Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

37. Turkuaz taşı nedir diye incelediğimizde bir diğer adı firuze
taşı olan bu taş saydam olmayan bir yapıya sahip olan
bir taş olarak karşımıza çıkmaktadır. Opak ve mumsu bir
yapıda olan turkuaz taşı gök mavisi rengi ile de herkesi
kendine hayran bırakmaktadır. Bu taş oldukça güzel ve
şık bir renk çeşidine sahip olan bir taştır. Turkuaz mavi-
sinden gök mavisine, mavi gri ya da yeşil mavi tonlarda
doğada bulunmaktadır. Firuze taşlarının içinde en kıymetli
olanları içinde çizgi ve damar olmayan gök mavisi rengine
sahip olanlarıdır. Turkuaz taşlarının, içinde altın renkte bir-
kaç nokta ve damar olan çeşitleri de yoğun ilgi görmekte
ve takı yapımında da yoğun olarak tercih edilmektedir.
Bunun dışında el sanatlarında da kullanılan turkuaz taşı-
nın sertlik derecesi 5-6 arasındadır. Bu sebeple takı, süs
eşyası ve mücevher yapımında kolaylıkla kullanılabilmek-
tedir.
12
Bu parçadan firuze taşıyla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine ulaşılamaz?
A) Farklı renkler arasında geçişin sağlandığı bir görünü-
münün olduğuna
B Yapısındaki bazı özelliklere göre değerinin değişebile-
ceğine
CYFarklı amaçlar doğrultusunda kullanılabildiğine
Farklı bir isimle de anılabildiğine
Bazı el sanatlarında bir renk adı olarak da kullanıldığı-
na
J
a, e
Turkuaz
rengi
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37. Turkuaz taşı nedir diye incelediğimizde bir diğer adı firuze taşı olan bu taş saydam olmayan bir yapıya sahip olan bir taş olarak karşımıza çıkmaktadır. Opak ve mumsu bir yapıda olan turkuaz taşı gök mavisi rengi ile de herkesi kendine hayran bırakmaktadır. Bu taş oldukça güzel ve şık bir renk çeşidine sahip olan bir taştır. Turkuaz mavi- sinden gök mavisine, mavi gri ya da yeşil mavi tonlarda doğada bulunmaktadır. Firuze taşlarının içinde en kıymetli olanları içinde çizgi ve damar olmayan gök mavisi rengine sahip olanlarıdır. Turkuaz taşlarının, içinde altın renkte bir- kaç nokta ve damar olan çeşitleri de yoğun ilgi görmekte ve takı yapımında da yoğun olarak tercih edilmektedir. Bunun dışında el sanatlarında da kullanılan turkuaz taşı- nın sertlik derecesi 5-6 arasındadır. Bu sebeple takı, süs eşyası ve mücevher yapımında kolaylıkla kullanılabilmek- tedir. 12 Bu parçadan firuze taşıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Farklı renkler arasında geçişin sağlandığı bir görünü- münün olduğuna B Yapısındaki bazı özelliklere göre değerinin değişebile- ceğine CYFarklı amaçlar doğrultusunda kullanılabildiğine Farklı bir isimle de anılabildiğine Bazı el sanatlarında bir renk adı olarak da kullanıldığı- na J a, e Turkuaz rengi Diğer sayfaya geçiniz.
8. Büyüklerimizin "göz açıp kapayıncaya kadar" dediği sü-
reyi nasıl uzatabiliriz ve bunu nasıl lehimize çevirebiliriz
derdine düşmüşüz en nihayetinde. Ahmet Hamdi Tanpı-
nar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı eserinde "Hepimiz
ömrümüzün kısalığından şikâyet ederiz fakat gün denen
şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için ne-
ler yapmayız?" der. Gerçekten boşa geçirdiğimiz onca
güne dönüp baktığımızda ömrümüzün kısalığından
şikâyet etmeye ne kadar hakkımız var diye düşünmeden
edemiyor insan. Bir ömrümüz daha olsa ders alır mıydık
acaba yanlışlarımızdan yoksa yine kaçmanın yollarını
mi arardık diye cevabını aslında çok da iyi bildiğimiz so-
rular soruyorum kendime.
Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ömrün çabuk geçip tükenmesinden
B) Anın kıymetinin bilinmemesinden
C) Ömrün kısalığıyla ilgili şikâyetlerden
D) Yaşanacak bir vakit beklentisinden
E) Zamanın yeterince anlaşılamamasından
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Büyüklerimizin "göz açıp kapayıncaya kadar" dediği sü- reyi nasıl uzatabiliriz ve bunu nasıl lehimize çevirebiliriz derdine düşmüşüz en nihayetinde. Ahmet Hamdi Tanpı- nar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı eserinde "Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikâyet ederiz fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için ne- ler yapmayız?" der. Gerçekten boşa geçirdiğimiz onca güne dönüp baktığımızda ömrümüzün kısalığından şikâyet etmeye ne kadar hakkımız var diye düşünmeden edemiyor insan. Bir ömrümüz daha olsa ders alır mıydık acaba yanlışlarımızdan yoksa yine kaçmanın yollarını mi arardık diye cevabını aslında çok da iyi bildiğimiz so- rular soruyorum kendime. Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Ömrün çabuk geçip tükenmesinden B) Anın kıymetinin bilinmemesinden C) Ömrün kısalığıyla ilgili şikâyetlerden D) Yaşanacak bir vakit beklentisinden E) Zamanın yeterince anlaşılamamasından
23.1. Metaverse, üstsel, sınırların ötesinde anlamındaki "me-
Meta
ta" ile evren anlamındaki "universe" sözcüklerinin birle-
şiminden oluşan ve öteevren diye Türkçeleştirebileceği-
miz bir terim.
Neal Stephenson tarafından yazılan bu kitapta interne-
lüyor.
H.Aslında kişisel bilgisayarların yaygınlaşması, internetin
gelişmesi ve internete bağlı akıllı telefonların herkesçe
kullanılır olması sonucunda zaten fiziksel dünyaya para-
lel sanal bir dünya oluşmuş durumda.
V. Ancak metaverse kavramı ile sanal dünyanın daha da
önemli hâle geldiği, özellikle üç boyutlu görselliğin ön
plana çıkmasıyla gerçek ve sanal dünyanın birbirinin içi-
ne girdiği yeni bir dünya kastediliyor.
Rom
Romanın kurgusu kullanıcıların dijital avatarlar aracılı-
ğıyla birbirleriyle iletişime geçtiği, gerçek dünyaya para-
lel, "metaverse" adında bir sanal dünyada geçiyor.
VI. Coğumuz bu terimi sadece son birkaç yılda duymuş ol-
sak da "metaverse" sözcüğü ilk defa, 1992'de yayımla-
nan Snow Crash başlıklı bir bilim kurgu romanında yer
almıştı.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi (sondan
üçüncü olur?
A)
BYX/
EXI
C) IV
D) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23.1. Metaverse, üstsel, sınırların ötesinde anlamındaki "me- Meta ta" ile evren anlamındaki "universe" sözcüklerinin birle- şiminden oluşan ve öteevren diye Türkçeleştirebileceği- miz bir terim. Neal Stephenson tarafından yazılan bu kitapta interne- lüyor. H.Aslında kişisel bilgisayarların yaygınlaşması, internetin gelişmesi ve internete bağlı akıllı telefonların herkesçe kullanılır olması sonucunda zaten fiziksel dünyaya para- lel sanal bir dünya oluşmuş durumda. V. Ancak metaverse kavramı ile sanal dünyanın daha da önemli hâle geldiği, özellikle üç boyutlu görselliğin ön plana çıkmasıyla gerçek ve sanal dünyanın birbirinin içi- ne girdiği yeni bir dünya kastediliyor. Rom Romanın kurgusu kullanıcıların dijital avatarlar aracılı- ğıyla birbirleriyle iletişime geçtiği, gerçek dünyaya para- lel, "metaverse" adında bir sanal dünyada geçiyor. VI. Coğumuz bu terimi sadece son birkaç yılda duymuş ol- sak da "metaverse" sözcüğü ilk defa, 1992'de yayımla- nan Snow Crash başlıklı bir bilim kurgu romanında yer almıştı. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi (sondan üçüncü olur? A) BYX/ EXI C) IV D) V
2A DENEME SINAVI
37 ve 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Gok ada: yıldızlanın, bulutsulanın ve gaz bulutlanının bir araya
gelmesi ile bir çeşit Samanyolu'nu andıran bir uzay adasi-
dir, (1) Samanyolu'ndaki ve diğer gök adalardaki yıldızların
ve bulutsulanın hareketlerini inceleyen bilim insanlan, sıradan
maddenin gök adalanın şeklini koruması için yeterli olmadı-
ğini ifade etti. (II) Gök adalanın şekillerini koruyabilmeleri için
daha fazla maddeye sahip olmaları gerekiyordu. (III) Görün-
meyen ancak kütle çekimi sayesinde kendini hissettiren bu
maddeye "karanlık madde" adı verildi. (IV) Ancak karanlık
maddenin ne olduğu şimdilik bilinmiyor. (M) Çünkü kullandı-
ğımız bilimsel aygıtlar bu maddeyi istenen düzeyde algılaya-
miyor.
37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendi-
sinden önceki cümlenin gerekçesidir?
A) I
B) II
D) IV
C) III
töder
V
A) I. cümlede, koşul öne sürülmüştür.
B) II. cümlede, amaç ilgisi vardır.
C) III. cümle, tanımsal niteliktedir.
DIV. cümle, kesinlik içermemektedir.
E) V. cümlede, yetersizlik anjámi vardır.
38. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi yanlıştır?
39 ve 40. st
Yelkenli ge
Yelkenli ge
lar velena
yelkenler
yelkenler
olarak küe
ti olan ge
sağlıyor
ideal yör
mek için
de hâkir
39.
1
Bu p
hang
A) E
40.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2A DENEME SINAVI 37 ve 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Gok ada: yıldızlanın, bulutsulanın ve gaz bulutlanının bir araya gelmesi ile bir çeşit Samanyolu'nu andıran bir uzay adasi- dir, (1) Samanyolu'ndaki ve diğer gök adalardaki yıldızların ve bulutsulanın hareketlerini inceleyen bilim insanlan, sıradan maddenin gök adalanın şeklini koruması için yeterli olmadı- ğini ifade etti. (II) Gök adalanın şekillerini koruyabilmeleri için daha fazla maddeye sahip olmaları gerekiyordu. (III) Görün- meyen ancak kütle çekimi sayesinde kendini hissettiren bu maddeye "karanlık madde" adı verildi. (IV) Ancak karanlık maddenin ne olduğu şimdilik bilinmiyor. (M) Çünkü kullandı- ğımız bilimsel aygıtlar bu maddeyi istenen düzeyde algılaya- miyor. 37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendi- sinden önceki cümlenin gerekçesidir? A) I B) II D) IV C) III töder V A) I. cümlede, koşul öne sürülmüştür. B) II. cümlede, amaç ilgisi vardır. C) III. cümle, tanımsal niteliktedir. DIV. cümle, kesinlik içermemektedir. E) V. cümlede, yetersizlik anjámi vardır. 38. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? 39 ve 40. st Yelkenli ge Yelkenli ge lar velena yelkenler yelkenler olarak küe ti olan ge sağlıyor ideal yör mek için de hâkir 39. 1 Bu p hang A) E 40.
1990lar, bütün dünyada anlattıkları hikayeden çok ken-
disiyle ilgilenen, durmadan kendi varlığını hatırlatan
postmodern anlatılarla doludur. Bu anlatılar her şeyin
bir oyun olduğunu, gerçekliğin kurmacadan başka bir
şey olmadığını, zaten tek bir gerçekliğin olamayacağını
kafamıza vura vura göstermek için kendilerine döner-
ler. Hikâyeler başka hikâyeleri çevreler. Yazarlar, göl-
ge yazarlar orada olduklarını göstermek için el sallarlar.
Filmler, kendilerinin film olduğunu tekrarlayıp dururlar.
Gerçeklik "illüzyonunu" kırmak için içinde oldukları mec-
rayı, sinemanın gramerini, yapım süreçlerini, başka me-
tinlerle ilişkisini görünür kırarlar. Ama İranlı sinema yö-
netmeni Abbas Kiarostami'nin kendine dönüp bakması
sadece bu küresel eğilimlerle açıklanamaz. "Filmden
bahseden filmler'in gerisinde belki en çok keşif, itibar ve
meşruiyet arayışı vardır. Zaten onun kullandığı tekrarla-
maları, konu dışı diyalogları, film içinde filmleri, gerçek-
liğin farklı boyutlarını karıştırmak gibi estetik taktikleri
Bati postmodernizmine değil, Doğu sanatına bağlayan
eleştirmenler de vardır. Ama elbette postmodern anlatı-
lanın Doğu sanatının gereçlerini kullanmak gibi bir âdeti
olduğunu da unutmamak gerekir. İşte bu özellikler onu
yurtsuz bir entelektüele dönüştürmüştür.
Bu parçaya göre Abbas Kiarostemi'yi diğer postmo-
dern sinemacılardan ayıran temel fark aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Doğu anlatısının kaynaklarından yararlanması
B) Dünya çapında bir düşünür kabul edilmesi
C) Bakışını kendi dünyasına çevirmesi
D) Saygınlık ve meşruluk sağlama amacı taşıması
E) Kendi ülkesi dışında beklediği değeri bulabilmesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1990lar, bütün dünyada anlattıkları hikayeden çok ken- disiyle ilgilenen, durmadan kendi varlığını hatırlatan postmodern anlatılarla doludur. Bu anlatılar her şeyin bir oyun olduğunu, gerçekliğin kurmacadan başka bir şey olmadığını, zaten tek bir gerçekliğin olamayacağını kafamıza vura vura göstermek için kendilerine döner- ler. Hikâyeler başka hikâyeleri çevreler. Yazarlar, göl- ge yazarlar orada olduklarını göstermek için el sallarlar. Filmler, kendilerinin film olduğunu tekrarlayıp dururlar. Gerçeklik "illüzyonunu" kırmak için içinde oldukları mec- rayı, sinemanın gramerini, yapım süreçlerini, başka me- tinlerle ilişkisini görünür kırarlar. Ama İranlı sinema yö- netmeni Abbas Kiarostami'nin kendine dönüp bakması sadece bu küresel eğilimlerle açıklanamaz. "Filmden bahseden filmler'in gerisinde belki en çok keşif, itibar ve meşruiyet arayışı vardır. Zaten onun kullandığı tekrarla- maları, konu dışı diyalogları, film içinde filmleri, gerçek- liğin farklı boyutlarını karıştırmak gibi estetik taktikleri Bati postmodernizmine değil, Doğu sanatına bağlayan eleştirmenler de vardır. Ama elbette postmodern anlatı- lanın Doğu sanatının gereçlerini kullanmak gibi bir âdeti olduğunu da unutmamak gerekir. İşte bu özellikler onu yurtsuz bir entelektüele dönüştürmüştür. Bu parçaya göre Abbas Kiarostemi'yi diğer postmo- dern sinemacılardan ayıran temel fark aşağıdakiler- den hangisidir? A) Doğu anlatısının kaynaklarından yararlanması B) Dünya çapında bir düşünür kabul edilmesi C) Bakışını kendi dünyasına çevirmesi D) Saygınlık ve meşruluk sağlama amacı taşıması E) Kendi ülkesi dışında beklediği değeri bulabilmesi
dan
la
ka
en
üzi
er
kla
Türkçe
24 (1) Yaratıcılık, Türkçe sözlüğe göre zekâ ve düşünce
gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen
yeni bir şeyi ortaya koymaktır. (II) Aynı zamanda bir
ürün oluşturmak ya da bir ürünün olmasına, ortaya
çıkmasına yol açmak, sebep olmaktır. (III) Yaratıcılık
kelimesinin etimolojik kökeni Latince "creare" kelimesinden
gelmekteyken Batı dillerinde ise "kreativitaet, creativity"
olarak bilinir. (IV) İnsanın, kendisine ilginç, farklı gelen yeni
bilgileri öğrenmeye çalışması yaratıcılığına katkı sağlar.
(V) İnsanın beyin fırtınası yaparak çok yönlü düşünme
çabası ile sorunlara ve sorulara çözüm üretmek için
düşünmesi de yaratıcılığını geliştirebilmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Kelimenin anlamı; doğurmak, yaratmak, meydana
getirmektir." cümlesi getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
dan la ka en üzi er kla Türkçe 24 (1) Yaratıcılık, Türkçe sözlüğe göre zekâ ve düşünce gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şeyi ortaya koymaktır. (II) Aynı zamanda bir ürün oluşturmak ya da bir ürünün olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmaktır. (III) Yaratıcılık kelimesinin etimolojik kökeni Latince "creare" kelimesinden gelmekteyken Batı dillerinde ise "kreativitaet, creativity" olarak bilinir. (IV) İnsanın, kendisine ilginç, farklı gelen yeni bilgileri öğrenmeye çalışması yaratıcılığına katkı sağlar. (V) İnsanın beyin fırtınası yaparak çok yönlü düşünme çabası ile sorunlara ve sorulara çözüm üretmek için düşünmesi de yaratıcılığını geliştirebilmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Kelimenin anlamı; doğurmak, yaratmak, meydana getirmektir." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV
5.
HOCAM
Rus Çariçesi II. Katerina'nın Kafkasya'ya yönelik istilacı
politikası, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması sonrası iyice art-
mıştı. Özellikle 1776 yılında General Potemkin'in bu bölgenin
naipliğine atanmasından sonra başlattığı askeri hareketlilik
iyiden iyiye kendini göstermekteydi. Bölge halkı, özellikle de
Çerkes toplulukları bu istilaya yönelik askerî bir mücadele
başlatmışsalar da bundan bir sonuç alamayarak dışarıdan
yardıma muhtaç hâle gelmişlerdi. Bu konuda Çerkeslere
ancak iki devlet yardım edebilirdi ki bunlardan biri İran, diğeri
de Osmanlı Devleti'ydi. Fakat yardım etmeye daha yakın
olan taraf Osmanlılardı. Çünkü Küçük Kaynarca Antlaşması
sonrası Rusların Kırım'a yönelik istilacı politikaları, Osmanlı
Devleti'nin bu bölgede etkin bir siyaset güderek müdahil
olmasını gerektiriyordu.
TAKTİKLERLE
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Çerkesler, Ruslar karşısındaki mücadelede dış desteğe
ihtiyaç duymuştur.
B) Çerkes topluluklarına yardım etmek Osmanlının çıkarına
uygundur.
C) Ruslar, Kafkasya ve Kırım'da emperyalist bir politika izle-
mektedir.
D) İran hükümdarı, Çerkes topluluklarının isteğine olumsuz
cevap vermiştir.
E) Küçük Kaynarca Antlaşması'nın Osmanlı için olumsuz
sonuçları vardır.
E
PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENIM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. HOCAM Rus Çariçesi II. Katerina'nın Kafkasya'ya yönelik istilacı politikası, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması sonrası iyice art- mıştı. Özellikle 1776 yılında General Potemkin'in bu bölgenin naipliğine atanmasından sonra başlattığı askeri hareketlilik iyiden iyiye kendini göstermekteydi. Bölge halkı, özellikle de Çerkes toplulukları bu istilaya yönelik askerî bir mücadele başlatmışsalar da bundan bir sonuç alamayarak dışarıdan yardıma muhtaç hâle gelmişlerdi. Bu konuda Çerkeslere ancak iki devlet yardım edebilirdi ki bunlardan biri İran, diğeri de Osmanlı Devleti'ydi. Fakat yardım etmeye daha yakın olan taraf Osmanlılardı. Çünkü Küçük Kaynarca Antlaşması sonrası Rusların Kırım'a yönelik istilacı politikaları, Osmanlı Devleti'nin bu bölgede etkin bir siyaset güderek müdahil olmasını gerektiriyordu. TAKTİKLERLE Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Çerkesler, Ruslar karşısındaki mücadelede dış desteğe ihtiyaç duymuştur. B) Çerkes topluluklarına yardım etmek Osmanlının çıkarına uygundur. C) Ruslar, Kafkasya ve Kırım'da emperyalist bir politika izle- mektedir. D) İran hükümdarı, Çerkes topluluklarının isteğine olumsuz cevap vermiştir. E) Küçük Kaynarca Antlaşması'nın Osmanlı için olumsuz sonuçları vardır. E PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENIM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF
kta"
ilde
len
lik-
an
ini
_n
1
1
1
1
8.
C)
D) öncekilerden esinlenr
E) insanları sevmektir.
(1) Galaksileri ve galaksi kümelerini bir arada tutan şeyin
karanlık madde olduğunu biliyoruz. (II) Çünkü görünür
maddenin çekim gücü onlan bir arada tutmaya yetmiyor.
(III) Öte yandan gizemli bir yapı olan karanlık enerji ise
evrenin genişlemesinden sorumlu. (IV) Bu genişleme et-
kisi ile galaksiler birbirinden hızla uzaklaşır. (V) Ancak ga-
laksileri bir arada tutan kütlesel çekim, karanlık enerjiden
daha güçlü olursa galaksiler birbirlerine doğru hareket
eder ve süreç çarpışma ile son bulur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda-
kilerden hangisi yanlıştır?
A) 1. cümlede, bilinen bir gerçek vurgulanmaktadır
B) II. cümle, I. cümlenin gerekçesini içermektedik
C) III. cümlede; karanlık enerji, evrenin genişlemesin-
den sorumlu tutulmaktadır.
D
D) IV. cümlede, felaketle sonuçlanabilecek bir ihmal
zinciri belirtilmektedir.
1
E) V. cümlede, bir olasılığın neden olabileceği gerçeğe
değinilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kta" ilde len lik- an ini _n 1 1 1 1 8. C) D) öncekilerden esinlenr E) insanları sevmektir. (1) Galaksileri ve galaksi kümelerini bir arada tutan şeyin karanlık madde olduğunu biliyoruz. (II) Çünkü görünür maddenin çekim gücü onlan bir arada tutmaya yetmiyor. (III) Öte yandan gizemli bir yapı olan karanlık enerji ise evrenin genişlemesinden sorumlu. (IV) Bu genişleme et- kisi ile galaksiler birbirinden hızla uzaklaşır. (V) Ancak ga- laksileri bir arada tutan kütlesel çekim, karanlık enerjiden daha güçlü olursa galaksiler birbirlerine doğru hareket eder ve süreç çarpışma ile son bulur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda- kilerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, bilinen bir gerçek vurgulanmaktadır B) II. cümle, I. cümlenin gerekçesini içermektedik C) III. cümlede; karanlık enerji, evrenin genişlemesin- den sorumlu tutulmaktadır. D D) IV. cümlede, felaketle sonuçlanabilecek bir ihmal zinciri belirtilmektedir. 1 E) V. cümlede, bir olasılığın neden olabileceği gerçeğe değinilmektedir.
1.
Alışkanlıklar, insanların hayatında sürekli var olan, yaşan-
tısında etkili ve belirleyici rolü bulunan; fiziksel, duygusal,
zihinsel ve toplumsal tutumlarına yön veren, kişiliklerini ve
karakterlerini oluşturan davranışlardır. Amerikalı eğitmen
Harace Mann, alışkanlığı her gün ince iplerden birini do-
kuyarak koparamayacağımız halata benzetmiştir. Alışkan-
liklar, insanların tutumları ile doğrudan ilişkili olduğundan
psikoloji, sosyoloji, ekonomi gibi birçok disiplinin ilgi ala-
nına girmekle birlikte bireylere olumlu davranış kazandır-
ma yönüyle de eğitim biliminde önemli rol oynamaktadır.
Alışkanlık kazanma, eğitimin önemli konusudur ve bir öğ-
renme biçimidir. Eğitim programlarında öğrencilerin spor
yapma ve aktif vatandaş olma gibi iyi alışkanlıklar kazan-
maları hedeflenmektedir. Bu kapsamda okul öncesi eğiti-
min amaçları arasında çocukların beden, zihin ve duygu
gelişimlerinin yanında iyi alışkanlıklar edinmelerinin sağ-
lanması da bulunmaktadır.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
Sürekli olarak yaptığımız şeyler gün geçtikçe olum-
suz eylemlere dönüşür.
1
B) Rutin hâline gelen eylemlerimizin alışkanlığa dönüş-
mesi çok ince bir çizgiye bağlıdır.
C) Her gün düzenli olarak yapılan etkinlikler ilerleyen
zamanda vazgeçilmez olur.
Her alışkanlığın farklı etkileri olabilir çevremizdeki
insanlara.
Insanların alışkanlıklarına bakarak hayata bakışını
öğrenebiliriz.
1
1
1
1
1
1
1.
1
1
1
1
1
1
1
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Alışkanlıklar, insanların hayatında sürekli var olan, yaşan- tısında etkili ve belirleyici rolü bulunan; fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal tutumlarına yön veren, kişiliklerini ve karakterlerini oluşturan davranışlardır. Amerikalı eğitmen Harace Mann, alışkanlığı her gün ince iplerden birini do- kuyarak koparamayacağımız halata benzetmiştir. Alışkan- liklar, insanların tutumları ile doğrudan ilişkili olduğundan psikoloji, sosyoloji, ekonomi gibi birçok disiplinin ilgi ala- nına girmekle birlikte bireylere olumlu davranış kazandır- ma yönüyle de eğitim biliminde önemli rol oynamaktadır. Alışkanlık kazanma, eğitimin önemli konusudur ve bir öğ- renme biçimidir. Eğitim programlarında öğrencilerin spor yapma ve aktif vatandaş olma gibi iyi alışkanlıklar kazan- maları hedeflenmektedir. Bu kapsamda okul öncesi eğiti- min amaçları arasında çocukların beden, zihin ve duygu gelişimlerinin yanında iyi alışkanlıklar edinmelerinin sağ- lanması da bulunmaktadır. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? Sürekli olarak yaptığımız şeyler gün geçtikçe olum- suz eylemlere dönüşür. 1 B) Rutin hâline gelen eylemlerimizin alışkanlığa dönüş- mesi çok ince bir çizgiye bağlıdır. C) Her gün düzenli olarak yapılan etkinlikler ilerleyen zamanda vazgeçilmez olur. Her alışkanlığın farklı etkileri olabilir çevremizdeki insanlara. Insanların alışkanlıklarına bakarak hayata bakışını öğrenebiliriz. 1 1 1 1 1 1 1. 1 1 1 1 1 1 1 3
Bu yazımda neyi anlatmaya çalışacağım? Sait Faik'i mi?
Buna pek lüzum yok sanıyorum. Öyle ya, adı sanı
duyulmadık bir yazar değil ki. Onu Yaprak dergisi
okuyucularının hepsi tanır. Bu yazım, olsa olsa onun
yeni çıkmış bir kitabından haber vermeye yarayacak.
"İşte söyledin söyleyeceğini; bir de kitabın adını ver,
yeter!" diyeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu
kitaptaki hikayelerinin özellikleri de eski
hikâyelerindekinden pek farklı değil Ama ne yapalım ki
âdet olmuş, yeni bir kitap çıkınca birkaç söz
gerek. Yalnız bu, Sait Faik söz konusuysa tehlikeli
olabilir. Güçtür çünkü onun hakkında konuşmak.
Hoşlanmayabilir. Kendisi de bir hikâyesinde
yazmıştı: "Hikâyelerimi beğenmezler üzülürü
beğenirler kızarım." diye.
hangisi söylenemez?
35. Bu parçanın anlatımıylan yazılı izni
kulla en
e kullanılmıştır.
OL229269
POUR
Sobbet Havastadadır
40
etmeye başvurulmuştur.
M'ye
um veya ken
JAPAN
36. Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A)Hikâyelerinin benzer yönler taşıdığına
B) Tanınmış bir yazar olduğuna
C) Eleştiriye karşı takındığı tutuma
D) Yeni kitabının özelliklerine
EYaprak dergisiyle üne kavuştuğuna
maksızın
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bu yazımda neyi anlatmaya çalışacağım? Sait Faik'i mi? Buna pek lüzum yok sanıyorum. Öyle ya, adı sanı duyulmadık bir yazar değil ki. Onu Yaprak dergisi okuyucularının hepsi tanır. Bu yazım, olsa olsa onun yeni çıkmış bir kitabından haber vermeye yarayacak. "İşte söyledin söyleyeceğini; bir de kitabın adını ver, yeter!" diyeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu kitaptaki hikayelerinin özellikleri de eski hikâyelerindekinden pek farklı değil Ama ne yapalım ki âdet olmuş, yeni bir kitap çıkınca birkaç söz gerek. Yalnız bu, Sait Faik söz konusuysa tehlikeli olabilir. Güçtür çünkü onun hakkında konuşmak. Hoşlanmayabilir. Kendisi de bir hikâyesinde yazmıştı: "Hikâyelerimi beğenmezler üzülürü beğenirler kızarım." diye. hangisi söylenemez? 35. Bu parçanın anlatımıylan yazılı izni kulla en e kullanılmıştır. OL229269 POUR Sobbet Havastadadır 40 etmeye başvurulmuştur. M'ye um veya ken JAPAN 36. Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A)Hikâyelerinin benzer yönler taşıdığına B) Tanınmış bir yazar olduğuna C) Eleştiriye karşı takındığı tutuma D) Yeni kitabının özelliklerine EYaprak dergisiyle üne kavuştuğuna maksızın
11.SINIF/Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler-1
13. Münazara ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Sınıf ortamında yapılan tartışmalardır.
B) Üçer dörder kişilik gruplar hâlinde yapılır.
C) Tez ve antitez olmak üzere karşıt görüşler ortaya
konur.
D) Zaman sınırı yoktur, herkes istediği kadar konuşabilir.
E) Bir başkan tarafından yönetilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11.SINIF/Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler-1 13. Münazara ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sınıf ortamında yapılan tartışmalardır. B) Üçer dörder kişilik gruplar hâlinde yapılır. C) Tez ve antitez olmak üzere karşıt görüşler ortaya konur. D) Zaman sınırı yoktur, herkes istediği kadar konuşabilir. E) Bir başkan tarafından yönetilir.
TA ANA DÜŞÜNCE
TEST 16
3. Eşeğin inatçılık ettiğini söylerseniz bu, gözlenen bir veri
değil, size ait bir yorumdur. Biz insanlar yorumlarımızı veri
zannettiğimizde, zaman zaman önemli hatalar yaparız.
Günlük yaşamda size selam vermemeye başlayan kom-
şunuzun niçin öyle davrandığı konusunda gidip onunla ko-
nuşmak yerine kafanızda bir senaryo oluşturduğunuzda,
örneğin "Beni kıskanıyor." dediğinizde bu, gözlenen bir veri
değil, size ait senaryodur.
Parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Kişilerin yorumlarını genellemesi büyük hatalar yapma-
sına neden olur.
B) Bizimle normalde görüşen birinin görüşmemesi kişisel
yorumdur
-
C) Davranışların kişiye göre bilimsel açıklamaları olabilir.
(b) Senaryo, kişinin genellemeleridir.
E) Eşeğin inatçılığı senaryoya bir örnektir.
39
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TA ANA DÜŞÜNCE TEST 16 3. Eşeğin inatçılık ettiğini söylerseniz bu, gözlenen bir veri değil, size ait bir yorumdur. Biz insanlar yorumlarımızı veri zannettiğimizde, zaman zaman önemli hatalar yaparız. Günlük yaşamda size selam vermemeye başlayan kom- şunuzun niçin öyle davrandığı konusunda gidip onunla ko- nuşmak yerine kafanızda bir senaryo oluşturduğunuzda, örneğin "Beni kıskanıyor." dediğinizde bu, gözlenen bir veri değil, size ait senaryodur. Parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Kişilerin yorumlarını genellemesi büyük hatalar yapma- sına neden olur. B) Bizimle normalde görüşen birinin görüşmemesi kişisel yorumdur - C) Davranışların kişiye göre bilimsel açıklamaları olabilir. (b) Senaryo, kişinin genellemeleridir. E) Eşeğin inatçılığı senaryoya bir örnektir. 39
35. 25 yıldır Türk Dil Kurumu üyesiyim. Dilimizin güzel-
leşmesi, zenginleşmesi, sadeleşmesi için yapılan
olumlu çalışmaları takdirle karşılarım. Dilin, milletle-
rin hayatında, kültür, sanat ve edebiyatında çok önem-
li bir yeri olduğu kanaatindeyim. Uzun yıllardır şiirle
uğraşan bir edebiyat eri olduğum ve şiirin kelimeler-
le yazıldığı fikrine katıldığım için kelimeler üzerinde ti-
tizlikle durmayı bir görev sayıyorum. Diline sevgi ve
saygısı olan bir kişi olarak, dilimizin yozlaştırılması,
abuk sabuk kelimeler türetilmesi, hiç bir ilmî kaynak
ve dayanağı olmayan bu uyduruk kelimelerin gaze-
te, dergi, kitap ve TRT yayınlarında yalan yanlış ve
zevksizce kullanılması, dilin siyaset ve ideolojilere âlet
edilmek istenmesi, dilini seven herkes gibi, beni de
rahatsız ve tedirgin etmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen.du-
rumlardan birisi değildir?
A) Bir sürü kelimenin bilinçsizce uydurulması
B) Anlamsız uydurma kelimelerin basın ve yayında
kullanılması
C) Dilin politika malzemesi hâline getirilmek istenmesi
D) Sözcüklerin şiirde özensizce kullanılması
E) Kelime türetirken bilimsel dayanaklardan yoksun
olunması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
35. 25 yıldır Türk Dil Kurumu üyesiyim. Dilimizin güzel- leşmesi, zenginleşmesi, sadeleşmesi için yapılan olumlu çalışmaları takdirle karşılarım. Dilin, milletle- rin hayatında, kültür, sanat ve edebiyatında çok önem- li bir yeri olduğu kanaatindeyim. Uzun yıllardır şiirle uğraşan bir edebiyat eri olduğum ve şiirin kelimeler- le yazıldığı fikrine katıldığım için kelimeler üzerinde ti- tizlikle durmayı bir görev sayıyorum. Diline sevgi ve saygısı olan bir kişi olarak, dilimizin yozlaştırılması, abuk sabuk kelimeler türetilmesi, hiç bir ilmî kaynak ve dayanağı olmayan bu uyduruk kelimelerin gaze- te, dergi, kitap ve TRT yayınlarında yalan yanlış ve zevksizce kullanılması, dilin siyaset ve ideolojilere âlet edilmek istenmesi, dilini seven herkes gibi, beni de rahatsız ve tedirgin etmektedir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen.du- rumlardan birisi değildir? A) Bir sürü kelimenin bilinçsizce uydurulması B) Anlamsız uydurma kelimelerin basın ve yayında kullanılması C) Dilin politika malzemesi hâline getirilmek istenmesi D) Sözcüklerin şiirde özensizce kullanılması E) Kelime türetirken bilimsel dayanaklardan yoksun olunması
39-42. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Nedenselliğe dair bir çalışma yapma fikri zihnimde
ilk kez 1970 yılında, Henri Ellenberger'in akli
rahatsızlıklarla ilgili bir makalesini okuduğumda uyandı.
Depresif, manik ve paranoyak kişilerin konu edildiği
bu makalede Ellenberger, depresyondaki kişinin uzun
süredir belirlenimci bir nedenselliğin etkisi altında
olduğunu tespit eder. Depresif kişi çevresindeki hiçbir
şeyi denetleyemediğini düşünerek yaşadıklarının
kendisinden bağımsız olarak gerçekleştiğine
inanmaktaydı. Hiçbir şeyin belirli bir düzen uyarınca
gerçekleşmeyip geleceğin kestirilemez ve endişe verici
ihtimallerle dolu olduğunu varsayan manik kişi ise
öteden beri olasılıkçı bir nedensellik anlayışı
gütmekteydi. Paranoyak kişi için de hiçbir şeyin rastlantı
neticesi olmayıp her şeyin aleyhindeki tehditkår düşünce
ve fiiller sonucunda gerçekleştiği bir kasıtlılık
nedenselliği söz konusuydu. Bu makaleden yola çıkarak
tarihsel dönemlerde de kişilerin nedenselliği çeşitli
biçimlerde algılayabileceğini ve bunu bir edebi zemine
oturtarak incelemem gerektiğini düşündüm. Bu fikir de
edebiyatta modernizm akımını en iyi tanımlayan
eserlerin yazarlarının -James Joyce, Marcel Proust,
Virginia Woolf- olay örgüsüne dayalı romanları
reddederek karakterlerin iç yaşamına odaklanan
romanlar yarattığını anlamamla oluştu. Ancak
yoğunlaşınca gördüm ki bu yazarların eserlerinde
karakterlerin toplumsal, biyolojik ve psikolojik etkenlere
bağlı dışsal baskılar ve belirli güdüleri, nedenselliği
merkeze alan romancılarınki gibi kuvvetli bir etkiye
sahip değildi. Nihayet fark ettim ki insan davranışlarının
nedenselliği, tek bir kitaba odak alınamayacak denli
kapsamlı bir konuydu.
40. Bu parçaya göre James Joyce, Marcel Proust ve
Virginia Woolf'un ortak özellikleri arasında
aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Benimsedikleri edebi yaklaşımın belirgin örneklerini
vermeleri
B) Romanlarında eylem odaklı kurgudan uzak durmaları
C) Oluşturduklan karakterlerin duygu ve düşüncelerini ön
plana almaları
D) Nedenselliği merkeze alan romancılardan farklı bir
yaklaşım sergilemeleri
E) Eserlerinde psikolojik rahatsızlığı olan kişilerin
hayatlarını ele almaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39-42. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Nedenselliğe dair bir çalışma yapma fikri zihnimde ilk kez 1970 yılında, Henri Ellenberger'in akli rahatsızlıklarla ilgili bir makalesini okuduğumda uyandı. Depresif, manik ve paranoyak kişilerin konu edildiği bu makalede Ellenberger, depresyondaki kişinin uzun süredir belirlenimci bir nedenselliğin etkisi altında olduğunu tespit eder. Depresif kişi çevresindeki hiçbir şeyi denetleyemediğini düşünerek yaşadıklarının kendisinden bağımsız olarak gerçekleştiğine inanmaktaydı. Hiçbir şeyin belirli bir düzen uyarınca gerçekleşmeyip geleceğin kestirilemez ve endişe verici ihtimallerle dolu olduğunu varsayan manik kişi ise öteden beri olasılıkçı bir nedensellik anlayışı gütmekteydi. Paranoyak kişi için de hiçbir şeyin rastlantı neticesi olmayıp her şeyin aleyhindeki tehditkår düşünce ve fiiller sonucunda gerçekleştiği bir kasıtlılık nedenselliği söz konusuydu. Bu makaleden yola çıkarak tarihsel dönemlerde de kişilerin nedenselliği çeşitli biçimlerde algılayabileceğini ve bunu bir edebi zemine oturtarak incelemem gerektiğini düşündüm. Bu fikir de edebiyatta modernizm akımını en iyi tanımlayan eserlerin yazarlarının -James Joyce, Marcel Proust, Virginia Woolf- olay örgüsüne dayalı romanları reddederek karakterlerin iç yaşamına odaklanan romanlar yarattığını anlamamla oluştu. Ancak yoğunlaşınca gördüm ki bu yazarların eserlerinde karakterlerin toplumsal, biyolojik ve psikolojik etkenlere bağlı dışsal baskılar ve belirli güdüleri, nedenselliği merkeze alan romancılarınki gibi kuvvetli bir etkiye sahip değildi. Nihayet fark ettim ki insan davranışlarının nedenselliği, tek bir kitaba odak alınamayacak denli kapsamlı bir konuydu. 40. Bu parçaya göre James Joyce, Marcel Proust ve Virginia Woolf'un ortak özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Benimsedikleri edebi yaklaşımın belirgin örneklerini vermeleri B) Romanlarında eylem odaklı kurgudan uzak durmaları C) Oluşturduklan karakterlerin duygu ve düşüncelerini ön plana almaları D) Nedenselliği merkeze alan romancılardan farklı bir yaklaşım sergilemeleri E) Eserlerinde psikolojik rahatsızlığı olan kişilerin hayatlarını ele almaları
ağıdaki-
Genç yazar; yazının dolaysız bir etkileşim aracı olduğunu,
herkesin onun fikirlerini okumak için can attığını sanır. Oysa
yazı biçim bakımından yargılanan ve öncelikle buradan yar-
gılanan dolaylı bir süreçtir. Bu nedenle genç yazarın yaptığı
her dil yanlışı, yıllar yılı yapıtlarının ağzını burnunu kıran en
acı gerçek olur.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Taraflı bir biçimde eleştirilmesi
B) Yorumlamaya kapalı olması
C) Dil hatalarının anlaşılmayı zorlaştırması
D) Anlatımındaki kusurların görmezden gelinmesi
E) Doğru değerlendirilmesini zorlaştırması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ağıdaki- Genç yazar; yazının dolaysız bir etkileşim aracı olduğunu, herkesin onun fikirlerini okumak için can attığını sanır. Oysa yazı biçim bakımından yargılanan ve öncelikle buradan yar- gılanan dolaylı bir süreçtir. Bu nedenle genç yazarın yaptığı her dil yanlışı, yıllar yılı yapıtlarının ağzını burnunu kıran en acı gerçek olur. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Taraflı bir biçimde eleştirilmesi B) Yorumlamaya kapalı olması C) Dil hatalarının anlaşılmayı zorlaştırması D) Anlatımındaki kusurların görmezden gelinmesi E) Doğru değerlendirilmesini zorlaştırması
16. Ben, yazılarında gereksiz sözcüklerden olabildiğince kaçı-
nan, sıfatları, benzetmeleri gereksiz yere kullanmayan ya-
zarları alkışlarım; sözü tasarruflu kullanmayan yazarların
PR yapmayacağına inanıyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış
açısıyla yazılmıştır?
A) Kitabın ortasından konuşanı severim.
B) Bildim deniz dedikleri bin başlı ejderi
C)Yeşil penderenden bir gül at bana.
D) Gönül ne çay ister ne çayhane.
E) Adam kendi kendine sayıklıyordu.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
16. Ben, yazılarında gereksiz sözcüklerden olabildiğince kaçı- nan, sıfatları, benzetmeleri gereksiz yere kullanmayan ya- zarları alkışlarım; sözü tasarruflu kullanmayan yazarların PR yapmayacağına inanıyorum. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla yazılmıştır? A) Kitabın ortasından konuşanı severim. B) Bildim deniz dedikleri bin başlı ejderi C)Yeşil penderenden bir gül at bana. D) Gönül ne çay ister ne çayhane. E) Adam kendi kendine sayıklıyordu.