Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![TYT/ TÜRKÇE
A
32. Arkeologlar, 2022 yılında ilginç bir keşfe imza attılar.
İtalya'nın Toskana kentindeki antik kaplıcalarda 2 bin
yıl önce yapılan yirmi dört adet bronz heykel bulundu.
Arkeologlar,
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
"heykellerin tarihin yorumlanmasında radikal değişikliklere
yol açtığı" sonucuna ulaşılır?
A) heykellerin çamur sayesinde son derece iyi korunduğu-
nu dile getiriyorlar
B) İtalya'nın Etrüsk uygarlığının beşiği olduğu görüşünü
pekiştirdiğine dikkat çekiyor
C bu keşiflerle Etrüsk - Roma İmparatorluğu ilişiklerini
içeren tarihin yeniden yazılabileceğini açıkladılar
DY bu heykellerin Antik Yunan tanrıları Apollon ve Igea'nin
tasvirlerini içeren tarihî belgeler olduğu vurguladı
E) Etrüsk ve Latinlerin savaşta oldukları zaman içinde bile
aynı tapınaklarda uyum içinde ibadet ettiklerini göste-
ren bu heykellerin MÖ 2. yüzyıl ile MS 1. yüzyıla ait
olduklarını belirtiyor
33. Muh
(1) --
Aktr
Giriş
oyur
sına
Beni
biriyi
si ha
Muh
Oyu
Aktr
(II) -
Bu c
gisi
A)
I](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224140158155972-4645240.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/ TÜRKÇE
A
32. Arkeologlar, 2022 yılında ilginç bir keşfe imza attılar.
İtalya'nın Toskana kentindeki antik kaplıcalarda 2 bin
yıl önce yapılan yirmi dört adet bronz heykel bulundu.
Arkeologlar,
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
"heykellerin tarihin yorumlanmasında radikal değişikliklere
yol açtığı" sonucuna ulaşılır?
A) heykellerin çamur sayesinde son derece iyi korunduğu-
nu dile getiriyorlar
B) İtalya'nın Etrüsk uygarlığının beşiği olduğu görüşünü
pekiştirdiğine dikkat çekiyor
C bu keşiflerle Etrüsk - Roma İmparatorluğu ilişiklerini
içeren tarihin yeniden yazılabileceğini açıkladılar
DY bu heykellerin Antik Yunan tanrıları Apollon ve Igea'nin
tasvirlerini içeren tarihî belgeler olduğu vurguladı
E) Etrüsk ve Latinlerin savaşta oldukları zaman içinde bile
aynı tapınaklarda uyum içinde ibadet ettiklerini göste-
ren bu heykellerin MÖ 2. yüzyıl ile MS 1. yüzyıla ait
olduklarını belirtiyor
33. Muh
(1) --
Aktr
Giriş
oyur
sına
Beni
biriyi
si ha
Muh
Oyu
Aktr
(II) -
Bu c
gisi
A)
I
![2.
Hayatı tekdüze olan ve zengin olmayan toplumların ede-
biyatı da bir varlık gösteremez. Çünkü her sanat eserin-
de sanatkârın kendi dönemi ve o dönemin dünya görü-
şü vardır. Biz, sanat eserleri vasıtasıyla bir toplumun mad-
di ve manevi değerler dünyasını anlayabiliriz. Bu konu-
da edebî eserler bizim en önemli dayanağımızdır. Çün-
kü edebiyat, aynı zamanda kültür aktarımı da yapar. Biz,
geçmiş ile gelecek arasındaki bağı edebî eserler vasıta-
sıyla kurarız. Millî bilincin oluşumunda da edebiyatın çok
önemli katkısı vardır. Edebiyatın sunduğu bilgi değişken
ve dönüşken bir bilgidir. İnsani bilimler gibi (psikoloji,
sosyoloji, tarih, coğrafya, arkeoloji) kesin veri sunmaz.
Yine edebî eser, farklı bir dille çıkar karşımıza. Onun di-
li, nesnel ya da öznel veya soyut-somut olabilir. Bu dil,
yan anlamla okura zengin çağrışım imkânları sunar.
Bu parçada edebiyatla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Ulusal bilinç sağladığına
B) Kültür aktarımı yaptığına
C) Yaşamın yansıması olduğuna
D) Değişik bir dil taşıdığına
E meani bilimlerin aksine şüphe uyandırdığına](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224144645989459-3882913.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler2.
Hayatı tekdüze olan ve zengin olmayan toplumların ede-
biyatı da bir varlık gösteremez. Çünkü her sanat eserin-
de sanatkârın kendi dönemi ve o dönemin dünya görü-
şü vardır. Biz, sanat eserleri vasıtasıyla bir toplumun mad-
di ve manevi değerler dünyasını anlayabiliriz. Bu konu-
da edebî eserler bizim en önemli dayanağımızdır. Çün-
kü edebiyat, aynı zamanda kültür aktarımı da yapar. Biz,
geçmiş ile gelecek arasındaki bağı edebî eserler vasıta-
sıyla kurarız. Millî bilincin oluşumunda da edebiyatın çok
önemli katkısı vardır. Edebiyatın sunduğu bilgi değişken
ve dönüşken bir bilgidir. İnsani bilimler gibi (psikoloji,
sosyoloji, tarih, coğrafya, arkeoloji) kesin veri sunmaz.
Yine edebî eser, farklı bir dille çıkar karşımıza. Onun di-
li, nesnel ya da öznel veya soyut-somut olabilir. Bu dil,
yan anlamla okura zengin çağrışım imkânları sunar.
Bu parçada edebiyatla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Ulusal bilinç sağladığına
B) Kültür aktarımı yaptığına
C) Yaşamın yansıması olduğuna
D) Değişik bir dil taşıdığına
E meani bilimlerin aksine şüphe uyandırdığına
![roman
n pro-
ken-
a ka-
nlan
Syle
i de
Jon
an
5s-
er-
3-
A
sebepler
33. Stephen King'in romanı Billy Summers klişelerle dolu: Ahla
ki değerleri olan bir kiralık katil, ona iş veren belalı ve zen-
gin adamlar, olayların aslında sanılanın ötesinde
olması, tetikçinin güvenilir ve işbilir arkadaşı, korunması ge
reken bir kadın, çocukluk travmaları, askeri geçmiş... Bun-
ca klişeye rağmen kitabı, ilk sayfasından son sayfasına me-
yazarımız hikâyenin tıkanma nok-
rakla okuyorsunuz. Çünkü ya
peşinizi bırakmıyor. Diğer yandan King, klişelerin hepsini
talarına öyle virajlar koymuş ki "Şimdi ne olacak?" duygusu
ufak dokunuşlarla yaratıcı hâle de getirmiş. Örneğin Billy,
katil ama kültürlü bir katil. Émile Zola okuyor, Faulkner'a ba-
yılıyor. Ayrıca duygusuz bir katil değil o, affetme eğilimi var.
Roman boyunca bir yandan bildiğiniz sularda yüzdüğünü-
zü fark edip diğer yandan King'in dokunuşlarını hissediyor-
sunuz.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerin han-
gisine değinilmemiştir?
A) Basmakalıp denilebilecek birtakım ögeler içerdiğine
B) Yazarın önceki romanlarıyla aynı kalıpları kullandığına
C) Sürükleyici bir kurguya ve anlatıma sahip olduğuna
D) Sıradan kabul edilebilecek kişiliklere, özgün nitelikler ek-
lendiğine
E) Yazarının, kendine has özellikleri hissettirmeyi başardı
ğına
sds](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224090226024398-3787860.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerroman
n pro-
ken-
a ka-
nlan
Syle
i de
Jon
an
5s-
er-
3-
A
sebepler
33. Stephen King'in romanı Billy Summers klişelerle dolu: Ahla
ki değerleri olan bir kiralık katil, ona iş veren belalı ve zen-
gin adamlar, olayların aslında sanılanın ötesinde
olması, tetikçinin güvenilir ve işbilir arkadaşı, korunması ge
reken bir kadın, çocukluk travmaları, askeri geçmiş... Bun-
ca klişeye rağmen kitabı, ilk sayfasından son sayfasına me-
yazarımız hikâyenin tıkanma nok-
rakla okuyorsunuz. Çünkü ya
peşinizi bırakmıyor. Diğer yandan King, klişelerin hepsini
talarına öyle virajlar koymuş ki "Şimdi ne olacak?" duygusu
ufak dokunuşlarla yaratıcı hâle de getirmiş. Örneğin Billy,
katil ama kültürlü bir katil. Émile Zola okuyor, Faulkner'a ba-
yılıyor. Ayrıca duygusuz bir katil değil o, affetme eğilimi var.
Roman boyunca bir yandan bildiğiniz sularda yüzdüğünü-
zü fark edip diğer yandan King'in dokunuşlarını hissediyor-
sunuz.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerin han-
gisine değinilmemiştir?
A) Basmakalıp denilebilecek birtakım ögeler içerdiğine
B) Yazarın önceki romanlarıyla aynı kalıpları kullandığına
C) Sürükleyici bir kurguya ve anlatıma sahip olduğuna
D) Sıradan kabul edilebilecek kişiliklere, özgün nitelikler ek-
lendiğine
E) Yazarının, kendine has özellikleri hissettirmeyi başardı
ğına
sds
![MOMENTUM
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Şair Ömer Erdem, Çocukluk Su Dolu Kova başlıklı yazısını "Ço-
cukluk insanın yetinme duygusunun en ağır bastığı dönemdir. Bir n
kova suya kanmayacak çocuk bulamazsınız. Böyle sade oyunlar da
ve oyuncaklarla eğlenebilen çocuk da kuşkusuz dünyanın en gü-mü
zel manzaralarından biridir. Çocuğa mutlu olmak için bir kova su
ez di
yeter de büyükler denize doymaz." diye bitiriyor. Bizim anlatmak
için kıvranıp durduğumuz şeyi, birkaç cümlede halledivermiş şa-hen
irimiz. Çocuk dendiğinde aklımıza gelen bütün güzellikler ve yap-Suc
macık unsurlardan uzak oluş, onların yaradılışında var. Burası ke-yeb
sin ama ne yazık ki tüketim toplumu, bizi bu en güvenilir, en ma-
sum tarafımızdan avladı. Şimdiki çocuklar; tüketimin, israfın en
önemli müşterisi hâline getirildiler. Tabii ki onların bir günahı yok
bu alışveriş sarmalında. Suçun büyüğü ebeveynlerde yani bizde.
Çocuklarımıza bir kova dolusu su veremediğimiz, onları sanal de-
nizlerin ortasında yalancı kulaçlar atmak zorunda bıraktığımız için,
evet, bütün bunlar için biz suçluyuz.
biesu nationibrier
37. Bu parçaya göre "bir kova suya kanan çocuklar"la ilgili
Bu aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
eli ns
Di
W
re
k
L
A) Azla yetinmeyi bilen bir yapıda oldukları
B) Doğal olana karşı eğilim gösterdikleri
C) Mutluluk için ellerindeki olanakları değerlendirdikleri
D) Basit nesnelerle oynamalarının etkileyici bir görünüşü
olduğu
E) Günümüzde daha çok teknolojik oyuncakları tercih et-
tikleri](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224091334645833-3787860.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerMOMENTUM
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Şair Ömer Erdem, Çocukluk Su Dolu Kova başlıklı yazısını "Ço-
cukluk insanın yetinme duygusunun en ağır bastığı dönemdir. Bir n
kova suya kanmayacak çocuk bulamazsınız. Böyle sade oyunlar da
ve oyuncaklarla eğlenebilen çocuk da kuşkusuz dünyanın en gü-mü
zel manzaralarından biridir. Çocuğa mutlu olmak için bir kova su
ez di
yeter de büyükler denize doymaz." diye bitiriyor. Bizim anlatmak
için kıvranıp durduğumuz şeyi, birkaç cümlede halledivermiş şa-hen
irimiz. Çocuk dendiğinde aklımıza gelen bütün güzellikler ve yap-Suc
macık unsurlardan uzak oluş, onların yaradılışında var. Burası ke-yeb
sin ama ne yazık ki tüketim toplumu, bizi bu en güvenilir, en ma-
sum tarafımızdan avladı. Şimdiki çocuklar; tüketimin, israfın en
önemli müşterisi hâline getirildiler. Tabii ki onların bir günahı yok
bu alışveriş sarmalında. Suçun büyüğü ebeveynlerde yani bizde.
Çocuklarımıza bir kova dolusu su veremediğimiz, onları sanal de-
nizlerin ortasında yalancı kulaçlar atmak zorunda bıraktığımız için,
evet, bütün bunlar için biz suçluyuz.
biesu nationibrier
37. Bu parçaya göre "bir kova suya kanan çocuklar"la ilgili
Bu aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
eli ns
Di
W
re
k
L
A) Azla yetinmeyi bilen bir yapıda oldukları
B) Doğal olana karşı eğilim gösterdikleri
C) Mutluluk için ellerindeki olanakları değerlendirdikleri
D) Basit nesnelerle oynamalarının etkileyici bir görünüşü
olduğu
E) Günümüzde daha çok teknolojik oyuncakları tercih et-
tikleri
![28. Her şey şiiri etkiler ancak güncel olaylar, genel-
likle en çabuk, en dolaysız biçimde şiiri etkiliyor.
Bu olaylar alışılmadık, sarsıcı olaylarsa sorum-
luluk gibi, insan onuru gibi kavramları yeniden
düşünmeye zorluyorsa bu etki daha kesin,
daha sarsıcı oluyor. Şair, bilinmedik bir mahke-
meden amme tanıklığına çağrıldığını duyuyor.
Artık gitmemek olmaz, konuşmamak olmaz. O
şiir mecbur yazılacak! Günümüzün şiiri de aynı
duyguyu yaşıyor. Dayanılmaz, karşı konulmaz
bir itme. Bu itme, günü geçirmeden tanıklık yap-
maya zorluyor onu. Aynı durumu romancılarda
görmek zor.
Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine de-
ğinilmemiştir?
Al Geçmişin özellikleri güncel şiir anlayışıyla
benzerlik gösterdiğine
B) Şairlerin mahkemede tanıklık yapmalarının
toplumun yararına olduğuna
C) Romancıların, şairlerden güncel olayları iş-
leme konusunda farklı durumda olduğuna
D) Güncel olayların alışılmadık, sarsıcı kav-
ramları içerebileceğine
E) Şairlerin, güncel olayları şiirinde işlemesinin
kaçınılmaz olduğuna](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224144426013000-298627.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler28. Her şey şiiri etkiler ancak güncel olaylar, genel-
likle en çabuk, en dolaysız biçimde şiiri etkiliyor.
Bu olaylar alışılmadık, sarsıcı olaylarsa sorum-
luluk gibi, insan onuru gibi kavramları yeniden
düşünmeye zorluyorsa bu etki daha kesin,
daha sarsıcı oluyor. Şair, bilinmedik bir mahke-
meden amme tanıklığına çağrıldığını duyuyor.
Artık gitmemek olmaz, konuşmamak olmaz. O
şiir mecbur yazılacak! Günümüzün şiiri de aynı
duyguyu yaşıyor. Dayanılmaz, karşı konulmaz
bir itme. Bu itme, günü geçirmeden tanıklık yap-
maya zorluyor onu. Aynı durumu romancılarda
görmek zor.
Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine de-
ğinilmemiştir?
Al Geçmişin özellikleri güncel şiir anlayışıyla
benzerlik gösterdiğine
B) Şairlerin mahkemede tanıklık yapmalarının
toplumun yararına olduğuna
C) Romancıların, şairlerden güncel olayları iş-
leme konusunda farklı durumda olduğuna
D) Güncel olayların alışılmadık, sarsıcı kav-
ramları içerebileceğine
E) Şairlerin, güncel olayları şiirinde işlemesinin
kaçınılmaz olduğuna
![en
ek
al
e
K
i
7
C
TÜRKÇE TESTİ
B
13. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir şiirin çevirisini, bir
şair mi yapmalıdır sizce?" sorusuna cevap vermektedir?
A) Şiirin çevirilemezliği meselesi edebiyat, dil bilim ve çe-
viri bilim alanlarında en çok tartışılan meselelerden biri
olmuştur. Şiirin çevrilemez olduğunu iddia edenlerin
sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Şiirin çevri-
lemez olduğunu savunanlar, şiir çevirisinin olanaksız-
lığını hedef ve kaynak dillerin, kültürlerin ve edebiyat
geleneklerinin birbirinden farklı olmasına dayandırırlar.
Şi çevirmeyi bir başka şiir yazmak olarak kabul eden
bu yüzden şiir çevirisine karşı çıkanlar var. Şiir çeviri-
si için öncelikle besteci olmak, sözün bestecisi olmak
gerekir. Şairler sözcükleri seçip kullanırken onların pek
çok özelliğini göz önünde bulundururlar. Bu yüzden
bana, şiir çevirebilmek için şair olmak gerekir sozu an-
lamlı geliyor.
C) Her çağ kendi şiirini yaratır. Ancak şiirin, dil içinde özel
bir dile sahip olduğu gerçeği hiç değişmemiştir. Hatta
kimi yazın tarihçileri ve eleştirmenlere göre, tüm yazın-
sal türler şiirden doğmuştur çünkü insan, günlük konuş-
ma diline büyülü bir anlam yüklemeyi, günlük konuşma
dilini yüceltmeyi şiir söyleyerek başlatmıştır.
D) Bence yazınsal türler içinde şiirin ayrı bir yeri, ayrı bir
özelliği vardır. Bu özellik onun yapısından ve dilinden
kaynaklanır. Bu yüzden şiir, değişik bir donanım ve de-
ğişik bir yaklaşım gerektirir. Bu da şiir çevirisini edebî
türler içinde çevirmeni en çok uğraştıran alan haline ge-
tiriyor. Çünkü şiirin dili, yapısı ve biçimi çok farklı.
E) Çeviri, insanlık tarihi kadar eski bir uğraştır ve yeryü-
zünde farklı diller konuşulduğu sürece de var olmayı
sürdürecektir. Çevirmen ise uluslararası zenginliklerin
aktarıcılığını yapan bir aracı konumundadır. Çevirme-
nin hem kaynak dili hem de çevireceği dili iyi bilmesi,
sabırlı ve sorumlu davranması gerekir.
14.
Kültürel ve
lanım eşy
algıladıkla
kendilerin
bilmekted
toplumlar
dolayısıyl
üretimler
Bu parça
bili
A) Bana
lumu
B) Kültü
sürd
C) San
natc
D) San
yışı
E) Sar
ları
15. Hikik
mek
inter
Hiki
kap
york
yen
bile
Tür
liğn
lar
ge
ter
ka](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224142610894046-2729951.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleren
ek
al
e
K
i
7
C
TÜRKÇE TESTİ
B
13. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bir şiirin çevirisini, bir
şair mi yapmalıdır sizce?" sorusuna cevap vermektedir?
A) Şiirin çevirilemezliği meselesi edebiyat, dil bilim ve çe-
viri bilim alanlarında en çok tartışılan meselelerden biri
olmuştur. Şiirin çevrilemez olduğunu iddia edenlerin
sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Şiirin çevri-
lemez olduğunu savunanlar, şiir çevirisinin olanaksız-
lığını hedef ve kaynak dillerin, kültürlerin ve edebiyat
geleneklerinin birbirinden farklı olmasına dayandırırlar.
Şi çevirmeyi bir başka şiir yazmak olarak kabul eden
bu yüzden şiir çevirisine karşı çıkanlar var. Şiir çeviri-
si için öncelikle besteci olmak, sözün bestecisi olmak
gerekir. Şairler sözcükleri seçip kullanırken onların pek
çok özelliğini göz önünde bulundururlar. Bu yüzden
bana, şiir çevirebilmek için şair olmak gerekir sozu an-
lamlı geliyor.
C) Her çağ kendi şiirini yaratır. Ancak şiirin, dil içinde özel
bir dile sahip olduğu gerçeği hiç değişmemiştir. Hatta
kimi yazın tarihçileri ve eleştirmenlere göre, tüm yazın-
sal türler şiirden doğmuştur çünkü insan, günlük konuş-
ma diline büyülü bir anlam yüklemeyi, günlük konuşma
dilini yüceltmeyi şiir söyleyerek başlatmıştır.
D) Bence yazınsal türler içinde şiirin ayrı bir yeri, ayrı bir
özelliği vardır. Bu özellik onun yapısından ve dilinden
kaynaklanır. Bu yüzden şiir, değişik bir donanım ve de-
ğişik bir yaklaşım gerektirir. Bu da şiir çevirisini edebî
türler içinde çevirmeni en çok uğraştıran alan haline ge-
tiriyor. Çünkü şiirin dili, yapısı ve biçimi çok farklı.
E) Çeviri, insanlık tarihi kadar eski bir uğraştır ve yeryü-
zünde farklı diller konuşulduğu sürece de var olmayı
sürdürecektir. Çevirmen ise uluslararası zenginliklerin
aktarıcılığını yapan bir aracı konumundadır. Çevirme-
nin hem kaynak dili hem de çevireceği dili iyi bilmesi,
sabırlı ve sorumlu davranması gerekir.
14.
Kültürel ve
lanım eşy
algıladıkla
kendilerin
bilmekted
toplumlar
dolayısıyl
üretimler
Bu parça
bili
A) Bana
lumu
B) Kültü
sürd
C) San
natc
D) San
yışı
E) Sar
ları
15. Hikik
mek
inter
Hiki
kap
york
yen
bile
Tür
liğn
lar
ge
ter
ka
![(1) Fiziksel aktivite, egzersiz ve spor kavramları aynı
olarak algılansa da aslında bu kavramlar arasında bazı
farklılıklar bulunmaktadır. (II) Yürüme, koşma, sıçrama,
yüzme, bisiklete binme, çömelme-kalkma, kol ve bacak
hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi aktiviteler;
fiziksel aktivite olarak kabul edilebilir. (III) Egzersiz,
düzenli ve tekrarlı vücut hareketlerini içeren fiziksel
aktivitelerdir. (IV) Spor ise insanların ferdî veya toplu
olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir
rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı
kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için
yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel
isimdir. (V) Futbol, hentbol, voleybol, binicilik, kayak,
avcılık, denizcilik, güreş, atletizm, basketbol gibi branşlar;
sporun çeşitli kollarıdır.
3.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre "Üç farklı tipi vardır:
Aerobik egzersiz, dirençli ve ağırlıklı kuvvetlendirme
egzersizleri, denge ve germe egzersizleri." cümlesi
getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224093929813008-4537254.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler(1) Fiziksel aktivite, egzersiz ve spor kavramları aynı
olarak algılansa da aslında bu kavramlar arasında bazı
farklılıklar bulunmaktadır. (II) Yürüme, koşma, sıçrama,
yüzme, bisiklete binme, çömelme-kalkma, kol ve bacak
hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi aktiviteler;
fiziksel aktivite olarak kabul edilebilir. (III) Egzersiz,
düzenli ve tekrarlı vücut hareketlerini içeren fiziksel
aktivitelerdir. (IV) Spor ise insanların ferdî veya toplu
olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir
rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı
kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için
yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel
isimdir. (V) Futbol, hentbol, voleybol, binicilik, kayak,
avcılık, denizcilik, güreş, atletizm, basketbol gibi branşlar;
sporun çeşitli kollarıdır.
3.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre "Üç farklı tipi vardır:
Aerobik egzersiz, dirençli ve ağırlıklı kuvvetlendirme
egzersizleri, denge ve germe egzersizleri." cümlesi
getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
![26. (1) 1950'li yıllarda şairliğe başlayan bazı gençler, yoğun
ve imgeli söyleyişe yaslanan şiirler yazmaya başladılar.
(II) Sosyal gerçeklere sırt çeviren bu sanatçılar, şiirin öte-
den beri gelen kadim unsurların hiçe saydılar. (III) Bu tavır-
larıyla edebiyata yeni bir soluk getireceklerini, çağlara mey-
dan okuyacaklarını düşündüler. (IV) Toplumsal kaygıları
görmezden gelen bu şairlerin ölçü, uyak, ahenk gibi dertleri
olmadı hiçbir zaman (V) Toplumdan kendilerini soyutlayan
bu genç şairler, zamanla gençlerin kuşaklar boyu örnek
alacaklar usta şairlere dönüştüler. (VI) Ne var ki yazdıkları
anlaşılamayan, okurlarıyla sağlıklı iletişimden yoksun olan
bu sanatçılar, zamanla toplumun belleğinden silinip gittiler.
Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çıka-
rılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?
A) I
B) III
C) IV
D) V
E) VI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224140523317766-1738677.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler26. (1) 1950'li yıllarda şairliğe başlayan bazı gençler, yoğun
ve imgeli söyleyişe yaslanan şiirler yazmaya başladılar.
(II) Sosyal gerçeklere sırt çeviren bu sanatçılar, şiirin öte-
den beri gelen kadim unsurların hiçe saydılar. (III) Bu tavır-
larıyla edebiyata yeni bir soluk getireceklerini, çağlara mey-
dan okuyacaklarını düşündüler. (IV) Toplumsal kaygıları
görmezden gelen bu şairlerin ölçü, uyak, ahenk gibi dertleri
olmadı hiçbir zaman (V) Toplumdan kendilerini soyutlayan
bu genç şairler, zamanla gençlerin kuşaklar boyu örnek
alacaklar usta şairlere dönüştüler. (VI) Ne var ki yazdıkları
anlaşılamayan, okurlarıyla sağlıklı iletişimden yoksun olan
bu sanatçılar, zamanla toplumun belleğinden silinip gittiler.
Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çıka-
rılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?
A) I
B) III
C) IV
D) V
E) VI
![n
an
TYT/TÜRKÇE
27. Birlikte
leri bir
rimizde
bulaştı
dönük
26. Yahya Kemal artık tarihimizle iç içedir. Genç adamın
duyarlıklan yeşermiş, kök salmaktadır. Daha sonra
sanatına da yansıyacağı gibi bugünün taze söyleyişlerin-
de geçmişimizi yaşamakta ve yaşatmaktadır. Selçuklu ve
Osmanlı tarihini kendi kaynaklarımızdan okumaya ve derin
sezgisiyle yorumlamaya çalışır. Bu arada Hugo ile başla-
yan Fransız şiiri okumalan Verlaine, Theophile Gautier,
Baudelair'e vanır. 1900'lü yıllarda Paris kahvehanelerinde
"kendi şiirinin, fikrinin, zevkinin havası içinde ve balığın
suda yaşadığı gibi" yaşamaktadır. Derken bu isimlere
göre daha mütevazı bir şair olarak bilinen Heredia dikka-
tini çeker. Bu şair, büyük ilhamların, ihtiraslanın ötesinde,
sabırla şiir üzerinde kuyumculuk yapan bir üsluba sahiptir..
Geçmiş "sıkı bir imbikten geçirilmiş" olarak onun şiirine
yansımaktadır. Eski Yunan ve Latin şiirinin havasına, kendi
ifadesiyle "şiirin asıl madenine" onda ulaşır. "Beyaz lisan"
anlayışıyla bu şair aracılığı ile tanışır. Şimdi, eski edebiya
timizdaki birçok beytin yahut berceste misranın güzellikle-
rindeki hikmeti anlamıştır. Ve şiirde bu izi sürecektir. Onun
eski şiirimizin ses ve ahengi ile çağdaş şiir dilini yakalama
çabası, tarih içinde Türklüğü arama gayretiyle birlikte geli-
şir. Şair olarak da düşünce adamı olarak da Yahya Kemal
bu okumalarla oluşur.
Bu parçada Yahya Kemal'le ile ilgili olarak aşağıdakile-
rin hangisi hakkında bilgi verilmemiştir?
A Sanat anlayışında kimlerin etkili olduğu
B) Şiirini oluştururken ayrıntılara önem verdiği
C) Evrenselle ilgilenmeyerek ulusal olana yöneldiği
D) Eski ile yeninin sentezi için çaba harcadığı
E) Şiirlerinde tarihsel ögelere yer verdiği
1
ağzım
sakın
de işle
zama
nun
sonu
yem-
ediln
Bu
du](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224135556496274-4645240.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelern
an
TYT/TÜRKÇE
27. Birlikte
leri bir
rimizde
bulaştı
dönük
26. Yahya Kemal artık tarihimizle iç içedir. Genç adamın
duyarlıklan yeşermiş, kök salmaktadır. Daha sonra
sanatına da yansıyacağı gibi bugünün taze söyleyişlerin-
de geçmişimizi yaşamakta ve yaşatmaktadır. Selçuklu ve
Osmanlı tarihini kendi kaynaklarımızdan okumaya ve derin
sezgisiyle yorumlamaya çalışır. Bu arada Hugo ile başla-
yan Fransız şiiri okumalan Verlaine, Theophile Gautier,
Baudelair'e vanır. 1900'lü yıllarda Paris kahvehanelerinde
"kendi şiirinin, fikrinin, zevkinin havası içinde ve balığın
suda yaşadığı gibi" yaşamaktadır. Derken bu isimlere
göre daha mütevazı bir şair olarak bilinen Heredia dikka-
tini çeker. Bu şair, büyük ilhamların, ihtiraslanın ötesinde,
sabırla şiir üzerinde kuyumculuk yapan bir üsluba sahiptir..
Geçmiş "sıkı bir imbikten geçirilmiş" olarak onun şiirine
yansımaktadır. Eski Yunan ve Latin şiirinin havasına, kendi
ifadesiyle "şiirin asıl madenine" onda ulaşır. "Beyaz lisan"
anlayışıyla bu şair aracılığı ile tanışır. Şimdi, eski edebiya
timizdaki birçok beytin yahut berceste misranın güzellikle-
rindeki hikmeti anlamıştır. Ve şiirde bu izi sürecektir. Onun
eski şiirimizin ses ve ahengi ile çağdaş şiir dilini yakalama
çabası, tarih içinde Türklüğü arama gayretiyle birlikte geli-
şir. Şair olarak da düşünce adamı olarak da Yahya Kemal
bu okumalarla oluşur.
Bu parçada Yahya Kemal'le ile ilgili olarak aşağıdakile-
rin hangisi hakkında bilgi verilmemiştir?
A Sanat anlayışında kimlerin etkili olduğu
B) Şiirini oluştururken ayrıntılara önem verdiği
C) Evrenselle ilgilenmeyerek ulusal olana yöneldiği
D) Eski ile yeninin sentezi için çaba harcadığı
E) Şiirlerinde tarihsel ögelere yer verdiği
1
ağzım
sakın
de işle
zama
nun
sonu
yem-
ediln
Bu
du
![Akıllı telefonlar, sahip olduğu hareket işlemcileri saye-
sinde telefona entegre olan ivmeölçer, jiroskop ve pusu-
lalardan akan sensör verilerini bir araya getirir. Bu veriler
makine öğrenmesi ile geliştirilen algoritmalar tarafından
değerlendirilerek anlamlandırılmaya çalışılır. Basit bir
örnek vermek gerekirse; sensör verilerine göre belli bir
hızın üzerinde ilerliyorsanız, o hızda koşmak imkânsız
olduğu için bir araç içerisinde olduğunuz anlaşılabilir.
Daha kompleks durumlarda vücut hareketleriniz, bulun-
duğunuz ortamın basıncı, bulunduğunuz konum gibi ve-
rilerden hareketinizin ne olduğu yorumlanabilir. Yine de
%100'lük bir başarıyla hangi hareketi gerçekleştirdiğinizi
tahmin edecek, asla yanılmayacak bir algoritmanın var
olmadığını söyleyebiliriz.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Akıllı telefonlar çeşitli verileri kullanarak yordama ya-
pabilmektedir.
B) Akıllı telefon uygulamalarında yapay zekâ uygula-
maları öne çıkmaktadır.
Asla yanılmayan bir algoritma henüz bulunmamak-
tadır.
D) Akıllı telefonlardaki sensörler çeşitli amaçlar için kul-
lanılabilmektedir.
E) Akıllı telefonlar çeşif verilerle ilgili farklı algoritmalar
üretmektedir.
TYTPREST10001
32](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224134638205927-4369087.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerAkıllı telefonlar, sahip olduğu hareket işlemcileri saye-
sinde telefona entegre olan ivmeölçer, jiroskop ve pusu-
lalardan akan sensör verilerini bir araya getirir. Bu veriler
makine öğrenmesi ile geliştirilen algoritmalar tarafından
değerlendirilerek anlamlandırılmaya çalışılır. Basit bir
örnek vermek gerekirse; sensör verilerine göre belli bir
hızın üzerinde ilerliyorsanız, o hızda koşmak imkânsız
olduğu için bir araç içerisinde olduğunuz anlaşılabilir.
Daha kompleks durumlarda vücut hareketleriniz, bulun-
duğunuz ortamın basıncı, bulunduğunuz konum gibi ve-
rilerden hareketinizin ne olduğu yorumlanabilir. Yine de
%100'lük bir başarıyla hangi hareketi gerçekleştirdiğinizi
tahmin edecek, asla yanılmayacak bir algoritmanın var
olmadığını söyleyebiliriz.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Akıllı telefonlar çeşitli verileri kullanarak yordama ya-
pabilmektedir.
B) Akıllı telefon uygulamalarında yapay zekâ uygula-
maları öne çıkmaktadır.
Asla yanılmayan bir algoritma henüz bulunmamak-
tadır.
D) Akıllı telefonlardaki sensörler çeşitli amaçlar için kul-
lanılabilmektedir.
E) Akıllı telefonlar çeşif verilerle ilgili farklı algoritmalar
üretmektedir.
TYTPREST10001
32
![2.
A) I.
B) II.
C) I.
uyuşmamaktadır?
D) IV.
E) V.
Hasan Ali Toptaş'ı çok severim, şair bir anlatıcıdır bana kalır-
sa. Ama tehlikelidir, en çok da genç yazarlar için tehlikelidir.
Sesi kulağınızda kalırsa farkında olmadan sesleriniz birbirine
karışır, eş olur yazdıklarınız.
Bu sözleri söyleyen kişiye göre, genç yazarlar için asıl
tehlike aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hasan Ali'nin şairlik yönünü kendi söyleyişleri için çıkış
noktası yapmaları
B) Hasan Ali'nin edebî tarzını benimseyip onun dışına çık-
mamaları
Hasan Ali'nin üslubuna öykünerek onun gibi yazmak is-
temeleri
D) Hasan Ali'nin yapıtlarıyla kendi yapıtları arasında ilgi kur-
maları
E) Hasan Ali'nin etkisinde kalarak özgünlüklerini yitirmeleri
4](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224133212706288-5212195.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler2.
A) I.
B) II.
C) I.
uyuşmamaktadır?
D) IV.
E) V.
Hasan Ali Toptaş'ı çok severim, şair bir anlatıcıdır bana kalır-
sa. Ama tehlikelidir, en çok da genç yazarlar için tehlikelidir.
Sesi kulağınızda kalırsa farkında olmadan sesleriniz birbirine
karışır, eş olur yazdıklarınız.
Bu sözleri söyleyen kişiye göre, genç yazarlar için asıl
tehlike aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hasan Ali'nin şairlik yönünü kendi söyleyişleri için çıkış
noktası yapmaları
B) Hasan Ali'nin edebî tarzını benimseyip onun dışına çık-
mamaları
Hasan Ali'nin üslubuna öykünerek onun gibi yazmak is-
temeleri
D) Hasan Ali'nin yapıtlarıyla kendi yapıtları arasında ilgi kur-
maları
E) Hasan Ali'nin etkisinde kalarak özgünlüklerini yitirmeleri
4
![Yayınları
5. Insanın olgunlaşma sürecinde attığı
adımlar, onu sıradan bilinçten benliğin
yaratıcı bilincine taşıyabiliyorsa ya da Fe-
ridüddin Attar'ın o enfes istiaresiyle söy-
lersek "kişi Simurg'u görmek için kanatla-
rının yanmasını göze alabiliyorsa" doğru
yolda yürüyor demektir. Bu, insanın se-
çim yapan bir varlık olmasıyla ilişkilidir.
Seçmek, hür iradenin imtihanıdır. Kişi,
seçmek suretiyle imkânların sınırlılığıyla
yüz yüze gelir ve dünyadaki varlığının bi-
ricik olduğu efsanesinin sarsıldığına şahit
olur. Seçim yapmak / karar vermek, kişi-
sel sorumluluğu ve varoluşsal yalnızlığı
kabullenmeyi gerektirir. Kişinin, hayatını
bir muhasebeden geçirmesini gerekli kı-
lar.
Bu parçada "seçim yapmak"la ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmemiştir?
A) Varoluştaki birlikte olma bilincini belir-
ginleştirdiğinden
B) Bir zorluk ve bilinç içerdiğinde kişiyi
geliştirdiğinden
C) Yaşama dair sorgulamalara kapı ara-
ladığından
D) Kişide "özel olma" ve "sınırsız özgür-
lük" yanılgısına dair farkındalık oluş-
turduğundan
E) Bir sınanma süreci olduğundan
1](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224132648761650-3505204.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerYayınları
5. Insanın olgunlaşma sürecinde attığı
adımlar, onu sıradan bilinçten benliğin
yaratıcı bilincine taşıyabiliyorsa ya da Fe-
ridüddin Attar'ın o enfes istiaresiyle söy-
lersek "kişi Simurg'u görmek için kanatla-
rının yanmasını göze alabiliyorsa" doğru
yolda yürüyor demektir. Bu, insanın se-
çim yapan bir varlık olmasıyla ilişkilidir.
Seçmek, hür iradenin imtihanıdır. Kişi,
seçmek suretiyle imkânların sınırlılığıyla
yüz yüze gelir ve dünyadaki varlığının bi-
ricik olduğu efsanesinin sarsıldığına şahit
olur. Seçim yapmak / karar vermek, kişi-
sel sorumluluğu ve varoluşsal yalnızlığı
kabullenmeyi gerektirir. Kişinin, hayatını
bir muhasebeden geçirmesini gerekli kı-
lar.
Bu parçada "seçim yapmak"la ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmemiştir?
A) Varoluştaki birlikte olma bilincini belir-
ginleştirdiğinden
B) Bir zorluk ve bilinç içerdiğinde kişiyi
geliştirdiğinden
C) Yaşama dair sorgulamalara kapı ara-
ladığından
D) Kişide "özel olma" ve "sınırsız özgür-
lük" yanılgısına dair farkındalık oluş-
turduğundan
E) Bir sınanma süreci olduğundan
1
![tkili öğretici-
oruluklarda,
klarında on-
a ayakta du-
Kalabalıktan
i değil, Be-
yalnızlardır
eşir, kökleri
zluk içinde
larının tüm
n çalışırlar:
- kendile-
di kendisi
ir ağaçtan
aya değer
kilerden
akteristik
mektedir.
e ağaç-
bulmak-
na, ken-
etmek-
doğal
nmak-
-n eği-
ktedir.
konu
ede-
yani
den
tirir.
men
-du-
ada
final dergisi
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Edebiyat ortamının tatmin edilmemiş egoların
savaşına sahne olması üzücü. Hemen herkes
kendini ve yapıtını dev aynasında görüyor.
Ütopyasını yitiren sanatçının saplandığı tek yer
güncel sıkıntıların meydana getirdiği bataklık.
Bu bataklıkta vicdanını ve dilini temiz tutmayı
başarabilmiş yazar sayısı bir elin parmaklarını
geçmez. Edebiyat ortamında kırmızı çizgiler git-
gide silikleşiyor. Herkes Oğuz Atay olmaya he-
vesleniyor ama kimse kalemini birilerine ipotek
etmekte bir sakınca görmüyor.
39. Bu parçada edebiyatçılarla ilgili olarak ya-
kınılan durumlar arasında aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
A) Birbirleriyle benlik yarışı içinde bulunma-
ları
B) Geniş okur kitlelerinin takdirini kazanmaya
çalışmaları
İçinde bulundukları olumsuz koşulları ka-
niksamış olmaları
D) Edebiyatın kurallarına bağlılıklarının zayıf-
lamaya başlaması
E) Güncel problemleri aşmadaki yetersizlik-
leri](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224125258145559-1778379.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelertkili öğretici-
oruluklarda,
klarında on-
a ayakta du-
Kalabalıktan
i değil, Be-
yalnızlardır
eşir, kökleri
zluk içinde
larının tüm
n çalışırlar:
- kendile-
di kendisi
ir ağaçtan
aya değer
kilerden
akteristik
mektedir.
e ağaç-
bulmak-
na, ken-
etmek-
doğal
nmak-
-n eği-
ktedir.
konu
ede-
yani
den
tirir.
men
-du-
ada
final dergisi
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Edebiyat ortamının tatmin edilmemiş egoların
savaşına sahne olması üzücü. Hemen herkes
kendini ve yapıtını dev aynasında görüyor.
Ütopyasını yitiren sanatçının saplandığı tek yer
güncel sıkıntıların meydana getirdiği bataklık.
Bu bataklıkta vicdanını ve dilini temiz tutmayı
başarabilmiş yazar sayısı bir elin parmaklarını
geçmez. Edebiyat ortamında kırmızı çizgiler git-
gide silikleşiyor. Herkes Oğuz Atay olmaya he-
vesleniyor ama kimse kalemini birilerine ipotek
etmekte bir sakınca görmüyor.
39. Bu parçada edebiyatçılarla ilgili olarak ya-
kınılan durumlar arasında aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
A) Birbirleriyle benlik yarışı içinde bulunma-
ları
B) Geniş okur kitlelerinin takdirini kazanmaya
çalışmaları
İçinde bulundukları olumsuz koşulları ka-
niksamış olmaları
D) Edebiyatın kurallarına bağlılıklarının zayıf-
lamaya başlaması
E) Güncel problemleri aşmadaki yetersizlik-
leri
![8.
Ben bir işle meşgulken başka şeylerle uğraşmıyorum, o
işe veriyorum kendimi. Çok detaycıyım, seçiciyim. Ya-
şamımın da kaliteli olmasını istiyorum, yaptığım işin de.
Bu anlamda takıntılarımın olduğunu da yadsımıyorum. Bu
takıntılarımın hayatımı bazen ne kadar da zorlaştırdığını
görüyorum ama engel olamıyorum kendime. Mükemme
liyetçiyim herhalde hatta sağlığımı etkileyecek kadar. Bu
da insanı biraz zorluyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kişi-
lerden birinin davranışlarıyla örtüşmez?
A) 34 yaşında ev kadini, eve gelen misafirlerin dışandan
mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından dolayı
evdeki tüm terlikleri yıkanabilir terlik olarak değiştir-
mişti ve misafirler gittikten sonra hepsini çamaşır ma-
kinesinde yıkıyordu.
9.
B) 45 yaşında bir şoför, her akşam işinden evine dön-
düğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra
otomobilin kapısını kilitlediğinden emin olmuyor ve
bazen iki üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil
kapılarını kontrol ediyordu.
C) 54 yaşında önceden trafik kazasına karışmış birisi, her
sabah kendi kullandığı otomobili ile bir kavşaktaki po-
lisin yanından geçiyor, biraz uzaklaştıktan sonra "Aca-
ba otomobilin sol aynası ile polise çarpıp yaralamış
mıyımdır?" şeklinde kuşkular nedeni ile geri dönüyor,
polisin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra rahat-
layarak işine gidiyordu.
Gün gelir
Tam kurg
Bir ateş b
Aşağıdall
yukarıda
A) Elinia
Kara
B) Yağ
Ahg
C) Dür
You
D) Se
An
OPAT
D) 35 yaşında ev kadını, sehpalanın üzerinde bulunan ör-
tülerin sehpanın tam ortasında durmasına özen göste-
riyor, halının saçaklarından ters dönenler varsa düzelt-
meden duramıyordu.
E) 38 yaşında birisi annesinin, uzun yıllardan beri düzenli
olarak aldığı "İçindeki bilgiler ileride çocuklanma ge-
rekli olabilir." şeklide bir düşünce ile düzenli bir şekilde
ve tarih sırasına göre paketleyerek sakladığı gazeteleri
annesine aldırmadan, bir daha lazım olmayacağı ge-
rekçesiyle gizli gizli çöpe atıyordu.
E Z
Z
10. (](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224043531665063-4822735.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler8.
Ben bir işle meşgulken başka şeylerle uğraşmıyorum, o
işe veriyorum kendimi. Çok detaycıyım, seçiciyim. Ya-
şamımın da kaliteli olmasını istiyorum, yaptığım işin de.
Bu anlamda takıntılarımın olduğunu da yadsımıyorum. Bu
takıntılarımın hayatımı bazen ne kadar da zorlaştırdığını
görüyorum ama engel olamıyorum kendime. Mükemme
liyetçiyim herhalde hatta sağlığımı etkileyecek kadar. Bu
da insanı biraz zorluyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kişi-
lerden birinin davranışlarıyla örtüşmez?
A) 34 yaşında ev kadini, eve gelen misafirlerin dışandan
mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyonlarından dolayı
evdeki tüm terlikleri yıkanabilir terlik olarak değiştir-
mişti ve misafirler gittikten sonra hepsini çamaşır ma-
kinesinde yıkıyordu.
9.
B) 45 yaşında bir şoför, her akşam işinden evine dön-
düğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra
otomobilin kapısını kilitlediğinden emin olmuyor ve
bazen iki üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil
kapılarını kontrol ediyordu.
C) 54 yaşında önceden trafik kazasına karışmış birisi, her
sabah kendi kullandığı otomobili ile bir kavşaktaki po-
lisin yanından geçiyor, biraz uzaklaştıktan sonra "Aca-
ba otomobilin sol aynası ile polise çarpıp yaralamış
mıyımdır?" şeklinde kuşkular nedeni ile geri dönüyor,
polisin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra rahat-
layarak işine gidiyordu.
Gün gelir
Tam kurg
Bir ateş b
Aşağıdall
yukarıda
A) Elinia
Kara
B) Yağ
Ahg
C) Dür
You
D) Se
An
OPAT
D) 35 yaşında ev kadını, sehpalanın üzerinde bulunan ör-
tülerin sehpanın tam ortasında durmasına özen göste-
riyor, halının saçaklarından ters dönenler varsa düzelt-
meden duramıyordu.
E) 38 yaşında birisi annesinin, uzun yıllardan beri düzenli
olarak aldığı "İçindeki bilgiler ileride çocuklanma ge-
rekli olabilir." şeklide bir düşünce ile düzenli bir şekilde
ve tarih sırasına göre paketleyerek sakladığı gazeteleri
annesine aldırmadan, bir daha lazım olmayacağı ge-
rekçesiyle gizli gizli çöpe atıyordu.
E Z
Z
10. (
![kill öğretici-
oruluklarda,
lanında on-
ayakta du-
alabaliktan
değil, Be-
alnızlardır
ir, kökleri
"uk içinde
anının tüm
çalışırlar:
kendile-
kendisi
ağaçtan
a değer
lerden
eristik
tedir.
ağaç-
"mak-
ken-
nek-
oğal
ak-
dir.
u
-
pi
7
final dergisi
3
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Edebiyat ortamının tatmin edilmemiş egoların
savaşına sahne olması üzücü. Hemen herkes
kendini ve yapitini dev aynasında görüyor.
Ütopyasını yitiren sanatçının saplandığı tek yer
güncel sıkıntıların meydana getirdiği bataklık.
Bu bataklıkta vicdanını ve dilini temiz tutmayı
başarabilmiş yazar sayısı bir elin parmaklarını
geçmez. Edebiyat ortamında kırmızı çizgiler git-
gide silikleşiyor. Herkes Oğuz Atay olmaya he-
vesleniyor ama kimse kalemini birilerine ipotek
etmekte bir sakınca görmüyor.
dri
40. Bu parçada geçen "kalemini birilerine ipo-
tek etmek" sözüyle yazarlara yönelik olarak
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Edebî kişiliğinden ödün vermesi
B) ideolojik bir tutum içinde olması
C) Edebiyat otoritelerine hayranlık duyması
D) Ticari getirisi yüksek konulara yönelmesi
E) Popüler edebiyat ürünleri vermesi
Deneme Sınavı TYT
1.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224125357873921-1778379.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerkill öğretici-
oruluklarda,
lanında on-
ayakta du-
alabaliktan
değil, Be-
alnızlardır
ir, kökleri
"uk içinde
anının tüm
çalışırlar:
kendile-
kendisi
ağaçtan
a değer
lerden
eristik
tedir.
ağaç-
"mak-
ken-
nek-
oğal
ak-
dir.
u
-
pi
7
final dergisi
3
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Edebiyat ortamının tatmin edilmemiş egoların
savaşına sahne olması üzücü. Hemen herkes
kendini ve yapitini dev aynasında görüyor.
Ütopyasını yitiren sanatçının saplandığı tek yer
güncel sıkıntıların meydana getirdiği bataklık.
Bu bataklıkta vicdanını ve dilini temiz tutmayı
başarabilmiş yazar sayısı bir elin parmaklarını
geçmez. Edebiyat ortamında kırmızı çizgiler git-
gide silikleşiyor. Herkes Oğuz Atay olmaya he-
vesleniyor ama kimse kalemini birilerine ipotek
etmekte bir sakınca görmüyor.
dri
40. Bu parçada geçen "kalemini birilerine ipo-
tek etmek" sözüyle yazarlara yönelik olarak
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Edebî kişiliğinden ödün vermesi
B) ideolojik bir tutum içinde olması
C) Edebiyat otoritelerine hayranlık duyması
D) Ticari getirisi yüksek konulara yönelmesi
E) Popüler edebiyat ürünleri vermesi
Deneme Sınavı TYT
1.
![ÖZ
Hiç
16. İnsanlar, konuşma yeteneğinden yoksun olarak bir arada
yaşamları bugünkünden ne kadar farklı olurdu? Gökteki
yaşasalar ve dünyada dil diye bir gerçek bulunmasaydı
kuş sürülerinden, denizdeki balık sürülerinden, yerdeki
karıncalardan, kovandaki arılardan ne farkları kalırdı?
kuşkusuz bir toplum olarak değil, bir sürü hâlinde
yaşayacaklardı; aralarındaki ilişki birtakım jestlerden,
bağırmalardan oluşan bir düzene dayanacaktı..
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisiyle tamamlanamaz?
A) O hâlde dil, sınırı çizilemeyecek kadar çok yönlü ve
insana özgü bir gerçektir.
BY Ağızdan çıkan sözcükler, sözcüklerin oluşturduğu
cümleler, kısaca "dil" en güzel iletişim aracıdır.
C) Dilimiz olmasaydı eğer duygularımızı, düşüncelerimizi
gözlemlerimizi, hayallerimizi başkalarına aktarabilecek
miydik?
D) Kuşların şakıması, suyun şırıltısı, rüzgârın bestesi,
göğün gürlemesi kendine özgü bir dildir aslında.
E) işte bu yüzden, konuşmayan kimselere "dilsiz" diyor,
söz söylemeyecek duruma gelmeyi de "dili tutulmak"
deyimiyle anlatıyoruz.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230224125328456032-430232.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerÖZ
Hiç
16. İnsanlar, konuşma yeteneğinden yoksun olarak bir arada
yaşamları bugünkünden ne kadar farklı olurdu? Gökteki
yaşasalar ve dünyada dil diye bir gerçek bulunmasaydı
kuş sürülerinden, denizdeki balık sürülerinden, yerdeki
karıncalardan, kovandaki arılardan ne farkları kalırdı?
kuşkusuz bir toplum olarak değil, bir sürü hâlinde
yaşayacaklardı; aralarındaki ilişki birtakım jestlerden,
bağırmalardan oluşan bir düzene dayanacaktı..
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisiyle tamamlanamaz?
A) O hâlde dil, sınırı çizilemeyecek kadar çok yönlü ve
insana özgü bir gerçektir.
BY Ağızdan çıkan sözcükler, sözcüklerin oluşturduğu
cümleler, kısaca "dil" en güzel iletişim aracıdır.
C) Dilimiz olmasaydı eğer duygularımızı, düşüncelerimizi
gözlemlerimizi, hayallerimizi başkalarına aktarabilecek
miydik?
D) Kuşların şakıması, suyun şırıltısı, rüzgârın bestesi,
göğün gürlemesi kendine özgü bir dildir aslında.
E) işte bu yüzden, konuşmayan kimselere "dilsiz" diyor,
söz söylemeyecek duruma gelmeyi de "dili tutulmak"
deyimiyle anlatıyoruz.