Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2. Her canlıya Hak, lâyık olan cevheri verdi Tırtıl iki diş bulsa eğer, ormanı yerdi Şayet kediler, haftada bir gün uçabilse Dünyada bütün serçelerin nesli biterdi Bu dörtlükte anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Canlılar dünyası, blması gereken bir denge üzerine kuruludur. B) Her insan yapabileceği en iyi işle uğraşmalıdır. C) Hayvanlar arasında müthiş bir uyum vardır. D) İnsanoğlu yaratıcısını hiçbir zaman unutmamalıdır. Dünyada düzen bozulursa büyük bir felaket yaşanır. e Boragraf Soru Bankası

Cesaretle bakmadığımız hiçbir olay, bize umut vermez. Umut etmenin serüveni içindeki şalt bekleyiş, umut et meyi söndürmekten başka işe yaramaz çünkü. Cesaret ve eylem, umut ilkesinin de temel belirleyicisidir. Bu parçadaki altı çizili cümleyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) san ömrü korkularla solup gider, yaşamın tadına varmak için mücadele gerekir. B) Yüreklilikle karşılamayı bildiğimiz olayların sayısın- ca umudumuz artar. C) Yaşamını korkularla geçiren insanların mutluluğu yakalaması imkânsızdır. D) Beklentilerimizle isteklerimizi teşebbüslerimizle orantılı olarak kurmamız gerekir. E) Hareket kabiliyetimiz, umudumuzun teminatıdır.

15. BÖLÜM: BİR PARÇAYA BAĞLI BİRDEN ÇOK SORU OK SORU 3 ve 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çok eski zamanlardan günümüze kutsal olarak kabul gören su, insanoğlunun şekillendirdiği mekânlarda önemli bir etken olmuştur. Su yapıları olarak anılan günümüze kadar ulaşan su- yun şekillendirdiği hamamlar, yüzyıllardır birçok medeniyetin kültürünü yansıtan anıtsal yapılardan biridir. Antik Çağ'da ilk olarak Yunan medeniyetinin izlerini taşıyan, sonrasında Roma, Bizans ve İslam toplumlarında önemli yapı türlerinden olan ha- mamlar ve oluşturduğu hamam kültürü; küreselleşen dünyada eski değerini kaybetmekte ve kültürel miras değerimiz hamam opo yapıları korunmamaktadır. Ayrıca tarihî hamamlara verilen yeni Bişlevler, mekân ruhunun kaybolmasına neden olmaktadır. 3. Bu parçada hamamlarla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? 4. kesme nular aH" Nav A) Günümüzde değişikliğe uğramasıyla bazı özelliklerinin kaybolduğu mulad obrtn oded id leemulo, B) Birçok medeniyetin asırlarca önemli unsurlarından biri ola- rak kaldığı va Na 002D00C7 einacionen ball anne te enclystlunua dermatad tapy obiblos C) Günümüzde değerini kaybetmesinde küreselleşmenin et- kisi olduğu al hul qua D) Suyla bağlantısından dolayı birçok toplum tarafından kut- Y sal sayıldığı E) Toplumların yaşam şekillerini diğer toplumlara aktaran bir abide görevi gördüğü A) Yalnız I 20 ye III RUA B) Yalnız II og tid inshužau lenüllü foxhe manobald andy tolvab laigned neberistigy 1/6 Bu parçada hamamların önemini yitirmesinde; 1. dünya düzeninin küreselleşmesi, II. farklı görevler yüklenmesi, III. anıtsal özelliğini kaybetmesi sebeplerinden hangileri etkili olmuştur? sbegrend HA EH, Il ve Ill EXyll V C) I ve II V V 125

n SI, 7- n 33. Bize ulaşan son şiirleriniz, hece ölçüsüyle kaleme alın- mış kusursuz parçalar. Ama bir şeyin kusursuz olması- nın mutlaka güzel olduğu anlamına gelmeyeceğini takdir edersiniz. Her şiirinizin son dizesini yazıp noktayı koydu- ğunuzda, o şiiri yazan kişi sıfatıyla değil, titiz bir şiir oku- ru sıfatıyla yazdıklarınızı tekrar tekrar okuyunuz ve ken- dinize şu soruyu sorunuz: Daha önce yazdıklarımdan ya da bu konuyu daha önce yazanlardan farklı ne gibi ye- nilikler var bu şiirde? Bu sorunun yanıtı olumsuz ise ya- ni yazdıklarınız daha öncekilerin bir başka şekilde tekra- rından farklı bir özellik taşımıyorsa uygun adım yerinizde sayıyorsunuz demektir. Bu parçada sözü edilen şaire özellikle iletilmek iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sonuna nokta konan bir şiirin bir ustalık ürünü olma- si gerektiği B) Şiirde biçimsel kusursuzluğun şiirin kalıcılığını sağla- yamayacağı C) Şairin, her şiirine dışardan birinin gözüyle bakması gerektiği D) İyi şiire ince ve ayrıntılı bir çalışmanın sonunda ulaşı- labileceği E) Şiirde ilerlemenin ve farklılığın özgünlükle mümkün olabileceği

Gazeteci: Özlemek, hasret çekmek gibi hislerin zamanla ya da mesafelerin uzunluğu ile ilgili olmadığını hâlâ savu- nuyor musunuz? Şair: Evet, tabii ki savunuyorum. Gazeteci: Peki, yan yana olan iki insan da birbirine hasret çekebilir mi? 7. Şair: Birini özlemek ya da onun yanında olmayı istemek o kişiyle yapmak istediğiniz şeylerin çokluğu ile ilgilidir. Me- safelerle değil. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu şairin özlem anla- yışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Özlem duygusu, herkeste farklı şekillerde ortaya çıka- rak kendini gösterir. B) Özlemek, iki kişinin aynı şekilde ve yoğunlukta karşılıklı olarak hissettiği bir duygudur. C) Özlem duygusunun şiddeti, birlikte yapılacak planların niceliği varken uzaklıkla ya da zamanla ölçülemez. D) Yakın olmak ya da istenildiğinde görebilmek gibi bir imkâna sahip olmak, özlem duygusunu ortadan kaldı- ran durumlardır. E) Bir kişiye duyulan özlem, özlem duyan kişinin kontro- lünde değil özlenen kişinin kontrolündedir.

A TYT/Türkçe 24. Aynı reklamın yalnız televizyonda değil, gazetelerde, otobüs duraklarında bile karşımıza çıkan daha kap- samlı bir iletisi de var. O da şöyle: "Daima en iyinin peşindeyim. Bu yüzden hep beklediğimden fazlasını elde ettim." Bu da herhalde metnin İngilizcesinden çevrilmiş. Mantiksal bir tutarsızlık içermiyor mu? Bir insan, "en iyi"nin peşindeyse, amaçladığı, ulaşmak istediği ya da verilen sözcükle söylersek "bekledi- gi", nedir? En iyi. Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle sürdürüle- A A) Qzaman insan beklediğinden fazlasını nasıl elde edebilir? 8) En iyiye ulaşmak da çoğu kez imkânsızdır. C) Insan kimi kez ulaşamaz oysa hedeflerine. D) Beklentilerimizde çıtayı yüksek tutmak sanıldığı gibi mutlu etmez insanı. E) Azmin aşamadığı engel hiç olmamıştır. 2 aa

layınız. Değişime kapalı düşünce ve yaşam biçimlerine sahip olan belli bir yaşın üstündekiler, tamamen farklı bir dün- yaya gözlerini açan ve değişimin, değiştirme gücünün sembolü olan Z kuşağını kendi zamanlarının köhnemiş kabulleri ve ölçütleriyle değerlendirmektedir. Yaşam tec- rübesinin az olması, saygı, korku vb. duygulardan uzak olması, gelenek-göreneklerden habersiz olmaları yön- leriyle bu kuşağı eleştirmektedirler. Elbette ki Z kuşağı- nın eleştirilecek çok tarafı olabilir ne var ki tarafsızca so- rulacak tek bir soru hangi kuşağın öncelikle eleştirilmesi gerektiğini ortaya koyar: Gerek ulusal gerekse evrensel manada insanlık şikâyet edilen bir durumdaysa bunun sorumlusu yeni kuşak mıdır, yoksa yaptıklarıyla ya da yapamadıklarıyla dünyanın bu noktaya gelmesine etki- de bulunan önceki kuşak mıdır? Bence önceki kuşak, Z kuşağını eleştirmeden önce bu soru üzerinde düşün- meli ve iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmalıdır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Z kuşağını eleştirenlerin eleştiriye kendilerinden baş- lamaları gerektiğine B) Z kuşağının, ülkedeki ve dünyadaki olumsuzlukların sorumlusu olmadığına C) Önceki kuşakların değerlendirme ölçütlerinin işlevini yitirdiğine D) Z kuşağının, önceki zamanlardan çok farklı koşullar içerisinde doğup büyüdüğüne E) Z kuşağının, ülkedeki ve dünyadaki olumsuzlukları değiştirebileceğine

m verir bir dü- arla iliş- ülerini. jıdaki- Puan Yayınları | Güç Sende Artik TÜRKÇE 7. (1) Gözlemciliği bıraktı mı sonu gelmiştir yazarın. (II) Bilinçli olarak gözlemlesin ya da her gördüğünü nasıl kullanabilirim diye düşünsün, demiyorum. (III) Belki ilk dönemlerde bu böy ledir. (IV) Ama daha sonra gördüğü her yeni şey, eskiden gör. düğü ya da bildiği şeylerin toplandığı büyük bir ambara gider (V) Yazarın insan ve yaşam birikimi, bir süre sonra yapıtına yansır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, yazarın nasıl başarısız nasıl olacağı açıklan- mıştır. cümlede, yazarların davranışlarıyla ilgili öznel bir fikre yer verilmiştir. C) III. cümlede, yazarların ilk dönemlerindeki özellikleri anla- tılmıştır. D) IV. cümlede, yazarların gördüklerini biriktirdiklerinden söz edilmiştir. E) V. cümlede, yazarların birikimlerini eserlerinde kullandık- ları anlatılmıştır. enčudakilerden 9. D

32. 17. yüzyıl Hollanda resim sanatında popülerliğe kavuşan türlerden biri de avcılık natürmortlarıdır. Avcılık natürmortlarının ortaya çıkışını sağlayan değişkenler arasında serbest piyasa ekonomisi, sosyokültürel ortam, burjuvazinin sanata yatırım yapmasının yanı sıra kişisel yararcılığın da etkin bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Ancak her şeyden önce, avcılık natürmortlarının önemli bir uğraş hâline geldiği Hollanda'nın doğal güzelliklerine ve avcılık geleneklerine bakmak doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin 17. yüzyılda Hollanda resim sanatında avcılık natürmortlarının ortaya çıkması ve yaygınlık kazanmasıyla ilgili olduğu söylenemez? A) Zengin kimselerin sanata değer vermesi B) Devrin ekonomik şartları C) Hollanda'nın tarihî önemi D) Geleneksel özellikler E) Faydacılık anlayışı d

32. Güçlü yazarların ardından birkaç şey yapılabilir. En ko- layı onlar hiç yazmamışlar, bir anlatım kriziyle boğuş- mamışlar, güzel Türkçemiz onu güzel cümlelerle zen- ginleştirecek yeteneği bekliyormuş gibi içimizden nasıl geliyorsa öyle yazar, daha baştan problemsizliğe yer- leşiriz. Bir başka engebesiz yol, zamanın ruhuna daha uygun olanı, öncekilerin huzursuzluk tekniklerini her dem geçerli bir teknik desteğe, kendinden memnun bir üsluba dönüştürmektir. Esas engebeli yol, başkalarının güçlü cümleleriyle boğuşurken güzel cümlenin tanımını değiştirecek cümleler kurmak olabilir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? U ANDROI A) Yeni yazarlar, yazı biçimlerini oluştururken kendile- rinden önceki güçlü yazarların eserlerine karşı farklı tutumlar alabilirler. sby B) Yeni yazarları bekleyen gerçek güçlük kendilerinden önceki güçlü yazarların yazdıklarından farklı bir şey üretebilmektir. C) Yazar, arkasındaki güçlü yazarlara bakıp onların üs- lubuyla benzer bir üslup oluşturarak da yazabilir. D) Güçlü yazarların arkasından yazmaya çalışmak yeni bir yazarı mutlak bir çıkmaza sürükleyecektir. E) Yeni yazarlar kendilerinden önceki güçlü yazarlar hiç yokmuş gibi yaparak da yazabilirler. sno

mo- ar- kte ün- ddi hut- az. aş- cey, ba- Her- bir 30 DAKIKA Deneme 199 Jens 3. İnsan ruhunun gelişimi, maddi yasalardan bağımsızdır. Berrin de tasun hayatı boyunca yaşadığı çeşitli duyguları, gördüğü olayları iç dün- yasında biriktirmişti. Ruhu, sanki şekilden şekile giren bir diyardı. Yaşadıklarının hepsi aynı yerde, tek bir gerçekte toplanmış; farklı zamanlara ait duygular, izlenimler üst üste yığılarak karmaşık bir ruh hâli oluşturmuştu. Geçmişi bugününe ve yarınına gölge dü- şürüyor, düşünce ve kararlarını etkiliyordu. Bazı adımlarını bilinçli atsa da çoğu zaman kararlarında akılla birlikte gizli duyguları, iz- lenimleri de söz sahibi oluyordu. Yaşadığı olaylar nedeniyle bilin- çaltına yerleşen duygu ve düşünceler, kendisinin de çok anlam- landıramadığı adımlar atmasına yol açıyordu. mat Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetmeye başvurma B) Sözcükleri gerçek anlamlarının dışında kullanma C) Devrik cümlelere yer verme D) Değişik yapılı cümleler kullanma E) Üçüncü kişili anlatımdan yararlanma

29. Ütü sözcüğü "ütük" biçimiyle Kaşgarlı Mahmud'un Divan'ında yer alır ki kızdırılarak elbiseye bastırılan mala dio anlamına gelir. Eski Mısırlıların elbiselerini ütüledikleri, mezarlarda bulunan elbiselerden (MÖ 2400) anlaşılı- Boxyorsa da bilinen en eski, içinde odun kömürü yakılan, jusdemirden bir tava biçimindeki ütü Çin'de bulunmuştur ve MÖ 3. yüzyıla aittir. Eski Yunanlar MÖ 400 yılında keten osm kumaşlarda "pili" yapmak için silindir biçiminde ısıtılmış nu çubuktan oluşan bir tür ütü kullanırlardı. İki yüzyıl sonra Fuo Romalılar düz, metal bir "mala"yla pili yapıyorlardı. İki tarafı vidalı pres ütüyü de onlar geliştirdiler. Ütülenmiş Tolo ve ütüyle pili yapılmış elbise giymek, toplumsal statü be- Aplirtisiydi. 15. yüzyıl Avrupa'sında tutamağı bulunan ve sık sık ateşte ısıtılması gereken metal levhalar ütü olarak in kullanılmaya devam edilirken daha zenginlerin evinde içine sıcak kömür konulan ütüler görülmeye başlanmıştı. Bu parçada ütü ile ilgili aşağıdakilerin hangisine de- ğinilmemiştir? A) Farklı biçimlerde ve yeni tekniklerle kullanıldığına B) Kullanımının kişilerin toplum içindeki konumuyla iliş- kilendirildiğine Her C) Metalden yapılma ilk örneğinin Çinliler tarafından icat edildiğine HD) Farklı toplumlarda eski dönemlerden beri kendisine ihtiyaç duyulduğuna vs E) Dönemine göre farklı kumaş türlerinin düzleştirilmesi amacıyla kullanıldığına

31. 1837 ile 1901 yılları arasındaki dönemi kapsayan ve adını 64 yıl boyunca hüküm süren İngiltere Kraliçesi Viktorya'dan alan Viktorya Dönemi, göz kamaştırıcı en- düstri atılımlarının yanı sıra tarihteki en tuhaf olaylar- dan bazılarına da sahne oldu. Ölüm konusundaki sıra dışı uygulamalar ve yöntemler bunların arasında başı çekiyordu. Bu dönemde yaşayanlar, yakınları için ölü- lerin fotoğraflarını çekmekten, yas kıyafetleri satan dük- kânlara kadar ölümden para kazanmanın türlü yolunu bulmuştu. Viktorya Dönemi, sanayi devriminin yükselişe geçtiği ve insanların, sıkı çalışarak servet kazanmanın mümkün olduğuna inandığı zamanlardı. Yüzyılın so- nunda Britanya zorunlu eğitime geçecek, okuryazarlık oranı artacak, Batı dünyası bilim ve tıp alanındaki dev- rimlerle tanışacaktı. Fakat bu dönemde aynı zamanda, zengin ve fakir arasındaki uçurum da giderek açılıyordu. Bu parçadan hareketle Viktorya Dönemi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Sanayideki gelişmeler diğer alanları da etkilemiştir. B) İnsanlarda çok çalışarak zengin olma düşüncesi ha- kimdir. C) Batı dünyasına bilim ve tıpta öncülük edilmiştir. D) Ölüm, hayatın geçiciliğini hatırlatan bir öge olarak görülmüştür. E) Gelişmelere paralel olarak sınıflar arası farklar gide- rek artmıştır.

28. Uzun süredir edebiyat eleştirmenliği yapan yazarın bi- rikimini sergilediği cesur bir ilk roman Kitab-ı Zuhur. Bir romanı okurken alışageldiğimiz kendini kaptırma ve ra- hatlama hissini yaşatmıyor okura. Aksine okur sürekli uyanık olma, metni ve kurmacayı çözmeye çalışma uğ- raşısı içinde biraz da yorucu bir eyleme çekiliyor. Yaza- rın tiyatro geçmişi de düşünüldüğünde, metni kurarken daha önce denenmemiş bir tekniği uyguladığını belirt- mek gerekiyor. Öyle ki ne yazarla ne kahramanlarla ne de okundukça kat kat açılan olaylar örgüsüyle özdeşleş- mek mümkün oluyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin Kitab-ı Zuhur romanının okura alışılagelen hisleri yaşatma- ma sebeplerinden biri olduğu söylenemez? A) Kolay anlaşılmayan bir yapısının olması B) Klasik giriş, gelişme, sonuç dizgesini altüst etmiş ol- ması C) Tiyatro tekniğinden kaynaklı farklı kurgulara sahip ol- ameması blobb GD) Bilmeceyi çağrıştıran yoğun bir içerik sunması E) Estetik ve biçimsel yönleriyle alışılmışın çok dışına çıkması

8. 1. İsterse İngiltere'den üç yüksek lisans ve Amerika'dan iki doktora diploması getirmiş olsun, bu yarım yamalak ay- din tipi insan üzerine ve dolayısıyla kendisi üzerine ye- terli bilince ulaşamamış olmakla her türlü olmazın peşi- ne gidebiliyor. II. Bu onun için hiç sorun değildir: siz konuyu ortaya ko- yun o hemen çözümü size bildiriversin. III. Ailenin ve eğitim kurumlarının kültürlü insan yetiştirmek- teki yetersizliği bir garip aydın tipi çıkardı ortaya ki ben bu aydın tipinden düpedüz korkuyorum. V. Onun en büyük zorluğu her şeyi bilmesi ve her soruna çözüm getirmeye hazır olmasıdır. V. Toplumca yaşadıklarımızı ve kendi yaşadıklarımı düşü- nünce bu korkunun boş bir korku olmadığını ve kork- makta ne kadar haklı olduğumu açık açık görüyorum. Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda numaralanmış cümlelerden hangisi bu paragrafın son cümlesi olur? A) I B) II C) III D) IV E) V OMNY

7. Güney Afrika'nın Cape Town şehrindeki bir hastanede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Hemşireler hat talardır üst üste her cuma günü 311 numaralı yoğun ba- kım odasına yatırılan hastaları ölü bulmaktaydılar. Bu sır ölümlere uzun süre açıklama getirilemedi. Herkes mesele- nin çözülmesi için seferber oldu. Uzmanlar odanın havasını bakteriyolojik olarak kontrol ettiler. Güney Afrika'nın önde gelen bilim insanları ölenlerin aileleriyle üç hafta boyunca görüşmeler yaptılar. Hatta işin içine polis girdi ve akla gelen her ihtimal tek tek değerlendirildi ancak onların araştırmaları da sonuçsuz kaldı. Ve tabii bu arada 311 numaralı odadaki hastalar sebepsiz ölmeye devam ediyordu. Son çare olarak hastaların kaldığı 311 numaralı yoğun bakım odası sürekli gözetim altına alındı ve sonunda odadaki ölümlerin nede- ni ortaya çıktı. Sonuç çok trajikomikti. Cuma sabahı saat 6'da odaları temizleyen temizlikçi kadının, hastanın bağlı bulunduğu solunum cihazının fişini çekerek kendi elektrik süpürgesinin fişini taktığı ve işini bitirdikten sonra solunum cihazının fişini tekrar yerine takıp gittiği görüldü. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Öyküleme unsurlarından yararlanılmıştır. B) Betimleyici ifadelere yer verilmiştir. C) Çeşitli varlıklarla ilgili benzetmeler yapılmıştır. D) Düşüncelerin kanıtlanması için nesnel ifadelerden yarar- lanılmıştır. E) Karşılaştırmaya örnek olacak kullanım söz konusudur. A 1.