Paragrafta Yapı Soruları

7. 1. yenilerini eklemekte II. ve bu olaylarla ilgili güncel ve doğru bilgileri ileten III. kullandıkları kelime ve terimlere her geçen gün IV. siyasi, toplumsal ve ekonomik olayları konu alan V. günlük gazeteler bu verileri aktarmada Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

%1 43.-44. ve 45 soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) İki katı baştan sona sahaflarla dolu civil Civil Aslihan Pasajı'na giri- yorum. (II) Kitaplarla dolu bir galaksinin içinde, yıllanmış kitaplardan yükselen bildik rayiha sizi etkisi altına alıyor. (III) Beyoğlu kitaplarıyla yüklü bir tezgâhı incelerken bir fincan çay getiriyorlar hiç sormadan. (IV) Mazide kaldığını sandığımız, ani sohbetlerinde dinlediğimiz Be- yoğlu zarafeti sanırım bu olsa gerek. (V) Küçük yolculuğum keyifli bir molayla süsleniyor bir anda ve tekrar İstiklal Caddesi'ne yöneldiğim- de çantama İstanbul'un Levanten mimarlarıyla ilgili bir dizi kitap da girmiş durumda. Sıfır Risk 45. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede dolaylı tümleç bir söz öbeğidir. B) II. cümlede belirtili ad tamlaması kullanılmıştır. III. cümle, kurallı eylem cümlesidir. D) IV. cümlede sifat-fiillere yer verilmiştir. E) V. cümlede bulunma durumu eki almış sözcükler vardır.

Paragrafta Yapı (Paragrafta Boşluk Doldurma) - 11 1. Çağdaş edebiyatın getirdiği anlatım biçimleri, yeniliğe daha uygun olan bu türde belirginleşti. Olaylar zinciri ya en aza indirgendi ya da tümüyle kalktı. Giriş-gelişme-so- nuç çizgisinin birbirini izlemesi söz konusu değil artık. Kla- sik öykü kalıpları günümüzde yerini modern öykü türlerine bıraktı. Öyküdeki tipler de bu değişimden paylarına düşeni aldı. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilebilir? A) Öyküye olan ilgi günümüzde oldukça artmıştır. tir. B)) Son zamanlarda öykünün yapısal özelliklerinde deği- şimler olmuştur. C) Öykü, sadece yaşanmış ya da yaşanma olasılığı bulu- nan olayları anlatmamalıdır. D) Öykü yazma, gözlem gücü ve dil yeteneği gerektirir. E) Çağdaş öykü kişileri, roman ve tiyatro karakterlerinden farklıdır. 2. Otuz dört yıldır gençlik için yazıyorum. Yirmi altı kitabım var. Ve artık ülkemizde gençlik yazınının kabullenilmesi beni ne kadar mutlu ediyor bilemezsiniz. Yaş 17 isimli ki-

dun- asılı abilir gram erin- etreyi defa ışını rag- 1 gibi slar; am nkli ak- arı, ve ani, er- be- Fisi B B B Türkçe 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Bütün edebî türlerin hazlarını barındıran eşsiz bir tür- dür masal. Daha çok hayal kurma becerisine katkıla- rıyla akla gelir ama aynı zamanda biçimsel özellikler konusunda da hiçbir türe nasip olmayan bir özgürlüğe sahiptir. Bunun en önemli aracı da yer, zaman ve kişi belirsizliğidir. "Bir zamanlar, ülkenin birinde, zalim bir padişah yaşarmış." diye başlanan bir anlatıda, toplum ne kadar baskı altında olursa olsun başa bela sarmadan politik eleştiri yapılabilir. Aynı temkinlilik bireysel arzu ve korkulardan tutun da aşkın en tuhaf hâllerine kadar en dip köşelere sakladığımız ne varsa dile getirme olanağı tanır. Ayrıca simgesel anlatım da bu zihinsel, duygusal özgürlüğü zenginleştirir. - 35. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilebilir? (A) A) Bundan ötürü masal, hayal gücünün sınırlarını aşan bir türdür. B) Böylece masalın gerçeklere daha yakın olduğu gö- rülür. CBöylelikle masalların evrensel nitelikler gösterdiği söylenebilir. D)) Bu bakımdan masalın diğer türlerden üstün olduğunu kabul etmek gerekir. E) Öyleyse masal, politik bir eleştiri zeminidir, denebilir.

Soru No: 4 Alana yönelik yeterli bilgisi olmayan kişilerin, matematik veya fizik kitaplarını bir roman gibi okuyup anlaması neredeyse imkânsızdır. Çünkü bu disiplinlerle uğraşan bilim insanları, büyük bir fikri bile kısa bir formülle aktarabildiklerinden kitaplarında sıradan okur için uzun açıklamalar yazmayı vakit kaybı olarak görürler. Yıllardır yürüttüğü çalışmalarla alanının önde gelenlerinden biri kabul edilen ve dünyanın en yaratıcı fizikçileri arasında gösterilen Roger Penrose'un kitaplarında ise durum başka. ---- A) Zamanının çoğunu fizik alanındaki çalışmalarıyla geçiren Penrose'un farklı alanlardaki uzmanlarla ortak bir çalışma yapıp fikirlerini kitaplaştırdığını biliyoruz B) Penrose'un yıllardır kullandığı matematik dilini ve sayısız terimi bir kenara bırakarak günlük yaşamdan seçtiği kelimelerle fizik anlatmasını yanlış buluyorduk C) Yıllardır Penrose'un, çalışmalarını alanın dışındaki uzmanlarla da paylaşabileceği bir metin hazırlamasını ve çalışmalarının farklı disiplinlere de kaynaklık etmesini bekliyorduk D) Teknik konular içermeyen araştırma sonuçlarını ve konferans metinlerini okumuş olan bizler Penrose için durumun farklı olması gerektiğini zaten öngörüyorduk E) Yoğun çalışma temposu içinde Penrose'un bu işe zaman ayırarak fizikle profesyonel olarak ilgilenmeyen okurlar için de anlaşılabilecek kitaplar yazdığını görebiliyoruz

VİP Yayınları 8. Sen İstinye'de bekle ben buradayım İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım Çünkü ben buradayım karanlıktayım Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git Bu dizelerde aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Tasarlama kipiyle çekimlenmiş eylem B) Ek eylem alarak yüklem olmuş sözcük C) Niteleme görevinde kullanılan sifat-fiil Dy Birleşik çekimli birden fazla eylem E Bildirme kipiyle çekimlenmiş eylem

8 27. Japonya, en önemli meselenin eğitim olduğunu ve meselenin ancak iyi eğitimciler yetiştirmek- le çözülebileceğini kavramıştır. Ülkesinin bü- tün gücünü insana yatırım olarak kullanmıştır. Japonya, gelişmiş ülkelerde yetiştirdiği seçilmiş gençler ordusunu da büro ve masa başlarında çürütmemiş, aksine uzmanlıkları ne ise o alan- larda yetiştirici olarak kullanmıştır. Bizde ise du- rum pek de benzer değil maalesef. Biz, yetişmiş insan gücünden ziyade, işlerin yürüyebilmesi için yeterli insan gücüne dayalı olarak ilerleme- ye çalışıyoruz. Türkiye ne zaman bunları yapa- bilecek bir düşünceye ve güce sahip olursa o zaman gelişmiş ülkeler arasında yerini alır. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak söylenmiş olabilir? A) Japonya, dışarıda yetiştirmiş olduğu genç- lerini bürokrasiye teslim etmiş midir? B) Türkiye ile Japonya'nın kalkınma hamlesi aynı yıllarda başlamasına rağmen Japon mucizesinin sırrı nedir? C) Türkiye'nin, gelişmiş bir ülke olabilmesi için nasıl bir yol izlemesi gerekir? D) Eğitim sistemimizde Japon modelini birebir uygulamak mümkün müdür? E) Japonya'nın, elindeki gençlik potansiyelini farklı bir şekilde değerlendirmesinin nedeni nedir? O QÖZDEBİR YAYINE 29.

Fiiller-Sözcük Türleri Fiilimsiler (Eylemsiler) 12. "-ecek, -acak" eki, aşağıdaki cümlelerin hangi- sinde sıfat-fiil eki görevinde kullanılmamıştır? A) Eserin ruhunu aydınlatacak kişi, okur olabilir ancak. B) Gecenin geç vakitlerinde, konuşacak birini arı- yordu. C) Dün olduğu gibi bugün de koşmayacak yaşam ardımızdan. D) Gördüklerimiz, göreceklerimizin yanında önem- siz kalır. E) Söyleyeceklerimi düşünmeden söylerdim o za- manlar. 13. Fiilimsiler (eylemsiler), ek fiil (ek eylem) alarak yük- lem olabilir. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi, ek fiil almış bir fiilimsidir? A) İnsan yaşamının en güzel yılları gençlik yılları- dır. ulmasını va-

3. İlkyazları sevmiyoruz artık, yaşlandık da ondan mi Aşkımızı seyrediyoruz sanki uzaktan II' Oysa yok biten bir şey aramızda, yok da Hep aynı kalmıyor ki yakın duygular ||| Demiştin bunları bir bir, anımsıyorum IV Mutlu da olsa insan mutsuz da Her an yeniden doğururmuş kendini V Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden han- gisi hem yapım eki hem çekim eki almamıştır? A) I || C) III D) IV E) V

meliyiz. hangisinde kaynaştırma harfi kullanılmamıştır? 19. Aşağıdakilerden A) Bunca uğraştan sonra geri mi dönmeliyiz? B) Tek başına gelirsen ölebilirsin. C) Onun yolu bulabileceğine emin misin? D) Sadece başınız dertteyken buraya geliyorsunuz. E) Beni hep hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. Y, S, S

3. 1. Qyıllarda bazı gençler bireyci edebiyatın peşindeydi ve orada var olmanın olanaklarını arıyorlardı. II. Modern roman; konuşmaların, kahramanların, durum- ların yanı sıra birçok farklı anlatıdan esinlenir ve bu yerlerde aldığı parçalarla kendini var eder. Bu cümlelerin birincisinde olup da ikincisinde olma- yan aşağıdakilerden hangisidir? A) Sifat tamlamasından oluşan zarf B) Bir ismi belirsizlik anlamıyla belirten sifat C) İsmin yerine kullanılan sözcük D) Cümleleri birbirine bağlayan bağlaç E) Türemiş niteleme sıfatı

Kolay-Orta Kolay Orta Orta-Zor SÖZCÜK YAPISI 3. İlim, insanlığı ele alan evreni ve mikro dünyayı sadece binde bir oranında öğrenmiştir. Bu ise bilgisizliğimizin karanlığı içinde küçücük bir ışık demeti olmuştur. A) B) Çıkma anlamı katan durum eki C) Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği vardır? Je ob spilar ney Kişisel görüş anlamı katan eşitlik eki Türetilirken ünlü kaybına uğramış sözcük D) Fiilden isim yapım eki E) İsimden fiil yapım eki Sina 6. algeyebrnfiscom Batı Türkistan'da Karahanlılar ve Gazneliler tarafınd

22. Söz gelimi gerçek dünyada duvardaki bir çivi ya da bir tüfek, paslanıncaya kadar o duvarda kalabilir. Buna karşılık romanda, öyküde o tüfek patlamalı; o çiviye kah- raman kendini asmalıdır. ----. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Nesnel dünyada gerçek ne ise roman ve öyküde de gerçek odur B) Sanatta ayrıntılara anlam yüklemek doğru değildir C) Sanat, gerçeği taklit eder D) Sanatta ayrıntılar, gerçek hayattaki ayrıntılar kadar önemlidir E) Romanda ve öyküde her ayrıntının bir işlevi olmalıdır

3. Osmanlı Devleti'nin kurulduğu ilk yıllarda ordu boylar- dan toplanan gönüllü birliklerden, aşiret savaşçıların- dan, gazilerden ve alplerden oluşurdu. Savaş bitince bu kuvvetler dağılır, herkes işinin başına dönerdi. Bu bilgiye göre; 1. Ordu - millet anlayışına göre hareket edilmiştir. II. İlk dönemlerde düzenli ve devamlı bir ordu oluşturulamamıştır. III. Gaza ve cihat anlayışı ile mücadele eden kişi- ler orduda yer almıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız III D) II ve III C) I ve Ill E) I, II ve III

rejs Yayınları "İş", geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslektir. "İş"in tarihsel gelişimi sanıldığı kadar eski değildir. Tarihin çok büyük bir diliminde "avcı" yahut "toplayıcı" olan insan, yerleşik hayata geçtikten sonra iş bölümü, iş kolu, ortak değer gibi kavramlarla tanışır. Tarım dışı üretim biçimi olarak zanaatkâr işletmelerin ve bunları denetleyen loncaların gelişmesi ile de “iş”in ni- teliği köklü olarak değişir. Sanayi Devrimi öncesi büyük ölçekli üretim sadece gemi yapımı ve içecek sektörü gibi birkaç alan ile sınırlıydı; bugün ise ufkunu, ortaya çıkma ve gelişme hızını belirlemek zor Vaktiyle esas uğraş, ka- bul edilen nice şey, tarihin çöplüğüne karışırken o dönem akla dahi gelmeyecek nice uğraş şimdilerde temel hâle geldi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Farklı iş kolları, insanoğlunun yerleşik yaşama geç- mesinden sonra ortaya çıkmıştır. B) Bazı iş kolları, zaman içerisinde kimi sebeplerle yok olmuştur. C) Geçmişteki insanların hiç düşünemeyeceği bazı alanlar, günümüzde çok önemli iş kolları durumuna gelmiştir. D) Günümüzde sürekli olarak yeni çalışma alanları orta- ya çıkmaktadır. sektör ikiş bölümü ayrımı, tarım sektörüne yönelik ortaya çıkmıştır.

29. Necati Cumali'nin kırk yıllık şiir serüveni, yeni şiirimize ait gelişme çizgisini ilgiye değer yanlarından yakalaya- rak bugüne ulaşmıştır Konu ve deyis yönleriyle açık, ay- dinlik, kolay anlaşılan bir şiirdir onunki, Söz oyunlarına, kapalı söyleyişlere sırt çevirmiştir. Orhan Veli kuşağının şiirinden gelen bu özelliği Cumalı, İkinci Yeni deneyimi sıralarında da sürdürmüştür. Fakat hiçbir zaman, duran kendini yineleyen bir şiirin takipçisi olmamıştır. Nazım Hik- met'in yeniden keşfedilmesiyle şiir sanatımızın gecikerek benimsediği özellikler ve örtüşen başlıklar Cumalı'da, ölçülü kullanışlarla başlangıcından beri kendini gösterir. Onun şiirinde doğaya açık duyarlık, akılcılıkla yan yana yürür. Baş temalarından olan sevgi, daima toplumsal so- runlarla birleşir. 30. Iklim Bu parçadan hareketle Necati Cumalı ile ilgih aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirindeki kimi özelliklerin etkilenmelere bağlı ortaya çıktığı B) Yeni Türk şiirindeki gelişmelere ilgisiz kalmadığı C) Şiirdeki çizgisinin oluşmasında birden çok şair ya da topluluğun etkisinin olduğu D) Şiirlerinin, Nazım Hikmet'in şiirleriyle ortak yanlarının olduğu ne E) Yalın bir anlatıma başvurduğu şiirlerinde farklı tema- ları birlikte işlediği bir ya