Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

24. Yer kabuğu tektonik plakalar denilen birkaç parçadan oluşur. Okyanus altında yer alanlara okyanus plakaları, diğerlerine ise kara plakaları denir. Bu plakalar Dün- ya'nın yer kabuğunun altında yer alan manto adlı katma- nındaki hareketlerin etkisiyle yavaş ama sürekli bir hare- ket hâlindedir. Ya birbirleriyle çarpışırlar ya birbirlerinden uzaklaşırlar ya da birbirlerine sürtünerek geçerler. Plaka- ların bitiştiği sınırlar pek çok fay hattından oluşur ve dün- yadaki depremlerin çoğu bu faylarda oluşur. Plakaların kenarları pürüzlü olduğu için plakaların geri kalanı hare- ketine devam ederken bitişme kenarlarında kilitlenmeler olur. Sonunda plaka yeterince hareket ettiğinde fayların birindeki kilitlenme çözülür ve bir deprem meydana gelir. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakiler- den hangisidir? A) Yer kabuğunun yapısının nasıl oluştuğu B) Tektonik plakaların yapısı C) Depremlerin nasıl oluştuğu D) Yer kabuğunu oluşturan plakalanın ne zaman oluştuğu E) Manto adlı katmandaki hareketlerin sonuçları

TYT/Türkçe 16. Yapay zekâ uygulamalarına Türkiye'de de sıklıkla rastlanacak! Bugün özellikle yurt dışında bir işe başvurduğunuzda sizi ilk olarak yapay zekâ karşılıyor. Yapay zekâ CV ele- mede, mülakat ve analiz yapmada insan kaynakları ça- lışanlarına yardımcı oluyor. Sesinizin kalitesinden, ener- jisinden, mimiklerinizden o işe uygun olup olmadığınızı, şirketi terk edip etmeyeceğinizi öngörüyor. Hatta adayın ne kadar etik olduğunu, şirketi en iyi kimin temsil ede- ceğini buluyor. İşe alımda yapay zekânın sağlayacağı en büyük faydalardan biri de bizi ön yargılarımızdan kurta- racak olması. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Kendi içerisinde tutarsızlıkları ve yanlılıkları bulun- maktadır. B) Güncel bir konunun ekonomik etkilerine değinilmek- tedir. C) Toplumun farklı kesimlerinin bakış açıları karşılaştırıl- maktadır. D) İş hayatını etkileyecek bir gelişmenin olumlu ve olum- suz yönleri açıklanmaktadır. E) Güncel bir gelişmenin iş hayatına yönelik etkilerinden söz edilmektedir. 4

36. Aşağıdakilerden hangisi "Romanlarımda kronolojik bir anlatımı sıkıcı bulduğumdan sık sık geriye dönüşlerle zamana bir derinlik katarım." diyen bir sanatçıya ait olabilir? A) Can, tahta parçalarını getirdi. Bunlar tuğla, direk, baca, çatı, saat, pencere gibi şeylerdi. Bir kâğıda beş ev resmi çizilmişti. Kötüydü. Türk evlerine değil, Alman evlerine benziyordu. B) Keşke iyi bir yaz gelse, dedi Orhan. Dedi ama "iyi bir yaz" ile neyi anlatmak istemişti, bilmiyordu. Aslında bilmiyor değil, düşünmemişti. Talat'a sorsa şöyle sıralardı "yaz"ı istemesinin nedenlerini: Bir kere bu çamurlar kurur; paltolarımızı çıkarır, hafifleriz. Evlerden sobalar kalkar, kömür kokuları duyulmaz... C) Durmadan yağan kar... Göz gözü görmüyor. Düşman askerlerinin sesi buraya kadar geliyor. Böyle bir kar yağışını en son yedi yaşındayken görmüştü, annesini hastaneye yetiştirmeye çalışırlarken. Yine dinmeyen kar, yine amansız bir tipi... D) İnce ince bir yağmur yağıyordu ama ardından hemen sis bastıracağını kimse düşünemezdi. Oldu işte... Saat dörtte iyice çöktü. Meriç, bir sokak ötede ann oturan Sinan'ın gelmesini bekliyor, dakika geçmeden saatine bir kez daha bakıyordu. E) Ayaz bıyıklarını yokluyor. Çabuk çabuk yürüyor. Durmadan yürüyor. Sokaklar bomboş. Bir tek o. Sonra denizi görüyor. Karanlık, somut, yok gibi bir deniz... Römorkörler dubaları çekiyor. Köprü yavaş yavaş kapanıyor.

Kendi branşlarının zirve isimleri olan bilim insanlarının çalışmalarının bir araya getirilmesiyle oluşan kitap, yeni çıkmış makalelerle birlikte bir kez daha okuyucuyla buluştu. Kitaptaki yazılarıyla tarihe not düşen uzmanlar, son üç yıl içinde yaşanan sancılı sürecin fotoğrafını çekiyor. Kitapta salgınla birlikte değişen iletişim dünyamız, mercek altına alınıyor. Dünyayı kasıp kavuran salgınla birlikte hayatımızda meydana gelen değişikliklerin başında iletişim geliyor. On sene öncesine göre teknoloji, yaşamımızın çok büyük bir alanını kapsıyor. İnsanlar alışverişlerini bile artık akıllı cep telefonlarına sığdırdı. Karşılıklı yapılan sıcak sohbetlerin yerini metinler, sosyal medya hesapları, görüntülü aramalar aldı. İnsanlar arasındaki sıcak diyaloglar azaldı. Bunun sonucu insanlar, kalabalıklar içinde tek başına yaşıyor artık. "Nesnelerin İnterneti" gibi yeni uygulamalar ortaya çıktı. Uzaktan çalışma sistemi ile de makinelerle konuşmaya başladı insanlar. Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili I. Yeni baskısında önceki baskılarda olmayan metinlerin yer aldığı II. Son dönemde yaşanan sorunların gerekçelerini ortaya koyduğu III. Alanında uzman akademisyenlerin araştırmalarından derlendiği yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III C) Yalnız III

Bundan 40 yıl kadar önce ABD'nin batı yakasında küçük bir yer olan Berkeley kentinde Allan Wilson adında genç bir bilim insanı, öğrencileriyle birlikte, insan genomunun oluşumu üze- rine araştırmalara girişmiştir. (II) Wilson bu araştırmaları netice- sinde genomun büyük bir kısmının kuşaktan kuşağa aktarılır- ken yavaş ama ölçülebilir bir hızda değiştiğini ileri sürmüştür. (III) Zamanla bilim insanları bu kuramın pratik uygulamalarına yönelik çalışmalar da yapmıştır. (IV) Bu çalışmalarda, organiz- maların birbirleriyle olan yakınlıkları ve uzaklıkları moleküler bir saat kullanılarak ölçülmüştür. (V) Bugün Wilson'ın tezleri saye- sinde dünyanın değişik yerlerinden toplanmış 147 mitokondri DNA'sının birbirleriyle karşılaştırılarak çözümlenmesi sağlanmış ve dünyadaki pek çok ulusun genomuna yönelik bulgular orta- ya konmuştur. 2. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Wilson'ın bu tezi, uzunca bir tartışmadan ve çalışmadan sonra kabul görmüş ve deneylerle kanıtlanarak bilimsel literatüre gir- miştir." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V

si ci BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF 54 TEST 59 3. TAKTİKLERLE PARAGRAF 3-4. soruları aşağıdaki paragrafa göre cevaplayınız. Sartre: "Biz özgürüz fakat özgür olmayı seçemiyoruz, biz Sartre'a göre özgürlük, insanlık varoluşunun temel verisidir. özgürlüğe atıldık." der. O, burada Martin Heidegger tara- fından tanımlanan özgürlük görüşünü benimser. Ozgürlük, neredeyse insanlık varoluşunun zorunluluğu olmaktadır. Dolayısıyla Sartre'ın açıklamak istediği özgürlük, ne içte sınırsızdır. Özgürlük vardır çünkü insanlık gerçeği için varol ne dışta ne de karşıdadır. Onun özgürlük tanımı mutlak ve mak, seçmektir. Özgürlük varoluşla aynı anlamdadır, insan özgürlüğü gerçekleştirir. Bu parçaya göre özgürlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? B A) Ulaşılması güç bir olgu olarak değerlendirilmelidir. Var olmak için olmazsa olmaz bir unsur değildir. insanın en güçlü ve tartışılmaz gerçeklerinden biridir. Elde edilmesi ve yaşanması yüzyıllar süren bir olgudur. E) Tutsak olmak özgürlüğün yok edilmesi demektir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Alıntıya yer verilmiştir. B) Felsefi bir metinden alınmıştır. C) Tanımsal ifadelere yer verilmiştir. (D) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. E) Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır.

(1) Varlıkların güzelliğinden duygusal bir etkilenim ön plandadır ve barck anlayış, bu etkiyi ince ayrıntılarla göz alıcı bir biçimde işler. (I) Bu işleyiş. Içinde gösteriş ve görkemi barındırır; yapılarda işçiliğe ve sanata önem verir. (III) Barok Dönemi, 16. yüzyılın ortalanndan 18. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa sanatına hakim olan ve Katolik ülkelerde mimarlık, heykelcilik, resim ve süsleme sanatları alanlarında, Rönesans Dönemi akımlarına bir tepki olarak ortaya çıkan bir üsluptur. (IV) Anıtlarin fanteziye kaçan işlemeleri ve akıl dışı süslemeleri, klasisizmin ağırbaşlılık ve kuruluğuna karşı, düş gücünün şiddelli bir yansıması sayılabilir. (V) Özellikle İtalya'da kendini hissettirmiş, yapılarda işık ve gölge öne çıkmış; figürler, nesneler köşelerden kurtulup birbiri içinde erircesine dağılmış, zaman zaman bitmemişlik hissi uyandıran resim ve heykel görselleriyle zenginleşmiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) II A)L D) MV E) V

TYT 26. Ahmet Mithat, birçok eserinde 19. yüzyıl Osmanlı kim- liğindeki Doğu-Batı ikilemini yaşayan karakterler çizer. İçinde büyüdüğü, yaşadığı medeniyette gördüğü ak- saklıklara çare bulmaya çalışırken bu medeniyeti de- vamlı savunan ama aynı zamanda Batı medeniyetine duyduğu merak ve hayranlığı da ortaya koyan bir ya- zardır. Batı'da hayran olduğu, onu cezbeden bir şey- ler vardır; dikkati, bir kere Batı'ya yönelmiştir. Ama ken- di kültürüne de sahip çıkar. Kendi kültüründe neyi sa- vunmak ihtiyacını duyuyorsa bunu Batı ile karşılaştıra- rak yapar. Kendine göre doğruyu, iyiyi ortaya koyma- ya çalışır. Eserlerini de bu amaçla oluşturur. Bu parçada Ahmet Mithat ile ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? -A Eserlerine Osmanlının aydın kimliğini yansıttığı B) Eserlerinde dersler veren bir yazar olduğu e) Batı kültüründen etkilendiği hâlde kendi kültürün- den vazgeçmediği D) Eserlerinde bir doğrunun savunucusu olduğu E Toplumsal fayda ilkesini her şeyin önüne koyduğu 27 Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan; duy- ularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şe- kilde duyurmayan; elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıtmayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sah- te bir edebiyattır. Öyle bir edebiyat, kelimeleri dizip on- lan isleyen pek hünerli kuyumcular çıkarabilir. Belki on- lar çok süslü, çok göz alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte ürünler; muntazam kış bahçe- Ular ben- 2

una erle ak- olar arı ar, ya si O- www 7- Bigely pics 33. Emma Bovary, Anna Karenina ve Bihter Ziyagil birbirinden farklı karakterlere sahip olup birbirinden farklı aşklar yaşayan ancak yaşa- dıkları trajedi aynı biçimde intiharla biten karakterlerdir. Üç kadın da tutkulu aşklarına aynı şekilde karşılık veremeyen erkekler tarafından hayal kırıklığına uğratılmıştır. Üçü de duygularının etkisi altında kalıp, mantıktan uzak kalarak bazı kararlar almış ama hüsrana uğramışlardır. Realizmin tümden yansıyıp natüralizmin de etkisinin görüldüğü bu kahramanlara hayatın acı yönleri tüm çarpıcılığı ile verilmiş. Her ne anda gençliklerinin ve şu kadar bu kahramanlara önceleri kızsam da tutkularının esiri olduklarını, sonraları gerçekleri görseler de bunun ağırlığını kaldıramayan talihsizler olduklarını fark ediyorum. Üçü de duygularından sıyrılamamış, kendileri gibi bu tip bir durumdan kaçamayıp hayattan yasak bir şey elde etme çabasındayken bir kenara itilmeyi göze alamayacaklara keskin bir portre çizmişlerdir. Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kahramanlara karşı fikirlerinde zamanla bir farklılık meydana gelmiştir. B) Kahramanlara dönük çözümlemelerinde belirli bir dönem çer- çevesinde yaklaşımda bulunmuştur. A C) Kahramanların bazı niteliklerinin başka kişilere de ders verecek yanlarının bulunduğuna işaret etmiştir. D) Üç kahramanın duygusal yönlerinin onları ne tip bir hüsrana it- tiğini onlarla empati kurarak anlatmıştır. E) Kahramanların gerçekleri yeterince görmeden mantıksız hare- ketlerinin topluma da zarar vereceğini düşünmektedir.

Asimov'un en bilindik eserlerinden biri olan I, Robot (Ben, Robot), literatüre 3 Robot Yasası'nı kazandırmış oluşuyla bile tarihî öneme sahiptir. Yazarın en ünlü dokuz robot öyküsünü bünyesinde barın- wie dıran eser, aslında kurgu karakter robo-psikolog Susan Calvin ile yapılan bir söyleşi olarak kurgulanmıştır. Calvin'den dinlediğimiz bu öyküler, gelecek nesillerin robot öyküleri için bir yol gösterici olmuş, bilim kurguda robotun ciddiye alınmasını sağlamıştır. 2004 yılında Alex Proyas tarafından beyaz perdeye aktarılan film ise, daha çok romanın özgün bir uyarlaması olarak karşımıza çıkıyor. Filmdeki bazı sahneler, öykülerin çeşitli bölümleriyle bire bir örtüşmektedir. 2035 yılına gelindiğinde robotlar artık gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanların robotlara olan güveni tamdır; bir kişi hariç. Bu eser, robotlar ve insanların birbiriyle ilişkisini ele alıp insan ve bir özne olarak "öteki"ne dair sorgulamaların bir zeminini oluşturma işlevini görmüştür. 9. Bu parçada Ben, Robot adlı romanla ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Bilim kurgunun robotlara bakışını değiştirdiğine B) Tarihî ehemmiyete sahip bir eser olduğuna C) Filminin romanla bazı yerlerde aynen uyuştuğuna D) Bu eserin ardından robotların ilgi gördüğüne E) Romanın başka yazarlar için de ufuk açıcı olduğuna

B OSYAL BİLİMLER-1 TESTI her vadide koş a bir bildiri değildi fiydi yeni biçem- üvenini paylaş nların edebiyat- "Ben şiirde en ani Türk şiirinin sözcükler üze- kalkarak, söz- narak çokgen Iniz bu biçim şmedi diyebi- me sevinçler, mitütüyor şiir- tilmak iste- isi yoktur? si -den 6. Gazetecl: (1)- Sanatçı: B Gazeteci: B - Mimarlık tanımının içinde sanat vardır ama tek başına sanat olarak açıklayamayız mimarlığı. Mimarlık; içinde estetikle birlikte işlev, teknik, bilim, ekonomi, psikoloji, sosyoloji de barındı ran ve çok disiplinli bir çalışma sonucu ortaya çıkan eylemdir. Sanatçı: İşlerim üzerinden salt kendimi anlatabilirim. Çünkü "sanatçı kimliği" bende bir role bürünme hâlini çağrıştırdı ve kendi özelimde herhangi bir "kimlik" kelimesi altında olmak istemediğimi fark ettirdi. Sonuçta bir role bürünerek iş üretti- ğimi düşünmüyorum. Hayatın defolu alanlarıy- la ilgili düşünüp ürettiğim, bu üretimlerimde de düşüncenin anlatım olanaklarındaki özgünlü- ğünü gözettiğim, gündelik yaşamın inceliklerini ortaya çıkartmaya çalıştığım ve bunları karşılık beklemeksizin sunduğum için sanatçıyım. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki- lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Mimarlık ve sanat arasındaki ilişki üzerine ne söylemek istersiniz? (II) Sanatçı kimliğinizi işleriniz üzerinden nasıl ifade edersiniz? B) (1) Sanat ve mimarinin kesişim noktası sizce nedir? (II) Yaşayabileceğiniz bir mimari yapının hangi özelliklere sahip olmasını isterdiniz? C) (1) Bir mimar olarak sanat eserleriyle kurduğu- nuz ilişkiyi nasıl tasvir edersiniz? (II) Mimarinin bir sanat olduğunu varsayarsak bunun diğer sanatlar arasındaki yeri nedir? D) (1) Bir mimar olarak çağdaş sanatla nasıl bir iliş- kiniz var? (II) Belli bir kimliğe bürünerek iş üretenlerden misiniz? E) (1) Sizce mimari, bir sanat mıdır yoksa bir bilim dalı mıdır? (II) Günlük hayatın ince ayrımını ve mimar kim- liğinizi ortaya koymada sanatçı kimliğinizin rolü var mı? B 7 L Ben y II. Masa III Subay IV. Okun Máni na dikkate bu dize olur? A) 11- 8) 1-1 C) II- D) III E) IV 8.

4. Bir yazar arkadaşımın edebî nitelikli ilk üç romanı beklediği ilgi- yi görmedi, bu yüzden yayınevi bulmakta epey zorlandı. Bir gün bana çok satmanın formülünü bulduğunu ve sadece birkaç ay beklememi söyledi. Şaka yaptığını düşünüp üzerinde durma- dim. Toplumca çok sevilen birisinin hayatını romanlaştırdığını fark ettiğimde kitap çoktan listelerdeydi. Bir kitapla benim on kitabımın toplamından fazla satış yaptı. Bu, gerçek edebiyatın toplumda karşılığı olmadığının acı bir göstergesi. Bu parçanın kaleme alınma amacı aşağıdakilerden hangi- si olabilir? A) Toplumun büyük bir kesiminin edebiyat yapıtlarına ulaşa- madığını ortaya koymak B) Okurların kitap tercihlerinin basın ve yayın kuruluşlarınca yönlendirildiğini belirtmek C) Toplumun kendine yakın bulduğu yazar ve yapıtlara yönel- diğini ortaya koymak Edebî nitelikli yapıtların toplumun ihtiyacını karşılamada ye- tersiz olduğunu göstermek b Toplumun ilgisini çekmeyen yapıtların nitelikli de olsa fazla okunmayacağını belirtmek

31. Edebiyat sahasında görüyoruz ki artık roman, kullandığı belgelerle tarihin alanına girmekte; öykü şiire, şiir form bakımından öyküye yak- laşmaktadır. Aynı anlayışın sonucu olarak anılar, geziler, mektuplar roman ve öykü biçiminde yazılmakta hatta deneme ve köşe yazıları da öykü adı ile yayımlanmaktadır. Tüm bu arayışlar ve çabalar, kurmaca metin yazarlarını ortak bir yazı türü altında buluşmaya doğru götürmektedir. Bu ortak türün adı anlatıdır. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir? A) Kurmaca metinler kendilerine yeni bir saha açmakta, türler ko- nu olarak birbirinden etkilenmektedir. BY Çağımız sanatçısı, anlatısal olayları sabit bakış açısından sun- mayı bırakarak tüm bilim sahalarından yararlanır. C) Yapıtlar, olaylar dizisinden kurtularak anlatıcının duygusal yo- ğunluğuna evrilerek farklı bir biçime ulaşmaktadır. DGünümüzde türler arasındaki sınırlar erimekte, türsel farklılık- lar giderek ortadan kalkmaktadır. E Sanat kaygısından uzak metinlerin kaleme alınması sayesinde duygularla örülmüş metinler üretilecektir. (A Sorisi) ma Re ka ka tu a C 10-

van rek zla cek in- aki an a- mi ? e k 7 27. Başrolünü Ayhan Işık'la paylaştığı Helal Olsun Ağbi filminde ilk kez "Turist Ömer" tiplemesine bürünen ve izleyicinin gönlünü bu rolüyle fetheden Sadri Alışık, 47 yıllık sanat yaşamına 600'e yakın film sığdırmıştır. 1925 yılında İstanbul'da doğan Alışık 1939'da Eminönü Halkevinde amatör olarak, 1943'te Reşit Rıza Tiyatrosunda pro- fesyonel olarak sahne yaşamına başladı. Kendini üne kavuşturan Tursit Ömer serisinin ilk filmi ise 1964 yılında çekildi. Çok gezen, tıraş olmayan, gri pantolonla ekose gömlek giyen, ayakkabılarının arkasına basan Turist Ömer tiplemesi iyi espri yapar, yoluna çikanları sözle ve nükteyle harcardı. Yengeç Sepeti adlı filmle Antalya'da Altın Portakal kazanan Sadri Alışık, 1995'te Turist Ömer selamı vererek ayrıldı aramızdan. Bu parçadan Sadri Alışık ile ilgili olarak 1. Sinemaya adımını attığı filmin adı Helal Olsun Ağbi'dir. II. Rol aldığı tüm filmlerde Turist Ömer tiplemesini canlandırmıştır. III. Sinemanın yanı sıra tiyatroyla da ilgilenmiştir. IV. Rahat, esprili, nükteli bir kişiliğe sahiptir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız III D) Il ve IV -C) I ve II E) III ve IV

11-12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Eğitim her ne kadar bireyin yaşamı boyunca devam eden bir süreç olsa da eğitim denince akla gelen ilk dönem, çocukluk dönemidir çünkü eğitimin temelinin atıldığı bu dönem, bireyin hayatının kalanını şekillendirici bir niteliğe sahiptir. Bundan dolayı çocuklar için hazırlanan eğitim kaynaklarının çocuğun gelişim özelliklerine, gelişim dönemlerine göre değişen psi- kolojik ve fiziki özelliklerine ve bilişsel yeterliliklerine uygun olması çok önemlidir. Çocuk eğitimi alanında kullanılan bütün kaynaklar yine aynı sebepten ötürü belirli hedefler çerçeve- sinde oluşturulur. Bu hedeflerin en başında ideal bir insanda bulunması gereken özellikler gelir. Evrensel ve millî değerler ekseninde oluşan idealin birtakım geçici ideolojik akımların uzağında olması elzemdir. Aksi takdirde istenilen değerlere sahip bireyler yerine yalnızca yerel kültürler ve değişen ide- olojik akımlara ve dönemlere göre şekillenen bireyler yetişe- cektir. Bu durum günümüzde çatışan kültürlerin çatışmalarını daha da tetikleyerek uzlaşma zemininden çok uzakta olan toplumlar meydana getirecektir. 11. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Çocukluk döneminde alınan eğitim, yetişkinlik döneminde bile bir şekilde etkisini sürdürmeye devam edecektir. B) Cocuklar için hazırlanan kaynakların amacı, ideal insan yetiştirmektir. Çocuklara yönelik yazılan eğitim kaynaklarının her yön- den çocuklara uygun olması gerekir. Her türlü ideolojiden uzak kalarak millî değerleri öncele- yen çocuk kaynakları, amacına mutlaka ulaşır. Çocukların eğitiminde kullanılan kaynakların belli kriterle- re uygunluğu önemlidir. Bu parçadan yola çıkarak aşağıdakilerden hangisinin eğitim denince akla gelen ilk dönemin çocukluk dönemi olmasının sebebi olduğu söylenebilir? A) Bireyin çocukluk döneminde çok daha kolay eğitilmesi B Tüm insanlığı ilgilendiren değerlerin çocukluk döneminde benimsenebilmesi C Çocukluk dönemindeki eğitimin yetişkinliği biçimlendirmesi D) Toplum normlarının belirlediği ülküler etrafında oluşması E) Çocukların doğru ile yanlışı ayırt edebilme becerilerinin gelişmemesi

n, t celi cel çekmektedir. 29. Çocukların yetişkinlerden daha açık düşünceli olduğunu bilen Vogel, çocuklara bitkilerle etkileşim içine girmeyi öğretmeye başladı. Önce bir yaprağı tutup yaprağın sıcaklığını, yapısını ve dokusunu ayrıntılı olarak betimlemelerini istedi onlardan. Daha sonra yaprakları büküp onların esnekliklerini hissetmelerini, alt ve üst yüzeylerini hafifçe okşamalarını söyledi. Eğer duygularını ona anlatmak öğrencilerinin hoşuna gidiyorsa bu kez ellerini yapraktan çekmelerini ve yapraklardan yayılan enerjiyi ya da gücü duymaya çalışmalarını istedi. Çocukların çoğu, bir gıdıklanma ya da ürperme duygusundan söz ediyordu. Bu parçada söz edilen deneyin amaer aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kendilerini yaptıkları işe en fazla kaptıran bireylerin çocuklar olduğuna dikkati çekmek B) Görünmeyen bir güçün bilincine varabilmeyi sağlamak C) Bitkilerin kendi arasında iletişim içinde olduklarını kanıtlamak DBitkiyle insan arasındaki duygu yakınlaşmasının nedenini saptamak E) Bitkilerin genelde kimlerden hoşlandığını ortaya koymak lowon Diğer sayfaya geçiniz.