Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yapı Soruları

B
Türkçe
Ney dersi verdiğim dönemlerde, genç bir neyzen adayı
ziyaretime gelmişti. Sesinin kendisini büyülediğini
belirttiği bu sazı öğrenmek istediğini söyledi. Öncelikle
dersimizi dinlemesini ve dersimizin onun isteklerini
karşılayıp karşılamadığını görmesini teklif ettim.
Sonuna kadar sabırla takip etti. Nihayetinde dersi nasıl
bulduğunu sorduğumda, düş kırıklığı kaynaklı hafif bir
öfkeyle bizim bu derslerde nota öğrettiğimizi, bunun
sanatta özgürleşmeyi engelleyeceğini anlatmaya
başladı. Cevaben, sadece nota değil aynı zamanda
usul ve makam bilgisi de anlattığımızı ifade ettim.
Sanatlardaki kurallar, ilhamın önündeki barajlar gibidir.
Akarsuları islah etmez, düzenlemezseniz ya kurak
günlerde susuz kalırsınız yahut tarlanızı sel basar, taban
suyu yükselir, toprağınız tuzlanır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B
PALME
YAYINEVİ
A) Hatta öfkemden onun gerçek bir sanatçı
olamayacağını yüzünü haykırmak istedim.
B) İçimden bu duruma gülümsedim çünkü ülkemizde
sanatın önündeki en büyük engelin bu olduğunu
anlamasına sevindim.
C) lyi de ilk günden bu ne acele dedim, bir alanda
uzmanlaşmak için çaba ve çalışmanın ne anlama
geldiğini bilmediğini gördüm.
D) Gerçek sanatın insanın kafasının içinde olduğu,
kurallarınsa boş uğraşlar hatta engeller olduğunu ona
söyledim.
E) Özgürleşme tabii ki her sanatın arzusudur ancak
yürümenin kurallarını bilmeden hareket etmek çoğu
zaman istenmeyen kazalarla neticelenir.
PALME
YAYINEVİ
K
GI
in
a
in
18
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
B Türkçe Ney dersi verdiğim dönemlerde, genç bir neyzen adayı ziyaretime gelmişti. Sesinin kendisini büyülediğini belirttiği bu sazı öğrenmek istediğini söyledi. Öncelikle dersimizi dinlemesini ve dersimizin onun isteklerini karşılayıp karşılamadığını görmesini teklif ettim. Sonuna kadar sabırla takip etti. Nihayetinde dersi nasıl bulduğunu sorduğumda, düş kırıklığı kaynaklı hafif bir öfkeyle bizim bu derslerde nota öğrettiğimizi, bunun sanatta özgürleşmeyi engelleyeceğini anlatmaya başladı. Cevaben, sadece nota değil aynı zamanda usul ve makam bilgisi de anlattığımızı ifade ettim. Sanatlardaki kurallar, ilhamın önündeki barajlar gibidir. Akarsuları islah etmez, düzenlemezseniz ya kurak günlerde susuz kalırsınız yahut tarlanızı sel basar, taban suyu yükselir, toprağınız tuzlanır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? B PALME YAYINEVİ A) Hatta öfkemden onun gerçek bir sanatçı olamayacağını yüzünü haykırmak istedim. B) İçimden bu duruma gülümsedim çünkü ülkemizde sanatın önündeki en büyük engelin bu olduğunu anlamasına sevindim. C) lyi de ilk günden bu ne acele dedim, bir alanda uzmanlaşmak için çaba ve çalışmanın ne anlama geldiğini bilmediğini gördüm. D) Gerçek sanatın insanın kafasının içinde olduğu, kurallarınsa boş uğraşlar hatta engeller olduğunu ona söyledim. E) Özgürleşme tabii ki her sanatın arzusudur ancak yürümenin kurallarını bilmeden hareket etmek çoğu zaman istenmeyen kazalarla neticelenir. PALME YAYINEVİ K GI in a in 18
4.
Çevremizde gördüğümüz olaylar, doğa, kültürel doku, aşklar,
öfkeler ve yaşama dair her şey elbet kurmacanın alanına girer.
İnsanları yazıyoruz. Onları bir çevreye, olay örgüsüne taşıyoruz.
Kuşkusuz bunu inandırıcı ve edebiyatın kendi gerçekliği içinde
sırıtmadan yapmak için çabalamak, her şeyi yerli yerine oturt-
mak gerekir. Gelin görün ki yaşantılar her zaman yazmak için
gerekli esin perisini harekete geçirmez. Çoğu zaman bir başka
yazar yeni bir metin kurmak için bocalayan diğer yazarın imda-
dına yetişir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A Yazarlar, hang yaşantının okuru etkileyeceğini tecrübeyle
öğrenir.
B) Yazar, tecrübe kazandıkça kendi yaşamından yararlanmayı
azaltmalıdır.
C) Bir yazar, eserlerini oluştururken çok geniş bir konu yelpa-
zesine sahip olmalıdır.
D) Yazar, esin kaynağı aramamalı, çalışmanın gücüne inanma-
-lıdır.
E) Yazmak isteyen birinin iyi bir okur olması zorunluluktur.
9. Sınıf
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
4. Çevremizde gördüğümüz olaylar, doğa, kültürel doku, aşklar, öfkeler ve yaşama dair her şey elbet kurmacanın alanına girer. İnsanları yazıyoruz. Onları bir çevreye, olay örgüsüne taşıyoruz. Kuşkusuz bunu inandırıcı ve edebiyatın kendi gerçekliği içinde sırıtmadan yapmak için çabalamak, her şeyi yerli yerine oturt- mak gerekir. Gelin görün ki yaşantılar her zaman yazmak için gerekli esin perisini harekete geçirmez. Çoğu zaman bir başka yazar yeni bir metin kurmak için bocalayan diğer yazarın imda- dına yetişir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A Yazarlar, hang yaşantının okuru etkileyeceğini tecrübeyle öğrenir. B) Yazar, tecrübe kazandıkça kendi yaşamından yararlanmayı azaltmalıdır. C) Bir yazar, eserlerini oluştururken çok geniş bir konu yelpa- zesine sahip olmalıdır. D) Yazar, esin kaynağı aramamalı, çalışmanın gücüne inanma- -lıdır. E) Yazmak isteyen birinin iyi bir okur olması zorunluluktur. 9. Sınıf
10-ÖĞRETEN SORU/2019 TYT
(1) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğu-
şunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber'in
ilişki hâlâ
iktisadi zihniyetle dini inançlar arasında kurduğu
ilgiyle takip edilmektedir.) Siyaset alanında Weber, çağdaş
siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik,
otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve si-
yaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktida-
rin meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıkla-
maya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üze-
rinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı
olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayana-
bilmektedir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu-
maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
Paragrafta Yapı
Çözüm
B) III
C) IV
D) V
E) VI
11 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT
♫
(1) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak
için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye
göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçle-
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
10-ÖĞRETEN SORU/2019 TYT (1) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğu- şunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber'in ilişki hâlâ iktisadi zihniyetle dini inançlar arasında kurduğu ilgiyle takip edilmektedir.) Siyaset alanında Weber, çağdaş siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik, otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve si- yaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktida- rin meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıkla- maya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üze- rinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayana- bilmektedir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II Paragrafta Yapı Çözüm B) III C) IV D) V E) VI 11 - ÖĞRETEN SORU / 2020 TYT ♫ (1) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçle-
Sokrates her türlü dogmaya karşı olduğu için insan-
lara ulaştıracak hiçbir öğretisi olmadığına inanıyordu.
Bir düşün insanı olarak kendisini izleyenlere, gerçeği
kendilerinde bulmaları yolunda yardımcı oluyordu. O
hep, kişi kendisinde var olanı kendisi bulamıyorsa onu
ona dışarıdan kimsenin veremeyeceğini savunuyor-
du. Bu nedenle Sokrates, kendini herkesin kendi için-
de taşıdığı gerçekleri açığa çıkarıcı bir katalizör olarak
görürdü. Sokrates özel teoriler öğreten bir öğretmen
değil, herkesi kendi kendisiyle karşı karşıya getiren bir
öğreticidir. Onun rolü, herkesin kendini içinde görebi-
leceği bir ayna olmaktı. Sokrates'in temel düşüncesi,
formüle edilebilecek ve böylece bir ruhtan diğerine ak-
tarılabilecek bir gerçeğin olmadığıdır.
37. Bu parçada Sokrates öğretisi ile ilgili aşağıdakile-
rin hangisine değinilmemiştir?
A) Gerçeği bulmada filozofun sadece ışık tutan olabi-
leceğini söylediğine
BY Gerçeğin üzerinde ittifak edilmiş bir tanımının ol-
madığını savunduğuna
C) Her ne varsa insanın bizzat kendi içinde zaten var
olduğuna inandığına
D) Filozofların, kişiye bizzat kendisini gösteren bir ay-
na işlevi gördüğünü belirttiğine
Gerçeğin formülünün insanın öz benliğinde oldu-
ğunu ileri sürdüğüne
YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
Sokrates her türlü dogmaya karşı olduğu için insan- lara ulaştıracak hiçbir öğretisi olmadığına inanıyordu. Bir düşün insanı olarak kendisini izleyenlere, gerçeği kendilerinde bulmaları yolunda yardımcı oluyordu. O hep, kişi kendisinde var olanı kendisi bulamıyorsa onu ona dışarıdan kimsenin veremeyeceğini savunuyor- du. Bu nedenle Sokrates, kendini herkesin kendi için- de taşıdığı gerçekleri açığa çıkarıcı bir katalizör olarak görürdü. Sokrates özel teoriler öğreten bir öğretmen değil, herkesi kendi kendisiyle karşı karşıya getiren bir öğreticidir. Onun rolü, herkesin kendini içinde görebi- leceği bir ayna olmaktı. Sokrates'in temel düşüncesi, formüle edilebilecek ve böylece bir ruhtan diğerine ak- tarılabilecek bir gerçeğin olmadığıdır. 37. Bu parçada Sokrates öğretisi ile ilgili aşağıdakile- rin hangisine değinilmemiştir? A) Gerçeği bulmada filozofun sadece ışık tutan olabi- leceğini söylediğine BY Gerçeğin üzerinde ittifak edilmiş bir tanımının ol- madığını savunduğuna C) Her ne varsa insanın bizzat kendi içinde zaten var olduğuna inandığına D) Filozofların, kişiye bizzat kendisini gösteren bir ay- na işlevi gördüğünü belirttiğine Gerçeğin formülünün insanın öz benliğinde oldu- ğunu ileri sürdüğüne YAYINLARI
1. (1) Ali'nin annesine ölüm, bir misafir, bir başörtülü,
namazında niyazında komşu bir hanım gelir gibi gel-
di. (II) Sabahları erkenden oğlunun çayını, akşamları
iki kap yemeğini hazırlaya hazırlaya akşamı ediyor-
du. (III) Fakat yüreğinin kenarında bir sızı hissediyor;
buruşuk ve tülbent kokan vücudunda akşamüstle-
ri merdivenleri hızlı hızlı çıktığı zaman bir kesiklik,
bir ter, bir yumuşaklık duyuyordu. (IV) Bir sabah,
daha Ali uyanmadan, semaverin başında üzerine
bir fenalık gelmiş; yakın sandalyeye çöküvermişti.
(V) Annesinin, kendisini bu sabah niçin uyandırma-
dığına hayret etmekle beraber uzun zaman vaktin
geciktiğini anlayamamıştı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede eylem adı vardır.
B) II. cümlede yalın ad vardır.
C) III. cümlede hâl eki almış ad vardır.
D) IV. cümlede somut ada yer verilmiştir.
E) V. cümlede belirtme hâl eki almış kelimeler vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
1. (1) Ali'nin annesine ölüm, bir misafir, bir başörtülü, namazında niyazında komşu bir hanım gelir gibi gel- di. (II) Sabahları erkenden oğlunun çayını, akşamları iki kap yemeğini hazırlaya hazırlaya akşamı ediyor- du. (III) Fakat yüreğinin kenarında bir sızı hissediyor; buruşuk ve tülbent kokan vücudunda akşamüstle- ri merdivenleri hızlı hızlı çıktığı zaman bir kesiklik, bir ter, bir yumuşaklık duyuyordu. (IV) Bir sabah, daha Ali uyanmadan, semaverin başında üzerine bir fenalık gelmiş; yakın sandalyeye çöküvermişti. (V) Annesinin, kendisini bu sabah niçin uyandırma- dığına hayret etmekle beraber uzun zaman vaktin geciktiğini anlayamamıştı. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede eylem adı vardır. B) II. cümlede yalın ad vardır. C) III. cümlede hâl eki almış ad vardır. D) IV. cümlede somut ada yer verilmiştir. E) V. cümlede belirtme hâl eki almış kelimeler vardır.
19. Cönk; saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiir-
lerini derledikleri sırtı dar, eni geniş alttan yukarıya uzun-
lamasına açılan ve genelde deriyle kaplı defterlerdir. Halk
arasında "sığır dili" veya "dana dili" de denir. 15. yüzyıl-
dan beri kullanılan cönk kelimesinin Türkçede iki farklı
anlamı vardır. Bunlardan birincisi Türkçe kökenli olan ve
halk edebiyatına dair olan terim, diğeri ise Malezya dili
kökenli olan ve "büyük yelkenli" anlamına gelen cönk keli-
mesidir. Cönkler genellikle anonimdir. Bazen içinde sade-
ce saz şairlerinin eserleri olmaz; divan şairlerinin eserleri
olduğu gibi dinî bilgiler, mâniler, ilaçlar, hikâyeler, vaazlar
da bulunabilir.
Co
Bu parçada cönkle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) Türkçede birden fazla manası bulunduğuna
B Fiziksel özelliklerine ve anıldığı adlara
15. yüzyılda kullanılmaya başlandığına
D) Farklı türde bilgilerin yer aldığı bir eser olduğuna
Yazanı ve söyleyeni belli olmayan ürünler olduğuna
arany
www.sorubankasi.net
87
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
19. Cönk; saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiir- lerini derledikleri sırtı dar, eni geniş alttan yukarıya uzun- lamasına açılan ve genelde deriyle kaplı defterlerdir. Halk arasında "sığır dili" veya "dana dili" de denir. 15. yüzyıl- dan beri kullanılan cönk kelimesinin Türkçede iki farklı anlamı vardır. Bunlardan birincisi Türkçe kökenli olan ve halk edebiyatına dair olan terim, diğeri ise Malezya dili kökenli olan ve "büyük yelkenli" anlamına gelen cönk keli- mesidir. Cönkler genellikle anonimdir. Bazen içinde sade- ce saz şairlerinin eserleri olmaz; divan şairlerinin eserleri olduğu gibi dinî bilgiler, mâniler, ilaçlar, hikâyeler, vaazlar da bulunabilir. Co Bu parçada cönkle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Türkçede birden fazla manası bulunduğuna B Fiziksel özelliklerine ve anıldığı adlara 15. yüzyılda kullanılmaya başlandığına D) Farklı türde bilgilerin yer aldığı bir eser olduğuna Yazanı ve söyleyeni belli olmayan ürünler olduğuna arany www.sorubankasi.net 87
ü-
Örnek 8
Üçüncü kişi iyelik eki alan kelimelerin sonuna ile
getirilince araya (y) koruyucu ünsüzü girer ve "ile"nin
başındaki (i) ünlüsü düşer. Bu kelimeler büyük ünlü
uyumuna uyar.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu kurala
örnek olabilecek bir kullanım vardır?
A) Gelirken dergiyle gazeteyi de getirmeyi de unutma.
B) Kardeşiyle sinemaya gitmek istememiş.
C) Büyükbabayla torun çok iyi anlaşıyorlar.
D) Büyük bir gürültüyle içeri giren oymuş.
E) Anneyle kızı aynı evde oturuyorlarmış.
(1983 ÖSS)
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
ü- Örnek 8 Üçüncü kişi iyelik eki alan kelimelerin sonuna ile getirilince araya (y) koruyucu ünsüzü girer ve "ile"nin başındaki (i) ünlüsü düşer. Bu kelimeler büyük ünlü uyumuna uyar. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu kurala örnek olabilecek bir kullanım vardır? A) Gelirken dergiyle gazeteyi de getirmeyi de unutma. B) Kardeşiyle sinemaya gitmek istememiş. C) Büyükbabayla torun çok iyi anlaşıyorlar. D) Büyük bir gürültüyle içeri giren oymuş. E) Anneyle kızı aynı evde oturuyorlarmış. (1983 ÖSS)
2.
1. Açık açık söylemiyor, lafı ağzında geveleyip
duruyordu.
II. Kendini dirhem dirhem satmayı bilenlerdendir o.
III. Koşullar ağırlaşınca, herkes
kendi derdine
düşmüştü.
A
IV. Adam iki lafı bir araya getirip derdini anlatamadı.
V. Haydi artık, mirin kırın etme de çalışalım.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde
altı çizili deyimler, birbiriyle yakın anlamlıdır?
AI ve IV
B) II ve III
I ve V
D) III ve IV
E) III ve V
5.
IDÜNYASI EĞİTİMDÜ
Klasik yapıtla
reklidir. Çünk
ölümsüz ilke
Bu parçada
hangisi ge
A) o çağo
B) aklın
aklın
prer
D) sam
FOGARIE
SMER
E) sar
olc
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
2. 1. Açık açık söylemiyor, lafı ağzında geveleyip duruyordu. II. Kendini dirhem dirhem satmayı bilenlerdendir o. III. Koşullar ağırlaşınca, herkes kendi derdine düşmüştü. A IV. Adam iki lafı bir araya getirip derdini anlatamadı. V. Haydi artık, mirin kırın etme de çalışalım. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde altı çizili deyimler, birbiriyle yakın anlamlıdır? AI ve IV B) II ve III I ve V D) III ve IV E) III ve V 5. IDÜNYASI EĞİTİMDÜ Klasik yapıtla reklidir. Çünk ölümsüz ilke Bu parçada hangisi ge A) o çağo B) aklın aklın prer D) sam FOGARIE SMER E) sar olc
rdımcı
eri te-
gusal
davra-
teşvik
silaya-..
sinde
onları
ceğiniz
değiş-
elmek.
a biraz
paca-
umlar
san-
anları
tün
olup
35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
Bizi yeryüzündeki diğer canlılardan ayıran en önemli
yeteneklerimizden biri konuşmamız olsa da söyledik.
bir sanat: güzel konuşma sanatı. Arap dilinde "hata-
lerimizi karşı tarafa doğru nakletmek de başlı başına
be" olan kelime "hutbe okuma, güzel söz söyleme,
nasihat etme ve vaaz vermek" gibi anlamlara gelir.
Terim olarak ise "bir topluluğa bir fikri etkili bir biçim
de anlatmak, bir görüşü benimsetmek ya da etkileyi-
sanatının tarihine baktığımızda ilk defa para karşı-
ci konuşma yapmak" olarak tanımlayabiliriz. Hitabet
lığında hitabet dersi veren ve yine bu konuda kitap
yazan Sicilyalı Koraks'a rastlıyoruz. Yetiştirdiği öğ
renciler ile bu sanatın sevilmesine ve benimsenme-
sine önemli bir katkı sağlamıştır. O dönemler hitabet,
bir sanat dalı olmasının yanı sıra aynı zamanda iyi
gelir getiren de bir meslektir. Hitabet kursları açılıyor
ve isteyenlere para karşılığında dersler veriliyordu.
35. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin
getirilmesi uygun olmaz?
A) Böylece hitabetin öneminin toplum tarafından an-
laşıldığı görülmektedir.
B) O günden bugüne hitabet, önemli bir meziyet ola-
rak karşımıza çıkmaktadır.
C) Bu kurslara bugün de "diksiyon" vb. farklı isimlerle
rastlamak mümkündür.
D) Kelimenin Türkçeye Arapçadan geçtiği bilinmek-
tedir ama Türkçe karşılığı yoktur.
E) Yani hitabetin tarihi çok eskilere dayanmakta ve
hitabet önemsenmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
rdımcı eri te- gusal davra- teşvik silaya-.. sinde onları ceğiniz değiş- elmek. a biraz paca- umlar san- anları tün olup 35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bizi yeryüzündeki diğer canlılardan ayıran en önemli yeteneklerimizden biri konuşmamız olsa da söyledik. bir sanat: güzel konuşma sanatı. Arap dilinde "hata- lerimizi karşı tarafa doğru nakletmek de başlı başına be" olan kelime "hutbe okuma, güzel söz söyleme, nasihat etme ve vaaz vermek" gibi anlamlara gelir. Terim olarak ise "bir topluluğa bir fikri etkili bir biçim de anlatmak, bir görüşü benimsetmek ya da etkileyi- sanatının tarihine baktığımızda ilk defa para karşı- ci konuşma yapmak" olarak tanımlayabiliriz. Hitabet lığında hitabet dersi veren ve yine bu konuda kitap yazan Sicilyalı Koraks'a rastlıyoruz. Yetiştirdiği öğ renciler ile bu sanatın sevilmesine ve benimsenme- sine önemli bir katkı sağlamıştır. O dönemler hitabet, bir sanat dalı olmasının yanı sıra aynı zamanda iyi gelir getiren de bir meslektir. Hitabet kursları açılıyor ve isteyenlere para karşılığında dersler veriliyordu. 35. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz? A) Böylece hitabetin öneminin toplum tarafından an- laşıldığı görülmektedir. B) O günden bugüne hitabet, önemli bir meziyet ola- rak karşımıza çıkmaktadır. C) Bu kurslara bugün de "diksiyon" vb. farklı isimlerle rastlamak mümkündür. D) Kelimenin Türkçeye Arapçadan geçtiği bilinmek- tedir ama Türkçe karşılığı yoktur. E) Yani hitabetin tarihi çok eskilere dayanmakta ve hitabet önemsenmektedir.
A
23. Oyun; öğrenme sürecinde ara bulucu bir rol oynar
çünkü çocuklar henüz tam anlamıyla yetkin olmadıkları
becerileri, oyun içinde deneme fırsatı bulurlar. Oyun, ilk
önce bebek ve bakım verenler arasındaki etkileşimleri
içeren, daha sonra da kardeşler ve diğer çocuklarla
etkileşimleri kapsayan sosyal bir aktivite olarak ele
alınmalıdır. Küçük çocuklar, oyunu bakım verenlerin ve
kendilerinden büyük kardeşlerin destekleyici rehberliği
altında sosyal bir bağlam içinde öğrenirler. Başlangıçta
daha deneyimli olan yetişkinler veya akranlar, küçük
çocuğun oyun içindeki rolünü de üstlenir ama daha
sonra kademeli olarak verilen destek iyice azaltılır,
sonuç olarak çocuk,
----
kendi rolünü bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilir
hâle gelir
H. ailenin gözetiminde yaşamanın kendisi için en iyisi
olduğunu anlar
Mil. ailesiyle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmanın
yollarını öğrenmiş olur
D) I ve III
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
E) I ve III
e) Ive Il
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
A 23. Oyun; öğrenme sürecinde ara bulucu bir rol oynar çünkü çocuklar henüz tam anlamıyla yetkin olmadıkları becerileri, oyun içinde deneme fırsatı bulurlar. Oyun, ilk önce bebek ve bakım verenler arasındaki etkileşimleri içeren, daha sonra da kardeşler ve diğer çocuklarla etkileşimleri kapsayan sosyal bir aktivite olarak ele alınmalıdır. Küçük çocuklar, oyunu bakım verenlerin ve kendilerinden büyük kardeşlerin destekleyici rehberliği altında sosyal bir bağlam içinde öğrenirler. Başlangıçta daha deneyimli olan yetişkinler veya akranlar, küçük çocuğun oyun içindeki rolünü de üstlenir ama daha sonra kademeli olarak verilen destek iyice azaltılır, sonuç olarak çocuk, ---- kendi rolünü bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilir hâle gelir H. ailenin gözetiminde yaşamanın kendisi için en iyisi olduğunu anlar Mil. ailesiyle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmanın yollarını öğrenmiş olur D) I ve III Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II E) I ve III e) Ive Il
18. "Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, 'İnsanlar size
karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun.' dediklerinde bu
söz onların imanını artırdı ve 'Allah bize yeter, O ne gü-
zel vekildir!' dediler."
(Âl-i İmrân suresi, 173. ayet)
Yukarıda verilen ayette vurgulanan düşünce aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Şecaat
B) Hikmet
D) Adalet
C) iffet
E) Örf-ådet
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
18. "Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, 'İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun.' dediklerinde bu söz onların imanını artırdı ve 'Allah bize yeter, O ne gü- zel vekildir!' dediler." (Âl-i İmrân suresi, 173. ayet) Yukarıda verilen ayette vurgulanan düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? A) Şecaat B) Hikmet D) Adalet C) iffet E) Örf-ådet
16. Hayatın bir örneği olan sahnede aktörler insanlığa ayna
olurlar. --. Onlar bize ne olduğumuzu, ne olmak
---
istediğimizi, ne olmaktan korktuğumuzu gösterirler. Tiyatrosu
olan bir memlekette kötülükler, hatalar sürüp gitmez.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Kalıcı olan, onların sahnedeki duruşudur
B) Onların sorunlarına çözüm olurlar
C) Biz kendimizi onlarda görürüz
D) Onların eğitici, öğretici yanları güçlüdür
E) Hayatın sahnedeki devamıdır tiyatro
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
16. Hayatın bir örneği olan sahnede aktörler insanlığa ayna olurlar. --. Onlar bize ne olduğumuzu, ne olmak --- istediğimizi, ne olmaktan korktuğumuzu gösterirler. Tiyatrosu olan bir memlekette kötülükler, hatalar sürüp gitmez. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Kalıcı olan, onların sahnedeki duruşudur B) Onların sorunlarına çözüm olurlar C) Biz kendimizi onlarda görürüz D) Onların eğitici, öğretici yanları güçlüdür E) Hayatın sahnedeki devamıdır tiyatro
Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız, desem tabi bana
gülersiniz. Zaten ben de gülmeniz için söze böyle başladım.
Güler yüze ve gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla
dinlemenizi istemem tabii. Konuşurken söze başladığınız sırada
karşınızdakinin kaşlarını çattığını, asık bir suratla sizi dinlediğini
görürseniz konuşma hevesiniz kırılır. Lafı kısa kesip bu tatsız
sohbeti bir an önce bitirmeye bakarsınız. Bir de karşınızda-
kinin sizi güler yüzle dinlediğini hatta araya biraz da tatlı söz
karıştırarak sohbete renk verdiğini görecek olsanız konuştukça
konuşacağınız gelir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Amaç-sonuç cümlesine yer verilmiştir.
B) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
C) Koşul-sonuç cümlesine yer verilmiştir.
D) Öznel ifadelerden yararlanılmıştır.
E) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
Asık suratlı insanlardan hoşlanır mısınız, desem tabi bana gülersiniz. Zaten ben de gülmeniz için söze böyle başladım. Güler yüze ve gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla dinlemenizi istemem tabii. Konuşurken söze başladığınız sırada karşınızdakinin kaşlarını çattığını, asık bir suratla sizi dinlediğini görürseniz konuşma hevesiniz kırılır. Lafı kısa kesip bu tatsız sohbeti bir an önce bitirmeye bakarsınız. Bir de karşınızda- kinin sizi güler yüzle dinlediğini hatta araya biraz da tatlı söz karıştırarak sohbete renk verdiğini görecek olsanız konuştukça konuşacağınız gelir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Amaç-sonuç cümlesine yer verilmiştir. B) Konuşma havası içinde yazılmıştır. C) Koşul-sonuç cümlesine yer verilmiştir. D) Öznel ifadelerden yararlanılmıştır. E) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.
9. I. Gönlümün sadık sızısı geldi yine ansızın.
II. Hayatın insan için hazırladığı tuzakları vardır.
III. İnsan, iç benine yolculuğa çıkar bu kitaplarda
IV. Harem kelimesinin asıl anlamı "örtmek",
"yasak kılmak", "korumak" tır.
V. Yazılanların anlamsız tinısı giderse kulakları-
mızdaki haz bize yakınlaşır.
Numaralanmış cümlelerin hangisinde zincirle-
me isim tamlaması vardır?
A) I B) II C) III
DXTV
E) V
A
L
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
9. I. Gönlümün sadık sızısı geldi yine ansızın. II. Hayatın insan için hazırladığı tuzakları vardır. III. İnsan, iç benine yolculuğa çıkar bu kitaplarda IV. Harem kelimesinin asıl anlamı "örtmek", "yasak kılmak", "korumak" tır. V. Yazılanların anlamsız tinısı giderse kulakları- mızdaki haz bize yakınlaşır. Numaralanmış cümlelerin hangisinde zincirle- me isim tamlaması vardır? A) I B) II C) III DXTV E) V A L
8.
(1) Kültür, Latince kökenli bir sözcüktür ve öncelikle
ekip biçmeyi, tarımı ifade eder. (II) İnsanın toprakla,
daha geniş bir açıdan bakılırsa doğayla ilişkisi, onun
kültürünü oluşturur. (III) İnsanla başlayan bir üretimin
adıdır kültür. (IV) İnsanın doğada ve doğanın imkân-
larını kullanarak ürettiği her şey kültürün alanına
girer. (V) Tarım kültürü, toprağa bağlanmayı ve orayı
yurt edinmeyi gerektirir. (VI) Örneğin, taş doğal bir
nesnedir ama bir evin temelinde kullanıldığında ya
da yontulup ona şekil verildiğinde kültürel bir nesne-
ye dönüşür ve kültürün alanına girer.
A) II. B) III. C) IV. D) V.
E) VI.
(3
BU TESTİN CEVAP ANAHTARI SAYFA 42'DE
ÇÖZÜLEN SÜRE
Doğru
Yanlış
***********
Boş
Net
PARAGRAF HIZ SORULARI
- Paragraf Hız Soruları
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
8. (1) Kültür, Latince kökenli bir sözcüktür ve öncelikle ekip biçmeyi, tarımı ifade eder. (II) İnsanın toprakla, daha geniş bir açıdan bakılırsa doğayla ilişkisi, onun kültürünü oluşturur. (III) İnsanla başlayan bir üretimin adıdır kültür. (IV) İnsanın doğada ve doğanın imkân- larını kullanarak ürettiği her şey kültürün alanına girer. (V) Tarım kültürü, toprağa bağlanmayı ve orayı yurt edinmeyi gerektirir. (VI) Örneğin, taş doğal bir nesnedir ama bir evin temelinde kullanıldığında ya da yontulup ona şekil verildiğinde kültürel bir nesne- ye dönüşür ve kültürün alanına girer. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. (3 BU TESTİN CEVAP ANAHTARI SAYFA 42'DE ÇÖZÜLEN SÜRE Doğru Yanlış *********** Boş Net PARAGRAF HIZ SORULARI - Paragraf Hız Soruları
3
I. Daha sonra bu taşları teker teker kavanozun içine yerleştirmeye başladı. / II. Ardından, kürsünün
altından yumruk büyüklüğünde bir düzine taş çıkardı. / III. Kavanozun başka taş alamayacağına emin
olduktan sonra öğrencilerine dönüp "Bu kavanoz doldu mu?" diye sordu. / IV. Profesör, öğrencilerine
"Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız." dedi. / V. Kürsüye yürüdü,
kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarıp masaya koydu.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
3 I. Daha sonra bu taşları teker teker kavanozun içine yerleştirmeye başladı. / II. Ardından, kürsünün altından yumruk büyüklüğünde bir düzine taş çıkardı. / III. Kavanozun başka taş alamayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine dönüp "Bu kavanoz doldu mu?" diye sordu. / IV. Profesör, öğrencilerine "Bugün zaman yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız." dedi. / V. Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarıp masaya koydu.