Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

27.-28. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
27.
Insanların tarih boyunca bir şeyler satın almak için
moda, popüler olma ve taklit etme gibi çeşitli moti-
vasyon kaynakları olmuştur. Pazarlama ve reklam
faaliyetleri de tüketimin sürekliliğine bağlı olduğun-
dan bunlar için bireyler ancak tüketici olarak konum-
landırıldıklarında değer taşımaktadır. Bu yüzden bi-
reyler sürekli olarak tüketime yönlendirilmeye çalışıl-
makta ve onlara tüketerek toplumdaki statülerini be-
lirleyebilecekleri, sorunlarını ve sıkıntılarını hafifleti-
lebilecekleri empoze edilmektedir. Ürün satın alma-
nın yaşam için gerekli olanın çok ötesine geçtiği bir
toplumda yaşıyoruz. Alışveriş birçok insan için popü-
ler bir eğlence etkinliği haline gelmiştir artık. Sadece
ihtiyaç duyulan şey değil, aynı zamanda alışveriş
merkezinde bir gün geçirilerek her türlü istek ve ar-
zu duygusal olarak karşılanmaktadır.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarı-
lamaz?
A) Alışveriş eylemi ihtiyaçları karşılamaktan çok fark-
lı anlamlar yüklenmiş durumdadır günümüzde.
B) Reklamcılar, alışveriş yapmanın insanı rahatla-
tip sıkıntılarını hafiflettiği duygusunu dayatmaya
çalışmaktadır.
Çağımızda yapılan alışverişlerin birçoğu ihtiyaç
olmaktan çok bir zevk ve eğlence aracına dönüş-
müştür.
D) İhtiyacından fazla alışveriş yapan günümüz insa-
ni kendisini bile bile maddi sıkıntılara düşürmek-
tedir..
Pazarlamacıların gözünde insan alışveriş yaptık-
ça bir kıymet ifade eder.
28. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han-
gisine ulaşılabilir?
A) Günümüz insanı, sorunlarını unutma ve gerçek-
lerden kaçmanın bir yolu olarak görmektedir alış-
verişi.
B) Yapılan reklamlarla alışveriş yapma arzusu can-
tutulmaya çalışılmakta; insanlar, gereksiz tüke-
time yönlendirilmektedir.
C) Tüketim mallarını bir başarı sembolü ya da mut-
luluğun anahtarı olarak görmek, bir psikolojik so-
run olarak ele alınmalıdır.
D) Teknolojideki gelişmeler, tüketim alışkanlıkların-
da sürekli değişimlere sebep olmaktadır.
E) Bireylerdeki alışveriş bağımlılığının bir hastalık
olarak görülmemesi sorunun çözümünde bir en-
gel oluşturmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27.-28. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 27. Insanların tarih boyunca bir şeyler satın almak için moda, popüler olma ve taklit etme gibi çeşitli moti- vasyon kaynakları olmuştur. Pazarlama ve reklam faaliyetleri de tüketimin sürekliliğine bağlı olduğun- dan bunlar için bireyler ancak tüketici olarak konum- landırıldıklarında değer taşımaktadır. Bu yüzden bi- reyler sürekli olarak tüketime yönlendirilmeye çalışıl- makta ve onlara tüketerek toplumdaki statülerini be- lirleyebilecekleri, sorunlarını ve sıkıntılarını hafifleti- lebilecekleri empoze edilmektedir. Ürün satın alma- nın yaşam için gerekli olanın çok ötesine geçtiği bir toplumda yaşıyoruz. Alışveriş birçok insan için popü- ler bir eğlence etkinliği haline gelmiştir artık. Sadece ihtiyaç duyulan şey değil, aynı zamanda alışveriş merkezinde bir gün geçirilerek her türlü istek ve ar- zu duygusal olarak karşılanmaktadır. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarı- lamaz? A) Alışveriş eylemi ihtiyaçları karşılamaktan çok fark- lı anlamlar yüklenmiş durumdadır günümüzde. B) Reklamcılar, alışveriş yapmanın insanı rahatla- tip sıkıntılarını hafiflettiği duygusunu dayatmaya çalışmaktadır. Çağımızda yapılan alışverişlerin birçoğu ihtiyaç olmaktan çok bir zevk ve eğlence aracına dönüş- müştür. D) İhtiyacından fazla alışveriş yapan günümüz insa- ni kendisini bile bile maddi sıkıntılara düşürmek- tedir.. Pazarlamacıların gözünde insan alışveriş yaptık- ça bir kıymet ifade eder. 28. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han- gisine ulaşılabilir? A) Günümüz insanı, sorunlarını unutma ve gerçek- lerden kaçmanın bir yolu olarak görmektedir alış- verişi. B) Yapılan reklamlarla alışveriş yapma arzusu can- tutulmaya çalışılmakta; insanlar, gereksiz tüke- time yönlendirilmektedir. C) Tüketim mallarını bir başarı sembolü ya da mut- luluğun anahtarı olarak görmek, bir psikolojik so- run olarak ele alınmalıdır. D) Teknolojideki gelişmeler, tüketim alışkanlıkların- da sürekli değişimlere sebep olmaktadır. E) Bireylerdeki alışveriş bağımlılığının bir hastalık olarak görülmemesi sorunun çözümünde bir en- gel oluşturmaktadır.
e
r;
e
n
|
32. Mutfağımızda tükettiğimiz yumurta, tavukların yu-
murtlaması ile meydana gelen doğal bir olaydır. Köy
yumurtası ise üretimin köy ortamında olduğunu ifa-
de etmek için kullanılır. Köy yumurtası olarak satılan
yumurta, hastalıklı tavuktan ya da tavuğun fabrikas-
yon yemle beslendiği bir ortamda da üretilmiş olabi-
lir. "Doğal" ve "köy" ibareleri, üreticilerin müşterileri-
ni ikna etmek için seçtikleri bir satış taktiğidir yalnız-
ca. Bu ibareler, tüketicinin zihninde "doğal" algısı
uyandırsa da güvenli olduğu anlamına gelmez. Do-
layısıyla tüketiciyi yanıltmakta ve üreticiler arasında
da haksız rekabete yol açmaktadır. Ülkemizdeki köy-
lerde de tavukların beslenmesinde, ürün rekoltesi
yüksek olmasından dolayı hibrit tohumlar veya hazır
fabrika yemleri tercih edilebilmektedir. Bu durumda
sadece köyde yetişmesi nedeniyle bu tavuklara ve
yumurtalarına doğal veya organiktir diyemeyiz.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han-
gisi çıkanlamaz?
A) Yumurtanın mutfakların vazgeçilmez ürünlerin-
den biri olduğu
B) Bazı yumurta üreticilerinin köy ve doğal kavram-
larını kullanarak müşterileri yanılttığı
C) Tavukların sağlık ve beslenme durumlarına gö-
re yumurtalarında da farklılıkların olduğu
D) Yumurta üretiminde tavukların doğal olmayan
beslenme yöntemleriyle yetiştirilebildiği
E) Günümüzde köy yumurtası diye satılan yumurta-
ların organik olduğunun kesin olarak söyleneme-
yeceği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
e r; e n | 32. Mutfağımızda tükettiğimiz yumurta, tavukların yu- murtlaması ile meydana gelen doğal bir olaydır. Köy yumurtası ise üretimin köy ortamında olduğunu ifa- de etmek için kullanılır. Köy yumurtası olarak satılan yumurta, hastalıklı tavuktan ya da tavuğun fabrikas- yon yemle beslendiği bir ortamda da üretilmiş olabi- lir. "Doğal" ve "köy" ibareleri, üreticilerin müşterileri- ni ikna etmek için seçtikleri bir satış taktiğidir yalnız- ca. Bu ibareler, tüketicinin zihninde "doğal" algısı uyandırsa da güvenli olduğu anlamına gelmez. Do- layısıyla tüketiciyi yanıltmakta ve üreticiler arasında da haksız rekabete yol açmaktadır. Ülkemizdeki köy- lerde de tavukların beslenmesinde, ürün rekoltesi yüksek olmasından dolayı hibrit tohumlar veya hazır fabrika yemleri tercih edilebilmektedir. Bu durumda sadece köyde yetişmesi nedeniyle bu tavuklara ve yumurtalarına doğal veya organiktir diyemeyiz. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han- gisi çıkanlamaz? A) Yumurtanın mutfakların vazgeçilmez ürünlerin- den biri olduğu B) Bazı yumurta üreticilerinin köy ve doğal kavram- larını kullanarak müşterileri yanılttığı C) Tavukların sağlık ve beslenme durumlarına gö- re yumurtalarında da farklılıkların olduğu D) Yumurta üretiminde tavukların doğal olmayan beslenme yöntemleriyle yetiştirilebildiği E) Günümüzde köy yumurtası diye satılan yumurta- ların organik olduğunun kesin olarak söyleneme- yeceği
19. Yazarlar, şairler içinde yaşadıkları toplumun birer fer-
didir; kendilerini toplumdan soyutlayıp toplumla bağ-
larını koparamazlar. Kimi yazarlar, insanlardan uzak
yerlerde yaşamayı tercih etse de onların kendini top-
lumdan büsbütün soyutladığı söylenemez. Ya gün-
lük yaşamdaki ilişkileri veya eserlerinde toplumu il-
gilendiren konuları ele almalarıyla toplumla bağları-
nı sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla ...
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A sanatçıların toplumu birtakım ideolojik fikirlere
yönlendirmeleri kabul edilir şey değildir
sanatla uğraşan kişilerin siyaset yapmaya kalkış-
maları anlaşılır olmaktan uzak bir durumdur
sosy:
C) yazarların kendi dönemlerinde yaşanan sosyal
ve siyasi olaylardan etkilenmemesi mümkün de-
ğildir
sanatçıların toplumu etkileyip yönlendirmeleri sa-
kıncalı olarak düşünülebilir
E) yazar ve şairlerin daha verimli olma adına kendi-
lerini toplumdan soyutlamaları makul görülebilir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. Yazarlar, şairler içinde yaşadıkları toplumun birer fer- didir; kendilerini toplumdan soyutlayıp toplumla bağ- larını koparamazlar. Kimi yazarlar, insanlardan uzak yerlerde yaşamayı tercih etse de onların kendini top- lumdan büsbütün soyutladığı söylenemez. Ya gün- lük yaşamdaki ilişkileri veya eserlerinde toplumu il- gilendiren konuları ele almalarıyla toplumla bağları- nı sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla ... Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A sanatçıların toplumu birtakım ideolojik fikirlere yönlendirmeleri kabul edilir şey değildir sanatla uğraşan kişilerin siyaset yapmaya kalkış- maları anlaşılır olmaktan uzak bir durumdur sosy: C) yazarların kendi dönemlerinde yaşanan sosyal ve siyasi olaylardan etkilenmemesi mümkün de- ğildir sanatçıların toplumu etkileyip yönlendirmeleri sa- kıncalı olarak düşünülebilir E) yazar ve şairlerin daha verimli olma adına kendi- lerini toplumdan soyutlamaları makul görülebilir
11. Eskiden köyden şehre çuval çuval erzak gönderilir,
diğer yolcularınkiyle karışmasın diye çuvalların üze-
rine herkes kendince bir nişan (işaret) koyardı. Bu
amaçla koyulan işaretlerin, nişanların birçoğu bugün-
kü artı işareti şeklindeydi. Bu hâliyle nişan sözcüğü,
Ermenilerin nişana yüklediği anlama benziyor. Artı
işareti "haç" ve "haçkar" a benziyor. Bir haritada, bir
arazide ilgili noktaları göstermek için çizilen nişanlar
da artı işareti şeklinde olurdu. Nişân kelimesi "belir-
ti, iz, işaret, ayırıcı işaret, ödül, hedef, madalya" an-
lamlarında kullanılıyor. Bilhassa "hedef" anlamına
gelen nişanın anlamını karşılayan köken itibariyle
Türkçe olan bir kelimemiz var: Gez.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil-
mektedir?
O
Aynı sözcüğün farklı dillerde farklı anlamlar yük-
lenebildiğinden
B) Türkçede aynı anlamı karşılayan birden çok söz-
cüğün bulunduğundan
C) Bir sözcüğün Türkçedeki kullanımı ve çağrıştır-
dığı anlamlardan
D) Ermeniceden Türkçeye geçen sözcüklerdeki an-
lam değişmesinden
E) Türklerin başka dillerden aldıkları sözcüklere ken-
dilerince yeni anlamlar yüklemelerinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. Eskiden köyden şehre çuval çuval erzak gönderilir, diğer yolcularınkiyle karışmasın diye çuvalların üze- rine herkes kendince bir nişan (işaret) koyardı. Bu amaçla koyulan işaretlerin, nişanların birçoğu bugün- kü artı işareti şeklindeydi. Bu hâliyle nişan sözcüğü, Ermenilerin nişana yüklediği anlama benziyor. Artı işareti "haç" ve "haçkar" a benziyor. Bir haritada, bir arazide ilgili noktaları göstermek için çizilen nişanlar da artı işareti şeklinde olurdu. Nişân kelimesi "belir- ti, iz, işaret, ayırıcı işaret, ödül, hedef, madalya" an- lamlarında kullanılıyor. Bilhassa "hedef" anlamına gelen nişanın anlamını karşılayan köken itibariyle Türkçe olan bir kelimemiz var: Gez. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil- mektedir? O Aynı sözcüğün farklı dillerde farklı anlamlar yük- lenebildiğinden B) Türkçede aynı anlamı karşılayan birden çok söz- cüğün bulunduğundan C) Bir sözcüğün Türkçedeki kullanımı ve çağrıştır- dığı anlamlardan D) Ermeniceden Türkçeye geçen sözcüklerdeki an- lam değişmesinden E) Türklerin başka dillerden aldıkları sözcüklere ken- dilerince yeni anlamlar yüklemelerinden
da
s-
pir
pir
7,
ni
2
3. Korktuğumuzda bir tehlike vardır ortada. Bedenimiz
bizi bu anda uyarır. Bize "Dur, bak bu durum bize za-
rar verebilir." "Dikkat et, zarar görmeyelim." der. Bizi
uyandırmaya, bize içinde bulunduğumuz durumu fark
ettirmeye çalışır. Çeşitli sinyaller gönderir: yüzde ka-
şınma ve yanma hissi, soğuk soğuk terleme, nefes
darlığı, titreme, bulanık görme, ağız kuruluğu, bayıl-
ma, mide bulantısı, yutkunma güçlüğü gibi. Bu sin-
yallerden birini veya birkaçını alıyorsak, fark ediyor-
sak o zaman bir şey yapmamız gerektiğini düşünme-
ye başlamalıyız. Bedenimiz bu sinyalleri bize, hare-
kete geçelim diye gönderiyor. Şoka girip tehlikeden
en yüksek zararı alalım diye değil.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Korku esnasındaki uyaranların kişiyi harekete ge-
çirmeye yönelik olduğu
Korkuya neden olan durumların kişiden kişiye de-
ğişebildiği
Korku esnasında bedende birtakım fiziksel deği-
şimlerin meydana geldiği
D) Kişinin korkuya karşı kendini koruyup o durumun-
dan sıyrılması gerektiği
Korkunun, insan için tehlikeli bir durum söz ko-
nusu olduğunda ortaya çıktığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
da s- pir pir 7, ni 2 3. Korktuğumuzda bir tehlike vardır ortada. Bedenimiz bizi bu anda uyarır. Bize "Dur, bak bu durum bize za- rar verebilir." "Dikkat et, zarar görmeyelim." der. Bizi uyandırmaya, bize içinde bulunduğumuz durumu fark ettirmeye çalışır. Çeşitli sinyaller gönderir: yüzde ka- şınma ve yanma hissi, soğuk soğuk terleme, nefes darlığı, titreme, bulanık görme, ağız kuruluğu, bayıl- ma, mide bulantısı, yutkunma güçlüğü gibi. Bu sin- yallerden birini veya birkaçını alıyorsak, fark ediyor- sak o zaman bir şey yapmamız gerektiğini düşünme- ye başlamalıyız. Bedenimiz bu sinyalleri bize, hare- kete geçelim diye gönderiyor. Şoka girip tehlikeden en yüksek zararı alalım diye değil. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Korku esnasındaki uyaranların kişiyi harekete ge- çirmeye yönelik olduğu Korkuya neden olan durumların kişiden kişiye de- ğişebildiği Korku esnasında bedende birtakım fiziksel deği- şimlerin meydana geldiği D) Kişinin korkuya karşı kendini koruyup o durumun- dan sıyrılması gerektiği Korkunun, insan için tehlikeli bir durum söz ko- nusu olduğunda ortaya çıktığı
31. Orta Çağ Avrupa'sının en büyük salgınlarından olan veba,
ilk olarak 6. yüzyılda ortaya çıkan "Jüstinyen Vebası" adıyla
bilinen salgındır. İkinci büyük veba 14. yüzyılda Orta Asya'da
ortaya çıkmış ve deniz yoluyla Avrupa'ya taşınmıştır. Sonraki
yıllarda hastalık deniz ve kara yoluyla Fransa'ya, Endülüs'e,
İspanya'ya, İngiltere'ye, Hollanda'ya, Avusturya'ya ve İskan-
dinav ülkelerine yayılarak bütün Avrupa'yı sarmıştır. Daha
sonraki yüzyıllarda da salgınlar devam etmiştir. Vebanın se-
beplerinin bilinmemesi, öne sürülen sebeplerin dinî faktörlü
olması insanları tıbbi değil kilise merkezli çözüm arayışına
itmiştir. Fakat veba karşısında rahiplerin, vaizlerin ve kardi-
nallerin çaresiz kalması ve doktorların hastalığın geçici oldu-
ğuna inanması sebebiyle salgın gittikçe yayılmıştır. Hastalı-
ğın mikrobu ancak 19. yüzyılın sonlarında teşhis edilmiştir.
Bakterinin otuz gün boyunca kıyafetlerde, yatakta ve duvar
yarıklarında yaşayabilmesi bu hastalığın salgın hızını artırmış
ve fareler üzerindeki pirelerle istedikleri gibi hareket etmesi
de önce evcil hayvanlara, oradan da insanlara geçmesine
neden olmuştur. Hastalık semptomları insanlarda yüksek
ateş, baş ağrıları, deri altında kanama ve halüsinasyon şek-
linde ortaya çıkmıştır.
Bu parçadan vebayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si çıkarılamaz?
A) İnsanlarda birçok belirtiyle seyreden hastalığın bulaşıcı
olduğu
B) Karadan ve denizden taşınması sebebiyle pek çok ülke-
yi etkisi altına aldığı
Hastalığa sebep olan virüsün kimi ortamlarda canlı kala-
bilmesinin salgının artmasında etkili olduğu
Ortaya çıkışından itibaren pek çok tedavi yöntemi geliş-
tirilse de hastalığa kesin bir çözüm bulunamadığı
insanların salgın karşısındaki çaresizliği sonucu hastalı-
ğın dinî sebeplerle ortaya çıktığı düşüncesinin oluştuğu
32
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
31. Orta Çağ Avrupa'sının en büyük salgınlarından olan veba, ilk olarak 6. yüzyılda ortaya çıkan "Jüstinyen Vebası" adıyla bilinen salgındır. İkinci büyük veba 14. yüzyılda Orta Asya'da ortaya çıkmış ve deniz yoluyla Avrupa'ya taşınmıştır. Sonraki yıllarda hastalık deniz ve kara yoluyla Fransa'ya, Endülüs'e, İspanya'ya, İngiltere'ye, Hollanda'ya, Avusturya'ya ve İskan- dinav ülkelerine yayılarak bütün Avrupa'yı sarmıştır. Daha sonraki yüzyıllarda da salgınlar devam etmiştir. Vebanın se- beplerinin bilinmemesi, öne sürülen sebeplerin dinî faktörlü olması insanları tıbbi değil kilise merkezli çözüm arayışına itmiştir. Fakat veba karşısında rahiplerin, vaizlerin ve kardi- nallerin çaresiz kalması ve doktorların hastalığın geçici oldu- ğuna inanması sebebiyle salgın gittikçe yayılmıştır. Hastalı- ğın mikrobu ancak 19. yüzyılın sonlarında teşhis edilmiştir. Bakterinin otuz gün boyunca kıyafetlerde, yatakta ve duvar yarıklarında yaşayabilmesi bu hastalığın salgın hızını artırmış ve fareler üzerindeki pirelerle istedikleri gibi hareket etmesi de önce evcil hayvanlara, oradan da insanlara geçmesine neden olmuştur. Hastalık semptomları insanlarda yüksek ateş, baş ağrıları, deri altında kanama ve halüsinasyon şek- linde ortaya çıkmıştır. Bu parçadan vebayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si çıkarılamaz? A) İnsanlarda birçok belirtiyle seyreden hastalığın bulaşıcı olduğu B) Karadan ve denizden taşınması sebebiyle pek çok ülke- yi etkisi altına aldığı Hastalığa sebep olan virüsün kimi ortamlarda canlı kala- bilmesinin salgının artmasında etkili olduğu Ortaya çıkışından itibaren pek çok tedavi yöntemi geliş- tirilse de hastalığa kesin bir çözüm bulunamadığı insanların salgın karşısındaki çaresizliği sonucu hastalı- ğın dinî sebeplerle ortaya çıktığı düşüncesinin oluştuğu 32
21. Kültür, zamana ve mekana göre çeşitli değişiklikler
gösteren dinamik yapıda bir olgudur. Özellikle deği
şen zaman şartlarına bağlı olarak kültür aktarımı gi-
bi konularda köklü değişiklikler meydana gelmiştir.
Radyo, televizyon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerin
icadından önce kültür aktarımı büyük oranda anne,
baba, nine, dede gibi sözlü kaynaklar vasıtasıyla ger-
çekleşmekteyken bu aletlerin icadından ve yaygın-
lık kazanmasından sonra büyük oranda dijital alan-
lara taşınmıştır. Kültür aktarımı konusunda yaşanan
bu dönüşüm, 'kültür çağları' kavramının ortaya çık-
masına olanak tanımıştır. Walter J. Ong; yazı ve mat-
baa kavramlarının varlığını bile bilmeyen, iletişimin
yalnız konuşma dilinden oluştuğu kültürleri, 'birincil
sözlü kültür' olarak nitelendirirken günümüzün ileri
teknolojisiyle hayata giren telefon, radyo, televizyon
ve diğer elektronik araçların sözlü niteliklerini, üreti-
mini ve işlevini ise 'ikincil sözlü kültür' olarak tanım-
lamaktadır.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Kültür aktarımının yazılı olmasının kültürün kalı-
cı olmasını sağladığı
B) Gelişen teknolojinin, kültürel unsurlarda değişi-
me yol açtığı
C) Günümüz neslinin, kültürel değerlerden uzak bir
şekilde yetiştiği
D) Kültürün, zaman ve mekana göre değişim göste-
ren bir olgu olduğu
E) Nesiller arası kültür aktarımının çağın şartlarına
göre değişim gösterdiği
7
23,
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21. Kültür, zamana ve mekana göre çeşitli değişiklikler gösteren dinamik yapıda bir olgudur. Özellikle deği şen zaman şartlarına bağlı olarak kültür aktarımı gi- bi konularda köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Radyo, televizyon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerin icadından önce kültür aktarımı büyük oranda anne, baba, nine, dede gibi sözlü kaynaklar vasıtasıyla ger- çekleşmekteyken bu aletlerin icadından ve yaygın- lık kazanmasından sonra büyük oranda dijital alan- lara taşınmıştır. Kültür aktarımı konusunda yaşanan bu dönüşüm, 'kültür çağları' kavramının ortaya çık- masına olanak tanımıştır. Walter J. Ong; yazı ve mat- baa kavramlarının varlığını bile bilmeyen, iletişimin yalnız konuşma dilinden oluştuğu kültürleri, 'birincil sözlü kültür' olarak nitelendirirken günümüzün ileri teknolojisiyle hayata giren telefon, radyo, televizyon ve diğer elektronik araçların sözlü niteliklerini, üreti- mini ve işlevini ise 'ikincil sözlü kültür' olarak tanım- lamaktadır. Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıda- kilerden hangisidir? A) Kültür aktarımının yazılı olmasının kültürün kalı- cı olmasını sağladığı B) Gelişen teknolojinin, kültürel unsurlarda değişi- me yol açtığı C) Günümüz neslinin, kültürel değerlerden uzak bir şekilde yetiştiği D) Kültürün, zaman ve mekana göre değişim göste- ren bir olgu olduğu E) Nesiller arası kültür aktarımının çağın şartlarına göre değişim gösterdiği 7 23,
9. Bir zamanlar veri madenciliği, kullanıcı deneyimi ta-
sarımı ya da arayüz mühendisliği gibi şeyler yoktu.
Şimdiyse bunlar dünyanın en çok tercih edilen kari-
yerleri arasında yer alıyor. Öğrencileri şu anda mev-
cut olan belli tür kariyerlere hazırlamak yetmez, ge-
lecekte ortaya çıkabilecek kariyerlere ayak uydura-
bilmelerini sağlamalıyız. Bir toplum olarak etrafımız-
daki her şeyin hızla değiştiğini ve teknolojideki geliş-
melere karşılık verdiğini kabul ediyoruz. Oysa eğitim
çok farklı bir şey. Öğretmenlerin işi zaten başların-
dan aşkın. Gelecekte hangi kariyer alanlarının açı-
lacağını tahmin etmeyi onlardan beklemek doğru ol-
maz. Problem çözme, yaratıcı güven ve ortaklaşa
çalışma gibi kavramları tanıtarak onlara yardımcı ol-
mak gerekir. Böylelikle öğrencilerin karşılarına çıka-
bilecek şeyleri öğrenebilmeleri sağlanmış olur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Çağımızda birçok şeyin hızlı bir değişim ve geli-
şim içerisinde olduğu
B) Mesleklerin geçerliliğinin günün şartlarına göre
değişim gösterebildiği
C) Öğrencileri ileride geçerli olabilecek mesleklere
yönelik hazırlamak gerektiği
D) Eğitimle ilgili çalışmaların sadece öğretmenlere
bırakılmasının doğru olmadığı
E Kariyer planlamada kişinin kabiliyetinin de göz
önünde bulundurulması gerektiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. Bir zamanlar veri madenciliği, kullanıcı deneyimi ta- sarımı ya da arayüz mühendisliği gibi şeyler yoktu. Şimdiyse bunlar dünyanın en çok tercih edilen kari- yerleri arasında yer alıyor. Öğrencileri şu anda mev- cut olan belli tür kariyerlere hazırlamak yetmez, ge- lecekte ortaya çıkabilecek kariyerlere ayak uydura- bilmelerini sağlamalıyız. Bir toplum olarak etrafımız- daki her şeyin hızla değiştiğini ve teknolojideki geliş- melere karşılık verdiğini kabul ediyoruz. Oysa eğitim çok farklı bir şey. Öğretmenlerin işi zaten başların- dan aşkın. Gelecekte hangi kariyer alanlarının açı- lacağını tahmin etmeyi onlardan beklemek doğru ol- maz. Problem çözme, yaratıcı güven ve ortaklaşa çalışma gibi kavramları tanıtarak onlara yardımcı ol- mak gerekir. Böylelikle öğrencilerin karşılarına çıka- bilecek şeyleri öğrenebilmeleri sağlanmış olur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Çağımızda birçok şeyin hızlı bir değişim ve geli- şim içerisinde olduğu B) Mesleklerin geçerliliğinin günün şartlarına göre değişim gösterebildiği C) Öğrencileri ileride geçerli olabilecek mesleklere yönelik hazırlamak gerektiği D) Eğitimle ilgili çalışmaların sadece öğretmenlere bırakılmasının doğru olmadığı E Kariyer planlamada kişinin kabiliyetinin de göz önünde bulundurulması gerektiği
7.
Bir zamanlar insanlar kendilerini uluslar ve ülkeler bi-
çiminde örgütlediler. Teknolojiyse ilgi, tutku ve dene-
yimle örgütlenmemize olanak tanıyor. Şu anda dün-
yanın her yanında öğrenciler ve çocuklar bizim aklı-
mızın ucundan bile geçmeyen fikirlere sahipler. O
yüzden onlara daha erken yaşta olanak sunmalı, de-
ğişim yaratabileceklerini hissettirmeliyiz. İnsanın yü-
reğini ısıtan ama aynı zamanda inanılmaz derecede
zekice şeyler tasarladıklarını görüyoruz. Örneğin ya-
rasalardan ilham alan ve görme özürlülerin, engelle-
rin etrafında dolaşabilmesini sağlayan giyilebilir eko-
lokasyon (sesle konum saptama) aygıtı, dişlerinizi
daha iyi fırçalamanızı sağlayan bir aygıt gibi. Tekno-
lojiyle bizden daha çok içli dışlı oldukları için olayla-
ra farklı biçimlerde yaklaşabiliyor ve geleceği daha
iyiye götürecek yeni icatlar yapabiliyorlar.
Bu parçadan hareketle,
Çocuklara evrensel düşünebilme yetisinin kazan-
dırılması gerektiği
II. Çocuklara kendilerini geliştirebilecekleri imkân-
lar sağlanması gerektiği
I. Tüm öğrencilere eşit imkânların sağlanması ge-
rektiği
IV. Günümüz çocukların yetişkinlere göre çok farklı
düşünebildiği
yukarıdaki yargıların hangileri çıkarılamaz?
A) Yalnız I
B) I ve III
D) II ve IV
E) III ve IV
C) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. Bir zamanlar insanlar kendilerini uluslar ve ülkeler bi- çiminde örgütlediler. Teknolojiyse ilgi, tutku ve dene- yimle örgütlenmemize olanak tanıyor. Şu anda dün- yanın her yanında öğrenciler ve çocuklar bizim aklı- mızın ucundan bile geçmeyen fikirlere sahipler. O yüzden onlara daha erken yaşta olanak sunmalı, de- ğişim yaratabileceklerini hissettirmeliyiz. İnsanın yü- reğini ısıtan ama aynı zamanda inanılmaz derecede zekice şeyler tasarladıklarını görüyoruz. Örneğin ya- rasalardan ilham alan ve görme özürlülerin, engelle- rin etrafında dolaşabilmesini sağlayan giyilebilir eko- lokasyon (sesle konum saptama) aygıtı, dişlerinizi daha iyi fırçalamanızı sağlayan bir aygıt gibi. Tekno- lojiyle bizden daha çok içli dışlı oldukları için olayla- ra farklı biçimlerde yaklaşabiliyor ve geleceği daha iyiye götürecek yeni icatlar yapabiliyorlar. Bu parçadan hareketle, Çocuklara evrensel düşünebilme yetisinin kazan- dırılması gerektiği II. Çocuklara kendilerini geliştirebilecekleri imkân- lar sağlanması gerektiği I. Tüm öğrencilere eşit imkânların sağlanması ge- rektiği IV. Günümüz çocukların yetişkinlere göre çok farklı düşünebildiği yukarıdaki yargıların hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I B) I ve III D) II ve IV E) III ve IV C) II ve III
9.
YANLIŞ SAYISI
9-10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bir konuda bilgi vermek, ele alınan konuyu, düşünceyi, te-
zi savunmak amacıyla yazılan yazı türüdür. Söz konusu edi-
len düşünce, derinlemesine bir bakış açısıyla detaylı bir şe-
kilde dayanaklar etrafında, inceleme ve araştırmalarla tar-
tışılır ve ispat edilmeye çalışılır. Bu tür, ele aldığı konuyu
kanıtlama gayreti ve kesin kanıtlara dayanma yöntemi açı-
sından birçok düzyazı türünden ayrılır. Dolayısıyla bu türün
temel hareket noktası düşüncedir. Ele alınan konu bir tem,
bir imge, kişi, bir eser de olsa bir düşünce etrafında işlenir
veya bunun sonucunda bir düşünce üretilir. Bu türün bi-
limsel boyutu olduğundan didaktik/öğretici özelliği bulun-
maktadır. Buna bağlı olarak da ciddi, sade ve anlaşılır bir
dil tercih edilir.
Bu parçadaki altı çizili sözle kastedilen türler aşağıda-
kilerden hangisinde bir arada verilmiştir?
A) Fikr-makale - röportaj
B) Deneme - sohbet - mülakat
C) Sohbet - deneme - fıkra
D) Biyografi - fikra - mülakat
E) Röportaj-deneme - makale
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. YANLIŞ SAYISI 9-10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir konuda bilgi vermek, ele alınan konuyu, düşünceyi, te- zi savunmak amacıyla yazılan yazı türüdür. Söz konusu edi- len düşünce, derinlemesine bir bakış açısıyla detaylı bir şe- kilde dayanaklar etrafında, inceleme ve araştırmalarla tar- tışılır ve ispat edilmeye çalışılır. Bu tür, ele aldığı konuyu kanıtlama gayreti ve kesin kanıtlara dayanma yöntemi açı- sından birçok düzyazı türünden ayrılır. Dolayısıyla bu türün temel hareket noktası düşüncedir. Ele alınan konu bir tem, bir imge, kişi, bir eser de olsa bir düşünce etrafında işlenir veya bunun sonucunda bir düşünce üretilir. Bu türün bi- limsel boyutu olduğundan didaktik/öğretici özelliği bulun- maktadır. Buna bağlı olarak da ciddi, sade ve anlaşılır bir dil tercih edilir. Bu parçadaki altı çizili sözle kastedilen türler aşağıda- kilerden hangisinde bir arada verilmiştir? A) Fikr-makale - röportaj B) Deneme - sohbet - mülakat C) Sohbet - deneme - fıkra D) Biyografi - fikra - mülakat E) Röportaj-deneme - makale
30. İlk defa uçakla yolculuk edecek biri havaalanında
nereye gidip ne yapacağına, bagajlarını nereye
vereceğine, uçağa nasıl gideceğine dair
karışıklık yaşar. Deneyimle birlikte bagajını
ne zaman ve nereye vereceğine, nerede ve
hangi işlemden sonra güvenlik ve pasaport
kontrolünden geçeceğine, nereden ve ne zaman
uçağa gideceğine ilişkin süreci öğrenir. Artık bir
kez öğrenildikten sonra bu süreçte yapılması
gerekenler, dünyadaki tüm havaalanlarında
kullanılabilir hale gelmek üzere şekillenir. Aynı
durum maça gitme, iş hayatına katılma gibi her
sosyal olay için geçerlidir.
Bu parça "insan"la ilgili aşağıdaki tespitlerden
hangisini örneklendirmek için kullanılabilir?
A) Çevresindeki dünyada gerçekleşen olayları
bir bilim insanı gibi deneysel yöntemler
üzerinden anlamaya çalıştığını
BYGünlük yaşamdaki karmaşık bilgi işleme
sürecini sadeleştirmek ve azaltmak için tüm
bilişsel kestirme yollarını kullandığını
C) Belirli sosyal durumlarla ilgili tecrübe
kazandıkça bu durumlarda nasıl
davranacağına ilişkin tutumlar geliştirdiğini
D) Diğer kişiler, olaylar ve varlıklar hakkında
kapsamlı bir sonuca ulaşmak için ciddi
miktarda enerji harcadığını
E) Herhangi bir tepkisini, davranışının altında
yatan kişilik özelliğiyle uyuşacak şekilde
açıklamaya çalıştığını
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. İlk defa uçakla yolculuk edecek biri havaalanında nereye gidip ne yapacağına, bagajlarını nereye vereceğine, uçağa nasıl gideceğine dair karışıklık yaşar. Deneyimle birlikte bagajını ne zaman ve nereye vereceğine, nerede ve hangi işlemden sonra güvenlik ve pasaport kontrolünden geçeceğine, nereden ve ne zaman uçağa gideceğine ilişkin süreci öğrenir. Artık bir kez öğrenildikten sonra bu süreçte yapılması gerekenler, dünyadaki tüm havaalanlarında kullanılabilir hale gelmek üzere şekillenir. Aynı durum maça gitme, iş hayatına katılma gibi her sosyal olay için geçerlidir. Bu parça "insan"la ilgili aşağıdaki tespitlerden hangisini örneklendirmek için kullanılabilir? A) Çevresindeki dünyada gerçekleşen olayları bir bilim insanı gibi deneysel yöntemler üzerinden anlamaya çalıştığını BYGünlük yaşamdaki karmaşık bilgi işleme sürecini sadeleştirmek ve azaltmak için tüm bilişsel kestirme yollarını kullandığını C) Belirli sosyal durumlarla ilgili tecrübe kazandıkça bu durumlarda nasıl davranacağına ilişkin tutumlar geliştirdiğini D) Diğer kişiler, olaylar ve varlıklar hakkında kapsamlı bir sonuca ulaşmak için ciddi miktarda enerji harcadığını E) Herhangi bir tepkisini, davranışının altında yatan kişilik özelliğiyle uyuşacak şekilde açıklamaya çalıştığını
eğlenceler
Istanbul ve mizahi b
gerektiği ausi
TYT/Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Trabzon'un Maçka ilçesinin Altındere köyü sınırları içinde,
Altındere Vadisi'ne hâkim Karadağ'ın eteklerinde sarp
bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı; halk
arasında "Meryem Ana" adı ile anılır. Vadiden yaklaşık
300 metre yükseklikte bulunan yapı; bu konumuyla
manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve
su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür.
Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sümela" adını
"siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı
söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu
renkli Karadağlardan geldiği düşünülmekteyse de Sümela
kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine
bağlanabilmektedir.
37. Bu parçada Sümela Manastırı ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Farklı isimlerle de bilindiğine
A
B) Bulunduğu yerin coğrafi özelliklerine
C) Var olan bir geleneği devam ettirdiğine
İsmini nereden aldığına dair rivayetlerin olduğuna
E) Trabzon sınırları içinde bulunan tek manastır
olduğuna
A) Açıklama
B) Benzetme
38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
C Çoğullaştırma
D) Nesnel ifadeler
E Niteleyici sözcükler
39-40
ceva
(1) Gerçeğ
günümüze
verici ped
günümüz
açan yen
(III) Eğitic
serpiştiril
günümüz
ise azalr
halk ede
şekilde
kültürün
kazand
geçirme
masalla
39. Bu par
sonra
A) III
Jayı
40. Bu
A)
B
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
eğlenceler Istanbul ve mizahi b gerektiği ausi TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Trabzon'un Maçka ilçesinin Altındere köyü sınırları içinde, Altındere Vadisi'ne hâkim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı; halk arasında "Meryem Ana" adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı; bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür. Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sümela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlardan geldiği düşünülmekteyse de Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir. 37. Bu parçada Sümela Manastırı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Farklı isimlerle de bilindiğine A B) Bulunduğu yerin coğrafi özelliklerine C) Var olan bir geleneği devam ettirdiğine İsmini nereden aldığına dair rivayetlerin olduğuna E) Trabzon sınırları içinde bulunan tek manastır olduğuna A) Açıklama B) Benzetme 38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? C Çoğullaştırma D) Nesnel ifadeler E Niteleyici sözcükler 39-40 ceva (1) Gerçeğ günümüze verici ped günümüz açan yen (III) Eğitic serpiştiril günümüz ise azalr halk ede şekilde kültürün kazand geçirme masalla 39. Bu par sonra A) III Jayı 40. Bu A) B C
20. İnsanlar, tek tek güçlerini ortaya koyduklarında yöne-
tenler tarafından pek dikkate alınmazlar. Çoğu kez so-
runlarını dinleyecek muhatap bile bulamazlar. Sendika,
dernek, vakıf gibi sivil toplum örgütleri etrafında ortak
amaç ve çıkarları doğrultusunda güçlerini birleştirip or-
ganize olduklarında ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve
menfaatlerini daha kolay korur, geliştirir ve alırlar. Küçük
tasarrufları bir araya getirip büyük bir sermaye oluştura-
bilir, çok ortaklı bir şirket bile kurabilirler.
Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sözlerden hangi-
siyle ilişkilendirilebilir?
A) Harekette birlik olmazsa fikirdeki birliğin hiçbir fay-
dası yoktur.
B) Insan kendisiyle birlik oldu mu başkalarıyla da olur
demektir.
C) Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta sıkıntı ve sorun
vardır.
DY Bazı insanlar düşmemek için birbirine tutunur.
Einsanlar birbirine yardımdan el çektikleri gün insanlık
yok olur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. İnsanlar, tek tek güçlerini ortaya koyduklarında yöne- tenler tarafından pek dikkate alınmazlar. Çoğu kez so- runlarını dinleyecek muhatap bile bulamazlar. Sendika, dernek, vakıf gibi sivil toplum örgütleri etrafında ortak amaç ve çıkarları doğrultusunda güçlerini birleştirip or- ganize olduklarında ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini daha kolay korur, geliştirir ve alırlar. Küçük tasarrufları bir araya getirip büyük bir sermaye oluştura- bilir, çok ortaklı bir şirket bile kurabilirler. Bu parçada anlatılanlar aşağıdaki sözlerden hangi- siyle ilişkilendirilebilir? A) Harekette birlik olmazsa fikirdeki birliğin hiçbir fay- dası yoktur. B) Insan kendisiyle birlik oldu mu başkalarıyla da olur demektir. C) Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta sıkıntı ve sorun vardır. DY Bazı insanlar düşmemek için birbirine tutunur. Einsanlar birbirine yardımdan el çektikleri gün insanlık yok olur.
4. Yıllar önce Orhan Kemal'in bir sözünü okumuş, biraz
da şaşmıştım: "İnsan kırk yaşından önce iyi bir roman
yazamaz." diyordu. O yaşlarda ne vardı? Kendisini
tanımış, insanları tanımayı öğrenmiş bir gözlemcinin
bakışları... Bir de anlatmak istediğini iyi biçimde
anlatabilecek dil ustalığı... Kromozomlar gibi birbirine
sarılarak yükselen bu yetkinlikler, yazma uğraşındaki
bir insanı başarılı kılabilecek en önemli kazanımlardır."
diyordu. 40 senedir bu kazanımlarla birlikteydi. Anlatması
gereken daha çok, çok şeyi vardı. Sanat, bir pınar gibi
kaynıyor, kaynıyordu içinde. Anlatacakları, yazacağı nice
kitap vardı.
Bu parçada iyi bir roman yazmanın temel koşulu
olarak aşağıdakilerden hangisi ortaya konulmamıştır?
A) Usta-çırak ilişkisi
BÜslupta usta olma
C) Insanları
tapma
tag/ma
D) Kendini tanıma
E) Gözleme dayalı bakış açısı
ERI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Yıllar önce Orhan Kemal'in bir sözünü okumuş, biraz da şaşmıştım: "İnsan kırk yaşından önce iyi bir roman yazamaz." diyordu. O yaşlarda ne vardı? Kendisini tanımış, insanları tanımayı öğrenmiş bir gözlemcinin bakışları... Bir de anlatmak istediğini iyi biçimde anlatabilecek dil ustalığı... Kromozomlar gibi birbirine sarılarak yükselen bu yetkinlikler, yazma uğraşındaki bir insanı başarılı kılabilecek en önemli kazanımlardır." diyordu. 40 senedir bu kazanımlarla birlikteydi. Anlatması gereken daha çok, çok şeyi vardı. Sanat, bir pınar gibi kaynıyor, kaynıyordu içinde. Anlatacakları, yazacağı nice kitap vardı. Bu parçada iyi bir roman yazmanın temel koşulu olarak aşağıdakilerden hangisi ortaya konulmamıştır? A) Usta-çırak ilişkisi BÜslupta usta olma C) Insanları tapma tag/ma D) Kendini tanıma E) Gözleme dayalı bakış açısı ERI
34. İlk kez yayımlandığı 1984 yılında kimilerince
21. yüzyılın ilk kitabı" olarak kabul edilen
Hazar Sözlüğünün ön sözünde Milorad Paviç.
sanat eserlerini "evrilip çevrilebilir" ve "evrilip
çevrilemez olarak ikiye ayırdığından bahseder.
Muhatabinin esere farklı açılardan yaklaşabildiği
resim ve heykel gibi sanatları "evrilip çevrilebilir"
olarak tanımlarken edebiyatı ve müziği "her
şeyin başlangıçtan sona, doğumdan.ölüme
doğru ilerlediği tek yönlü bir sokağa" benzetir.
Bu noktada lineer olmayan bir anlatı inşa etmek
için uzun yıllardır çalıştığından bahsetmeyi ihmal
etmez. İşte Hazar Sözlüğü, onu uluslararası üne
kavuşturup adının sık sık Nobel ile anılmasının
ötesinde Paviç'in başı ve sonu olmayan bir roman
yazma amacını gerçekleştirdiği eseri olarak ayrı
bir önem kazanıyor. Yani Hazar Sözlüğü bir
sokak boyunca ileri geri yürüdüğünüz bir kurguya
sahip değil. Yapbozun bir araya gelebilmesi için
okurundan da en az yazarı kadar yoğun bir çaba
bekleyen bir roman.
Bu parçada Hazar Sözlüğüyle ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
1984'te ilk kez yayımlandığında bir
kısım eleştirmenler tarafından anlamsız
bulunduğuna
B) Yazarının edebiyatla ilgili "evrilip çevrilemez
bir sanat" tanımlamasının dışında yer
aldığına
C) Milorad Paviçin uluslararası üne kavuşup
adinin Nobel ile anılmasını sağladığına
D) Parçaların bir araya getirilip kurgusal
bütünlüğün-ortaya çıkmasında okura ihtiyaç
duyduğuna
E) Klasik bir başlangıca ve sona sahip
olmaması yênüyle yazarını amacına
ulaştırdığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. İlk kez yayımlandığı 1984 yılında kimilerince 21. yüzyılın ilk kitabı" olarak kabul edilen Hazar Sözlüğünün ön sözünde Milorad Paviç. sanat eserlerini "evrilip çevrilebilir" ve "evrilip çevrilemez olarak ikiye ayırdığından bahseder. Muhatabinin esere farklı açılardan yaklaşabildiği resim ve heykel gibi sanatları "evrilip çevrilebilir" olarak tanımlarken edebiyatı ve müziği "her şeyin başlangıçtan sona, doğumdan.ölüme doğru ilerlediği tek yönlü bir sokağa" benzetir. Bu noktada lineer olmayan bir anlatı inşa etmek için uzun yıllardır çalıştığından bahsetmeyi ihmal etmez. İşte Hazar Sözlüğü, onu uluslararası üne kavuşturup adının sık sık Nobel ile anılmasının ötesinde Paviç'in başı ve sonu olmayan bir roman yazma amacını gerçekleştirdiği eseri olarak ayrı bir önem kazanıyor. Yani Hazar Sözlüğü bir sokak boyunca ileri geri yürüdüğünüz bir kurguya sahip değil. Yapbozun bir araya gelebilmesi için okurundan da en az yazarı kadar yoğun bir çaba bekleyen bir roman. Bu parçada Hazar Sözlüğüyle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? 1984'te ilk kez yayımlandığında bir kısım eleştirmenler tarafından anlamsız bulunduğuna B) Yazarının edebiyatla ilgili "evrilip çevrilemez bir sanat" tanımlamasının dışında yer aldığına C) Milorad Paviçin uluslararası üne kavuşup adinin Nobel ile anılmasını sağladığına D) Parçaların bir araya getirilip kurgusal bütünlüğün-ortaya çıkmasında okura ihtiyaç duyduğuna E) Klasik bir başlangıca ve sona sahip olmaması yênüyle yazarını amacına ulaştırdığına
a
-
3
7
Havanın karartısı arttı ve otların hışırtısı ürkütücü bir şe-
X kilo
kilde yükseldi. Gök öfkeli öfkeli gümbürdüyor, mavi bir
işıkla aydınlanan bulutlar sarsılıyordu. Yağmur seller gibi
yağmaya, bomboş bozkırda yıldırımlar birbiri arkasına
gürüldemeye başladı. Rüzgârın ve yağmurun şidde-
tinden otlar yere kapaklanmıştı. Her şey zangır zangır
sarsılıyordu. Şimşekler göz kamaştırarak bulutları yır-
tiyordu. Onların mavi ışıltısında uzaktaki sıradağlar bir
an için soğuk, gümüşümsü bir parlaklıkla görünüyor;
sonra karanlık bir uçuruma yuvarlanmışcasına gözden
siliniyorlardı. Her şey gürüldüyor, titriyor, bir ses kaynağı
oluyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Örneklemelere yer verilmiştir.
B) Doğa bir devinim içinde anlatılmaktadır.
C) Farklı duyu organlarıyla algılanan ayrıntılar yer almak
tadır.
D) Kişileştirme ve benzetmeye yer verilmiştir.
Betimleyici ve öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a - 3 7 Havanın karartısı arttı ve otların hışırtısı ürkütücü bir şe- X kilo kilde yükseldi. Gök öfkeli öfkeli gümbürdüyor, mavi bir işıkla aydınlanan bulutlar sarsılıyordu. Yağmur seller gibi yağmaya, bomboş bozkırda yıldırımlar birbiri arkasına gürüldemeye başladı. Rüzgârın ve yağmurun şidde- tinden otlar yere kapaklanmıştı. Her şey zangır zangır sarsılıyordu. Şimşekler göz kamaştırarak bulutları yır- tiyordu. Onların mavi ışıltısında uzaktaki sıradağlar bir an için soğuk, gümüşümsü bir parlaklıkla görünüyor; sonra karanlık bir uçuruma yuvarlanmışcasına gözden siliniyorlardı. Her şey gürüldüyor, titriyor, bir ses kaynağı oluyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Örneklemelere yer verilmiştir. B) Doğa bir devinim içinde anlatılmaktadır. C) Farklı duyu organlarıyla algılanan ayrıntılar yer almak tadır. D) Kişileştirme ve benzetmeye yer verilmiştir. Betimleyici ve öyküleyici anlatım kullanılmıştır.