Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafın Yapısı Soruları

4
L
"Oniversite sınavını kazandigimi ogrendigim andaki
sevincimi anlatmak pek göç" cümlesinden sonra
anlamı pekiştirmek için aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Gözüm açılmıştı, artik her şeye daha bilinçli
yalaşacaktim.
B) Kendimi pok zinde hissedlyordum, yeniden dün-
yaya gelmiş giblydim.
C) Ayaklarım dolaşmış, düşmemek için anneme
sarılmıştım.
D). Çok memnun olmuştum, sonunda kendime iyi
bir iş bulabilecektim:
E) Dünyalar benim olmustu sanki, bu güzel haberi
vermek için eve, aileme koştum.
Eski zamanlardan beri salokler, kini kanı emne
rek vücuttan uzaklaştırdıkları için birçok rahat
sizliğin ve kan yoluyla geçen hastalığın tedavi
sinde kullanılmiştir.
II. Soloker salgılarındaki "hirudun" adlı madde sa
yesinde kanin pıhtılaşmasını engelleyerek pint
parçacıklarının damarları tıkamasını engellerier
Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olaral
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede verilen bilgiyle çelişen bir bilgi veril
miştir.
B) I. cümlede açıklanan durumun yarattığı sonuç
lar belirtilmiştir.
C) 1. cümlede aktarılan durumun nedeni bildirilmiştir
D) I. cümlede açıklanan olgunun örnekleri verilmiştir
E) I. cümlede belirtilen durumun nasıl gerçekleştig
anlatılmıstır.
2. Sanat faaliyeti bir sanatçının hangi sanat dalında
2 olursa olsun daha önce var olan malzemeden ve
almış olduğu kültür biçiminden hareket ederek daha
nin eldeki malzemeye getirdiği yorum ve yorumdaki
farklilik sanat eserinin türlerini oluşturur. Sanatçının
bütün malzemesi tabiat ve insandır.
Yukarıdaki parçada altı çizili sözle sanat eserine
yönelik olarak aşağıdakilerden hangisi anlatıl-
mak istenmiş olamaz?
A) Özgün bir birleşim olduğu
B) Önceki eserlerin birleşimi olduğu
C) Tek ve benzersiz olduğu
D) Yoktan var edilmediği
E) Yorumsal fark taşıdığı
3. Bir yatak, Üzerinde rahatça oturup film izleyebilece-
ğiniz, kitap okuyabileceğiniz bir kanepe ile mutfak
ve banyodaki en temel ihtiyaçlar olduktan sonra
insan her yerde yaşayabilir. Yeter ki kışın soğuğun-
dan, yazın sivrisineğinden sizi korusun. Büyük
mesele değil yani. Buna rağmen evlere arabalara
sahip olmak için güzelim hayatlarımızı çürütüyoruz.
Oysa herkesin başını sokacağı böyle mütevazı
mekanları sağlayacak kadar zengin bir dünyada
yaşıyoruz.
Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşıla-
yabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde
vardır?
A) Sergideki seçkiler bana göre fazla sıradan ve
sanatçının ruhunu yansıtmaktan çok uzak.
B) Hayatını böyle önemsiz bir işe adamış olman
beni gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor.
C) Girdiği her ortamda dikkat çekmek için elinden
yapar, adeta ben burdayım diye bağırırdı.
D) Onu tanıdığımda o kadar gösterişsiz ve sakin
bir hayat yaşıyordu ki insanda derin bir yalnızlık
hissi uyandırıyordu.
E En basit ihtiyaçlarımızı bile zorla karşılayabildi-
ğimiz, konforlu olmaktan çok uzak bir oteldi.
5.1 Bazı bilim insanlari, duygusal olarak salgılanan
gözyaşlarıyla stres sonucu oluşan toksinlerin
de atılıp duygusal durumun düzeleceğini iddia
etmektedir.
II
Ağlayanların duygusal durumlarını incelemek
için yapılan gözlemlerde, ağlamanın tek başı-
nayken iyileştirici etki göstermediği; sadece ya-
nimizdaki birileri tarafından sosyal destek sağ-
landiğinda iyileşme gösterdiği görülmüştür.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bazı bilim insanları, ağlarken sosyal destek
sağlanırsa toksinlerin vücuttan atılacağını ve
duygusal durumda iyileşme gerçekleşeceğini
ileri sürmektedir
.
B) Ağlamanın sadece etrafta birileri varken iyi his-
settirdiği gözlemlendiği için bilim insanlar, göz-
yaşlarıyla toksinlerin de atıldığı sonucuna var-
mıştır.
C) Bazı bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte tok-
sinlerin de atildığını öne sürmesi, onları, sosyal
destek sağlanırsa ağlamanın duygu durumu-
muzu düzelttiği sonucuna götürmüştür.
D) Ağlamanın yalnızca yanımızdaki birileri tarafın-
dan verilen sosyal destek varken iyileştirici bir
gücü olduğu gözlemlenmesine rağmen bazı
bilim insanları ağlarken toksinlerin atıldığını ve
duygusal durumun düzeldiğini iddia etmektedir.
E) Bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte toksin
maddelerin de atıldığını kanıtlamalarına rağ-
men ağlamanın tek başınayken iyileştirici bir
geleni
O Qücü oimadiği iddia edilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
4 L "Oniversite sınavını kazandigimi ogrendigim andaki sevincimi anlatmak pek göç" cümlesinden sonra anlamı pekiştirmek için aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Gözüm açılmıştı, artik her şeye daha bilinçli yalaşacaktim. B) Kendimi pok zinde hissedlyordum, yeniden dün- yaya gelmiş giblydim. C) Ayaklarım dolaşmış, düşmemek için anneme sarılmıştım. D). Çok memnun olmuştum, sonunda kendime iyi bir iş bulabilecektim: E) Dünyalar benim olmustu sanki, bu güzel haberi vermek için eve, aileme koştum. Eski zamanlardan beri salokler, kini kanı emne rek vücuttan uzaklaştırdıkları için birçok rahat sizliğin ve kan yoluyla geçen hastalığın tedavi sinde kullanılmiştir. II. Soloker salgılarındaki "hirudun" adlı madde sa yesinde kanin pıhtılaşmasını engelleyerek pint parçacıklarının damarları tıkamasını engellerier Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olaral aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede verilen bilgiyle çelişen bir bilgi veril miştir. B) I. cümlede açıklanan durumun yarattığı sonuç lar belirtilmiştir. C) 1. cümlede aktarılan durumun nedeni bildirilmiştir D) I. cümlede açıklanan olgunun örnekleri verilmiştir E) I. cümlede belirtilen durumun nasıl gerçekleştig anlatılmıstır. 2. Sanat faaliyeti bir sanatçının hangi sanat dalında 2 olursa olsun daha önce var olan malzemeden ve almış olduğu kültür biçiminden hareket ederek daha nin eldeki malzemeye getirdiği yorum ve yorumdaki farklilik sanat eserinin türlerini oluşturur. Sanatçının bütün malzemesi tabiat ve insandır. Yukarıdaki parçada altı çizili sözle sanat eserine yönelik olarak aşağıdakilerden hangisi anlatıl- mak istenmiş olamaz? A) Özgün bir birleşim olduğu B) Önceki eserlerin birleşimi olduğu C) Tek ve benzersiz olduğu D) Yoktan var edilmediği E) Yorumsal fark taşıdığı 3. Bir yatak, Üzerinde rahatça oturup film izleyebilece- ğiniz, kitap okuyabileceğiniz bir kanepe ile mutfak ve banyodaki en temel ihtiyaçlar olduktan sonra insan her yerde yaşayabilir. Yeter ki kışın soğuğun- dan, yazın sivrisineğinden sizi korusun. Büyük mesele değil yani. Buna rağmen evlere arabalara sahip olmak için güzelim hayatlarımızı çürütüyoruz. Oysa herkesin başını sokacağı böyle mütevazı mekanları sağlayacak kadar zengin bir dünyada yaşıyoruz. Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşıla- yabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Sergideki seçkiler bana göre fazla sıradan ve sanatçının ruhunu yansıtmaktan çok uzak. B) Hayatını böyle önemsiz bir işe adamış olman beni gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor. C) Girdiği her ortamda dikkat çekmek için elinden yapar, adeta ben burdayım diye bağırırdı. D) Onu tanıdığımda o kadar gösterişsiz ve sakin bir hayat yaşıyordu ki insanda derin bir yalnızlık hissi uyandırıyordu. E En basit ihtiyaçlarımızı bile zorla karşılayabildi- ğimiz, konforlu olmaktan çok uzak bir oteldi. 5.1 Bazı bilim insanlari, duygusal olarak salgılanan gözyaşlarıyla stres sonucu oluşan toksinlerin de atılıp duygusal durumun düzeleceğini iddia etmektedir. II Ağlayanların duygusal durumlarını incelemek için yapılan gözlemlerde, ağlamanın tek başı- nayken iyileştirici etki göstermediği; sadece ya- nimizdaki birileri tarafından sosyal destek sağ- landiğinda iyileşme gösterdiği görülmüştür. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazı bilim insanları, ağlarken sosyal destek sağlanırsa toksinlerin vücuttan atılacağını ve duygusal durumda iyileşme gerçekleşeceğini ileri sürmektedir . B) Ağlamanın sadece etrafta birileri varken iyi his- settirdiği gözlemlendiği için bilim insanlar, göz- yaşlarıyla toksinlerin de atıldığı sonucuna var- mıştır. C) Bazı bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte tok- sinlerin de atildığını öne sürmesi, onları, sosyal destek sağlanırsa ağlamanın duygu durumu- muzu düzelttiği sonucuna götürmüştür. D) Ağlamanın yalnızca yanımızdaki birileri tarafın- dan verilen sosyal destek varken iyileştirici bir gücü olduğu gözlemlenmesine rağmen bazı bilim insanları ağlarken toksinlerin atıldığını ve duygusal durumun düzeldiğini iddia etmektedir. E) Bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte toksin maddelerin de atıldığını kanıtlamalarına rağ- men ağlamanın tek başınayken iyileştirici bir geleni O Qücü oimadiği iddia edilmektedir.
Okuyarak olaylann ve gelişmelerin iç yüzünü
öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini
artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu
geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak kişiye
olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca
okuyan kişiler çok okumanın beraberinde
getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip
oldukları için hikmetli ve etkileyici konuşarak
hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırlar. Bu
etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye
daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır.
Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha
fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani
insanın düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini
artinr. Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir
yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında
geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren
bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda
toplurn içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm
bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için
okumalan gerektiğinin çok önemli bir
göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler
ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da
hâkim olacak ve toplum içindeki eğitim
seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır.
Bütün bunların sonucunda ---- .
Palme Yayınevi
37. Bu metin içerik bakımından dikkate alındığında
metnin başlığı,
1. Okumanın insana kazandırdıklan
II. Okumanın Yaşamımıza Katkısı
III. Neden Okumalıyız?
sözlerinden hangileri olabilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) 1, II ve III
D) I ve II
38. Asağıdakilerden hangisi, bu parcadaki okuyan insan
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Okuyarak olaylann ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak kişiye olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Dahası, geniş kelime dağarcığı, insanın daha fazla kavramla düşünebilmesini de sağlar. Yani insanın düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artinr. Boş zamanlarını, çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda toplurn içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumalan gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hâkim olacak ve toplum içindeki eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır. Bütün bunların sonucunda ---- . Palme Yayınevi 37. Bu metin içerik bakımından dikkate alındığında metnin başlığı, 1. Okumanın insana kazandırdıklan II. Okumanın Yaşamımıza Katkısı III. Neden Okumalıyız? sözlerinden hangileri olabilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III E) 1, II ve III D) I ve II 38. Asağıdakilerden hangisi, bu parcadaki okuyan insan
Şiir, toplumsal ve kültürel yaşamın olduğu gibi çevre-
sel aktivizmin de ayrılmaz bir parçasıdır. Çoğu kez,
haksızlık veya adaletsizliklere karşı toplumsal protes-
tonun dili şiirde ifadesini bulur. - Bu dil çevresel akti-
vizmin farklı aşamalarında farklı tarz ve biçim almakta-
dır. Türk halk şiirinde çevreci protesto ekoaktivist şiirle
ifade edilir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Çevre hareketleri, edebiyat ve doğa yazınıyla ya-
kından ilişkilidir ve aktivistler direnişlerini çeşitli
edebî çalışmalarla seslendirirler.
B) Türkiye'de son on beş yılda sıklığı ve görünürlüğü
artan yerel çevre ve ekoloji hareketleri de kendi şi-
irsel dilini üretmektedir.
C) Şiir sosyal ve ekolojik adaletsizliklere karşı muha-
lefetin dile getirilmesinde bir toplumsal katılım ara-
cidir.
D) Şiir kısmen izleyicisinin, okurunun, dinleyicisinin
duyarlılığını arttırırken, bilincini ve düşüncesini de
etkileyebilir.
E) Aynı şekilde şiir ile politik eylem arasında yakın bir
ilişki vardır ve şiir toplumsal gerçekliğin ifade edil-
mesinde önemli bir rol oynar.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Şiir, toplumsal ve kültürel yaşamın olduğu gibi çevre- sel aktivizmin de ayrılmaz bir parçasıdır. Çoğu kez, haksızlık veya adaletsizliklere karşı toplumsal protes- tonun dili şiirde ifadesini bulur. - Bu dil çevresel akti- vizmin farklı aşamalarında farklı tarz ve biçim almakta- dır. Türk halk şiirinde çevreci protesto ekoaktivist şiirle ifade edilir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Çevre hareketleri, edebiyat ve doğa yazınıyla ya- kından ilişkilidir ve aktivistler direnişlerini çeşitli edebî çalışmalarla seslendirirler. B) Türkiye'de son on beş yılda sıklığı ve görünürlüğü artan yerel çevre ve ekoloji hareketleri de kendi şi- irsel dilini üretmektedir. C) Şiir sosyal ve ekolojik adaletsizliklere karşı muha- lefetin dile getirilmesinde bir toplumsal katılım ara- cidir. D) Şiir kısmen izleyicisinin, okurunun, dinleyicisinin duyarlılığını arttırırken, bilincini ve düşüncesini de etkileyebilir. E) Aynı şekilde şiir ile politik eylem arasında yakın bir ilişki vardır ve şiir toplumsal gerçekliğin ifade edil- mesinde önemli bir rol oynar.
A YAPI
6. Telefona not alır gibi yazıldıkları için öykülerin di-
li alışılmış kurallara pek fazla uygun değil. Kimi
okurun dikkatini soru cümlelerinin fazlalığı çeke-
cektir. Öykülerinin, türün klasik özelliklerinden ay-
rıldığı nokta da işte bu. Bunlar da elbette ki bir ol-
guyu, bir karakteri, bir yaşam dilimini, bazı etkile-
şimleri anlatıyor ama karakterler genellikle bunla-
ri, kendilerine sordukları sorular üzerinden haya-
ta geçiriyor. Okuma tamamlandığında okur, ya so-
ruların yanıtlarını seziyor ya da tamamen gerek-
siz olduklarını anlıyor ve yeni bir soruyla karşıla-
şiyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine kar-
şılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Oykünüzü diğer öykülerden ve sizi diğer öy-
kücülerden farklı kılan nedir?
B) Öykülerinizde okur, kendisini şaşkınlığa sü-
rükleyecek durumlarla karşılaşacak mı?
C) Okurun, kitabı okurken kimi noktalarda kitap-
taki yönlendirmelere kapıldığı olur mu?
D) Kitap bir olay örgüsü hâlinde mi kurgulandı
yoksa karakterlerin iç dünyalarına inildi mi?
E) Okur, bu kitabı okuyup bitirdikten sonra ken-
dini sorguladığında nasıl bir cevap verecek
kendine?
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
A YAPI 6. Telefona not alır gibi yazıldıkları için öykülerin di- li alışılmış kurallara pek fazla uygun değil. Kimi okurun dikkatini soru cümlelerinin fazlalığı çeke- cektir. Öykülerinin, türün klasik özelliklerinden ay- rıldığı nokta da işte bu. Bunlar da elbette ki bir ol- guyu, bir karakteri, bir yaşam dilimini, bazı etkile- şimleri anlatıyor ama karakterler genellikle bunla- ri, kendilerine sordukları sorular üzerinden haya- ta geçiriyor. Okuma tamamlandığında okur, ya so- ruların yanıtlarını seziyor ya da tamamen gerek- siz olduklarını anlıyor ve yeni bir soruyla karşıla- şiyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine kar- şılık olarak söylenmiş olabilir? A) Oykünüzü diğer öykülerden ve sizi diğer öy- kücülerden farklı kılan nedir? B) Öykülerinizde okur, kendisini şaşkınlığa sü- rükleyecek durumlarla karşılaşacak mı? C) Okurun, kitabı okurken kimi noktalarda kitap- taki yönlendirmelere kapıldığı olur mu? D) Kitap bir olay örgüsü hâlinde mi kurgulandı yoksa karakterlerin iç dünyalarına inildi mi? E) Okur, bu kitabı okuyup bitirdikten sonra ken- dini sorguladığında nasıl bir cevap verecek kendine?
7. (1) Türk edebiyatında tür ve eser analizinde önemli bir
yeri dolduran Necip Tosun'un kitapları kendi içinde
belli bir tutarlılığa sahip olmakla birlikte, yazarın önceki
ve sonraki kitaplarıyla da bütünlük oluşturur. (II) Yazar,
eserlerinin içeriğini belirlerken, yapısını tasarlarken her
birinin öncesi ve sonrasıyla bütünlük oluşturmasını
önemser. (III) Fakat onun bu bütüncül bakış açısı ve
yaklaşımı, bir eserini tek başına da verimli olmaktan
alıkoymaz. (IV) Eserlerinde, modern ve postmodern
anlatım imkânlarından birlikte yararlanır. (V) Heykelden
resme, resimden sinemaya pek çok sanat dalı üzerine
kafa yorup değerlendiren Tosun;
genelde edebiyat,
özelde ise öyküye odaklanmıştır.
Necip Tosun'un değerlendirildiği bu parçadaki
numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi şöylenemez?
A) Mcümlede, sanatçının eserlerinde çizgisini koruduğu
drgulanmıştır.
B) cümlede eserlerin yapısını belirlerken neye dikkat
ettiğine değinilmistir
III. cümlede yazarın yaklaşımınıh eserlerini olumsuz
etkilediğinden söz edilmiştir. .
D) IV. cümlede sanatçının eserlerinde farkh tekniklerin
harmanlandığı belirtilmiştir.
E) V. cümlede sanatçının çok yönlü bir eleştirmen
olduğundan bahsedilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
7. (1) Türk edebiyatında tür ve eser analizinde önemli bir yeri dolduran Necip Tosun'un kitapları kendi içinde belli bir tutarlılığa sahip olmakla birlikte, yazarın önceki ve sonraki kitaplarıyla da bütünlük oluşturur. (II) Yazar, eserlerinin içeriğini belirlerken, yapısını tasarlarken her birinin öncesi ve sonrasıyla bütünlük oluşturmasını önemser. (III) Fakat onun bu bütüncül bakış açısı ve yaklaşımı, bir eserini tek başına da verimli olmaktan alıkoymaz. (IV) Eserlerinde, modern ve postmodern anlatım imkânlarından birlikte yararlanır. (V) Heykelden resme, resimden sinemaya pek çok sanat dalı üzerine kafa yorup değerlendiren Tosun; genelde edebiyat, özelde ise öyküye odaklanmıştır. Necip Tosun'un değerlendirildiği bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? A) Mcümlede, sanatçının eserlerinde çizgisini koruduğu drgulanmıştır. B) cümlede eserlerin yapısını belirlerken neye dikkat ettiğine değinilmistir III. cümlede yazarın yaklaşımınıh eserlerini olumsuz etkilediğinden söz edilmiştir. . D) IV. cümlede sanatçının eserlerinde farkh tekniklerin harmanlandığı belirtilmiştir. E) V. cümlede sanatçının çok yönlü bir eleştirmen olduğundan bahsedilmiştir.
1
Uyku, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biridir. Az uyudu-
bezmiş gibi hissederiz. Kendimize gelmemiz için birkaç saatlik
ğumuz ya da hiç uyumadığımız günlerde kendimizi hayattan
bir uykunun bile yeteceğini düşünürüz böyle zamanlarda. Peki
bir insan ne kadar süre uykusuz kalabilir. Bu sorunun deneysel
olarak cevabı 264 saat, yani yaklaşık on bir gündür. Şaşırtıcı
ama 1965 senesinde, Randy Gardner adında, on yedi yaşında
bir lise öğrencisi, bir bilim fuarında bu dünya rekorunu elde etti.
Başka birçok araştırmada, normal bireylerin sekiz günden on
güne kadar uyanık kaldığı, dikkatle yürütülen deneyler yapıl-
mıştır
. Bu bireylerden hiçbirinde ciddi tibbi, sinirsel, fizyolojik
ya da pskiyatrik problemler görülmemiştir. Bununla birlikte,
deneye katılanların hepsinin de, uykusuzluk arttıkça ilerleyen
ve belirginleşen bir şekilde konsantrasyon sağlamada, motive
olmada, algılamada ve diğer yüksek zihinsel süreçlerde za-
yıfladıkları gözlenmiştir. Buna rağmen, bütün denekler, bir iki
günlük uykudan sonra normal hâllerine dönmüşlerdir.
Bu parçadan genel olarak aşağıdakilerden hangisi çıka-
hılamaz?
A) Yetersiz uyku alımı bireyin hayat enerjisini azaltmaktadır.
B) Uykusuz kalmamak adına planlı, programlı çalışmak ilke
edinilmelidir.
C) "En fazla ne kadar uykusuz kalınır?” üzerine araştırma-
kahnır?"
lar yapılmaktadır.
Uykusuz kalmanın en belirgin özelliği zihinsel faaliyetler-
de görülen azalmadır.
E) Uykusuzluk neticesinde meydana gelen olumsuzluklar,
uykunun alımıyla ortadan kalkacaktır.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
1 Uyku, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biridir. Az uyudu- bezmiş gibi hissederiz. Kendimize gelmemiz için birkaç saatlik ğumuz ya da hiç uyumadığımız günlerde kendimizi hayattan bir uykunun bile yeteceğini düşünürüz böyle zamanlarda. Peki bir insan ne kadar süre uykusuz kalabilir. Bu sorunun deneysel olarak cevabı 264 saat, yani yaklaşık on bir gündür. Şaşırtıcı ama 1965 senesinde, Randy Gardner adında, on yedi yaşında bir lise öğrencisi, bir bilim fuarında bu dünya rekorunu elde etti. Başka birçok araştırmada, normal bireylerin sekiz günden on güne kadar uyanık kaldığı, dikkatle yürütülen deneyler yapıl- mıştır . Bu bireylerden hiçbirinde ciddi tibbi, sinirsel, fizyolojik ya da pskiyatrik problemler görülmemiştir. Bununla birlikte, deneye katılanların hepsinin de, uykusuzluk arttıkça ilerleyen ve belirginleşen bir şekilde konsantrasyon sağlamada, motive olmada, algılamada ve diğer yüksek zihinsel süreçlerde za- yıfladıkları gözlenmiştir. Buna rağmen, bütün denekler, bir iki günlük uykudan sonra normal hâllerine dönmüşlerdir. Bu parçadan genel olarak aşağıdakilerden hangisi çıka- hılamaz? A) Yetersiz uyku alımı bireyin hayat enerjisini azaltmaktadır. B) Uykusuz kalmamak adına planlı, programlı çalışmak ilke edinilmelidir. C) "En fazla ne kadar uykusuz kalınır?” üzerine araştırma- kahnır?" lar yapılmaktadır. Uykusuz kalmanın en belirgin özelliği zihinsel faaliyetler- de görülen azalmadır. E) Uykusuzluk neticesinde meydana gelen olumsuzluklar, uykunun alımıyla ortadan kalkacaktır.
13. Genç Şair:
Usta Şair
- Cok okurduk. Hatta hic seçici davranmaz: elimize ge-
con her kitabı, her giri yutarcasına okurduk Okumakla
da kalmaz, okudukdamizi akranlarımızla tartişirdik. Ne-
rede usta bir şair oldugunu duysak şartlarımızı zorlayıp
mutlaka onunla sahbet etmek, ondan bir şeyler ogrenmek
Isterdik. Onlar yaşadigi sürece kendimizi hep ogrenci sa-
yardik
19. Yeryü.
gurm
buyuk
görme
bunu
ga ka
lidir
ye de
olmu
birlik
sond
kull
yece
ama
miz
dah
Genç Şair
(II) ----
Bu
lem
Usta Şair:
- Elbette yeni neslin de başarıları var ancak bu nesil,
öğrenci olmayı başaramiyor. Genç şairlerin bir kısmi, ye-
terince okumadan yazma çabasında. Okuduklarının da
ustunde düşünmeden, düşüncelerini olgunlaştırmadan
kağıda döküyorlar, akıllarından geçtiği gibi. Bu da yet-
mezmiş gibi, eski şairleri saygısızca eleştirme cüretini
gösteriyorlar
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A)
B)
A) I. Sizin döneminizde şiir yazmak isteyen gençler na-
sil bir yol izlerdi?
II. Sizce günümüzün genç şairleri kalici eserler ver-
mek için neler yapmalı?
karekök
B)
Sizin kuşağınızda şiir yazanlar, beğenilen bir şair
olmak için neler yapardı?
IL Yeni nesil, kendini iyi yetiştirip eski kuşaktan yete-
rince faydalaniyor mu size göre?
C) L. Siz, genç bir şairken iyi şiir yazma konusunda neler
yapardınız
II. Günümüzün genç şairlerini başarılı buluyor musu-
nuz?
D) . Tanınan ve sevilen bir şair olmayı neye borçlusu-
nuz?
II. Genç şairlere, sizin gibi başarılı bir şair olmalar için
neler önerirsiniz?
E)
1. Sizce güzel şiir yazmak, ilham almakla mi yoksa
çokça çalışmakla mi olur?
II. Yeni nesil, şiir yazarken hang hatalara düşüyor
size göre?
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
13. Genç Şair: Usta Şair - Cok okurduk. Hatta hic seçici davranmaz: elimize ge- con her kitabı, her giri yutarcasına okurduk Okumakla da kalmaz, okudukdamizi akranlarımızla tartişirdik. Ne- rede usta bir şair oldugunu duysak şartlarımızı zorlayıp mutlaka onunla sahbet etmek, ondan bir şeyler ogrenmek Isterdik. Onlar yaşadigi sürece kendimizi hep ogrenci sa- yardik 19. Yeryü. gurm buyuk görme bunu ga ka lidir ye de olmu birlik sond kull yece ama miz dah Genç Şair (II) ---- Bu lem Usta Şair: - Elbette yeni neslin de başarıları var ancak bu nesil, öğrenci olmayı başaramiyor. Genç şairlerin bir kısmi, ye- terince okumadan yazma çabasında. Okuduklarının da ustunde düşünmeden, düşüncelerini olgunlaştırmadan kağıda döküyorlar, akıllarından geçtiği gibi. Bu da yet- mezmiş gibi, eski şairleri saygısızca eleştirme cüretini gösteriyorlar Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) B) A) I. Sizin döneminizde şiir yazmak isteyen gençler na- sil bir yol izlerdi? II. Sizce günümüzün genç şairleri kalici eserler ver- mek için neler yapmalı? karekök B) Sizin kuşağınızda şiir yazanlar, beğenilen bir şair olmak için neler yapardı? IL Yeni nesil, kendini iyi yetiştirip eski kuşaktan yete- rince faydalaniyor mu size göre? C) L. Siz, genç bir şairken iyi şiir yazma konusunda neler yapardınız II. Günümüzün genç şairlerini başarılı buluyor musu- nuz? D) . Tanınan ve sevilen bir şair olmayı neye borçlusu- nuz? II. Genç şairlere, sizin gibi başarılı bir şair olmalar için neler önerirsiniz? E) 1. Sizce güzel şiir yazmak, ilham almakla mi yoksa çokça çalışmakla mi olur? II. Yeni nesil, şiir yazarken hang hatalara düşüyor size göre?
B
TYT / TÜRKÇE
B
4
5.
Bu parçada
LA Gövded
8) Nitelem
VO) Ek eyle
VO) Edat ve
(1) Dünyanın dördüncü büyük gölü olarak bilinen
Aral Golu, Sovyetler Birliği Dönemi'nde, Aral Golu'nü
Kalbim akryle
besleyen Amuderya ve Siriderya irmaklannın pamuk
merasıyla bir
tarlalanına akıtılması sonucu 1960'lı yıllardan bu yana
ciydi Suha A
kurumaya başlamıştır. (1) Aral Golo: bugün itibariyle
yüzde 90 oranda küçülmüş, ikiye bölünmüş ve eski
kıyılarından 170 kilometreye kadar geri çekilmiştir.
(III) Aral Gölü çevresinden her sene rüzgârla birlikte
uçan yaklaşık 100 milyon ton tuzlu kum da bölgeyi
büyük bir çevre felaketiyle karşkarşıya bırakmıştır.
Adil go
(IV) Kazakistan ve Ozbekistan'da yaklaşık 2 milyonluk
omie
nüfusun yaşadığı Aral Gölü Havzası'ndaki çevre fela-
ketiyle halk arasında çeşitli hastalıklar yaygınlaşmış,
bebek ölümlerinde de artış olmuştur. (V) 1960'li yıllarda
Aral Golu'nun kıyısındaki balıkçı kasabası Moynak'ta
tanm arazilerinin büyük oranda tuzlanması ve gölün
kıyılannin yüzlerce kilometre geri çekilmesi yüzünden
tarım ve balıkçılık zarar görmüs. halkın bir bölümü
Olkenin diger bölgelerine göç etmiştir.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Aral
Gölu hakkında aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A 1. cümlede kuruma nedeni hakkında bilgi verilmiştir.
B) II. cümlede önceki haline yönelik sayısal verilerden
yararlanılmiştir
et ill. cümlede olursuz bir durumdan söz edilmiştir.
D V. cümlede etkiledici olkelerde görülen hastaliklar-
dan bahsedilmiştir
6.
V. cümlede halkın göç etmesinin altındaki gerekçe
?
belirtilmiştir
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
B TYT / TÜRKÇE B 4 5. Bu parçada LA Gövded 8) Nitelem VO) Ek eyle VO) Edat ve (1) Dünyanın dördüncü büyük gölü olarak bilinen Aral Golu, Sovyetler Birliği Dönemi'nde, Aral Golu'nü Kalbim akryle besleyen Amuderya ve Siriderya irmaklannın pamuk merasıyla bir tarlalanına akıtılması sonucu 1960'lı yıllardan bu yana ciydi Suha A kurumaya başlamıştır. (1) Aral Golo: bugün itibariyle yüzde 90 oranda küçülmüş, ikiye bölünmüş ve eski kıyılarından 170 kilometreye kadar geri çekilmiştir. (III) Aral Gölü çevresinden her sene rüzgârla birlikte uçan yaklaşık 100 milyon ton tuzlu kum da bölgeyi büyük bir çevre felaketiyle karşkarşıya bırakmıştır. Adil go (IV) Kazakistan ve Ozbekistan'da yaklaşık 2 milyonluk omie nüfusun yaşadığı Aral Gölü Havzası'ndaki çevre fela- ketiyle halk arasında çeşitli hastalıklar yaygınlaşmış, bebek ölümlerinde de artış olmuştur. (V) 1960'li yıllarda Aral Golu'nun kıyısındaki balıkçı kasabası Moynak'ta tanm arazilerinin büyük oranda tuzlanması ve gölün kıyılannin yüzlerce kilometre geri çekilmesi yüzünden tarım ve balıkçılık zarar görmüs. halkın bir bölümü Olkenin diger bölgelerine göç etmiştir. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Aral Gölu hakkında aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A 1. cümlede kuruma nedeni hakkında bilgi verilmiştir. B) II. cümlede önceki haline yönelik sayısal verilerden yararlanılmiştir et ill. cümlede olursuz bir durumdan söz edilmiştir. D V. cümlede etkiledici olkelerde görülen hastaliklar- dan bahsedilmiştir 6. V. cümlede halkın göç etmesinin altındaki gerekçe ? belirtilmiştir
E) Geleneksel
25. () Ahmet Hamdi Tanpınar, resim sanatı ve ressamların
eserleriyle estetik ve entelektüel düzeyde ilişki kurmayı
başarmış bir sanatçımızdır. (II) Bu özelliği, eserlerinin
anlam düzeyinin derinleşmesine hizmet ettiği gibi
onların özgünleşmesini sağlamıştır. (III) Baudelaire,
resim sanatını tatma konusunda Tanpınar'a ilk yol
gösteren şairdir. (IV) Bu resim terbiyelerinden biri,
resmin kendi deyimiyle ona "gözünün bağımsızlığını"
kazandırmasıdır. (V) Böylece bakmasını öğrenmiş,
baktığı manzarayla kolayca bütünleşerek eserlerinde
resmin ifadeye sağladığı açıyı yakalayabilmiştir.
Bu parçada düşüncenin akışına göre numaralanmış
cümlelerin hangisinden sonra "Bununla birlikte
Fransız ve İtalyan ressamlarla bazı modern
ressamlardan da etkilenmiş ve eserlerini nasıl
zenginleştirmesi gerektiğinin ipuçlarını elde etmiştir.
cümlesi getirilmelidir?
A)
B) ||
C)
D) IV
EV
6
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
E) Geleneksel 25. () Ahmet Hamdi Tanpınar, resim sanatı ve ressamların eserleriyle estetik ve entelektüel düzeyde ilişki kurmayı başarmış bir sanatçımızdır. (II) Bu özelliği, eserlerinin anlam düzeyinin derinleşmesine hizmet ettiği gibi onların özgünleşmesini sağlamıştır. (III) Baudelaire, resim sanatını tatma konusunda Tanpınar'a ilk yol gösteren şairdir. (IV) Bu resim terbiyelerinden biri, resmin kendi deyimiyle ona "gözünün bağımsızlığını" kazandırmasıdır. (V) Böylece bakmasını öğrenmiş, baktığı manzarayla kolayca bütünleşerek eserlerinde resmin ifadeye sağladığı açıyı yakalayabilmiştir. Bu parçada düşüncenin akışına göre numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bununla birlikte Fransız ve İtalyan ressamlarla bazı modern ressamlardan da etkilenmiş ve eserlerini nasıl zenginleştirmesi gerektiğinin ipuçlarını elde etmiştir. cümlesi getirilmelidir? A) B) || C) D) IV EV 6 Diğer sayfaya geçiniz
www.krakademi.com
->
peko
Ferya
anlan
eleri
ustali
2. (1) Insanın tarihini geriye doğru izlediğimizde insanlara ait ilk bu-
luntular arasında zaman boşlukları büyüyor ve kesintiler artma-
ya başlıyor. (II) İnsanın yeryüzünde 150-200 bin yıl kadar geriye
uzanan bir tarihinden bahsetmek mümkün. (III) Neredeyse kırk
bin yıl önce yapılmış olduğu tahmin edilen mağara duvarı re-
simleri bulunuyor. (IV) Henüz dünyada varlığı belli belirsiz bir
düzeyde olan insanın o derin "üretme" kapasitesini onlarda gö-
rüyoruz. (V) Peki, insanla sanatı bu kadar ayrılmaz yapan, onu
sanata bu derece meftun eden nedir?
Dilen
ünün
klas
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır.
BAI. cümlede kesin olmayan bir yargı kullanılmıştır.
C) III. cümlede bir bilgi verilmiştir.
D) IV. cümlede bir bilginin yorumu dile getirilmiştir.
E) V. cümlede sözde soru cümlesi söz konusudur.
eme
ber
YATIN
KR Paragraf Soru Bankası
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
www.krakademi.com -> peko Ferya anlan eleri ustali 2. (1) Insanın tarihini geriye doğru izlediğimizde insanlara ait ilk bu- luntular arasında zaman boşlukları büyüyor ve kesintiler artma- ya başlıyor. (II) İnsanın yeryüzünde 150-200 bin yıl kadar geriye uzanan bir tarihinden bahsetmek mümkün. (III) Neredeyse kırk bin yıl önce yapılmış olduğu tahmin edilen mağara duvarı re- simleri bulunuyor. (IV) Henüz dünyada varlığı belli belirsiz bir düzeyde olan insanın o derin "üretme" kapasitesini onlarda gö- rüyoruz. (V) Peki, insanla sanatı bu kadar ayrılmaz yapan, onu sanata bu derece meftun eden nedir? Dilen ünün klas Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır. BAI. cümlede kesin olmayan bir yargı kullanılmıştır. C) III. cümlede bir bilgi verilmiştir. D) IV. cümlede bir bilginin yorumu dile getirilmiştir. E) V. cümlede sözde soru cümlesi söz konusudur. eme ber YATIN KR Paragraf Soru Bankası
27. Hiçbir bilim tek başına gelişemez. Sosyal bilimler
içindeki çeşitli bilim dalları birbirinden mutlaka etkilen-
mektedir. Tarih bilimi de birçok ilimle birlikte ve onların
yardımıyla vücuda gelmiştir. Tarihçi hangi konuyu ele
alırsa alsın konu yalnızca tarih bilimi ile sınırlandırı-
lamaz. Stanford bunu açıklamak için at örneğini ver-
mektedir. Bir atı bir fizikçi, bir zoolog, bir veteriner, bir
ekonomist, bir kimyacı, bir ressam incelerse hepsi de
atı farklı ve kendi bakış açılarından görecek ve tanım-
layacaktır. Oysa tarihçi hem ata hem atin sahibine
hem atin içinde bulunduğu olaya, döneme, mekâna
hem o olayın ilişkili olduğu diğer olaylara, kısacası
resmin bütününe anlam vermeye çalışacaktır.
Bu parçaya göre aşağıdaki önermelerden hangisi
tarih biliminin bakışıyla örtüşür?
A) Her tarihî olay kendi coğrafi koşulları içinde ince-
lenir.
B) Insanlık tarihindeki olaylar çoğunlukla tekrar eder.
e Tarih bilimi de doğa bilimleri gibi kanunlar koyar.
D) Tarih bilimi olaylara birden fazla açıdan bakar. V
EX Tarih felsefesi genellemeler yapmaktan kaçınır.
-8-
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
27. Hiçbir bilim tek başına gelişemez. Sosyal bilimler içindeki çeşitli bilim dalları birbirinden mutlaka etkilen- mektedir. Tarih bilimi de birçok ilimle birlikte ve onların yardımıyla vücuda gelmiştir. Tarihçi hangi konuyu ele alırsa alsın konu yalnızca tarih bilimi ile sınırlandırı- lamaz. Stanford bunu açıklamak için at örneğini ver- mektedir. Bir atı bir fizikçi, bir zoolog, bir veteriner, bir ekonomist, bir kimyacı, bir ressam incelerse hepsi de atı farklı ve kendi bakış açılarından görecek ve tanım- layacaktır. Oysa tarihçi hem ata hem atin sahibine hem atin içinde bulunduğu olaya, döneme, mekâna hem o olayın ilişkili olduğu diğer olaylara, kısacası resmin bütününe anlam vermeye çalışacaktır. Bu parçaya göre aşağıdaki önermelerden hangisi tarih biliminin bakışıyla örtüşür? A) Her tarihî olay kendi coğrafi koşulları içinde ince- lenir. B) Insanlık tarihindeki olaylar çoğunlukla tekrar eder. e Tarih bilimi de doğa bilimleri gibi kanunlar koyar. D) Tarih bilimi olaylara birden fazla açıdan bakar. V EX Tarih felsefesi genellemeler yapmaktan kaçınır. -8- Diğer sayfaya geçiniz.
27. Bir kimse veya bir olayla ilgili yeterli bilgi edinmeden
geliştirilen tutumlara ön yargı adı verilir. İnsanlar ba-
zen başka düşüncelere, insanlara veya olaylara kar-
şi ön yargılı olabilmektedir. Ön yargılı bireylerin bir
durum ya da kişi hakkında olumlu veya olumsuz bir
düşüncesi vardır. Bireyler herhangi bir olayda bu dü-
şüncelerine göre karar verebilirler. İnsanlar hakkında
yeterli bilgiye sahip olmadan ve herhangi bir konuda
gerekli araştırmaları yapmadan kişi ve durumlarla ilgili
kararlar verilmemelidir. Her zaman tarafsız ve ön yar-
gisiz olmaya dikkat edilmelidir. Ön yargıların olmadığı
bir toplumda insanlar uyum içinde yaşarlar, birbirlerine
karşı sevgi ve saygı içinde hareket ederler. Bu sayede
yaşadıkları çevrede, okulda ve iş yerinde daha huzurlu
olurlar. İnsanlar arasında sevgi, saygı, yardımlaşma,
dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları gelişir.
Bu parçadan ön yargı ile ilgili,
I. Tarafsızlığı bozduğu için kişiler arası iletişimi
engellemektedir.
II. Karşımızdaki kişiye yapılan önemli bir haksız-
lik ve saygısızlıktır.
Ill. Insanların saygı ve sevgi içinde yaşamasının
önündeki önemli bir engeldir.
IV. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir olay ya
da kişi ile ilgili hükümleri ifade eder.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve II
BNI ve III
D) II ve IV
C) II ve IV
EN, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
27. Bir kimse veya bir olayla ilgili yeterli bilgi edinmeden geliştirilen tutumlara ön yargı adı verilir. İnsanlar ba- zen başka düşüncelere, insanlara veya olaylara kar- şi ön yargılı olabilmektedir. Ön yargılı bireylerin bir durum ya da kişi hakkında olumlu veya olumsuz bir düşüncesi vardır. Bireyler herhangi bir olayda bu dü- şüncelerine göre karar verebilirler. İnsanlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan ve herhangi bir konuda gerekli araştırmaları yapmadan kişi ve durumlarla ilgili kararlar verilmemelidir. Her zaman tarafsız ve ön yar- gisiz olmaya dikkat edilmelidir. Ön yargıların olmadığı bir toplumda insanlar uyum içinde yaşarlar, birbirlerine karşı sevgi ve saygı içinde hareket ederler. Bu sayede yaşadıkları çevrede, okulda ve iş yerinde daha huzurlu olurlar. İnsanlar arasında sevgi, saygı, yardımlaşma, dayanışma, birlik ve beraberlik duyguları gelişir. Bu parçadan ön yargı ile ilgili, I. Tarafsızlığı bozduğu için kişiler arası iletişimi engellemektedir. II. Karşımızdaki kişiye yapılan önemli bir haksız- lik ve saygısızlıktır. Ill. Insanların saygı ve sevgi içinde yaşamasının önündeki önemli bir engeldir. IV. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız bir olay ya da kişi ile ilgili hükümleri ifade eder. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve II BNI ve III D) II ve IV C) II ve IV EN, II ve III
DIS
X
TYT/Türkçe
32. Gazeteci:
(1) ---
Şair:
- Şiirin içeriğini duygular oluşturur bence. Duygu ve düş
işi dersem daha yerinde bir tabir kullanmış olurum. Duygu
ve düşün olduğu yerde mantığın zincirini oluşturan
halkalar arasında kopukluklar olması olağandır. Şiir, bilgi
vermediğine veya bir bilinmeyeni açıklama, öğretme
amacını gütmediğine göre akıl ve deney terazisinde
ölçülmesi gereken şeyleri anlatmaz. Anlatsa ortaya çıkan
yazının şiir niteliği kazanması pek zordur.
Gazeteci:
(II) ---
Şair:
- Şair, elbette bir toplumda var olur. Yetiştiği toplumdan
etkilenmesi de olağandır. Ne var ki ben, şairin siyasetçi
veya sosyologdan farklı olarak toplum gerçekliğinin
bireysel durumuna odaklanması gerektiğine inanıyorum.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
(1) Sizce şair kimdir?
(11) Şiirin toplumsal yanı var mıdır?
-3) (1) Sizi bireysel duygulara ağırlık veren bir şair olarak
tanıdık. Anlatımınızda duygusallığı yakalayabilmek
için hangi tekniklere başvurursunuz?
(11) Şair toplumsal konulara mı bireysel konulara mi
ağırlık vermelidir?
C) (1) Şiirde neler konu edilir?
(11) Şairin toplumsallığı üzerine düşüncelerinizi alabilir
miyim?
D
(1) Şiirde duygu ve hayallerin yeri hakkındaki
görüşlerinizi öğrenebilir miyim?
(II) Şairin diğer yazın adamlarından ayrılan yönleri
nelerdir? t
(1) Şiiri diğer yazı türleri ile karşılaştırmanızı istesek
neler söylersiniz?
+
(11) Şiirimizde sıkça işlenen toplumsal temalar
nelerdir?
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
DIS X TYT/Türkçe 32. Gazeteci: (1) --- Şair: - Şiirin içeriğini duygular oluşturur bence. Duygu ve düş işi dersem daha yerinde bir tabir kullanmış olurum. Duygu ve düşün olduğu yerde mantığın zincirini oluşturan halkalar arasında kopukluklar olması olağandır. Şiir, bilgi vermediğine veya bir bilinmeyeni açıklama, öğretme amacını gütmediğine göre akıl ve deney terazisinde ölçülmesi gereken şeyleri anlatmaz. Anlatsa ortaya çıkan yazının şiir niteliği kazanması pek zordur. Gazeteci: (II) --- Şair: - Şair, elbette bir toplumda var olur. Yetiştiği toplumdan etkilenmesi de olağandır. Ne var ki ben, şairin siyasetçi veya sosyologdan farklı olarak toplum gerçekliğinin bireysel durumuna odaklanması gerektiğine inanıyorum. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (1) Sizce şair kimdir? (11) Şiirin toplumsal yanı var mıdır? -3) (1) Sizi bireysel duygulara ağırlık veren bir şair olarak tanıdık. Anlatımınızda duygusallığı yakalayabilmek için hangi tekniklere başvurursunuz? (11) Şair toplumsal konulara mı bireysel konulara mi ağırlık vermelidir? C) (1) Şiirde neler konu edilir? (11) Şairin toplumsallığı üzerine düşüncelerinizi alabilir miyim? D (1) Şiirde duygu ve hayallerin yeri hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyim? (II) Şairin diğer yazın adamlarından ayrılan yönleri nelerdir? t (1) Şiiri diğer yazı türleri ile karşılaştırmanızı istesek neler söylersiniz? + (11) Şiirimizde sıkça işlenen toplumsal temalar nelerdir?
Paragraf
iftliği
maz"
pila-
ran,
da,
ner.
aba
kü-
ya-
ka-
me
nra
19. (1) Deniz suyunun tedavi edici özelliğini anlamak
için öncelikle bazı tarihsel detayları bilmek gere-
kir. (ll) Deniz suyunun tibbi kullanımı M.Ö. 4. yy'a
dayanır. (III) Hipokrat, deniz suyunu tedavi amaçlı
kullanmıştır. (IV) Deniz suyu insan vücudunda bu-
lunan aynı 84 maddeyi içerir. (V) Yani kanın kon-
santrasyonu ile deniz suyununki birbirine benze-
mektedir.
1.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
den sonra "Bunlar vitaminler, mineral tuzlari, eser
elementler ve amino asitlerdir." cümlesi getirile-
bilir?
30-
ASI.
All Bill
) .
II.
DIV.
EV
ini
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Paragraf iftliği maz" pila- ran, da, ner. aba kü- ya- ka- me nra 19. (1) Deniz suyunun tedavi edici özelliğini anlamak için öncelikle bazı tarihsel detayları bilmek gere- kir. (ll) Deniz suyunun tibbi kullanımı M.Ö. 4. yy'a dayanır. (III) Hipokrat, deniz suyunu tedavi amaçlı kullanmıştır. (IV) Deniz suyu insan vücudunda bu- lunan aynı 84 maddeyi içerir. (V) Yani kanın kon- santrasyonu ile deniz suyununki birbirine benze- mektedir. 1. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisin- den sonra "Bunlar vitaminler, mineral tuzlari, eser elementler ve amino asitlerdir." cümlesi getirile- bilir? 30- ASI. All Bill ) . II. DIV. EV ini
Paradoks Paragraf
Deneme 13
7
lan bir
6. J. Eski Türklerin de kuyum sanatında ileri
düzeyde oldukları günümüze ulaşan
"Türk
adlı kit
çıkan
yüzyıl
i için
ehizli
Klavye
sin,
1
eserlerden anlaşılır.
11. Ayrıca başkent İstanbul'da ve diğer
merkezlerdeki kuyum faaliyetinde bir
uzmanlaşma olduğu, mücevherlerin her
sunuy
Neba
Kana
ey
ken
aşamasının farklı atölyelerde tamamlandığı
bilinmektedir.
Süpe
döne
100
siner
nada
sinin
Dış
lavye,
kü
III. Tarihi değerli madenlerin bulunmasına kadar
uzanan kuyumculuk en erken devirlerde
Doğu Akdeniz havzasında görülür.
olma
siner
1
zam
IV. Bunlar arasında altın işçiliği yapan zergeran,
çeşitli yüzeylere altın kakmacılığı yapan
zernişani, yontu ve işleme yapan hakkakan
gibi bölükler örgütlenir.
1
1
1
e
Ü
He ise
V. Osmanlı sarayında “ehlihiref” teşkilatına bağlı
görev yapan kuyumcuların çeşitli bölükler
altında faaliyet gösterdikleri kayıtlardan
öğrenilir
anla
psik
kon.
olay
dav
dör
top
anla
un
tün
Jikle
ci
ism
tonguç kampüs
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı
bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi bastan üçüncü olur?
A)
B) II
D) IV
E V
çol
yol
CI
im
Bu
ak
ge
1
1
1
A)
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Paradoks Paragraf Deneme 13 7 lan bir 6. J. Eski Türklerin de kuyum sanatında ileri düzeyde oldukları günümüze ulaşan "Türk adlı kit çıkan yüzyıl i için ehizli Klavye sin, 1 eserlerden anlaşılır. 11. Ayrıca başkent İstanbul'da ve diğer merkezlerdeki kuyum faaliyetinde bir uzmanlaşma olduğu, mücevherlerin her sunuy Neba Kana ey ken aşamasının farklı atölyelerde tamamlandığı bilinmektedir. Süpe döne 100 siner nada sinin Dış lavye, kü III. Tarihi değerli madenlerin bulunmasına kadar uzanan kuyumculuk en erken devirlerde Doğu Akdeniz havzasında görülür. olma siner 1 zam IV. Bunlar arasında altın işçiliği yapan zergeran, çeşitli yüzeylere altın kakmacılığı yapan zernişani, yontu ve işleme yapan hakkakan gibi bölükler örgütlenir. 1 1 1 e Ü He ise V. Osmanlı sarayında “ehlihiref” teşkilatına bağlı görev yapan kuyumcuların çeşitli bölükler altında faaliyet gösterdikleri kayıtlardan öğrenilir anla psik kon. olay dav dör top anla un tün Jikle ci ism tonguç kampüs Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan üçüncü olur? A) B) II D) IV E V çol yol CI im Bu ak ge 1 1 1 A)
MOMENTUM
34. Kafaya alınan darbe sonrasında gelişen travmatik beyin ha-
san için "boksör demansi" ya da "yumruk sarhoşluğu" gibi
terimler kullaniliyor. Yürüme ve konuşma bozukluğu, duy
ma kaybı, titreme, şüphecilik, paranoya, depresyon, uyum-
suzluk, sinirlilik, bilişsel gerileme bu durumla ilgili yaygın
ipuçları olarak biliniyor. Boks hayatı boyunca bu belirtiler-
den herhangi birine sahip olmayan emekli profesyonel bok-
sörlerin % 15-40'ı emeklilik günlerinde bu kötü sürprizle kar-
şılaşabiliyor. Yaşlanmaya bağlı olarak sinir hücrelerinin önem-
li bir oranda zarar görmesi bokstan kaynaklanan beyin ha-
sarıyla birleştiğinde ise ortaya öğrenme zorluğu, bellek kay-
bi, konuşma ve davranış bozukluğu gibi belirtilerle kendini
gösteren, geri dönüşsüz ve ilerleyici bir beyin hastalığı olan
"demans" gibi sonuçlar çıkıyor. Boks hayatına devam eden
profesyonel boksörlerin yaklaşık % 20'si travmatik beyin ha-
sarı yaşıyor. Bu istatistiksel veriler, çalışmaya dâhil edilen
emekli boksörlerin % 60-85'inde, boks hayatına devam et-
mekte olan boksörlerin de %80'inde, en azından bu çalış-
malarda kullanılan yöntemlerle, beyin hasarı tespit edilme-
diğini de gösteriyor. Bu da travmatik beyin hasarının geliş-
mesinde ya da gelişme derecesinde, kişiye bağlı genetik
özelliklerden kaynaklanan farklılıkların önemli olduğunu dü-
şündürüyor. Amatör boksu profesyonel bokstan ayıran da-
ha az maç ve devre sayısı, koruyucu başlık kullanımı gibi ku-
rallar nedeniyle olsa gerek, beyin travmasına amatör bok-
sörlerde daha az rastlanıyor.
Bu parçada dile getirilenlerle ilgili olarak,
1. Demans hastalığının prtaya çıkmasında kalıtsal yakınlı-
ğin da etkili olabilme ihtimali göz ardı edilmemektedir.
II. Boks yaşamında beynin farklı bölgelerinde oluşan ha-
sarlar, kalitim yoluyla sonraki kuşaklara da aktarılabil-
mektedir.
III. Dövüş sporları ile ilgilenen bireylerin ilerleyen dönem-
lerde demans vb. sağlık sorunlar ile karşılaşmaları ista-
tistiksel olarak kaçınılmaz görünmektedir
IV. Beyin hasarlarına bağlı olarak fiziksel belirtilerin yanı sı-
ra psikolojik sorunların baş gösterdiği vakalara da rast-
lanabilmektedir.
V. Amatör olarak dövüş sporları ile ilgilenen bireylerde de-
mansın, teknik gerekçelerle daha az görülme olasılığı
söz konusudur.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
Ahve il
B) Il ye III
D) II VO V
C) I ve IV
E) TV ve v
TÜRKÇE
13
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
MOMENTUM 34. Kafaya alınan darbe sonrasında gelişen travmatik beyin ha- san için "boksör demansi" ya da "yumruk sarhoşluğu" gibi terimler kullaniliyor. Yürüme ve konuşma bozukluğu, duy ma kaybı, titreme, şüphecilik, paranoya, depresyon, uyum- suzluk, sinirlilik, bilişsel gerileme bu durumla ilgili yaygın ipuçları olarak biliniyor. Boks hayatı boyunca bu belirtiler- den herhangi birine sahip olmayan emekli profesyonel bok- sörlerin % 15-40'ı emeklilik günlerinde bu kötü sürprizle kar- şılaşabiliyor. Yaşlanmaya bağlı olarak sinir hücrelerinin önem- li bir oranda zarar görmesi bokstan kaynaklanan beyin ha- sarıyla birleştiğinde ise ortaya öğrenme zorluğu, bellek kay- bi, konuşma ve davranış bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteren, geri dönüşsüz ve ilerleyici bir beyin hastalığı olan "demans" gibi sonuçlar çıkıyor. Boks hayatına devam eden profesyonel boksörlerin yaklaşık % 20'si travmatik beyin ha- sarı yaşıyor. Bu istatistiksel veriler, çalışmaya dâhil edilen emekli boksörlerin % 60-85'inde, boks hayatına devam et- mekte olan boksörlerin de %80'inde, en azından bu çalış- malarda kullanılan yöntemlerle, beyin hasarı tespit edilme- diğini de gösteriyor. Bu da travmatik beyin hasarının geliş- mesinde ya da gelişme derecesinde, kişiye bağlı genetik özelliklerden kaynaklanan farklılıkların önemli olduğunu dü- şündürüyor. Amatör boksu profesyonel bokstan ayıran da- ha az maç ve devre sayısı, koruyucu başlık kullanımı gibi ku- rallar nedeniyle olsa gerek, beyin travmasına amatör bok- sörlerde daha az rastlanıyor. Bu parçada dile getirilenlerle ilgili olarak, 1. Demans hastalığının prtaya çıkmasında kalıtsal yakınlı- ğin da etkili olabilme ihtimali göz ardı edilmemektedir. II. Boks yaşamında beynin farklı bölgelerinde oluşan ha- sarlar, kalitim yoluyla sonraki kuşaklara da aktarılabil- mektedir. III. Dövüş sporları ile ilgilenen bireylerin ilerleyen dönem- lerde demans vb. sağlık sorunlar ile karşılaşmaları ista- tistiksel olarak kaçınılmaz görünmektedir IV. Beyin hasarlarına bağlı olarak fiziksel belirtilerin yanı sı- ra psikolojik sorunların baş gösterdiği vakalara da rast- lanabilmektedir. V. Amatör olarak dövüş sporları ile ilgilenen bireylerde de- mansın, teknik gerekçelerle daha az görülme olasılığı söz konusudur. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? Ahve il B) Il ye III D) II VO V C) I ve IV E) TV ve v TÜRKÇE 13