Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yapı Soruları

RUMLA
K TEST
TYT/ TÜRKÇE
26.3-4 yaşlarında, ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel yapı-
lanı ve gittikleri anaokulları denk olacak şekilde seçilen 78
çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi,
ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi
verilirken dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Ço-
cuklar haftada iki kez on beşer dakikalık piyano dersi alı-
yordu. Her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat
ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları
sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekä testi uygulan-
dığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olma-
mişti. Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış diğer
gruptakilere fark atmaktaydı.
Çocuklar üzerinde yapılan bu deneyden hareketle,
I.
1. Çocuklarda müzik eğitimi 3-4 yaşlanındayken başla-
malıdır. X
Belge Grenad
II. Müzik eğitiminin çocukların zeka gelişimine olumlu et-
kisi vardır.
TII. Her çocuğun müzik yeteneği aynı derecede güçlü ol-
✓mayabilir.
D) Ixe 11
yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir?
A) Yaz 1
B) Yxniz II
C) Yalnız III
E) ve I!!
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
RUMLA K TEST TYT/ TÜRKÇE 26.3-4 yaşlarında, ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel yapı- lanı ve gittikleri anaokulları denk olacak şekilde seçilen 78 çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi, ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi verilirken dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Ço- cuklar haftada iki kez on beşer dakikalık piyano dersi alı- yordu. Her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekä testi uygulan- dığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olma- mişti. Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış diğer gruptakilere fark atmaktaydı. Çocuklar üzerinde yapılan bu deneyden hareketle, I. 1. Çocuklarda müzik eğitimi 3-4 yaşlanındayken başla- malıdır. X Belge Grenad II. Müzik eğitiminin çocukların zeka gelişimine olumlu et- kisi vardır. TII. Her çocuğun müzik yeteneği aynı derecede güçlü ol- ✓mayabilir. D) Ixe 11 yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir? A) Yaz 1 B) Yxniz II C) Yalnız III E) ve I!!
öder
5.
24.
TYT TÜRKÇE TESTİ
. Çikolataların çoğunlukla alüminyum folyolarla kaplanma-
sının nedeni nedir?
• Çikolatanın üretildiği ağaç hangi bölgelerde yetişmekte-
dir?
Çikolatanın elimizde erimesine yol açan etken nedir?
Çikolatanın bazı toplumlarda sadece sıvı olarak tüketildi-
ğine kanıt var mıdır?
.
Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorular-
dan herhangi biriyle ilişkili değildir?
A) Çikolatalar genellikle alüminyum folyoyla sarılır. Çünkü
alüminyum folyo çikolatanın ışıktan ve nemden korun-
masını sağlar. Bu sayede çikolata uzun süre bozulma-
dan kalır.
B) Çikolata, kakao ağacının tohumlarından üretilir. Kakao
ağacı, genellikle Ekvator çevresindeki tropikal iklim ku-
şağında yaşayan, sıcağı ve nemi seven bir bitkidir.
C) Çikolata, oda sıcaklığında katı hâlde olan bir maddedir
ancak erime sıcaklığı vücut sıcaklığımızdan daha dü-
şüktür. Çikolatayı elimize aldığımızda sıcaklığı vücut si-
caklığımızın etkisiyle yükselir, bu da onun erimesine yol
açar.
D) Arkeolojik alanlarda bulunmuş olan kapların üzerindeki
resimler ve bazı kaplardaki çikolata kalıntıları Mayaların
ve Azteklerin çikolatayı salt içecek olarak tükettiğini ke-
sinlikle gösteriyor.
E) Avrupa'da çikolata içine şeker katılarak tatlı ve sıcak bir
içecek olarak tüketilmeye başlandı. Çikolatanın katı bir
yiyecek hâline getirilmesiyse daha sonraları gerçekleş-
ti.
1066'daki Norman İstilası sırasında inşa edilen erken dö-
yo hailey kuleleri olarak biliniyor. Motte,
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
öder 5. 24. TYT TÜRKÇE TESTİ . Çikolataların çoğunlukla alüminyum folyolarla kaplanma- sının nedeni nedir? • Çikolatanın üretildiği ağaç hangi bölgelerde yetişmekte- dir? Çikolatanın elimizde erimesine yol açan etken nedir? Çikolatanın bazı toplumlarda sadece sıvı olarak tüketildi- ğine kanıt var mıdır? . Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorular- dan herhangi biriyle ilişkili değildir? A) Çikolatalar genellikle alüminyum folyoyla sarılır. Çünkü alüminyum folyo çikolatanın ışıktan ve nemden korun- masını sağlar. Bu sayede çikolata uzun süre bozulma- dan kalır. B) Çikolata, kakao ağacının tohumlarından üretilir. Kakao ağacı, genellikle Ekvator çevresindeki tropikal iklim ku- şağında yaşayan, sıcağı ve nemi seven bir bitkidir. C) Çikolata, oda sıcaklığında katı hâlde olan bir maddedir ancak erime sıcaklığı vücut sıcaklığımızdan daha dü- şüktür. Çikolatayı elimize aldığımızda sıcaklığı vücut si- caklığımızın etkisiyle yükselir, bu da onun erimesine yol açar. D) Arkeolojik alanlarda bulunmuş olan kapların üzerindeki resimler ve bazı kaplardaki çikolata kalıntıları Mayaların ve Azteklerin çikolatayı salt içecek olarak tükettiğini ke- sinlikle gösteriyor. E) Avrupa'da çikolata içine şeker katılarak tatlı ve sıcak bir içecek olarak tüketilmeye başlandı. Çikolatanın katı bir yiyecek hâline getirilmesiyse daha sonraları gerçekleş- ti. 1066'daki Norman İstilası sırasında inşa edilen erken dö- yo hailey kuleleri olarak biliniyor. Motte,
Ti
an
ak
ni
a
TYT
33. (1) Sanayileşmiş ülkelerde yüz yüze gerçekleşmesine gerek
kalmayan pazar ekonomisi, sanayileşmemiş ülkelerdeki pa-
zarlardan çok daha farklıdır. (II) Sanayileşmemiş ülkelerin
fuar havasındaki bu pazar yerleri; duyu organlarımızı uyaran
çeşitli görüntüler, kokular ve seslerin bulunduğu renkli yer-
lerdir. (III) Genelde satıcılar ya da onların aile üyeleri, ken-
di ürettikleri malları satar; böylece işlemleri kişiselleştirmiş
olurlar. (IV) Bu pazarlarda toplumsal ilişkiler ve kişiler arası
etkileşimler ön plandadır. (V) Ekonomik olmayan etkinlikler,
bazen ekonomik etkinlikleri gölgede de bırakabilir.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine düşün-
cenin akışına göre, "Bu özelleştirmeye yönelik sunumların
yanında dansçılar ve müzisyenler gösteriler yapar, bazen tar-
tışmaların çıktığı bile olur." cümlesi getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV E) V
3
S
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
Ti an ak ni a TYT 33. (1) Sanayileşmiş ülkelerde yüz yüze gerçekleşmesine gerek kalmayan pazar ekonomisi, sanayileşmemiş ülkelerdeki pa- zarlardan çok daha farklıdır. (II) Sanayileşmemiş ülkelerin fuar havasındaki bu pazar yerleri; duyu organlarımızı uyaran çeşitli görüntüler, kokular ve seslerin bulunduğu renkli yer- lerdir. (III) Genelde satıcılar ya da onların aile üyeleri, ken- di ürettikleri malları satar; böylece işlemleri kişiselleştirmiş olurlar. (IV) Bu pazarlarda toplumsal ilişkiler ve kişiler arası etkileşimler ön plandadır. (V) Ekonomik olmayan etkinlikler, bazen ekonomik etkinlikleri gölgede de bırakabilir. Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine düşün- cenin akışına göre, "Bu özelleştirmeye yönelik sunumların yanında dansçılar ve müzisyenler gösteriler yapar, bazen tar- tışmaların çıktığı bile olur." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V 3 S
13. Sanat, insanın zihniyet dünyasının yansımasıdır. Ya-
ni sanat, bir zihniyetin, bir duygunun, sosyal ve kül-
türel yaşantının çeşitli sembollerle yansıtılmasıdır. Bu
nedenle sanat eserleri sosyal ve kültürel tarihin anla-
şılmasında birer belge olarak değerlendirilmelidirler.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Zincirleme isim tamlaması
B) Edat
C) Bağlaç
D) İstm-fiil
E) Sifat-fiil
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
13. Sanat, insanın zihniyet dünyasının yansımasıdır. Ya- ni sanat, bir zihniyetin, bir duygunun, sosyal ve kül- türel yaşantının çeşitli sembollerle yansıtılmasıdır. Bu nedenle sanat eserleri sosyal ve kültürel tarihin anla- şılmasında birer belge olarak değerlendirilmelidirler. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Zincirleme isim tamlaması B) Edat C) Bağlaç D) İstm-fiil E) Sifat-fiil
elbiseler giymişti.
4. Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
I
II
Yukarıdaki cümledeki numaralanmış yerler ile ilgili
verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
A) İkisi de belirtili isim tamlamasıdır.
B) İkisi de belirtisiz isim tamlamasıdır.
C) İkisi de tamlayanı hem niteleme hem de belirtme sıfatı
almış birer sıfat tamlamasıdır.
D) İkisi de zincirleme isim tamlamasıdır.
E) İkisi de takısız isim tamlamasıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
elbiseler giymişti. 4. Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? I II Yukarıdaki cümledeki numaralanmış yerler ile ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur? A) İkisi de belirtili isim tamlamasıdır. B) İkisi de belirtisiz isim tamlamasıdır. C) İkisi de tamlayanı hem niteleme hem de belirtme sıfatı almış birer sıfat tamlamasıdır. D) İkisi de zincirleme isim tamlamasıdır. E) İkisi de takısız isim tamlamasıdır.
BOkurun beklentisine yanıt ve
anlamlı ve nitelikli kılan etkenlerin başında
gelir.
Şiirin başka çağlara seslenebilmesi evrensel
ve ulusal değerlerin bütünleşmesine bağlıdır.
Biçim ve içerik uyumunun sağlanması şiirin
geniş kitlelere ulaşmasını sağlar.
E) Bir sairin başarısı ulusal kaynaklardan, kendi
stir geleneğinden yararlanmasıyla mümkün-
dür.
14. Eleştiri, acımasız olabildiği kadar sevecen de
olabilmelidir. Eleştirmen eksik arayan değil, ek-
siği görüp işaret edebilendir. Amaç, sanatı ulaşıl-
maz göstermek yerine, sanata ulaşmanın mutlu->
ugunu tattırmaktır.
Bu parçanın ana düsüncesi aşağıdakilerden
hangisidir?
ÖZDEBİR YAYINLARI
88
A) Eleştirmenin amacı yapıcı eleştirilerle sanatı
geliştirmek ve sanattan tat almamızı sağla
mak olmalıdır
Eleştirinin sağlıklılığı, amacın kavranmasıyla
doğru orantılıdır.
Eleştirmenler olumsuzluklara yer vermemeli-
dir.
DNesnel olmayan eleştiri okuyucuyu sanattan
uzaklaştırabilir.
Eleştirmenler, okuyucuları sanata yönlendir-
mede başarılı olamamıştır.
BY
S
16.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
BOkurun beklentisine yanıt ve anlamlı ve nitelikli kılan etkenlerin başında gelir. Şiirin başka çağlara seslenebilmesi evrensel ve ulusal değerlerin bütünleşmesine bağlıdır. Biçim ve içerik uyumunun sağlanması şiirin geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. E) Bir sairin başarısı ulusal kaynaklardan, kendi stir geleneğinden yararlanmasıyla mümkün- dür. 14. Eleştiri, acımasız olabildiği kadar sevecen de olabilmelidir. Eleştirmen eksik arayan değil, ek- siği görüp işaret edebilendir. Amaç, sanatı ulaşıl- maz göstermek yerine, sanata ulaşmanın mutlu-> ugunu tattırmaktır. Bu parçanın ana düsüncesi aşağıdakilerden hangisidir? ÖZDEBİR YAYINLARI 88 A) Eleştirmenin amacı yapıcı eleştirilerle sanatı geliştirmek ve sanattan tat almamızı sağla mak olmalıdır Eleştirinin sağlıklılığı, amacın kavranmasıyla doğru orantılıdır. Eleştirmenler olumsuzluklara yer vermemeli- dir. DNesnel olmayan eleştiri okuyucuyu sanattan uzaklaştırabilir. Eleştirmenler, okuyucuları sanata yönlendir- mede başarılı olamamıştır. BY S 16.
23. Ne iyidir yaşantıları günü gününe yazmak, yazabil-
mek. Yazmak yürekliliğini bulmak kendinde! Hele
bir de yayımlamak yürekliliği de olursa harika şey.
Ben gerçek güncemi yayımlamıyorum ki! Kimse, hic
kimse gerçek güncesini yayımlayamaz hatta yaza-
maz. Her duygu, her düşünce elle tutulur biçimler
kazanmaz kafamızda. Duyulur, duyulmaz bir şeydir
o Çoğu kez, kendi içimizden geçenlerden kendimiz
bile ürkeriz...
Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerden han-
gisi üzerinde durmaktadır?
A) Günü gününe yazmanın önemi
B) Yazı yayımlamanın zorlukları
C) Gerçek yaşamı yazmanın zorluğu
D) Sorunların yazılara aktarılmadığı
E) Gerçek sanatçıların azaldığı
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
23. Ne iyidir yaşantıları günü gününe yazmak, yazabil- mek. Yazmak yürekliliğini bulmak kendinde! Hele bir de yayımlamak yürekliliği de olursa harika şey. Ben gerçek güncemi yayımlamıyorum ki! Kimse, hic kimse gerçek güncesini yayımlayamaz hatta yaza- maz. Her duygu, her düşünce elle tutulur biçimler kazanmaz kafamızda. Duyulur, duyulmaz bir şeydir o Çoğu kez, kendi içimizden geçenlerden kendimiz bile ürkeriz... Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerden han- gisi üzerinde durmaktadır? A) Günü gününe yazmanın önemi B) Yazı yayımlamanın zorlukları C) Gerçek yaşamı yazmanın zorluğu D) Sorunların yazılara aktarılmadığı E) Gerçek sanatçıların azaldığı Diğer Sayfaya Geçiniz.
a
1
29. (1) Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye
adlı romanlarındaki kadın karakterler, kadınsı yapılarından
soyutlanmış, cinsel kimlikleriyle ön plana çıkmayan karak-
terlerdir. (II) Ateşten Gömlek romanının başkarakteri Ayşe
ile Vurun Kahpeye romanının başkarakteri Aliye toplumsal
mücadele ve savaş esnasında bireyin tüm benliğiyle millet
için savaşmasını, millî hedeflerden sapmamasını sağlamak
için ulusal mit ve alegorilerden bireysel arzuların bastırıldığı
ideal kadın imgelerinin temsilciliğini yaparlar. (III) Daha sonra
köyün Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Aliye'nin
mücadelesi millî bir boyut kazanır. (IV) Vurun Kahpeye roma-
nında ise Aliye köy okuluna öğretmen olarak gider ve Aliye
bu köyde öncelikle hurafelerin biçimlendirdiği ve softaların
hükmettiği yaşam tarzına karşı mücadele etmeye başlar.
(M) İşgal altında olan İzmir'in kurtuluşu için cepheye giden
Ayşe, Peyami'ye olan aşkından vazgeçer ve milleti için ölü-
mü tercih eder.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için
aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) I. cümleyle III. cümle yer değiştirmeli.
B) II. cümle, IV. cümleden sonra gelmeli.
C) III. cümleyle V. cümle yer değiştirmeli.
D) VI. cümle, I. cümleden sonra gelmeli.
E) V. cümleyle II. cümle yer değiştirmeli.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
a 1 29. (1) Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye adlı romanlarındaki kadın karakterler, kadınsı yapılarından soyutlanmış, cinsel kimlikleriyle ön plana çıkmayan karak- terlerdir. (II) Ateşten Gömlek romanının başkarakteri Ayşe ile Vurun Kahpeye romanının başkarakteri Aliye toplumsal mücadele ve savaş esnasında bireyin tüm benliğiyle millet için savaşmasını, millî hedeflerden sapmamasını sağlamak için ulusal mit ve alegorilerden bireysel arzuların bastırıldığı ideal kadın imgelerinin temsilciliğini yaparlar. (III) Daha sonra köyün Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Aliye'nin mücadelesi millî bir boyut kazanır. (IV) Vurun Kahpeye roma- nında ise Aliye köy okuluna öğretmen olarak gider ve Aliye bu köyde öncelikle hurafelerin biçimlendirdiği ve softaların hükmettiği yaşam tarzına karşı mücadele etmeye başlar. (M) İşgal altında olan İzmir'in kurtuluşu için cepheye giden Ayşe, Peyami'ye olan aşkından vazgeçer ve milleti için ölü- mü tercih eder. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) I. cümleyle III. cümle yer değiştirmeli. B) II. cümle, IV. cümleden sonra gelmeli. C) III. cümleyle V. cümle yer değiştirmeli. D) VI. cümle, I. cümleden sonra gelmeli. E) V. cümleyle II. cümle yer değiştirmeli.
5.
+
Bakteriler DNA, ribozom, sitoplazma, hücre duvarı ve
hücre zarına sahip tek hücreli canlılardır. Bazı
bakterilerde hareket etmelerini sağlayan kuyruğa
benzer kamçı ya da yüzeylere tutunmalarını sağlayan
pilus adında tüye benzer yapılar bulunur. Bakteriler her
türlü ortamda canlılıklarını sürdürebilir. (1) Virüsler ise
canlı bir hücre içine girmedikçe var olmaz. Bu hücreye
konak hücre denir. Bütün virüslerin yapısında, konak
hücre içerisinde çoğalıp yaşamsal faaliyetlerini
sürdürmelerini sağlayan DNA ya da RNA'nın yanı sıra
bunlan koruyan ve kapsit olarak adlandırılan bir protein
kılıf bulunur. (2) Örneğin azot bakterileri doğadaki azot
döngüsünün devam etmesini sağlar, bağırsağımızda
yaşayan bakteriler besinlerin sindirimi ve emiliminde rol
oynar. (3) Girdikleri konak hücreyi kullanarak DNA ya
da RNA'larını çoğaltırlar. Böylece kendi kopyalarını
oluşturarak diğer hücrelere saldırırlar.
1. Virüslerin faydalı olanı yoktur, tümü organizmalara
zarar verir.
II. Yaşamak için başka bir canlı hücreye ihtiyaç
duymazlar.
III. Bakterilerin hepsi zararlı değildir, doğada birçok
faydalı bakteri bulunur.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için
1, 2 ve 3 numaralı yerlere I, II ve III numaralı
cümlelerden hangileri getirilmelidir?
1
||
|||
2
|||
|||
3
||
|||
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
5. + Bakteriler DNA, ribozom, sitoplazma, hücre duvarı ve hücre zarına sahip tek hücreli canlılardır. Bazı bakterilerde hareket etmelerini sağlayan kuyruğa benzer kamçı ya da yüzeylere tutunmalarını sağlayan pilus adında tüye benzer yapılar bulunur. Bakteriler her türlü ortamda canlılıklarını sürdürebilir. (1) Virüsler ise canlı bir hücre içine girmedikçe var olmaz. Bu hücreye konak hücre denir. Bütün virüslerin yapısında, konak hücre içerisinde çoğalıp yaşamsal faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayan DNA ya da RNA'nın yanı sıra bunlan koruyan ve kapsit olarak adlandırılan bir protein kılıf bulunur. (2) Örneğin azot bakterileri doğadaki azot döngüsünün devam etmesini sağlar, bağırsağımızda yaşayan bakteriler besinlerin sindirimi ve emiliminde rol oynar. (3) Girdikleri konak hücreyi kullanarak DNA ya da RNA'larını çoğaltırlar. Böylece kendi kopyalarını oluşturarak diğer hücrelere saldırırlar. 1. Virüslerin faydalı olanı yoktur, tümü organizmalara zarar verir. II. Yaşamak için başka bir canlı hücreye ihtiyaç duymazlar. III. Bakterilerin hepsi zararlı değildir, doğada birçok faydalı bakteri bulunur. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 numaralı yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? 1 || ||| 2 ||| ||| 3 || |||
botelpnar nebrohey idig
40. Ahlayarak anlatmayı, görerek göstermeyi seçen
başarılı bir yazardır o. Yazdıkları hayatın dışına çık-
maz. Çünkü bilir ki deneme yaşanmışlıkla güncelin
iç içeliğinde kendini bulan yeni bir söyleyiş yaratma
fiilidir. Bu nedenle denemelerinde yazdıkları bir şe-
kilde herkese dokunur, Zaten o insana dokunmayan
hiçbir konuya kolay kolay yaklaşmaz Yaklaşırsa bilir
ki okurları kendisinden uzaklaşır.
TASARI EĞİTİM YAYI
Parçada sözü geçen yazar ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
9A)
A) Toplumsal konuları etkin bir dille okurlarıyla pay-
laşmaktadır.
B) Deneyimlerini okurlarını bilinçlendirecek şekilde
kullanmaktadır.
C) Hayatın yaşanan ama bilinmeyen yönlerini okur-
larına aktarmaktadır.
D) Önceyle şu anı yoğurarak özgün bir bileşim ya-
ratmaktadır.
E) Dilimizin söz değerlerini dünden bugüne taşı-
maktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
botelpnar nebrohey idig 40. Ahlayarak anlatmayı, görerek göstermeyi seçen başarılı bir yazardır o. Yazdıkları hayatın dışına çık- maz. Çünkü bilir ki deneme yaşanmışlıkla güncelin iç içeliğinde kendini bulan yeni bir söyleyiş yaratma fiilidir. Bu nedenle denemelerinde yazdıkları bir şe- kilde herkese dokunur, Zaten o insana dokunmayan hiçbir konuya kolay kolay yaklaşmaz Yaklaşırsa bilir ki okurları kendisinden uzaklaşır. TASARI EĞİTİM YAYI Parçada sözü geçen yazar ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? 9A) A) Toplumsal konuları etkin bir dille okurlarıyla pay- laşmaktadır. B) Deneyimlerini okurlarını bilinçlendirecek şekilde kullanmaktadır. C) Hayatın yaşanan ama bilinmeyen yönlerini okur- larına aktarmaktadır. D) Önceyle şu anı yoğurarak özgün bir bileşim ya- ratmaktadır. E) Dilimizin söz değerlerini dünden bugüne taşı- maktadır.
B
22. (1) Dünyanın neresinden olursak olalım, "Tarih" dediğimizde gö-
zümüzün önüne ilk gelen figürlerden birisidir Brutus. (II) Bir dev-
let adamı, yazar ve komutan olarak görkemli bir kariyeri olsa da
sanki hayatta başka bir şey yapmamış gibi onu hep "Caesar'ın
katili" kimliğiyle tanırız. (III) Caesar, aldığı bıçak yaralarından
dolayı ölmek üzereyken o meşhur "Sen de mi Brutus?” sözünü
söylemiştir. (IV) Dahası, pek çok ülke fetheden, Roma devletini
parmağında oynatan Caesar hakkında da en önde gelen bilgi-
miz çoğunlukla Brutus ve arkadaşları tarafından öldürüldüğü-
dür. (V) Tarihin belki en ünlü cinayeti denebilecek bu olay öyle
güçlü, öyle görkemli ve öyle ilgi çekicidir ki yüzyıllardır hakkında
konuşulur, yazılır, çizilir. (VI) İşte bu dönemi asırlardır anlatan
kaynaklar, Brutus'u tanımamızı ve Caesar cinayetini hayli de-
taylı bir şekilde öğrenmemizi sağlamaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
CLIV
(DIV
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
B 22. (1) Dünyanın neresinden olursak olalım, "Tarih" dediğimizde gö- zümüzün önüne ilk gelen figürlerden birisidir Brutus. (II) Bir dev- let adamı, yazar ve komutan olarak görkemli bir kariyeri olsa da sanki hayatta başka bir şey yapmamış gibi onu hep "Caesar'ın katili" kimliğiyle tanırız. (III) Caesar, aldığı bıçak yaralarından dolayı ölmek üzereyken o meşhur "Sen de mi Brutus?” sözünü söylemiştir. (IV) Dahası, pek çok ülke fetheden, Roma devletini parmağında oynatan Caesar hakkında da en önde gelen bilgi- miz çoğunlukla Brutus ve arkadaşları tarafından öldürüldüğü- dür. (V) Tarihin belki en ünlü cinayeti denebilecek bu olay öyle güçlü, öyle görkemli ve öyle ilgi çekicidir ki yüzyıllardır hakkında konuşulur, yazılır, çizilir. (VI) İşte bu dönemi asırlardır anlatan kaynaklar, Brutus'u tanımamızı ve Caesar cinayetini hayli de- taylı bir şekilde öğrenmemizi sağlamaktadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III CLIV (DIV E) VI
16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın
altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne
karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları
söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. Inanabilirsiniz
siz de.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı
bulunmaktadır.
B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük
zamiri vardır.
C) Tamlayanı belgisiz adil olan ad takımına yer verilmiştir.
D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı
sözcük kullanılmıştır.
E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. Inanabilirsiniz siz de. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı bulunmaktadır. B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük zamiri vardır. C) Tamlayanı belgisiz adil olan ad takımına yer verilmiştir. D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı sözcük kullanılmıştır. E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır.
TYT / Türkçe
• Dünya üzerinde insan dışında birçok canlı türü
yaşamakta ve çoğu artık yaşamakta zorlanmak-
tadır. Diğer canlılara yer kalmamasının birinci
nedeni ise değişen dengedir. Küresel ısınma,
ekosistemin değişmesini tetiklerken insanoğlu
diğer canlılara yer bırakmamaktadır. Acil önlem-
ler alınmadığı takdirde bazı türler aramızda ol-
mayacak.
• Bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşılaşma-
sında değişen dengeler diğer canlılara yer kal-
mamasına yol açmıştır. Dünya birçok canlının
yaşam alanıyken küresel ısınmanın, ekolojik
sistemin tetiklediği denge bozulması önlemler
gecikirse artık yeryüzünde birçok türün yaşama-
masına neden olacaktır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini
göstermektedirler.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu
vurgulamaktadırlar.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele
almaktadırlar.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı ör-
nekler sunmaktadırlar.
E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer
nedenlerle açıklamaktadırlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
TYT / Türkçe • Dünya üzerinde insan dışında birçok canlı türü yaşamakta ve çoğu artık yaşamakta zorlanmak- tadır. Diğer canlılara yer kalmamasının birinci nedeni ise değişen dengedir. Küresel ısınma, ekosistemin değişmesini tetiklerken insanoğlu diğer canlılara yer bırakmamaktadır. Acil önlem- ler alınmadığı takdirde bazı türler aramızda ol- mayacak. • Bazı türlerin yok olma tehlikesiyle karşılaşma- sında değişen dengeler diğer canlılara yer kal- mamasına yol açmıştır. Dünya birçok canlının yaşam alanıyken küresel ısınmanın, ekolojik sistemin tetiklediği denge bozulması önlemler gecikirse artık yeryüzünde birçok türün yaşama- masına neden olacaktır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler. B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar. C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar. D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı ör- nekler sunmaktadırlar. E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar.
10. Sanatçı bir nehre benzer, yeteneklerini besleyen kaynaklarını
tükettiği zaman yaratıcılığı da kurur; ----.
Bu cümle aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanmalıdır?
A) dolayısıyla onun, içinde yaşadığı dogal çevrenin güzellikle-
rinden insanları haberdar etmesi gerekir
B) bu nedenle onun, bilgi ve görgüsünü sürekli geliştirmesi ge-
rekir
X
C) o, doğayı sadece gözleriyle değil; duyguları, düşleri, özlem-
eri ve kültürü ile görür
X
D) bunun için onun, eserlerini sıradanlıktan kurtarması gerekir
E) onun, eserlerinde biçim-içerik dengesini kurması çok önem-
lidir
X
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
10. Sanatçı bir nehre benzer, yeteneklerini besleyen kaynaklarını tükettiği zaman yaratıcılığı da kurur; ----. Bu cümle aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanmalıdır? A) dolayısıyla onun, içinde yaşadığı dogal çevrenin güzellikle- rinden insanları haberdar etmesi gerekir B) bu nedenle onun, bilgi ve görgüsünü sürekli geliştirmesi ge- rekir X C) o, doğayı sadece gözleriyle değil; duyguları, düşleri, özlem- eri ve kültürü ile görür X D) bunun için onun, eserlerini sıradanlıktan kurtarması gerekir E) onun, eserlerinde biçim-içerik dengesini kurması çok önem- lidir X
cinin
ni
eri
ğını
asıl
utlu
7
16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın
altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne
karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları
söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. İnanabilirsiniz
siz de.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı
bulunmaktadır.
B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük
zamiri vardır.
C) Tamlayanı belgisiz adıl olan ad takımına yer verilmiştir.
(D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı
sözcük kullanılmıştır.
E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır.
UcDört
Bes
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
cinin ni eri ğını asıl utlu 7 16. Her şeyden bihaber olan bir adamım ben. Şapkamın altında yaşarım. Kimsenin etlisine ve sütlüsüne karışmayan, yapayalnız biriyim. Bunu başkaları söylemiyor, ben kendim dile getiriyorum. İnanabilirsiniz siz de. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Bir adı niteleme görevinde kullanılan ad takımı bulunmaktadır. B) Özneyi pekiştirme görevinde kullanılan dönüşlülük zamiri vardır. C) Tamlayanı belgisiz adıl olan ad takımına yer verilmiştir. (D) Türkçenin sondan eklemeli dil olma özelliğine aykırı sözcük kullanılmıştır. E) Kurallı birleşik eylem bulunmaktadır. UcDört Bes Diğer sayfaya geçiniz.
A
7.
A
A A
TYT / Türkçe
"Bir yazarın başarısı, ortaya koyduğu kahramanın kendi ka-
rakterine göre hareket etmesindedir; değilse yazar kuklalar
oluşturarak başarı kazanamaz." diyen birinin aşağıdaki-
lerden hangisini söylemesi beklenmez?
A
f
A) Suç ve Ceza romanında gördüğümüz Raskolnikof, için-
de hem iyiyi hem de kötüyü taşıyan bir karakter. İşte
Dostoyevski'nin gücü karakterindeki bu iki özelliği mü-
kemmel bir biçimde yansıtmasından ileri gelir.
B) Namık Kemal, İntibah adlı romanında Mahpeyker adlı
karakterini kötü biri olduğu için kötülükleri üzerinden
anlatarak başarı kazanmıyor. Yazar istediği kötü karak-
teri yazabildiği için başarılı oluyor.
C) Eğer Solohov'un Ve Durgun Akardı Don romanını okur-
sanız Gregor'un bebekliğinden, çocukken yaptığı ya-
ramazlıklardan başlarsınız ve onun kudretli bir general
oluşuna kadarki tüm hayatını açık seçik görürsünüz.
D) Kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille, tüm in-
sancıl duyumlardan ve duygulardan yoksun, cinayet iş-
lemekten çekinmeyen bir katildir. Patrick Süskind, Koku
romanında bizlere bir katilin yanı başında durma imkânı
veriyor.
E) Ne Quasimodo göründüğü kadar kötüdür ne de Esme-
ralda göründüğü kadar iyidir. Hugo'nun tek yaptığı olan-
ları anlatmak. Bizler Notre-Dame'in Kamburu'nu okur
ve kendi kararlarımızı veririz.
8. Büyükköy ve Küçükköy Mahallelerindeki çok sayıda kadın,
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
A 7. A A A TYT / Türkçe "Bir yazarın başarısı, ortaya koyduğu kahramanın kendi ka- rakterine göre hareket etmesindedir; değilse yazar kuklalar oluşturarak başarı kazanamaz." diyen birinin aşağıdaki- lerden hangisini söylemesi beklenmez? A f A) Suç ve Ceza romanında gördüğümüz Raskolnikof, için- de hem iyiyi hem de kötüyü taşıyan bir karakter. İşte Dostoyevski'nin gücü karakterindeki bu iki özelliği mü- kemmel bir biçimde yansıtmasından ileri gelir. B) Namık Kemal, İntibah adlı romanında Mahpeyker adlı karakterini kötü biri olduğu için kötülükleri üzerinden anlatarak başarı kazanmıyor. Yazar istediği kötü karak- teri yazabildiği için başarılı oluyor. C) Eğer Solohov'un Ve Durgun Akardı Don romanını okur- sanız Gregor'un bebekliğinden, çocukken yaptığı ya- ramazlıklardan başlarsınız ve onun kudretli bir general oluşuna kadarki tüm hayatını açık seçik görürsünüz. D) Kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille, tüm in- sancıl duyumlardan ve duygulardan yoksun, cinayet iş- lemekten çekinmeyen bir katildir. Patrick Süskind, Koku romanında bizlere bir katilin yanı başında durma imkânı veriyor. E) Ne Quasimodo göründüğü kadar kötüdür ne de Esme- ralda göründüğü kadar iyidir. Hugo'nun tek yaptığı olan- ları anlatmak. Bizler Notre-Dame'in Kamburu'nu okur ve kendi kararlarımızı veririz. 8. Büyükköy ve Küçükköy Mahallelerindeki çok sayıda kadın,