Paragrafta Yapı Soruları

TYT DENEME SINAVI 34. Einstein der. Bu söze sonuna kadar katiliyorum çünkü çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi, sorunlanın içinde kaybolmak yerine, bakış açısını değiştirmeyi başanp sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler. o sorunu aşma şansını da yakalıyorlar. Zaten sorunlarımızı dostla- rımızla paylaşmamızın nedenlerinden biri de, farklı bir bakışın bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir? Çözümsüz gibi gördüğünüz sorunlar konusunda farklı bir bakış açısı geliştir- menin önemi gerçekten büyüktür. Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getiril- melidir? A) Negatif duygularla yüklenmiş zihnimizi arındırmak her zaman kolay değildir B) Karşımıza çıkan ve bize sorun yaratan insanlanı hayatımızdan uzaklaştırmalıyız A C) Sorunlar hayatımızın bir parçasıdır ve kabul edip yolumuza de- vam etmeliyiz D) Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düz- leminde kalarak çözemezsiniz E) Hayatta her insan sorunlarla karşılaşır ve hiçbir sorun önemsiz ya da sebepsiz değildir 3

6 ARAGRAF TESTİ af) Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. an (1) Bilim insanı, araştırmasına en uygun çalışma yontemin belirler. (II) Bir plana bağlı olarak çalışmasını sürdürür. (III) Bu süreçte bazı güçlüklerle karşılaşabilir. (IV) Mesela ulaştığı bulguları anlamlandırmak için uygun bir veri setine sahip olmayabilir. (V) Bilim insanının böyle bir problemle karşılaştığında yapması gereken, araştırma basamaklarını kontrol ederek bulguları anlamaya çalışmasıdır. (VI) Gerçekten de bilimsel araştırma ve deneylerde bir bulguya ulaşmak kadar onu teorem düzeyine getirmek son derece önemlidir. (VII) Teoremler sınanarak bir süre sonra 2. kanunlaştırılır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde bir sorun ve o sorunu çözmede izlenen yöntem belirtilmektedir? A) B) E) Sorun İzlenen Yöntem | H ||| IV V || H ≤ << VI Paragr 3. LIMIX.0 a IQAYO Ins e U OM MOJA y C C

14. Özel kütüphaneler, zaman içerisinde sahibinin ilgi alanla- rına göre şekillenir ve sürekli zenginleşir. Kütüphane sahi- binin kişiliği, zevkleri, ilgi alanları, her şeyi kütüphanesine yansır. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? Bozde ASözde özne vardır. B) Basit yapılı cümle vardır. C) Zincirleme isim tamlaması kullanılmıştır. D) İsimden fiil yapım eki alan sözcükler vardır. E) Belgisiz zamir kullanılmıştır.

6. Sağlıklı bir insanın ruhsal iklimi yaz gibi günlük gü- neşliktir. Arada yağmur, kar hatta dolu yağar; hava kapalı olur ama ne olursa olsun mevsim hep yazdır. Ancak dep- resyonda durum değişir. Mevsim kış olur. Hava hep kapa- lı, yağışlı ve soğuktur. Bu da kişinin yüz ifadesine yansır. Depresyonu kişinin yüzüne bakarak teşhis etmek mümkün değildir. Ancak ruh ikliminin verdiği etkiyle yüzde birtakım değişikliklerle kendini gösterir. Kişide "omega yüzü" dedi- ğimiz enteresan bir görüntü oluşur. Bu parçanın başına anlatımın akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) Depresyona giren bir kişinin hayattan zevk alması müm- kün değildir B) Kişinin yüz ifadesi genellikle o kişinin kişilik özellikleri- ni yansıtır 7 C) Günlük hayatta duygusal değişimler kısa sürelidir ve gelip geçicidir D) Duygusal anlamda anlık değişimler yaşayan kişiler, ha- yattan zevk almada zorluk çekerler E) Depresyone giren kişilerin iç dünyası çoğu zaman de- ğişkenlik gösterir

esine eden m ötürü mir li bir kuyla ği ile siyle 13.-14. soruları aşağıda Yazmak sözcüklerle gerçekleştirilen bir eylemdir. Öz anlatıya giden yol, onların evreninden geçer. Bu evrenin yasalarını yeterince tanımayan bir kimse gerçekte yaratıcı da olamaz. Dilin toprağına sağlamca basamaz, değişik bölgelerine açılamaz. Doğallıkla imgelemi de sınırlı kalır. İmgelemi besleyip büyüten, güçlendirip geliştiren de sözcüklerdir. Tersi de söylenebilir bunun. Sıradan sözcükleri, sıradanlıktan kurtarıp onlara yeni tatlar katan da imgelerdir. Öyleyse yazı ve edebî eserlerde başta gelen etkin ögeler sözcüklerdir. Kuramci Richard Blackmur'un dediği gibi edebî eser, büyük ölçüde sanatçının sözcüklerle samimi olmasını sağlayacak bir serüvenden sonra ortaya çıkabilir. 13. Bu parçaya göre gerçekte yaratıcı olmak 1. Sözcüklerin gündelik kullanımıyla yetinmeyip onlara özgün anlamlar yükleme II. Kullanılan dilin bütün girdilerini çıktılarını bilme III. Sözcükler üzerinde fazla durmadan üretken olmaya D çalışma X durumlarından hangilerini gerektirir? A) Yalnız 1 B) Yalniz III D) ve III C) I ve II E), II ve III 14. Bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Dolaylı anlatıma başvurma B) Tanım yapma C) Düşünceyi onaylamax Atasözü kullanma E Tanıklıktan yararlanma →Tarik göstermeyle

4. Aristippos'a göre, insanı insan yapan duygudur. Çevremizi dolduran eşyanın aslında ne olduğunu bilemeyiz. Onlar, bizim için ancak bize göründük- leri gibidir. ---- Bilgilerimiz, duygularımızla alabildi- ğimiz kadardır, bundan öteye geçemez. Yaşamın gereği de tıpkı bilgilerimiz gibi gene bu duygula- rımızla aldığımız hazdır. Yaşamdan alabildiğimiz kadar zevk alalım ancak ölçüyü de kaçırmayalım. Akıl, duyguların sonsuz isteklerine karşı koymalı- dır. Erdem, haz almakta ölçülü olmaktır. Bu parçadaki boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Aslında ne olduklarını da hiçbir zaman bileme- yeceğimize göre, pek umrumuzda olmamalı- dır. (B) Bildiğimiz şeyleri bilmediklerimize benzeterek içinden çıkamayacağımız sorunlar oluştururuz. C) Anlamlandıramadığımız şeyleri öğrenmeye çalışmak, insan için bir amaç olabilir. D) Çalışmayla elde edilemeyecek bilgi, varlığında veya yokluğunda aynı etkiyi ortaya koyar. E) Bilimsel yaklaşımla ne olduğunu bilmedikleri- mizi öğrenmemiz mümkün olabilir.

ncinin ini ğını 1 7 16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. İnanabilirsiniz siz de. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı bulunmaktadır. BY Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük zamiri vardır. C) Tamlayanı belgisiz adi olan ad takımına yer verilmiştir. Familr D) Turkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı sözcük kullanılmıştır. E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır. 2 UcDört Bes Diğer sayfaya geçiniz.

T 17. Bir gün Eleni'nin elleri geliyor F1 / DENEME-5 Her şey değişiyor İlk İstanbul şiirden çıkıp yerini alıyor Bir çocuk ilk gülüyor Bir ağaç çiçek açıyor Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? B LAY Belgisiz zamiri belirten belgisiz sifat B) Farklı kiplerde kullanılmış çekimli fiiller C) Hem sifat hem zarf görevinde kullanılmış bir sözcük D) Özel ismin yer aldığı ad tamlaması E) Zarf görevinde kullanılmış sifat tamlaması

18. (1) Türkiye'de ilk film gösterimi, Bertrand adlı bir Fransızın II. Abdülhamit zamanında yaptığı gösterimler ile başla- mıştır. (II) Daha sonraları Fransız firması Pathe'nin tem- silcisi Romanya uyruklu Sigmund Weinberg'in yardım- larıyla Beyoğlu yakınlarında halka, filmler gösterilmiştir. (III) Bu filmler genellikle kısa metrajlı belge ve güldürü filmleriydiler. (IV) Birinci Dünya Savaşı'nda yedek subay olan Fuat Uzkinay, 14 Kasım 1914'te Türk sinema tari- hinin ilk belgesel filmini çeker. (V) Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Yıkılışı adı verilen belgesel film 150 metre uzunluğunda ve İTÜ arşivindedir. (VI) 1917'de, Ordu Si- nig nema Dairesi Başkanlığına getirilen Fuat Uzkinay, se- naryolu Türk filmi çekimlerini de yürütmüştür. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- enie raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? E) VI A) II B) III C) IV D) V Th

10. Sanat, günlük ve normal hayatta kullanılan dilden farklı bir dil kullanmayı gerektirir. (I) Yunus Emre'nin "kuş dili” dediği biraz da budur. (II) "Bir ben vardır bende benden içeri” derken de aslında bu bahse değinir. (III) Heykel yapan bir heykeltıraşın, resim çizen bir ressamın normal hayatla bir ilgisi kalmaz. (IV) O, sanatın kendine ait dilini ve üslubunu kullanırken bu durum kendiliğinden gerçekleşir. Kendi şiir dilini kuramayan, orijinal bir dil oluşturamayan şairler popülerliklerini bir süre devam ettirseler de sonuçta unu- tulmaya mahkumdur. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine "Kısacası, aynı durum tüm sanat dalları gibi şiir için de geçerlidir." cümlesinin getirilmesi uygun olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 3.

5. Basit görünen buluşlar, ileride ortaya çıkabilecek gelişme- lerin ilk adımıdır. Bu ana düşünce üzerinde kurulan aşağıdaki paragrafta boş bırakılan yere şıklarda verilen hangi soru getirilme- lidir? Mivhale Faraday, bilim tarihinde "deneyler kralı" diye tanı- nır. Bir gün Londra'da deneysel bir ders sırasında, küçük bir mıknatısı bir bobine yaklaştırarak bobinde elektrik akı- minin nasıl gerçekleştiğini gösteriyordu. Bu deneyi izleyen- lerden biri kalkarak Faraday'a "---- diye sorunca Faraday ona şöyle karşılık vermişti: "Yeni doğan bir bebeğin ne yararı var?" A) Bu deney ne işe yarar? B) Bu deneyin insanlık tarihine faydası nedir? C) Bu buluşun ne yararı var? D) Bu buluştan umutlu musunuz? E) Her buluş geleceğe fayda verir mi?

14. "Sanatçının dili yaşayan dil olmalıdır, aksi hâlde ister eski ister yeni olsun ölü kelimelerden doğan her eser yeni ne- silleri birbirinden ayırır." diyerek sanata ve dile bakış açı- sını ortaya koyan Cumhuriyet Dönemi şiir eğilimlerinden olan Hisar grubu, Garipçilerin geleneği reddeden anlayış- larına karşı çıkmışlardır. Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Yer yön belirteci B) Kalma durumu eki almış sözcük C) Tekrarlı bağlaç D) Gereklilik kipiyle çekimlenmiş fiil E) Zincirleme isim tamlaması

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Geçen yıl bir Amerikan hastanesine, korkunç bir baş ve boyun ağrısı ayrıca öğürme şikâyeti olan bir hasta geldi. Muayene ve tetkikler sonucunda hastanın dünyanın en acı biberlerinden yediği belirlendi. Beyindeki damarların daralması sonucu yaşadıklarının hepsinin tedavisi neyse ki vardı ve hasta tam olarak iyileşti. Bu, biraz aşırı bir ör- nek olsa da milyarlarca insan; dilde bir yanma hissi ya- ratan, mideyi alt üst eden hatta daha beterine yol açan acı biberi büyük iştahla yiyor. İnsanla biber arasındaki bu aşk ilişkisi binlerce yıl öncesine dayanıyor ve bu aşka yakalananların sayısı sürekli artıyor. Öyle ki acı biber üre- timi bu yıl 37 milyon tona ulaştı dünyada. Hasılatı düzenli olarak artan acı biber, memeliler ve böceklerin tersine kuşları korkutmuyor. Kuşlar zorlanmadan acı biber yi- yebiliyor. Bibere bu acı tadı veren kapsaisin maddesi, onları rahatsız etmiyor. Çünkü kuşlar kapsaisini tanıyan reseptöre sahip değil. Biber de bu sayede kuşlar aracılı- ğıyla tohumlarını saçabiliyor. Memelilerin sindirim sistemi biber tohumlarını parçalarken kuşların sindirim sistemin- de tohumlar zarar görmez ve dışkıyla, filizlenmeye hazır hâlde toprağa karışır. 1. Bu parçadan "acı biber" ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? 2. A) Kimi insanlar üzerindedizyolojik etkilerinin olduğuna B) Kuşların kapsaisin maddesinin ortaya çıkardığı acı tadı almadığına C) Actadı, içindeki kapsaisin maddesinden aldığına D) Tarihin çok eski devirlerinden beri insanlar tarafından tüketildiğine E) Insanlar üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerin hayvan- Harda görülmediğine Bu parçaya göre acı biberin kuşları etkilememesinin gerekçesi aşağıdakilerden hangisidir? Kuşların sindirim sisteminin diğer canlılara göre çok hızlı işlemesi B) Kuşların acı tada karşı dayanıklılık kazanması C Kuşların sahip olduğu reseptörlerin kapsaisin mad- desinden etkilenmemesi D) Kuşların tat alma duyusunun gelişmemiş olması E) Kuşların kapsaisin maddesinin verdiği acı tadı alacak algılayıcılarının olmaması bry yayınları 3. 68 Küresel ısınm larında ortala Değişikliği P. nın önemli d ma sıcaklık Bu da küres göstergesi. mindeki artı iklim değişi gelmektedir malarının ve lan çalışma deniz seviy cek, kar ve lenecek, or su kaynakla değişecek, Bu parçad T.İklim de sına yo II. Deniz s liğini te III. İnsanlığ ği, küre IV. Kürese san etk yargılarınc A) I ve II 4. Şaşmaz bir Günlük yaz müş, başla gulanmış, barındırmıs ipuçlarını k Aşağıdakil len yazarın A) Tez canl

Deneme 10 34. I. Eski Mısır'da rahipler Heka'nın kullanımında (Ka'nın yani ruhsal enerjinin harekete geçirilmesi) kendilerini geliştirdiler. Ka insanın kişiliğini içeren ruhun bir parça- sıydı ve rahipler, Tanrılarla etkileşime girmek, korunmak, hastaları iyileştirmek ve ölümsüzlüğü keşfedilmek için bu enerjiyi kullanabileceklerini düşünüyorlardı. II. Gizem kültleri Antik Yunan da ortaya çıktı ve sonunda Ro- malılar tarafından sürdürüldü. Bu gizli okullara girmeden önce öğrenciler kabul sürecinden geçiyorlardı. İnanan- lar, Yunanistan Tanrılarının Bronz Çağı'nda insanlarla et- kileşime girip onlara sırlarını aktardıklarına inanıyordu. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? (A) Farklı inanışların farklı kültürlerde bulunduğunu göster- mektedirler. B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula- maktadırlar. C) Aynı inanışı farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır- lar. 35. In d b D) Farklı kültürlerde aynı inanışa yönelik benzer durumları or- taya koymaktadırlar. E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar. ESİ YAYINLARI

ok sanat larından a büyü- ari. Din omantik mgesel n arzu, altinda Tışıldığı metraj e hiçbir ları bir ak pek bedici mli bir gisine kulla- u bir biri abilir vren Fark (11) O cok ğını ba- IV) niz ar ğı- Z, n TÜRKÇE (37. 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplay) Elbette her eserin bir derdi var ama benim derdim kendimie Ben kimseyi eğlendirmeye uğraşmıyorum, kimseyi değiştir meye çalışmiyorum, haddim olduğunu da düşünmüyorum. Ben kendime has imgelerimle tablolar yapar gibi beni e leyen, gördüğüm, yaşadığım. hissettiğim veya hayal ettiğim sevinçleri, hüzünleri, pişmanlıklar, zafer sandiğim oyalan- maları ve kocaman hayal kırıklıklarını ve yenilgilerime app duyarsızlasıp uzun uzun yazıp susuyorum. Dünyanın bunca derdi varken beni kendi derdine düşmüş olmakla suçlayabi- lirsiniz, küçük burjuva sorunlarımı küçümseyebilirsiniz ama ben buyum. Okur bunu anlasın isterim.hatta beni beğensin hatta sevsin isterim elbette ama ben böyleyken beni ve yaz- dıklarımı değiştirmeden sevsin isterim. Bu-parçanın yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy enemez? 137 Bu A) Okurlarin beğenisini kazanmak istediği B) Eserlerinin kendi yaşamından izler taşıdığı C) Gardüklerini-nesnel bir bakış açısıyla yansıttığı D) Toplumsal sorunlar dikkate almadan yazdığı E) Yaşadıklarını acrtatlı bütün yönleriyle ele aldığı A) Benmerkezcilik B) Kanıksama C) Öznellik Diğerkamlik SORU KALESİ YAYINLARI E) Özgünlük C 38. Bu parçada yazara ait özelliklerle aşağıdaki kavramla dan hangisi ilişkilendirilemez? dos Ca

5. 1. Öğle yemeğinde yazdıklarımı bir arkadaşıma okudum, o da çok hoşlandı bu çalışmadan. II. Derken bu eğlenceli çalışmayı arkadaş çevremin dışına ge- nişleterek anaokulu çocuklarıyla, liseli gençlerle yeni evli çift- lerle, emeklilerle görüşme yaptım. III. Elli birinci doğum günümün sabahında kendime bir görev verdim: Yarım yüzyıldan fazla bir zamandır devam eden ha- yatımda öğrendiklerimi yazmak. IV. Bu görüşmeler sonunda aldığım notlar bana gösterdi ki bil- gelik yaş tanımıyor. V. Bu çalışmayı çok eğlenceli buldum ve o gün öğleye kadar hayatın bana öğrettiklerini bir not defterine yazdım. VI. Kısa zamanda o arkadaşım ve başka birkaç dostum da bu çalışmaya katıldı ve kendi hayatları ile ilgili olarak aldıkları notları benimle paylaştılar. Yukarıdaki cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulsa cüm- lelerin hangisi baştan dördüncü olur? A) II HT B) III C) IV D) V E) VI 7.