Paragrafta Yapı Soruları

e.com ve Yayın Denizi Yayınlarının hediyesidir 19. (1) Kentin ileri gelenleri, orta sıradaki koltuklarda yer- lerini almışlardı. (II) Özel konukların hemen arkasında oturan eşiyle göz göze geldi kısa bir süre. (III) Kadının gözleri parlıyor, "Seninle gurur duyuyorum!" der gibi ba- kıyordu. (IV) Kadın, adamdan kendine bulaşan gururla, emsalleri arasında ne kadar şanslı bir kadın olduğunu düşünüyor olmalıydı. (V) Adam, kadının hemen yanın- da sırasıyla oğlunu, kızlarını ve gelinini fark etti; toru- nuyla göz göze gelmekten kaçındı. Bu parçada numaralanmış cümleler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede "ki" sifat yapma görevinde kullanılmıştır. B) II. cümlenin yüklemi anlamca kaynaşmış birleşik fiilden oluşmaktadır. C) III. cümlede birleşik çekimli fiile yer verilmiştir. D) IV. cümlede belirtili isim tamlaması bulunmaktadır. V. cümlede noktalı virgül (;) sıralı cümleleri birbirin- den ayırma görevinde kullanılmıştır.

3 E) Ailesinin en yaşlı bireyi olan Naim Efendi'nin üzerinden Tanzimat'tan sonra toplumda görülen değişiklikleri ele aldığı eseri, yazarın ilk romanı olma özelliğini göstermektedir. Yağmur 12. Yer, gök suların çizdiği bir levha kadar boş Yollar düşünür bahçeler ıssız, yalılar boş Bu dizelerde görülen edebî sanatlar aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Mübalağa - istifham sus B) Teşhis-teşbih e) Intak telmib D) Telmih -teşbih E) Cinasteşhis) Diğer sayfaya geçiniz

8. (1) İstanbul'un mimarisiyle ilgili kitabımın bir zayıflığı vardır. (II) Araştırma aşaması, 1980'de yapılmış eski bir kitap benim kita- bim. (III) "İmparatorluk, Mimarlık ve Şehir" adlı yeni kitabımı yazarken Fransa'nın da Osmanlı'dan etkilendiğini gördüm. (IV) Hep Osmanlı'nın Batı'dan nasıl etkilendiğine bakmışım. (V) Örneğin, Cezayir'e yapılacak bir anıt tasarımı konusunda, Fransa'nın bü- yük mimarlarından Viollet-le-Duc, Cezayir'i görsel olarak tanımlayacak bir simge ara- dığında, Osmanlı camilerinden ilham alıyor. Numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirirse paragrafın anlam akışı sağlanır? A) I ve II B) II ve III D) III ve IV C) II ve V E) IV ve V

arın ak an 1 de şünce tar. ye 1 kli Paraf Yayınları A 7. ---- Cengiz Tuncer'in Kerkenez ini bu yüzden.cok önemsiyorum. Ondaki edebi doku taşra gerçekliğinden kaynaklanır. Taşrada büyümüşseniz: çocuk düşleriniz, dil duygunuz burada biçimlenmişse nereye giderseniz gidin siz hep orada filizlenedurursunuz. Bunu bir edebiyat yapıtına dönüştürmeyi de başarırsanız tüm insanlığın yüreğini yakalamışsınız demektir. Tuncer'in bu anlat sıyla evrenselliği yakalamasının gizi de buradadır bence. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Kendi doğrusundan vazgeçmeyen yazarlar, içinde bulunduğu edebiyat alanına her zaman canlılık getirir B) Her yazar, yapıtlarında evrensel değerlere yer verecek diye bir dayatma doğru değildir C) Edebiyatımızın filizlenmesini tamamlayıp ağaca durması için topluma sırtını dönmeyen, onların sorunlarına yer veren yazarlara ihtiyacımız var D) Tarihsel sürecine bakıldığında Türk romanının oldukça büyük gelişme gösterdiği rahatlıkla söylenebilir E) Ülkemiz edebiyatı, yerel ve bölgesel edebiyatını kurmadıkça adını ülke sınırlarının dışına taşıyamaz 8. Edeb gerektür kula Edep gevelt

Paraf Yayınfare 1 B) Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır. C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. D) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır. E) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. 4. Çağdaş Bulgar yazarı Viktor Paskov'un birinci basımı 1987'de Sofya'da yapılan Georg Henih'e Ağit adlı eseriyle Türk yazar Kemal Demirel'in ilk basımı 1985'te İstanbul'da yapılan Evimizin İnsanları adlı anı türündeki eseri karşılaştırıldığında bu iki eser arasında benzerlikler ve farklılıklar tespit edilmiştir. Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi kesin olarak çıkarılabilir? A) Georg Henih'e Ağıt ve Evimizin insanları adlı eserler aynı türde eserlerdir. B) Viktor Paskov ve Kemal Demirel, kendi uluslarının edebiyat dünyasında yeterince tanınmamaktadır. C) Kemal Demirel, ilk ani kitabını 1985 yılında yayımlamıştır. D) Aynı dönemlerde eser veren farklı uluslara ait edebiyatçılar, eserlerinde ortak ögelere yer verebilmektedir. E) Edebiyatçılar, genellikle ilk eserleriyle edebiyat dünyasında ses getirmişlerdir. Diğer sayfaya geçiniz.

çaya ari da muyor, edebî çok eştiği arak sa- işi... akat Bir " u- 3. ve 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. anlatılmak Sait Faik'in ilk hikâyelerinde, istenenin, anlatılandan önce koştuğu sık sık dikkatimi çeker. Coşkun bir duyguya kapılıp sürüklenen dilin sık sık soluğu ke- silir, yetişemediği olur, cümlenin gücü ek- siksiz bir anlatıdan çok, imgenin sezdirici güzelliğinden, çarpıcılığından doğar. "Mahalle Kahvesi" hikâyesi ile son hikâ- yelerinden "Öyle Bir Hikâye'nin karşılaştı- rılması aradaki farkı açıkça gösterecektir. Son yıllarında Sait Faik'in dili birdenbire, soluğu kesilmeden, imgelemenin bütün dolambaçlarını, bütün inceliklerini, duygu- larının bütün derinliğini anlatacak hâle ge- lir, gerçekten parlak bir yolda gelişir. 3 Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) İlk öykülerinden son öykülerine bu du- rum hiç değişmez. B) Bu durum sonraki hikâyelerinde düzelir. C) Onun öykülerinde dil hep aynıdır. D) Okuyucu yine de ona bağlanır. E) Öykülerindeki dil gittikçe yavanlaşır. 5. S A- k k b a r M

öre olarak ir pazara ması iyor. ✓) Geçen eğeri gisinde J'nun ederek ezlere ICISI E) V amlayıcısı CISI lem tamlayıcısı clem faya geçiniz. vermekten geç D) Sanatçıların ustalaştıkça nicelikten çok, niteliği önemsemeye başladığından X E) Çok sayıda yapıt vermek yerine az ama hacimli yapıtlar vermenin daha doğru olduğundan 27. Bugünün en çok konuşulan, üzerine düşünülüp tartışılan, dahası satış listelerinde en üstteki yer hep kendisinin olan edebiyat türü; hiç şüphesiz romandır. Buna paralel bir şekilde yayınevleri de yatırımlarını bu tür üzerine gerçekleştiriyor büyük oranda. Dolayısıyla kitapçı raflarında roman adı altında pek çok kitap görüyoruz. ---- çünkü bunların büyük bir kısmı, roman dendiğinde akla gelen niteliklerden oldukça uzak. Tarihsel gelişim sürecinde belirlenen ve roman dendiğinde akla ilk gelen karakter, mekân, ortam, merak gibi ögeler bakımından son derece sorunlu bu kitaplar. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Kitapçı raflarında çoğunlukla gördüklerimize "roman adı altında" yayımlanmış kitaplar diyorum B)Okur, roman diye okuduklarının ne kadar roman olduğuyla ilgilenmiyor X C) Roman dendiğinde karşınıza, akla gelebilecek hemen her konuda yazılmış binlerce kitap çıkıyor D) Romana duyulan yoğun ilgi, yazarları bu türe yoğunlaştırıyor X E) Hemen yukarıda belirttiğim gibi roman, bugünün lokomotif türü olmaya doğru ilerliyor X DENEME-4 VL CHF r D) E) 29. ( 7 E

19. 1. Hem diş hem iç huzura ulaşamamış insanların mutsuzluklarını, sıkıntılarını, korkularını belirtir bu dizelerde. II. Bundan dolayı şair, "Evier şiiri için "ayrıntılan belli, anlamları açık" ifadesini kullanır. Türkçe III. Çünkü kendi içinden geçenler, dizelere yer yer sözcük olarak yerleşmiştir, çok gizli saklı değildir. IV. Bu durumlan belirtirken de kendi iç konuşmalarını yansıtır gibidir. V. Evier, Behçet Necatiginin, önceki döneminde 1945-1950 yıllan arasında yazdığı şiirlerin iyi bir ömeğidir. Yukandaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan cüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

19. 1. Hem diş hem iç huzura ulaşamamış insanların mutsuzluklarını, sıkıntılarını, korkularını belirtir bu dizelerde. Türkçe II. Bundan dolayı şair, "Evier siiri için "ayrıntıları belli, anlamlanı açık" ifadesini kullanır. III. Çünkü kendi içinden geçenler, dizelere yer yer sözcük olarak yerleşmiştir, çok gizli saklı değildir. IV. Bu durumlan belirtirken de kendi iç konuşmalarını yansıtır gibidir. V. Evler, Behçet Necatiginin, önceki döneminde 1945-1950 yıllan arasında yazdığı şiirlerin iyi bir örneğidir. Yukandaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan cüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

ridan a ya- kavak siste- -plam Titre- ğalır: manla bazı sıdır. lların binin mesi man- rga- ağü ge- ster- male 33. Birçoğumuzun içinde, geçmiş yıllarda bize gereğinden fazla eleştirel yaklaşan ve acımasız davranan ailelerimi- zin, büyüklerimizin ve akrabalarımızın anıları yer etmiştir. Bu gibi durumlarda kafamızda eleştirel bir ses barınmaya başlar. Bu ses o kadar baskılanabilir ki farkına bile vara- mayabiliriz. Fakat neden olduğu duygular ve ruh hâli açığa çıkmaya devam edecektir. Gereğinden fazla eleştirel olan, utanç veren bu sesle savaşmamıza, ondan saklanmamıza veya onun söylediklerinden dertlenmemize de gerek yok. Ona tepki vererek gücü onun eline vermemeliyiz. İçimizdeki eleştirmen ne zaman bize yardımcı, yapıcı olmayan bir şey önerirse kendi kendimize, "Bu sadece bir fikir, hepsi bu!" di- yebilmeliyiz. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? İnsan farkına varmadan geçmişten getirdiği eleştirinin neden olduğu öz güven kaybına savaşarak çare bulur. B) Kişi öz güven kazanarak ve kendi dışındakilerle savaşa- rak eleştirinin sesinin durdurur. Kişinin öz saygısının gelişmesiyle kendi iç sesi ve çevre- sindekilerin eleştirisi son bulur. D) insan geçmişinden getirdiği eleştirilme korkusuna tepki- siz kalarak bunun olumsuz etkisini önler. EXKişi; tepki vererek direnirse, teslim olmazsa ve dedikle- rine inanmazsa zamanla bu ses susar.

SÖZCÜ da 1. (1) Her yazar, edebî üretim çabasında fark- li bir yolculuk yapar. (II) Her yazar, okur için farklı bir yolculuktur. (III) Kimi tek bir romanla kimliğini bulur; kimi yıllarca sü- ren bir arayışın sonunda bizi aradığımız yolculuğa çıkarır. (IV) Yazarların olaylara bakışı ile yaşamları arasında sıkı bir ilgi vardır. (V) Çocukluğunda hep dışlanmış, belki şiddet de görmüş Ahmet Haşim'in iyimserlik yüklü yazılar yazmasını ondan bekleyemezsiniz. (VI) Orhan Veli gibi başı- boş bir adamın kaleminden de klasik ahlak kurallarını okuyamazsınız. Bu parça, iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI Ar tilmes ne ka aşka neye Sund Isma üğ nay atr güz ma (11 ge S F

8. 1. Gerçeği ancak kendisiyle yüzleşmekten korkmayan kişi- miniation lere anlatabilirsiniz. II. Dileklerini gerçeklikler olarak gören kimselere gerçeği an- By ibne latamazsınız. mende nud III. Gerçeğe ulaşmanın en kolay yolu onu gerçekten bulmak LEVEN Iistemekten geçer.mist ugnux -nin IV. Dileklerimiz gelecekte yaşayacağımız gerçeklerin çerçe- Isetanse vesini oluşturur. nelnieM (VI) usi -VB V. Gerçekleri anlatacağımız kişinin, isteklerini gerçeklermiş S asynk gibi görmemesi gerekir. -Bonübut evimite ipstel smyol sys litmille tid Lab Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en vakındır? A) I ve II B) I ve IV V (CD) II ve VI (O E) IV ve V C) II ve III

obresho nitayan qiyelerisn 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük belirtme eki (-1,-) almamıştır? be gai obaimia us A) Bu şehirde sayısız anıları vardı. B) Şiir okuyan genci bir yerde gördüğünü söylemişti. C) Ellerini yıkadıktan sonra dışarı çıkmıştı. D) Bu kitabı ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum. E) Bir süre sonra radyonun düğmesini çevirdi. bisbigsz 19.

21. İlk gençliğimizin geçtiği o küçük kentte, kendime ver- diğim yazma ödevimi gerçekleştirebilmek için düşünü- yordum. Aylardan temmuz veya ağustostu. Sıcak bir gündü ve ben sıcaktan bunalmıştım. Yol kenarında, bir kaldırım kenarında oturuyordum. O tarihte trafik elbette sıkışık değildi, kaldırım kenarında oturmak da yadırganmazdı. Başımı ellerimin arasına almış, düşü- nüyordum. O düşünce, zihnimde, şimşek çakmasını andırarak parladı. Niçin, güneş sıcağında bunalmış birinin, o bir anlık yaşantısını anlatmayı denemiyor- dum? Fakat buna karar verdiğim anda, üstlenmiş ol- duğum işin zorluğunu fark etmem de bir oldu. Hiç kim- senin hayatı, yalnızca o bir andan ve o son bir andan ibaret değildi. Öyleyse o bir anın vurgulanabilmesi için onun öncesine başvurmak gerekecekti. Ancak o son ana gelinceye değin olan safhayı kronolojik akışa uy- gun biçimde anlatmanın anlamı yoktu çünkü niyetim bir serüven anlatmak değildi. Niyetim, güneş sıcağın- da sıkılmış birinin o sıkıntısını fark ettiği, o sıkıntının bilincine vardığı andaki sıkıntısını dile getirmekten ibaretti. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Somutlaştırmaya yer verilmiştir. B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. C) Yinelemelerden yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

ç! meler, ma- e sunulur. aki bazen , olumlu serin sa- olumlu kendini cudur. rden 5 me- • .. 164 Çözdüğün süreyi not et. ---Herhangi bir besin ögesinin yetersiz alınması, vücut işlevle vetiye çıkarması anlamına gelir. Dengesiz beslenme insanların iş rinin eksik ya da hiç çalışmamasına, doğal olarak hastalıklara da gücü, planlama ve yaratıcılık yeteneğini minimuma indirir, haya ti faaliyetlerde aksaklıklara neden olur. Sağlıklı bir birey olmanın temeli yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanır. .... Aşağıdaki cümlelerden hangisi, bu parçanın hem başına hem sonuna getirilebilir? Yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin metabolizmaları mik- roplara karşı dayanıklı değildir. B) Çarşı ve pazardan alınan gıdalara dikkat etmekte yarar var C) Anne babalar, çocuklarının beslenmesi konusunda bilinçsiz bir israra sapıyorlar. D) Çocuk gelişimi konusunda yeterli bilginin edinilmediği izle- nimi var bende. Gençlerin beslenme kültürüne uzak olması, çağın bir prob- lemi olsa gerek. Tes mbon Riski Azalt

Deneme 5. Doğrusu beklemediğim güç bir soruydu. "Niye tek çiçekle yetinelim ki, her çiçeğin kendine özgü kokusu vardır. Niye kendimizi tek bir yol, tek bir düşünce, tek bir romancıyla sınırlandıralım ki?" türünden kaçamak bir yanıt verdimse de soruyu soran, söylediklerimle yetinmedi; direndi sorusunda Baktım öteki dinleyenlerin yüzünde de aynı sorunun gölgesi var. Gerçekte güç bir soruydu benim için. Böyle bir karşılaştırma yapmamıştım. Bu sözlerin sahibini güç durumda bırakan soru aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Batı'nın çekim alanından çıkıp yüzümüzü ülkemizin gerçeklerine dönmek konusunda ne düşünüyorsunuz? BÜlke gerçeklerini anlatan bu romancılardan yalnızca birini seçip onu bütünüyle okumamızı önerseniz kimi e önerirdiniz? C) Konuşmamızın başından beri edebiyatta ülkeye dönüşten söz ediyorsunuz, ne demektir edebiyatta ülkeye dönüş? Pa D) "Mektepten memlekete dönmek" kavramını edebiyata tam anlamıyla yansıtan yazarlarımızdan örnek verebilir misiniz? E) Toplumsal sorunları odak noktası olarak ele alan yazarlardan hangisi konuyu uç noktalara taşımıştır?