Paragrafta Yapı Soruları

ar: yıllar- za gün- onlarca mutluluk bırakıp rçek- akiler- etkin klen- de- sini len tla ICAT YAYINLARI PARAGRAF 15. Küçüklüğümden beri toplumun içerisinde, eleştiri ile ilgili iki tavır gözlemişimdir. Birincisi ve en yaygını, imkân varsa eleştiriye izin vermemektir. Baba çocu- ğunun eleştirisine, üst astın eleştirisine, öğretmen öğrencinin eleştirisine izin vermemeyi tercih eder. Bir başka tavır da eleştiriyi karşınızdakini, yaptığını veya düşündüğünü kötülemek için kullanmaktır. Her iki tavrın da amacı birdir: Karşınızdakini ezmek veya kendinizi otoriter bir duruma yükseltmek. Burada eleştiriden kaçmanın da eleştiri yapmanın da amacı; kişinin kendini yüceltmesi, karşısındakini küçültmesi- dir. Yukarıdaki sözleri söyleyen bir kişi aşağıdaki yar- gilardan hangisine katılmaz? A) Eleştirinin amacı karşısındaki kişiyi küçültmek değil, eleştirinin yardımıyla doğruya gitmektir. B) Mutluluk ve rahatlığın anahtarı çevreyi tanımak- tan geçer, bunu başarmak için de başkalarının yardımına ihtiyaç vardır. Bazı gerçekler vardır, bu gerçeklerin doğrulanabi- lirliğini sorgulamak eleştiriyi amacından saptırır. D) İnsanlar yanıldıklarında, onları ikaz edip doğru ol- duğuna inandığımız şeyleri onlara anlatmalıyız. E) Eleştirinin amacı, hep birlikte yanlışlardan kurtu- larak doğruya yaklaşmaya çalışmaktır.

24. 1. Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez Gül solmayı, mehtab azalıp bitmeyi bilmez II. Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarumar olur III. Bilmem kaçıncı fecri vatan toprağında, biz, Görmekle şimdi bir yaşatan vecd içindeyiz IV. Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar V. Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye'de Numaralanmış dizelerdeki altı çizili adlar yapılarına göre eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) I B) II C) III D) IV Sınavı 02 E) V

4. Güller arasında seni bensiz gören olmuş | LP12TURSB20-102 Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş || ||| Duydum ki güzel gözlerini çok seven olmuş IV Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş V Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. sözcük, hem iyelik hem durum eki almış bir isimdir. B) II. sözcük, iyelik eki almış soyut bir isimdir. C) III. sözcük, hem tamlanan hem de tamlayan eki almış bir isimdir. D) IV. sözcük, birden çok iyelik eki almış bir somut isim- dir. E) V. sözcük, iyelik ekinden sonra tamlayan eki almış bir isimdir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad tamla- ması bir adı niteleyerek sifat görevi üstlenmiş- tir? A Deniz mavisi bere ona çok yakışmıştı. B) Kuş gibi uçup toprağa ayak bastık. C) Çölün sıcak kumları bizi bunalttı. Akbabanın pençeleri dala iyice sarılmıştı. Ağacın gölgesine yaslanıp dinleniyordu.

den Ne mümkün çocukluk arkadaşlarını unutmak! 8. Bir an tereddüt etmeden atıldı düşmana Ali Onbaşı. (sifat) II. Kimseye ihtiyacım yok, bir sen olsan yeter. (isim) III. Evlerden biri, Necatigil'in güzel şiirlerindendir. (zamir) Bir küçük çocuğa bir ablasına bakıyordu kadıncağız. (bağlaç) Annemle bu konuda bir düşünüyoruz. (zarf) Numaralanmış cümlelerin hangisinde "bir" sözcüğü ayraç içinde verilen türde kullanılmamıştır? B) II. C) III. ANI. IV. V 9. Kimi zamirler özneyle birlikte kullanılarak öznenin

6. 1. Bilim insanları ise bu olumsuzlukların devamı hâlinde dünyadaki tüm canlıların yaşam alanlarının giderek yok olmaya başlayacağını ve ciddi biçimde canlı yaşamının tehdit altında olacağını vurguluyorlar. II Dünyanın birçok bölgesinde insanlar; çevre felaket- lerine karşı korumasız ve savunmasız, nükleer tehdit ve radyasyondan büyük oranda habersiz bir yaşam sürmektedir. III. Hâlbuki insanoğlunun gelişimi, ilk başlarda yaşamla ve doğal çevre ile uyum içinde sürmüştür, insan ve doğa uzun bir müddet bu dengeyi korumuştur. IV. Önümüzdeki yıllarda da bu bozulmanın bugün olduğu gibi maalesef devam edeceği görülmektedir. V. Ancak dünyadaki toplumsal ve teknolojik gelişmelerin hızla artışı karşısında ekolojik sistemin bu hassas dengesi giderek bozulmuştur. Numaralanmış bu cümlelerden anlamlı bir bütün oluşturulduğunda baştan dördüncü cümle hangisi olur? A) BHT CYM (D) IV EJV

Paragraf 19. Öz ve şekil (içerik ve form); şiir tarihinin neredeyse her döneminde çok konuşulmuş, çok tartışılmış kavramlardır. Terry Eagleton Şiir Nasıl Okunur adlı kitabında içeriği bir şiirin söylediği şeye gönderme yapan, formu ise bir şiirin nasıl söylendiğine gönderme yapan kavramlar olarak niteler ve şiiri form ile içeriğin birbirlerine çok yakından dokunmaları olarak tanımlar. Şiirin yazınsal bir tür olarak tanımının bile öz ve şekil üzerinden yapılıyor olması, şiir tartışmalarında bu iki kavramı, tartışma konusu olarak her devirde öne çıkarmıştır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır? Şiir tartışmalarında öz ve şeklin öne çıkması neye dayanmaktadır? B) Terry Eagleton'a göre bir şiiri anlamak için nasıl okumak gerekir? A) C Şiir ile diğer yazı türleri arasındaki temel farklar nelerdir? 24 D) Şiirsel formun soyut ölçüler içermesinin sebebi nedir? EX Şiirde özün şekilden daha önemli olması nasıl açıklanabilir? ▼ 20 88 ONE XX Cev Cev şişm iste yer art içi za m ka V t Z

er- ü bi er Cr. et- e- ra la lu- ey le- SUPARA 15. Yakup Kadri; 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Sü- reyya Aydemir, Burhan Asaf ve İsmail Hüsrev ile ? birlikte Kadro dergisini kurdu. O yıl, Kurtuluş Sa- vaşı gözlemlerinden ve Tetkik-i Mezalim Komisyo. nunda yer aldığı dönemden yararlanarak yazdığı Yaban adlı romanı Kadro dergisinde yayımlandı ve büyük yankılar uyandırdı. Romanda Türk milletinin büyük bir kurtuluş mücadelesi vermekte olduğu 1922 yılında aydın ile köylü arasındaki yabancılık ve uyuşmazlığı anlattı. Derginin her sayısında sanat ve edebiyat üzerine denemeler yazdı, Kadro dergisinin savunduğu bazı görüşler, devlet yetkilileri tarafından aşın bulununca derginin imtiyaz sahibi Yakup Kadri 1934'te Tiran'a elçi olarak atandı ve dergi kapanmak zorunda kaldı. Yakup Kadri, Tiran'dan sonra 1935'te Prag, 1939'da Lahey, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 1955'te Bern elçisiyken emekli oldu ve Zoraki Diplomat adlı ani türündeki eserini bu dönemde yayımladı. Yakup Kadri'yle ilgili olarak verilen bu parçada, Farklı türlerde eserler yazdığına Fa 1. 1. Sanatçılığının yanı sıra üst düzey memurluklar- da bulunduğuna III. Eserlerinde sade ve akıcı bir dil kullandığına IV. Kadro dergisinin kapatılma nedenine V. yaban romanının içeriğine ifadelerinin hangilerine değinilmemiştir? A) I ve III. B) II. ve IV. D) Yalnız V. C) Yalnız III. E) Ill. ve IV.

C 24. Yabancı dil öğrenmek elbette önemlidir. (1) Ama insanın ana dili daha da önemlidir. (1) Öğrencilerimizi düşünen, eleştiren ve düşün- celerini düzgün ifade edebilen bireyler olarak yetiştirmek ana dili sayesinde olur. (IV) Dil insanlar arasında kullanılan tek iletişim aracı değildir. (V) Öğrencinin kendi dilini ikinci sınıf, yetersiz bir iletişim aracı olarak görmesi sa- kıncalı bir durumdur. (VI) Böyle bir öğrenciden kendi kültürüne ve ana diline saygı duyması da beklenemez. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V E) VI. Deneme Sınavı TYT

20. (1) Kuşaktan kuşağa aktarılan söylenceler, bü- tün yurtta olduğu gibi Çukurova'da da yaygındır. (II) Türk folklorunda geniş bir yeri olan yöre söy- lencelerinin en ünlüleri Lokman Hekim ve şahme- ran söylenceleridir. (III) Şahmeran söylencesinde ölümcül bir hastalığa yakalanan birinin iyileştiril- mesi için şahmeranın öldürülmesi gerekmektedir. (IV) Vaktiyle şahmeranın iyiliğini görmüş biri ge- lip onu öldürür. (V) Bu durum insanlar arasında dalga dalga yayılmaya başlar. (VI) Daha sonra da şahmeranın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar, Adana'daki Yılanlı Kale'yi basarak şahmeranın öcünü alır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I PRO YAYIN DENİZİ C) IV V EXT EXVI TYT Kurumsal Deneme - 2

A TYT/ Türkçe A A 31. Dünya denen misafirhanede esen bu deli poyraz, bizle- ri ayrı ayrı mekânlara savurdu. Doğduğumuz mekânları, kokladığımız toprak ve çiçekleri maziye gömdük. Yığın- larca insan kalabalığının arasına karışarak kaybettik aslı- mızı ve kendimizi. Onlarca katlı apartmanların arasından birbirimize selam dahi vermeden hatta birbirimizi tanıma- dan geçip gittik. Birbirimize ve kendimize yabancılaştık. Sonbahar yaprakları gibi dağıldık dört bir yana ve şimdi uzaklardan bir telefon gelince karşımıza sesini dahi unut- tuğumuz dostlarımız çıkıyor. İçimizi bir titreme aliyor, eski mahallelerimize özlem duyuyor ama bunun için bir şey yapmıyoruz. Bir hareket bekliyoruz, belki de.bizi birleşti- recek "mahalleli" muhtarlarımızı bekliyoruz. Bu parçada, yazarın asıl yakındığı durum aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Yoksulluğun her geçen gün artması B) Sosyal sorunlara çözüm üretilememesi C) Garpık kentleşmenin olması D) Toplumsal bağların gittikçe çözülmesi E) Yardımlaşma duygusunun zayıflaması 33.

18. I. Bu maceradaki öncelikli hedefler, uzaya problemsiz ulaşmak ve bunu diğer ülkelerden daha erken yap- maktı. II. Ancak gerçekleştirilen her deneme ile daha sonra yapılacak denemelerin tehlikeye atıldığı görüldü. III. Uzaya yolculuk, insanlık için kuşkusuz en zor ve en heyecan verici maceralardan birisi. IV. Çünkü fırlatılan her bir uzay aracının parçaları ya da kullanım dışı kalan araçlar uzayda birikiyordu. V. O kadar çok deneme yapıldı ki bu amaçlara ulaşmak için, ilk yapay uydu olan Sputnik'ten bugüne yakla- şık 5 bin uydu uzaya fırlatıldı. VI. Uzayda bir çöplük oluşturan bu kalıntılar ise uzay yö- rüngesindeki uzay araçları için bir tehdit hâline gel- mekteydi. Numaralanmış bu cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulmak istendiğinde hangi cümle baştan üçün- cu olur? A) II B) M DEFOR C) IV D) V E) VI

K Ve Ingiltere Meteoroloji Kurumu, havadaki küçük parçacıkla rın yeryüzüne ulaşan güneş ışığı miktarını azalttığını "gün ışığı kararması" adı verilen olay nedeniyle yoğun şekilde endüstrileşmiş bölgelerde nehir akışının önemi miktarda etkilendiğini tespit ettiklerini açıkladı. II. Yapılan çalışmada araştırmacılar; gün ışığı azalmasının yüzey buharlaşma hızını etkilediği için nehir akışlarını ar tırdığını, kararma olayı tersine döndüğünde ise nehir akış. larının azaldığını belirtti. III. Exeter Üniversitesinden Peter Cox, karbondioksit miktarı artışının bitkilerdeki su kaybını azaltarak nehir akışlarını artırmış olabileceğine dair belirtiler bulduklarını söylüyor. IV. "Hava kirliliğine neden olan sera gazlarının en fazla mik- tarda bulunduğu 1980'li yıllarda Orta Avrupa nehir yatak- larındaki su akış miktarının %25 kadar arttığını tahmin ediyoruz." diye de ayrıca belirtildi. V. Yönetmelik değişiklikleri ve daha temiz yakıtlara geçilme- siyle birlikte bu etki Avrupa ve Kuzey Amerika'da gerileme- ye başladı. VI. 1970'lerin sonlarına kadar artarak devam eden kükürtlü kömür yakılması atmosferde fazladan aerosol birikmesine neden oldu. A) II B) III buracak biçimde sırala Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş Yukandaki numaralanı turacak biçimde sıralandığında hangisi dışta kalır? D) V Araştırmacılar, sentezledikle düşüklüğü olmadan oksijeni birakma özelliği olduğunu be Yeni malzemenin temel pa organik bir moleküle bağlı N. Malzeme soğurduğu oksije sjen basıncına maruz bıra Anlaşılan, gelecekte bir evde birakip ihtiyaç duy dan veya sudan süzüp meden sağlayabilecek. V. Araştırmacılardan Chris sijenle doygunluğa ula iperen bir oksijen tank bildiğini, bunun da ya zorunda kalan akciğ duğunu söylüyor. Güney Danimarka terlediği kristal yapılı yer E) VI gewerbeg ausyo 411

hes AK fore bry 16. Aşağıdakilerden hangisinde çoğul eki almış bir sözcük yoktur? A) Martıların biri kalkıyor, biri konuyordu. B) Martılardan korkuyordu güvercinler. C) Denize taş atıyordu çocuklar. D) Bekçiyi görünce hemen kaçtılar. E) En çok balıklar sevindi bu işe.

Tarihî çeşmeler zamanın gözleridir. Eskilerden bugüne uzanıp bakarlar. Hiç ummadığımız bir köşe başında bile tarihin şahitleri olarak karşımıza dikilirler. Siz önünden geçip gidersiniz, siz bu dünyadan göçüp gidersiniz ama onlar, şair Sezai Karakoç'un dediği gibi "Ölümsüz bir uygarlığın ölümsüz kitabeleri"dir. Ahirete uzanan bir ileri görüşlülükle inşa edilmiş mimari yapılardır hepsi. Musluklarından su değil, hayır akar çeşmelerin. Temel malzemesi taş değil; insanı yaşatmayı hedefleyen saf, katıksız sevgidir. Hiç yokmuş gibi, başını başka taraflara çevirse de zaman, vardır işte ecdadın çeşmeleri. 14. Bu parçaya göre, tarihî çeşmelere zamanın gözler denilmesinde tarihî çeşmelerin 1. Değişmez ve belirli kalıplarla yapılmaları II. Zamana meydan okumalar III. Geçmişe tanıklık etmeler özelliklerinden hangileri belirleyicidir? A) Yalnız I Yalnız II DL C) I ve II E) I, II ve III 15. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Düşünceyi geliştirmek için tanıklıktan yararlanılmıştır. B) Bir düşünceyi onaylama söz konusudur. Örneklemeye başvurulmuştur. D) Öznel tanımlamalar kullanılmıştır. E) Insana ait bir özellik doğaya aktarılmıştır.

14. (1) lletim demetleri sayesinde dolaşım sistemine sahip damarlı bitkiler gövde yapılarına göre odunsu ve otsu bitkiler olarak iki kategoride incelenir. (II) Odunsu gövdeye sahip bitkiler, sahip oldukları lignin maddesi sayesinde sert ve dayanıklı yapılıdır. (III) Ligninden yoksun otsu bitkilerde ise odunlaşma gözlenmez. (IV) Bu yüzden dayanıksızdırlar ve genellikle ağaçlar kadar uzayamazlar. (V) Gündelik dilde çoğu insanın ağaç olarak değerlendirdiği muz bitkisi, otsu gövdeli bitkiler için bir istisnadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) I. cümlenin yüklemi edilgen çatılı fiildir. B) II. cümlede isim ve sifat tamlamaları bulunmaktadır. C) III. cümlenin yüklemi türemiş yapılıdır. D) IV. cümle yapısına göre bağlı cümledir. E) V. cümlede hem edat hem bağlaç vardır.