Paragrafta Yapı Soruları

96 8. "Bir zamanlar burada ne güzel "cümlesi aşağıdaki- lerin hangisiyle tamamlanırsa cümlenin çatısı özne-yüklem ilişkisi yönünden diğerlerinden farklı olur? A sohbetler edilirdi B) ağaçlar yetişirdi C) kutlamalar olmuştu Dy kuşlar uçardı çocuklar oynardi 9. İşteş fiillerin yüklem olduğu cümlelerde, genellikle nesne bulunmaz. ? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan bir kullanım vardır? A) Gösteriyi izleyen herkes dakikalarca gülüştü. B) Kardan kayganlaşan yolda duramayan araçlar çarpış- mış. C) Yaşlı komşusuya kibar bir şekilde selamlaştı. D) Bu sorunu uzmanlar yıllardır tartışıyor. E) En sonunda bir konu hakkında anlaştık. ? CAP TYT TÜRKÇE Fiilde Çatı - IV ler A) B

12. Genç teğmen, binbaşı ile görüşüp onun tembihlerini de 1 11 aldıktan sonra, dönmediği takdirde annesine gönderilmek üzere, bir veda mektubu yazıp teslim etti. Sonra kılavuzu -orta yaşlı bir Laz uşağı- ve gerekli IV malzemeyi alarak yola çıktı. Gece iyice inmiş, kuru bir N rüzgâr, keskin keskin etrafı tırpanliyordu. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) I. sözcük kişi zamiridi B) II. sözcük çoğul addır. C) III. sözcük edat görevindedir. D) IV. sözcük tamlanan ekini almış bir addır. E) V. sözcük zarf-fiildir. ini tok basına değil

7. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler, tür bakı- mından aynıdır? Romanları ile senaryoları halkın belleğine kazındı. Şiir ile tiyatro, en başarılı olduğu alanlardı. Bu zor işi tek başına iki günde nasıl bitirmiş? Nasıl bir iş istediğini aslında kendisi de bilmiyordu. C) Artık neredeyse her mahallede gökdelenler yükseliyor. Artık kumaşları birleştirerek bir örtü hâline getirmiş. sadece D) Yaptığı büyüklük değil ancak dürüstçe bir davranıştı. sadece Son sınavdan ancak iki öğrenci geçer not alabilmişti. E) Onun ne şekilde davranacağını önceden kestiremedik. Ne düşündüğünü anlamak için biraz konuşmak gerekti.

MESANK Türkçe Testi 32. Yazarken, dahası yazıya yönelirken tür avrimi pek yapılmaz. Süreç içinde kendinizi tanıma, ifade ede- bilme ve birikiminizi ortaya çıkarma eyleminiz se- çiminizi belirliyor bence. Okuma-yazma yordami birbiri sarmalında var olan, giderek de biri diğeri- ni geliştiren bir uğraşıdır. İnsan önce okuduklarıy- la hesaplaşıyor. Bu aşamada kendisi için yazıyor. İlk gençlik notlarım, defterlerim hep bunlarla do- Tudur. Bir de edebiyat içtenlik, dürüstlük gerektiri- yor. Önce kendine, okura, topluma, çağına karşı sorumluluk duygusunu taşımadan yazmanın ben- ce pek bir anlamı yoktur. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşüncesini destekleyen bir örnek değildir? A) Yaşanan aşkın hatırası, Günlüklerde saklıdır. B) Onun şiirlerinde, lise yıllarının duyguları vardır. C Tek bir türde yoğunlaşan yazar, ısrarla ötekini anlatıyor. D) İlk öykülerim, Kırmızı Başlıklı Kız'ı andırıyor. E) Yazdıklarım, gelecekte dönemimin tanıklığını yapacak. 34. J

15. Genelde doğrusal bir hayat çizgisi olarak tahayyül ettiğimiz özel o çizgideki sarsıntılarla anlamlandırırız. Hayatımızın yaşamlarımızı, irili ufaklı kırılma noktaları gibi gördüğümüz bu sarsıntıları, bir yandan da nevi şahsına münhasır karakterlerimizi oluşturan, sınırlarını çizen ve derinleştiren travmalar olarak anarız. Başka bir insana içimizi açtığımızda ufak ufak su yüzüne çıkan bu travmaları hatırlayarak, anlatarak ve belki o an sahip olduğumuz bilinçle yorumlayarak ben- liğimizi anlamlandırmaya çalışırız. Bireysel olanın yanı sıra, ailevi ya da toplumsal travmaların hayatlarımız üzerine yansımaları da bu denklemin kaçınılmaz bir parçası olarak ortaya çıkar. Bu sebeple de kurgusal ya da kurgusal olmayan karakterlere odaklanan anlatılarda hep bu sarsıntı noktalarının dinleyenin, okuyanın, izleyenin dikkatine sunulduğunu ve dikkatini çektiğini görürüz. Gerçek hayatta sürekli kendi var oluşumuza, yaşadıklarımıza ve karakterimize bir anlam kazandırmak için tercih ettiğimiz anlatma dürtüsü, bir sanat eseri ortaya koyarken öğrenilmiş bir formül gibi hazırda durur ve ortaya çıkar. Bu parçaya göre; al'ecom 1. insanın kişiliğinin oluşmasında ve anlam kazanmasında fayda sağlaması, Towel is a procl II. hatırlanmak istenmedikleri için bilinçaltına atılması ve psikolojik sorunlar yaratması, III. anlatma dürtüsüyle birçok anlatıda yer bularak insanlarda merak uyandırması, IV. ailevi travmaların çocukların olgunlaşmasını hızlandırması durumlarından hangileri travmanın yarattığı etkilerdendir? A) Yalnız I D) Yalnız III TYT/01GNL-3 (A Serisi) B) I ve III C) II ve IV E) III ve IV B) C) LO D) 5 E)

S- ci- in a 3 - = 27. Ebeveynler; çocukların beslenme tercihleri, davranışları ve be- sinlere karşı oluşan tutumlarında önemli bir etkiye sahiptir. Ço- cuklarının yeterince yemek yemediği konusunda endişeli olan veya çocuğunu zayıf algılayan ebeveynler, çocuğun besin alı- mini artırmak için farklı stratejiler kullanılabilmektedir. Ancak uy- gulanan bu stratejiler çocukların neofobi -yeni besinleri deneme- ye karşı isteksiz davranma- düzeylerini arttırabilmektedir. Ayrı- ca ebeveynlerin yemek yedirmek için baskı uygulaması neofo- bi düzeyinin artışına yol açabilmektedir. Kutbi, yaptığı çalışma- da "yemek için baskı" stratejisi ile besin neofobisi ve seçici ye- me arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ayrıca ye- mek yemek için uygun bir ortam sağlama eğiliminin yüksek ol- masının daha düşük neofobi puanlarıyla ilişkili olabileceğini be- lirtmiştir. gibssy Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmakta- dır? 16 08 AÇocuklarda neofobinin ortaya çıkış gerekçeleri lensm B) Neofobinin en çok kimleri etkilediği 1 (A C) Anne ve babaların neofobiye karşı alacağı önlemler D) Beslenme alışkanlığına anne ve babanın katkısı EX Neofobinin en çok görüldüğü yaş aralığı

13. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. İnanabilirsiniz siz de. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı bulunmaktadır. B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük zamiri vardır. C) Tamlayanı belgisiz adıl olan ad takımına yer verilmiştir. D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı sözcük kullanılmıştır. E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır.

4. Türk Çağatay dil ve edebiyatının en büyük sanatçısı olan Ali Şir Nevai 1441'de Herat'ta doğmuştur. Altmış iki yıldan ibaret olan ömrü içinde yazdığı eserlerle Türk dil ve edebiyat tarihinde kendisine ölmez bir yer yapmış olan Nevaî, 15. yüz- yılın Arap bilgisine ve Fars şiirine tapan gelenekleri arasında Türk dilinin yüceliği, üstünlüğü, güzelliği, genişliği davaları ileri sürmüş bir büyük dilcidir. Bunun en büyük kanıtı da Muhakemet-ül Lûgateyn'dir. Nevaî bu yapıtında Türk dilinin Fars dilinden her yönden üstün olduğu davasını ele almış ve bunu büyük bir inançla ve herkesi kolaylıkla inandıracak kanıtlarla ortaya koymuştur. Farsçanın şiir ve edebiyat için en üstün dil olduğuna herkesin kandığı bir dönemde bu davayı ileri sürmek bile büyük bir ulus sevgisinin damgasıdır. Bu bakımdan Nevaî'yi Türk dilciliğinin 15. yüzyıldaki kahramanı saymak gerekir. Bu parçada Ali Şir Nevaî'yle ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? A) Millet sevgisi taşıyan karakteriyle Fars dilinin üstünlüğünü reddettiğine B) Türk dilinin üstünlüğü, güzelliği ve güçlülüğü hakkında fikir beyan ettiğine C) 15. yüzyılda yaşayan Türk Çağatay dil ve edebiyatı sanatçısı olduğuna D) Yarım asırdan fazla yaşayan sanatçının bazı kalıplara karşı çıktığına E) Muhakemet-ül Lügateyn adlı eserinde Türkçeyi Arapçadan üstün tuttuğuna

TÜRKÇE ini düşün- ellikle bu- çok daha ğunlukla rece et- in kont- denimiz diliğin- elime- beden ele- r. dar di- CAP/TYT Kil tabletlere yazılan Sümerli rahibe Enheduan- na'nın Aşk şiiri ya da Gılgamış Destanı, bulunduğu- muz coğrafyada binlerce yıl önceki yaşanmışlıklara dair tanıklıklar sunar bize. İzmirli ozan Homeros'un iliada ve Odissea adlı eseri ise savaşın çirkin yüzü- nü, çeşitli insan karakterlerini, insan görünümlü tan- rıların serüvenlerini aktarır. O destan ki Olimpos tan- rılarından ateşi çalıp insanlara sunan Prometeus'u ya da sevdiğini yirmi yıl bekleyen Penelope'yi tanıtır bize. Shakespeare'in, insanı güçlü ve güçsüz yönle- riyle, yetenekleriyle, hırslarıyla, iyi ve kötü yanlarıyla ortaya koyan, iktidar kavgalarını anlatan tragedyaları, yaşamın da insanın da gerçekliğini yansıtır. İnsanlık tarihinin değişik dönemlerinde dünyanın farklı coğraf- yalarında yaşayan birçok insan, Shakespeare'in tra- gedyalarında vücut bulmuştur. Bu yüzdendir ki pek çok dile çevrilmiş olan bu tragedyalar yüzyıllardan beri okunmakta, sahnelenmektedir. purBu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi geti- rilmelidir? İnsan en eski zamanlardan beri çeşitli yollarla aşkı anlatma ihtiyacı içinde olmuştur B) Edebî eserlerde insanın her hâlini ayrıntılı olarak görmek mümkündür Cinsanlık tarihi geçmişten günümüze kadar edebî eserlerde gerçeğe uygun olarak anlatılmıştır D) Edebiyat aracılığıyla insanın en gizli yönleri açığa çıkarılmış, insan kendisini tanıma imkânı bulmuştur Edebiyat, insanlık tarihinin başından bu yana, dün- yanın farklı coğrafyalarında yaşananlara tanıklık et- miştir 31. (1) Başarılar Sancar'ın Kendisine rinda diğe düşünüyor ğuna kara ilgili basit ayrıntısın sonucu b limsel ar bile şarılı old Bz söylemi Bu par sonra gitmed BY DUNG A) I zuen CAP UD BOUGE iniquisere ild lemu

5 $1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir isim tamlaması, başka bir ismin sıfatı olarak kullanılmıştır? A) Görkemli su kemerinin usta işi bir yapı olduğu anlaşılıyordu. B) Duvarları süslü tarihî evler, her yıl binlerce turisti kendisine çekiyor. C) Günün ilk ışıklarıyla birlikte Efes'in yolunu tutuyoruz. D) Geçidin hemen sağında bizi yüzyıllar öncesinden kalma hey- keller selamlıyor. E) Denizden esen ilık rüzgârlar, oturduğumuz yere büyülü bir hava katıyordu. no three a TER

de bir 10. Büyük insanlar olmasa hiçbir (büyük hayal gerçekleştirilemez; büyük buluşlar, ancak büyük insanlar gerçekleştirebilir. 57 br ST Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi Söylenemez? LA) Fiil kökünden türemiş niteleme sıfatı kullanılmıştır. L B) Edat türünde sözcüğe yer verilmiştir. C) Zamir türünde sözcük kullanılmamıştır Aynı türden söz öbeklerini bağlayan bir bağlaç bulunmaktadır. E) Hem niteleme hem de belirtme sıfatı almış bir isim vardır. A s cile A O h

16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. İnanabilirsiniz siz de. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı bulunmaktadır. B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük zamiri vardır. C) Tamlayanı belgisiz adil olan ad takımına yer verilmiştir. D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı sözcük kullanılmıştır. E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır.

21. (1) Adamın toprağa sevdası vardı. (II) O gidince kimse bahçeyle ilgilenmez oldu. (III) Ceviz ağacı, ayvalar, güller duruyor bahçede. (IV) Ama mevsi- mi gelince toprağı belleyip havalandıran, küçük tarhlara ayırıp çeşit çeşit sebzeler, çiçekler eken yok artık. (V) Toprakla sevişip ondan bir renk cümbüşü çıkarmak eski adamların işi olmalı. Bu parçadakl numaralı cümlelerin hangisinde durum eklerinden hiçbiri kullanılmamıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Buna L noll 1 III. TYT - Türkçe 14. Zirvede kartallar da bulunur yılanlar da ama biri sürünerek gider biri de süzülerek... || Önemli olan nereye gittiğin değil, nasıl gittiğindir. IV ||| V Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. sözcük bağlaç görevli bir sözcüktür. B) II. sözcük belgisiz zamirdir. C) III. sözcük niteleme sıfatıdır. DIV. sözcük soru zamiridir. V. sözcük soru zarfıdır. 2021/202

39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bizim edebiyatımızda polisiye roman geleneği yoktur. (II) Bu- nun en önemli nedeni polisiye romanın besleneceği sosyal orta- min olmayışıdır. (III) Çünkü bizde dedektiflik olmadığı gibi pro- fesyonel planlara, hesaplara dayalı cinayet de yoktur. (IV) Ayrıca bizde cinayetlerin çözümü, iz sürme ve bazı karmaşık ilişkileri tahlil etmeye değil itirafa dayalıdır. (V) Bu durumda doğal olarak polisiye roman geleneğinin oluşmasına gerek kalmamıştır. 39. Polisiye romanlardan söz edilen bu parçadaki numaralan- mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede edebiyatımızdaki roman türü eksikliği dile getiril- miştir. B) II. cümlede söz konusu eksiklik sosyal ortamla ilişkilendiril- miştir. C) III. cümlede önceki cümlelerde belirtilenlerin açıklaması ya- pılmıştır. D) IV. cümlede romanlardaki cinayetlerin çözümlerinin hayalî olmasından yakınılmıştır. E) V. cümlede gelinen noktanın kendiliğinden oluştuğu belirtil- miştir.

k mek r. Dize rin izi 24. Başlangıç döneminde İngiltere'de bazı futbol kulüpleri iş kollarına göre taraftar bulmaktadır; Liverpool ve Southampton (liman işçileri), Sheffield (bıçak üreticileri), West Ham United (demir yolu işçileri), Nottingham Forrest, Derby Country ve Blackpool (kömür işçileri), Manchester United (dokuma işçileri) vb. Kapitalizm toplumsal yapıda bütün değişiklikleri, hatta değişiklik emarelerini dikkatle izler ve aleyhine olabilecek olanları gözden düşürmeye, kara çalarak itibarsızlaştırmaya, olmadı yasaklamaya çalışır, kendi lehine olabilecek olanları ise teşvik eder. İşçi sınıfının sokaklarda dolaşarak ülkenin hâlini, ekonomik koşullarını, çalışma koşullarını, yoksulluklarını konuşmasındansa, direniş ve grev örgütlemesindense futbol konuşması ve boş zamanlarında sahalara gitmesi oldukça makul görünmüştür işverenlere. -11. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilemez? M A) Nitekim futbol konusunda da böyle olmuştur B) Ancak futbol konusunda bir süre kararsız kalmıştır sistem C) Futbolla ilgili kararını da bu çerçevede olumlu yönde belirginleştirmiştir D) Futbol konusunda da risklerin, getirisinden daha az olacağını öngörmüştür hemen Futbolla ilgili olumlu bir tavır alması uzun sürmez 2