Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

24. Bireylerin estetik bir tavra sahip olabilmeleri için bu tavrın belli bir çıkar ya da amaca hizmet etmemesi gerekmektedir. Bundan dolayı eğer bir kişi bir şarkı- yı eşiyle olan anısından dolayı ya da bu şarkının "ikimizin şarkısı" dediği şarkı olmasından dolayı güzel bulup beğeniyorsa bu tavır estetik bir tavır değildir. Ancak bu kişi bu şarkıyı notalarının dizilimi ve melodisinin uyumu, şarkının ritmi ve sözlerin uyumundan dolayı güzel buluyorsa bu tavra estetik tavır denebilir. Buna göre bir tavrın estetik sayılabilmesi aşağı- dakilerden hangisine bağlıdır? A) Toplum yararına dayanmasına B) Mutluluğu temel almasına C) Fayda değerinin olmasına D) Salt beğeni duygusuna dayanmasına E) Öznellik taşımasına

B X Zeytin, Akdeniz'in sayısız çocuğundan biridir. Yabani ze ağaçlan binlerce yıl önce Akdeniz'in ormanlık alanlannda ge lişigüzel büyümüş ve bu geniş coğrafyanın dağına taşına kök sohbetine şahit oluruz. Ağaç şöyle der: "Ben herkese aitim, salmıştır. İlyada Destanı'nda, bir zeytin ağacının Homeros e gittikten sonra da burada olacağım." Bu çok uzak geçmişi ne- kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen deniyle, insanın zeytinle ilişkisi tam olarak nerede ve ne zaman başladı, bilemeyiz. Ancak günümüze kalmış bilgi kırıntılarını analiz eden uzmanlar iki noktada uzlaşır: Bu ilişki ilk insanlarla başlamış ve yabani zeytin ilk olarak Akdeniz'in doğusunda ev- rilmiştir. Peki, Anadolu coğrafyasının bu resimdeki yeri nedir? Konuyla ilgili güçlü yanıtlardan biri, Fransa Bilimsel Araştırma Ulusal Merkezinden gelmiş; Akdeniz sahili çevresinden topla- nan zeytinin genetiğine bakan araştırmacılar, ağacın 6 ile 8 bin yıl önce evrildiğini belgelemiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Tanık gösterme Alıntılama Benzetme Değerlendirme Açıklama Türk

Doku- ara'da bnan, aycan Güney atıldı. Orta- n or- klinin türel E5 16. Genellikle sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda insanların, ha- vanın etkisiyle de daha kolay öfkeye kapıldıkları ve saldırgan davrandıkları düşünülmektedir. (I) Bu bağlamda, sosyal psi- kologlar, "Yüksek sıcaklık ve saldırganlık arasında bir ilişki var mı?" sorusuna yanıt aramışlardır. (II) Bazı laboratuvar çalışma- ları sıcak havanın sadece belirli bir noktaya kadar saldırganlığı arttırdığını, ancak o noktadan sonra saldırganlığı arttırmayıp azalttığını göstermiştir. (III) Ancak sıcaklıkla saldırganlık arasın- daki bu ilişkiye ait elimizde son derece sağlam kanıtlar vardır. (IV) Dolayısıyla bu konuda kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. (V) Yüksek bir sıcaklıkla saldırganlık arasında nasıl bir ilişki olduğunun bilinmesi önemlidir zira küresel ölçekte bir ısınma- dan söz ediyorsak belki de şiddetin daha da artış göstereceği yıllara tanık olabiliriz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I B) II D) IV E) V

22. Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca/üşüdü mü diye baktım. Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? A) Zarf tümleci - Zarf tümleci - Yüklem B) Beligtili nesne - Zarf tümleci - Yüklem CZarf tümleci - Yüklem D) Belirtili nesne - Dolaylı tümleç - Yüklem E) Özne - Zarf tümleci - Yüklem

28. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yarım kalmış son romanı Ay'daki Kadın, bir rüyadan uyanışla başlar ve içinde "rüya" sözcüğünün geçtiği bir cümleyle yarıda kalır. Kitapta en çok yinelenen sözcüktür rüya; roman da adını, edebiyatımızda benzeri az bulunur bir mizahla kurulmuş eşsiz bir rüyadan alır Tanpınar'ın roman ve şiirlerini yakından tanıyanlar için Ay'daki Kadın'ın baştan aşağı bir rüya dili ve atmosferiyle kurulduğunu söylemek de şaşırtıcı olmayacaktır. Ay'daki Kadın, daha ilk sayfasından anlaşılacağı gibi okuyucuyu Tanpınar'ın o bilinen dünyasının hazlarına hemen götüren bir romandır/ Buraya kadar belirtilenler bile bize Tanpınar'ın sıra dışı bir yazar olduğunu gösterir. Öyle sanıyorum ki onun Türk romanına kazandırdığı anlatım yol ve tekniklerini pek az yazarımızda görebildiğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Bu parçadaki altı çizili sözle Ay'daki Kadın adlı romanın tamamlanamadığı Tanpınar'ın birden çok türde eser verdiği III. Ay'daki Kadın'da farklı anlatım tekniklerine başvurulduğu IV. Tanpınar'ın birden çok romanının olduğu durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II CYalnız III E) III ve IV

r. adır. si bu kafein ilirken ek çok vardır, on has- atta ko- niz. = bir kıs- ayılabil- dırılması Kafeinsiz n bulun- , kahve- kullanıl- bu doğru n bir fin- süt kul- de stres n nede- denozin s gideri- şi artmış nla birlik- klemez. n ve sizi kusuzluk DENEME SINAVI - 1 5. (1) Önemli günlerin en hoş hatırlanan olayları için- de, birbirine sevgiyle, hoşgörüyle, anlayışla yakınla- şan insanlarımızın tatlı sözleri, şakaları ve duygula- ri mühim bir yer tutar. (II) Ne kadar sıkıntıda olursa olsun, hoş bir türkü, kişiyi sıkıntılarından çekip alır; bambaşka bir dünyanın içine sürükleyiverir. (III) Duy- gularımızın, isteklerimizin ve düşüncelerimizin belir- lenmiş bir ses, ezgi ve hareket birlikteliği içinde ser- gilenmesi, genellikle türkülerimiz aracılığıyladır. (IV) Onlar kişilerin ve toplulukların maddi ve manevi özelliklerini ortaya koyan kültür verileri arasında çe- şitli şiirsel kalıplara bağlanan veya sınıflandırılan şi- irlerdir. (V) Bir de hareketin eşlik etmesi söz konusu olunca hiç unutulmayan halk oyunlarımız sahnelere çıkar; hep birlikte coşkuyla, heyecanla, neşeyle ve iç- tenlikle sahnelenen oyunlarımızdaki türküler, bir yan- dan sözleriyle edebî ürünlere malzeme oluştururken diğer yandan da maddi kültür ürünleriyle gözlerimi- zi şenlendirir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, önemli günlerde hatırlananlarla ilgili bir karşılaştırmaya yer verilmiştir. B) II. cümlede, bir türkünün insan üzerindeki etkisi- nin ne olacağına dair bilgi verilmiştir. C) III. cümlede, duyguların ses ve ezgiyle birleşmesi sunumunun, türkülerle gerçekleştiği söylenmiştir. D) IV. cümlede, türkülerin şiirsel özellikler gösterdi- ğinden bahsedilmiştir. E) V. cümlede, halk oyunlarının maddi kültür ürün- leriyle sergilenmesi gerekliliği üzerinde durulmuş- tur.

HIZLI OKUMA METODU andan Nezihe al atmosfor an, engelleri mbi ilk defa Menekşeli sinde öyküyü, arsisindaje de bir prisidir. a gelenek- Köprüdür. iç daral- amimi bir açar. angisine una aragrafın Şifresi - Metot Anlatimli Afyonkarahisar'a bagi B dasindan yapılmış 10 metre Fhirur, Yazitin üzerinde yer bulunur. semboller S oller Truva prensi ile anlatır. Beyköy halks nel bu yazıtı yeni yapilan b w olarak kullanmaya kara paat malzemesi olarak L gede kazı yapan Fransiz na edemez, ancak ya dikalar.1914'te Paris a kopyal da M nes arkeologun ardından mes telaart devralır. Jam fat ettiğinde özel arşivi ve Jaungmetin çıkar. Je eolog Perrot'un Afyonka kopyala tin bir örneğini Luvi C- erhard Zangger'e yolla Ebolan Zangger, İsvic kadrosuyla ba süren bir b uğraşt Eka 200 yıllık old- ve Zangger bu TEST-2 Bu parçada kokunun hangi vurgulanmıştır? A) Zıt vücut kokularına sahip kişilerin birbirini etkilemediği anda duyusu 3. z kokunun aşık olmadaki etkisini hesaba katma- paniz bile vücudunuz siz fark etmeden kargiz daki insanın kokusunun uyumunu ölçüyor. Anne karnında oluşan ilk duyumuz olan nun aşık olmamızdaki etkileri sandığınızdan daha fazla olabilir. Parmak izimizin benzer-siz olmas gibi kokumuzun da eşi benzeri yok. Eşi benzeri olmayan bu kokular aşık olmamızda da etken oluyor. Çünkü karşı taraftan aldığımız kokuya göre vücudumuz onun genetiklerinin bize uygun olup olmadığına karar veriyor ve bu işlemler yaklaşık 1,5 saniyede gerçekleşiyor. Karşı tarafın-kokusu, daha sonra doğacak çocuğunuzun sağlıklı genlere sahip olmasına kadar etkileyebilir. Bunu ilk defa duyuyor olabilirsiniz fakat doğru. Yapılan araştırmalara göre eğer vücudumuz bizim vücut kokumuzun tam zitti bir kokuya sahip birinden etkilenirse bu ileride doğacak çocuğumuzun da daha sağlıklı olacağının işareti. Çünkü size kokusu güzel gelen biri, gen olarak sizinkinden tamamen farklı genlere sahip. Bu gene de MHC geni adı veriliyor. İşte karşı- nızdakinin MHC geni sizinkinden ne kadar farklı olursa o kadar sağlıklı genlere sahip bir çocuğunuz olacaktır. wa B) Vücut kokusunun âşık olmada payının büyük olduğu e özelliği C) Parfüm kokularının doğacak çocuğu da etkilediği D) Genlerle koku duyusu arasında ilişki olmadığı EN Kişilerin vücut kokularının eşsiz olduğu kalma, i ka den önce yaşayan L Çağı bu yazıta gö ik donanmala lerine baskın düze Çağı Krallığı Mira riyle MO 1190 y Yazıtta ayrıca d Misir'ı ve Doğu Çağı'nın bitişi Bu parçad hangisi anl- A) Nasıl çö B) Kim ta C) Bron D) Han E LL

TYT/Türkçe 34-35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1980-2000 tarihleri arasında doğan Y kuşağı; spor ve sanat faaliyetlerinde aktif, aile kararlarında söz sahibi bireyler olarak tanımlanmıştır. Y kuşağı, yenilikleri yadırgamaz ve esneklikten hoşlanır. Eğitime önem verir ve para kazanma odaklı değildir. Y kuşağının marka sadakati yoktur ve bu durum tüketim davranışlarına da yansımaktadır. Y kuşağı hemen her işi yapabileceğine inanır, onlara görev verdiğinizde o işe hazırlarsa yüksek bir performans sergileyebilirler. Y kuşağı kariyer yapmak ister ancak bunu yaparken aile hayatını bu uğurda feda etmek istemez. Bu sebeple iş-yaşam dengesine oldukça önem verir. Ayrıca işe giriş çıkış saatlerinin çok sıkı bir şekilde denetim altında tutulmasını da istemez. Y kuşağı etik değerlere ve adalete önem verir. 34. Bu parçaya göre Y kuşağı aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez? A) Değişime açık B) Öz güven sahibi C) Eleştirel düşünebilen DYÖzgürlüğüne düşkün E) nsanların hak ve hukukuna saygılı 36. G C

e 3 1, 7 rada 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre the cevaplayınız. Eskiden kadınlar dile getiremedikleri hislerini oyalar aracılığıyla anlatırlarmış. Bu açıdan oya, sözsüz bir lisan Anadolu kadını için. Kadınların iç dünyalarının en güzel ifadesi. Öfke, kızgınlık, sevinç, üzüntü, acı her türlü duygu oyaların ilmeklerinde anlam bulmuş bu coğrafyada. Bu nedenle Anadolu'da yapılan her oyanın özel bir adı var. Kaynanasına iyi bir mesaj iletmek isteyen yeni gelin, çayır çimen oyası işlenmiş yemeni hediye ediyor ki aramız çayırlar gibi püfür püfür, çimenler gibi iç açıcı olsun diye. Sarı nergis oyasını başına bağlayanlar ümitsiz sevdalarını anlatıyor. Eşi gurbetteki kadın, yaban gülü oyası; yeni gelinler, gül veya çardak gülü oyası bağlıyor. Hayatından hoşnut olmayan bir gelin, kıllı kurt ya da biber oyası işlenmiş yemeni ile dolaşıyor sokaklarda. 39. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Neden-sonuç içeren cümleler kullanılmıştır. B) Devrik cümlelerle anlatıma doğallık kazandırılmıştır. C) Düşünce, örneklerle pekiştirilmiştir. D) Anlatım bütünlüğü göz ardı edilmiştir. EKarşılaştırmadan yararlanılmıştır.

9. Geçenlerde bir fotoğraf sergisi açıldığını duyunca meraktan olacak, hemen kalkıp gittim. Heyecanlıydım. Fotoğrafları gördüğüm gibi hayallere dalmaya başladım. Evet, o eski fotoğraf satıcısının sergisinde İstanbul'un eski hâlini aradım o gün. İşte Ortaköy Camii ve uzun kayıklar içinde fesli kayıkçılar... İşte en güzel elbiseleriyle fakat şimdi hepsi ölüp gitmiş insanlar... Adları artık bilinmeyen insanlar... Bu resimleri; hayalimde bülbüllerin seslendiği, ağladığı leylak kokulu sokaklara, güneşli gölgeli duvar diplerine, ilk otomobillerin heyecanına, tramvay seslerine yakıştırıyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Duyguları yansıtma BY Niteleyici ifadeler kullanma Çoğullaştırmaya başvurma D) Benzetmelerden yararlanma E) Farklı duyulara yer verme 1-

5. Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır. Bu cümlede mutluluk ile ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Aramakla bulunmayacağı B) Hedefe varmayla ilgisinin olmadığı C) Uzaklarda aramamak gerektiği D) Güzelliklerle dolu bir yolun sonunda olduğu E) Mesafeleri önemsizleştirdiği

=rce güzel sözü, insanlara de kulak ver ve dinle. Bak omuza, köpeğe şekerdir, ama eşek yaratılışı bakı- idir. Kim onu giymeye bu; dinleyenin dinleme- r. vermesin sana, içinde asında aşağıdakiler- k ğini unutmamak meyen yoktur. Belli anmasına etki edi- ndırıyor, sizi daha Mavi huzurlu his- nuz veriyor. Yeşil za kapı aralıyor. etişim yetenekle- tik olmayı teşvik rengi S M A DENEME-16 24. DeepMind şirketinin yapay zekâsı proteinlerin üç bo- yutlu yapısını tahmin ediyor. Birleşik Krallık merkezli DeepMind adlı şirketin geliştirdiği AlphaFold adlı yapay zekâ sistemi, sadece aminoasit dizi- limi bilgisinden yola çıkarak proteinlerin üç boyutlu yapısını doğru şekilde belirlemeyi başard. AlphaFold, bu alandaki bir yarışmada, normalde pahalı ve zaman alan laboratuvar deneyleriyle elde edilebilen sonuçların üçte ikisini doğru şekilde elde etmeyi başardı. Neredeyse tüm yaşamsal sü- reçler proteinlerin işleyişine bağlı. Proteinler bir aminoasit zincirinin, aminoasit dizilimine bağlı olarak özel bir şekilde katlanmasıyla işlevsel hâle geliyor. Ancak neredeyse yarım yüzyıldır süren çabalara rağmen proteinlerin üç boyutlu yapısının sadece aminoasit diziliminden yola çıkılarak bu kadar yüksek bir doğruluk oranıyla tahmin edilmesi mümkün olmamıştı. Bu gelişme yaşam bilimlerinde çığır açıcı olabilir. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? A) Manşette ifade edilen yargının gerçekleşmesini sağlayan sistem açıklanmaktadır. B) Yeni geliştirilen bir yöntemin eskilere nazaran çok mali- yetli olduğu vurgulanmaktadır. C) Yapay zekâ sisteminin ortaya çıkmasını sağlayan koşul- lar örneklendirilmektedir. D) Sınırlı bilgilerden hareketle kesin bilgilere ulaşılabileceği ortaya konulmaktadır. E) Yaşamsal süreçte proteinlerin nasıl oluştuğu hakkında bilgi verilmektedir. 70 As 2

versitemizde bir ko- kırmazsınız. Yazar hafta demişler. O em vardır." demiş. mişler. Yazar dön- mam gerekiyorsa 2 akika konuşmamı pmam lazım." sine ulaşılabilir? her yazar iyi ko- al konuşma ha- acıları olumsuz a süreleri ken- şma yapması A i L G 29. Aşağıdakilerden hangisi "İnsanlar, çeşitlenen ve artan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için doğaya birtakım müdaha- lelerde bulunmuş; bu müdahalelerin bazıları doğanın işleyi- sine zarar vermiştir." düşüncesine uzak düşmektedir? A Günümüzde sanayileşme arttıkça fabrikalaşma, fabri- kalaşma arttıkça da sanayileşme artmıştır. Tarım, hay- Ivancılık ve her türlü ticari faaliyet de bir endüstri hâline yaygınlaşmasıyla gelmiştir. Sanayinin gelişmesi ve taya çıkan zararlı maddeler, doğanın dengesini bozmuş- tur. DENEME - 16 or- .B Çoğunlukla doğal bitki örtüsünün tarım, kırsal kalkınma projeleri, kentleşme, hidroelektrik santrallerinin inşası gibi faaliyetler sonucunda habitat parçalanması oluşabi- lir. Böylece bir zamanlar bütünlük teşkil eden habitatlar ayrı parçalara bölünmüş hâle gelir ki bu durum canlıların içinde yaşadıkları ortamın değişmesine, birçok canlı tü- rünün yok olmasına neden olur. C) Fazla yağışların insan sağlığına etkileri doğrudan ya da dolaylı olarak ortaya çıkmaktadır. Fazla yağışla birlikte ortaya çıkan seller, insan sağlığını olumsuz şekilde et- kilemektedir. Bu tür afetlere bağlı olarak ölümler, yara- lanmalar, enfeksiyon hastalıklarında artışlar görülmekte; göçler, toplumsal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bitkilerde polen dönemini uzattığı da bilinmektedir. D) Kömür madenciliği ve tüketimiyle civa, uranyum, toryum, arsenik ve diğer ağır metaller içeren uçucu kül dâhil olmak üzere her yıl yüz milyonlarca ton katı atık ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün 2008 yılında ya- yımladığı bir rapora göre kömür partikülü kirliliğinin dünya çapında her yıl yaklaşık 10 bin canlı yaşamını kısaltacağı tahmin edilmektedir. Skom E) İnsanların yoğun fosil yakıt kullanması, sera gazlarının atmosferdeki oranının artmasına ve küresel ısınmaya yol açarak iklim değişikliğine sebep olmaktadır. İklim deği- şikliği sonucunda su, kara ve havanın olumsuz etkilen- mesi, ekolojik dengeyi de etkilemektedir. Bu durum, bazı türlerin yok olmasına neden olarak doğadaki biyoçeşitli- liği azaltmaktadır. TYT/TÜRKÇ 30. Okumayan farklı türler olmak iste kaçıp bas farklı düş larla ilgili özellikle diyen biz şe başl rin insa olmak ten ya Aşağ istey A) Y BS 0 E) 1un 31

lara Cesi Türk slar ve n'in arelik bu klim 7 adar Deneme eket Konusu rken <tir. : Çin, Eski Ancak nin üne si 1 7 tonguç kampüs 8. Tanzimat'la başlayan Doğu-Batı veya eski-yeni çatışması Cumhuriyet'in ilanından sonra büyük bir hızla devam etmiştir. Bu çatışma, dönemin romanlarında da incelenmiş ve kimi zaman değişimi destekleyen kimi zaman ise değişimin şeklini eleştiren eserler yazılmıştır, faner Timur "Osmanlı Dönemi'nde başlayan Batılılaşma hareketi ortaya çıktığı ilk dönemlerden itibaren bazı Türk romanında sert bazılarında alaya alınarak incelenmiştir." sözleriyle bu konudaki fikrini ortaya koymuş. Toplumdaki bu değişimi inceleyen romancıların bir kısmı iktidarın Batıllaşma tercihini kabul etmekle birlikte, toplumda Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirmişlerdir. Yakup Kadri, Memduh Sevket. Esendal, Şükûfe Nihal gibi Batılılaşma taraftarı aydınlar dahi toplumdaki yozlaşmaya varan değişimden rahatsız olmuşlar ve Batılılaşmanın doğru formülünü aramışlardır. Nitekim Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Ankara ve Memduh Şevket Esendal'ın Ayaşlı ve Kiracıları romanlarında, eserlerin yazarları, Cumhuriyet rejiminin önündeki bu sorunları gidereceği umutlarını belirtmişlerdir. Samiha Ayverdi ise Batılılaşmaya kökten karşı çıkmıştır. Bu parçada; 1. Tanık gösterme, II. Örneklendirme, III. Sayısal verilerden yararlanma, IV. Tanın lama, V. Karşılaştırma düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmamıştır? A) I ve Il B) I ve III D) III ile IV C) II ve IV E) IV ile V

Belge Garnal a yük- ci yan- mış ve deyle, he in- bir yol giden daha atika. ceği, mlığın evam iğin- mizde mızla htar. en- 3- 7- n - 3 R M 8 DENEME-4 34. Savaş, zaruri ve hayati olmalıdır. Milleti savaşa götürünce vicdanımda acı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayati teh- likeye uğramadıkça savaş bir cinayettir diyen Atatürk'ün bir askeri deha olduğunu vurgulayan konuşmacı, bu saptama- sını Atatürk'ün sahip olduğunu söylediği şu özelliklerle ge- rekçelendirdi: Savaş araçlarını sonuca giden yolda etkili biçimde birleştirir ve sonucu getiren yolları etraflica düşü- nürdü. Karmaşanın, kararsızlıkların yaşandığı zamanlarda alınması gereken kararları öncelikle ve kendiliğin- den alabilme yeterliliğine sahipti. Münferit başarılara, bölgesel zaferlere çok fazla anlam yüklememiş, topyekûn bir başarının ve bütün vatanın kurtuluşun paydaşı olmasının peşinde olmuştur. Kararları açıktı ve aldığı kararları uygulatmak nok- tasında kişiliği çok etkileyiciydi, muharebe meyda- nında yürütmek istediği muharebe şeklini en uzak yerdeki askere kadar duyurur ve iradesini, azmini ona sirayet ettirirdi. Bu parçada sözü edilen konuşmacının Atatürk'ü askerî deha olarak görmesinin sebepleri arasında aşağıdaki- lerden hangisi sayılmamıştır? A) inisiyatif sahibi olma B) Bütünlükçü davranma e) Karizmatik bir kişilik taşıma D) Taktikleri doğru seçme E) Cesaretli davranma

Başka biri uyor ama lemedim. gönüllü- r. Yazar sözcü- zarlarla ma alış- zindan karşı ya- yla di- e NIZI PRO TÜRKÇE TESTİ 26. Dilimizde yeni bir dönem başlamış, "yani'li dönem. Sanki yabancı bir sözcük kullanmasa ya da açıklayacağı şeyi her- kesin anlayabileceği Türkçe bir sözcükle açıklasa kıyamet kopacak. Bunun için entübe yani solunum cihazına bağlı ör- neğini vereyim. Özellikle televizyonlarda bu tür örneklere sık rastlıyorum. Anlaşılan konuşmacı, semptom terimini kullan- maktan memnun değil veya halk anlamaz deyip semptomlar yani belirtiler biçiminde bir de yani ile Türkçe karşılığını kul- lanıyor. Belki de Türkçeye karşı bir duyarlılıktan, sevgiden, ilgiden dolayı böyle bir açıklama yapıyor. Fikirlerine baş- vurulan bilim insanlarına gelince genellikle onların Türkçe terimleri seçmede, kullanmada herhangi bir kaygıları yok. Eat Bizim anlamamız için kognisyon yani biliş deyip bir açıklama yapsalar bile bu kez biliş sözünün ne olduğunu açıklamak zorunda kalacaklar. Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakiler- den hangisidir?s teinsani nave ebello inva ADYabancı kökenli bazı sözcüklerin ğının olmaması stab selal Türkçede tam karşılı- sto nalias obley.rx.met Bilim insanlarının kullandığı yabancı kökenli terimlerin ov toplum tarafından anlaşılmaması gingiva ( CPToplumu çeşitli konularda yönlendiren insanların, kul- landıkları sözcüklerin anlamını bilmemeleri shejob Halkı yakından ilgilendiren konularda anlamı bilinmeyen sözcüklerin çok sık kullanılıyor olması E) Toplum karşısında konuşma yapan insanların kullandık- ları sözcüklerin açıklamasını yapmak zorunda olmaları DA