Paragrafta Yapı Soruları

5. (1) Hemen hemen herkes "mide kazınması" hissini bilir. (II) Bu hissin sıklıkla gözden kaçırılan nedeni midedeki sinir hücreleri ağıdır. (III) İşte, bilimcilerin mideye "ikinci beyin" ismini vermesinin tek sebebi de midede geniş yer kaplayan bu sinir ağlarıdır. (IV) Bu küçük "beyin" kafatasımızın içindekiyle bir araya geldiğinde hem ruhsal durumumuzu etkiliyor hem de kimi hastalıklarda önemli roller oynayabiliyor. (V) Midenin etkileri her zaman sandığımızdan fazla olsa da herhangi bir bilinçli düşüncede ya da karar alma aşamasında elbette asıl görev onun değil. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu sinir ağlarını daha iyi anlayabilmek, midenin sindirim yapmak ya da ağrımaktan başka bir işi daha olduğunu da gösteriyor." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I B) II C) III DYV E) V

9. (1) Büyük bir uykunun mevsimidir kış. (II) Yalnızca doğa değil, insanoğlu da onunla birlikte bu uykuya hazırlar -bedenini değilse de- ruhunu. (III) İlkbaharın sağaltıcı ne- şesi, yazın baştan çıkarıcı enerjisi ve sonbaharın hüznü- nün ardından, kış bir teselli gibi geliverir. (IV) Şimdi ruhu uykuya yatırma zamanıdır. (V) Çünkü unutabilmek için önce hatırlamamız gerekir. (VI) Uyumanın ve unutmanın zamanı... (VII) Tipkı Ahmet Muhip Dıranas'ın da dediği gi- bi "Beyaz dokusunda bu saf rüyanın/Göğe uzanır - tek, tenha- bir kamış/Sırf unutmak için, unutmak ey kış!/ Bü- yük yalnızlığını dünyanın." Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. IV. D) V. E) VI. TYT-AYT-DGS ALES ADIMADIM PARAGRAF SORU BANKASI ILERI YAYINLARI

Polisiye romanlar için "Zihin açıyor." diyenler çoktur. Buna bir oranda hak vermekle beraber, bütün oku- ması polisiye romanlarla sınırlandırılmış kişilerde pek büyük bir zihin açıklığına rastlanmadığı görülür. Belki başlangıçta bize okuma alışkanlığı sağladık- ları için, roman okuyucusu yetiştirmekte ilk adım oldukları için polisiye romanların olumlu not almaları mümkündür ancak kendileriyle kafaları sınırlandır- dıkları zaman durum değişir. Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Okuyucunun edebî yönünü geliştiren polisiye romanları herkes yazamaz. B) Çünkü sadece merak duygusunu kamçılayan bu eserler, okuyucunun düşünce ve duygu dünya- sını geliştiremez. C) Ancak bu türün örnekleri günümüzde daha gelişmiş bir teknikle okuyucuların karşısına çık- maktadır. D) Kahramanlarının, yaşamımızdaki insanlar gibi kanlı canlı olmasını isteriz. E) Duygularımıza tercüman olan polisiye yazarları da yok değildir.

iseq ep e puise B ALME AYINEVİ PALME YAYINEVİ B TYT / PLM / 011/22 36. (1) Şanslı bir kuşağız biz. (II) Gençliğimizde senin şiirlerinde buluşmuştuk. (III) Bir şiir okyanusuna girmiştik Becsanki. (IV) Öfkemiz, senin bizden niçin bunca yıl uzak tutulduğunu düşününce daha da artıyordu. (V) Senin yeni şiirlerinle buluştukça daha çok seviyorduk seni. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? AI.si devrik ad cümlesidir. Apm chat B II.sinde belirtili isim tamlaması kullanılmıştır. C) III.sünde birleşik zamanlı fiil kullanılmıştır. D) IV.sünde birden fazla kişi zamiri vardır. E) V.sinde sifat-fiil kullanılmıştır.

35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla yınız. Amálk-i Hayal, Filibeli Ahmed Hilmi tarafından kaleme alınmış, dönemine göre benzersiz bir hikaye kitabidir Hayatla hayal arasındaki çizgide gezinen, son derece akıcı ve derin gizemci-tasavvufi bir eserdir. Günümüz- de sık rastladığımız aynı tezgâhta dokunmuş gibi duran kumaşlara benzemiyor. Belki yüzlerce sayfa değil ancak "öz'den gelmiş, "öz'e hitap edebilmiştir. Amak-i Hayal, yirmi üç "fantastik hikayeden oluşur. Eserde hikayelerin ana karakteri Raci'nin, Aynali Baba rehberliğinde ma- nevi âlemlere yaptığı yolculuklan anlatılır. Her yolculuk, hepsi birbirinden güzel ve diğerleriyle bir biçimde kesi- şen hikayeler içerir. Üsluptaki rahatlık, böylesine derin anlamlı bir kitabi bir solukta okutuyor fakat eser bir kez okunup bırakılacak bir kitap değil. Hikayelerle yapılacak her yeni yolculuk, başka bir mecraya sürüklüyor insanı. 1 latanan 36. Bu parçada Amák-ı Hayal ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Hikâyelerin mistik bir havasının olduğuna B) Mér okunduğunda okuyana başka yönlerini gösterdi- gine Hikayelerin birbiriyle bağlantılı olduğuna Ozünü gerçek hayattan alan hikâyeler içerdiğine Surükleyici bir anlatımla kaleme alındığına 30

de- am- lik, taş oğu miş de ler. tiği erce aş- öy- Lon- pil- nek- geti- aştı- 580 7 A) Belirli bir yaştaki insanlar tarafından daha fazla ter- cih edildiği B) Bünyesinde farklı türdeki oyunların özelliklerini ba- rindirdiği C) Stratejinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğu D) İlgili ve yetenekli kişilerin kısa sürede ustalaşabile- ceği E) Fiziksel dayanıklılık, hiz ve kas gücü gerektirdiği 26. (1) Genç insan kimlik arayışında toplumun kendisini ka- bul etmesini ister. (I) Bunun kolay yolu, toplumdaki kah- ramanlara benzemektir. (III) Ergenlik döneminde yapı- lan özdeşleşmeler, çocukluk çağında yapılmış olanların toplamından öte bir şeydir. (IV) Ergenlik ve delikanlılık çağının çalkantıları içinde bütün eski özdeşleşmeler sarsılır, yeniden değerlendirilir. (V) Eski özdeşleşmeler ergenin yeni değerlerine ve rollerine uygun nitelik ka- zandırılarak benimsenir. (VI) Yani genç, çocukluktaki özdeşleşme örneklerini yeni baştan değerlendirir, süz- geçten geçirir. (VII) Bir bölümünü benimser, bir bölümü- nü de yadsır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bir sporcu, bir şarkıcı, siyasal bir önder, bir öğ- retmen onların benzemek istedikleri kişiler olur." cüm- lesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

i S E ri 1 a. bi V le Ö 1. William Napier'in romani, Tuna kıyılarından Çin Seddi'ne kadar uzanan Hun Imparatorluğu'nun hâkimini yani Roma Imparatorluğu'nu ve tüm Avrupa'yı titreten Attila'yı anlatıyor. 1. Roman, Romalı bir generalin, barbarları yen- mek için Hunlarla ittifak yapmasıyla başlıyor. III. Savaşın ardından, Hunlarla barışı garantilemek için Attila'yı Roma sarayında rehin tutuyorlar. IV. Romalılar, görünüşleri ve yaşam tarzlarıyla dal- ga geçtikleri Hunlar sayesinde düşmanı yeni- yorlar. V. Daha sonra, özgür olduğu bozkırları özleyen At- tila'nın sayısız kaçış girişimine tanık oluyoruz. A) I ile II B) Thile III III ile IV D) ili ile V E) IV ile V

Bir yerden düşmek oldukça yaygın görülen bir rüya. Bir görüşe göre, bu rüya kalıtsal ve kökeni ağaçlarda yaşayan ilkel atalarımıza kadar uzanıyor. Uzmanlara göre, yaşanılarak öğrenilen her olay, RNA yardımıyla beyinde özel bir protein bağı veya zinciri şeklinde resmediliyor. Anımsama, bağlanan bu moleküllerin tekrar okunması şeklinde gerçekleşiyor. İlkel insan- ların hemen hepsi en az bir kez ağaçtan düşüyor; ye- re doğru hızla düşenler kurtulmak için dallara tutunu- yor, tutunamayanlar yaşamlarını yitiriyordu. İşte böyle bir düşüş, ölümle sonuçlanmasa bile, çok ciddi orga- nik bozukluklara yol açıyordu. Bu deneyim bellekteki protein bağı yoluyla kuşaktan kuşağa iletilerek türe özgü anıları oluşturuyor. Modern insan, uykusunda boşluğa yuvarlanıp tam yere çarpacakken kendine gelince, atalarının duyduğu ve türsel kalıtım yoluyla iletilen duyguları yeniden yaşıyor. Bugün rüyalarında yere çarpmadan uyananlar, "şanslı atalar"ının soyun- dan gelenlerdir. 67. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan han- gisine ulaşılabilir? A) Insanların ilk barınakları ağaçlar olmuştur. B) İlkel insanlar, daha çok, korkularıyla ilgili rüya görmüşlerdir. C) Insanların ortalama yaşam süresi giderek art- mıştır. D) Deneyimleri arttıkça insanlar daha çok rüya gör- mektedir. iki E) Deneyimler çeşitli genetik yollarla sonraki nesil- lere aktarılabilmektedir.

(18.(1) Dinsel törenlerden doğan tiyatro, daha sonra dinden bağımsızlaşarak sanatlaşmıştır. (II) Kökeninde, ilkel in- sanların doğa olaylarını dinî inançlarına göre kendi be- densel hareketleriyle simgesel olarak temsil etme çaba- ları yatar. (III) Avrupa'da Üst Paleolitik Çağ'dan kalma mağara içlerinde, ellerine ve yüzlerine hayvan postları geçirmiş insanların ritmik hareketler yaptığı görülmek- tedir. (IV) Bunlar, maske ve kostüm kullanımının dolayı- sıyla tiyatronun ilk örneği sayılır. (V) Maske, kişinin ken- di kimliğini aşarak başka kimlikleri ve daha genel varlık biçimlerini temsil etmesinin en etkin yollarından biridir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V amwinog lesimus Timin

Abdülhak Şinasi Hisar: -"Romancinin etrafındaki insanları ve olayları realist olarak tetkikten çok, kendi içine eğilerek vakalarını ve şahıslarını orada araması" ile o romanci realist olmamış değil, daha ziyade realist olmuştur. Romancı, yarattığı kahramanı, hafızasında başka başka zamanlarda, ayrı ayrı gördüğü adamlardan terkip eder. O roman kahramanı, hatırladığı kim bilir kaç şahıstan mürekkeptir. Onun etrafında adeta bir grup toplanmış olur. Romancı bunların hepsinden aynı ayrı parçaları birleştirerek bir vücut meydana getirir. Böyle olunca "realist olarak tetkik"ten ve "realite payı'ndan pek karışık bir hesap hasıl olmaz mı? Bu kabilden bazı sualleriniz merak ettiğiniz muğlak meseleleri biraz sadeleştirmiş oluyor. Fakat bundan bahsetmeniz iyi oldu. Zira asıl söylemek istediğim şu idi: Bizde, edebiyatımızın bir talihsizliği olarak, edebiyat anlamını yalnız roman diye tahdit etmek ve romanci olmayan yazarı edebiyatçı saymamak ananesi çok hatalı olmuştur. Bu yüzden belki nice kıymetli yazılara tercihan ne kıymetsiz romanlar edebiyat eseri sayılmak istenmiştir ve isteniliyor. Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Siz ki Aşk İmiş Her Ne Var Alemde adlı bir aşk antolojisi hazırladınız. Bu konu üzerinde çalışmış olmanıza dayanarak size gerçek aşkın ne olduğunu sorabilir miyim? Bu antolojinin herhangi bir özelliği var mıdır? B) Roman telakkiniz, yanılmıyorsam, romancının etrafındaki insanları ve olayları realist olarak tetkikten çok kendi içine eğilerek vakalarını ve şahıslarını orada aramasını gerektiriyor. Hikâye ve roman anlayışınızı sizden dinleyebilir miyiz? Eserlerinizdeki realitenin payı ne derecelerdedir? C) Sanatınızda hatıraların çok büyük payı olduğu seziliyor. Eserlerinizin birçok sayfaları âdeta mensur şiirle dolu. Edebiyat anlayışınızı lütfeder misiniz? D) Siz eserlerinizde, yabancılaşan insanın, yabancılaşan kentin ve yabancılaşan mekânın izlerini sürüyorsunuz "Yabancılaşma" kavramı hakkında ne söylemek istersiniz? 37. Seyyid Battal bunk arasından digan c de ellerini çözdü v dikkatli bakl" dedi MUBA YAYINLARI E) Sizce sanat eserinde sanat düşüncesinden başka bir endişeye yer verilmeli midir? Sanatkarın herhangi bir fonksiyonu var mıdır? MUBA YAYINLARI MUBA YAYINLARI 13 mübarek yüzüne gitti. Bir süre son gördüğüm rüya ra hazret: "Ya Ahme Battal Gazi'yim. hünerler göstere Bu parçada aga hangisi kullane A) Mizahi Beyküleyici C) Gelecekten D) Destaner E) Betimleyici

22. 50 M K. Dünyada posta idareleri tarafından çıkartılan ilk posta pulu konusunda tartışmalar olmakla birlikte genel kabul, posta pulunun Birleşik Krallık ve İrlanda'da posta reformcusu Rowland Hill tarafın- dan kullanılmaya başlandığıdır. TYT II. Bu ilk çıkan pullarda dantel bulunmamakta idi ve pulların makas ile kesilip ayrıldıktan sonra kullanıl- maları gerekiyordu, ayrıca pulların üzerinde Birle- şik Krallık'ın adı belirtilmiyordu. III. O zamana kadar postayı alan, posta ücretini ödü- yordu. IV 1 Mayıs 1840 tarihinde, ilk posta pulu olan "Penny Black" satılmaya başlanmıştır; birkaç gün sonra ise mavi pul çıkartılmıştır. V. Sonradan postayı gönderenin posta ücretini öde- mesine ve bu ücretin ödendiğini göstermek için gönderinin üzerine posta pulu yapıştırılmasına ka- rar verilmiştir. VI. Bugün bile pullarının üzerinde adı belirtilmeyen tek ülke Birleşik Krallık'tır. Bu numaralanmış cümlelerle anlamlı ve kurallı bir paragraf oluşturulmak istense hangisi baştan üçün- cü olur? A) II B) III C) IV D) V E) VI 23

23. Geçmişi hatırlamak bugünü ve yarını kurmak için çok önemli ve bu durum, insanı dünya üzerinde yaşayan başka canlılardan farklılaştırıyor. Nietzsche bunu "Hay- van yalnız 'şimdiyi' yaşar; onun geçmişi, geleceği yok- tur. Hayvan tek boyutlu bir zaman içindedir. Oysa insan, bilinçli bir tarih varlığıdır, sürekli gelişen, boyuna kendini besleyerek yenileyen bir özün taşıyıcısıdır." sözleriyle vurgular. Bu parçada anlatılanları, I. Yaşanan olayları yok saymanın altında travmatik se- bepler yatabilir. B Türkçe II. Hatırlama yetisi insanı diğer canlılardan ayıran baş- lica özelliklerdendir. III. Bellek, insanın tarih bilincini oluşturan temel meka- nizmadır. yargılarından hangileri destekler niteliktedir? A) Yalnız 1 D) yo 11 B) Yalnız II E) II ve III C) Yaln ill 24. Bertrand Russell'in bir sözü vardır: "Bir bahcivan hic-

4. Simetri, hücre biyolojisinin en muhteşem özelliklerinden biridir. sia (1) Memelilerin hücrelerinde tek zar mevcut ve çoğu insan 23 kromozoma sahiptir söz gelimi. (II) Sayısız memeli hücresi bu özelliklerle oluşuyor fakat bazıları, kendilerine özel bazı işlev- leri yerine getirmek için bu kararlığı sürekli bozmaktadır. (III) Johns Hopkins Tip Okulu araştırmacıları, bu aykırılıkların nasıl meydana geldiğini ortaya çıkardılar. (IV) Memeli hücrelerinde De bulunan ve dışa doğru uzanan tüy benzeri yapılara silyum adı om veriliyor. (V) Araştırmacılar genetiği değiştirilmiş fareler üzerin- de yaptığı deneyde, uzun zamandır silyumun sayısını belirledi- ğine inandıkları bir mekanizmanın bu işe yaramadığını ortaya Ipn çıkardılar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? B) II (C) III A) I Ver(D) IV E) V 67

13. 1. II. III. Kamber ve Hasan ise birbirlerini çok seven iki ikiz kardeştir. Kitabın anlatıcısı iki farklı kişidir. Anlatıcıların biri Şah İsmail'in safında olan Kam- ber Can, diğeri ise Yavuz'un yanında olan Can Hasan'dır. IV. İskender Pala, bu eserinde Yavuz Sultan Selim ile Safevi Devleti şahı Şah İsmail'in arasındaki mücadeleyi ele almaktadır. V. Fakat siyasi rekabet yüzünden biri Yavuz'un, di- ğeri ise Şah İsmail'in safındadır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangileri yer değiştirmeli- dir? A) I ve III D) III ve V B) I ve IV C) II ve V E) IV ve V 15.

22231202 paragroffa yapı 18. (1) Açık artırmaların (müzayede) tarihi oldukça eskiye dayanıyor. (II) Dünyanın en eski müzayede evi olan Stockholms Auktionsverk ise 1674 yılında İsveçli Claes Ralamb tarafından kurulmuştu. (III) Antik Roma'da alacaklılar, borçlarını ödeyemeyen insanların mallarını haczediyor ve satmak için müzayede yöntemini kullanıyordu. (IV) Yunan tarihçi Heredot'un belgelediği ilk müzayedeler, 2500 yıl önce Babil'de gerçekleşiyordu. Samuel Baker ve George Leigh ise kurdukları müzayede evinde çok sayıda değerli kitabı, açık artırma ile 826 pound karşılığında satmışlardı. Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir? AXI ve III D) Ill ve V Byive V E) IV ve V C) II ve IV X 20.

ALAMA ili Ses Olayları) TEST 3 5. Üçüncü kişi iyelik eki alan sözcüklerin sonuna "ile" getirilince araya "y" koruyucu ünsüzü girer ve "le'nin başındaki "i" ünlüsü düşer. Bu sözcükler büyük ünlo uyumuna uyar. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek bir kullanım vardır? A Romanla hikâyeyi ayırt etmek oldukça basittir. B Gürültüyle içeri giren çocuk sertçe uyarıldı. C) Babayla oğul gibi anlaşmaları dikkat çekiciydi. D) Pazardan elmayla armut almak için dışarı çıkmış. E) Öğretmeniyle kütüphaneyi gezmek için gitti.