Paragrafta Yapı Soruları

5. (1) Boğaz'ın Anadolu yakasındaki son yerleşim yeri. (II) Oto- büs köprüden sonra sağa kıvrılan yolu izleyerek varıyor köye. (III) Adını tepedeki fenerden almış tipik bir balıkçı köyü. (V) Fenerin yanında çeşmesi, bakkal dükkânı var. (V) Köye, Beykoz'dan belediye otobüsü çalışıyor. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) I. cümleyle II. yer değiştirmeli. B) II. cümleyle III. yer değiştirmeli. III. cümleyle IV. yer değiştirmeli. DW. cümleyle V. yer değiştirmeli. E) II. cümle V. den sonra gelmeli.

A Son zamanlarda televizyonlarda bir dizi modasıdır aldı başı- ni gidiyor. Bu dizilerde her türlü entrika, aşk oyunları, şiddet ve gençleri olmayacak hayallerin peşinden sürüklenmeye itecek garip ilişkiler görülmekte. Bunlar içinde özellikle genç- ler arasında rağbet göreni ise şiddet içerikli olanları. Şiddet içeren olaylar, sahneler ve görüntüler ne kadar sık, ne kadar fazla ve ne kadar uzun ekrana gelirse zararlı etkileri de o oranda artar. Aynı şekilde bu şiddet sahnelerinin ayrıntıla- ri arttıkça ve tekrar tekrar ekrana gelen canlandırmalar ve yakın çekimlerle pekiştirildikçe etkinin boyutları daha da teh- likeli bir hâl alır. Filmin, dizinin ya da programın esas kah- ramanı şiddet uyguluyorsa ya da filmin ana örüntüsü şiddet üzerine kurulu ise izleyiciler üzerindeki özendirici ve tetikle- yici etkisi o derece artar. Buna paralel ortaya çıkan şiddete karşı duyarsızlaşma ise sağlıksız bir diğer boyuttur. Bunları yapımcılar düşünmez hiç. Onlar reyting peşindedir ve tek düşündükleri de kazançtır. Peki ya kontrol mekanizması? Maalesef bu şiddet içerikli dizi, film ve programlarda görülen şiddetin neden olduğu sonuçlar üzerine pek düşünmüyor, kalıcı çözümler önermiyor gibi görülüyor. Bu sözleri söyleyen kişinin asıl yakındığı durum-aşağı- dakilerden hangisidir? Şiddet içerikli programlara karşı kontrol mekanizmasının iyi işlememesi B) Dizilerin hayatta karşılarına çıkması mümkün olmayan olaylarla gençleri hayal dünyasına sürüklemesi Şiddet içerikli programların her geçen gün seyirciyi biraz daha içine çekmesi (D) Özellikle televizyon dizlerinin gençler üzerinde tamiri mümkün olmayan zararlara yol açması E) Yapımcıların para kazanmak uğruna toplumsal ahlakı hiçe saymaları 11. III

18 6 arkadaşın her biri birer top dondurma siparişi veriyor. 3 top vanilyalı, 2 top çikolatalı ve 1 top limonlu dondurma siparişi veriliyor. Dondurmaların üzerine konmak üzere: 3 kiraz. 2 gofret ve 1 çikolata cipsi istiyorlar. Her dondurma birbirinden farklı olacağına göre aşağıdaki kombinasyonlardan hangisini oluşturmak mümkün değildir? A) Kirazla süslenmiş çikolatalı dondurma B) Kirazla süslenmiş vanilyalı dondurma C) Gofretle süslenmiş limonlu dondurma D) Gofretle süslenmiş çikolatalı dondurma EÇikolata cipsi ile süslenmiş vanilyalı dondurma

Bu testte yer alan Sorular Cat uste cozmenizi tavalue ederiz Egitim, yeni doğan bir yavrunun yetişkinlerin-bakımına sürekli olarak bağımlı olduğu dönemde başlar Insan iç dunyasi ve dış dünya ile ilgili temel bilgileri bu dönemde edinmeye başlar. Öz bakım becerilerinin geliştirilmesi. tehlikeleri ve farklılıkları ayırt etme, düzeni kavrama, ince ve kaba motor becerileri geliştirmeyle dill: kendini, duygu ve düşüncelerini ifade edecek şekilde kullanabilme de bu sureçte otur. Başkasının duygularını anlayabilme, basit somut mahakeme yeteneklerini geliştirme, aile içinde kendr ve diğer bireylerin sınırlarını öğrenme ve bu simrlara saygı duymanın temelleri bu dönemde afilir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Dilin bireyin kendini tam olarak ifade edebileceği bir araç olarak kullanıldığı dönem, bebeklikte gerçekleşir. B) Insan yaşamını fiziksel ve ruhsal yönden etkileyen eğitim, bebeklik döneminde başlar. C) Insanın kendini ve çevresinde olup bitenleri tanımaya başlaması, eğitimle olur. D) Yaşamın her alanını kuşatan eğitim, insanın doğumuyla başlayıp ölümüne kadar devam eder. Çocukluk dönemi, insan yaşamını yakından ilgilendirdiği için çok önem verilmesi gereken bir süreçtir. O (1) Ins egiti onc ve her evresinde ve

be insanın en önemli orum yor zen aha z. Bu çinden paragraf niz ill 1 22 Edebiyat ile toplum arasındaki ilişki eski dönemlerden beri araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Toplum ile edebiyat birbirinden ayrilmaz iki parçadır. Edebiyatın amacının toplum olup olmadığı tartışılabilir. Ancak edebi eserin ortaya çıkış sürecinde toplumun katkısı göz ardı edilemez. Zira edebiyat eserinin sahibinin de içinde yaşadığı toplumun bir bireyi oluşunun, yaşadığı çevre ve içinde bulunduğu toplumsal şartların onu etkileyeceğinin unutulmaması gerekir. II. Bugün edebiyat, insan topluluklarında daha çok ikincil toplumsal kurum şeklini almış ve böylece eğitim-öğretim, siyaset, aile, din, ekonomi gibi ilk kurumların incelenmesi daima toplumbilimcilerin ilgi odağı olmuştur. Edebiyat ve toplum sürekli değişim ve hareket hâlinde olup bu süreçte birbirini etkiledikleri için edebî faaliyetlerin de toplumsal faaliyetlerden ayrı kabul edilmesi imkân dâhilinde değildir. Dolayısıyla yazarlar ya da şairler, eserlerini yaşadıkları muhitin etkisiyle kaleme alırlar. Bu araştırmalar ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur? A) I. araştırmada, edebiyatın sosyal koşullardan etkilenebildiğine temas edilmiştir. B) II. araştırmada, toplum biliminin tarihçesi ve çalışma prensipleri ele alınmıştır. C) I. araştırmada, edebi eserlerin dil özellikleri üzerinde durulmuştur. D) II. araştırmada, edebî eserin bilim ve teknolojiyle ilgisi ortaya konmuştur. E) I. araştırmada, toplum bilimine yön veren eğilimlerden söz edilmiştir. Bu parçada vurgulam hangisidir? A) Hikayenin en om B) Hikayenin krone C) Her hikayede a D) Hikdyede olay anlatimasi ge

(1) Şiirde dizelerdeki kelimelerin yerleri değişti mi şiirden iz bile kalmaz. (II) Ses uyumu değişir, söyleyiş değişir hatta anlam bile değişir. Yabancı dille yazılmış bir şiiri başka bir dile virmek de mümkün değildir. (IV) Fransız Dil Akademisi üyelerinden Jean Paul "Bir şiir hiçbir dile çevrilmez, yazılmış olduğu dile bile." diyerek bu imkânsızlığı gözler önüne sermiştir. (V) Herhangi bir şiiri başka bir dile çevirmeyi deneyin isterseniz. (VI) Göreceksiniz ki bunu başarmak çölde su bulmak kadar zordur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki cümlenin açıklayıcısı durumundadır? B) II EXVI

7.-9. SORULARDA NUMARALANMIŞ CÜMLE- LERDEN HANGİSİNİN PARÇANIN ANLAM BÜ- TÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ. 7. (1) MÖ 3000 yıllarında başlayan Eski Mısır tarihi Kleopatra'nın ölümü ile sona erer. (II) Kleopatra tarihte güzelliğin ve Mısır'ın sembolü olmuş bir kadındır. (III) Yaklaşık 3000 yıl sürmüş olan Mısır uygarlığı günümüze kadar izlerini bırakabilmiştir. (IV) Dünyanın yedi harikasından ikisinin bu ülke- de yer alması nedeniyle uygarlık günümüzde tüm insanlığın ilgisini çekmektedir. (V) İşte Mısır'ın tüm bu özellikleri her yıl milyonlarca turist tara- fından ziyaret edilen bir ülke olmasını sağlıyor. A) I B) II DIV O E) V C) III 8. (1) Asya, dünya Kıtalarının en büyük 10

YARG I YAXINLAR 1. Thomas Cole, Amerikalılara bir İngiliz Men olarak sahip oldukları vahşi güzellikleri ve resim sanatlarını önemsemeyi hatırlatan bir yabancı ressamdır. II. Hudson River School olarak bilinen Ame- rika'nın 19. yüzyıldaki ilk manzara resim okulunun kurucusudur. M. Milli bir resim okulunun ortaya çıkmasını da sağlayarak insanlara çevre bilincini ve manzara resmini sanatı aracılığıyla tanıt- maya çalışmıştır. IV. Çalışmaları 19. yüzyıl Amerika'sında ya- şanan hızlı teknolojik gelişmelere bağlı olarak insanlığın adeta eskiyi kaybederek ve kendi öz değerlerinden uzaklaştığına vurgu yapar gibidir. V. Ressamlığının yanı sıra yazar ve şair ola- rak da pek çok çalışmaya imza atmıştır. Yukarıdaki numaralı cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulmak istense cümle- lerden hangisi parçanın başına da sonuna da gelse parçanın anlam bütünlüğü bozul- maz? A) I B) II E) V C) III

Y A R G I Poplumsal yaşamı, toplumun içinde yaşadığı doğayla etkileşimini ve bu bağlamda ortaya çıkan sorunları ele alan toplum bilimleri bu- gün çok sayıda alt disiplin içinde bölümlen- miştir. Uzmanlaşmanın ilerlemesiyle birlikte zaman içerisinde birbirlerinden koparak ba- ğımsızlaşmış; aralarındaki bağlantı giderek silikleşmiştir./Hâlbuki Buna karşın, söz konusu disiplinler; ideolojilere sürüklenme, aşırı parçalanmışlık gibi nedenlerle nihaye- tinde toplumsal gerçekliği anlama ve açık- lama yeteneklerini, bir diğer deyişle varoluş gerekçelerini yitirme olgusuyla yüz yüze gel- mişlerdir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi geti- rilmelidir? A) bu alt disiplinleri toplumundan soyutla- mak, zaman içerisinde kaçınılmaz duru- ma gelmiştir B) farklı görünümleri içinde tüm bu disiplin- ler, aynı olguyu, toplumu incelemektedir- ler C) toplumbilimleri parçalamak, yok saymak toplumsal yapıya da ciddi anlamda zarar verebilir D) bu disiplinler her ne kadar birbirinden ko- parılsa da toplumun dışında varlığını de- vam ettirmektedir E) bu alt disiplinler, toplumun parçalanması- na, bir ideoloji peşinden sürüklenmesine engel olmaktadır

5. Edebiyat araştırmacısı: Sait Faik Abasıyanık: Projeden bol ne var? Her gün bir roman, beş altı hikâye yazıyorum kâğıtsız kalemsiz. Kâğıt kalemi elime aldığım zaman ise işte görüyorsunuz bir hikâyecik çıkıveriyor. Şimdi hiçbir şey hazırlamıyorum ama yarın belki başla- yıveririm. Hiç belli olmaz. - Edebiyat araştırmacısı: (II) ---- Sait Faik Abasıyanık: Bir eleştirmenin oturup okuyup uğraşacağı bir konuyu ben oturup ne söyleyeyim? Bazıları nerede eski yazdık- larım nerede şimdikiler, derken eskileri beğendiklerini söylemiş oluyorlar. Ben o fikirde olsam yazı yazmamayı düşünürdüm. Bazıları da şimdiki yazdıklarım ilk yazdık- larımdan çok iyi diyorlar. Benden bir hüküm beklenme- meli. Kendimize yazmıyoruz, başkalarına yazıyoruz. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Bugünlerde yazmayı düşündüğünüz herhangi bir ro- man ya da hikâye var mı kafanızda? (II) Yazdıklarınız arasında sizi en çok etkileyen hikâye hangisidir? B (1) Sizce bir yazar yazacaklarını önceden tasarlamalı mi- dır? (II) Her yazdığınızı beğenmek ya da beğenmemek gibi bir huyunuz var mı? (1) Yazdığınız hikâyeleri aniden mi kurguluyorsunuz yok- sa iyice tasarlıyor musunuz? (II) Bir yazar, eserlerini bir diğeri ile karşılaştırmalı mıdır sizce? D) (1) Hikâyelerinizi tasarlarken en çok neleri dikkate alıyor- sunuz? (II) Roman ve hikâyeleri hakkında fikirlerini söyleyen ya- zarlar hakkında ne düşünüyorsunuz? (1) Şu sıralar yeni bir şeyler yazmayı tasarlıyor musu- nuz? (II) İlk yazılarınızla şimdikiler arasında ne gibi bir ayrılık görüyorsunuz? is E y E a m

Sanat, insanın varlık şartlarından biridir. İnsanın ol- duğu her yerde sanat vardır. Mağara resimleri, an- tik süs eşyaları, işlenmiş kap kacak vb. bunların en belirgin göstergesidir. Sanatın amacı da zaten in- sanlarda güzel duygular uyandırmak, insan hayatı- ni renklendirmek, güzelleştirmektir. Resim, tiyatro, şiir, dans, müzik ve kitapların olmadığı bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek sanatın insan hayatı için ne kadar vazgeçilmez ve önemli olduğunu anlarız. Bu parçada sanatla ilgili aşağıdakilerden hangi- si üzerinde durulmuştur? A) Sanatın işlevi B) Sanatla bilim ilişkisi C) Sanatın evrenselliği D) Sanat-felsefe ilişkisi E) Sanatın yaşamdaki yeri

U E 49. Balzac'ın anlatılarında insanlığın türlü hålleri ve gerçeklikleri ele alınmıştır. Belirtme durum eki almıştır. U 11. Tanlanan görevindedir. III. Hem yapım hem çekim eki almıştır. IV. Gövdeden türemiş bir sözcüktür. A) Yalnız I Bu cümledeki altı çizili sözcükle ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri yanlıştır? gore D) Ive IV GE UUUUU VUUUU UUUUL gerçe B) Yalnız II C) Yalnız III E) Il ve IV UUUUU JUUUU UUUUL UUUUL UUUUL UUUL UUL

Yermelerin, hele övmelerin çoğunun sanatla ilişiği olmayan duygularla, düşüncelerle yazılıyor olmasıdır. Zevkine inan- dığımız birini görüyorsunuz, falanca sanatçı için çok ağır hükümler veriyor, onun eserlerinin büyük kusurlarını bir bir gösteriyor. "Ağır söylüyor ama haklılık payı da var." diyorsu- nuz. Üç gün sonra bir gazetede bakıyorsunuz o falancanın eseri, bir övülmüş, bir övülmüş! Altında da sizin zevk sahi- bi zatın imzası... Şaşırıyorsunuz. Ne yazık ki bunu sadece eleştirmen diye tanınmış yazarlarımız yapmıyor, bütün şair ve yazarlarımız bu günahı işliyor. Böyle olunca da eleştiri diye bir şey göremiyoruz edebiyatımızda. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiştir? A) Eleştiri sanatının zorluğu sizce nelerdir? B) Bir eleştirmen sizce nasıl olmalıdır? CBizim edebiyatımızda eleştiri niçin gelişmemiştir? D) Eleştirmenin nesnel olması gerektiğine inanıyor musu- nuz? E) Eleştirmen sizce eseri mi yazarı mı dikkate almalıdır? 3.

Şairler için düzenlenen anma törenlerinde birçok okurun "Ben bu yanını bilmiyordum." veya "Onun ne güzel şiirleri varmış!" türünden konuşmalarına şahit oldum. (II) Demek ki birçok şair belleklerde çoğu zaman eksik ya da yanlış yaşı- yor. (III) Şiir okuru hiç olmazsa sevdiği şairleri bütünüyle ta- nimak için gerektiği kadar gayret göstermiyor, onu iyi tanımı- yor. (IV) Oysa bir şairin hayal dünyası, buz dağının yalnızca görünen kısmıdır. Bu görünenin altında koskoca bir şiir dünyası yatmaktadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu dünya da çoğu zaman şairi anlamak için gayret sarf edildiği zaman anlaşılabilir." cümlesinin getirilmesi anlatımın bütünlüğünü bozmaz? BUI SII DHY www. E) V

(1) insan yalnız para kazanmakla, mal mülk sahibi olmak- la zengin olmaz; iyi huylarla, çekinmeden başkalarına bir şeyler vermekle de zengin olunabilir. (II) Unutmayalım ki bu dünya, pazar dışında da alışveriş dünyasıdır. (III) Hepimiz birbirimizden bir şeyler alırken gene birbirimize bir şeyler vereceğiz. (IV) Bir şey vermeyen bir insan, başkalarından bir şey alamaz. (V) Gönülden bir gülümseyiş, candan bir el sıkış, sevgi ile dolu bir bakış bir insanın bütün bir gününü mutluluk içinde geçirmesine sebep olabilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Üstelik bunlar bize hiç de pahalıya mal olmaz." cüm- lesinin getirilmesi anlamsal bütünlüğü bozmaz? A) I B) II C) II D) IV

silikla re ait in ya- slan- llikle rinin (1) Rivayetlere göre Roma imparatoru Sezar, şehri ele geçi- rir geçirmez kütüphaneyi sadece tek nüshası bulunan bütün kitaplarla beraber gözünü kırpmadan ateşe vermiş. Bunu yaparken de kendini dünyanın en büyük uygarlığının temsil- cisi olarak görüyormuş. ) işte, tarihi kendisiyle başlatmak isteyen, gücün sartoşluğundan ayılamayan barbar ve ilkel tir. lider tipi. (IV) Geçmişi yok etmek isteyenler, ele geçirdikleri da bedenlere yaptıkları eziyetlerle yetinmezler; insanların ruh- ları, geçmiş ve gelecekleri üzerinde de tek tasarruf sahibi ve olmak isterler (V) Şehirlerle, insanlarla iletişim gücüne sahip olmayınca hep ele geçirme içgüdüsüyle hareket edenlerin elinden başka ne gelir? (VI) Bilebildikleri tek ilişki biçimi sa- hip olma dürtüsü olunca insanlıktan da nasiplerini alamamış oluyorlar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) U B) II/IV D) V VI