Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ımcı Düşünceler
S
lan
...
asing s
10. Yazının ortaya çıkmasından bu yana, şimdikinden az ve
farklı amaçlarla da olsa noktalama işaretlerine yer verilmiş-
tir. Noktalama işaretleri; harflerden farklı işaretlerle, anlatıl-
mak isteneni karşı tarafa doğru aktarmaya yarayan imlerdir.
Yazı, bir başkasına kendi düşüncelerimizi ifade etmemi-
zi sağlayan bir araçtır. Her araç gibi, amacına doğru ve
eksiksiz olarak hizmet etmesi beklenir. Yazı, düşüncelerimi-
zi muhataba tam olarak iletmek için vardır. İşte yazının, bu
işi hakkıyla yapması için doğru kullanılan kelimelerin yanın-
da birtakım işaretlere de ihtiyacı vardır. Kızgınlık, alay, cümle
bitimleri bu işaretlerle belirlenir; aksi takdirde düşüncelerde
bir karmaşa söz konusu olur. Söz gelimi, "Hasta adama
baktı." cümlesinde eğer ifade etmek istediğimiz "hasta bir
kişinin bir başka kişiye bakması" ise "hasta" sözcüğünden
sonra virgül koymamız gerekir. Bunu yapmadığımız zaman
cümleden "hasta bir adama bir başka kişinin baktığı" anla-
mı çıkar ve bu da doğru iletişim kurmayı engeller.
Bu parçada "noktalama işaretleri" ile ilgili olarak,
:eis
Yayınları
Yazıda anlatılmak istenenin net ve doğru bir biçimde
anlaşılmasına ortam hazırlamaktadır.
Tarihin başka zaman dilimlerinde farklı amaçlar için de
kullanılmıştır.
D) III ve IV
Effective Instructing System
......
III. Belli kurallara bağlanmadan gelişigüzel kullanılması
anlam karışıklığına neden olmaktadır.
smleyi
Günümüzdeki kullanımlarından farklı işlevler yüklense
de yazının bulunmasından beri kullanılmaktadır.
yargılarından hangisi/hangilerine yer verilmemiştir?
A) I ve 11
B) II yell
E) Yalnız IV
C) Yalmz III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ımcı Düşünceler S lan ... asing s 10. Yazının ortaya çıkmasından bu yana, şimdikinden az ve farklı amaçlarla da olsa noktalama işaretlerine yer verilmiş- tir. Noktalama işaretleri; harflerden farklı işaretlerle, anlatıl- mak isteneni karşı tarafa doğru aktarmaya yarayan imlerdir. Yazı, bir başkasına kendi düşüncelerimizi ifade etmemi- zi sağlayan bir araçtır. Her araç gibi, amacına doğru ve eksiksiz olarak hizmet etmesi beklenir. Yazı, düşüncelerimi- zi muhataba tam olarak iletmek için vardır. İşte yazının, bu işi hakkıyla yapması için doğru kullanılan kelimelerin yanın- da birtakım işaretlere de ihtiyacı vardır. Kızgınlık, alay, cümle bitimleri bu işaretlerle belirlenir; aksi takdirde düşüncelerde bir karmaşa söz konusu olur. Söz gelimi, "Hasta adama baktı." cümlesinde eğer ifade etmek istediğimiz "hasta bir kişinin bir başka kişiye bakması" ise "hasta" sözcüğünden sonra virgül koymamız gerekir. Bunu yapmadığımız zaman cümleden "hasta bir adama bir başka kişinin baktığı" anla- mı çıkar ve bu da doğru iletişim kurmayı engeller. Bu parçada "noktalama işaretleri" ile ilgili olarak, :eis Yayınları Yazıda anlatılmak istenenin net ve doğru bir biçimde anlaşılmasına ortam hazırlamaktadır. Tarihin başka zaman dilimlerinde farklı amaçlar için de kullanılmıştır. D) III ve IV Effective Instructing System ...... III. Belli kurallara bağlanmadan gelişigüzel kullanılması anlam karışıklığına neden olmaktadır. smleyi Günümüzdeki kullanımlarından farklı işlevler yüklense de yazının bulunmasından beri kullanılmaktadır. yargılarından hangisi/hangilerine yer verilmemiştir? A) I ve 11 B) II yell E) Yalnız IV C) Yalmz III
Otonom ya da yarı otonom arabalar, üzerine yürütülen ça-
Asmalar gösteriyor ki engelli bireylerin yakın bir gelecek-
te trafiğe çıkabilmeleri mümkün olacak. Nesnelerin interne-
ti tabanlı bu araçlar; trafik ışıklarına göre hız ayarı yapabi-
lecek, otomatik sürüş ayarı ile istenilen rotada gönül rahat-
lığıyla seyahat edilmesini sağlayabilecek. Biyonik protez-
ler, duyu kaybını ortadan kaldırmakla kalmayacak, birey-
lerin özgürce hareket etmesini olanaklı kılacak. Bu tür tek-
nolojik tasarımların yaygınlık kazanmasıyla kim bilir belki
de çok uzak olmayan bir gelecekte, engelli bireyler düşük
maliyetlerle ihtiyaç duydukları cihazlara sahip olabilecek ve
hayatlarını daha bağımsız şekilde devam ettirebilecekler.
Buna göre bu parçada;
1. Gelecek neler getirecek? +
II. Peki, teknoloji ve nesnelerin interneti dünyası yakın
gelecek için engelli bireylere neler vadediyor?
III. Gelecekle geçmiş arasında çok büyük farklılıklar ya-
şanacak mı?
IV. Teknoloji insanlar için sadece kolaylık aracı mı, yoksa
insanların ekonomik anlamda güçlü olmasını sağlaya-
cak bir araç mı?
sorulardan hangilerine yanıt bulunabilir?
A) I ve II
C) I ve IV
E) II ve IV
By I've III
D) II ve III
3.
Diyat Sokağı
U
r
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Otonom ya da yarı otonom arabalar, üzerine yürütülen ça- Asmalar gösteriyor ki engelli bireylerin yakın bir gelecek- te trafiğe çıkabilmeleri mümkün olacak. Nesnelerin interne- ti tabanlı bu araçlar; trafik ışıklarına göre hız ayarı yapabi- lecek, otomatik sürüş ayarı ile istenilen rotada gönül rahat- lığıyla seyahat edilmesini sağlayabilecek. Biyonik protez- ler, duyu kaybını ortadan kaldırmakla kalmayacak, birey- lerin özgürce hareket etmesini olanaklı kılacak. Bu tür tek- nolojik tasarımların yaygınlık kazanmasıyla kim bilir belki de çok uzak olmayan bir gelecekte, engelli bireyler düşük maliyetlerle ihtiyaç duydukları cihazlara sahip olabilecek ve hayatlarını daha bağımsız şekilde devam ettirebilecekler. Buna göre bu parçada; 1. Gelecek neler getirecek? + II. Peki, teknoloji ve nesnelerin interneti dünyası yakın gelecek için engelli bireylere neler vadediyor? III. Gelecekle geçmiş arasında çok büyük farklılıklar ya- şanacak mı? IV. Teknoloji insanlar için sadece kolaylık aracı mı, yoksa insanların ekonomik anlamda güçlü olmasını sağlaya- cak bir araç mı? sorulardan hangilerine yanıt bulunabilir? A) I ve II C) I ve IV E) II ve IV By I've III D) II ve III 3. Diyat Sokağı U r
gisidir
Jinni
çılar
er
ti
1
2.
Saz şairleri usta-çırak ilişkisiyle yetişir. Genellikle okuma - yazma
bilmeyen bu şairlerin kitaptan bir şey öğrenmelerine; yabancı
dillerle, fikirlerle temasına imkân yoktur. Görüş ve bilgi ufuk-
ları ister istemez sınırlı olan bu şairlerin gelenekten sıyrılarak
büsbütün yeni içerik ve biçimler getirmeleri beklenemez. İçle-
rinden çoğu, ustanın değerine bile ulaşamaz; sıradan bir âşık
olarak karnını doyurmaya bakar. Ancak o çıraklar arasından
bazen öyle büyük kabiliyetler çıkar ki ustalarına el öptürür, ge-
leneğin üstüne kendi yüksek sanatlarının damgasını vururlar.
Yukarıdaki parçada saz şairleri ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A/Kitaplardan bilgi edinmelerinin imkânsızlığına
B)/Bir ustadan eğitim aldıklarına
Yabancı dillerle etkileşimin az olduğuna
D) Özgün olmalarının zorluğuna
E) Genellikle ustalarını aşamadıklarına
3. Bu şiirlerdeki dil, halka seslenen bir okumuşlar dilidir. Bu yüz-
den divan ve halk şairleri arasında ortalama bir dil kullanmış-
lardır. Dilleri, saz şairlerininki kadar duru olamaz çünkü din ve
felsefe kavramları ve dini bilgiler ile yüklüdür. Divan şairleri
kadar ağır bir dil de kullanamazlar çünkü fikir ve duygularını
halka yaymak amacı taşırlar. Bu yüzden şiirleri zümrelere değil
kitlelere seslenir.
Yukarıdaki
5
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
gisidir Jinni çılar er ti 1 2. Saz şairleri usta-çırak ilişkisiyle yetişir. Genellikle okuma - yazma bilmeyen bu şairlerin kitaptan bir şey öğrenmelerine; yabancı dillerle, fikirlerle temasına imkân yoktur. Görüş ve bilgi ufuk- ları ister istemez sınırlı olan bu şairlerin gelenekten sıyrılarak büsbütün yeni içerik ve biçimler getirmeleri beklenemez. İçle- rinden çoğu, ustanın değerine bile ulaşamaz; sıradan bir âşık olarak karnını doyurmaya bakar. Ancak o çıraklar arasından bazen öyle büyük kabiliyetler çıkar ki ustalarına el öptürür, ge- leneğin üstüne kendi yüksek sanatlarının damgasını vururlar. Yukarıdaki parçada saz şairleri ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A/Kitaplardan bilgi edinmelerinin imkânsızlığına B)/Bir ustadan eğitim aldıklarına Yabancı dillerle etkileşimin az olduğuna D) Özgün olmalarının zorluğuna E) Genellikle ustalarını aşamadıklarına 3. Bu şiirlerdeki dil, halka seslenen bir okumuşlar dilidir. Bu yüz- den divan ve halk şairleri arasında ortalama bir dil kullanmış- lardır. Dilleri, saz şairlerininki kadar duru olamaz çünkü din ve felsefe kavramları ve dini bilgiler ile yüklüdür. Divan şairleri kadar ağır bir dil de kullanamazlar çünkü fikir ve duygularını halka yaymak amacı taşırlar. Bu yüzden şiirleri zümrelere değil kitlelere seslenir. Yukarıdaki 5
6. "Güzel olan ne varsa eskide kaldı." diye düşünüyor olabili-
riz/ Fakat günümüz dünyasında farkına varmadığımız, de-
ğerini bilmediğimiz ve maalesef vefatı ile ün kazanacaklar
Alistesine aldigimiz nice sanatkâr bulunmakta. Birhan Kes-
kin de onlardan biri. Onu bilen, okuyan herkes için sessizce
çoğalan, sessizce büyüyen bir değer. Her kitabı bir sonra-
kini sabırsızlıkla beklemenize sebep olanlardan. Garip olan
şu ki beklenen kitaplar; roman, makale ya da inceleme de-
ğil, şiir kitapları. Garip diyoruz çünkü şiir günümüzde bel-
li zümrelerde faaliyeti sürdürülen bir hobi hâlini aldı. Oy-
sa eskilerin koşmaları, mânileri, mersiyeleri rağbet görür;
dilden dile söylenir dururmuş. Ancak umutsuzluğa düşme-
mek gerekir. Zira dönemimizde şiir, Birhan Keskin gibi ka-
lemler kazandıkça umutsuzluk kipini üzerine almayacak gi-
Wait-sonin
bi.
Bu parçada kendisinden bu şekilde söz edilen bir şair
için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Yaşarken değeri bilinmeyen bir şair olduğu
BY Gün geçtikçe okur sayısı büyüyen bir şair olduğu
Yalnızca onu tanıyanların kıymetini bildiği
D) Günümüz şiiri için umut olduğu
EXÖldükten sonra değerinin anlaşılacağı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. "Güzel olan ne varsa eskide kaldı." diye düşünüyor olabili- riz/ Fakat günümüz dünyasında farkına varmadığımız, de- ğerini bilmediğimiz ve maalesef vefatı ile ün kazanacaklar Alistesine aldigimiz nice sanatkâr bulunmakta. Birhan Kes- kin de onlardan biri. Onu bilen, okuyan herkes için sessizce çoğalan, sessizce büyüyen bir değer. Her kitabı bir sonra- kini sabırsızlıkla beklemenize sebep olanlardan. Garip olan şu ki beklenen kitaplar; roman, makale ya da inceleme de- ğil, şiir kitapları. Garip diyoruz çünkü şiir günümüzde bel- li zümrelerde faaliyeti sürdürülen bir hobi hâlini aldı. Oy- sa eskilerin koşmaları, mânileri, mersiyeleri rağbet görür; dilden dile söylenir dururmuş. Ancak umutsuzluğa düşme- mek gerekir. Zira dönemimizde şiir, Birhan Keskin gibi ka- lemler kazandıkça umutsuzluk kipini üzerine almayacak gi- Wait-sonin bi. Bu parçada kendisinden bu şekilde söz edilen bir şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Yaşarken değeri bilinmeyen bir şair olduğu BY Gün geçtikçe okur sayısı büyüyen bir şair olduğu Yalnızca onu tanıyanların kıymetini bildiği D) Günümüz şiiri için umut olduğu EXÖldükten sonra değerinin anlaşılacağı
biyat Sokağı
2. Batı Avrupa'da bulunan Belçika'nın başkenti Brüksel, ülke-
hin hemen hemen ortasında konumlanır. Avrupa Birliği'nin
(AB) üç temel kurumu olan AB Komisyonu'na, AB Bakan-
lar Konseyi'ne ve İşviçre'nin Strazburg kenti ile dönüşüm-
lü olarak Avrupa Parlamentosu'na ev sahipliği yapan Brük-
sel, "Avrupa'nın başkenti" olarak da anılır. Bunların yanın-
da NATO'nun merkez karargâhı da yine Brüksel'dedir. Bu
özellikleri sebebiyle Brüksel, bir politik merkez olmasının
yanı sıra her zaman hareket ve kozmopolit bir şehirdir.
Kelime anlamı "bataklığın içindeki yer olan Brüksel, kuru-
tulan bir bataklığın üzerine kurulmuştur. Saldırılardan ko-
runmak için ilk defa 12. yüzyılda inşa edilen ve şehri çevre-
leyen duvarlar artan nüfus sebebiyle 14. yüzyıla kadar sü-
rekli genişlemiştir. Bu duvarların bazı bölümleri günümüz-
de hâlen ayaktadır.
Bu parçada Brüksel ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
Comand
A) Avrupa Parlamentosu'na ev sahipliği yaptığına
B)
ATO'nun aşkerî karargâhının burada konuşlandığına
Sözcük olarak ne anlama geldiğine ve anlamını nasıl
kazandığına
B) Deviniminin yüksek ve politik bir merkez olduğuna
E Tarihte güvenlik amaçlı tedbirler alındığına ve bunlar-
dan izter barındırdığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
biyat Sokağı 2. Batı Avrupa'da bulunan Belçika'nın başkenti Brüksel, ülke- hin hemen hemen ortasında konumlanır. Avrupa Birliği'nin (AB) üç temel kurumu olan AB Komisyonu'na, AB Bakan- lar Konseyi'ne ve İşviçre'nin Strazburg kenti ile dönüşüm- lü olarak Avrupa Parlamentosu'na ev sahipliği yapan Brük- sel, "Avrupa'nın başkenti" olarak da anılır. Bunların yanın- da NATO'nun merkez karargâhı da yine Brüksel'dedir. Bu özellikleri sebebiyle Brüksel, bir politik merkez olmasının yanı sıra her zaman hareket ve kozmopolit bir şehirdir. Kelime anlamı "bataklığın içindeki yer olan Brüksel, kuru- tulan bir bataklığın üzerine kurulmuştur. Saldırılardan ko- runmak için ilk defa 12. yüzyılda inşa edilen ve şehri çevre- leyen duvarlar artan nüfus sebebiyle 14. yüzyıla kadar sü- rekli genişlemiştir. Bu duvarların bazı bölümleri günümüz- de hâlen ayaktadır. Bu parçada Brüksel ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Comand A) Avrupa Parlamentosu'na ev sahipliği yaptığına B) ATO'nun aşkerî karargâhının burada konuşlandığına Sözcük olarak ne anlama geldiğine ve anlamını nasıl kazandığına B) Deviniminin yüksek ve politik bir merkez olduğuna E Tarihte güvenlik amaçlı tedbirler alındığına ve bunlar- dan izter barındırdığına
bry yayınları
11. Bir kültür turu düzenlemiştik. Program biraz yoğun ol-
muş. Üç gün boyunca koşuşturup durduk. Harika man-
zaraların içinden geçiyorduk.
durmaya
de
etrafımıza bakmaya zamanımız vardı. Hep başka bir yere
yetişmemiz gerekiyordu
‒‒‒‒
Mulo
A) Ancak - hem - hem - üzere
B) Oysa-ya-ya-yatiba
---
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin han-
gisinde verilen bağlaçlar sırasıyla getirilmelidir?
Lakin-ister - ister - herhâlde
D) Fakat-gerek gerek mademki
E Ama ne ne çünkü.
ibox d
12. Buralarda, sabahları o ulu ve aşılmaz tepeler incecik ak
12 bir örtüye bürünür.
Bu cümlede kullanılan bağlacla ilgili olarak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bry yayınları 11. Bir kültür turu düzenlemiştik. Program biraz yoğun ol- muş. Üç gün boyunca koşuşturup durduk. Harika man- zaraların içinden geçiyorduk. durmaya de etrafımıza bakmaya zamanımız vardı. Hep başka bir yere yetişmemiz gerekiyordu ‒‒‒‒ Mulo A) Ancak - hem - hem - üzere B) Oysa-ya-ya-yatiba --- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin han- gisinde verilen bağlaçlar sırasıyla getirilmelidir? Lakin-ister - ister - herhâlde D) Fakat-gerek gerek mademki E Ama ne ne çünkü. ibox d 12. Buralarda, sabahları o ulu ve aşılmaz tepeler incecik ak 12 bir örtüye bürünür. Bu cümlede kullanılan bağlacla ilgili olarak
yarı.
ya-
3-
16. Odalarımıza doğru renkleri seçmek için çok uğraşırız. Has-
taneler temizlik ve hijyen hissi vermek için beyaza, hapisha-
neler saldırganlığı azaltmak için pembeye boyanır. Renkle-
re atfedilen bu özellikler Batı kültürüne aittir. Peki renklerin
gerçekten de davranışlar üzerinde herhangi bir etkisi var
mıdır? Bu konuda yapılan araştırmalar karmaşık ve bazen
de çelişkili sonuçlar verebiliyor. Örneğin üzerinde en çok
çalışma yapılan kırmızı renk genellikle mavi ve yeşille kıyas-
lanıyor. Ama genel olarak şöyle bir kanıya varılabilir: Yaptı-
ğınız herhangi bir işi belli bir renk ortamında yapıyorsanız
zamanla o rengi belli bir duygu veya davranışla ilişkilendir-
meye başlarsınız.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi
çıkarılamaz?
A) Bazı yerlerin özellikle belirlenen bir renge boyanması
belli bir amaç içindir.
B) insanların renk seçiminde bazı kıstaslanı olabilmektedir.
C) Renk seçimi konusunda yapılan araştırmalarda kesin
bir sonuca ulaşmak zordur.
D) Renklerin insanlar üzerinde çağrıştırdığı duygular birbi-
rinden farklıdır.
O
insanlar üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahip olan
renkler sadece beyaz ve pembedir.
TYT Deneme Sınavı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
yarı. ya- 3- 16. Odalarımıza doğru renkleri seçmek için çok uğraşırız. Has- taneler temizlik ve hijyen hissi vermek için beyaza, hapisha- neler saldırganlığı azaltmak için pembeye boyanır. Renkle- re atfedilen bu özellikler Batı kültürüne aittir. Peki renklerin gerçekten de davranışlar üzerinde herhangi bir etkisi var mıdır? Bu konuda yapılan araştırmalar karmaşık ve bazen de çelişkili sonuçlar verebiliyor. Örneğin üzerinde en çok çalışma yapılan kırmızı renk genellikle mavi ve yeşille kıyas- lanıyor. Ama genel olarak şöyle bir kanıya varılabilir: Yaptı- ğınız herhangi bir işi belli bir renk ortamında yapıyorsanız zamanla o rengi belli bir duygu veya davranışla ilişkilendir- meye başlarsınız. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Bazı yerlerin özellikle belirlenen bir renge boyanması belli bir amaç içindir. B) insanların renk seçiminde bazı kıstaslanı olabilmektedir. C) Renk seçimi konusunda yapılan araştırmalarda kesin bir sonuca ulaşmak zordur. D) Renklerin insanlar üzerinde çağrıştırdığı duygular birbi- rinden farklıdır. O insanlar üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahip olan renkler sadece beyaz ve pembedir. TYT Deneme Sınavı
PARAGRAF YORUMU (konu, ana
1.
Sosyal medyanın gücü sadece kullanıcı sayısıyla değil,
bile paylaşımının niteliğini baştan tanımlamasıyla da ilgi-
11. Televizyon, radyo ve gazete gibi konvansiyonel medya
Araçları editörden okuyucuya tek yönlü bilgi akışı sağlarken
sosyal medya bu trafiği ters yüz etmekle kalmayıp aynı za-
manda çok yönlü ve eş zamanlı hâle getirdi. Her biri ayrı ih-
tiyaçlara yönelik tasarlanmış çeşit çeşit platformda aynı an-
da farklı paylaşımlar yapmak mümkün.
Bu parçada sosyal medya ilgili aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir?
A) Paylaştığı bilginin niteliğine
B) Uygulayıcılarının niceliğine
C) Hetişimde çoklu model oluşturduğuna
D) Paylaşımların ekonomikliğine
Değişik platformların paylaşım zenginliğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAF YORUMU (konu, ana 1. Sosyal medyanın gücü sadece kullanıcı sayısıyla değil, bile paylaşımının niteliğini baştan tanımlamasıyla da ilgi- 11. Televizyon, radyo ve gazete gibi konvansiyonel medya Araçları editörden okuyucuya tek yönlü bilgi akışı sağlarken sosyal medya bu trafiği ters yüz etmekle kalmayıp aynı za- manda çok yönlü ve eş zamanlı hâle getirdi. Her biri ayrı ih- tiyaçlara yönelik tasarlanmış çeşit çeşit platformda aynı an- da farklı paylaşımlar yapmak mümkün. Bu parçada sosyal medya ilgili aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Paylaştığı bilginin niteliğine B) Uygulayıcılarının niceliğine C) Hetişimde çoklu model oluşturduğuna D) Paylaşımların ekonomikliğine Değişik platformların paylaşım zenginliğine
İyimser kişi; yaranın üstünde kabuk, kötümser kişi ise kabuğun
altında yine yara görür.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
"
M
A) Kör karamsarlık bir milleti nasıl öldürürse sağır iyimserlik de
bir zayıf bırakır
birn
2
BHiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin.
in C
C) Bazı kimseler, güllerin dikeni olduğundan yakınırlar, ben di-
kenlerin gülü olduğuna şükrederim.
D) Sabir kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken
de hiç ses çıkarmamaktadır.
E) Belki de birçok insan, mutlu olduğunu bilmediği için mutsuz-
dur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
İyimser kişi; yaranın üstünde kabuk, kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? " M A) Kör karamsarlık bir milleti nasıl öldürürse sağır iyimserlik de bir zayıf bırakır birn 2 BHiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin. in C C) Bazı kimseler, güllerin dikeni olduğundan yakınırlar, ben di- kenlerin gülü olduğuna şükrederim. D) Sabir kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır. E) Belki de birçok insan, mutlu olduğunu bilmediği için mutsuz- dur.
3.
"Mail" sözcüğü ile internetin yaşamımıza girmesiyle ta-
nıştık. İnterneti istiyoruz ama onun dilini sevmiyoruz.
İngilizce olan bu sözcüğün dilimizdeki karşılığı "posta".
"Mail" sözcüğünün yerine biz, "elektronik" ve "mektup"
sözcüklerinden türetilmiş "elmek" sözcüğünü koymaya.
çalışıyoruz. Sonuç, "elmek" Peki neye göre? Elektronik
Türkçe değil, mektup Türkçe değil. Bunların evlenme-
sinden doğan sözcük hiç Türkçe değil. O zaman neden
"mail" sözcüğünü Türkçeleştirmek telaşındayız? Bir söz-
cük türettiğiniz zaman, onun sağlamasını sözcük tahlili
ile yaparsınız. Bundan kırk yıl sonra elmek sözcüğünün
tahlilini yapacak olanlara Tanrı sabır versin bence. Hani
kökü,hani eki? Şimdi bu yazımı okuyan kimi kişiler be-
nim için, "Dinime küfreden Müslüman olsa.", diyecekler-
dir. Yazı içinde ne kadar Türkçe olmayan sözcük var
çünkü. Önce şunu düzeltelim. Çokça kullanılmakta olan
bu deyimin aslı, "Dinime karışan Müslüman olsa."dır. Ama
artık günümüzde dahl (karışma, girme, müdahale, etki-
leme) edilmiyor. Direkt olarak küfre geçiliyor. Bu yüzden
de günün aynası olan bu deyim. "Dinime küfreden Müs-
lüman olsa." biçiminde kullanılıyor. İşte bu da yaşayan
dilin, hoşgörüsüzlüğümüzden nasıl etkilendiğinin bir
örneği ---
1. Biz ne yaparsak yapalım dilimizde yaşadığımız ka-
dariz
II. Yaşamı fast-food ya da premüte yaşarsanız sözcük-
leri de bu mantıkla oluşturursunuz
III. Dil canlı bir kuruluştur, görüşü böylece bir kere daha
doğrulanmış oluyor
IV. Dili olumlu ya da olumsuz yönlendiren yaşamın ken-
disidir
V. Yaşamdaki olumsuz gelişmeler, dili olumlu; olumsuz
gelişmeler de dili olumsuz etiller
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
yukarıdakilerden hangisi getirilirse parçada
savunulan görüş nedeniyle birlikte sonuca
bağlanmış olur?
A) I (B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. "Mail" sözcüğü ile internetin yaşamımıza girmesiyle ta- nıştık. İnterneti istiyoruz ama onun dilini sevmiyoruz. İngilizce olan bu sözcüğün dilimizdeki karşılığı "posta". "Mail" sözcüğünün yerine biz, "elektronik" ve "mektup" sözcüklerinden türetilmiş "elmek" sözcüğünü koymaya. çalışıyoruz. Sonuç, "elmek" Peki neye göre? Elektronik Türkçe değil, mektup Türkçe değil. Bunların evlenme- sinden doğan sözcük hiç Türkçe değil. O zaman neden "mail" sözcüğünü Türkçeleştirmek telaşındayız? Bir söz- cük türettiğiniz zaman, onun sağlamasını sözcük tahlili ile yaparsınız. Bundan kırk yıl sonra elmek sözcüğünün tahlilini yapacak olanlara Tanrı sabır versin bence. Hani kökü,hani eki? Şimdi bu yazımı okuyan kimi kişiler be- nim için, "Dinime küfreden Müslüman olsa.", diyecekler- dir. Yazı içinde ne kadar Türkçe olmayan sözcük var çünkü. Önce şunu düzeltelim. Çokça kullanılmakta olan bu deyimin aslı, "Dinime karışan Müslüman olsa."dır. Ama artık günümüzde dahl (karışma, girme, müdahale, etki- leme) edilmiyor. Direkt olarak küfre geçiliyor. Bu yüzden de günün aynası olan bu deyim. "Dinime küfreden Müs- lüman olsa." biçiminde kullanılıyor. İşte bu da yaşayan dilin, hoşgörüsüzlüğümüzden nasıl etkilendiğinin bir örneği --- 1. Biz ne yaparsak yapalım dilimizde yaşadığımız ka- dariz II. Yaşamı fast-food ya da premüte yaşarsanız sözcük- leri de bu mantıkla oluşturursunuz III. Dil canlı bir kuruluştur, görüşü böylece bir kere daha doğrulanmış oluyor IV. Dili olumlu ya da olumsuz yönlendiren yaşamın ken- disidir V. Yaşamdaki olumsuz gelişmeler, dili olumlu; olumsuz gelişmeler de dili olumsuz etiller Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangisi getirilirse parçada savunulan görüş nedeniyle birlikte sonuca bağlanmış olur? A) I (B) II C) III D) IV E) V
RESİTAL / Paragraf
12. Yayınlatmak da ayrı bir dert. Düzenli yayınlanan edebiyat
dergileri azdır bizim memlekette. Her ay yeni dergiler çıkar
büyük ümitlerle. Bir iki sayı görünür, sonra kaybolur. Böy-
lelikle bata çıka yürürüz. Uzun ömürlü dergilere ulaşmaksa
pek zordur. Gönderirsin, okumazlar. Okusalar bile nadiren
ilgi gösterirler. O günlerde gelen yazılarla kim ilgileniyorsa
onun insafına kalmıştır yazınız. Canı isterse bir göz atar
belki, Cevap yazmak, yazınızın akıbeti hakkında bilgi ver-
mek, eleştirmek, yönlendirmek... Tüm bunları gölgede bi-
rakacak daha beter bir durum var. Dergide bir tanıdık varsa
şansınız yükselir, yoksa siz de yoksunuz demektir. Ahbap-
lık ilişkisi bizim edebiyatımızda da son derecede geçerlidir.
Bu parçanın yazarının asıl yakındığı durum aşağıdaki-
lerden hangisidir?
Yayınlanan dergilerin düzenli bir şekilde yayın hayatı-
na devam edememesi
-
B) Yayınlanan dergilerin edebi olmaktan uzak olması ne-
deniyle gerekli ilgiyi görmemesi
Yazılan bir yazıyı bir dergide yayımlatmak için tanıdık
birilerine ihtiyaç duyulması
-
13. Üre
rih
D) Yayınlanması için dergilere gönderilen yazıların gerekli y
ilgiyi görmemesi L
A
R
G
1
Dergiye gönderilen yazıları okuyup değerlendirecek
özellikte kişilerin dergi bünyesinde olmaması
ZI
Kü
le
bi
k
k
t
Y
A
N
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
RESİTAL / Paragraf 12. Yayınlatmak da ayrı bir dert. Düzenli yayınlanan edebiyat dergileri azdır bizim memlekette. Her ay yeni dergiler çıkar büyük ümitlerle. Bir iki sayı görünür, sonra kaybolur. Böy- lelikle bata çıka yürürüz. Uzun ömürlü dergilere ulaşmaksa pek zordur. Gönderirsin, okumazlar. Okusalar bile nadiren ilgi gösterirler. O günlerde gelen yazılarla kim ilgileniyorsa onun insafına kalmıştır yazınız. Canı isterse bir göz atar belki, Cevap yazmak, yazınızın akıbeti hakkında bilgi ver- mek, eleştirmek, yönlendirmek... Tüm bunları gölgede bi- rakacak daha beter bir durum var. Dergide bir tanıdık varsa şansınız yükselir, yoksa siz de yoksunuz demektir. Ahbap- lık ilişkisi bizim edebiyatımızda da son derecede geçerlidir. Bu parçanın yazarının asıl yakındığı durum aşağıdaki- lerden hangisidir? Yayınlanan dergilerin düzenli bir şekilde yayın hayatı- na devam edememesi - B) Yayınlanan dergilerin edebi olmaktan uzak olması ne- deniyle gerekli ilgiyi görmemesi Yazılan bir yazıyı bir dergide yayımlatmak için tanıdık birilerine ihtiyaç duyulması - 13. Üre rih D) Yayınlanması için dergilere gönderilen yazıların gerekli y ilgiyi görmemesi L A R G 1 Dergiye gönderilen yazıları okuyup değerlendirecek özellikte kişilerin dergi bünyesinde olmaması ZI Kü le bi k k t Y A N
ir./
G
Y
A
01-
1
en N
a E
, V
Bu parça iki paragrafa ayl
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
*"1
Avi
B) III
OV
b
D) V
4. (1) Sinema kişisel bir sanat değil, toplu çalışma gerektiren
bir sanattır. (II) Böyle olmakla beraber bir filmin yaratıcısı
olarak bu topluluk değil, yaratma sürecinde filmde kendi-
lerini anlatma imkânı bulabilenler yaratıcı sayılır. (III) Bir
anlatım aracı olarak sinema, seyirci ile diyalog kurabilmek
için kitlelerin daha önceden tanıdığı kavramlara, görüntü-
lere, konuştuğu dile, okuduğu edebî esere birtakım gön-
dermeler yapmaktadır. (IV) Bunlar genellikle yapımcı, yö-
netmen ya da senaristlerdir. (V) Bu yaratıcılar genellikle
endüstri koşulları içinde çalışmak ve sinema salonlarında
gerçek-düş karışımı ürünleri seyretmek için kendilerini
bekleyen seyirciye ulaşmak zorundadırlar.
paragraf
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
Ill
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ir./ G Y A 01- 1 en N a E , V Bu parça iki paragrafa ayl numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? *"1 Avi B) III OV b D) V 4. (1) Sinema kişisel bir sanat değil, toplu çalışma gerektiren bir sanattır. (II) Böyle olmakla beraber bir filmin yaratıcısı olarak bu topluluk değil, yaratma sürecinde filmde kendi- lerini anlatma imkânı bulabilenler yaratıcı sayılır. (III) Bir anlatım aracı olarak sinema, seyirci ile diyalog kurabilmek için kitlelerin daha önceden tanıdığı kavramlara, görüntü- lere, konuştuğu dile, okuduğu edebî esere birtakım gön- dermeler yapmaktadır. (IV) Bunlar genellikle yapımcı, yö- netmen ya da senaristlerdir. (V) Bu yaratıcılar genellikle endüstri koşulları içinde çalışmak ve sinema salonlarında gerçek-düş karışımı ürünleri seyretmek için kendilerini bekleyen seyirciye ulaşmak zorundadırlar. paragraf Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II Ill D) IV E) V
1. Hey koca yurt! Bin yılların, beş bin yılların az geldiği bir
medeniyet beşiği Anadolu... Adım başı tarih, adım başı
geçmiş medeniyetlerin izleri... Tarih öncesi dediğimiz yazısız
çağların ardından Hititler, Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar
ve...Ellerini uzattıkları her yeri camiler, medreseler,
mescitler, kütüphaneler, hanlar, hamamlar, kervansaraylarla
doldurmuş bulunan uygarlık abidesi Selçuklular... Onlardan
sonra bu kültürün hasadını yapan Anadolu Selçukluları...
Onların arasından bir beylik, koca bir devlet olur. Bu Ulu
Çınar'a Osmanlı derler.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
basvurulmamıştır?
A) Eksiltili cümleler kullanmaya
Sessel yinelemelerden yararlanmaya
Sayıp dökmelere yer vermeye
OY VIE
D) Tanımlama yapmaya
E) Örnekler vermeye V
lar ler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Hey koca yurt! Bin yılların, beş bin yılların az geldiği bir medeniyet beşiği Anadolu... Adım başı tarih, adım başı geçmiş medeniyetlerin izleri... Tarih öncesi dediğimiz yazısız çağların ardından Hititler, Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar ve...Ellerini uzattıkları her yeri camiler, medreseler, mescitler, kütüphaneler, hanlar, hamamlar, kervansaraylarla doldurmuş bulunan uygarlık abidesi Selçuklular... Onlardan sonra bu kültürün hasadını yapan Anadolu Selçukluları... Onların arasından bir beylik, koca bir devlet olur. Bu Ulu Çınar'a Osmanlı derler. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine basvurulmamıştır? A) Eksiltili cümleler kullanmaya Sessel yinelemelerden yararlanmaya Sayıp dökmelere yer vermeye OY VIE D) Tanımlama yapmaya E) Örnekler vermeye V lar ler
13. Zihinde bulunan hiçbir düşünce yoktur ki daha önce duyularda
bulunmamış olsun. Yalnız nesneler dünyasına ait kavramlar değil;
mantığın ilke ve kavramları, ahlak prensipleri, Tanrı fikri ve mate-
matiğin kavramları da aynı şekilde zihinde doğustan gelmez. Eğer
doğuştan var olsalardı bunların çocuklarda da bulunması gerekirdi.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki bilgi anlayışlarından hangisine
uygundur?
A) Platon'un rasyonalizmine
B) Pyrrhon'un septisizmine
C) Locke'un empirizmine
D) Kant'ın kritisizmine
E) Comte'un pozitivizmine
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
13. Zihinde bulunan hiçbir düşünce yoktur ki daha önce duyularda bulunmamış olsun. Yalnız nesneler dünyasına ait kavramlar değil; mantığın ilke ve kavramları, ahlak prensipleri, Tanrı fikri ve mate- matiğin kavramları da aynı şekilde zihinde doğustan gelmez. Eğer doğuştan var olsalardı bunların çocuklarda da bulunması gerekirdi. Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki bilgi anlayışlarından hangisine uygundur? A) Platon'un rasyonalizmine B) Pyrrhon'un septisizmine C) Locke'un empirizmine D) Kant'ın kritisizmine E) Comte'un pozitivizmine 1
R
7. Yazınsal teknik konusunda elinizde hemen hemen hiçbir
şey yok. Bir yazar, sanatı üzerinde düşündüğünde, dünyayı
nasıl tasarladığını, onunla nasıl ilişkiler kurduğunu söyle-
mek, kendi gözünde insanın ne olduğunu bizlere söylemek
için yapar bunu, kısacası herkes gerçekçi olduğunu söyler
ama bunun nasıl gerçekleştiğini asla söylemez. Oysa yazı
nedenden ve amaçtan yoksun bir araçtan başka bir şey
değildir. Hatta onu tanımlayan da budur kuşkusuz. Bu
durumda Kafka'nın verdiği yanıt şudur: Yazının varlığı,
tekniğinden başka bir şey değildir.
Bu parçada yazın (edebiyat) ile ilgili olarak vurgulan-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A
AJ Ötede
Öteden beri üzerinde tartışıldığı
B) "Nasıl yazılır" sorusundan ibaret olduğu
C) Amacı üzerinde her yazarın kafa yorduğu
D) Nedensel boyutuyla ele alınması gerektiği
Insanın varoluşunu sorguladığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
R 7. Yazınsal teknik konusunda elinizde hemen hemen hiçbir şey yok. Bir yazar, sanatı üzerinde düşündüğünde, dünyayı nasıl tasarladığını, onunla nasıl ilişkiler kurduğunu söyle- mek, kendi gözünde insanın ne olduğunu bizlere söylemek için yapar bunu, kısacası herkes gerçekçi olduğunu söyler ama bunun nasıl gerçekleştiğini asla söylemez. Oysa yazı nedenden ve amaçtan yoksun bir araçtan başka bir şey değildir. Hatta onu tanımlayan da budur kuşkusuz. Bu durumda Kafka'nın verdiği yanıt şudur: Yazının varlığı, tekniğinden başka bir şey değildir. Bu parçada yazın (edebiyat) ile ilgili olarak vurgulan- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A AJ Ötede Öteden beri üzerinde tartışıldığı B) "Nasıl yazılır" sorusundan ibaret olduğu C) Amacı üzerinde her yazarın kafa yorduğu D) Nedensel boyutuyla ele alınması gerektiği Insanın varoluşunu sorguladığı
31. Vigdis Hjorth'un Miras adlı roman, anlattıkları kadar
anlatış biçimiyle de çarpıcı bir eser. Ömrünü büyük bir
travmayla başa çıkmaya çalışarak geçirmiş bir kadının
dilini yansıtmış Hjorth. Hem çok acımasız gerçekleri
anlatıyor hem de o sert olaylara uygun özel bir dil
yakalıyor. Roman, otobiyografik özellikler taşıdığı için
bayağı tartışma da yaratmış. Fakat duygu sömürüsüne
hiç girmeden, okuruna sunduğu edebî lezzeti ön
planda tutma becerisi tam da bu yüzden daha da
övgüye değer. Romanın kültürel olarak çok sağlam bir
arka planı var. Roman kahramanlarının farklılığını
görebilmek için bazen ibsen oyunlarına girip çıkıyoruz
bazen Freud ve Jung'un görüşlerine başvuruyoruz, kimi
zaman da filmlerin izlerini takip ediyoruz. Miras, çağdaş
edebiyatın iyi örneklerinden biri. Yalnız kalmak ya da
daha acısı yalnız bırakılmak adına çok çarpıcı bir eser.
Bu parçadan sözü edilen yapıt ve yazarıyla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A Anlatılanları anlamanın çaba istediği
BY Duygusallığa kapılmayan dengeli bir anlatımın
yakalandığı
Farklı
Farklı alanlardan ve sanat dallarından etkilendiği
D) İçeriği yönüyle eleştirilere yol açtığı
E) Dilsel özelliklerinin anlatılan konuya göre şekillendiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
31. Vigdis Hjorth'un Miras adlı roman, anlattıkları kadar anlatış biçimiyle de çarpıcı bir eser. Ömrünü büyük bir travmayla başa çıkmaya çalışarak geçirmiş bir kadının dilini yansıtmış Hjorth. Hem çok acımasız gerçekleri anlatıyor hem de o sert olaylara uygun özel bir dil yakalıyor. Roman, otobiyografik özellikler taşıdığı için bayağı tartışma da yaratmış. Fakat duygu sömürüsüne hiç girmeden, okuruna sunduğu edebî lezzeti ön planda tutma becerisi tam da bu yüzden daha da övgüye değer. Romanın kültürel olarak çok sağlam bir arka planı var. Roman kahramanlarının farklılığını görebilmek için bazen ibsen oyunlarına girip çıkıyoruz bazen Freud ve Jung'un görüşlerine başvuruyoruz, kimi zaman da filmlerin izlerini takip ediyoruz. Miras, çağdaş edebiyatın iyi örneklerinden biri. Yalnız kalmak ya da daha acısı yalnız bırakılmak adına çok çarpıcı bir eser. Bu parçadan sözü edilen yapıt ve yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A Anlatılanları anlamanın çaba istediği BY Duygusallığa kapılmayan dengeli bir anlatımın yakalandığı Farklı Farklı alanlardan ve sanat dallarından etkilendiği D) İçeriği yönüyle eleştirilere yol açtığı E) Dilsel özelliklerinin anlatılan konuya göre şekillendiği