Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

7. 1. Dünyada kulağa en ziyade letafet-bahş olan lisan, Ital- yanca veya Fransızcadır, diyenler var. Lakin tecrübe edenler teslim ederler ki dünyada anlamayanları bile meftun eden bir lisan vardır, o da Türkçedir. II. Geldiği yolun uzunluğunu, yalnızlığını ve uçurumlar ya- layan dönemeçlerini alın çizgilerinden çıkarmak müm- kündür. III. Montaigne: "Ah keşke Paris'in sebze pazarında kullanı- lan sözcüklerle konuşabilseydim." diyor. 9. IV. Kimseye benzemeyen, taklit ve kopyadan daima uzak kalabilmiş, özel sanatçılarımızdan ridir o. V. Küçük şeylere fazla önem verenler, ellerinden büyük şeyler gelmeyenlerdir. Yukarıdaki numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I. cümle sözcüklerin dile takılması, okunması zor olması nedeniyle akıcı değildir. B) II. cümle anlamı örten, süs olsun diye yapılmış sanatlı söyleyişler nedeniyle yalın değildir. ✓ C) III. cümle duygu ve düşünceler yapaylıktan uzak, içter geldiği gibi yansıtıldığından doğal bir anlatımdır. D) IV. cümlede sanatçının sıra dışı ve evrensel nitelikte o duğundan söz edilmiştir. EV. cümle az sözle derin düşünceleri çağrıştırdığında özlülük niteliğine sahiptir.

2. Bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin vicdanı olmak ister- dim. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanlanı yok etmek, insanımızı ayıran bütün duvarları yıkmak ister dim. Olgme, Değerlendirm Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Düşünce dünyasında farklı görüşlere açık olmak BY Fikirleri rahatça ifade edebilmek Geleneksel düşünce kaynaklarına dönmek Kavrayışı engelleyen unsurları ortadan kaldırmak Adaletli kararlar verebilmek ● 2021-2022 MER

Telegram (@ Mustafa Kemal Erzurum'dan milletvekili seçilmesine rağmen Son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne katılmak için istanbul'a gitmedi. Mebusan Meclisine katılacak bazı kişilerle Ankara'da görüştü. Onlardan Mecliste "Müdafaa-i Hukuk" adıyla grup kurulmasını, kendisini Meclis başkanı seçtirmelerini ve kongrelerinde alınan kararlardan oluşan edilmesini istedi. paslağının k Bu bilgiler Mustafa Kemal ile ilgili; 1. Milli Mücadele lehine kararlar alınmasını Hükümeti'ni kendine istediği, ağlamaya çalıştığı, III. kongre kararlarına resmiyet kazandırmak istediği durumlarından hangilerinin göstergesi olabilir? A) Yalnız il 11 Istanbul ordusu24 kana. talent analın C) I ve II Telegram'po analından ram @pdfordus24analind 4 kanalından

umlulukları- nsandır. sını neler psikolo- gilama, nırlan- nebil- esini, e yö- etik i ise etik ini nu 3- TYT / Türkçe 32. Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun mesnevisinde en sık kullandığı kav- ram "gam"dır. "Gam" kelimesi Arapça "gayın" ve "mim" harfle- rinden oluşmaktadır. Dilimizde kelimeler "ğ" ile başlamadığı için kelimenin telaffuzu Türkçeleştirilmiştir. Türkçedeki en yakın kar- şılığı "ğ" olan "gayın" bir gırtlak sesi olup ağızın arka bölümün- den çıkan bir sestir. Bu ses "ğa, ğı, ğu, ağ, ığ, uğ” okunuşlarında daha belirgin bir titreme, ağlama sesi vermektedir. Türkçede de "ağlamak" fiili, içinde bulundurduğu "ğ" sesi ile ağlama eylemi- nin sessel bir yansımasını barındırır. Aynı anlam dünyasına ait "yuğ, ağıt" kelimeleri de bu şekilde düşünülebilir. Her iki dilde görülen "ğ" sesindeki bu ortaklık "ğ" sesinin içinde barındırdığı bu titreşimin bir tesadüf olmadığını, anlamla ses arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Fuzuli'nin, gam kelimesini yakın veya eş anlamlıları "dert, keder, elem" kelimelerinden daha çok kullanma sebeplerinden biri bu ağlama sesini hissettirmek iste- mesidir. Ayrıca "me" sesi dudakların kapanması ile oluşan ve "ğ" sesinin boğazda başlattığı titreşimin dışarı çıkmasını engel- leyen bir sestir. Boğazda başlayan titreşimi "me" harfi dudakta devam ettirir. Tıpkı âşığın yüreğinde başlayan aşkın diline ulaş- ması ancak dışa dökülemeyen, içe hapsolmuş duyguları, ağla- maları ifade etmesi gibi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Leyla ve Mecnun mesnevisinde yer alan kavramların istatis- tiksel dökümü yapılmıştır. BY Gam" kelimesi Arapça bir kelime olup Türkçeye geçmiş ve sessel değişime uğramıştır. C) Ses yansımalarından oluşan kelimelerin varlığı, dillerdeki benzerliklerin göstergelerindendir. V D) Dillerdeki anlam ortaklığı olan kelimeler rastlantı eseri ola- rak benzer seslerle ifade edilmektedir. E) Seslerin çıkakları birbirinden farklı olduğundan değişik ses- ler ağızın değişik bölgelerinden çıkmaktadır. 34.

2. Etkileyicilik - duruluk D) Özlülük - özgünlük E) Evrensellik - açıklık Yazarımız, anlatımı ve anlamı olumsuz yönde etkileyeceğini düşündüğü gereksiz süslemelerden kaçınmasıyla tanınır. Gerçi yazar, söz sanatlarına yer vermiyor değil ancak bu unsurları aşırıya kaçmadan kullanmayı biliyor. Böylece oku- ru sıkmayan ve kuruluktan uzak olan bir anlatıma ulaşıyor. Parçada sözü edilen yazarın en belirgin anlatım niteliği aşağıdakilerden hangisidir? B) Özlülük A) Yalınlık D) Doğallık EX Akıcılık Ozgünlük

aşağıdaki parçaya göre alında kaldırılması ve ardından gelen dan bu yana gerçek anlamıyla bir aşarılı olamamıştır. (1) Iki yüz yıla nlayışın yıkıcı etkileri herhalde sanat eserlerinde belli bir süre daha ktir. (III) Türk sinemasının belli bir mış olması bile mutlu bir olaydır. qururunu duyan Türk sineması, ulunabilmek çabası ve heyecanı sartlanını kendisinin-getirdiği, el cabalanında Türk düşüncesi ve atle izleyecektir. cümlelerin hangisinden ünce ve sanatı) bir yeniden hinde ve halkında aramak lidir? D) IV E) mleye kattığı anlam vardır? ere kadar gelebilen sar. ilma yoluyla yazıp sanatçılar da vardır. acaklarını görerek ve okur beğenisidir; o, ir. ina varılmadan 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. teknolojileri diğer ülkelere pazarlamıyorlar ya da kullanımını Günümüzde artık devletler kendi geliştirdikleri stratejik çok sıkı şartlara bağlayarak satıyorlar. Bu davranış biçimi çağımıza özgü bir strateji değil. Iki bin yıl önce Misirlilar, başka milletler -özellikle de Bergamalilar- Misir papirüslerini kullanarak onlardan daha büyük kütüphaneler kuramasınlar diye papirüs ihracatını yasaklamışlar. Ancak Bergamalılar, papirüs yokluğunda krizi fırsata çevirip hayvan derisinden parsömen yapmayı başarmışlar. Parşömen papirüsten daha dayanıklıydı, üstelik iki tarafına da yazılabiliyordu. llerleyen B unda parşömenleri now üzyıllarda Akdeniz kıyılarındaki uygarlıklar, p üst üste koyup yeni bir kitap formatı icat ettiler. Ağac kütüğüne benzediği için Latince ağaç gövdesi anlamına gelen "caudex" kelimesinden türetilerek bu yeni formata codex (kodeks) dendi. Kodeks formatı, bugün bildiğimiz basılı kitap formatıdır. Kodekslerin kullanışlılığı ve papirüs rulolarına kıyasla çok daha az yer tutmaları nedeniyle zamanla tüm kitaplar kodeks formatına çevrildi ve papirüsler kullanımdan kalktı. 19. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Devletlerin ürettikleri her ürünü ihraç etmediklerine B) Parşömenin ihtiyaç sonucu icat edildiğine y C) Kitabın günümüzdeki şeklini almasının belli bir zamanda gerçekleştiğine D) Mismlıların bir dönem papirüs ihracatı yapmadıklarına E) Parçomenin icadından hemen sonra papirüs kullanımının sona erdiğine 20. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Tarih boyunca milletler okuma ve yazma çalışmalarına önem vermişlerdir. B) Devletlerin birbirleriyle olan mücadeleleri siyasi, ekonomik ve kültürel alanda gerçekleşmektedir. C) insanlar zorluklarla karşı karşıya kaldıklarında yeni ürünler ortaya koymak için seyahatlere çıkmıştır. CEVAP ANAH 5.A 6.B 7.E BA 9.D 10.A 11.A 12.0 5.D 6.C 7.A 8.D 9.A 10.8 11.D 12 5.A 6.B 5.A 6.E 7.C 8.A 9.C 10.D 11.B 7.C 8.D 9.B 10.8 11.C 1 5.B 6.A 7.B 8.D 9.C 10.B 11 D) Mısırlıların insanlığa katkısı, diğer milletlerden daha fazla olmuştur. E) Kitap şeklinin oluşmasında Akdeniz uygarlıklarının etkisi olmuştur. 5.A 6.A 7.D 8.C 9.D 10.A 1 3 5.D 6.C 7.B 8.D 9.B 10.D 5.B 6.A 7.C 8.E 9.E 10.C 5.C 6.C 7.A 8.C 9.C 10 A 5.A 6.D 7.D 8.D 9.A C 5.D 6.C 7.D 8.D 9.B D 5.A 6.C 7.A 8.C 9.E C 5.A 6.A 7.B 8.C 9 C 5.A 6.C 7.B 8.C 1.B 5.E 6.A 7.B 8.C 4.C 5.B 6.A 7.A 8 A 5.D 6.C 7.A 5.C 6.C 7.D 7.

8. Dünyada Kudüs ve Venedik'ten sonra üçüncü büyük tarihî ve mimari sit alanı olan Mardin, bir açık hava müzesi gibidir. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? Mardin'in birçok yerinde bu yöreye özgü tarihî yapılara rastlamak mümkündür. B) Mardin, Kudüs ve Venedik'ten sonra kurulmuştur. C) Tarihî zenginlikleri olan kent, mimari açıdan en gelişmiş şehrimizdir. D) Mardin dünyada en çok ziyaret edilen üçüncü şe- hirdir. E) En eski mimari yapılar Kudüs ve Venedik'te bu- lunmaktadır. 11.

8. Titane, pek çok sinema damarından beslenen bir film. Kimlik bunalımını irdeleyen filmlere ek olarak David Cronenberg, Da vid Lynch gibi yönetmenlerin ve The Imposter gibi belgeselle- rin adını anmadan Titane'dan bahsetmek mümkün değil. An- cak yönetmen, bu filmi farklı temaları deşen bir üst anlatı filmi hâline getirmeyi başaramıyor. Mizansen ve görselliğe gerekti- ğinden biraz fazla odaklanan yönetmen, izleyiciyi içine çeken bir dünya yaratırken hikâyedeki kurgusal boşlukları görmezden geliyor. Film ilerledikçe bu kurgusal eksiklikler ve kimi olayların havada kalması, gözünüze batmaya, görselliğin kurduğu inan- dırıcılığı da bir yandan yıkmaya başlıyor. Bu parçada sözü edilen filmin eleştirilme nedeni, aşağıda- kilerden hangisidir? nslu Kendine özgü bir senaryosunun olmaması B) izleyicinin dikkatini asıl konu yerine, görsel efektlere yoğun- Maştırması 08 6110 NLAPI CAnlatılanların gerçek yaşamla bağdaşmaması D Ele aldığı olaylarda neden-sonuç ilişkisinin doğru kurulma- ması E Simgesel bir dili olduğu için anlaşılmasının zor olması K

E) Sahip olduğu niteliklerden dolayı bilimsel yetersiz kaldığı am J elegra Jeoarkeoloji, arkeolojik alanlardaki bulgu ve kayıtların değerlendirilerek sebep-sonuç ilişkilerinin kurulmasına yardımcı olan bir alt bilim dalı. Her bilimsel araştırmada olduğu gibi veriler toplanıp analiz ediliyor. Analiz sonucunda bilgiler arkeolojik verilerle bütünleştiriliyor. Jeoarkeolojik araştırmalar yer bilimi (jeoloji) ve coğrafya gibi birçok farklı disiplini kapsıyor. Çalışmanın yapıldığı alanlarda, birbirinden çok farklı sorulara cevap aranabiliyor. Bu sorular, yaşam alanı olarak seçilen bölgelerin coğrafi yapışı, yerleşim biçimlerinde kullanılan malzemelerin fiziksel niteliği, bölgede yaşanan doğal afetlerin türü, özellikleri ve etkileri gibi konuları kapsıyor. Günümüzde arkeolojik alanların hepsinde, jeoarkeolojik yöntemler uygulanamıyor. Bunun en önemli nedenleri, bu yöntemlerin dünyada da henüz gelişme aşamasında olması, arkeolojik eserlerin niteliğine göre jeoarkeolojik yöntemlere ihtiyacan caldis gram lamaya yönelik anali duyulmaması ve bunları uygulayacak uzman personelin yetiştirilmesi ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması için ek bütçeye gereksinim duyulması. Bu parçadan "jeoarkeoloji"yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Tam olarak kuramsal çerçevesi çizilemediği için başlı başına bir bilim dalı olarak görülmemektedir. B) Veri analizi ve toplama süreci, diğer bilim dallarından farklılıklar içermektedir. C) Zamanla oluşan ihtiyaçtan dolayı, arkeoloji eğitimlerinin bir parçası haline gelmiştir. Yapılan pek çok araştırmanın yeniden ele alınmasını sağlamıştır. elegra E) Getirdiği mali yük, yaygınlaşmasının önünde bir engel oluşturmaktadır. caldım fordu 24 af und Caldım kanalından ça

smuna işaretleyiniz 3. Geçtiğimiz yüzyılın, adından en fazla söz ettiren ve etkileri gü- nümüz modern sanatlarına direkt yansıyan sanatçs Picasso, dünya sanatı içinde müstesna bir yere sahiptir. Bu cümledeki altı çizilı sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Jane Eyre romani, defalarca sinemaya uyarlanmıştır fakat uyarlamalardan hiçbiri romanin olağanüstü anlatım gücünü yakalamayı ve Jane'in özgür ruhunu ifade etmeyi tam olarak başaramamıştır. B) Özgün yapısı, karakterleri ve ifade gücü Tom Jones romani- nın hem kendi çağında büyük bir başanya ulaşmasını hem de klasikleşerek günümüze ulaşmasını sağlamıştır. C) Muhteşem Gatsby romanini etkileyici ve benzerlerinden üs- tün kılan, çağının diğer romanlarından ayrılarak ona ayrıcalık bir konum kazandıran niteliği şüphesiz anlatısal ifade gücü olmuştur. D) Kahramanının iç dünyasına ve öznelliğine odaklanışıyla ro- mantizmin habercisi olan Genç Werther in Acilan romani, Goethe'ye yazar olarak büyük bir popülerlik kazandırmıştır. E) Çok katmanlı yapısıyla Gülün Adı romanında yazar, gerçek- le kurmacayı iç içe geçirmiş ve zengin hayal gücüyle hikâye içinde hikâyeler kullanmıştır.

ara- yu- nin, enin adar iken inda rsın. sana ço- düz güt- gili gisi tur. eril- 404 25. mak E) Sözcüklerin bellekteki anlam- larını değiştirmeden onları bili- anlamlarıyla nen ortaya koymak Kimilerine göre yazarların, ozan- ların anlatıları güzeldir. Estetik bir tat katması sözcüklerin kabuğunu kırmasına, onların gizli evrenine in- mesine bağlıdır. Sözcüksel bir edimdir her yazı.Yazıda doğruluğu sağlamak nasıl onların seçimine, kavramları tam kuşatacak biçimde kullanımına bağlıysa güzellik de kabuklarını kırmaya bağlıdır. Yukarıdaki parçada geçen "sözcüklerin kabuğunu kırmak" sözüyle aşağıdaki söz öbek- lerinin hangisi arasında anlam- sal bir yakınlık kurulamaz? LASözcüklerin bilinmeyen yön- lerini keşfetmek B) Sözcüklere diz çöktürmek LSözcüklere yepyeni biçimler vermek D) Sözcükleri koşturup sıçratmak E) Sözcüklerin alışılmış anlam- larından uzaklaşmamak

19. Büyük medeniyetlere kucak açan Anadolu, deniz kıyılarının dantel gibi süsleyen zengin antik kentleri ve işlek limanları ile tarih boyunca deniz ticaretinin göz bebeğiydi. Diğer de- nizlerden daha hareketli bir deniz trafiğine sahne olan Ege ve Akdeniz'in çırpıntılı suları kimi zaman fırtınada batan. ticaret gemilerini kimi zaman da savaş gemilerini yüzyıllar boyunca koynunda sakladı. Denizlerimizin derinliklerindeki tarihsel zenginliklerle rekabet edecek bir başka yer yoktur. Dünyanın bilinen en eski batığı Kaş'ın Ulu Burun bölgesinde bulunmuştu. Batık, yıllar süren çalışmalar sonunda tartılarak sergilenmeye başlandı. İlk kez Türkiye'de konu edilen sualtı arkeolojisi, bugün dünyada arkeolojinin farklı bir dalı olarak kabul ediliyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Kişileştirmeye yer verilmiştir. B) Mecazlı söyleyişler kutlanılmıştır. Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. Örneklemeye başvurulmuştur. Diğer sayfaya geçiniz.

"Aktüel Arkeoloji Yollarda" projemize bağlı olarak gezimize De- nizli civarından başlamaya karar verdik ve ilk durağımız Laodi- keia oldu. Sonrasında sırasıyla Tripolis, Hierapolis ve Aphrodi- sias kentlerini ziyaret ettik. Denizli'den Aydın'a doğru yol alır- ken Büyük Menderes Nehri'nin bölgeye hayat verdiğini gözle- rimizle gördük. Laodikeia antik kentinde Prof. Dr. Celal Şimşek hocamızla yaptığımız röportajda nehrin üzerinde 1950'li yıl- lara kadar ticaret yapıldığı bilgisini almak ilk kıvılcımı ateşledi. Aynı bilgileri Tripolis kazısını ziyaretimizde Doç. Dr. Bahadır Du- man hocamız da verince bölgedeki diğer antik kentler üzerine gerçekleştireceğimiz rota da belirmeye başladı. Özellikle Ay- din'ın Söke Ovası etrafındaki antik kentlerin nehir sayesinde yaşadıkları, bu etapta gerçekleştirdiğim yolculuğu tamamen bir Büyük Menderes hikâyesine çevirdi. 10. Bu parçaya göre yazarın gezi programını "Büyük Menderes hikâyesi'ne çeviren etken aşağıdakilerden hangisidir? Antik kentlerin bulunduğu bölge ekonomisinin yakın za- mana kadar Büyük Menderes'le ilişkili olduğunu öğren- mesi + B) /Büyük Menderes çevresinde yer alan antik kentler ile ilgili yapılan çalışmaların çok az olduğunu fark etmesi 1 1 1 C) Büyük Menderes Nehri'nin, taşıdığı alüvyonlarla birçok bölgeyi Ege Denizi'nden kopardığını görmesi D Aktüel Arkeoloji Yollarda projesini destekleyen kurumla- rin, gezinin içeriğini belirlemesi Antik kentlerle ilgili çalışma yapan kişileri ziyaret ettikten sonra bu kentleri araştırma arzusunun artması Filials 1 1 1 1 1 1 12 1 1 1 1 1 1 1

a r - BIR YAYINLARI 34. Mizah denildiğinde, akla genel olarak modernizmle eş zamanlı ortaya çıkan ve bireyin "öteki"ne karşı giriştiği değerden dü- şürme çabası gelir. Birey, önce bir kişiye üstünlük kurmak is- ter; sonra onunla alay ederek ya da onu komik bir hâle soka- rak amacına ulaşır. Burada alay edilen nesneleşmiş ve alay eden onunla bir karşıtlık ilişkisine girmiştir. Bu, Baudrillard'ın ifadesiyle "öznel bir ironi"dir. Yaşadığımız zaman diliminde ko- mikliğe ait bütün unsurlar, alay etme ve gözden düşürme ile gerçekleştirilmektedir. Bu parçada "mizah"la ilgili olarak anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? asiting A) Toplum tarafından beğenilmeyen, dışlanan kavram ve ol- guların mizahın en önemli malzemesi olduğu + B) Karşıt olguların bir arada kullanılmasının komiklik algısını güçlendirdiği + C) İnsanların mizah yoluyla başkalarını değersizleştirirken kendilerini yüceltme yoluna gittiği D) Modern dünya insanının birbiriyle yabancılaşmasının mi- zahçılar için vazgeçilmez bir konu olduğu + E) Alışmada zorluk çektiğimiz her durum ve olayın zamanla mizah yardımıyla içselleştirildiği 2.

The 1. 11 1. Yorum, ele alınan hakkında yazı yazılan, düşünce ileri sü- rülen) konuyu fikrî arayışlarla irdeleyip (en ince detaylarına varıncaya dek araştırıp) belirgin kılmayı (somut duruma ge- tirmeyi) gerektirir. Bilgi, yorumun besleyici (zenginleştirici) ögesidir. Sağlam, doğru ve güvenilir olan bilgiyi, ancak o alanın uzmanları verebilir. Bu yüzden bilginin bağlayıcılığı (uyulma, itaat etme zorunluluğu) vardır ama yorumun yok- IV 5 V 70 tur. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı, parantez içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I B) II B ilan kısmına işaretle C) III D) IV E) V 3.

nun iya- arın ku- nde ştır nu, cari _lık- ini, bir na- erle IZI ağı da, 14. Kaportacı birkaç gün hiç uğramamıştı yanına. Onun da içindeki kuşku biraz yatışır gibi oldu. Gönlünde tomur to- mur yeni, pembe karanfiller açtı. En pembelerini tahtaya geçirirken fes rengine boyadı. Boyarken kendini yorgun duydu. Bu kasayı bugün bitirmeliydi. Yetişmedi. Kasa re- simlemede ününü duymuş biri, eski boyaları dökülmüş kasasını süsletmeye getirecekti, getirmedi. Belki yarın... O yarın olunca boyanacak kasa değil, yine kaportacı çıka- geldi. Gün batımıydı. Dosdoğru atölyeden geliyordu. Gün boyu tam altı kasa boyadığını söyledi. Tek renk üstüne... Tabanca boyayı sıkıyorsun, vizzt, vizzt, vizzt, bir uçtan giriyor, öteki uçtan çıkıveriyorsun. "Zor iş dedi. Ona, fir- çasının ucunu unutturacak denli çok konuştu. Ana karakterinden ve onun yaşadığı şartlardan böyle söz edilen metnin alındığı bir roman, aşağıdakilerden hangisini anlatıyor olabilir? A) Sıla hasreti çeken birinin memleketine kavuşmasını BLBIr üretim tesisinde çalışanların geçim sıkıntılarını C) Endüstriyel üretimin bir ülke için önemini D) Üretim tesisinin çalışma prensiplerini ve çalışanları E) Alt sinif insanları, gecekondu yaşamını ve sorunlarını