Paragrafta Yapı Soruları

18. D) ve IV EII ve V (1) Varlıkları karşılayan ve varlıkların sembolleri olan isimler Türk kültürü içerisinde ayrı bir yere sahiptir. (II) Bir kişiye isim verilirken ondan ismine uygun bir şekilde hareket etmesi beklenir veya öyle temenni edilir. (III) İslamiyet'ten önce göçebe-bozkır yaşam tarzının etkisiyle doğayla sürekli iç içe olan Türkler çocuklarına genellikle güçlü ve yırtıcı hayvanların adını vermişlerdir. (IV) Ayrıca bu dönemde çocu- ğun isim alabilmesi için bir kahramanlık yapması gerekir ve kahramanlık çocuktan istenir ve bu du- rum Dede Korkut'ta şöyle ifade edilir: "O zamanda bir oğlan baş kesmese kan dökmese ad koymaz- lardı." (V) Bozkurt, şahin, aslan buna örnek olarak verilebilir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? ovimnilid insb imai A) ve III B) II ve IV CIV ve V DI ve III E) I ve V shnupubluruudeulo nahsxey

ARDIMCI DÜŞÜNCELER anla ile ar da LİMİT YAYINLARI 3. 10 Bu parçaya göre, şairin nitelikleri arasında aşağıdakilerden hangisi sayılamaz? 2 M XM 1 2 W Sözü akıl ışığıyla yontmak, sözcük işçiliği, şaire düşer. Sair, kitlelerin söz düzenine yön veren bir büyücüdür. O, rüzgân bir islıkla durdurur, yığınlara rüzgâr gibi islıklar çaldırır. Hiçbir sanatçı, şairin sahnedeki duruşuyla boy ölçüşemez; şair sahneye çıksa da müzisyenler gibi saz arkadaşları yoktur, o tektir. Şairin sözü, yoğunlaşmış emektir ve bütün sanatlar şair sözünün tek oluşunu, müzisyenin kitleleri kolayca kavrayabilmesinden daha çok kıskanır. Şair sözü iki kule arasına gerilmiş bir ipte yuruyup aşağıdaki tramplene doğru uçan ve zıplama biçimiyle hayranlık yaratan akrobatlıktır. Bu ustalık izleyicilerin kubbeyi titreten ortak hayranlık sesiyle bütünleşir. Bu nedenle kitlelerin hep bir ağızdan dinlediği şiir sözü pek azdır çünkü yığınları coşturacak söz, akrobatını bekler. A) Toplulukların söyleyişlerini belirleyen B) Diğer sanatçılar içinde yeri biricik olan C) Kitleler üzerinde takdir ve şaşkınlık hissi uyandıran D) Halkla aynı dili konuşan E) Sözcükleri üstün bir denge yeteneğiyle bir araya getiren S

Yüzgeçler hazırsa, derin sulardan da korkmuyorsanız Küçük Karabalık ile yüzüp denizlere ulaşabilirsiniz. Ancak balıkçıllara ve yengeçlere dikkat etmelisiniz. Balık Nine'den dinleyeceğiniz bu masal bittiğinde eminiz ki gece uykuya dalamayan ve Küçük Karabalık'ın maceralarını düşünen birçok yüzücü olacaktır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? LAX Birden fazla birleşik zamanlı fiil BY Birleşik yapılı isim ve fiil Fiilden türemiş isimler DT Aitlik ve hâl ekini birlikte almış isim EX Yapım eki alırken ünlü kaybına uğramış sözcük

Maydanozgiller (Umbelliferae) ailesinden olan şeytantersi bitkisinin sütlü öz suyu kurutularak baharat olarak kullanılır. (II) Rezeneye benzer; kalın gövdeli, 2 metreye kadar boylanabilen büyük bir bitkidir. (III) İran ve Afganistan'da doğal olarak bulunan bu bitki Türkiye'de yetişmez. (IV) Gövdesi odunsu olan bitkinin yaprakları 40-50 santimetre boyunda ve parçalıdır. (V) Dereotuna benzeyen ve koyu yeşil renkli yaprakların kendine has bir koku- su vardır, şeytantersinin çiçekleri küçük ve sandır. Numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? DI B) 11 DI IV BV

timin A) I. C) B) II. (1) IV. Murat, çocuk denecek yaşta olmasına rağmen, salta- nat işlerine yabancı kalmamak için her işi öğrenmeye çalı- şan azimli bir kişiliğe sahipti. (II) Çok zeki, hafızası kuvvetli olduğundan yaşı ilerledikçe devlet işlerine ilgisi artıyordu. (III) Diğer taraftan ilim öğreniyor, tarih kitaplarını okuyor, dedelerinin hal ve hareketlerini, çeşitli durumlar karşısında aldıkları tedbir ve tavırları tek tek inceliyordu. (IV) Dedele- rinden Yavuz Sultan Selim Han'a özeniyor, onun gibi olmak için her yönden kendisini yetiştiriyordu; onun gibi bilgili, onun gibi güçlü kuvvetli, onun gibi korkusuz olmak için çır- piniyordu. (V) IV. Murat; uzun boylu, geniş omuzlu, kalın kemikli, koyu kumral saçlı, kara gözlü, beyaz tenli, iri yapılı bir padişahtı. Numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın düşünce akışını bozmuştur? A) I. B) II. C) III. D) IV. V. 9. (1) Mai v yersiz a karakte met Ce tıldıkta (IV) Ha disi bi M Ha bağlı Bu şün A) I

odrum eplerin zarar kapı ve 4. min as- aklaş- eyaz , bu pi ve navi pla- pod- n- 1. TEST ir. Cin ve Afganistan sınırında, Pakistan'ın Keşmir kenti yakın- Jarında yaşayan Hunza Türkleri, ortalama 120 yıl yaşıyor. 65 yaş yolun yarısı sayılıyor, kadınlar 65-70 yaşlarında anne oluyor. (1) 100 yaşında ölenlere, "Yazık, genç yaşta aramız- dan ayrıldı." diyorlar. (II) Hunza Türklerinin çok ilginç bir yanı da burada hiç kanser vakasının yaşanmama- SI... (III) Peki bilim dünyasını bile şaşkına çeviren Hunzaların uzun yaşam sırrı ne? (IV) Araştırmacılar bunu birkaç nedene bağlıyor. (V) Hunza Türkleri denizden 6 bin metre yükseklik- te, oksijeni bol olan olan bir bölgede yaşıyorlar. (VI) Kendi yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri tüketiyor, haftada sadece bir kez et yiyorlar. (VII) Her gün dağlarda yürüyüş yapıyor, tarlada çalışıyor, tertemiz dağ havası alıyorlar. 5. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) . B) III. C) IV. D) V. E) VI. (1) Osmanlı toplumunda şiir, hayatın hemen her alanına nü- fuz etmiştir. (II) Tezkirelerdeki verilere dayanarak şairlerin mesleki konumları ile tasavvuf ve tarikat ilişkilerinin incelen

"T / TÜRKÇE kör rlar. arlar yaz la- M sip ve arı in- 1 www.monopolkitabevi.com www.monopolkitabevi.com DENEME SINAVI - 5 36. (1) Bahar aylarında kırlara çıktığınızda çiçek topla- mayı sevmez misiniz? (II) Dağlarda dolaşırken önü- nüzden tavşanların koşmasını, bir kayanın tepe- sinde dağ keçilerinin, yaban koyunlarının, geyikle- rin zıplamasını istemez misiniz? (III) Temiz sularda yüzmek, başınızı dibe eğdiğinizde pırıl pırıl balıkla- rin size baktığını; yosunların akıntıyla bir o yana bir bu yana sallandığını görmek sizi mutlu etmez mi? (IV) Güneşin batışını izlerken ufuktan sürü sürü ku- şun uçtuğunu görmek ya da yanı başınızda bir ya- ban kuşunun ötüşünü duymak hoşunuza gitmez mi? (V) Herhalde hepiniz buna "evet" diyeceksiniz. Düşüncenin akışına göre "Doğa tutkunu hangi in- san bundan gocunur." cümlesinin yukarıdaki par- çada numaralanmış yerlerden hangisine getiril- mesi uygun olmaz?. A) I B) II C) III D) IV E) V

1 4 etkileri ortaya konulmaktadır. D) Bilimsel bir varsayımdan hareketle ortaya çıkacak prob- lemlere çözümler sunulmaktadır. E) Uzay araştırmaları yapan bilim insanlarına yönelik eleş- tirel bir tavır sergilenmiştir. 31. Fakat bu uyarıcının büyütülmesi, eğitilmesi, geliştiril- mesi ve organize edilmesi gerekmektedir. II. Müziğin bu etkisinin sağlıklı bireylerde olduğu gibi zihin- sel veya farklı bir açıdan sorunlar yaşayan bireylerde de olduğu belirtilmiştir. III. Antik Çağ'dan itibaren birçok bilim insanı, müziğin hem zihinsel ve fiziksel gelişimde hem eğitimde hem de te- davi alanında etkili olduğunu vurgulamışlardır. IV. Her çocuğun içinde işittiği bir müziğe fiziksel olarak cevap vermek için bir uyarıcı vardır. V. Uyarıcının bu şekilde kullanılır hâle gelmesi, çocuğun bedeninde olduğu kadar zihninde de önemli bir eğitim- sel etkiye sahiptir. AI Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? B) II C) III D) IV E) V endemi

aşında uruma ma çok olmak nimla karşı rubu- m. han- şıla- erin gibi leri ₁ [1 S 11. . Bilim insanları, Mars'ın yüzeyinin altında, insanların yaşamalarına lazım olan bileşenlerin bulunabileceğini belirtti. ABD'deki Brown Üniversitesinden bilim insanları Kı- zıl Gezegen'den (Mars) gelen gök taşlarının kimyasal bileşenlerini inceledi ve bu taşların suyla düzenli kilde temas hâlinde bulunması durumunda Dünya'nın yüzeyinin altındakilere benzer mikrobiyal canlıların yaşamasını sağlayacak kimyasal enerjiyi oluşturabi- leceğini ifade etti. Bu iki cümlede ifade edilenlerin doğru biçimde birleşti- rilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? şe- A) ABD'deki Brown Üniversitesinden bilim insanları, Kızıl Gezegen olarak da bilinen Mars'tan gelen gök taşla- rının suyla düzenli olarak temas etmesi durumunda Dünya'nın yüzeyinin altındakilere benzer mikrobiyal canlıların yaşamasını sağlayan kimyasal enerjiyi mey- dana getirebileceği ve gezegenin yüzeyinin altında, insanların yaşamaları için gerekli bileşenlerin buluna- bileceği sonucuna vardı. B) Mars'ın yüzeyinin altında, insanların yaşamalarını sağ- layabilecek bileşenlerin bulunabileceğini düşünen bilim insanlarının ABD'deki Brown Üniversitesine bağlı bilim insanlarının Mars'tan gelen gök taşlarının kimyasal bi- leşenlerini inceleyerek vardıkları sonuçlarla doğrulan- diği ve canlıların ihtiyaç duyduğu kimyasal enerjisinin Mars in alt katmanlarında saptandığı belirtildi. İnsanların ve diğer canlıların yaşamasını sağlayan kim- yasal enerjisinin, oluşması için gerekli koşulların var- lığını gözlemleyen ABD'deki Brown Üniversitesinden bilim insanları, Mars'ın canlı yaşamı için bir alternatif olabileceğini ifade etti. D) Bilim insanları; Mars'ın yüzeyinin altında yaptıkları araş- tırmalarla insanların yaşaması için gereken koşulların Mars'ta da bulunduğunu, Dünya'dakine benzer mikrobi- yal canlıların burada da yaşayabileceğini, Mars'tan gelen gök taşlarının da bunun kanıtı olduğunu söyledi. E) ABD'deki Brown Üniversitesinden bilim insanları; Dünya'nın yüzeyinin altına ve Mars'ın yüzeyinin altına yönelik araştırmalarının sonucunda Mars'tan gelen göktaşlarının suyla düzenli biçimde temas ettirilerek mikrobiyal canlıların yaşama ortamlarının oluşmasını sağlayacak G

37. Yazarken sabit, belirli bir yerim yok; daha genç ve fiziksel olarak dirençli olduğum yıllarda, örneğin Pa- ris'te yaşarken, Seksek'in büyük bir bölümünü kafe- lerde yazmıştım. (II) Çünkü gürültü beni rahatsız et- miyordu, tam tersine çok hoş yerlerdi. (III) Bu yüz- den kafelerde çok çalıştım; oralarda okudum ve yaz- dim. (IV) Ama yaşlandıkça daha zor bir adam oldum, şimdi yalnızca kesin sessizlikte yazabiliyorum. (V) Hangi konuda yazacaksam o konuyla ilgili ger- çekçi gözlemler yapabilmem çok önemli. (VI) Ben odamda çalışırken müzik kesinlikle yasak çünkü mü- zik dikkatimi dağıtıyor. (VII) Bir otel odası, bir uçak ya da bir dost evi fark etmez; bana kesin sükûnet gere- -kiyor. 39. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) V

12 I. Gökyüzünün başka rengi de varmış Geç fark ettim taşın sert olduğunu Su insanı boğar, ateş yakarmış Her doğan günün bir dert olduğunu II. III. IV. V. İnsan bu yaşa gelince anlarmış Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlış tir? A. dize isim cümlesidin B) II. dize girişik birleşik cümledir. C) HT dizede birden çok/yargı vardır. IV. IV. dize isim tamlamasından oluşmuştur. E) V. dizede sifat tamlaması vardır.

3. • Yaşımız ilerledikçe vücudumuz daha az kolajen üretmeye başlar. Kolajen cildi elastik tutmaya yardımcı olur ve kemik- leri sağlıklı tutar. Amerikalı kalp cerrahi ve beslenme uzma- ni Steven Gundry, kolajenli yiyeceklerin yendikten sonra ko- lajen olarak emilemeyeceğini söylüyor. "Kolajen diğer mad- deler gibi vücuda girip parçalanıp görevinin başına geçmez. Bunun için kolajenin yarı parçalanmış şekilde alınması gere- kiyor. Mesela kemik ve bağ doku 18 saat kaynatılırsa vücut- ça emilebilir." diyor. • Kemik suyu çorbası, hangi hayvana ait olursa olsun, hemen tüm restoranların menüsünde bulunur. Tüm market reyon- larında her an bulunabilir. Kemikleri ve kas yapısını güçlen- dirir. Kolajen açısından zengin olan kemik suyu; saçları ve tırnakları güçlendirir, cildi temizler ve canlandırır. Bir saatte pişirebileceğiniz kemik suyu, bağışıklığı güçlendirir; kış ayla- rının vazgeçilmezlerinden biridir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebi- lir? A) Beslenme ve sağlık konusunda birbirlerini destekleyen bil- giler vermişlerdir. BY Konusu birbirine yakın ama birbiriyle çelişen bilgiler içer- mektedirler. C) Aynı konudaki örneklerden yola çıkılarak aynı sağlık yaklaşı- mına ışık tutmuşlardır. DY Bir hayvansal besin maddesinin iki farklı kullanım alanını ay- rıntılarıyla açıklamışlardır. E) Kolajenin kullanım sırasında doğuracağı yan etkileri ayrıntı- larıyla dile getirmişlerdir.

TYT / Türkçe 19. Kültürel kimlik ortamını yaratan "otomobil"den bahsetmek isti- yorum. Bir Amerikalı sosyal düşünür ve aynı zamanda Tarihte Şehir adlı devasa eserin yazarı Lewis Mumford şöyle söylüyor: "Şehirlerimizde eskiden yürüyerek saatlerce gittiğimiz yerlere, şimdi hızı saatte 150 mil olan otomobillerle 15 dakikada gidebi- liyoruz. Otomobil trafik ile stres kaynağı, havadaki oksijeni tüke- tiyor, hava kirliliğine sebep oluyor." Oysa otomobili icat edenler, beraberinde getirdiği felaketleri de ilk fark edenlerdi. Otomobil- leri efsanevi bir yaratık gibi kabul eden ve onunla olmayı en büyük amaç kabul eden kullanıcılar, şunu bilmeliler: Otomobili vücuda getiren ülkeler onu şehir hayatının günlük parçasında kullanmıyorlar. Bunun en güzel örneği, Orta Avrupa ülkeleridir. 14-16 milyonluk Berlin, Hamburg, Frankfurt gibi metropollerin şehir merkezlerinin nüfusu sekiz yüz bin ile bir milyondur. Geri kalanlar, iş yerleri ile sanayi tesislerinin çevrelerinde öbekleş- miş şekilde yaşarlar. Bu insanlar evlerinden işlerine, işlerinden evlerine şehri yaşayarak, şehri evlerinin bir uzantısı gibi göre- rek, bir şehirli olarak, birbirlerini tanıyarak yaya gidip geliyorlar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- maz? A) Mesafeleri hızla kat etmeyi sağlayan otomobiller, pek çok problemin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. B) Günümüz insanının bir kısmı otomobili yaşamlarında bir amaç olarak görmektedir. C) Otomobili icat edenler bile icatlarını fazla kullanmazken di- ğerlerinin otomobile aşırı düşkünlüğü kaygı vericidir. D) Otomobilin zararlarını fark edenler, onu daha az kullanma yolunu seçmişlerdir. E) Otomobil, kültürel kimlik ortamını meydana getiren bir un- surdur. bikavosinde insanın teknolo 21. Moc yaz itiba dah yet rom Tür hip ları ge Bu ha A) B) C E 22. F

Paragraf 0:30 ESTANCS - 12 Anadolu ve az Söz gelimi ülkemizde yağışın az olduğu Güneydoğu İç Anadolu Bölgeleri orman oluşumuna görece z elverişlidir. Muson yağışlarının etkili olduğu Güneydoğu Asya'da ise geniş orman alanları görülür. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Orman alanlarını sınırlandıran başlıca etken yağıştır B) Sıcak ve soğuk havanın çarpıştığı bölgelerde cephe yağışları görülür C)Yıllık sıcaklık farkı, yaz ile kış mevsimleri arasındaki sıcaklık farkıdır D) Karadeniz'in kıyı kesimi, ülkemizin en çok yağış alan bölgesidir E) Bir yerde yağışın fazla olmasında birçok etken söz konusudur 18.

Akkı Bozan (1) Toplumsal yaşamdaki değişim, aynı hızla müzik ala- nında da kendini gösterdi. (II) Genç kuşağın ilgisi türkü dışındaki türlere kaydı. (III) Bu değişim kimilerimizde, tür- külerimiz ölüyor mu, kuşkusunu uyandırdı. (IV) Türküleri- miz bu coğrafyada binlerce yıllık bir birikimden süzülerek bize ulaşmıştır. (V) Bu yüzden türküleri var eden nedenler oldukça türkülerde var olacak ve yaşayacaktır. A) I B) II C) III D) IV E) V

11. ÜNİTE/EKLER Ekler 1. 34 Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan 11 Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin ||| Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin IV 90 V Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. sözcük, fiil çekim eki almıştır. B) II. sözcük, hem yapım hem çekim eki almıştır. III. sözcük, birden çok çekim eki almıştır. DIV. sözcük, çoğul eki, iyelik eki ve durum eki al- mıştır. E) V. sözcük, fiilden isim yapım eki almıştır. 2. Ne zaman seni düşünsem Bir keder basar içimi, kapkara Aklıma o eski günlerimiz gelir SIR YAYINLARI