Paragrafın Yapısı Soruları

D) E 8. 6. Ahşap, esas olarak selüloz, lignin, hemiselüloz, pektin ve diğer suda çözünür ve çözünmez özlerden oluşan oldukça dayanıklı, yenilenebilir, karmaşık hiyerarşide bir biyoma- teryaldir. (1) Bu özelliklerinden dolayı ahşabı karakterize etmek, bozulmasına etken faktörleri ve bozulma türlerini belirlemek; sağlamlaştırma ve koruma planları yapmak oldukça zahmetli ve karmaşık çalışmaları gerektirmek- tedir. (H) Arkeolojik nitelik taşıyan ahşapların kaynağının incelenmesi, sadece sosyal ve beşerî bilimler açısından fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda malzeme, mü- hendislik bilimleri için de ahşabın zaman içindeki bozul- ma süreçleriyle ilgili ön uygulamaları; coğrafi ve çevresel faktörler, fiziksel şartlar hakkında oldukça zengin bilgileri ortaya koyar. (III) Ahşabın tür, yaş, kalite gibi belgeleme niteliğindeki özellikleri için analizlerden yararlanıldığı gibi bozulmasına etken olan nem, UV ışınları, bakteri, man- tar, böcek vb. analiz yöntemleri ile rahatlıkla teşhis edi- lebilmektedir. (IV) Bozulma sonrası uygulanacak koruma yöntemleri de analiz yöntemleri sayesinde önceden tayin edilmektedir. (V) Ahşabın süreç içerisinde bozulmasına etken faktörler ve bozulma türü belirlenmesi ile koruması- na yönelik daha uygun ve teknolojik malzemeler de geliş- tirilmiştir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) 11 B) III C) IV D) V E) VI

lon (IV me nia lu bu B. (1) Şemsiyeler ilk olarak 3400 yıl önce Mezopotamya'da, bir rüt- benin, bir ayrıcalığın sembolü olarak kullanılmaya başlandığında bu ilk şemsiyeler Mezopotamyalıları yağmurdan değil, yakıcı gü- neşten koruyordu. (11) Şemsiyeler yüzyıllar boyu hep güneşten ko- runmak için kullanıldı ki bugün bile bazı Afrika kabilelerinde şefin arkasında yürüyen bir şemsiye taşıyıcısı görülmektedir. (III) Hatta ingilizcede şemsiye anlamındaki "umbrella" kelimesi, Latince göl- ge anlamına gelen "umbra" kelimesinden türemiştir. (IV) Romali- lar şemsiye kültürünü Mısırlılardan aldılar ama onu hep kadınsı bir sembol olarak gördüler ve erkekler tarafından hiç kullanılma- di. (V) Yağlı kağıttan yapılan şemsiyelerin yağmuru da geçirmedi- ği görülünce kadınlar tarafından yağmurda da kullanılmaya baş- landi. (VI) Avrupa'da şemsiyelerin yaygın olarak kullanılmasına ise 1700'lü yıllarda başlandı. m le your nereye Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Artık antik tiyatrolarda, yağmurda kadınlar şemsi- yeler altında rahat rahat otururken erkekler sırılsıklam islaniyor- lardı." cümlesi getirilebilir? A) II 2 B) III 3 E) MI C) IV 4 D) V 5 6

emli sina esi uda vaplayınız. 31. Bu par va- de 30, 31 ve 32. soruları aşağıdaki parçaya göre co- sefesi içinde formulize eden Humboldt, haieli de seleti Somut olarak tanımlanmis bir dilsel sistemi kendi tel de olmayan bir düşünür olarak durur da bir tarihinde Humboldt, dilin insan zihninin yaratici yeteneginin sonu- cu ortaya çiktigini ve her dilin, kullarda topluluk için bir mulky anamina geldiğini belirtir. Bu nedenle yapi, ses, sözcük vb. özellikleri ile diğer dillerden bir kimliğe sahiptir. Dilter ses, sözcük, yani wasindaki fark Wikia eyi özel bir her dil: ayrılan WV Sz. Ut- in $ yalnızca nirli olmadiğini, bu gibi bicutisel tarkibkarla St- bu farklılıklar bireylerin yaşadıklan kültür ve toon gerçekliği algılama, yorumlama ve dların temelde, o di korusan toplumla bağlantılı olarak ve aktarma biçimlerin ge yarg A) 1- r. deki farklılıklar olduğunu belirtmiştir. Dillerin kena mislerinin ürünü oldugunu, geçmişten bugüne dek gelen alqlama ve duşunme süreçlerinin dilde yansıma bulduk. Janni söyleyen Humboldt'a göre bir topluluğu, bir kültür anlamanın en temel yollarından biri o toplulubunun dilini incelemektir . Humboldt'un daha 1811'de bizde bizdeki Yeni Lisan hareketine benzer şekilde istikamet olarak halk dilini göstermesi ve dildeki, ulustaki verimliliğe ve canlili ga kastedenlere karşı cephe alması basite indirgenecek bir tavır değildir . Dilin temel malzemelerini toplamak için kaynak olarak sırf kitaplar göstermemesi, dilin yaşayan ve sonsuz bir sistem olarak bütün hâlinde incelenmesi gerektiğini vurgulaması da zamanının ilerisinde tespitler- dir. Dil bilimi araştırmaları için ilk ve en mühim duraklar dan biri olan Humboldt, günümüzde hålá tartışılmakta; fikirleri yorumlanmaktadir 32 30. Bu parçadan "Humboldt'un dille ilgili görüşleri"yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz A Dilin söz varlığından yola çıkılarak toplumun yaşam biçimiyle ilgili fikir sahibi olunabileceğini belirtmekte- dir B) Dilin düşünceyi ileten olmaktan ziyade düşünceyi bi- çimlendiren en temel etken olduğunu vurgulamakta- dir. C) Milletlerin temel karakterlerinin, dillerinde ortaya çık- masıyla her dilin kendine özgü bir yapıya kavuştuğu- nu söylemektedir. Dj Bir ulusun tarihî süreç içinde yaşadığı değişimlerin, dünyayı algılama biçiminin dilde karşılık bulduğu dü- şüncesini ortaya koymaktadır. Ey Ulusların dilleri arasındaki farklılıkları, ulusların her bi- rinin farklı bir kültüre sahip olmasıyla ilişkilendirmek- tedir. YKSTYTOS

20. I. Şair, "Çaldımsa da miri malı çaldım" diye- rek Hüsn 0 Aşk'ın içeriğini Mevlana'nın Mesnevi'sinden aldığını söyler. II. Bu açmazın en önemli habercilerinden biri, klasik şiirimizin son büyük şairi olarak kabul edilen Şeyh Galip'tir. III. Edebiyatımızdaki açmaz, "Batili" bir yenileş- menin de habercisi olur. IV. 18. asırdan itibaren edebiyatımız fikri bir açma- zin içine düşer. V. Yeni bir soluk arayan şair, muhtevayı Mevlana gibi eski ve önemli bir isimden alarak eleştirileri üzerinde toplamıştır. Yukarıda numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi dışta kalır? A B

14. (1) Deniz insanlarına olan hayranlığı Cevat Şakir'i, yanında yöresinde görüp tanıdığı, ölesiye bağlandığı sıradan insanlar yanında, tarihimize mal olmuş deniz kahramanlarının hayatlarını da romanlaştırmaya götürür. (II) Uluç Reis ve Turgut Reis adlı romanlar bu hayranlığın bir ürünüdür. (III) Cevat Şakir'in öykücülüğü ve romancılığı yanında bir o kadar önemli bir o kadar üzerinde durulması gereken özelliği tarih bilinci ve mitoloji merakıyla sivrilen, bunların da ötesinde gelmişi geçmişiy- le Anadolu'nun kültür kaynakları üstüne eğilen, gerçek bir düşünür, yurtsever bir kişi olmasıdır (IV Cevat Şakir, bir yandan mitoloji tutkusuyla Anadolu Efsaneleri ve Anadolu Tanrıları üzerine eğilirken öte yandan Batı kültürünü oluşturan kaynağın Yunanistan'da değil, Anadolu'da serpilip geliştiğini ispatlamaya adar kendini. (V) Anadolu'nun Sesi ve Hey Koca Yurt ta lyonya (Anadolu) kültürünün Yunanistan kültüründen üstünlüğünü göstermeye çalışır. (VI) Ona göre Batılıların "Yunan mucizesi” diye belledikleri şey aslında Ege bölgelerinde yeşermiş, aklı mantığı, olumlu düşünceyi başlatan ve göğsümüzü kabarta kabarta "Ege mucizesi" diyebileceğimiz bir düşünce akımının ürünüdür. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? E) VI D) V C) IV A) II B) III

TÜRKÇE - r 31. (1) Başarılarla dolu meslek yaşantısına rağmen Aziz Sancar'ın ABD'deki ilk yılları hayli zor geçmişti. (11) Kendisine çok güvenemiyor, laboratuvar çalışmala- rinda diğer öğrenciler kadar başarılı olamayacağını düşünüyordu. (III) O da tek çarenin çok çalışmak oldu- ğuna karar verdi. (IV) Üzerinde çalıştığı problemlerle ilgili basit deneyler hazırlayacak, konusunu en ince ayrıntısına kadar öğrenecekti . (V) Deneylerde istediği sonucu bir türlü alamıyordu hatta bir arkadaşı onun bi- limsel araştırmadan pek de anlamadığını, yeniden ba- şarılı olduğu doktorluk mesleğine dönmesi gerektiğini söylemişti. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Ama ilk başlarda işler pek de planladığı gibi gitmedi." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV (E) V a 1, k t- ek eri ti- ski -ak ebi CAP Fiğa ştur ün- ket-

7. Sokrates, hiçbir şekilde ilk filozof değildi. Ondan önce, yak- laşık yüz elli yıllık bir süreç boyunca başka filozoflar da ol- muştu. Başka pek çok filozof. Sokrates'ten hem önce hem de sonra, onun kadar güçlü ve sağlam bir biçimde akıl yürüt- kendisini götürdüğü yere kadar gitti. Onu özel olarak Yu- tü; aynen onun gibi, sonuçlarına hiç bakmadan argümanın nan, genel olarak da Batı felsefesinin en önemli kahramanı haline getiren iki şey vardır. Bunlardan birincisi Sokrates'in felsefenin nasıl ve ne için olması gerektiğiyle ilgili standart- lari koymuş olmasıdır. Bu standartlar. Kesinlikle çok yüksek standartlardır. İkinci husus ise Platon gibi birinin onun öğren- cisi olması ve onun diyaloglarını yazıya geçirmiş olmasıdır. Çunkü üstat, “Yazı, insan beynini tembelleştirir." inancı yü- zünden görüşlerini ve bilgilerini yazıya dökmemişti. Burada şunu da vurgulayalım: Sokrates.olmasaydı Platon olmazdı. Platon olmasaydı Sokrates, sadece bir dipnot olarak kalırdı. Yine Platon olmasaydı Sokrates'ten önceki bütün bilgileri kendisinden aldığımız Aristoteles de olmayacaktı. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle 1. Akıl yürütmenin yönteminin belirlenmesi II. Akıl yürütmenin amacının ortaya konması III. Öncü filozofların fikirlerinin yazıya dökülmesi durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? C) Yalniz E) II ve It A) I ve II B) Yalnız DVI ve III

3. eğitim ve yetiştirmenin ekonomik işlevleri konusuna (1) Insan sermayesi ve insan kaynakları yaklaşımları, öncelik vermekte olup eşitlik, demokrasi, toplumsal adalet ve benzeri konuları göz ardı etmektedir. (11) Dünyada son yıllarda uygulanan eğitim politikaları sonucu, eğitimi piyasanın istem ve gereksinimlerine uyarlayan anlayış ağırlık kazanmıştır. (III) Eğitimin toplumsal amacı ve işlevine yönelik bu anlayışta köklü değişimler oluşmuştur. (IV) Bunun sonucunda eğitim ekonomik etkinliklerin verimlilik ögesine indirgenmiştir. (V) Her düzeydeki eğitim çalışmalarında ekonominin ve piyasanın talepleri doğrultusunda insan gücü yetiştirmeye ve geliştirmeye yönelik profesyonel ve teknik yaklaşım ağırlık kazanmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) B) || C) III DIV E) V

LUK VE DİYALOG TAMAMLAMA 7. I. Zit görüşlü bu iki kitaptan ilki Murray'in Hologram Güvertesinde Hamlet isimli çalışması, diğeri ise Aurseth'in Sibermetin: Ergodik Edebiyat Üzerine Bakış Açıları isimli çalışmasıydı. II. Video oyunları ve anlatı kuramları arasındaki etkileşim bir süredir bu alanda çalışmalar yapan akademisyenlerin gündeminde. III. 90'ların sonunda basılmışdki kitap arasındaki görüş farklılığı video oyun çalışmalarının içeriğinin ne olması gerektiği konusunda tartışmalar yaratmış ve bu tartışmalar 2000'ler süresince video oyun akademisyenlerini hem harakete geçirmiş hem de alana olan ilgiyi artırmıştır. IV. Bu görüş video oyunlarının geleceğini sözlü anlatı, kitap, edebiyat ve sinema gibi anlatı mecralarının bir devamı ve mirasçısı olarak kurgular. V. Video oyunları ve anlatılar arasındaki ilişkinin sorgulanması hatta video oyunlarının edebî bir anlatı geleneği türünün devamı olup olamayacağı 90'ların sonuna denk gelir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi dışta kahr? A) I B) II C) III DIV EN LIMIT YAYINLARI 8. Fiziki alanlardan sosyal alanlara kadar toplumun ihtiyaçlarının çözümlenmesinde, yaşanan teknolojik gelişmelerin büyük etkisi olmus: bu bağlamda vasanan

9. 1. Bir dilin en kusursuz biçimini, en duru anlatımını kompo- zisyon metinlerinde buluruz. II. Kompozisyon, dil kurallarına uyarak düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatıdır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde bir- leştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisidir? A) Düşünce ve duyguların dil kurallarına uyularak anlatıldığı kompozisyon metinlerinde yazıldığı dilin bütün özellikle- rini görebilirsiniz. B) Bir dilin en kusursuz biçimi ve duru anlatımı, düşünce ve duyguların dil kurallarına uyularak en güzel ve etkili bi- çimde anlatıldığı kompozisyon metinlerinde yer alır. C) Dillerin en kusursuz biçimi ve en duru anlatımı sadece kompozisyon metinlerinde yer aldığından bu metinler sa- natsal bir biçimde kaleme alınır. D) Bir dilin en duru ve en kusursuz biçimi, bireylere dil kural- larını öğretmede en iyi araç olarak kabul edilen kompozis- yon metinlerinde yer alır. E) Kompozisyon metinlerinde bir dilin en kusursuz biçimi ve duru anlatımı yer aldığından düşünce ve duygular en ya- lin hâliyle aktarılır.

17. Bu, yazarların kendilerine sunulan geniş imkanları kul- lanmak istemeleri ve bu anlatıların hayatın aynası olduğunu düşünmelerinden kaynaklanır Modern anlayış ise seçme ve yoğunlaşma olmadan her şeyin tüm detayıyla anlatılmasını bir kusur olarak görür. Modern roman ve hikaye anlayışını benimseyen sanatçılar, anlatının yapısını zedeleyeceği, bir yığın gereksiz bilgiyle anlatıyı okuyucunun gözünde sıkıcı hâle getireceği ve asıl dikkat edilmesi gereken önemli yerle- kin bile bu yığının gölgesinde kalarak kaybolacağı endişesi- ni taşırlar. 19. "Divan ed 20. yüzy yok. Isk yılında ma hic laşma "divar ray v edet zür dır. 19 Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ya A) Klasik eserlerde yazarlar, hayatın gerçekliğini dile geti- rirken kişiliğini yansıtmaktan çekinmez. B) Geleneksel roman ve hikâye anlayışında yazarlar, olay- ları, durumları, kişileri, mekânı uzun uzadıya anlatır. C) Eski dönem yazarları, kusursuz olanı bulana dek eser- lerini hiç usanmadan yeniden oluşturmayı dener. D) Gerçekliği içtenlikle dile getiren geleneksel yazarlar, oku- yucunun hiçbir detayı kaçırmasını istemez. E) Geleneksel anlatıda yazarlar, modern anlayışın aksine kısa bir kesit yerine uzun bir zaman dilimini anlatmayı yeğler.

PARAGRAFTA YAPI ni üzerinde çalırken istediğiniz bir gill yorum yapmak, bir yerlere not ilgili birilerine açıklamalar yapmak an ogrencilerinizin veya rine ekleyerek meraminizi kolay 27 (I) Peki, istediginiz kelime not almak istemez misiniz? Omünü kullanır, notlar alırız mak, her zaman yeterli veya rim dışı olarak Word'de degi da çalışırken sesli not almak bir eklenti mevcut: Kaizena. Dünyamız kirlendikce ne yüzebilecegimiz denizler, ne yürüyobilecegimiz ormanlar ne de ve sirket gibi bizim de Ozerimize dügon sorumluluk kogabilecegimiz sahiller kalacak, biliyoruz. Her birey büyük, bu nedenle doğru adımlar atmak için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Çalışanlarımız le plogging (kosarak çöp toplama) çöp toplama etkinlikleri yaparak kullanıcılarımızla salınımı konusunda hem çaliganlarımıza hem de Gretim ortaklanmiza covre hakkında egitimler veriyoruz lakl bozukluğu gidermek için hangisi yapılmalıdır? değiştirmeli. değiştirmell onra gelmeli. değiştirmeli Yukardaki ilk parçada bazı "açıklamalar" yapılmış ve bu açıklamalar hakkında son cümlede bir "gereklilik" belirtilmiş; ikinci parçada ise "gereklilikler" sıralanmıştır. Aşağıdakilerin hangisinde bu üç bölüm yoktur? A). Bu hafta sonu YKS yapılacak. Gençler gelecek yıllarda okuyacakları okulu bu sınav sonunda belirleyecekler. Sınavda bir mağduriyet yaşanmaması için uyarılarda bulunan OSYM, adayları özellikle iki belgeyi yanlarında bulundurmaları konusunda uyardı. lgili oturuma ait sınava giriş belgesi, nüfus cüzdanı veya Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı ya da geçerlilik süresi dolmamış pasaportun asli. gelmeli. n doğadan ve yeşilden hlerinden biri "Yenileni ne çomak sokmak isteyen am'ın Dong Nai erini yetiştirebilecekleri, hayat buldu. Yakında yer şan ailelerin çocuklarına aşlayan proje, kri için de âdeta bir la mimari ekibi, okulu ni düzeltebilmek ve söylüyor. Bu fikir, ve suyun geri atlı sarmal şekilde ne sahip olan okul, Okul üç adet avluya yapabilecekleri B). Kişi spor öncesinde gereken hazırlıkları yaptıktan sonra doğru egzersiz ve duruşlarla sporunu tamamlamalıdır. Ancak spor sonrasında sporun etkisini önemli ölçüde değiştiren bazı davranışları yerine getirmelisiniz. • Birkaç dakikalık hafif tempolu yürüyüş yapmalısınız. Egzersiz sonrası kas esnetmeyi ihmal etmemelisiniz. lik iki saat içerisinde en az 2-3 bardak su içmelisiniz. c) Tatil yolculuğunda otele varıp bavulumuzu açana kadar yol boyunca bizi içten içe kemiren bir soru var: "Acaba bir şey unuttum mu?" Yolun bir endişe krizine dönüşmemesi için gerekli eşyaları önceden hazırlayın. • Yola çıkmadan önce nüfus cüzdanı, pasaport, ehliyet, evlilik cüzdanı ve yolculuk biletlerinizi yanınıza almayı unutmayın. Bir bavul yanında bir de seyahat çantası almak hiç de kötü bir fikir değil. Ina göre ndan, Jor Ha özenli sevgili D) • Bazı durumlarda ameliyat olmamız şarttır. Ameliyat öncesi yapılması gerekenleri unutmamak gerek. • Bazı ilaçları ne zaman bırakmanız gerektiği konusunda bilgi alınız. İnsülin pompası kullanan hastaların bir hafta önce endokrinoloji uzmanı ile konuşmaları gerekmektedir. Ilisi tirdi @ > - toprakların E). Kâğıtsız bir günümüz geçmiyor. Ambalajdan ofis işlerine, temizlikten reklama kadar birçok alanda birçok kâğıt çeşidi kullanıyoruz. Yüzeyi tam beyaz kuşe kâğıtlar renkli resimlerin baskısında en iyi sonucu verir. Kendinden karbonlu olan otokopi kâğıdı ise fatura, irsaliye, sipariş fişi gibi çok nüshalı işlerde tercih ediliyor. ormandan,

ek y tikla n, in lece. Sevgi konusuna dokunmayan yazarların düşüncelerine pek güvenim yok. "Bu konuda söyleyecek şey mi kaldı, bilineni mi yineleyelim?" diye kendilerini savunanların bile doğru yolda olduğu kanısında değilim. Başka konularda yeni şeyler mi söylüyor hepsi sanki? Hem "sevgi'ye konulardan bir konu gözüyle bakılmaz ki. Bir bakıma “Yaşamadan sevgiye zaman kalmıyor." diye bir çıkış deneyenler, doğru yola epeyce yaklaşıyorlar gibime geliyor. Yine de giremiyorlar tam yola. Gerçekten sevgiyi yaşasaydılar hiçbir şey yazacak zamanları olmazdı, yazarlık isteği diye bir şey duymamaları gerekirdi. Gerçek sevgi her şeyi kapsar çünkü. Gerçek sevginin olduğu yerde başka hiçbir şeye yer yoktur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Sevgiye diğerleri gibi alelade bir konu gözüyle bakılamaz. <B) Gerçek sevgiye ulaşanlar, başka bir şeyle meşgul olacak vakit bulamazlar. C) Gerçek sevgiyi ancak sevgi konusuna dokunabilen yazarlar hakkıyla anlatabilir. Yazarlık isteği, gerçek sevgiyi yakalayanlarda ortadan kalkar. E) Sevgi konusunda bilinenin tekrarından kaçınanlar, farklı konularda da yeni şeyler söyleyemez. şka ço

1 B 13) Yaşadığım yerde olanları anlamakta güçlük çekiyorum. Anlam veremediğim o kadar çok şey var ki... Artık bir tu- haflık bile hakkıyla gerçekleşmiyor. Sahte oldukları derhal anlaşılmayan mucizeler doğmuyor. Belliydi. Dengesiz bir yerdi burası. Giderek daha da dengesizleşti. Iste ben bun- dan dolayı gidecektim buradan. Her şey zehirlendi işte. Hiçbir şey akmıyor, çok uzun bir zamandır. Kıyamet bile tam kopamiyor. Belki de kıyamet aslında böyle bir şeydir. Bir seferlik, devasa ve kimseyi kayırmayan felaket değil de gündelik hayatın içinde devam eden, garip, minik dü- zensizlikler olarak çalışan, her gün yeni bir yere sinip ora- yı hâlleden bir şeydir. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nite- lendirilemez? B) Mutsuz A) Karamgar C) Kafası karışık D) Mucize bekleyen E) Kendine söz geçiremeyen Sinema, görsellik üzerinden gücünü alan bir sanat ve gör- sellik, hepimiz için inkâr edilemeyecek bir öneme sahiptir. Bir romanın, o romanda yaratılmış karakterlerin görsel hale getirilmesi diğer bir devisle kaplanlar

19. (1) Likya uygarlığının ana yurdu Teke Yarımadasında kıvrılarak akan Ksanthos, bugünkü ismiyle Eşen Çay tarih boyunca bölgenin dinamiğini de belirleyen atar damarı olmuş. (II) Etrafındaki arazilere bereket vermis çevresinde görkemli şehirler yükselmiş. (III) Yağışlı bir do nemde bu manzara yer yer bataklığa döner. (IV) Bugün Patara'ya gidenleri bekleyen ilk manzara, alçak tepelerin arasından görünen upuzun kumsal, lacivert Akdeniz'e uzanan kumullarda bitmiş sazlıklar ve çevreledikleri göl- cükler olacaktır. (V) Patara kenti de işte bu önemli suyun ağzına çok yakın bir yerde kurulmuş. Verilen numaralı cümlelerden hangisi yer değiştirir se parçada anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I ve III B) Il ve IV C) Il ve D) IV ve v E) III ve IV Diger sayfaya gecir

SONUÇ TESTI 1 ANLATIM BİÇİMLERİ VE DÜŞÜN < 5. 8 Vapur iskeleye yanaştı. Beyaz köpüklerle suyu bulandırdı. Bulut gibi beyaz köpükleri bir şeylere benzetmeye çalışıyordu adam. Çocukken arkadaşlarıyla çimenlere uzanıp bulutlara kadar kimi zaman bir canavara, kimi zaman bir laleye benzetirlerdi bulatlan. Vapurdan insanlar iniyordu. İnsanlar vapura yükleniyordu. Geçti, boğaz tarafına oturdu. Köprünün altından gemiler, gemilerin altından balıklar, balıkların altından ağlar, ağlann altından geçim düşünceleri geçiyordu. Mazot pahalanmış, balık azalmış, deniz dalgalanmıştı. Geçim güçleşmiş. çocuklar büyümüş, balıkçı yaşlanmıştı. Canavara benzemesi Abartma cmaz mi? ? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi O yoktur? Yinelemeler Il kişili anlatım O Niteleyici sözcükler Öyküleme