Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dil, şiirsel işlevde kullanılmıştır.
B) Gerçek hayatta yaşanabilir bir durum ele alınmamıştır.
C) Imgeli bir anlatımdan yararlanılmıştır.
D) Kişinin duygu ve hayallerine seslenmektedir.
E)
Konusu öfke, teması da öfkenin insan ruhundaki olumsuz
etkileridir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dil, şiirsel işlevde kullanılmıştır. B) Gerçek hayatta yaşanabilir bir durum ele alınmamıştır. C) Imgeli bir anlatımdan yararlanılmıştır. D) Kişinin duygu ve hayallerine seslenmektedir. E) Konusu öfke, teması da öfkenin insan ruhundaki olumsuz etkileridir.
27. Tır şoförü hayat felsefesini, kamyonun ardına astığı
yazıda özetlemiş: "Yarını bilmiyoruz. İşte bu yüzden
hayat güzel." Kamyon yazıları bir çırpıda bize
yaşadığımız hayatları özetleyiverir. Seçme şansı olsaydı
bu şoför kardeşimiz yarını iyi kötü bilmek istemez
miydi? Yarının içerdiği belirsizlik, anı yakalama
arzusuyla bize bugünü daha dolu ve doya doya
yaşama ayrıcalığı verebilir. O zaman şoför beyi "anın
evladı" olduğu için kutlayabilir ve taşıdığı "bugün
neşesi'nden bir hisse kapmak isteyebiliriz.
Bu parçaya göre tır şoförüyle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Bilinmezliğin taşıdığı umut üzerine yaşamına ilişkin
riskler almaktadır.
B) Yarın mutsuz olmaktansa bugünden önlemini
almayı tercih etmektedir.
C) Bilinmeyen bir geleceğe kafa yormaktansa şimdinin
tadını almayı yeğlemektedir.
D) Olayların bilinen seyrinin dışına çıktığında mutsuz
olacağını düşünmektedir.
E) Her ne olursa olsun hayatın yaşanmaya değer
güzellikler barındırdığını bilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Tır şoförü hayat felsefesini, kamyonun ardına astığı yazıda özetlemiş: "Yarını bilmiyoruz. İşte bu yüzden hayat güzel." Kamyon yazıları bir çırpıda bize yaşadığımız hayatları özetleyiverir. Seçme şansı olsaydı bu şoför kardeşimiz yarını iyi kötü bilmek istemez miydi? Yarının içerdiği belirsizlik, anı yakalama arzusuyla bize bugünü daha dolu ve doya doya yaşama ayrıcalığı verebilir. O zaman şoför beyi "anın evladı" olduğu için kutlayabilir ve taşıdığı "bugün neşesi'nden bir hisse kapmak isteyebiliriz. Bu parçaya göre tır şoförüyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bilinmezliğin taşıdığı umut üzerine yaşamına ilişkin riskler almaktadır. B) Yarın mutsuz olmaktansa bugünden önlemini almayı tercih etmektedir. C) Bilinmeyen bir geleceğe kafa yormaktansa şimdinin tadını almayı yeğlemektedir. D) Olayların bilinen seyrinin dışına çıktığında mutsuz olacağını düşünmektedir. E) Her ne olursa olsun hayatın yaşanmaya değer güzellikler barındırdığını bilmektedir.
22. Baylor Üniversitesi Psikoloji ve Sinir Bilimi Bölümünden
bir ekip, uyumadan önce müzik dinlemenin uyku kalitesi
üzerindeki etkisini araştıran bir çalışmaya imza attı.
Çalışmanın ilk aşamasında 199 katılımcı uyku kaliteleri,
günün hangi saatlerinde müzik dinledikleri, müzik dinleme
sıklıkları, hangi müzik türünü dinlemeyi tercih ettikleri,
dinledikleri müziklerin zihinlerine sık sık takılıp takılmadığı
gibi soruların bulunduğu bir anketi cevapladı. Anket
sonuçlarına göre daha seyrek dinleyenlerle kıyaslandığında
daha sık müzik dinlediğini belirten katılımcıların uyku
kalitelerinin daha kötü olduğu ve gün içinde kendilerini
daha sık uykulu hissettikleri belirlendi. Katılımcıların %77'si
ise gün içinde bir melodinin zihinlerine takılıp durması
durumunu sık sık yaşadıklarını belirtti.
Bu parçadan, yapılan çalışmayla ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılabilir?
A) Toplumun önemli bir kesiminin ilgisini çekecek türde bir
çalışmadır.
B) Uyku öncesi dinlenen müzik türlerine ilişkin genel bir
yanılgıya dikkat çekilmiştir.
C) Gün içinde ve uykudan önce dinlenen müziğin dinleyici
üzerindeki etkisi kıyaslanmıştır.
D) Elde edilen sonuçlarla katılımcıların görüşleri arasında
çelişki söz konusudur.
E) Sonucunda katılımcıların uyku öncesi müzik dinleme
davranışlarını değiştirdikleri gözlemlenmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Baylor Üniversitesi Psikoloji ve Sinir Bilimi Bölümünden bir ekip, uyumadan önce müzik dinlemenin uyku kalitesi üzerindeki etkisini araştıran bir çalışmaya imza attı. Çalışmanın ilk aşamasında 199 katılımcı uyku kaliteleri, günün hangi saatlerinde müzik dinledikleri, müzik dinleme sıklıkları, hangi müzik türünü dinlemeyi tercih ettikleri, dinledikleri müziklerin zihinlerine sık sık takılıp takılmadığı gibi soruların bulunduğu bir anketi cevapladı. Anket sonuçlarına göre daha seyrek dinleyenlerle kıyaslandığında daha sık müzik dinlediğini belirten katılımcıların uyku kalitelerinin daha kötü olduğu ve gün içinde kendilerini daha sık uykulu hissettikleri belirlendi. Katılımcıların %77'si ise gün içinde bir melodinin zihinlerine takılıp durması durumunu sık sık yaşadıklarını belirtti. Bu parçadan, yapılan çalışmayla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Toplumun önemli bir kesiminin ilgisini çekecek türde bir çalışmadır. B) Uyku öncesi dinlenen müzik türlerine ilişkin genel bir yanılgıya dikkat çekilmiştir. C) Gün içinde ve uykudan önce dinlenen müziğin dinleyici üzerindeki etkisi kıyaslanmıştır. D) Elde edilen sonuçlarla katılımcıların görüşleri arasında çelişki söz konusudur. E) Sonucunda katılımcıların uyku öncesi müzik dinleme davranışlarını değiştirdikleri gözlemlenmiştir.
23. Duygusal şantaj; bize yakın insanların, istediklerini
yapmazsak bizi cezalandırmakla tehdit ettikleri, güçlü
bir insan kullanma biçimidir. Her türlü şantajın özünde,
birçok yolla anlatılabilecek tek bir temel tehdit vardır:
İstediğim gibi davranmazsan acı çekersin. Bir suça
yönelik şantajcı, bir kişinin adını lekelemek üzere
geçmişine ilişkin bir bilgiyi kullanmak için tehdit
savurabilir ya da bir sırrı saklamasının karşılığında para
isteyebilir. Duygusal şantaj da bizi canevimizden
vurabilir. Duygusal şantajcılar, onlarla olan ilişkimize ne
kadar değer verdiğimizi bilirler. Zayıf noktalarımızın
farkındadırlar. Çoğu kez en derin sırlarımızı bilirler.
Bu parçaya göre duygusal şantaj aşağıdakilerin
hangisiyle tanımlanabilir?
A) Yaşamda olup bitenler hakkında kendi algılarımızı
başkalarının eşliğinde sorgulamaktır.
B) Kararlarımızı ve davranışlarımızı başkalarının
denetlemesine izin vermektir.
C) Yakınlarımızın bizimle ilgili bilgileri bize zarar vermek
veya bizi kontrol ederek yönlendirmek için
kullanmasıdır.
D) Alışılmadık bir tepki karşısında gerçek duygularımızı
gizlemeye çalışmaktır.
E) Yakınlarımızla kurduğumuz ilişkilerin duygusal
tepkilerimizi biçimlendirmesidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Duygusal şantaj; bize yakın insanların, istediklerini yapmazsak bizi cezalandırmakla tehdit ettikleri, güçlü bir insan kullanma biçimidir. Her türlü şantajın özünde, birçok yolla anlatılabilecek tek bir temel tehdit vardır: İstediğim gibi davranmazsan acı çekersin. Bir suça yönelik şantajcı, bir kişinin adını lekelemek üzere geçmişine ilişkin bir bilgiyi kullanmak için tehdit savurabilir ya da bir sırrı saklamasının karşılığında para isteyebilir. Duygusal şantaj da bizi canevimizden vurabilir. Duygusal şantajcılar, onlarla olan ilişkimize ne kadar değer verdiğimizi bilirler. Zayıf noktalarımızın farkındadırlar. Çoğu kez en derin sırlarımızı bilirler. Bu parçaya göre duygusal şantaj aşağıdakilerin hangisiyle tanımlanabilir? A) Yaşamda olup bitenler hakkında kendi algılarımızı başkalarının eşliğinde sorgulamaktır. B) Kararlarımızı ve davranışlarımızı başkalarının denetlemesine izin vermektir. C) Yakınlarımızın bizimle ilgili bilgileri bize zarar vermek veya bizi kontrol ederek yönlendirmek için kullanmasıdır. D) Alışılmadık bir tepki karşısında gerçek duygularımızı gizlemeye çalışmaktır. E) Yakınlarımızla kurduğumuz ilişkilerin duygusal tepkilerimizi biçimlendirmesidir.
Türkçede tüm lezzetler için kullanılan "tat" sözcüğünün
sifat hâli "tatlı"nın sadece "şekerli" anlamında
kullanılması dahi tatlı gıdalara olan zaafımızı göstermiyor
mu? Türkler, tatlı ihtiyacını yüzyıllar boyunca bal, kuru
üzüm ve meyve pekmezlerinden karşıladı. 20. yüzyılın
ortalarında şeker pancarı ve şeker kamışı endüstrisi tüm
dünyada gelişmeye başlayınca geleneksel tatlı ürünleri
yerini büyük ölçüde sofra şekerine bıraktı. Kalorisi
yüksek sofra şekeri tüketiminin artışı diyabet, kalp-damar
hastalıkları ve obezite gibi bazı kronik sağlık sorunlarını
da beraberinde getirdi. Çözüm; kalorisi düşük ya da
tamamen kalorisiz, sentetik tatlandırıcılarda aransa da
uzmanlar bunların da sağlığa olumsuz etkileri olduğu
düşüncesinde.
8. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
werA) Türkiye'de belli bir döneme kadar şekerli yiyecek ar
ihtiyacının hangi ürünlerle karşılandığı
B) Türklerin, şekerli yiyeceklere düşkün bir millet olduğu
CEndüstriyel bir gelişmenin tatlı ürünlerinin tercihinde
imdeğişimlere yol açtığı
/
D) Sofra şekerinin kullanımına bağlı olarak kimi
hastalıkların ortaya çıktığı
E) 20. yüzyıldan itibaren bal, kuru üzüm ve pekmez gibi
ürünlerin tüketiminin azalmaya başladığı
SESEN YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Türkçede tüm lezzetler için kullanılan "tat" sözcüğünün sifat hâli "tatlı"nın sadece "şekerli" anlamında kullanılması dahi tatlı gıdalara olan zaafımızı göstermiyor mu? Türkler, tatlı ihtiyacını yüzyıllar boyunca bal, kuru üzüm ve meyve pekmezlerinden karşıladı. 20. yüzyılın ortalarında şeker pancarı ve şeker kamışı endüstrisi tüm dünyada gelişmeye başlayınca geleneksel tatlı ürünleri yerini büyük ölçüde sofra şekerine bıraktı. Kalorisi yüksek sofra şekeri tüketiminin artışı diyabet, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi bazı kronik sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi. Çözüm; kalorisi düşük ya da tamamen kalorisiz, sentetik tatlandırıcılarda aransa da uzmanlar bunların da sağlığa olumsuz etkileri olduğu düşüncesinde. 8. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? werA) Türkiye'de belli bir döneme kadar şekerli yiyecek ar ihtiyacının hangi ürünlerle karşılandığı B) Türklerin, şekerli yiyeceklere düşkün bir millet olduğu CEndüstriyel bir gelişmenin tatlı ürünlerinin tercihinde imdeğişimlere yol açtığı / D) Sofra şekerinin kullanımına bağlı olarak kimi hastalıkların ortaya çıktığı E) 20. yüzyıldan itibaren bal, kuru üzüm ve pekmez gibi ürünlerin tüketiminin azalmaya başladığı SESEN YAYINLARI
1.
Ölümsüz olan, insanın bıraktığı eserler ve o eserlere
yüklenen anlamlardır. Şiirlerinde gökyüzü ve ufuk gibi
sonsuzluğa açılan mekânlardan hareketle insanın
ölümsüz yönlerine dikkat çeken Yahya Kemal, bireysel
bir varlık anlayışından ziyade kolektif bir şuuru önemser.
Takvime bağlı zamansal ifadelerle kesin olarak ayrılan
zaman dizgesi, Yahya Kemal'in tarih felsefesiyle
yorumlanarak şimdiyi doğuran bir kaynak olarak değer
kazanır. Aynı şekilde mekân da coğrafi sınırlarından
soyutlanarak kimlik kurucu bir işlevle insana tesir eder.
Yahya Kemal'in şiirlerinde karşımıza çıkan mekânları,
şairin vurguladığı kimlik bilinci açısından
değerlendirebileceğimiz gibi psikanalitik temelli
değerlendirmelerle de yorumlayabiliriz.
Bu parçada Yahya Kemal ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A
A) İnsanı ölümsüz kılan şeyin yazdıkları eserler ve bu
eserlerin taşıdığı anlamlar olduğunu düşündüğüne
BY Günümüzü şekillendiren etkinin geçmişten geldiğine
inandığına
C) Yaşanılan toprakların, insanın kimlik oluşturma
sürecinde etkisi olduğunu savunduğuna
D) Şiirlerinde insanı kalıcı yapacak değerleri, sonsuzluğu
temsil eden yerlerle anlattığına
E) Ortak bir bilince değer verip bunu oluşturma
gayesinde olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Ölümsüz olan, insanın bıraktığı eserler ve o eserlere yüklenen anlamlardır. Şiirlerinde gökyüzü ve ufuk gibi sonsuzluğa açılan mekânlardan hareketle insanın ölümsüz yönlerine dikkat çeken Yahya Kemal, bireysel bir varlık anlayışından ziyade kolektif bir şuuru önemser. Takvime bağlı zamansal ifadelerle kesin olarak ayrılan zaman dizgesi, Yahya Kemal'in tarih felsefesiyle yorumlanarak şimdiyi doğuran bir kaynak olarak değer kazanır. Aynı şekilde mekân da coğrafi sınırlarından soyutlanarak kimlik kurucu bir işlevle insana tesir eder. Yahya Kemal'in şiirlerinde karşımıza çıkan mekânları, şairin vurguladığı kimlik bilinci açısından değerlendirebileceğimiz gibi psikanalitik temelli değerlendirmelerle de yorumlayabiliriz. Bu parçada Yahya Kemal ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A A) İnsanı ölümsüz kılan şeyin yazdıkları eserler ve bu eserlerin taşıdığı anlamlar olduğunu düşündüğüne BY Günümüzü şekillendiren etkinin geçmişten geldiğine inandığına C) Yaşanılan toprakların, insanın kimlik oluşturma sürecinde etkisi olduğunu savunduğuna D) Şiirlerinde insanı kalıcı yapacak değerleri, sonsuzluğu temsil eden yerlerle anlattığına E) Ortak bir bilince değer verip bunu oluşturma gayesinde olduğuna
19.(1) Göçebe bir yaşam süren Türkler, zaman içerisinde değişik inançlara mensup birçok toplumla
temasta bulunmuşlar ve çeşitli inançları kabul etmişlerdir. (II) İslamiyet'i tanıyana kadar Türkler
arasında tam olarak bir din birliğinden bahsedilemez. (III) Türklerin Müslüman olması, onlara birlik ve
beraberlik içerisinde büyük devletler kurma ve İslam'a hizmet etme imkânı sağlamıştır. (IV) Emevi
yönetiminin uyguladığı siyaset, Türklerin millet olarak İslam'a girmelerini yavaşlatmıştır. (V) Emeviler
zamanında İslam'la tanışan Türklerin büyük bölümünün Müslüman olması üç asrı geçen bir zaman
diliminde gerçekleşmiştir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış
cümlelerin hangisiyle başlar?
A) I B) II C) III D) IV E) V
30 T
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19.(1) Göçebe bir yaşam süren Türkler, zaman içerisinde değişik inançlara mensup birçok toplumla temasta bulunmuşlar ve çeşitli inançları kabul etmişlerdir. (II) İslamiyet'i tanıyana kadar Türkler arasında tam olarak bir din birliğinden bahsedilemez. (III) Türklerin Müslüman olması, onlara birlik ve beraberlik içerisinde büyük devletler kurma ve İslam'a hizmet etme imkânı sağlamıştır. (IV) Emevi yönetiminin uyguladığı siyaset, Türklerin millet olarak İslam'a girmelerini yavaşlatmıştır. (V) Emeviler zamanında İslam'la tanışan Türklerin büyük bölümünün Müslüman olması üç asrı geçen bir zaman diliminde gerçekleşmiştir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I B) II C) III D) IV E) V 30 T
2. Edebiyat ve sanat en çok kötü günlerde gereklidir. Çünkü
birçok yazar için yazma sebebi zaten yaşamdaki güçyüklere
dayanmaktır. Tezer Özlü şöyle der örneğin: "Neden yazılır?
Dünya acılı bir yer olduğu için yazılır. Duygular taştığı için
yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir
işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan kurtulmaya görsün,
o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi
bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazılır." Yazarlar
da dünyaya katlanmak için yazarlar ve bu edimi paylaşırlar.
Çünkü yazmak da bir anlamda derdi paylaşmaktır. Ve yazar
okuyucusuyla paylaşır derdini. Böylece ortaklaşır dünyaya ve
onun acılarına dayanma çabası.
Bu parçaya göre Tezer Özlü'nün "Neden yazılır?" sorusu-
nun cevapları arasında;
Dünya acılı bir yer olduğu için
Duygular taştığı için
III. Bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için
Zorluklara katlanmak ve dert paylaşmak için
V. Mutluluklarını ve coşkularını paylaşmak için
ifadelerinden hangisi yoktur?
A) I
B) II
IIN
BILFEN
-YAYINCILIK
D) IV
EV
36
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Edebiyat ve sanat en çok kötü günlerde gereklidir. Çünkü birçok yazar için yazma sebebi zaten yaşamdaki güçyüklere dayanmaktır. Tezer Özlü şöyle der örneğin: "Neden yazılır? Dünya acılı bir yer olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan kurtulmaya görsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazılır." Yazarlar da dünyaya katlanmak için yazarlar ve bu edimi paylaşırlar. Çünkü yazmak da bir anlamda derdi paylaşmaktır. Ve yazar okuyucusuyla paylaşır derdini. Böylece ortaklaşır dünyaya ve onun acılarına dayanma çabası. Bu parçaya göre Tezer Özlü'nün "Neden yazılır?" sorusu- nun cevapları arasında; Dünya acılı bir yer olduğu için Duygular taştığı için III. Bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için Zorluklara katlanmak ve dert paylaşmak için V. Mutluluklarını ve coşkularını paylaşmak için ifadelerinden hangisi yoktur? A) I B) II IIN BILFEN -YAYINCILIK D) IV EV 36
26. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan
509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası
olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst
üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen
Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8
metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip
olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini
huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık
yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen
sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp
mide bulantısını önlüyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir.
B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Mimarideki gösterişli rekabette, Taipei 101 adıyla anılan 509 metrelik 101 katlı gökdelen dünyanın en yüksek binası olarak öne çıkıyor. Bazılarınca bir bambu sapına, hatta üst üste konmuş Çin yemeği paket servis kutularına benzetilen Taipei 101, gördüğünüz en zarif yapı olmasa da, saniyede 16.8 metre hızla yükselen dünyanın en hızlı asansörlerine sahip olmasıyla övünüyor. Mühendisler, binadakilerin kendilerini huzurlu hissetmesi için 88. katın üstüne 660 ton ağırlık yüklenen dev bir sarkaç asmış. Bir dizi darbe emici eklenen sarkaç, rüzgârın etkisini azaltarak binanın sallanmasını azaltıp mide bulantısını önlüyor. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Olumlu ve olumsuz durumlar bir arada verilmiştir. B) Açıklayıcı anlatım yöntemine başvurulmuştur. C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. D) Yazar, düşüncesini benimsetmeye çalışmıştır. E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
Test
13 191
7. (1) Volkanik patlamalar sırasında Dünya'nın derinliklerinden yer-
yüzüne taşınan kayaçlar ve mineraller büyük yapısal değişimlere
uğrar. (II) Sert yapısı ve değerli oluşuyla diğer metallerden ayrı-
lan elmaslar ise bu durumun bir istisnasıdır. (III) Volkanik etkin-
liklerin yeryüzüne taşıdığı elmasların bugünkü yapısı, mantonun
derinliklerinde ilk oluştukları ortamdakiyle hemen hemen aynıdır.
(IV) Bu durum, elmasların, oluştukları ortamın o tarihlerdeki ko-
şulları hakkında bilgi taşıdığı anlamına gelir. (V) Elmas ve benze-
ri madenlerin incelenmesi ve işlenerek kullanılması kendine özgü
bir sektörün doğmasını sağlamıştır. (VI) Nitekim jeoloji araştırma-
larının bir bölümü, elmasların yapısını incelemeye ve buradan ha-
reketle elmasın bulunduğu bölgenin analizine yoğunlaşmıştır.
8.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce-
nin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
(1) Türkiye'do tor
Parag
(C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Test 13 191 7. (1) Volkanik patlamalar sırasında Dünya'nın derinliklerinden yer- yüzüne taşınan kayaçlar ve mineraller büyük yapısal değişimlere uğrar. (II) Sert yapısı ve değerli oluşuyla diğer metallerden ayrı- lan elmaslar ise bu durumun bir istisnasıdır. (III) Volkanik etkin- liklerin yeryüzüne taşıdığı elmasların bugünkü yapısı, mantonun derinliklerinde ilk oluştukları ortamdakiyle hemen hemen aynıdır. (IV) Bu durum, elmasların, oluştukları ortamın o tarihlerdeki ko- şulları hakkında bilgi taşıdığı anlamına gelir. (V) Elmas ve benze- ri madenlerin incelenmesi ve işlenerek kullanılması kendine özgü bir sektörün doğmasını sağlamıştır. (VI) Nitekim jeoloji araştırma- larının bir bölümü, elmasların yapısını incelemeye ve buradan ha- reketle elmasın bulunduğu bölgenin analizine yoğunlaşmıştır. 8. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce- nin akışını bozmaktadır? A) II B) III (1) Türkiye'do tor Parag (C) IV D) V E) VI
TÜRKÇE
8. 1. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
II. Güçlü, kuvvetli
III. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde
"Sert" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde
numaralanmış anlamlarından herhangi biriyle
kullanılmamıştır?
A Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi.
B)Birçokları beni dik ve sert olduğum için sevmi-
yordu.
C) Ben de ona bile bile sert çıkıştım.
D) Çalıştığı şirketin sert bir yönetimi vardı.
15
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE 8. 1. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan II. Güçlü, kuvvetli III. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde "Sert" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde numaralanmış anlamlarından herhangi biriyle kullanılmamıştır? A Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. B)Birçokları beni dik ve sert olduğum için sevmi- yordu. C) Ben de ona bile bile sert çıkıştım. D) Çalıştığı şirketin sert bir yönetimi vardı. 15
1. Türkçe benim biricik vatanım, memleketim, evim. Nereye
gitsem, onu da beraberimde götürürüm. Ben Türkçeye
tutkunum. Uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yaptım.
Fransızcayı da çok rahat konuşurum. Biraz İngilizce okudum,
derken dört yıl İtalyanca kurslarına gittim, İtalyanca
öğrendim. Bir parçacık da Almancaya el attım. Ama benim
için Türkçenin yeri başka. Her insan kendi dilini sever; ama
bence Türkçe dünya dillerinin en güzellerinden biri.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazara ait bir
özellik değildir?
A) Yabancı dil öğrenmeye yatkın olma
B) Anadil bilincine sahip olma
C) Türkçeyi diğer dillerden üstün tutma
D) Anadilini hayatının vazgeçilmezlerinden sayma
E) Yabancı dilleri çok etkili kullanma
2. Benim hiçbir öykümde önceden belirlenmiş bir iskelet
olmadı. Roman üzerinde istediğim zaman çalışabilmeme
karşın, öykünün "eşref saati"ni beklemem gerekirdi hep.
Masanın başına oturup "Biraz öykü çalışayım." diyemedim
hiç. Buna kalkıştığımda ise altını imzalamayacağım çok kötü
şeyler yazdığımı gördüm. .........
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Roman, öykü gibi yazma süreci içinde oluşmuyor.
B) Roman, yazarın duygu dünyasını hiçbir zaman öykü kadar
yansıtamaz.
C) Öykünün iletisi, romanınki gibi baştan belli değildir.
D) Öyküyle romanın yazılma sürecindeki asıl fark bu bence.
E) Öyküde olay ve kişi sayısı sınırlıdır, romana göre daha
azdır.
3. Türkiye, bazı tarihi nedenlerle uygarlık yarışına geç
girmiş, büyük kültürel kopukluklar yaşamış
ülke. Bu
gecikmenin sancıları da çok uzun sürmüştür. Türk şair ve
yazarları, bu büyük kopukluğun derin acılarını, izlerini
yaşıyor hâlâ. Bugün Türk edebiyatında haddinden fazla
bireycilik ve son derece köksüz bir toplumculuk var. Sanki
uzayda yaşıyor şair ve yazarlarımız. Halbuki bireycilik de
toplumculuk gibi kültürel kökleri olması gereken bir
olgudur.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)Türkiye'nin yaşadığı kültürel kopuklukların, sanat ve
edebiyata yansıtamadığına
B) Türkiye'de tarihi nedenlerle toplumculuk olgusunun pek
gelişmediğine
C) Türkiye'de kültürel kökleri olmayan bir bireycilik
anlayışının gelişmiş olduğuna
D) Şair ve yazarlarımızın, kimi gerçeklere yabancı kaldığına
E) Türkiye'nin uygarlık yarışına geç başlamış bir ülke
olduğuna
4. Bunlar gençlerin pek hoşuna gitmediyse, oturup biraz
düşünmelerinde büyük yarar var.Tabii, eğer öykü yazmak,
Türk öykücülüğüne katkıda bulunmak istiyorlarsa...
Günümüzün öykücüleri arasında bu eleştirilerin dışında
tutulması gereken, birikimli, yetkin, ilerde çok daha özgün
öyküler yazacak olanlar da var; ama genele baktığımızda
durum pek iç açıcı değil.Bu sözler aşağıdaki sorulardan
hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Eleştirmenler niçin pek sevilmiyor?
B) Öykücülüğümüzün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
C) Şiir gibi, öykü de ölüyor mu?
D) Genç öykücülere dönük bu eleştirileriniz biraz sert değil
mi?
E) Sizce genç öykücüler ürünlerini kalıcı kılmak için nelere
dikkat etmelidir?
5. Yazar için günlük tutmak, bir bakıma yaşamla yazılı ilişki
kurmaktır. Varlığını kanıtlayacak olayları, olguları, durumlanı
bir araya toplamak, bir yaşantı evreninin temelini atmaktır.
Yazarlar, düşüncelerinin gürültülü devinimleriyle ağırlaşan
beyinlerine soluk aldırmak, bu arada biriken üretimlerini
boşaltarak bilgelik özlemlerini de gidermek amacıyla
günlüklerine sokulurlar. Bir de şiir, öykü, roman üstüne
çalışırken karşılaştıkları zorlukları, yapıtlarını oluştururken
geçirdikleri evreleri, duydukları estetik kaygıları dile getiren
bir "iş takvimleri" vardır. Bunları da buluruz günlüklerde.Bu
parçaya dayanılarak, günlükle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine varılamaz?
A) Iç dökmek, rahatlamak için yazıldığına
B) Yazarların özlemlerini yansıttığına
C) Yazma alışkanlığı kazandırdığına
D) Insanın var oluşuna, yaşadığına tanıklık ettiğine
E) Sanatsal üretim süreciyle ilgili ipuçlanı verdiğine
6. Cemal Süreya, benim aşağı yukarı bütün öykülerimde
kendi yaşadıklarımı, kendi serüvenimi anlattığımı söylüyor.
Onun bu sözlerinde, bir doğrunun üzerine gidilmesinden
çok öykülerimin içeriğine yöneltilmiş bir eleştiri var. Bunu
da bir kusur gibi göstermek istemiştir. Oysa
Tolstoy, Dostoyevski, Gorki, Steinbeck, Kazancakis ve
bizden Sait Faik, Orhan Kemal, Tarık Dursun K., Demir Özlü
gibi yazarlar, hem yaşadıklarını, hem de yaşamın geniş
uzunda toplanan anlığın ortak birikiminden
seçtiklerini koymuşlardır roman ve öykülerine. Şimdi bunlar
kusurlu yazarlar mıdır?Bu parçada yazar aşağıdakilerden
hangisine karşı çıkmaktadır?
A) Roman ve öykünün sadece düş gücüyle oluşturulmasına
B) Yaşamı olduğu gibi ele alan yazarların hor görülmesine
C) Eleştirilerde eserden çok, kişiliğin hedef alınmasına
D) Yaşamını sanatına yansıtan yazarların küçümsenmesine
E) Edebiyat yapıtlarının içeriklerine göre
değerlendirilmes2022/12/30 12:21
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Türkçe benim biricik vatanım, memleketim, evim. Nereye gitsem, onu da beraberimde götürürüm. Ben Türkçeye tutkunum. Uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yaptım. Fransızcayı da çok rahat konuşurum. Biraz İngilizce okudum, derken dört yıl İtalyanca kurslarına gittim, İtalyanca öğrendim. Bir parçacık da Almancaya el attım. Ama benim için Türkçenin yeri başka. Her insan kendi dilini sever; ama bence Türkçe dünya dillerinin en güzellerinden biri. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazara ait bir özellik değildir? A) Yabancı dil öğrenmeye yatkın olma B) Anadil bilincine sahip olma C) Türkçeyi diğer dillerden üstün tutma D) Anadilini hayatının vazgeçilmezlerinden sayma E) Yabancı dilleri çok etkili kullanma 2. Benim hiçbir öykümde önceden belirlenmiş bir iskelet olmadı. Roman üzerinde istediğim zaman çalışabilmeme karşın, öykünün "eşref saati"ni beklemem gerekirdi hep. Masanın başına oturup "Biraz öykü çalışayım." diyemedim hiç. Buna kalkıştığımda ise altını imzalamayacağım çok kötü şeyler yazdığımı gördüm. ......... Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Roman, öykü gibi yazma süreci içinde oluşmuyor. B) Roman, yazarın duygu dünyasını hiçbir zaman öykü kadar yansıtamaz. C) Öykünün iletisi, romanınki gibi baştan belli değildir. D) Öyküyle romanın yazılma sürecindeki asıl fark bu bence. E) Öyküde olay ve kişi sayısı sınırlıdır, romana göre daha azdır. 3. Türkiye, bazı tarihi nedenlerle uygarlık yarışına geç girmiş, büyük kültürel kopukluklar yaşamış ülke. Bu gecikmenin sancıları da çok uzun sürmüştür. Türk şair ve yazarları, bu büyük kopukluğun derin acılarını, izlerini yaşıyor hâlâ. Bugün Türk edebiyatında haddinden fazla bireycilik ve son derece köksüz bir toplumculuk var. Sanki uzayda yaşıyor şair ve yazarlarımız. Halbuki bireycilik de toplumculuk gibi kültürel kökleri olması gereken bir olgudur. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A)Türkiye'nin yaşadığı kültürel kopuklukların, sanat ve edebiyata yansıtamadığına B) Türkiye'de tarihi nedenlerle toplumculuk olgusunun pek gelişmediğine C) Türkiye'de kültürel kökleri olmayan bir bireycilik anlayışının gelişmiş olduğuna D) Şair ve yazarlarımızın, kimi gerçeklere yabancı kaldığına E) Türkiye'nin uygarlık yarışına geç başlamış bir ülke olduğuna 4. Bunlar gençlerin pek hoşuna gitmediyse, oturup biraz düşünmelerinde büyük yarar var.Tabii, eğer öykü yazmak, Türk öykücülüğüne katkıda bulunmak istiyorlarsa... Günümüzün öykücüleri arasında bu eleştirilerin dışında tutulması gereken, birikimli, yetkin, ilerde çok daha özgün öyküler yazacak olanlar da var; ama genele baktığımızda durum pek iç açıcı değil.Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Eleştirmenler niçin pek sevilmiyor? B) Öykücülüğümüzün geleceğini nasıl görüyorsunuz? C) Şiir gibi, öykü de ölüyor mu? D) Genç öykücülere dönük bu eleştirileriniz biraz sert değil mi? E) Sizce genç öykücüler ürünlerini kalıcı kılmak için nelere dikkat etmelidir? 5. Yazar için günlük tutmak, bir bakıma yaşamla yazılı ilişki kurmaktır. Varlığını kanıtlayacak olayları, olguları, durumlanı bir araya toplamak, bir yaşantı evreninin temelini atmaktır. Yazarlar, düşüncelerinin gürültülü devinimleriyle ağırlaşan beyinlerine soluk aldırmak, bu arada biriken üretimlerini boşaltarak bilgelik özlemlerini de gidermek amacıyla günlüklerine sokulurlar. Bir de şiir, öykü, roman üstüne çalışırken karşılaştıkları zorlukları, yapıtlarını oluştururken geçirdikleri evreleri, duydukları estetik kaygıları dile getiren bir "iş takvimleri" vardır. Bunları da buluruz günlüklerde.Bu parçaya dayanılarak, günlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine varılamaz? A) Iç dökmek, rahatlamak için yazıldığına B) Yazarların özlemlerini yansıttığına C) Yazma alışkanlığı kazandırdığına D) Insanın var oluşuna, yaşadığına tanıklık ettiğine E) Sanatsal üretim süreciyle ilgili ipuçlanı verdiğine 6. Cemal Süreya, benim aşağı yukarı bütün öykülerimde kendi yaşadıklarımı, kendi serüvenimi anlattığımı söylüyor. Onun bu sözlerinde, bir doğrunun üzerine gidilmesinden çok öykülerimin içeriğine yöneltilmiş bir eleştiri var. Bunu da bir kusur gibi göstermek istemiştir. Oysa Tolstoy, Dostoyevski, Gorki, Steinbeck, Kazancakis ve bizden Sait Faik, Orhan Kemal, Tarık Dursun K., Demir Özlü gibi yazarlar, hem yaşadıklarını, hem de yaşamın geniş uzunda toplanan anlığın ortak birikiminden seçtiklerini koymuşlardır roman ve öykülerine. Şimdi bunlar kusurlu yazarlar mıdır?Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır? A) Roman ve öykünün sadece düş gücüyle oluşturulmasına B) Yaşamı olduğu gibi ele alan yazarların hor görülmesine C) Eleştirilerde eserden çok, kişiliğin hedef alınmasına D) Yaşamını sanatına yansıtan yazarların küçümsenmesine E) Edebiyat yapıtlarının içeriklerine göre değerlendirilmes2022/12/30 12:21
8.
9.
8-9. Soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Antik Çağ tarihçileri, Troya Savaşı'nın MÖ 1250-1135
yılları arasında yapıldığını kabul etseler de Homeros
uzmanları, destandaki bazı ögelerin MÖ 2000'e kadar
uzandığına işaret ediyorlar. Troya'yı ölümsüzleştiren,
Smyrna'da (İzmir) doğduğu kabul edilen, ozanlar ozanı
Homeros oldu. MÖ 730'larda Troya Savaşı ile ilgili
olaylanı bir araya getirip kentin öyküsünü İlyada destanı
olarak kayda geçiren Homeros, bu destanda Troya
Savaşı ile ilgili olayların tümünü anlatmaz. Homeros'a
atfedilen ve Ilyada'dan yaklaşık 20 yıl sonra yazıldığı
kabul edilen ikinci destan Odysseia'da ise Troya Savaşı
sonrasındaki olaylar ve Akhalı askerlerin yurtlarına geri
dönüşlerinin trajik macerası anlatılır. Destanlardaki bu tür
ayrıntıların o dönem Ege dünyasında genel olarak
bilindiğinin kanıtı MÖ 670'lere tarihlenen bir Mykonos
vazosudur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
aloedamaz?
ye
15
m
B
di
lig
Ind
nimari,
ce
indaki
da ve Odysseia destanlarında anlatılanların
doğruluğuna delil olan bir nesne bulunmaktadır.
Bu parçada parantezle belirtilen yere "Troya Atı
öyküsü, İlyada destanında yoktur." cümlesinin
gelmesinin gerekip gerekmediği aşağıdakilerin
hangisinde gerekçelendirilmiştir?
A) Parçada aynı anlama gelen cümleye yer verildiği için
bulunması gereksiz olur.
B) Parçanın anlatım ve düşünce akışını bozacağından
dolayı gelmemelidir.
SESEN YAYINLARI
Parçada ifade edilenlerle çeliştiği için yer verilmemelidir.
D) Yer verilmesi bir önceki cümleyi örneklendireceğinden
düşünceyi pekiştirir.
E) Kendisinden önce anlatılanlara yeni bir yaklaşım
getireceğinden yer verilmelidir.
10
10.
301
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. 9. 8-9. Soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Antik Çağ tarihçileri, Troya Savaşı'nın MÖ 1250-1135 yılları arasında yapıldığını kabul etseler de Homeros uzmanları, destandaki bazı ögelerin MÖ 2000'e kadar uzandığına işaret ediyorlar. Troya'yı ölümsüzleştiren, Smyrna'da (İzmir) doğduğu kabul edilen, ozanlar ozanı Homeros oldu. MÖ 730'larda Troya Savaşı ile ilgili olaylanı bir araya getirip kentin öyküsünü İlyada destanı olarak kayda geçiren Homeros, bu destanda Troya Savaşı ile ilgili olayların tümünü anlatmaz. Homeros'a atfedilen ve Ilyada'dan yaklaşık 20 yıl sonra yazıldığı kabul edilen ikinci destan Odysseia'da ise Troya Savaşı sonrasındaki olaylar ve Akhalı askerlerin yurtlarına geri dönüşlerinin trajik macerası anlatılır. Destanlardaki bu tür ayrıntıların o dönem Ege dünyasında genel olarak bilindiğinin kanıtı MÖ 670'lere tarihlenen bir Mykonos vazosudur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine aloedamaz? ye 15 m B di lig Ind nimari, ce indaki da ve Odysseia destanlarında anlatılanların doğruluğuna delil olan bir nesne bulunmaktadır. Bu parçada parantezle belirtilen yere "Troya Atı öyküsü, İlyada destanında yoktur." cümlesinin gelmesinin gerekip gerekmediği aşağıdakilerin hangisinde gerekçelendirilmiştir? A) Parçada aynı anlama gelen cümleye yer verildiği için bulunması gereksiz olur. B) Parçanın anlatım ve düşünce akışını bozacağından dolayı gelmemelidir. SESEN YAYINLARI Parçada ifade edilenlerle çeliştiği için yer verilmemelidir. D) Yer verilmesi bir önceki cümleyi örneklendireceğinden düşünceyi pekiştirir. E) Kendisinden önce anlatılanlara yeni bir yaklaşım getireceğinden yer verilmelidir. 10 10. 301
Copernicus Teorisi
Matematik, astronomi, tip ve ilahiyat alanında döneminin tüm bilgilerine hâkim olan
Copernicus, ağırlıklı olarak astronomi üzerine çalışmalar yapmıştır. Copernicus, araştır-
malarını objektif değerlendiren yenilikçi bir bilim adamıdır. Batlamyus Evren Modeli üze-
rinde çalışmıştır. Batlamyus'a göre Dünya sabit ve hareketsiz olarak evrenin merkezinde
bulunmakta, Güneş dâhil her şey onun etrafında dönmektedir. Gökyüzü yıldızların çakılı
olduğu dönen bir küredir. Batlamyus'un bu görüşleri XVI. yüzyıla tamamen hâkim olmuş
adeta değişmez bir inanç halini almıştı. Dünya'nın da düz bir tepsi şeklinde olduğu düşü-
nülmektedir. İşte Copernicus, Dünya'nın ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında döndükleri
gerçeğini açıklayan kişi olmuştur.
Tarihe Copernicus Teorisi olarak geçen bu görüşünü Copernicus gerek kilisenin tepkisin-
den çekindiği gerekse yeterince emin olamaması nedeniyle hayatının son yıllarında dile
getirebilmiştir. Çünkü o devirde, kiliseye aykırı fikir ileri süren insanlar, yakılarak ölüme
mahkum edilmiştir. Google 2013 yılında, doğumundan 540 yıl sonra Rönesans'in ve bilim
tarihinin en ünlü isimlerinden biri olan Copernicus'u, teorisindeki gibi bir doodle ile anmıştır.
Genel Ağ Metin 3'ten düzenlenmiştir.
Aşağıdaki soruları metinden hareketle cevaplayınız.
1. Copernicus'un en önemli özellikleri nelerdir?
2. Batlamyus'a ait olan Evren Modeli ile Copernicus Teorisi arasındaki farklılıklar nelerdir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Copernicus Teorisi Matematik, astronomi, tip ve ilahiyat alanında döneminin tüm bilgilerine hâkim olan Copernicus, ağırlıklı olarak astronomi üzerine çalışmalar yapmıştır. Copernicus, araştır- malarını objektif değerlendiren yenilikçi bir bilim adamıdır. Batlamyus Evren Modeli üze- rinde çalışmıştır. Batlamyus'a göre Dünya sabit ve hareketsiz olarak evrenin merkezinde bulunmakta, Güneş dâhil her şey onun etrafında dönmektedir. Gökyüzü yıldızların çakılı olduğu dönen bir küredir. Batlamyus'un bu görüşleri XVI. yüzyıla tamamen hâkim olmuş adeta değişmez bir inanç halini almıştı. Dünya'nın da düz bir tepsi şeklinde olduğu düşü- nülmektedir. İşte Copernicus, Dünya'nın ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında döndükleri gerçeğini açıklayan kişi olmuştur. Tarihe Copernicus Teorisi olarak geçen bu görüşünü Copernicus gerek kilisenin tepkisin- den çekindiği gerekse yeterince emin olamaması nedeniyle hayatının son yıllarında dile getirebilmiştir. Çünkü o devirde, kiliseye aykırı fikir ileri süren insanlar, yakılarak ölüme mahkum edilmiştir. Google 2013 yılında, doğumundan 540 yıl sonra Rönesans'in ve bilim tarihinin en ünlü isimlerinden biri olan Copernicus'u, teorisindeki gibi bir doodle ile anmıştır. Genel Ağ Metin 3'ten düzenlenmiştir. Aşağıdaki soruları metinden hareketle cevaplayınız. 1. Copernicus'un en önemli özellikleri nelerdir? 2. Batlamyus'a ait olan Evren Modeli ile Copernicus Teorisi arasındaki farklılıklar nelerdir?
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Son yıllarda, sürekli dile gelen bir soru var edebiyat çevrele-
rinde: Öykü yükseliyor mu? Şiirin ulaşılmaz yeri ve romanın
tükenmeyen gücünün yanında öykü türü hep bir muammanın
kucağında dolaşıyor hâlbuki. Düne, bugüne, hatta yarına
baktığımızda öykünün, özellikle Türk edebiyatında, hep arada
kalmış bir konumda olduğunu görüyoruz. Bazı yazarlar için
roman yazmadan önce kullanılan bir basamak, bazen bir
heves, çoğu zaman da okur nezdinde bir kere okunup kenara
koyulan bir eğlencelik türdür öykü. Elbette bu türe kendisini
adamış, teoride ve pratikte öykü evreninin kilitli kapılarını
zorlayan birçok kalem halen mevcut. Modern zamanların
"hızın hazzı"nı pompaladığı bir devirde, üslup ve pratiklik
bakımından tatmin sağlıyor olması da öykünün "yükseliş"
rotasını hızlandırdı diyebiliriz.
37. Bu parçadan hareketle öykünün yükselme nedenleri
arasında aşağıdakilerden hangisi gösterilemez?
A) Keyifle ve çabucak okunması
Anlatım bakımından talebi karşılaması
Diğer türlere geçişte önemli bir birikim oluşturması
D) Kısa oluşu
Modern insan için pratiklik sunması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Son yıllarda, sürekli dile gelen bir soru var edebiyat çevrele- rinde: Öykü yükseliyor mu? Şiirin ulaşılmaz yeri ve romanın tükenmeyen gücünün yanında öykü türü hep bir muammanın kucağında dolaşıyor hâlbuki. Düne, bugüne, hatta yarına baktığımızda öykünün, özellikle Türk edebiyatında, hep arada kalmış bir konumda olduğunu görüyoruz. Bazı yazarlar için roman yazmadan önce kullanılan bir basamak, bazen bir heves, çoğu zaman da okur nezdinde bir kere okunup kenara koyulan bir eğlencelik türdür öykü. Elbette bu türe kendisini adamış, teoride ve pratikte öykü evreninin kilitli kapılarını zorlayan birçok kalem halen mevcut. Modern zamanların "hızın hazzı"nı pompaladığı bir devirde, üslup ve pratiklik bakımından tatmin sağlıyor olması da öykünün "yükseliş" rotasını hızlandırdı diyebiliriz. 37. Bu parçadan hareketle öykünün yükselme nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi gösterilemez? A) Keyifle ve çabucak okunması Anlatım bakımından talebi karşılaması Diğer türlere geçişte önemli bir birikim oluşturması D) Kısa oluşu Modern insan için pratiklik sunması
VİP Yayınları
2.
O
8. Sınıf
D
Aşkın Güngör
1972'de İstanbul'da doğdu. 1990 yılından itibaren dâhil
olduğu yayıncılık sektörünün, editörlükten yazı işleri
müdürlüğüne dek hemen her alanında görev aldı.
Büyük kısmı çocuk ve gençlik edebiyatı eserleri olmak üzere
yüzlerce kitaba editör ve yayın danışmanı olarak destek
verdi.
Süreli yayınlarda şiir, deneme ve öyküleriyle yer
aldı. Ayrıca şiir, öykü, masal ve romanları yayımlandı. Pek
çok yerli seçkiye öyküleriyle katkı verdi.
Evli ve iki çocuk babası olan Aşkın Güngör, hâlen çocuk
ve yetişkinler için edebiyatın her türünde
eserler vermeyi sürdürüyor.
Bu metin ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yazar, kendi kendine konuşur gibi bir anlatım benimsemiştir.
B) Bir kişi; hayatı, çalışmaları, ortaya koyduğu ürünler yönünden tanıtılmıştır.
C) Tarafsız bir bakış açısıyla gerçeğe uygun bilgiler verilmiştir.
D) Sade, açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
2
Deneme Sınavı - 3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
VİP Yayınları 2. O 8. Sınıf D Aşkın Güngör 1972'de İstanbul'da doğdu. 1990 yılından itibaren dâhil olduğu yayıncılık sektörünün, editörlükten yazı işleri müdürlüğüne dek hemen her alanında görev aldı. Büyük kısmı çocuk ve gençlik edebiyatı eserleri olmak üzere yüzlerce kitaba editör ve yayın danışmanı olarak destek verdi. Süreli yayınlarda şiir, deneme ve öyküleriyle yer aldı. Ayrıca şiir, öykü, masal ve romanları yayımlandı. Pek çok yerli seçkiye öyküleriyle katkı verdi. Evli ve iki çocuk babası olan Aşkın Güngör, hâlen çocuk ve yetişkinler için edebiyatın her türünde eserler vermeyi sürdürüyor. Bu metin ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yazar, kendi kendine konuşur gibi bir anlatım benimsemiştir. B) Bir kişi; hayatı, çalışmaları, ortaya koyduğu ürünler yönünden tanıtılmıştır. C) Tarafsız bir bakış açısıyla gerçeğe uygun bilgiler verilmiştir. D) Sade, açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. 2 Deneme Sınavı - 3