Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce Soruları

Turkce
X
2) Donyani oluşumundan beri, sismik yöndan akur bu
lunan bölgelerde depremlerin ardigik olarak oluştugu
ve sonucundan da milyonlarca insanın ve bannaklann
yok oldugu bilinmektedir. Bilindigi gibi yurdumuz dün
yanın en etkin daprem kuşaklanndan birinin üzerinde
bulunmaktadır. Turkiye deprem tehlike haritasına
gore, Olkemizin 902'si deprem bölgelan içerisinde bu
lunmaktadır Son o yıl içerisinde depremlerden: 68.000
vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 122.000 kişi yara-
lenme ve yaklaşık olarak 411.000 bina yıkılmiş veya
agir hasar görmüştür. Sonuç olarak denilebilir ki dep-
remlerden her yıl ortalama 1.000 vatandaşımız ölmek
te ve 7.000 bina yıkılmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler ol
duğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak deprem
lerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir
gorcektir
B) Arazi yapısı genç ve hareketli olan ülkelerde dep-
rem olma ihtimali diğer ülkelere nazaran daha yük-
sektir
-
C) Deprem kusağında yer alan Olkemizin, oluşabile-
cok depremlere karşı her zaman hazırlıklı olması
gerekmektedir
D)) Deprem yıkıcı ve yok edici bir gerçektir. Türkiye bu-
lunduğu konum itibarıyla sıklıkla bullyikiciliga ma-
ruz kalmaktadır
Geçmişte Türkiye'nin yaşadığı depremler, gelecek-
te yaşanacak depremler için önlem alınması ge-
rektiğinin ciddi bir göstergesidir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
Turkce X 2) Donyani oluşumundan beri, sismik yöndan akur bu lunan bölgelerde depremlerin ardigik olarak oluştugu ve sonucundan da milyonlarca insanın ve bannaklann yok oldugu bilinmektedir. Bilindigi gibi yurdumuz dün yanın en etkin daprem kuşaklanndan birinin üzerinde bulunmaktadır. Turkiye deprem tehlike haritasına gore, Olkemizin 902'si deprem bölgelan içerisinde bu lunmaktadır Son o yıl içerisinde depremlerden: 68.000 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 122.000 kişi yara- lenme ve yaklaşık olarak 411.000 bina yıkılmiş veya agir hasar görmüştür. Sonuç olarak denilebilir ki dep- remlerden her yıl ortalama 1.000 vatandaşımız ölmek te ve 7.000 bina yıkılmaktadır. Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler ol duğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak deprem lerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gorcektir B) Arazi yapısı genç ve hareketli olan ülkelerde dep- rem olma ihtimali diğer ülkelere nazaran daha yük- sektir - C) Deprem kusağında yer alan Olkemizin, oluşabile- cok depremlere karşı her zaman hazırlıklı olması gerekmektedir D)) Deprem yıkıcı ve yok edici bir gerçektir. Türkiye bu- lunduğu konum itibarıyla sıklıkla bullyikiciliga ma- ruz kalmaktadır Geçmişte Türkiye'nin yaşadığı depremler, gelecek- te yaşanacak depremler için önlem alınması ge- rektiğinin ciddi bir göstergesidir
ÇAP / TYT
29. A
27. Eleştiriyi bir tanımla anlatmak zor çünkü çok boyutlu.
Hayatın ta kendisi gibi. Bugün yaşadığımız böyle bir
hayat olmasa bile... Sokakta yürürken ayağımız bir
taşa takılıp tökezliyor ve yürüyüp geçiyorsak eleştiriy-
le ilgisi olmayan hatta yaşamadığımız bir hayattır o.
Ayağımızın taşa takılmasını, söz gelimi "belediyenin
görevini yapmaması" olarak açıklıyorsak işte o zaman
eleştirmeye başlayabiliriz. Böyle algılayan, böyle ya-
şayan insanlarla kurulan bir hayat, “yürüyüp geçip gi-
den" insanlarla kurduğumuzdan daha farklıdır elbette.
Bu parçaya göre "eleştiri"nin tanımı aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Hayata dair farklı ve doğru bakış açıları sunabil-
mektir.
B) Bir problemin kaynağını tespit etme gayretidir.
C) Hayatı anlamaya dair yapkan bir etkinliktir.
D) İçinde bulunduğumuz şartları değiştime çabasıdır.
E) Hayata dair bir şeyleri sorgulayabilmektir.
dy
icmak kadar
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
ÇAP / TYT 29. A 27. Eleştiriyi bir tanımla anlatmak zor çünkü çok boyutlu. Hayatın ta kendisi gibi. Bugün yaşadığımız böyle bir hayat olmasa bile... Sokakta yürürken ayağımız bir taşa takılıp tökezliyor ve yürüyüp geçiyorsak eleştiriy- le ilgisi olmayan hatta yaşamadığımız bir hayattır o. Ayağımızın taşa takılmasını, söz gelimi "belediyenin görevini yapmaması" olarak açıklıyorsak işte o zaman eleştirmeye başlayabiliriz. Böyle algılayan, böyle ya- şayan insanlarla kurulan bir hayat, “yürüyüp geçip gi- den" insanlarla kurduğumuzdan daha farklıdır elbette. Bu parçaya göre "eleştiri"nin tanımı aşağıdakiler- den hangisidir? A) Hayata dair farklı ve doğru bakış açıları sunabil- mektir. B) Bir problemin kaynağını tespit etme gayretidir. C) Hayatı anlamaya dair yapkan bir etkinliktir. D) İçinde bulunduğumuz şartları değiştime çabasıdır. E) Hayata dair bir şeyleri sorgulayabilmektir. dy icmak kadar
(1) Öğretmen-öğrenci arasındaki ilişkiyi guçlendirecek
olan öğretmendir. (II) İlişkinin güçlenmesi için öğretme-
nin, öğrencinin gelişim dönemleri ve özellikleri konula-
rinda yetiştirilmesi gerekir. (III) Öğretmen-öğrenci ilişki-
sinde beklenen esas amaç, öğrencinin başarısıdır. (IV)
Eğitim psikologlarının görüşlerine göre, öğrencilerin
gelişim özellikleri, zekâ düzeyleri, öğrenme biçimleri,
yaratıcılıkları, tutumları, motive olma düzeyleri, ben
kavramı gibi kişilik özellikleri onları birbirinden ayırır ve ,
öğrenmelerini etkiler. (V) Kişisel özelliklere bağlı olarak
gelişen problemlerin çözümünde, öğrenciye ailesi ve
öğretmen tarafından küçük adımlarla ilerleyen hedefle-
rin konulması ve öğrencinin bu hedeflere ulaşıldıkça
ödüllendirilmesi, böylece neyi ne kadar iyi yapabilece-
ğinin farkına varmasının sağlanması yararlı olmaktadır.
(VI) Bu nedenle, öğretmen, iyi bir iletişim kurarak
öğrencinin kapasitesinden haberdar olmalı ve buna
göre beklentisini ortaya koyup öğrenme ortamını
öğrencinin ihtiyacına göre düzenlemelidir.
39. I. Öğrenciyi gerektiğinde ödüllendirmek
II. Bazı zamanlarda öğrenciden kapasitesini zorla-
yacak davranışlar sergilemesini istemek
III. Öğrencilere yeri geldiğinde ikazlarda bulunmak
IV. Her öğrencinin kendine özgü olduğunu bilmek ve
buna göre davranmak
Bu parçaya göre eğitim-öğretim sürecinde faydalı
olabilmek için yukarıdakilerden hangileri yapılmalı-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
(1) Öğretmen-öğrenci arasındaki ilişkiyi guçlendirecek olan öğretmendir. (II) İlişkinin güçlenmesi için öğretme- nin, öğrencinin gelişim dönemleri ve özellikleri konula- rinda yetiştirilmesi gerekir. (III) Öğretmen-öğrenci ilişki- sinde beklenen esas amaç, öğrencinin başarısıdır. (IV) Eğitim psikologlarının görüşlerine göre, öğrencilerin gelişim özellikleri, zekâ düzeyleri, öğrenme biçimleri, yaratıcılıkları, tutumları, motive olma düzeyleri, ben kavramı gibi kişilik özellikleri onları birbirinden ayırır ve , öğrenmelerini etkiler. (V) Kişisel özelliklere bağlı olarak gelişen problemlerin çözümünde, öğrenciye ailesi ve öğretmen tarafından küçük adımlarla ilerleyen hedefle- rin konulması ve öğrencinin bu hedeflere ulaşıldıkça ödüllendirilmesi, böylece neyi ne kadar iyi yapabilece- ğinin farkına varmasının sağlanması yararlı olmaktadır. (VI) Bu nedenle, öğretmen, iyi bir iletişim kurarak öğrencinin kapasitesinden haberdar olmalı ve buna göre beklentisini ortaya koyup öğrenme ortamını öğrencinin ihtiyacına göre düzenlemelidir. 39. I. Öğrenciyi gerektiğinde ödüllendirmek II. Bazı zamanlarda öğrenciden kapasitesini zorla- yacak davranışlar sergilemesini istemek III. Öğrencilere yeri geldiğinde ikazlarda bulunmak IV. Her öğrencinin kendine özgü olduğunu bilmek ve buna göre davranmak Bu parçaya göre eğitim-öğretim sürecinde faydalı olabilmek için yukarıdakilerden hangileri yapılmalı-
TEST - 131
Sific Risk
6
Aşağıdaki parçalardan hangisi "İyi bir yazar, simgesel okumala-
ra izin veren eserler kaleme almalıdır." düşüncesine uzak düş-
mektedir?
A) Moby Dick romanında Ahab ve Moby Dick arasındaki çatış-
ma, birey ile doğa; Ahab ve gemi mürettebatı arasındaki ça-
tışma, birey ile toplum arasındaki gerilimi yansıtır. Gemi;
Amerikan toplumunu, acımasız Ahab ise acımasız ekonomik
sistemi temsil eder.
B) Nietzsche'nin, fikir dünyasının zirvesine yerleştirdiği eseri
Böyle buyurdu Zerdüşt, düşünürün olgunluk çağı eseridir.
Nietzsche, anlatmak istediği her şeyi son kitabı olan bu eser-
de özetlediğini söyler: "iyi olan nedir, diye soruyorsunuz; ce-
sur olmak iyidir."
C) 15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofi, bir gün posta ku-
tusunda "Kimsin?" yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareket-
le, bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapla-
ri, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Ga-
arder, Sofi ile okuru özdeşleştirir.
D) Roman, Râci'nin Aynalı Baba ile konuşmalarından ortaya çı-
kar. Râci, içinde şüpheler ve sorular biriktiren bizler oluyo-
ruz. Konuşmaların çoğu ontolojiktir. Her ne kadar birçok fark-
li bilim, felsefe ve inanç ile sorularına cevap aramışsa da kül-
türlü genç Rậci bir türlü ikna olmaz.
E) Cibran, Ermiş'te hayatı yaşanılır kılan değerleri, toplumsal
yaşama etki eden olay ve olguları Mustafa adlı sürgün bir
ermişin dilinden anlatırken aslında Mustafa kendisidir, ken-
di adına konuşur. Kendisine yöneltilen pek çok konu hakkın-
daki sorulara şiirsel bir filozofiyle cevap verir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TEST - 131 Sific Risk 6 Aşağıdaki parçalardan hangisi "İyi bir yazar, simgesel okumala- ra izin veren eserler kaleme almalıdır." düşüncesine uzak düş- mektedir? A) Moby Dick romanında Ahab ve Moby Dick arasındaki çatış- ma, birey ile doğa; Ahab ve gemi mürettebatı arasındaki ça- tışma, birey ile toplum arasındaki gerilimi yansıtır. Gemi; Amerikan toplumunu, acımasız Ahab ise acımasız ekonomik sistemi temsil eder. B) Nietzsche'nin, fikir dünyasının zirvesine yerleştirdiği eseri Böyle buyurdu Zerdüşt, düşünürün olgunluk çağı eseridir. Nietzsche, anlatmak istediği her şeyi son kitabı olan bu eser- de özetlediğini söyler: "iyi olan nedir, diye soruyorsunuz; ce- sur olmak iyidir." C) 15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofi, bir gün posta ku- tusunda "Kimsin?" yazılı bir not bulur. Bu sorudan hareket- le, bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapla- ri, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan Jostein Ga- arder, Sofi ile okuru özdeşleştirir. D) Roman, Râci'nin Aynalı Baba ile konuşmalarından ortaya çı- kar. Râci, içinde şüpheler ve sorular biriktiren bizler oluyo- ruz. Konuşmaların çoğu ontolojiktir. Her ne kadar birçok fark- li bilim, felsefe ve inanç ile sorularına cevap aramışsa da kül- türlü genç Rậci bir türlü ikna olmaz. E) Cibran, Ermiş'te hayatı yaşanılır kılan değerleri, toplumsal yaşama etki eden olay ve olguları Mustafa adlı sürgün bir ermişin dilinden anlatırken aslında Mustafa kendisidir, ken- di adına konuşur. Kendisine yöneltilen pek çok konu hakkın- daki sorulara şiirsel bir filozofiyle cevap verir.
31. Tanpınar, 1940'lı yıllarda boş zamanlarını bir antikacı
dükkânında geçirir. Onun kişisel sözlüğünde bu mekân,
hayal dünyasını canlı tutan bir medeniyet müzesidir.
Etrafa dağılmış küçüklü büyüklü Çin porselenleri,
geçmiş zamanı sayıklayan saatler, Bursa ipeklileri,
XIV. Louis tarzında mobilyalar... Bunların hepsi, yazarın
medeniyet kavramına yüklediği anlamı kuşatır. Ona
göre medeniyet, derin maziden gelen anlamlı bir kültürel
bütünlüktür.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin,
Tanpınar'ın görüşleriyle örtüştüğü söylenebilir?
A) Eskiyen eşyalar, medeniyetlerin şekillenmesinde
önemli bir etkiye sahiptir.
B) Antika eşyalar, geçmişten gelen birikimin bir
yansıması olarak değerlendirilir.
C) Bir kültür sembolü olarak eşya, geçmişte var olduğu
döneme hâkim olur.
D) Medeniyetler, eski eşyalara yüklenen anlamlardan
bağımsız olarak gelişir.
E) Farklı kültürlerden gelen eşyalar, sanatçıya kendi
geçmişini hatırlatır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
31. Tanpınar, 1940'lı yıllarda boş zamanlarını bir antikacı dükkânında geçirir. Onun kişisel sözlüğünde bu mekân, hayal dünyasını canlı tutan bir medeniyet müzesidir. Etrafa dağılmış küçüklü büyüklü Çin porselenleri, geçmiş zamanı sayıklayan saatler, Bursa ipeklileri, XIV. Louis tarzında mobilyalar... Bunların hepsi, yazarın medeniyet kavramına yüklediği anlamı kuşatır. Ona göre medeniyet, derin maziden gelen anlamlı bir kültürel bütünlüktür. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin, Tanpınar'ın görüşleriyle örtüştüğü söylenebilir? A) Eskiyen eşyalar, medeniyetlerin şekillenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. B) Antika eşyalar, geçmişten gelen birikimin bir yansıması olarak değerlendirilir. C) Bir kültür sembolü olarak eşya, geçmişte var olduğu döneme hâkim olur. D) Medeniyetler, eski eşyalara yüklenen anlamlardan bağımsız olarak gelişir. E) Farklı kültürlerden gelen eşyalar, sanatçıya kendi geçmişini hatırlatır.
24. Konuşmacının konuşmasında kullanacağı örnekler, tezini
destekleyeceği gibi, dinleyicilerin ilgisini çekme açısından
da yararlı olacaktır. Verilen örneklerin mümkünse gerçek ya-
şamdan alınmış, tek bir deneyimi içerecek örnekler olmasına
dikkat etmek gerekir. Gerçek yaşamdan alınan örnekler, her
zaman dinleyicinin ilgisini çeker. Örneğin Eczacılık Fakülte-
sinde emülsiyon konusunu anlatan bir öğretim görevlisinin
öğrencilere, sabah kalktıkları andan itibaren kullandıkları
emülsiyonları (süt, yağ, mayonez, şampuan, krem vb) an-
latması, öğrencilerin ilgisini o yöne çekmeye yetmiştir. Aylar
sonra, en tembel öğrencilerden dahi bir emülsiyon örneği
vermesini istediğinde doğru cevabı alabilmiş olması, dinle-
yici ile iyi bir iletişim kurduğunu göstermektedir. Bu da ör-
neklerin ne denli etkili olduğunun göstergesidir.
Bu parçada konuşmacı ile ilgili olarak asıtanlatılmak is-
tenen aşağıdakilerden hangisidir?
Al Verilen örnekler konu ile ilgili olmalıdır.
B) Konuşmacı, konuşmasını yerinde örneklerle zenginleştir-
melidir.
Shkonuşmacı, ayrıntıları anlatırken dikkatli olmalıdır.
D) Konuşmacı, önce dinleyicinin ilgisini çekmelidir,
E) Dinleyiciler somut örnekleri hiçbir zaman unutmaz.
B
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
24. Konuşmacının konuşmasında kullanacağı örnekler, tezini destekleyeceği gibi, dinleyicilerin ilgisini çekme açısından da yararlı olacaktır. Verilen örneklerin mümkünse gerçek ya- şamdan alınmış, tek bir deneyimi içerecek örnekler olmasına dikkat etmek gerekir. Gerçek yaşamdan alınan örnekler, her zaman dinleyicinin ilgisini çeker. Örneğin Eczacılık Fakülte- sinde emülsiyon konusunu anlatan bir öğretim görevlisinin öğrencilere, sabah kalktıkları andan itibaren kullandıkları emülsiyonları (süt, yağ, mayonez, şampuan, krem vb) an- latması, öğrencilerin ilgisini o yöne çekmeye yetmiştir. Aylar sonra, en tembel öğrencilerden dahi bir emülsiyon örneği vermesini istediğinde doğru cevabı alabilmiş olması, dinle- yici ile iyi bir iletişim kurduğunu göstermektedir. Bu da ör- neklerin ne denli etkili olduğunun göstergesidir. Bu parçada konuşmacı ile ilgili olarak asıtanlatılmak is- tenen aşağıdakilerden hangisidir? Al Verilen örnekler konu ile ilgili olmalıdır. B) Konuşmacı, konuşmasını yerinde örneklerle zenginleştir- melidir. Shkonuşmacı, ayrıntıları anlatırken dikkatli olmalıdır. D) Konuşmacı, önce dinleyicinin ilgisini çekmelidir, E) Dinleyiciler somut örnekleri hiçbir zaman unutmaz. B Diğer sayfaya geçiniz.
seq yeyeuſeq qı yep.z on
zo ziswauo lue.lip Si ujuepel! A BAX
wes! uequeje sex 77'7 uepinjunzn
dz'de isejis ujuajipzo
piquelo
useyn
ti
I! u
pijr
ko
11035. İstanköylü Hipokrat, MÖ 460 ile MÖ 375 yılları arasında
yaşamış bir Yunan hekimdi. Insanların hastalıklarının, boş
inançların ve tanrıların gazabının yorduğu bir zamanda,
Hipokrat tüm hastalıkların doğal bir nedeni olduğunu
göstermişti. Tip ilmini öğretmeye adanmış ilk entelektüel
okulu o kurmuştu. Bunu içindir ki Hipokrat "tıbbin
babası" olarak bilinir. Ünlü Hipokrat yemini de dâhil
günümüze kadar gelmeyi başarmış yaklaşık 60 tibbi
yapit, Hipokrat ile ilişkilendirilir. Bu yapıtlar nihayetinde
Hipokratik Korpus adı verilen bir koleksiyonda bir
araya getirilmişti. Yapıtların tümü Hipokrat tarafından
yazılmamış olabilir ancak bunların Hipokrat'ın felsefesinin
birer yansıması olduğu kesin. Hipokrat'la birlikte, tibbi
uygulamalar yeni bir yönelim kazanmış, böylelikle daha
rasyonel ve daha bilimsel bir tip görüşüne doğru hareket
başlamıştı.
Bu parçadan hareketle Hipokrat ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hipokrat, hastalıklara akılcı yaklaşımı ile farklılık
yaratmıştır.
B) Yunan kültürünün en önemli doktorudur, bu nedenle
"tibbin babası" olarak tanınır. V
oy Hipokrat, hastalıklara bilimsel bir metotla
yaklaşmıştır.
D) Hipokrat'a ait olduğu kesin olarak bilinmeyen eserler
mevcuttur.
E) Hipokrat yemini, kendisine ait tibbi bir yapıt olarak
ifade edilir.
kendisine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
seq yeyeuſeq qı yep.z on zo ziswauo lue.lip Si ujuepel! A BAX wes! uequeje sex 77'7 uepinjunzn dz'de isejis ujuajipzo piquelo useyn ti I! u pijr ko 11035. İstanköylü Hipokrat, MÖ 460 ile MÖ 375 yılları arasında yaşamış bir Yunan hekimdi. Insanların hastalıklarının, boş inançların ve tanrıların gazabının yorduğu bir zamanda, Hipokrat tüm hastalıkların doğal bir nedeni olduğunu göstermişti. Tip ilmini öğretmeye adanmış ilk entelektüel okulu o kurmuştu. Bunu içindir ki Hipokrat "tıbbin babası" olarak bilinir. Ünlü Hipokrat yemini de dâhil günümüze kadar gelmeyi başarmış yaklaşık 60 tibbi yapit, Hipokrat ile ilişkilendirilir. Bu yapıtlar nihayetinde Hipokratik Korpus adı verilen bir koleksiyonda bir araya getirilmişti. Yapıtların tümü Hipokrat tarafından yazılmamış olabilir ancak bunların Hipokrat'ın felsefesinin birer yansıması olduğu kesin. Hipokrat'la birlikte, tibbi uygulamalar yeni bir yönelim kazanmış, böylelikle daha rasyonel ve daha bilimsel bir tip görüşüne doğru hareket başlamıştı. Bu parçadan hareketle Hipokrat ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Hipokrat, hastalıklara akılcı yaklaşımı ile farklılık yaratmıştır. B) Yunan kültürünün en önemli doktorudur, bu nedenle "tibbin babası" olarak tanınır. V oy Hipokrat, hastalıklara bilimsel bir metotla yaklaşmıştır. D) Hipokrat'a ait olduğu kesin olarak bilinmeyen eserler mevcuttur. E) Hipokrat yemini, kendisine ait tibbi bir yapıt olarak ifade edilir. kendisine
B.
8
insanlık tarihinin taşıdığı anlamı keşfetmek
A steyenler, bunun için insanlığın kökenine
Delirlemeyi gerekli görmüşler. Anlamı
inmeyi ve onların gayesinin ne olduğunu
femellendirmek için, insanın nasıl ve hangi
gerekmiştir. Kökenin belirlenmesi, ayni
gayeyle ortaya çıktığını yani kökeni belirlemek
zamanda, insanın gayesini de ortaya
koymaktadır. Köken, insanın bu dünyaya hangi
yeteneklerle, neden ve nasıl geldiğini ya da
nasıl oluştuğunu açıklarken gaye, insanlığın,
belirlenmiş ya da öngörülmüş hedefinin ne
olduğunu ve bu hedefe varmak için hangi
aşamalardan geçtiğini ya da geçeceğini
açıklamaktır. Köken ve gaye belirlendikten
sonra tarihte anlamın varlığı belirmeye başlar.
Tarihi anlamlı ve bütünlüklü bir yapı olarak
incelemek isteyen düşünürler, onda bir gayenin
olduğu görüşünden hareket etmişlerdir.
Jaspers'e göre, kendimizi anlamak için, tarihi
bir bütün olarak kavramak isteriz. Bunun
nedeni, tarihin insanlığın hafızası olması
yanında, tarih, insanın sadece bilgi kaynağı
değil, aynı zamanda onun yaşantısı olmasıdır.
Dolayısıyla, insan hakkındaki düşünceler,
insanlık tarihinin bütününü göz önüne
alınmadığı sürece çok fazla bir anlam ifade
etmez.
1
!
1
1
1
Bu parçaya göre insanlık tarihinin sahip
olduğu anlamı keşfetmenin yolu,
aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?
A) insanlığın kökenini ve gayesini ortaya
-koymaya
B) Vinsan düşüncesinin sınırlarını ve haritasını
çıkarmaya
Cinsanlığın ilk atalarının yaşam biçimlerini
araştırmaya
D) Tarihi anlamlı ve bütünlüklü bir yapı olarak
incelemeye
E) Insanlığın yaptığı ve yapabileceği şeyleri tam
olarak belirlemeye
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
B. 8 insanlık tarihinin taşıdığı anlamı keşfetmek A steyenler, bunun için insanlığın kökenine Delirlemeyi gerekli görmüşler. Anlamı inmeyi ve onların gayesinin ne olduğunu femellendirmek için, insanın nasıl ve hangi gerekmiştir. Kökenin belirlenmesi, ayni gayeyle ortaya çıktığını yani kökeni belirlemek zamanda, insanın gayesini de ortaya koymaktadır. Köken, insanın bu dünyaya hangi yeteneklerle, neden ve nasıl geldiğini ya da nasıl oluştuğunu açıklarken gaye, insanlığın, belirlenmiş ya da öngörülmüş hedefinin ne olduğunu ve bu hedefe varmak için hangi aşamalardan geçtiğini ya da geçeceğini açıklamaktır. Köken ve gaye belirlendikten sonra tarihte anlamın varlığı belirmeye başlar. Tarihi anlamlı ve bütünlüklü bir yapı olarak incelemek isteyen düşünürler, onda bir gayenin olduğu görüşünden hareket etmişlerdir. Jaspers'e göre, kendimizi anlamak için, tarihi bir bütün olarak kavramak isteriz. Bunun nedeni, tarihin insanlığın hafızası olması yanında, tarih, insanın sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda onun yaşantısı olmasıdır. Dolayısıyla, insan hakkındaki düşünceler, insanlık tarihinin bütününü göz önüne alınmadığı sürece çok fazla bir anlam ifade etmez. 1 ! 1 1 1 Bu parçaya göre insanlık tarihinin sahip olduğu anlamı keşfetmenin yolu, aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? A) insanlığın kökenini ve gayesini ortaya -koymaya B) Vinsan düşüncesinin sınırlarını ve haritasını çıkarmaya Cinsanlığın ilk atalarının yaşam biçimlerini araştırmaya D) Tarihi anlamlı ve bütünlüklü bir yapı olarak incelemeye E) Insanlığın yaptığı ve yapabileceği şeyleri tam olarak belirlemeye
39. Barış Bıçakçı'nın "güzel bir cümle" yazma arzusu hep var
bence. Kahramanlarında izleri var çünkü bunun. Baharda
Yine Geliriz'deki genç âşık, sevdiği kızın okuyacağı bir
kitap yazdığını hayal ederken aslında tek bir cümledir is-
tediği: "lçinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki kitabı oku-
yan biri o cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp simsiki
göğsüne bastırsın." Yazar, bir eserde bizzat kendisi konu-
şur: “Benim için hakikat, bir cümle uzunluğunda, genişli-
ğinde ve derinliğindedir; daha fazla değil. Uzun cümleyi
biliriz, gramer koyar ona sınırı. Ama geniş ve derin cümle
diyorsak işte bu güzellikle ilgili bir şeydir. Cümle genişle-
dikçe ve derinleştikçe güzelleşir."
Bu parçadan hareketle Barış Bıçakçı ile ilgili aşağıda-
kilerin hangisi söylenebilir?
A) Güzel cümleler bulabilmek için gerçek insanlardan ya-
rarlanır.
B) Kitaplarını okuyanlar, onlardan çok etkilenmekte ve
tekrar okumaktadır.
C) Uzun cümleler yazmasına rağmen okurlarını sikma-
yan bir yazardır.
D) Sosyal çevresini ve tanıştığı insanları çok iyi gözlem-
lemektedir.
E) Özlülük ve etkileyicilik ilkeleri doğrultusunda yazmak
istemektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
39. Barış Bıçakçı'nın "güzel bir cümle" yazma arzusu hep var bence. Kahramanlarında izleri var çünkü bunun. Baharda Yine Geliriz'deki genç âşık, sevdiği kızın okuyacağı bir kitap yazdığını hayal ederken aslında tek bir cümledir is- tediği: "lçinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki kitabı oku- yan biri o cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp simsiki göğsüne bastırsın." Yazar, bir eserde bizzat kendisi konu- şur: “Benim için hakikat, bir cümle uzunluğunda, genişli- ğinde ve derinliğindedir; daha fazla değil. Uzun cümleyi biliriz, gramer koyar ona sınırı. Ama geniş ve derin cümle diyorsak işte bu güzellikle ilgili bir şeydir. Cümle genişle- dikçe ve derinleştikçe güzelleşir." Bu parçadan hareketle Barış Bıçakçı ile ilgili aşağıda- kilerin hangisi söylenebilir? A) Güzel cümleler bulabilmek için gerçek insanlardan ya- rarlanır. B) Kitaplarını okuyanlar, onlardan çok etkilenmekte ve tekrar okumaktadır. C) Uzun cümleler yazmasına rağmen okurlarını sikma- yan bir yazardır. D) Sosyal çevresini ve tanıştığı insanları çok iyi gözlem- lemektedir. E) Özlülük ve etkileyicilik ilkeleri doğrultusunda yazmak istemektedir.
25. Mehmet Kaplan, Nesillerin Ruhu adlı kitabında “Türki-
ye'nin en mühim kültür davası, hiç şüphesiz, dil dava-
sidir. O, bütün davaların başında gelir. Onu halletme-
dikçe kültürle alakalı diğer meseleleri halletmeye imkân
yoktur. Çünkü düşünce ve duyguları nesilden nesile,
insandan insana nakletme vasıtası dil; her türlü kültür
faaliyetinin temelini teşkil eder. İnsanoğlu, dil vasıta-
sıyla, dile dayanarak düşünür, dil vasıtasıyla bilgi edi-
nir; millî ve içtimai tesanüt dil ile olur." der. Yani dil in-
sanoğlunu çepeçevre saran bir hayat damarı gibi in-
sanin yaşamının devamlılığını sağlıyor.
Bu parçada dil ile ilgili vurgulanan görüş aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) bilin nesiller arasındaki ilişkide birinci planda olduğu
B) Edebî ürünlerde dilin etkisinin yadsınamayacağı
C) Dilin kültürle ilişki içerisinde bulunduğu
D) Dilin değişebilir ve gelişebilir niteliklere sahip olduğu
E) Dilin insanlar arası ilişkileri düzene soktuğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
25. Mehmet Kaplan, Nesillerin Ruhu adlı kitabında “Türki- ye'nin en mühim kültür davası, hiç şüphesiz, dil dava- sidir. O, bütün davaların başında gelir. Onu halletme- dikçe kültürle alakalı diğer meseleleri halletmeye imkân yoktur. Çünkü düşünce ve duyguları nesilden nesile, insandan insana nakletme vasıtası dil; her türlü kültür faaliyetinin temelini teşkil eder. İnsanoğlu, dil vasıta- sıyla, dile dayanarak düşünür, dil vasıtasıyla bilgi edi- nir; millî ve içtimai tesanüt dil ile olur." der. Yani dil in- sanoğlunu çepeçevre saran bir hayat damarı gibi in- sanin yaşamının devamlılığını sağlıyor. Bu parçada dil ile ilgili vurgulanan görüş aşağıda- kilerden hangisidir? A) bilin nesiller arasındaki ilişkide birinci planda olduğu B) Edebî ürünlerde dilin etkisinin yadsınamayacağı C) Dilin kültürle ilişki içerisinde bulunduğu D) Dilin değişebilir ve gelişebilir niteliklere sahip olduğu E) Dilin insanlar arası ilişkileri düzene soktuğu
31
29. Leyla Erbil, modernist edebiyatımızın özgür düşünceli
yazarlarının başında gelen saygın ve nitelikli bir
kalemdir. Var olan yazınsal, düşünsel, toplumsal kural
ve kalıpları kıran, bu yönde yoğun bir çaba gösteren
gerçek bir aydın olan Leyla Erbil'in yapıtları
sorgulamalarla doludur. Okuruna farkındalık ve bilinç
taşıyarak ona yepyeni ufuklar açan dönüştürücü ve
devrimci bir yazardır o. Onun öykü ve romanları
kurmacanın olanakları içinde daima "neden, niçin,
nasıl" sorularını sorar ve meselelerin temeline inmemizi,
haksızlıkları, adaletsizlikleri görmemizi sağlar. Bunu da
çarpıcı bir dil, sıra dışı kişilikler ve farklı kurgularla
gerçekleştirir. Biçemle içeriği, yaratıcı bir tarzda
bütünleştirebilen az sayıdaki yazardandır.
Bu parçaya göre Leylâ Erbil'le ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Okurda davranış değişikliği oluşturmayı amaçladığı
B) Özgün bir anlatıma ulaştığı
C) Eserlerinde konu ve üslubu başarıyla sentezlediği
@
D) Kurgusal gibi görünen anlatılarının gerçek bir olaya
dayandığı
E) Toplumdaki yerleşik anlayışlarla mücadele ettiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
31 29. Leyla Erbil, modernist edebiyatımızın özgür düşünceli yazarlarının başında gelen saygın ve nitelikli bir kalemdir. Var olan yazınsal, düşünsel, toplumsal kural ve kalıpları kıran, bu yönde yoğun bir çaba gösteren gerçek bir aydın olan Leyla Erbil'in yapıtları sorgulamalarla doludur. Okuruna farkındalık ve bilinç taşıyarak ona yepyeni ufuklar açan dönüştürücü ve devrimci bir yazardır o. Onun öykü ve romanları kurmacanın olanakları içinde daima "neden, niçin, nasıl" sorularını sorar ve meselelerin temeline inmemizi, haksızlıkları, adaletsizlikleri görmemizi sağlar. Bunu da çarpıcı bir dil, sıra dışı kişilikler ve farklı kurgularla gerçekleştirir. Biçemle içeriği, yaratıcı bir tarzda bütünleştirebilen az sayıdaki yazardandır. Bu parçaya göre Leylâ Erbil'le ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Okurda davranış değişikliği oluşturmayı amaçladığı B) Özgün bir anlatıma ulaştığı C) Eserlerinde konu ve üslubu başarıyla sentezlediği @ D) Kurgusal gibi görünen anlatılarının gerçek bir olaya dayandığı E) Toplumdaki yerleşik anlayışlarla mücadele ettiği
37. Yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısı ile
ilgili sağlıklı tahminler yapmak çok zor. Bu-
güne kadar yaşayan türlerin % 99'unun soyu-
nun tükendiği düşünülüyor. Şu an yeryüzünde
yaşayan canlı türlerinin sayısıyla ilgili tahmin-
lerse 2 milyon ile 1 trilyon arasında değişiyor.
Bu parçadan kesin olarak
I. Dünyada soyu tükenmiş olan canlıların sa-
yisinin 200 milyonu bulduğu söylenebilir.
II. Gelecek yıllarda dünyada yaşayan canlı
türlerinin sayısını tahmin etmek mümkün
olabilir.
III. Mevcut sayısal veriler canlı türlerinin ne
büyük bir tehdit altında olduğunu göste-
riyor.
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
a Valnız!
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve III
E) Il ve IN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
37. Yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısı ile ilgili sağlıklı tahminler yapmak çok zor. Bu- güne kadar yaşayan türlerin % 99'unun soyu- nun tükendiği düşünülüyor. Şu an yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin sayısıyla ilgili tahmin- lerse 2 milyon ile 1 trilyon arasında değişiyor. Bu parçadan kesin olarak I. Dünyada soyu tükenmiş olan canlıların sa- yisinin 200 milyonu bulduğu söylenebilir. II. Gelecek yıllarda dünyada yaşayan canlı türlerinin sayısını tahmin etmek mümkün olabilir. III. Mevcut sayısal veriler canlı türlerinin ne büyük bir tehdit altında olduğunu göste- riyor. yargılarından hangileri çıkarılabilir? a Valnız! B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) Il ve IN
TÜRKÇE
insanlar meslekleri, yaşadıkları semtler şehirler, tercih
ettikleri mekânlar üzerinden hayatları boyunca homo-
jen, küçük kümelerin içinde yaşamak zorunda kali-
yorlar. Ya da mesela ideolojik bir misyonu olanlar yal-
nizca kendilerinden olanla irtibat hâlindeler. Kesişim
kümeleri oluşmuyor hayatın olağan akışında. Herkes
kati çeperlerde, izole, dışarıdakinin bilgisinden haber-
siz yaşıyor hatta evliliklerin çok büyük bir oranı ailevi,
coğrafi yakınlıklar üzerinden kuruluyor/Bir araştırma
vardı "mesafe esası" üzerinden kurulan evliliklerin
oranıyla ilgili. Bu fanusları aşmak, dışarıyla, başkayla,
bizden olmayanla temas etmek, diğerinin safina ge-
çip oradan kendimize bakmak, fanusları fark etmekle
mümkün.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
AY Gelenekler ve alışkanlıklar, aynı çevrede kalma
dürtüsüyle yaşamımızı yönlendirmektedir.
B) Evliliklerin bir bölümünde aynı çevrede ikamet
etmek belirleyici olmaktadır.
C) Dünya görüşü ortak olan insanlar kendi aralarında
dar gruplarla iletişim kurmaktadırlar.
Alanımızı terk edip başka dünyalardan hayata ba-
kabilmek, dar alanda olduğumuzu anlamakla müm-
kündür.
E) Insanların keskin ve değişmez çizgileri farklı bakış
açılarının birleşmesini engellemektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
TÜRKÇE insanlar meslekleri, yaşadıkları semtler şehirler, tercih ettikleri mekânlar üzerinden hayatları boyunca homo- jen, küçük kümelerin içinde yaşamak zorunda kali- yorlar. Ya da mesela ideolojik bir misyonu olanlar yal- nizca kendilerinden olanla irtibat hâlindeler. Kesişim kümeleri oluşmuyor hayatın olağan akışında. Herkes kati çeperlerde, izole, dışarıdakinin bilgisinden haber- siz yaşıyor hatta evliliklerin çok büyük bir oranı ailevi, coğrafi yakınlıklar üzerinden kuruluyor/Bir araştırma vardı "mesafe esası" üzerinden kurulan evliliklerin oranıyla ilgili. Bu fanusları aşmak, dışarıyla, başkayla, bizden olmayanla temas etmek, diğerinin safina ge- çip oradan kendimize bakmak, fanusları fark etmekle mümkün. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AY Gelenekler ve alışkanlıklar, aynı çevrede kalma dürtüsüyle yaşamımızı yönlendirmektedir. B) Evliliklerin bir bölümünde aynı çevrede ikamet etmek belirleyici olmaktadır. C) Dünya görüşü ortak olan insanlar kendi aralarında dar gruplarla iletişim kurmaktadırlar. Alanımızı terk edip başka dünyalardan hayata ba- kabilmek, dar alanda olduğumuzu anlamakla müm- kündür. E) Insanların keskin ve değişmez çizgileri farklı bakış açılarının birleşmesini engellemektedir.
22
21. Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte za-
mansız
dirilir, demiş Paul Auster. Unutmak için her-
hangi ötekini de kurban etmeyin. Hikâyenizin tamamla-
nacağı umuduyla vedalaşmadan çıkmayin yeni yollara.
Hikâyeniz bitmişse bitsin. Zamana yaya yaya bitsin.
İçinde hâlâ birinin fırtınaları varken esmeyin ötekine.
Bekleyin dinsin, işısın gökyüzünüz. Sonrası her yer
zaten aydınlık olacak.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirmelidir?
A) Unutmaya çalıştıklarımızı bellek zamanla siler.
B) Birisini unutmak zorundaysanız bunu sindire sin-
dire yapın.
C) Akıl, yaşananları ömrünüzün sonuna dek bir yerde
saklar.
D) Hikâyeniz bir yerden devam edecek sanmayın.
E) Kendinizi seviyorsanız vedalarınızı saygıyla yapın.
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
22 21. Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte za- mansız dirilir, demiş Paul Auster. Unutmak için her- hangi ötekini de kurban etmeyin. Hikâyenizin tamamla- nacağı umuduyla vedalaşmadan çıkmayin yeni yollara. Hikâyeniz bitmişse bitsin. Zamana yaya yaya bitsin. İçinde hâlâ birinin fırtınaları varken esmeyin ötekine. Bekleyin dinsin, işısın gökyüzünüz. Sonrası her yer zaten aydınlık olacak. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirmelidir? A) Unutmaya çalıştıklarımızı bellek zamanla siler. B) Birisini unutmak zorundaysanız bunu sindire sin- dire yapın. C) Akıl, yaşananları ömrünüzün sonuna dek bir yerde saklar. D) Hikâyeniz bir yerden devam edecek sanmayın. E) Kendinizi seviyorsanız vedalarınızı saygıyla yapın. B
G
1
Y
ins
A
11.
re
Y
18
1
N
E
IE
v
9.
Müzikte olduğu gibi şiirde de daha sonra gelenle
daha önce gelen bir bütünlük içindedir. Zaman, sü-
reklilik arz eden bir melodi olarak algılandığı için şair;
şiirinde resmettiği kişi veya manzaranın o andaki ve
geçmişteki hâlini korur. Tasvir edilen kişi veya man-
zara, şairin ve okurun geçmişte yaşadıklarının ve şu
andaki beklentilerinin göstergesidir.
Bu parçada şiir ile ilgili vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tarihi günümüze taşıma potansiyeli
B) Resimle olan ilişkisinin önemi.
Gelenek oluşturmadaki rolü
Zamanı melodik bir şekilde işlemesi
E) İnsan tasvirlerine öncelik vermesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
G 1 Y ins A 11. re Y 18 1 N E IE v 9. Müzikte olduğu gibi şiirde de daha sonra gelenle daha önce gelen bir bütünlük içindedir. Zaman, sü- reklilik arz eden bir melodi olarak algılandığı için şair; şiirinde resmettiği kişi veya manzaranın o andaki ve geçmişteki hâlini korur. Tasvir edilen kişi veya man- zara, şairin ve okurun geçmişte yaşadıklarının ve şu andaki beklentilerinin göstergesidir. Bu parçada şiir ile ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihi günümüze taşıma potansiyeli B) Resimle olan ilişkisinin önemi. Gelenek oluşturmadaki rolü Zamanı melodik bir şekilde işlemesi E) İnsan tasvirlerine öncelik vermesi
2.
C
Halk takvimi; doğa olaylarına ve uzun süreli deneyim-
lere dayalı tarihî, dinî ve tarımsal simgelerin zamanın
belirli dönemlerini hatırlatma görevini gerçekleştirdiği,
güneşe ayarlı, resmî olmayan zaman bölümleme aracı-
dır. Kullanıldığı bölgede genel kabul gören, bazen resmi
takvimden daha yaygın olan halk takvimi günümüzde
artan teknoloji ile ikinci plana atılmış ve kullanım oran-
ları gitgide düşmüştür. Halk takvimi, yaygınlık kazanmış
resmî takvimlerden farklı olarak zamanı başka biçimde
bölümlere ayırır ve sözlü kültürün etkisiyle adlandırır.
Kimi doğal olaylar, tarımsal kavramlar bu adlandırmada
belirleyici olurken bazen bu takvimlerin bir kısmı kavram
olarak resmî takvimde kendisine yer bulabilir.
Bu parçadan "halk takvimi"yle ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Yöresel çeşitliliklerine rağmen hepsi ortak bir anla-
yış olarak gündönümü esasına göre oluşturulur. X
Resmî Türk takviminde yer alan "Ocak, Ekim" adları
tarımsal kökenlerimizi hatırlatan halk takvimlerinden
alınmış isimlerdendir.
e Halk takvimleri uzun tecrübelere dayalı oldukların-
dan Anadolu'nun her yerinde resmî takvime göre
daha çok itibar görürler. V
Halk takviminde şifahi kültür esas olduğu için zama-
nin bölümlenmesinde ya da adlandırmalarda farklı-
liklarin olması normaldir. V
Teknoloji ve modernleşmeyle doğadan ve tarımsal
hayat düzeninden kopan şehirliler için halk takvim-
leri geleneksel kültüre ait değerler olarak kalmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
2. C Halk takvimi; doğa olaylarına ve uzun süreli deneyim- lere dayalı tarihî, dinî ve tarımsal simgelerin zamanın belirli dönemlerini hatırlatma görevini gerçekleştirdiği, güneşe ayarlı, resmî olmayan zaman bölümleme aracı- dır. Kullanıldığı bölgede genel kabul gören, bazen resmi takvimden daha yaygın olan halk takvimi günümüzde artan teknoloji ile ikinci plana atılmış ve kullanım oran- ları gitgide düşmüştür. Halk takvimi, yaygınlık kazanmış resmî takvimlerden farklı olarak zamanı başka biçimde bölümlere ayırır ve sözlü kültürün etkisiyle adlandırır. Kimi doğal olaylar, tarımsal kavramlar bu adlandırmada belirleyici olurken bazen bu takvimlerin bir kısmı kavram olarak resmî takvimde kendisine yer bulabilir. Bu parçadan "halk takvimi"yle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yöresel çeşitliliklerine rağmen hepsi ortak bir anla- yış olarak gündönümü esasına göre oluşturulur. X Resmî Türk takviminde yer alan "Ocak, Ekim" adları tarımsal kökenlerimizi hatırlatan halk takvimlerinden alınmış isimlerdendir. e Halk takvimleri uzun tecrübelere dayalı oldukların- dan Anadolu'nun her yerinde resmî takvime göre daha çok itibar görürler. V Halk takviminde şifahi kültür esas olduğu için zama- nin bölümlenmesinde ya da adlandırmalarda farklı- liklarin olması normaldir. V Teknoloji ve modernleşmeyle doğadan ve tarımsal hayat düzeninden kopan şehirliler için halk takvim- leri geleneksel kültüre ait değerler olarak kalmıştır.