Paragrafta Yapı Soruları

4. (1) Yaşamın yeryüzünde birtakım kimyasal olaylar sonu- súy cunda ortaya çıktığı varsayılır. (II) Bilim insanları buna "abi- yogenez" adını veriyor. (III) Üstelik bu varsayım çok da yeni değil, bundan birkaç bin yıl öncesine dayanıyor (IV) Güneş Sistemi özellikle ilk zamanlarında pek de tekin bir yer değildi. (V)Elbette eski düşünürler için yaşamın can- sız maddeden ortaya çıktığı düşüncesi, çok şaşırtıcıydı. vid Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi an- latımın akısını bozmuştur? o move! AH BHI CLI D) V

5. Sonunda bir gün, karısını izlemeye karar verir. Karısının I sık sık gitmekte olduğu bir arkadaşının evinin bulunduğu apartmana, onun eski kocası Vecdi'nin taşınmış olduğunu Onun 11 öğrendiği anda, Kenan tüm şüphelerinden sıyrılır, bu adam ||| IV ile karısının ilişkisi olduğuna kesin gözüyle bakmaya başlar. Anahtarı deneyerek bu anahtarın Vecdi'nin evini açıp açma- V yacağını öğrenmek ister. Parçadan alınan bu bölümdeki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I, ismin yönelme hâl ekini almış bir isim-fiildir. B) II, hem iyelik hem belirtme eki almış bir sifat-fiildir. CYIII, ismin çıkma hâl ekini almış basit yapılı bir isimdir. D) IV, ünlü düşmesine uğramış dönüşlü bir eylemdir. EV, üçüncü tekil iyelik eki almış bir isimdir.

Yayınları 16. ----. Doğru, şiire odaklanmak, şiir düşünmek, kurmak insanı yoruyor ve şiirin diğer yazınsal türlere göre kıskanç olduğunu söyleyebilirim. Başka alanlara bulaşmayagörün, hemen sizi terk eder şiir. Bu, şiirin yoğunlaşma istemesinden kaynaklanıyor. Şiir dilinden koptuktan sonra söz gelimi uzun bir süre bir düzyazıyla uğraştıktan sonra şiirin yapısını nasıl kuracağı, dilini nasıl ayarlayacağı konusunda insan biraz afallıyor. Ayrıca bu süreci şiir üzerine hem eski yazıları hem de güncel yazıları okumadan atlatmak mümkün değil. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ♡ A) Şiir ve düzyazının aynı düzlemde yer alan edebî türler olduğuna inanmiyorum B) Nedense edebiyatımızda şiir eleştirisi, diğer türler üzerine yazılanlardan epeyce azdır C) Şairlere şiir yazma eylemini soracak olursanız onlar size şiir yazmanın zorluklarından bahsedeceklerdir p) Şiir, kendini okuyan kadar yazanları da değiştiren bir türdür E) Şairleri sadece şiir diliyle değil; duygu ve düşünce insanı olmaları yönüyle de değerlendirmeliyiz Diğer sayfaya geçiniz.

9. 1. Şinasi bu dönemin ilk ve en önemli yazarlarından biri- dir. II. Ülkeye dönüşünde, Türk edebiyatının yenilenmesi ve Batılılaşması için önemli çabalar göstermiştir. III. Türk toplumunun yenilenme ve Batılılaşma süreci, Tanzimat'ın ilanıyla başlamıştır. Vanuse IV. Başta 18 ve 19. yüzyıl Fransız yazar ve düşünürleri ol- mak üzere, Voltaire, Montesquieu, Aguste Comte gibi yazar ve düşünürlerin etkisi altında kalmıştır. V. Fransa'ya giderek orada uzun süre kalan Şinasi, Batı uygarlık, sanat ve edebiyatı hakkında geniş ölçüde SONEN U bilgi sahibi olmuştur. .... Yukarıda numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisidir? peppe B) #TIV=V - 1-V-II-IV Ey

10. Aşağıdakilerden hangisinde pekiştirmeli niteleme sıfatı vardır? A) Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı Tenin buğdaysı, boyun başak kadardı B) Dünyanın bir ucunda için için yandı Bir haykırış, gök kubbede parçalanarak C) Gönül verdin derlerdi o delikanlıya En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya D) Güneşin batmasına yakın saatlerde Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede E) Sevda çilesidir bu seninle güzel canan Vuslatın daha güzel, daha güzel firakın

7. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük türe- tilirken ünlü kaybına uğramıştır? A) Alnının terini akıtmazsan elde ettiğin başarı hep eksik kalır. B) Hakim hükmünü açıklarken mahkeme salonun- dakiler ayağa kalktı. C). Aldığı haberden sonra benzi attı. D). Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. E) Ayrılığın ateşiyle kavrulmayan kavuşmanın ne olduğunu bilemez.

Ji 6. Eteklerinde Sarısu'yun aktığı, Altın Dağlar silsilesinden Ulu Karadağ'ın çorak yamaçlarında bir gölge ilerliyordu. Sabahtı. Güneş ilk tatlı ışıklarını tepeden dökerken henüz serin ve taze akan nehrin dalgacıkları üstüne yayıyordu. Ağır yürüyüşün- den, etrafına bir keklik gibi ürke ürke bakışından bu karaltının bir kadın olduğu anlaşılıyordu. Belinde ince bir ceylân postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. Yumuşak ve korkak adımlarla bir küçük çalılığın kenarına gelmiş, yer- den kırılmış ince dallar, kurumuş yapraklar toplamaya başla- mıştı. Çalı ve yaprakları eteğine doldurdu. Telâşla yamaçtan aşağı indi. Tanyeri ağarmış, gündüz olmaya başlamıştı. Şim- di kadının argin, uçuk benzi, yorgun, düşük kımıldanışı daha ziyade görünüyordu. Bir oyuğun önüne geldiği zaman kısık bir çığlık işitildi. Bu yeni doğmuş bir çocuk sesi idi... Kadın koştu. Yaprakları yere attı. Yavrusunu kucağına aldı. Emzir- meye başladı. Yarım saat sonra mini mini uyumuştu. Getirdiği yaprakları bebeğin altına üstüne yaydı. Örttü. Etrafına bakın- di. Bir insan yuvası için yetişmeyen bu kuru ot ve yapraklara bir kucak daha ilâve arzusuyla oradan ayrıldı. 78 Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. B) Değişik yapılı cümleler kullanılmıştır. C) Farklı duyulara seslenilmiştir. D) Sessel yinelemeler vardır. E) Söz sanatlarına başvurulmamıştır. 8

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem bağ- laç kullanılmıştır?.. A) Deneme, tür ve üslup olarak pek çok türe yaklaşan bir öğretici metindir. B) Deneme türü, Avrupa edebiyatında, Fransız Montaigne ile başladı. C) Türk edebiyatında deneme gibi düzyazıya dayalı türler çok kullanılmıştır. D) Deneme gibi türlerde, yazarın kişisel duygularıyla düşünceleri ön sırada yer alır. E) Deneme türü, Türk edebiyatına; Tanzimat'tan sonra gir- miştir.

20. (1) Osmanlı mimarisinde 16. yüzyıldan beri örneklerine rastlanan kuş evleri, kuşların ko- runması ve yuva olarak kullanması amacıyla tasarlanan yapılard (Türk mimarisinin en nadide özelliklerinden biri olan kuş evleri hem evlerin hem de cami, hastane, darülaceze gibi kamusal binaların duvarlarına inşa edilirdi. (III) Kuş evlerinin tarihinin 16. yüzyıldan daha es- kiye dayanabileceği de düşünülüyor. (IV) Bu evlerin artan taş blokları ziyan etmek isteme- yen Osmanlı ustaları tarafından yapılmaya başlandığına ilişkin rivayetler var. (V) Ancak sanat tarihçileri önceki dönemlere ait ahşap yapıların yangınlarla ya da başka etkenlerle yok olması nedeniyle yalnızca taş yapılara bakarak tarihlendirme yapabiliyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I C) III D) IV E) V B) 22. dergisi norm kinlik olduğ haya bölü çıktı mas yönl gibi anla Bu gör dir A) B) C D

artmasından ma yarışına e estetikten a sunuyor- kur kitlesi kat çeken -: "Yazık!" atkı sun- n zaman yrıca bu sine de olarak ili bir R apil- E N ya- ŞI K M Z 8 (1) Edebiyat tarihçileri bazı dönemleri, sanatçıları edebî türleri öyle anlatmışlar ki hepsi için sınırlama yap. mışlar desek yeridir. (II) Oysa ne dönemler ne sanatçılar ne de edebî türler için sınırlama yapmak mümkündür. (III) Zira yazarlar, yaşadıkları dönemin edebî anlayışını yansıtmakla birlikte genelgeçer kaidelere göre de yakla- şımda bulunmuşlardır. (IV) Hayalden gerçeğe, sevgiden nefrete, yaşamdan ölüme her şeye değinmişlerdir. (V) Aynı dönemde farklı anlayışla farklı türlerde yazanlar ile farklı dönemde, aynı tür ve aynı anlayışla yazanların bu- lunması doğrular bu düşünceyi. ve Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, fiiller geçişli çatı özelliği göstermektedir. B) II. cümlede, birden fazla isim-fiil yer almaktadır. C) III. cümlede, dönüşlü ve geçişsiz çatılı bir fiil kullanıl- mıştır. D) IV. cümlede, birliktelik bildiren işteş çatılı bir fiil bu- lunmaktadır. E) V. cümlede, farklı türden fiilimsilere yer verilmiştir. 10. Aşa gö rin A E

24. Yara izleri vücudumuzda oluşan yaraların iyileşme sürecinin doğal bir parçasıdır. Derinin bir travma sonucu hasar görmesinden açık yaralar oluşabilir. Yaraların iyileşme sürecinin ilk aşamasında kanın pıhtılaşmasıyla kanama durur. Kan pıhtısının yüzeyi hava ile temas ettiğinde sertleşir ve yara kabuğu oluşur. Hasar gören dokuların onarılması için kolajen proteini üretilir. Başlangıçta iyileşen bölge şişkindir ve kırmızıdır. Rengi zamanla -yaklaşık iki yıl içinde- soluklaşır ve şişkinlik ortadan kalkar. Ancak iyileşen yara, derinin diğer bölümleriyle karşılaştırıldığında genellikle farklı görünür. Özellikle derin yaraların izleri daha belirgindir. COMPROMESOS .. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Karşılaştırma LAçıklamal B) Somutlama DTanımlama EX Neden-sonuç ilişkisi 1 1

5. AYT 1. Beynin içinde muhakeme dediğimiz hedefe yönelik düşünme süreci ve karar verme dediğimiz cevap seçiminden oluşan bir sistemler topluluğu vardır. II. Duygular, zihinsel yaşantımıza hâkimdir ve beynin geri kalan kısımlarıyla algının işlevlerini etkilemekte- dir. TÜRK DİLİ VE EDEBİYA SOSYAL BİLİMLER-1 TE III. Bilim insanlarına göre, aslında muhakeme/karar verme ve heyecan/his beyinde kesişir. IV. Beyindeki bu sistemler topluluğu, aynı zamanda heyecan ve duygularla da ilişkilidir. V. Duyguların ve heyecanın karar verme üzerinde güçlü bir etkisi olduğu su götürmez bir gerçektir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) Y-1X-X-N-1 E) V 6. Türkçede "eğlenceli misra" anlamına gelen "haiku", ilk kez Japon edebiyatında gün yüzüne çıkan bir şiir türüdür. Dünyadaki en kısa şiir biçimi özelliğine sahiptir. Haiku, özünde sıradan hayatın akışında bir anı yakalayıp ona odaklanmayı amaçlar ve hayatı, doğayı fark ettiren bir 7. Ey HO E S 8

8. Maviş Bu nazlı kelime, ne zaman hatırıma gelse bilmem neden, kendimi bulutlarda, yıldızlarda kucak- laşırım, sanırım Aynı hissi aynı hayali Boğaziçi'nin güneşli bir sabahı, mehtapir bir gecesi de verir. (Servetifünun Dönemi Hikâyesi) ==== Bu metinden, 1. Kahraman bakış açısı kullanılmıştır. www II. Kelime tekrarlarıyla anlatım güçlendirilmiştir. M. Orağanüstü olaylara yer verilmiştir. yargılarından hangileri çıkarılamaz A) ve D) Yalniz II B) II ve III C) II ve IV E) Yanız III

Doksanlı yıllar, sadece Türkiye'de değil tüm dünyada yaşanan hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinin başlangıcıdır. Küreselleşme olarak ifade edilen bu sürece her şeyi değiştirme ve dönüştürme gücü atfedilmektedir. Bu değişim sürecinde kentlerin ön plana çıkması ve geleceğin dünyasında kentlerin en önemli aktörlerden biri konumuna gelmesi öngörülür. Böyle olunca da "biz"den "ben"e daha hızlı yönelen insanlar, bilinenle bilinmezliklere dolayısıyla da yaşam anlamsızlığa dönüşüyor. Parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Küreselleşmenin ne olduğuna B) Yaşam alanlarının yaşama etkisine C) Doksanlı yılların kimi özelliklerine D) Gelecekle geçmişin ortak yönüne E) Bireyselleşmenin olumsuzluğuna

22. Çin sanatının özünü Çinlilerin yaşamlarını doğaya göre dü- zenlemesinden kaynaklanan uyumla izah edebiliriz. (1) Cin sanatı tüm karmaşıklığına rağmen dengeli ve ölçülü bir hü- manizmanın ifadesidir. (II) Özünü insanın doğa ile bütünleş- mesi felsefesinden alır. (III) Dağ, ışık, gök ve su ve bu temel unsurlardan alınan ışık, denge, ölçü ve renkler Çin sanatının tüm dallarına yansıyan temel etmenlerdir. (IV) Budacılığın Çin sanatına katkısı çok büyüktür. (V) Çin sanatı ve heykel- ciliği Budha dininden aldığı etkileri kısa zamanda özümse- demiş ve Hint etkisinden sıyrılarak kendi özgün sanatını ortaya koymuştur. (VI) Çin sanatının ürünlerini yansıtan bir sergiyi gezdiğinizde bu sanatsal özgünlüğü fark etmemeniz imkân- e sızdır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II D) V B) III C) IV Vino E) VI

39. (1) Anton Çehov'un oyun ve öykülerinde önemli olan ilk unsur karakterlerdir. (II) Yaşadığı dönemdeki yozlaşmış topluma uygun olarak döneminin zengin ve kendini seçkin sayanla- rına sıkça yer verir. (III) Anton Çehov, Rus oyun yazarı ve kısa öykücülüğünün kurucularındandır. (IV) Bunu yaparken bu karakterleri asla yalnız kullanmamaya dikkat eden Çehov, o toplumun karşı sınıfını da kullanır. (V) Şımarık ve rahat yaşamaları anlatırken ezilmiş olanları unutmaz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V