Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alinan Sagalassos antik kentinin tarihi, yaklaşık 12 bin yıl öncesi ne uzanıyor. Adini Hititlerin bir kolu olan Luwilerden aldığ varsayılan Sagalassos, Toros Dağları'nın sarı yamaçlanında yer alıyor. En parlak dönemini Roma Imparatoru Hadrianus zamanında yaşayan kent, bu tarihlerde "Pisidya eyaletinin en önemli şehri" unvanını da kazanıyor. Toros Dağlan'nın san yamaçlarında konumlanması nedeniyle en iyi korunmuş antik kentlerden biri olarak günümüze taşınan Sagalassos'un yükseliş devri MS 7. yy.a kadar devam ediyor ve sonrasın da yaşanan deprem ve veba de şehir gerileme dönemine geçiyor. 13. yy.a kadar şehirde yaşamın izleri sürülmekle bir. likte bu tarihten sonra yerleşim ovaya yani bugün ilçe mer- kezi olan Burdur, Ağlasun'a kayıyor. Sagalassos'ta 1990 yi- lından bu yana, Belçika'nın köklü üniversitelerinden Leuven Üniversitesinin liderliğinde yapılan kazılarda birçok değerli arkeolojik eser keşfedilmiş. 39. 40. Bu parçada Sagalassos antik kentiyle ilgili aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Koruma altına alındığı tarihe B) İsmini hangi uygarlıktan aldığına C) Hangi hükümdar tarafından kurulduğuna D) Üzerinde yapılan arkeolojik çalışmalara E) Yer aldığı coğrafi konuma

TYT - Türkçe 34. Toprak senin olmadıkça, ürününü kendine devr medikçe güçtür dayanmak yazın güneşine, yağmu runa. Toprağı olmayanın acısı büyük olur köyük yerde. Mutluluğu da sevinci de doğa tazelendikçe kursağında kalırdı. Böyle boş kursakların nafakası da bir avuç bulgur olduktan sonra ha köyde dikili bir ağaca hasret oturmuşsun ha şehir yerinde, elin yabanında dolanmış durmuşsun diye düşünmeye başlıyordu adam son nda. İşte bu düşünmeyle ayrılmışlardı köyden. S Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Göç yoluyla bireyin statüsünün nasıl değiştiğinden bahsedilmiştir. B) Düşünceler bireysel bir bakış açısı ile ifade edil- miştir. C) Toplumun bir kesiminin sosyoekonomik yapısına değinilmiştir. D) Köylünün köyden kente göç etmesinin gerekçesi anlatılmıştır. E) Tarlada çalışan köylülerin gelirinin azlığı dile ge tirilmiştir. WOO MATERYAL

AAA 34. Neşet Ertaş dedi ki: "Bu halk bu kadar ağır, Farisi sözleri an- lamaz. Bunlar yerine daha basit sözler oku." "Onlar yarattı ve taşıdı bunları Neşet Baba!" dedim. Benim gayretimin yarısı- ni göstermeleri yeter anlamaya. Hep en iyi müziği ve sözleri okumaya çalıştım. O yüzden bu kadar yıldır müzik yapabildim. Bu projeyi konuşmaya başlamamız birkaç yıl öncesine rastlar. Diğer saygı albümleri gibi olsun istemedim. Eski bilinen türkü- lerim, deyişlerimin yerine ilk kez seslendirilecek eserler olsun, dedim. Farklı dostlarım olsun, dedim. Çok popüler isimler be- nim de dostum. Ama ben yan yana duracağım dostlarımı seç tim. Hayat da böyle değil midir? Sonra eserleri seçtik, dostlara ulaştık. Hayatımda anlamlı bir albüm 47. TYT Sabahat Akkiraz'la yapılan bu söyleşiden hareketle sanat- çı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? A) Halka, halkın dil ve kültürüyle seslenmiştir. B) İşinde gereken titizliği gösterdiği için yoluna devam etmek- tedir. C) Yeni çalışmasında tekrara düşmemiş, yeni eserler seslen- dirmiştir. D) Çalışmasında güvenebileceği gerçek dostlardan bir ekip oluşturmuştur. E) Son çalışmasıyla önceki tüm albümlerini gölgede bırakma- yı başarmıştır.

28. İnsanların, finans, sicil, sigorta, fatura, araç, tapu, miras, dip- loma, okul, nüfus, vergi, doğum, ölüm, askerlik, evlilik, banka hesabı, ödemeler gibi önemli kayıtları, elektronik ortamda tu- tulduğu günümüzde, dijital verilerin saklanması konusu çok önemli bir sorundur. Davaların yıllar sürdüğü ülkemizde, adli makamlar tarafından bir yerden veya bir organizasyondan 9-10 yıl önceki bir kayıt istendiğinde, o kaydı bulamamak veya açılmıyor, silinmiş gibi vahim cevaplar verilmesi, bir ülke için yeterince gelişmemişliğin ve kurumsallaşamamışlığın en bü- yük göstergelerindendir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Kurumsallaşamamanın en büyük nedenlerinden biri tek- nolojik gelişmeleri takip edememektir. (B) Ülkemizde, genel olarak dijital kayıtların uzun süreli mu- hafazası konusunda oturmuş bir strateji yoktur. C) Günümüz modern çağında her türlü bilginin saklanmasın- da dijital bellekler kullanılmaktadır. D) Ülkemiz insanlanı, önemli kayıtlarını güvenilirliği onaylan- mış sistemlerde saklamalıdır. E) Verilerin dijital ortamda korunması hukuki birçok sürece destek olmuştur. araağaç Enerjik TYT Deneme Sınavı

35. • "Cep Herkülü" olarak da bilinen ünlü Türk haltercidir. - Kimya alanında Nobel ödülü almış, dünyaca ünlü bilim insanıdır. • Türkiye'de çay üretiminin başlamasına öncü olan kişidir. Buna göre verilen bilgilerde aşağıdaki isimlerden hangisine değinilmemiştir? A) Zihni Derin B) Aziz Sancar C) Vecihi Hürkuş D) Naim Süleymanoğlu 36. Aşağıda, ülkemize hizmet etmiş bazı kişilerin sağladıkları katkılarla ilgili bilgiler verilmiştir. Erzurum'un işgali sırasında direniş gösteren Türk kadın kahramandır. Bor ve toryum madenleriyle ilgili çalışmalar yapmıştır. Türkiye'nin ilk uçak tasarımcısıdır. Buna göre aşağıdaki kişilerden hangisi hakkında bilgi verilmemiştir? A) Engin Arık B) Nuri Demirağ C) Nene Hatun D) Vecihi Hürkuş

Titiz, etkileyici ve özverilidir. D) Özgün ve seçkin bir yazardır. E) Sanatsever ve sanat tutkunudur. 30. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Ümitleri, özlemleri, beklenti- leri olmayan bir insanın yaratma gücü de yoktur." düşüncesi- ne uzak düşmektedir? (A) Her sanatçı, yaşamı, kendine özgü yorumlar. Sanatın en büyük düşmanı basmakalıpçılıktır. Önemli olan, duygular değil; duyguları anlatma tarzıdır. Örneğin, aşk duygusu or- taktır. Fakat herkesin aşkı kendine göredir. B) Romanda, şiirde, tiyatroda, mimaride, resimde, sanatta başarıdan; sanatçıların tanıklık ettiklerini veya duyduklarını yeniden biçimlendirmelerindeki başarıyı anlıyorum. Doğa- yı; dağıyla, tepesiyle, taşıyla, toprağıyla; sokağı göründü- ğü biçimiyle yapıta taşıyamazsınız. C) Bütün sanat dalları, gerçeği ya da yaşamı olduğu gibi yan- sıtmaz. Sanatçı, dış dünyayı bir seçme ve ayırma süzge- cinden bir iç gözlemden geçirir. Yaratılışında var olan du- yarlılığıyla yoğurur onu. D) Yazar, toplumla okur arasında bir elçidir. Anlattıklarına kendi duygu ve düşüncelerini katmaya kalkışamaz. Yazar, günlük hayatın içine girmeli, orada gördüklerini olduğu gibi yansıtmaya özen göstermelidir. Çünkü edebiyat, ya- şamın kendisidir. E) Yazar, şair veya romancı, gördüklerini ve duyduklarını ya- şayabiliyorsa onları iç deneyleriyle besleyerek yeniden ya- ratabiliyorsa gerçekten şairdir, romancıdır.

A zyı- Bati de de m, IZ- _n, /1- ak -i; K- C. AAA TÜRKÇE 23. İşletmeler büyük umutlarla kurulur ve yoğun çaba gerektiren faaliyetlerle tıpkı diğer işletmeler gibi yaşam ekosistemine dahil olur. Eski dünya düzeni şeklinde tanımlayabileceğimiz yakın geçmişte, şirketlerin temel amacının kâr elde etmek, te- mel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı olduğu düşüncesi hakimdi. Yeni düzen ise şirketlerin kâr elde etme amacının toplumsal çıkarlar ile paralel olabileceği bir "kazan- kazan" ilişkisini tanımlıyor. Bu mantığı gütmeyen işletmeler, zorluk çekmekte hatta bu nedenle yaşam evresi oldukça kısa süren işletmeler de bu ekosistem içinde dikkat çekici büyük- lüktedir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Şirketler, büyük hayallerle kurulan ve içinde bulunduklan toplumdan bağımsız ve aykırı durması düşünülemeyen kâr yapılarıdır. B) İşletmenin tanımında şirket sermayedarlarına ekonomik kazanç sağlarken içinde bulunduğu topluma da fayda sağlıyor olması esası vardır. Sadece şirket ortaklarına karşı değil, toplumsal ortaklarına karşı da bir sorumluluğu olduğunun farkına varan işletme- ler uzun soluklu oluyor. D) Şirket kurmak ve devamlılığını sağlamak, birçok açıdan fedakârlık ve yoğun bir çalışma temposu gerektirmektedir. (E) Bir işletmenin diğerlerinden daha üstün olabilmesi için, toplumun istekleri ve faydaları ile örtüşen çalışmalar yap- ması gerekir.

9. Yaşlılar, babalar kahırlandılar ama çilelerinin daha dolmadı- ğına hükmederek yazgılarına boyun eğdiler. Çünkü ellerinden gelecek hiçbir şey yoktu. Yaşayışlarını değiştirecek yaşı geç- mişlerdi. Ergenlik çağına eren, askerden yeni dönen oğullar ise içlerindeki başkaldıran sese uyarak o akşam verdiler ka- rarlarını. Böyle beş gün el açtırıp altıncı gün rahmetini ver- dikten sonra yedinci gün geri alan göklere bağlayamazlardı yaşayışlarını. Gideceklerdi! Çok değil, on-on beş gün sonra, bağlarda sergiler kaldırılıp tütünlerin sonu alındıktan sonra... Büyük kentlerde garson, yapı işçisi, ayak satıcısı, ne türlü bir iş olursa olsun, o türlü çalışmaya gideceklerdi. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Köylüler yaşadıkları maddi imkânsızlıklar sebebiyle kendi- lerini ezilmiş, çaresiz hisseder. B) Köydeki gençlerin ve yaşlıların yaşadıkları sorunlara bakış açısı aynıdır. C) Köylüler susuzluktan dolayı topraktan, çiftçilikten umudu kesmişlerdir. D) Yazar, köyden kente göç olgusunu realist bir bakış açı- sıyla ele almıştır. E) Köyde geçimlerini sağlayamayacağını görenler çareyi şehir merkezlerine göç etmekte bulmuşlardır.

6. Kedilerin en güzeli Van Kedisi sadece Van Denizi Havzası'nda yaşayan safkan bir kedi türüdür. En önemli özelliği genetik bir bozukluk sonucu oluşan iki farklı göz rengidir. Bazılarının her iki gözü de mavi; bazılarının her iki gözü de kehribar ren gindedir. En ilgi çekenleri, bir gözü mavi, bir gözü kehribar rengi olanlardır. Van Kedisi; temizlik konusunda diğer kedilere göre daha dikkatlidir. Kavun, karpuz gibi meyveleri, hatta dondurmayı büyük bir iştahla yer. Suyu ve yüzmeyi çok sever. Avcılık içgüdüleri gelişmiştir. Bakımı son derece kolaydır. Hareketlidir, sevilmekten ve oynamaktan hoşlanır. Sahiplerine sadıktır. Yemekten önce patile- riyle yemeğin sıcaklığını kontrol edecek kadar zekidir. Tüyleri kışın artarken yazın azalır. Tilki kuyruğunu andıran kabarık bir kuyruğa ve beyaz, ipeksi tüylere sahiptir. Buna göre "Van kedisi" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ait bir bilgi yoktur? B) Karakteristik özelliğine D) Genetik yapısına A) Kendi türüyle ilişkilerine C) Diğer kedilerle farkına

Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Büyük ve zengin muhtevali sözlükleri kamus, okyanus olarak adlandıran bir geleneğe sahibiz. Okyanus "büyük deniz", "dünya karasını çevreleyen su kütlesi" demek; muhit ve kamus da aynı anlamda. Sözlükler böyle adlandırılınca kelimeleri de bu uçsuz bucaksız denizde seyreden gemilere benzetmek yanlış olmaz. Kelimeler, dilin engin denizinde sürekli hareket hâlindeler. Bazıları bir zaman bir limana demirlese de bir gün hiç beklenmedik bir şekilde sefere çıkabilir. 9. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi arasında bir ilişki kurulmamıştır? A) Kamus - Okyanus B) Deniz - Dil C) Limana demirleme - Unutulma D) Sefere çıkma - Hayat bulma E) Kelime-Zenginlik -Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dilin yeni kelimelerle kendini sürekli geliştirdiği B) Kimi kelimelerin zamanla tekrar dolaşıma girebildiği C) Dildeki kelimelerin birbirinden ayrı düşünülemeyeceği D) Kelimelerin büyük sözlüklerde yaşam alanı bulduğu E) Dilin uçsuz bucaksız bir deniz niteliği taşıdığı

23. Soru İnsanlar, bugün mutlu olmadıkları halde mutluymuş gibi davranmaya, duygularını aşırı zirvede veya aşırı diplerde yaşamaya başladı. Madde adeta bir gösteriş, bir başkasına üstün gelme unsuru haline geldi. Üstün gelme çabası ile sürekli yeni maddelere ihtiyaç duyduğunu hisseden insan, önemli-önemsiz hayatındaki her olayı performans haline getirmeye başladı. Düğünlerimiz, kutlamalarımız vb. uygulamalarımız madde yarışlarına dönüştü. Öyle ki bebeğimizin dişinin çıkması bile bizler için bir performans alanı oluşturdu. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) İnsanlar gelişen teknoloji ile her anlarını paylaşırken bu durumun oluşturduğu olumsuzlukları görmezden geliyor. B) İnsan olmadığı biri gibi görünmeye çalışırken yaşadığı karakter değişimlerinin farkında olamıyor. C) İnsanlar birçok şeyi mutlu olmak için değil sadece diğerlerine göre üstün olmak için yapıyor. D) En basit olayların bile en önemli olaylara dönüştürülmesi insanları gereksiz zaman kaybına uğratıyor. E) İnsan ne kadar çok maddeye sahip olursa o kadar çok mutlu olacağını düşünüyor. < ÖNCEKİ SORU CEVABI ONAYLA / DİĞER SORU > S

3. (1) Dünyada tüketilen en popüler besin takviyelerindendir balık ve krill yağı. (II) Balık yağı; ton balığı, hamsi, tuna, somon, ringa balığı, sardalya, uskumru gibi yağlı balıkların dokusundan çıkarılarak katı veya sivi formda elde edilir. (III) Balık yağı; yaklaşık olarak %95 trigliserit, %1 fosfolipit, %2 ila %5 arasında kolesterol, hidrokarbonlar, yağ alkolleri ve yağda çözünen vitaminlerden oluşmaktadır. (IV) Yapısal olarak sayısı 30-45 arasında değişen, farklı zincir uzunluğunda ve 1-6 çift bağ içeren C8-C26 yağ asitlerinin, çeşitli izomerlerinden oluşmaktadır. (V) Krill yağı ise benzersiz bir lipit yapısına sahiptir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A 1. cümlede, yaygın kullanılan iki farklı gıda desteğinden bahsedilmektedir. B II. cümlede, balık yağının hangi balık türlerinden elde edildiği açıklanmaktadır. III. cümlede, balık yağının yapısal özelliklerinden söz edilmiştir. D) V. cümlede; balık yağının, krill yağına kıyasla daha kaliteli olduğu vurgulanmıştır. E) V. cümlede, krill yağını önemli yapan bir özelliği üzerinde durulmuştur. Diğer sayfaya geçiniz.

16. (1) Şöhretin sunduğu avantajlardan yararlanan, ga- zetecilerle temasta bulunmaktan hoşlanan insanlar vardır; ben bunları sevmiyorum. (1) şimdiye kadar gazetecilerle yaptığım söyleşilerden sonra yazılmış tek bir makale olmadı ki beni tatmin etmiş olsun. (III) Şöhretim yüzünden birinin ilgisine mahzar oldu- ğumu anlamak benim için bir yük. (IV) Mesele bana övgüler düzülmemiş olması değil, yazılanların tar- tışılan, konuşulan şeyle ilgisinin olmaması. (V) Bu nedenle yapabildiğim kadar arka planda kalmaya çalışıyorum. A) I BY C) III D) IV E) V

ridaki- E) V 6 E) Kayının ya süs kayınlarını görene kadar 21. İnsan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Biyolojik, psikolojik sosyal yanları, bireyin kendi içinde sürekli değişim hâlinde ol dukları gibi birbirleriyle de etkileşim hâlindedirler. Bu etkileşim- de denge korunduğu takdirde birey hem fiziksel hem de psi- kolojik sağlığını koruyacaktır. Bu denge, organizmanın içinden ya da dışından gelen etkilerle bozulabilir. Organizma, bozulan dengesini çabalayarak yeniden kurmaya çalışır. Bunu ya ba- şarabilir ya da başaramaz. Başaramadığında, organizmanın işleyişindeki bozukluk, bireyin duygu, düşünce ve davranışla- rında kendini gösterir. Bu bozulma, anormal davranışlan veya psikolojik nedenli davranış bozukluklarını açıklar. ve Bu parçaya göre, bireyin normal olmayan davranışlar ser- gilemesi neden kaynaklanmaktadır? A) Kendi içinde sürekli değişim yaşamasından B) Fiziksel ve psikolojik sağlığını yitirmesinden C) Organizmanın dengesinin bozulmasından D) Yanlış etkilesimlerde bulunmasından E) Psikolojik sağlının bozulmasından Diğer sayfaya geçiniz

Cümlede 5. Sivas'ta bir süredir etkili olan soğuk hava ne- deniyle Kızılırmak geçen hafta donarken kent merkezindeki binaların çatılarında da sarkıtlar oluştu. 6. A) Kızılırmak'taki tüm balıklar geçen hafta dona- rak telef olmuştur. B) Sivas bu kışın en sert günlerini geçen hafta ya- şamıştır. C) Sivas'ta isinin en düşük olduğu yer, kent mer- kezidir. D) Sivas'ta hava sıcaklığı geçen hafta sıfırın altına düşmüştür. E) Soğuklar nedeniyle Sivas'ın çevre illerle bağ- lantısını sağlayan yollar kapanmıştır. Antakya'daki Mozaik Müzesinde sergilenen Çingene Kızı adlı mozaikte betimlenen kişinin,

ci Ü, 7- 1- 7 Y A ARGI YAYINEVI 18. (1) Montaigne'e göre, yazmak insanın kendini tanı- masında bir araçtır (II) Denemelerinde Montaigne tüm yönleriyle ve yalın bir ifadeyle kendini anlat- maya çalışır. (III) Fiziksel portresini, ruhsal çözüm- lemelerini, entelektüel duruşunu bu denli yansız ye başarılı anlatan bir yazara ender rastlanır. (IV) 1580 yılında ilk kez yayımlanan "Denemeler" adlı yapıtının başında okuyucuya seslenirken yapıtının konusunun sadece kendisi olduğunu söyler. (V) Çünkü ona göre, insanın kendini tanıması, diğer insanları tanımadaki en önemli araçtır ve bilgeliğin yolu buradan geçer. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, tanımlama yapılmıştır. B) II. cümlede, yazarın anlatım özelliğinden söz edilmektedir. C). cümlede, yazara yönelik olumlu bir eleştiri söz konusudur. + D) IV. cümlede, yapıtın içeriğiyle ilgili bilgi verilmiş tir. E) V. cümlede, bir önceki cümlenin gerekçesi dile getirilmiştir.