin izleyicisine daha iyi aktarıla- bilmesine olanak sağlayan yeni sunum ve anlatım yön- temlerinin kullanılmasıyla müzelere olan ilgi de artmıştır. W Teşhir alanlarında eserin sağlıklı şekilde korunmasını sağlayan vitrinlerin aynı zamanda eseri tüm haşmetiyle sergileyebilmesi, görselliğin niteliğini artırmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) B) II C) III D) IV E) V

24. Sabahın ilk işıkları etrafı aydınlatmaya başladı. Artık uyku tu- lumunun sıcacık kollarından ayrılma vakti. Oysa soğuğun etkisiyle bütün gece bir çocuğun annesine sanlması gibi sa- mlmıştım ona. Sabah ayazına alışmak için çadırımın kapısın- dan, önce başımı uzatıyorum. Deniz Gölü'nün mavi sulan, hareketsiz, öylece duruyor. Arkasında bir kuleyi andıran de. vasa dağın gölgesi, pürüzsüz göl yüzeyinde sere serpe yan- siyor. Ansızın ışıltılı yüzünü gösteren güneş, benimle birlik te karşı tepelerin de gözlerini kamaştırıyor. Gün içinde siyah olarak görünen dağın zirvesi kırmızı-turuncu bir elbise kuşa- niyor kuşluk vaktinde. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Doğa devinim halinde aktarılmıştır. B) Gerçek kişili anlatımla oluşturulmuştur. C) Kişileştirmeye başvurulmuştur. D) Günün belli bir aralığı aktarılmıştır. E) Yinelemelere başvurulmuştur.