Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

DE yere aşağıdaki yazarlardan hangisi getirilemez? A)Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Mustafa Kutlu D) Vüs'at O. Bener E) Tarık Dursun K Teyzemin ayak başparmaklarının kemikleri ayakkabılarının yanlarından taşmıştı. Elbisesinin yakasına yakutlu (kırmızı olduğundan taş yakut olacağını düşünmüştüm) bir iğne takmıştı. Kibar kadındır abla kuşamını bilir. Paşayla ilk evlendiklerinde mineli bir saat almıştı yüz görümlüğü. Daha bir sürü şeyle- da nedense benim gözüm mineli saatte kalmıştı. O canım çiçekleri nasıl da kondurmuşlardı saatin üst kal. Dayanamadım da bir kerelik takmak istemiştim. Sen savruksundur. Şurda burda düşürürsün dem saat düşer mi? Ne taksa sahicidir. Benim gibi de öyle allı güllü şeyleri sevmez. Tam paşa karısı olaca teyzen. Bunu böyle bil!. Konuşmadan durduk bir süre. 18)Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi kullanılmıştır A) İç çözümleme B) İç konuşma C) Geriye dönüş D) Bilinç akışı E) Betimleme

2. "Toplumsal gerçekleri, sanatın imbiğinden geçirmeden, giydirip kuşatmadan yansıtmak sanat değildir." sözle- riyle asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? AZZA A) Sanatın amacı toplumsal sorunları masaya yatırıp çözmek olmalıdır. B) Sanatçı eserlerinde olayları olduğu gibi yansıtmalı- dır. Sanatçı var olanı sanatın süzgecinden geçirip orta- ya koymalıdır. D) Sanatta temel ilke olarak görülen "Sanat toplum içindir." ilkesi çağımızda geçerliliğini yitirmiştir. E) Sanatçı salt kendi dünyasını eserlerine aktarmalı- dır. eneme Sipov

D) Geçtiğimiz asırda kendi zirvesini gördüğüne E) Bizde yüz kırk yıla yaklaşan bir mazisinin olduğuna . 36. Yazar asla taraf olmamalı. Elbette o da bir insandır; zevkleri, korkuları, siyasi düşüncesi, özel hayatı vardır. Ama bunu sayfalarının dışında yaşamalıdır. Ülkemizde maalesef gazetecilikle yazarlığı karıştıranlar var. Siyasi eser olmaz. Ben yazarsam her yöne hitap etmeliyim. Her görüşün baktığı yerden bakabilmeliyim. Daima şunu savunmuşumdur: "Hep sağına ya da hep soluna bakarsan önünü göremezsin." Yazar, günlük hayatın içinden doğruları cımbızla çekip çıkarmalıdır; bütün zamanlara ve insanlara seslenmelidik Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlat lan yazarın yapması gerekenlerden biri değildir? A) Objektif davranmak B) Politika dışı kalmak C) Gazetecilikten uzak durmak D) Çok yönlü olmak E) Evrensel eser vermek SC00-SS.02TYT04 gen (0

E) Her okurun kendince bir edebi zevki mevcuttur ve bu zevk, ev- rensel değer yargılarına uymak zorunda değildir; okur neyi gü- zel buluyorsa güzel odur, yargısını kabul edebiliriz. (22.20 Zooloji veya hayvan bilimi, biyolojinin hayvanları inceleyen bir alt dalıdır. Eski çağlarda yaşamış ve bugün soyu tükenen birçok tür ve günümüzde yaşayan bütün hayvanlar, zoolojinin inceleme alanına girmektedir. İnsanların merak ve araştırma eğilimiyle ortaya çıkan zoolojiyle ilgili ilk bilgiler Mısır, Iran ve Yunan kültürlerinde hayvanlara dair yazılı belgelerde görülmektedir. Geçmişte hayvanların basit tanımı, embriyonik gelişimi, beslenmeleri, davranışları, kalıtımlarıyla çevreleri ve diğer canlılarla olan etkileşim ve iletişimlerini inceleme- ye başlamış; daha sonraları alt dallara ayrılacak kadar gelişmiştir. Örneğin entomoloji, böcekleri inceleyen bilim dalıdır. Uzmanlarına entomolog ya da böcek bilimci adı verilir ve hayvanlar âleminin en kalabalık sınıfı olan 700.000 civarı türü inceler. Bu parçada zooloji ile ilgili aşağıdakilerden hangisine deği- nilmemiştir? A) Araştırma alanına ortalama olarak kaç türün girdiğine B) Geçmiş ile bugün arasındaki farklarının neler olduğuna Hangi alanları kapsayan bir disiplin olduğuna D) Hayvanlara dair hangi bilgileri öğrenmek için ortaya çıktığına 2) Meydana çıkmasını sağlayan etkenlerin neler olduğuna TYT/01GK-1 (A Serisi) 6 24. Altı şap sağlay tarzın zorlar. nikte f sarı, ye sarı şa faydal bilgi ve Bu pa okuma şapka A) Sa B) Di C) Sa D) In E) Sa

a la 38. Platon'a göre çocukların öncelikle, müzik eğitimi alması gerekir. Müzik eğitimi içerisinde sayılan masallar gerçek ve gerçek olmayan diye ayrılır. Çocuklar dıştan gelen uyarıcılara son derece açık olduklarından onların istedikleri ya da rastgele bir masal dinlemelerine izin verilmemelidir. Çünkü, çocuk eğitimi açısından yanlış anlatım ve konuları barındıran masallar olabilir. Bunları ayıklamak gerekir. Platon, "Peki, çocuklara hiç göz kulak olmayalım da önlerine çıkan ilk kişiden dinledikleri biçimiyle ilk masalı benimseyip büyüyünce sahip olmaları gerektiğini düşündüğümüz fikirlerin tam zıttı fikirlerin ruhlarına yerleşmelerine göz mü yumalım?" der. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Filozofların masal konusunda tutarsız görüşleri bulunmaktadır. B) Çocuk eğitiminde masalın yeri büyük olduğundan masal yazarlarına önem vermeliyiz. c) Çocuklara anlatılan masallar, onların hayal dünyasını geliştirmektedir. D) Her masalın çocuklara yararlı olduğu söylenemez. E) Masallar bazı anlatıcılar tarafından değiştirilip zararlı biçime sokulabilir. Diğer sayfaya geçiniz.

15. Cahit Koytak'ın şiir serüvenine, şiir dünyasına girdiğimizde karşımıza çıkan ilk tema, gündelik hayatın tasviri ve bunun karşısında sonsuzluğu, ebedî olanı yakalama arzusudur. Şair, imgelerini gündelik hayatın akıp giden olaylarından ve olgula- rından seçip çıkarmakta ve bunların âdeta anlamsızlığını değil ama gelip geçiciliğini, sıradanlığını vurgulamaya çalışmaktadır. Ayakları yere basan, insanın en derinden arzuladığı o sonsuz- luğa ulaşmasını sağlayacak olan unsurların bu geçici hayattan devşirilemeyeceğini ima eder gibidir. Şaire göre gündelik hayat, sonsuzluğa ulaşmamızda gerektiği kadar sağlam ve sırtımızı dayayabileceğimiz bir temel sunmamaktadır. Hatta değişmeye açık olan bu dünya, sonsuzluğu yakalama çabamızda karşımız- da aşılması gereken bir engel olarak durmaktadır. FFW Bu parçadan hareketle Cahit Koytak ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bu dünyayı sonsuzluğa ulaşmak için engel olarak gördüğüne B) Günlük yaşamdaki birçok olay ve olguyu şiirlerinin konusu yaptığına C) Şiirlerinin temasını soyut kavramlar üzerinden seçtiğine D) Şiirlerinde bu dünyanın gelip geçiciliğine değindiğine E) Ayakları yere sağlam basan şiirler yazdığına

22. Dil ve üslup yönünden 1940 şiirinin amacı şairanelikten S kurtularak doğal ve yalın bir anlatım gücüne ulaşmaktır. Onlara göre, zaten güzel olan varlığı veya insanı anlatırken onu bir de teşbih ve istiarelerle donatıp yapmacık hâle sokmak gerekmez. Dış âlem zaten şiir ve sırla yüklüdür. Onu olduğu gibi anlatabilmek bir şair için son başarıdır. Bu parçaya göre, 1940 şiiriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Gerçeğe uygun olmayan ifadelerden uzak durmaya çalışmışlardır. Süslü ve imgeli söyleyişlerden kaçınmışlardır. Gördüklerini gerçeğe bağlı kalarak anlatmak istemişlerdir. En D) Yalnızca gerçek anlamlı sözcüklerin kullanılması gerektiğini savunmuşlardır. E) Anlatılacak malzemenin güzelliğini yeterli görmüşlerdir.

A A A 25. Bir seferinde Húrin ile Huor bir keşif kolu ile birlikte çıkmış lardı ama Orkların pususuna düştüler ve dağıldılar, Orkla iki kardeşi Brithiach Geçidi'ne kadar kovaladı. Ulmo'nun S. rion sularındaki perilerinin etkili olan gücü olmasa yakalanı öldürülürlerdi. Perilerin gücüyle ırmaktan bir sis yükselir ve onları düşmanlarından saklar. Böylece iki kardeş, Brithiach aşıp Dimbar'a girer. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur A) Farklı duyulardan yararlanma B) İnsandan doğaya aktarım C) III. kişili anlatım D) Olağanüstülük E) Gözlem

TYT A 31. Mona Roza Şiiri Hikâyesi Bir rivayete göre Mona Roza şiirinin hikâyesi şu şekil- dedir: Sezai Karakoç, okul arkadaşı Muazzez Akkaya'ya âşık olur. Duygularını itiraf eden Karakoç, Muazzez Ha- nim tarafından reddedilir. Tatil döneminde Muazzez Ak- kaya, Geyve'de yazlıkta kalmaya başlayınca Karakoç tam karşısında bulunan yazlığın bahçesinde işe baş- lar. Her gün şiirler yazdığı Muazzez Hanım'a bir türlü yaklaşamayan Sezai Karakoç, mezuniyet töreninde Mona Roza şiirini okur. Muazzez Hanım'a bakarak şi- iri okuyan Karakoç, ısrarlar üzerine şiiri 3 kez daha tek- rar eder. Karakoç, sahneden inerken koşarak yanına gelen Muazzez Akkaya teklifinin geçerliliğini sorduğun- da Karakoç, "Senin aşkın artık benimkine yetişemez, hayır." der. Bu yanıt üzerine Muazzez Akkaya bayılır. Bu şiir hikâyesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? 33. A) Şairin dediği gibi, "Aşk iki kişiliktir." B) Aşık kimsenin onun gibi sevemeyeceğini düşünür. C) Her aşık, aşkına karşılık bulamayabilir. D) Aşığın kaderinde kabul de vardır ret de. E) insanların fikirlerinde değişiklik olabilir.

35. Biyoetik, biyoloji ve tip alanındaki gelişmelerin meydana getirdiği tartışmalı ve etik konuları inceleyen özel bir disiplindir. Klonlama, kök hücre tedavileri, yapay döllenme insanlar üzerinde yapılan deneyler ve genetiği değiştirilmiş organizma üretimi gibi konular; biyoetiğin inceleme alanındadır. Biyoetik kavramı bilimdeki hızlı değişimlerin ahlaki değerle uygun olması gerektiği düşüncesinden doğmuştur. Biyoetik çalışmalar; hukuk, felsefe, tip, ilahiyat, genetik ve biyoloji gibi bilim dalları ile sürekli bilgi alışverişi yapmaktadır. Biyoetik, bilimsel çalışma ve araştırmalarda nelere izin verilip nelerin yasaklanması gerektiğini etik olarak açıklamaya çalışır. Böylece bu konularda belirli bir standart oluşturmayı hedeflemektedir. Ancak toplumlardaki farklı kültürel, hukuksal ve felsefi yaklaşımlar nedeniyle küresel bir standart oluşturmak oldukça zordur. Bu parçada biyoetik ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Bilim dünyasında tartışmalara yol açtığına BY Etik değerlerle ilintisi bulunduğuna Sınırlayıcı nitelik taşıdığına Evrensel ölçütünün net olmadığına Bilinen bir standart oluşturmayı amaçladığına

Test 26 a bağl conraki ar- a Ozonu onun ozul- nlar- rak, atu- isi k. Bestat Ünite 3. Metni Anlam Apababa olarak çocuklarına gerçekten hissettikleri se gi rahat bir şekilde ifade edebilen ebeveynlerin her de nemlerde yaşanan sorumlar ile alle olarak daha etkin bi nemo cocuklar ile olumlu iletişim kurabildikleri, zor de findan ihtiyaç duydukları sevaivi görebilen çocukların ge- şekilde baş edebildikleri görülmektedir. Anne-babası tara nel olarak hem daha rahat sosyal ilişki kurabildikleri hem fark edilmektedir. Sağlıklı iletişim her zaman ve her yer- de daha güçlü bir öz güven duygusuna sahip oldukları de güclü ilişkiler oluşturur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidi A) Sağlıklı iletişim insanlar arasında soğukluğu giderip sevgiyi güveni ve samimiyeti artırır; sağlamlaştırır. B) Herşeyin başının iletişim olduğu bu dünyada bazı gü- el hareketler iletişime katkı sağlar. C) İletişimsizliğin yaşandığı bir ortamda huzura ulaşma- nın mümkün olmadığı bilinmelidir. D) Aile içi huzurun sağlanmasında ebeveynlerin gerekli inisiyatifi almayı bilmekten başka çareleri yoktur. E) Güçlü iletişimin plelerğu ailelere bakıldığında ailenin her bireyinin fedakarlık yaptığına şahit olunur.

-? an 23 "Ben insanoğlunun süratle çoğalarak nüfusunun üretilen gıdanın yetebileceğinden çok daha yüksek bir sayıya ulaşmasını bir kenarda oturup seyredecek biri değilim. Eğer bu dünya için yapabileceğim bir şey varsa, özellikle elimizdeki bilimsel veriler doğru ise ve kayda değer üretim programları ortaya koyacak malzememiz varsa bunları sonuna kadar kullanacağım." Bu sözler Norman Borlaug'a aitti. Aile çiftliğinde doğup büyümüş olan Borlaug, yıllar sonra yaptığı çalışmalarla bir milyardan fazla insanın açlığın pençesine düşmesini önleyecek, "yeşil devrim" olarak bilinen modern tarıma geçişin babası olarak tanınacak ve özellikle Meksika, Hindistan ve Pakistan'da yaptığı çalışmalardan ötürü 1970 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülecekti. Parcaya göre, Norman Borlaug ile ilgili olarak hangisi söylenemez? A) Duyarlıdır. B) Azimlidir. D) Başarılıdır. 290 syslys2 19pi0 VISTE Yenilikçidir. X EKanaatkârdır. düşünceri UcDört Bes 9 013

N: 19ak 2. CNN Travel tarafından her yıl yapılan değerlendirmenin bu yılki ayağında yayla çorbası dünyanın en iyi yirmi çorbası arasında gösterildi. "Yayla çorbası, tibbin ve çorbanın birbirinden ayrı düşünülmediği bir zamandan geliyor." ifadesine yer verildi. Nezle, grip gibi kış hastalıklarına karşı önlem olarak da içildiği belirtilen çorbasının, bazı eski Türk hastanelerinde hastalara özellikle servis edildiği aktarıldı. Değerlendirmede ayrıca, haşlanmış pirinç veya arpa kullanılan çorbaya eklenecek bir parça kuru nanenin, yoğurdun hafif aromasını dengelemeye yardımcı olacağı ve taze pideyle servis edilmesi gerektiği gibi detaylar da yer aldı. yayla Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır? A) Yayla çorbasının yapılışının, bir kurumun yaptığı yayında ayrıntılı biçimde açıklanması B) Bir mutfak ürününün, yabancı bir haber kuruluşunda detaylı tanıtımının yapılması C) Bir Türk çorbasının, gezi ile ilgili bir web sayfasında genel katılımlı beğeni derecesine girmesi D) Yerel bir yemek çeşidinin, bir gezi platformundaki sıralamada en iyiler arasında yer alması 2) Yerli bir çorba çeşidinin, uluslararası ölçekli bir yarışmada tanıtımının yapılması C) G D) S Ha e C

(1) Eserlerini iki ayrı dilde kaleme alan nadir yazarlardan olan Osman Necmi Gürmen, uzun bir aradan sonra edebiyat dünyasına, Râna adlı romanı ile döndü. (II) Çok sarsıcı bir dönem romanı olan Râna, Osman Necmi Gürmen'in üçüncü romanı. (III) 1905-1928 arasındaki dönemi, çarpıcı olaylara değinerek akıcı bir dille aktaran Osman Necmi, "hassas ve akıllı" Râna'ya bu iki meziyetin nasıl zarar verdiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor (IV) Osman Necmi Gürmen'in romanlarında hep şikin müziğini görmek mümkün. (V) Yazar, parçalanan imparatorluğun altüst olmuş tutucu dünyasında büyüyen, her şeyiyle yeniliğe gebe bir toplumun doğum sancılarında kıvranan Râna aracılığıyla, okurunu yakın tarihimizde olağanüstü bir yolculuğa çıkarıyor. 4. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yorum yoktur? A) I B) II C) III D) IV E) V

5. Tutulan bir köşe yazarı olabilmek için entelektüel birikime, iyi seviyede bir Türkçe bilgisine; işlen- miş, incelmiş bir üsluba sahip olmanız gerekli. Bir görüşün yılmaz savunucusu olmanız sizi itici kı- lar. Öyle bir yol tutmalısınız ki bir bakkal da oku- duğunda tat almalı, profesör de. Basit yazmak- tan, anlaşılır olmaktan, kısa cümleler kurmaktan kaçınmayın. Öz eleştiri yapmaktan çekinmeyin, yeri geldiğinde yanıldığınızı kabul edin. Köşe yaz- mak, bir çerçeveleme işidir. Binlerce konudan bi- rini seçin ve sadece onu yazının merceğine otur- tun. Bir sürü şey söylemek yerine tek bir şey söy- lerseniz daha iyi anlaşılırsınız. Yazının da bir mi- marisi vardır. Şöyle ilk bakıldığında güzel görü- nen, kolay okunan bir biçim, göze hoş gelen bir doku oluşturmalısınız. Yani "Yazının içi güzel." de- memelisiniz, dış görünüşü de önemsemelisiniz. PARAGRAFTA YAR Bu parçada köşe yazarlarına önerilenler ara- sında, 1. Okuru yönlendirmeyi amaç edinmeleri II. Kapalılıktan uzak durmaları III. Belli bir konuya odaklanmaları IV. Toplumsal sorunları konu edinmeleri V. Aşırı ideolojik yaklaşımlardan uzak durmaları yargılarından hangileri yoktur? A) I ve III D) Ill ve V B) I ve IV E) IV ve V C) II ve III APOIEMI 7

1. re cevaplandırınız. şağıdaki parçaya ARÇALAR (1) Geç anlaşılmak, ölümünden sonra takdir edilmek, bir- çok yazar ve sanatkar için bahis konusudur; zaten büyük Tanpınar'ın romanları da hikayeleri de döneminin roman sanatkâr çagının ilerisinde olan insandır. (II) Ahmet Hamdi ve hikayesinden farklı bir yerdedir, ilk yayınlandığında Ab- dullah Efendi'nin Rüyaları kuvvetli bir etki yaratamamıştı. (III) Mehmet Kaplan da ilk asistanlık yıllarında bundan nemin eleştirmenlerinin tavrı da -pek azı dışında-bundan "upuzun bir saçma" diye ciddi ciddi bahseder. (IV) Do- farklı değildi. (V) Eserlerinin değerinin anlaşılması için bir zaman geçmesi, toplumun ve aydınların yeni çözüm ihti- yaçlarıyla, arayışlarla karşılaşması gerekiyordu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, saptama yapılmıştır. BT II. cümlede, Tanpınar'ın özgünlüğünden söz edilmiştir. Cll. cümlede, bir gerekçe dile getirilmiştir. B) IV. cümlede, eleştirmenlerin tutumu anlatılmıştır. E) V. cümlede, eserlerin değerinin neden anlaşılmadığı i belirtilmiştir. $ Bu parçada geçen "upuzun bir saçma" sözüyle eleştir- mek istenen aşağıdakilerden hangisidir? Eserin niteliksiz olarak değerlendirilmesi Her yazarın olaylara farklı bakmasi Eserin değerinin sonradan anlaşılması Eleştirmenlerle okuyucular arasında çatışma olması Sanatçıların öldükten sonra değerlerinin anlaşılması 141