Paragrafta Yapı Soruları

KONU TARAMA TESTİ -1 FIIL (EYLEM) 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yapılmakta olan bir iş bildirilmektedir? A) Senin yaptığın hataların sıkıntısını hep biz çekiyoruz. B) C) Çocuklar sınıflarını geçiyor, sonra tatile gidiyoruz. Odasında, çözemediği sorularda nerede yanlış yaptığını düşünüyor. D) Ağustosta yeni bir iş için şehir dışına gidiyor. E) Hükümdar, yaptıkların inceliyor. gençlerin yanına geliyor ve 4. Aşağıdaki dize kullanılmıştır? A) Fakültele Zeynep B) Yağm Panju C) O Kır D) B E) n

473 11. Öykü hiçbir zaman kıvamından ödün vermez; ayrın- tilar onun kılcal damarları gibidir. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Öykü, yaşamın gerçeklerini yansıtmak zorun- dadır. B) Öykü, ayrıntıların geri planda olduğu yoğun an- lamlı bir türdür. e) Sıradan insanın görmediği önemli farklılıklar, öyküyü ilginç kılar. Olaylar, durumlar, insanlar arasındaki önemli farklılıklar, öyküyü ilginç kılar. E) Olaylar arasındaki bağlantıların güçlüğü öykü- yü öteki türlerden ayırır.

tur, yin si 13. Ankara'nın tadı tuzu diyebileceğimiz Kocatepe Cami- si bu sıralar yoğun olarak ziyaret ediliyor. Ziyaretlerin ibadet amaçlı yapılması o bölgeye uhrevi bir hava katıyor. Bu dizelerle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Özel bir isme yer verilmiştir, B) Ünlü daralması ve ünsüz değişimi vardır. Onlem ifade eden bir sözcüğe yer verilmiştir. D) Bir isim hem nitelere hem belirtme sıfatı almıştır. E) "diyebileceğimiz" kelimesi birleşik yapılıdır. 3. A seçer bağlacı çeneğin na" söz

2. Ben de bilirdim, "Bizim de hatamız var ama onların tahriklerini de trhutmamak lâzım." gibi herkesi mutlu edecek, onların da ken- dilerince haklılık payı olduğunu düşündürecek yuvarlaklıklarla meseleyi tehlikesizce geçiştirmeyi. Ne olurdu? Hiç kimseye do- kunmaz, kimseyi rahatsız etmez, ben de öfke ve eleştirilerden uzak bir yorum yapmış olur ve böyle değerlendirilirdim. Sözlerim herkesin üzerinden aşar giderdi. Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler aşağı- dakilerden hangisinde verilen deyimlere karşılık gelebilir? A) Gözünü budaktan esirgememek - dünya yansa bir kalbur samanı yanmamak B) Ağzını bıçak açmamak - ser verip sır vermemek Mavi bocuk dağıtmak-suya sabuna dokunmamak Ağrımayan dişe kerpeten vurmak-sapla samanı karıştırmak E) Paçaları tutuşmak - kimsenin tavuğuna kış dememek 4.

21. 1. Virüsler soğuk havada, etraflarını kaplayan yağlı bir yapı 2 oluşturur, soğuk havanın etkisiyle, virüsü saran bu yağ taba- kası katılaşarak jel kıvamına gelir. 3 II. Virüsler kış aylarında bu koruma sayesinde insandan insana kolaylıkla bulaşabilir. 1 III. Yapılan araştırmalar soğuk havalarda virüslerin yapısının değiştiğini gösteriyor. IV. Sıcak havalarda dışarıdaki sıcaklıktan ve diğer çevresel etkenlerden kolaylıkla zarar gören virüsler, kış aylarında etra- fini saran jel sayesinde korunur ve hayatta kalmayı başarır. V. Kış aylarının bitmesi ve ilik bahar aylarının başlamasıyla virüslerin koruyucu jelleri erir ve enfeksiyonlara yol açmaları zorlaşır. u Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak bi- çimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

PARAGRAF PROBLEMLERİ 19. Gerçek sanatçı topluma sırt çevirmeyen, toplumun so- runlarına duyarsız kalmayandır. ----. Böyle olmayan sa- natçılar bir süre sonra toplum tarafından dışlanır za- ten. Aslına bakarsanız sanatı toplumdan ayrı düşün- mek de imkânsızdır. Sanat, eninde sonunda toplumun duygularıyla, düşünceleriyle bir yerde buluşur. Yani in- sanla bir basamakta karşılaşır. Dolayısıyla sanatçı, in- sanı yani toplumu ele aldığı, onun iç dünyasına ulaşa- bildiği ölçüde başarılı kabul edilir. Çünkü sanatçı, top- lumun isteklerine, beklentilerine karşılık veren biridir. Bu niteliklere sahip olmayan kişiye sanatçı den- mez, denemez. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada boş bıra- kılan iki yere de getirilebilir? A) Batı, bu duyarlılık yönüyle bizden daha ileri düzey- dedir B) Toplumun hislerine ayna tutan sanatçılar gerçek- lik ile düşsellik dengesini iyi ayarlamalıdır C) Toplumun duygularını yansıtan ve toplumla ortak bir duygu paydasında buluşabilen kişidir DY Her sanatçı aynı duyarlılıkta olmayabilir aslında Dense de o sanatçı birkaç yıl sonra unutulmaya mahkûmdur

dan m- 26. Şair edep de öğretir okuruna Şiiri yalnızca estetik kaygı ile yazmaz Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) "Şair" sözcüğü yalım isimdir. B) "Yalnızca" sözcüğü edattır C) "Öğretir" sözcüğü çekimli eylemdir. DY "Okuruna" sözcüğü belirtme hâli eki almıştır. E) "İle" sözüğü edattır. $ S 2

9. DENEME-1 Küçük Ağa'nın gençliğinden duyduğu hafifseme tamamen git- mişti. Söylenenlerden çok söyleyiş tarzı bağlayıcı idi. Bundan sonra konuşma iyice ciddileşti. Tevfik Bey, onların şimdiye kadar ne yaptıklarını, yiyecek, giyecek ve cephanelerini nere- den bulduklarını sordu. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Ettirgen fiil B) Birleşik çekimli fiil C) Ek fiil D) Basit çekimli fiil E) Geçişli fiil

arome and yolcu su ip gisin N 6. (1) Kahvenin tarihi ve Avusturya'ya giriş hikâye- si çok ilginçtir. (II) İkinci Viyana Kuşatması sonra- Si Osmanlı orduları geri çekilirken geride çuvallar- dolusu kahve bırakır. (III) Avusturyalılar, çuvalların içindeki kahveyi, başlangıçta hayvah yemi zanneder. (IV) Osmanlıları tanıyan George Kolschitzky, bu çuvalların kendine verilmesini ister ve bunları ser- maye yaparak Viyana'da kahve içilen bir yer açar. (V) Böylece Avusturyalılar da kahve ile tanışır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede belgisiz sifat kullanılmıştır. B) II. cümlede yer-yön zarfı kullanılmıştır. C) III. cümlenin yüklemi birleşik fiildir. D) IV. cümlede işaret zamiri vardır. E) V. cümlede durum zarfı kullanılmıştır. 8. YAYIN DENİZİ PRO

3. Serin ve karanlık eylül gecesinin yıldızsız seması altında Selanik, sanki gündüzkü heyecanlardan, gürültülerden yorulmuş gibi, baygın ve sakin uyu- maktadır. Rıhtım tenhadır. Olimpos Palas'ın, Kris- tal'in, Splandit Palas'ın, diğer küçük gazinoların lambaları çoktan sönmüştür. Tramvay yolunu ta- mir için yığılmış parke taşlarının ilerisinde, deni- ze inen merdivenin başında, hareketsiz bir gölge dimdik durmaktadır. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yan- liştır? A) Zincirleme isim tamlaması kullanılmıştır. B) "Küçük" sözcüğü sadece tamlayanın sıfatıdır. C) Tamlayanı ile tamlananın arasına sifat girmiş bir isim tamlaması vardır. D) Takısız isim tamlaması yoktur. E) Tamlayanı tamlanandan sonra söylenmiş isim tamlaması kullanılmıştır.

eğil, T. ek" en- 94 (1) Öyle insanlar vardır ki hiçbir düşüncesinde, inancında, hiçbir hareketinde “kendisi” olamaz. (11) Kendine ait bir fikri, bir tasarısı yoktur; başkasının sisteminden aldığı fikirleri, o sistemin sahibinden daha ateşli müdafaa eder. (III) Sonra iş işten ge- çince anlar ki asıl kendisi, kendi içi, sonsuz im- kânların, keşfedemediği için körleşen ve tıkanan yeteneklerin tükenmez hazinesidir. (IV) Örneğini kendinde değil, hep dışarıda aradığı muayyen bir fikre, bir akideye, başkasının kurduğu sisteme bağ- lanır kalır. (V) Yaşamda her şey her gün değiştiği hâlde bu kişilikteki insan, artık ömrünün sonuna kadar mahkûm olduğu telkin âleminin içinde, ilert lediğini sanarak yerinde sayacaktır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

13. Önceleri içimin şaha kalkan düzlüğünde Duyardım vaktin nasıl durulduğunu Bir körün elleriyle arıyorum şimdi geceyi Kıssaların içine gizlenmiş büyü Büyütüyor baş ağrılarımı Uyuyunca boşluğa soruyorum: Bir insanın gözleri kaç tabut taşıyabilir? Hem Güneyliyim hem Doğulu Yüzümün bir tarafı şark çıbanı Diğer tarafı güneş yanığı Kalabalığı çok sonradan gördüm Düştüğüm yolun taşlarıyla döşedim bedenimi Yalnızlığın kiriymiş tırnaklarımın arasında biriken Uçsuz bucaksız bir bozkırın sarı nefesinde Duydum zamanın nasıl ağırlaştığını Tozdan kulelerde dalgalanan ovayı deniz zan- nettim Meğer yüzümü kavuran akan kanmış... Bunu da çok sonradan öğretti Annemin buğulu bir camın arkasında kaybolan ilahileri Şiirle kandırılmış bir çocuk ne bilir ki... Mehmet YILMAZ Bu dizelerin anlatım özellikleriyle ilgili olarak; 1. Benzetme yapıldığı II. Birinci kişili anlatıma başvurulduğu III Imgesel ifadelerden kaçınıldığı IV. Karşıt durumlara yer verildiği yargılarından hangisine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) I ve II D) III ve IV C) Yalnız III E) Yalnız IV

4. (1) Orta Çağ'da Akdeniz'de kullanılan Latin yelkenleri ve tekerlek şeklinde dümenle donatılmiş savaş ve ticaret gemilerine karavela denirdi. (II) İlk karavelaları 15. yüz- yılın ikinci yarısında Portekizliler ve İspanyollar yaptılar. (III) Bunları coğrafi keşiflerde kullandılar. (IV) Vasco de Gama, Hindistan; Kristof Kolomb, Amerika seferini göze almıştı. (V) Ebatları gittikçe büyüyen ve geliştirilen karave- lalardan sonra kalyon tipi gemilere geçildi. Bu parçada numaralanmış cümleler için aşağıdakiler- den hangisi soylenemez? A. de fiilden türemiş fiil vardır. B) II. de fiil basit yapılı birleşik çekimlidir. III. de basit fiil basit çekimlidir. IV. de fiil anlamca kaynaşmıştır. EV. de fiilden fiil yapım eki kullanılmıştır. V

14. Gözyaşımı tükürüp temizlesem gözümü Açsam geveze ağzımı yumsam şözümü Bedenimden kazıyıp sıyırsam da özümü Kendimden kaçıp kimseye gidemiyorum E. TYT/Türkçe ce A Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Zant-fiil B) isimden fiil yapan ek C) Dönüşlülük zamiri D) Birden fazla iyelik eki E Haber kipiyle çekimlenmiş birden fazla fiil

13. (1) Burası Türkiye'nin en geniş ve verimli ovalarından biridir. (II) Ovadaki uzun yolun sağ tarafında bir dizi kaval yer alır. (III) Bazı söğütler tek tek ve gruplar hâlinde bulunur. (IV) Kızılçam türüne az rastlanır. (V) Gelincikler toprağa kıpkırmızı renkleriyle sevimlilik katar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, işaret adılı ve belgisiz adıl vardır. B) II. cümlede, farklı türden sıfatlara yer verilmiştir. C) III. cümlede, ikileme sifat görevindedir. D) IV. cümlede, azlık-çokluk zarfı kullanılmıştır. E) V. cümlede, ilgeç kullanılmıştır. Diğer sayfaya

n n re 108 10. Noktalama işaretleri, harfleri kelimelere ve cümlelere dönüştürmemize yardımcı olur. (1) Onların eksikliğinde metinlerin nasıl okunduğunu hayal etmek birçok kimse için güç olsa da yazarlar yazılarını binlerce yıl, noktalama işareti olmadan kaleme aldı. (I) MÖ 3. yüzyılda Mısır'ın İskenderiye kentinde, ünlü Aristophanes'in yönetimindeki büyük kütüphanede hiçbir noktalama işareti, büyük ve küçük harf kullanılmadan yazıldığı için parşömen tomarlarını okumak çok zaman alan bir işti. (III) Hangi kelimenin ve cümlenin nerede başlayıp nerede bittiğini anlamak okurun işiydi. (IV) Bu durum, hitabete dayalı rekabetin yaygın olduğu Eski Yunan toplumunda kabul edilse de Aristophanes, okurlara sonu gelmez bir şekilde birbiri ardına sıralanmış harfleri orta nokta, alt nokta ve üst nokta işaretleriyle ayırarak okumalarını öneriyordu. (V) Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre "Peki, ne oldu da bu yazım tarzını değiştirmeye gereksinim duyuldu?" cümlesi getirilebilir? A) I C) III B) II D) IV E) V