Paragrafta Yapı Soruları

afın Konusu, Başlığı ve Ana Düşüncesi Ancak oku- uma yazma kitap oku- 12, çağdaş ülkemizde da bu denli karşımızda en çözüm ni vurgu- z en yük- efahlan- değildir nın sö- ktır. 1. ünite Bir roman kahramanı o kalın kitapların sayfalarının ara- sindan çıkıp karşımıza dikilince ne kadar da şaşırıyoruz. Nedense iyi şeyleri, yürekli insanları, aklımıza sığdıra- madığımız olayları hep romanlara layık görüyoruz. Bir gün o romanlardan kaçıp gelmiş biriyle karşılaşınca aslında soyut, renksiz ve bayağı olanın kendi hayatımız olduğunu düşünmeye başlarız. Dinlediğimiz kanlı canlı öykü kahramanı biraz utandırır bizi, biraz da hayran bi- rakır kendine. ANTIKOR 6. Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünceyle aşa- ğıdakilerden hangisi ilişkilendirilebilir? A) Olağanüstü niteliklere sahip olmak, süper güçlere ve doğaüstü kabiliyetlere sahip olmak anlamına gel- mez. B) Kahramanlar, çoğu zaman olağanüstü nitelikle- ri olan, belli etik değerlerden kesinlikle ayrılmayan, hayatlarında büyük başarılar elde eden karakterler olarak kurgulanır. C) Yazar gündelik hayatın çemberinin içinde elinde bü- yüteciyle dolaşarak herkesin hayal edemediği kişileri görür, bunlar da roman kahramanına dönüşür. D) Roman kahramanları günlük hayatta karşılaştığımız farklı karakterlere sahip insanların bir bileşkesidir. E) Birçok romanda kendimizi buluyoruz; bazen sevine- rek bazen mahcubiyet içinde, bazen de büyük bir hayranlık hissiyle. 7. Do me da pr ka va K O C t [

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ünlem" yoktur? A) Yaşa, bu sorunu ne zamandır düşünüyordum, doğrusu B) Biz elimizden geldiğince kullanmayız "imdat"ı hep kending başarırız, zorluklardan kurtulmayı C) Güzel, yine birinci olmuşsun sınavda D) Hah nihayet buldum günlerdir aradığım cüzdanımı E) Sınavı kaçırdım, eyvah, şimdi ben ne yaparım 9.

35 1. Tiyatro, Pakdil için çok önemlidir çünkü orada düşün- cenin eyleme dönüşmüş hâli vardır. 36 Şair olmadığını kendisi söyler ve son dönemde yaz- dıkları için düşünce şiirleridir ifadesini kullanır. 11. Nuri Pakdil'i en iyi yansıtan ve onun önemsediği yanının oyun yazarlığı olduğu söylenebilir. IV Bu, başka türde bulunmayan bir özelliktir. V. Bu nedenle nasıl Necip Fazıl'ın ve Sezai Karakoç'un şiiri, Rasim Özdenören'in öyküsü varsa Nuri Pakdil'in de sanatçı yönünü ortaya koyduğu tür oyunlarıdır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan ikinci olur? A) I B) II C) III 111-1-IV-11-V (Melbourne Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya D) IV E) V

TYT/TÜRK 34. Muhabir: (1) ---- Yönetmen: -Yeşilçam sayesinde filmi sevdim ve Yeşilçam bende film izleme alışkanlığı oluşturdu. Her filmi yabancı veya yerli demeden izleyerek geçen çocukluğum sayesinde sinemasever oldum. Ve bir izleyicinin ne istediğini çok iyi bilecek birisiyim. Muhabir: (II) ---- Yönetmen: - Bir film elde etmek ümidiyle bu filmi bitirdik, bundan dolayı mutluyduk. Anlatım biçimimiz, Türkiye'deki kısa film anlayışının uzağındaydı. Filmi, uluslararası platformlarda yarıştırma kararı aldık. Seçildiğimiz ve finalist olduğumuz ilk uluslararası festival, Uluslararası Kaliforniya Film Festivali idi. Bu, bize umut oldu ve Amerika'da bir festivale daha seçildik. Amerikalılar filmimizi sevdi. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A)T. Film anlayışının oluşmasında çocukluğunuzda izlediğiniz filmlerin etkisi var mı? II. Katıldığınız festivallerden en çok hangisini daha çok önemli buluyorsunuz? B) Sinema sevginiz nasıl başladı, çocukken çok film izler miydiniz? II. Dünyada birçok festivalde gösterilen filminiz yurt dışında nasıl bir yolculuğa çıktı? 35 C) I. Sinema filmi çekmek nereden aklınıza geldi, önceden böyle bir planınız var mıydı? II. Filminizi sadece yurt dışında gösterime girmesi için mi geçektiniz? DH. Çocukluğunuzda izlediğiniz filmlerle günümüzdekiler arasında bir fark buluyor musunuz? II. Yerli veya uluslararası festivallerde adil davranıldığına inanıyor musunuz? E). Filmlerinizi çekerken izleyicinin beğenisini ön planda bulundurur musunuz? II. Uluslararası festivallerdeki başarılarınız sonraki filmlerinize nasıl bir etkide bulundu?

(1) Hayatımıza ilk girdiği dönemde otomobillere aşırı talep oldu. (II) Bunun nedeni, otomobilin günümüzdeki gibi statü sembolü olması değildi. (III) Talep, otomobilin at arabalarına kıyasla hızı ve gücüyle sağladığı kolaylıklardan kaynaklanıyordu. (IV) Henry Ford, halktan gelen bu yoğun ilgiyi iyi değerlendirdi. (V) Hızlı ve ucuz üretim olanağı sağlayan tek tip ve tek renkli T-Model'i üretti. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, tamlayanı düşmüş ad tamlaması vardır, BI. cümlede; işaret zamiri kullanılmıştır. III. cümlede, zincirleme ad tamlaması vardır. D) XV. cümlede, durum zarfına örnek gösterilebilir. E) V. cümlede, belirtisiz isim tamlaması vardır.

AY-ORTA 3. 16D 89 18 Bernand Shaw, hemen hemen bütün oyunlarını bir veya birkaç fikrin savunması için yazmıştır. Genel olarak kome- di yazarı olan Shaw, seyirciyi sahneye bağlayabilmek için güldürünün şart olduğunu düşünmemiştir. Ama oyunların- da kendi güldürü yeteneğini gerektiği gibi kullanmıştır. Onun komedi yazış tarzı kendinden öncekilere benzemez. Piyes- lerini konusuna uygun kuruluşlarla geliştirir. Oyunlarının başkişileri Moliere'in tersine önce normaldir. Oyun ilerle- dikçe kişiler konu gereği komik durumlara düşerler. Shaw, Moliere gibi komik unsuru kişinin yaradılışından veya her- hangi bir eksikliğinden almaz. Toplum karşısındaki tutu- mundan, öteki kişilerle çatışmasından alır. 4. Bu parçada ele alınan Bernand Shaw ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Jos A Tiyatro yapıtlarını düşüncelerini iletmede araç olarak kullandığına B) Oyunlarında yeri geldiğinde güldürü ögelerinden de ya- rarlandığına C) Oyunlarında duyguyu ikinci planda tuttuğuna DX Komedilerini özgün bir tarzda ortaya koyduğuna K Komikliği kişilerin sosyal yaşam karşısındaki konumla- rında aradığına Yıllar önce okuduğum bir yazıda Çehov genç adaylara ya- zar olunması için birçok madde sıralamıştı, bunlardan biri ise "Kedi edinin. önerisi idi. Yazarlığın ve kedinin ilintisi ilk dukca yaslı bir insanın

3. (1) İnternet ortamında her gün binlerce şiir yayımlanıyor. (II) Bu yayımlanan şiirler de bir biçimde okurla buluşuyor. (III) Az rastlananları da kişisel değerlendirmelerden öte geçmiyor. (IV) Şiirlere bakış, öznelci bir yapıda kaldığı sürece de ne şiir ne de şair yerellikten kurtuluyor. (V) Bu şairler de şiir bilinci oluşturup evrenselleşemiyor. (VI) Belli bir süre ulusal çizgide kalan bu şiir veya şair, kalıcılığı yakalayamadan yok olup gidiyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden önce "Ancak nesnel verilere dayanılarak Greetha Melicon gerçekleşmiş şiir eleştirilerine nedense bu sıklıkta rastlanmıyor." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V

17. Her öğrencide olduğu gibi ilk günlerin her şeyi ben bi- lirim havası, zaman içinde derin bir öğrenme sürecine bıraktı yerini. Bu cümlenin öznesinde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sifat tamlaması C) Edat LB) Zamir D) İsim tamlaması E) Bağlaç 1. Oturum

Divan edebiyatının yeniden sevilip anlaşılmasını sağlayan 1 ve bu edebiyat üstüne çeşitli makale, deneme, hikâye ve || gazete yazısı yazan İskender Pala'nın bu romanını okurken IV ||| kendinizi bir gül bahçesinde, dünyanın en güzel gülüyle V sohbet ederken bulabilirsiniz. Bu cümlede numaralanmış sözcüklerin hangisi "üçüncü tekil kişi iyelik eki" almamıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V (

işti- iyle sin, 8. Otuz kırk yıl önceki edebiyat dergileri taranacak olursa o günkü tartışma konularının bugün yeniden oldukça sevi- yeli bir şekilde tartışıldığı görülür. Love Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Durum eki almış sözcük zarf görevinden kullanılmış- tır. B) Yüklem edilgen çatılıdır. C) Belirtisiz ad tamlaması vardır. D) Zarf-fiil vardır. E) Fiilden türemiş birden çok sözcük bulunmaktadır. Kafadengi 11. Büyük is yaptıkla için gö Bu cü sidir? A) Za C) ä

5. (1) "Tuhaflıklar Müzesi'ni haritalarda aramakla uğraşmayın. (II) Sadece kısa bir süreliğine Londra'daydı. (III) O zaman- lar, sizin gibi bir yabancı bile orayı bulmakta güçlük çekmez- di ama müze, orayı terk edeli yıllar oldu. (IV) Müzeyi ziyaret emek isteyenler için geriye tek çare kalıyor, o da Viktorya Dönemi İngiltere'sinde geçen hikâyenin anlatıcısının peşine takılmak. (V) Tuhaflıklar Müzesi'nin yaratıcısı ve "tuhafgil" toplayıcısı Alistair Grim'in dünyası bu, aynı zamanda. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? 1. cümlede, yüklem basit zamanlı fiildir. B) II. cümlede, edat kullanılmıştır. C) III. cümlede, zarf-fiil vardır. id mST () 18yub gey D) IV. cümlede, zincirleme ad tamlaması vardır. EV. cümlede, özne "Alistair Grim'in dünyası" söz öbeğidir.

aşağıdakilerden hang A) Değinilen konuyu farklı bir bakış açısıyla sun- mak B) Anlatılan konuyu örnek vererek pekiştirmek C) Ana fikri başka bir olay üzerinden genelleştir- mek D) Aktarılanları bilimsel bir nedene dayandırmak Belirtilen durumu tanık göstererek kanıtlamak 34. (1) Türk sinemasına ilişkin tarih çalışmaları, genellikle büyük ölçüde kabul görmüş belli kalıplar çerçevesinde sürdürülür. II Nijat Özön'e ait sınıflandırmaya bağlı olarak şekillenen tarih kurgusu, Tiyatrocular Dönemi, Geçiş Dönemi, Sinemacılar Dönemi gibi evrelere ay- rılmıştır. (III) Burçak Evren'e göre bu sınıflandırma bilimsel bir temel ortaya koyma adına yapılmakla birlikte, betimleyici olmaktan öteye gidememekte ve kendi içinde birtakım tutarsızlıklar barındırmaktadır. (IV) Türk sinema tarihine ilişkin çalışmaların önemli eksiklikler içerdiğini belirten Kurtuluş Kayalı da kültür merkezli bir yaklaşımla daha gerçekçi bir tarihsel si- nıflandırmanın ortaya konabileceğini vurgular. (V) Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Oysa bilimsel bir sınıf- landırma, filmlerin iç yapılarına ve anlatım özellikle- rine dayanmalıdır." cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV TYT 8. DENEME E) V Raunt 8

30. Aslında Ahmet Haşim'in şiirlerini severim ancak şiirlerinde yarattığı o atmosferler beni bir tür ruhi darlığa sokar. Kendimi göl kenarında batmakta olan güneşle birlikte flulaşan bir insan silüeti gibi hissederim. Çünkü artık net çizgilerimi kaybet- miş, yüzümü ve kimliğimi yitirmişimdir. Hayatın türlü renkleri olduğu gibi insanın da duygulardan ve düşüncelerden örülü sayısız renkleri var. Oysa Haşim'in, şiirlerine buyur etmediği ya da ihmal ettiği nice renkler var. AKANLIG Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Şiirde hangi renkleri görmek istersiniz? B) Ahmet Haşim'in şiirlerini sever misiniz? engine ha C) Haşim'in şiirlerinin sizin duygusal evreninizdeki yeri nedir? D) Haşim'in şiirlerinin insanı bir tür karamsarlığa ittiği düşüncesine katılıyor musunuz? E) Haşim'in, şiir için kurduğu âlem için ne düşünüyorsunuz?

9. (1) Bazı insanlar acılarla sadece daha iyi baş edip üstesinden gelmiyorlar, bu yaşantıyı kendilerini olgunlaştıran ve geliştiren bir şeye dönüştürmeyi de başarıyorlar. (1) Buna "psikolojik büyüme" de- niyor. (III) Bu kişiler, yaşadıklarına bir anlam verip yaşadıklarını tecrübeye çeviriyorlar. (IV) Psikolojik dayanıklılığa sahip olan kişiler, olayların dışında kalmadan günlük olaylara dahil olurlar, günlük olaylarda amaç ve anlam ararlar. (V) Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Güçlüklerle karşılaştık- larında mutsuzluk hissetmek yerine olayları etki- leyecek, değiştirmeye çalışacak biçimde davranır- lar." cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV E) V 11

TYT Türkçe 31. Roman sanatında ruh çözümlemesi, 20. yüzyıla gelene kadar en çok kullanılan yöntem olmuştur. Bilindiği gibi bu yöntemde karakterlerin iç dünyasını, duygu ve düşüncelerini okura anlatıcı açıklar. Yani bu iç dünyada olup bitenleri okura anlatan ses anla- tıcının sesidir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenene örnek gösterilebilir? A Kalk, kalk" diyordu biri, duyuyordum. Sol yana- gim yanıyordu. Adamın vurduğu yanağımdı bu. Kolumdan tuttu kaldırdı. Beş altı kişi durmuş, bana bakıyordu. Bir de çocuk vardı. Tümünü gördüm bir bakışta. B) Donanma gemileri günlerce ardına düştü vapu- run, önceleri iyilikle yalvardı yakardı. "Teslim ol, teslim ol!" diye borularla seslenmeleri tüm kent- te duyuluyordu. Gecelerce sürdü bu. Biz de uy- kumuzun içinde "Teslim ol! Teslim ol!" sesleriyle sıçrayarak uyanır, vapurun boyun eğmediğini anlar, yeniden uykuya dalardık. C) Sıcak temmuz güneşi... Ömer Dayı'nın alnın- daki boncuk boncuk terleri çoğaltıyordu. Ömer Dayı sabahın köründen beri tarlasında buğday yoluyordu. Elindeki orak ışıl ışıldı. Güneş vur- dukça şavkı gözlerini kamaştırıyordu. Arada sırada doğruluyor, genleşiyor, belini kütürdeti- yordu. D) Göç zamanı deniz kıyısında toplandık. Son ge- lenlerdendik biz, neredeyse akşam oluyordu; kıyı göz alabildiğine kalabalıktı. Bizlerden baş- ka, sürüyle kırlangıçlar da vardı. Havalanma işareti ertesi sabah verilir sanıyordum. E) Ter içinde uyandı. Görünmeyen iplerle bağlan- dığı yataktan kendini ayırmak için, ona dayanıl- maz ve ümitsiz gelen bir çırpınma, bir hayata dönme isteği ile kıvranıyordu ya da kıvrandığı- ni sanıyordu. İçinde bir yerde, artık hiç hareket edemeyeceğini hissediyordu. Raunt 32

20. (1) Dağcılık yararlı bir spor olduğu kadar cesaret ve dayanıklılık isteyen bir iştir çünkü bu spor diğer bütün açık hava sporlarından farklıdır. (II) Bu sporun yapay alanları ve pistleri olmadığı için sporcu doğa ile tek başına karşı karşıya gelir. (III) Bu da onu son derece dikkatli ve titiz olmaya yöneltir. (IV) Çoğu kez dağla- ra tırmanmanın ne gereği var, diye sorulmuştur. (V) Cevap herkese göre değişse de gerçekte en önemli nedeni insanın doğayı yenme ve onun sırlarını çözme isteğidir. (VI) Ayrıca insan doğasında var olan en zoru başarabilme tutkusu da dağcılığın gelişmesine önayak olmuştur. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II By Ill C) IV PE E) VI