Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

2008 SONBAHAR
20
ALES
aşağı
36. Bu parçaya göre, Karadeniz'le ilgili olarak
dakilerden hangisi söylenemez?
A) Konumu gereği yalnız bir yerden öteki denizlere
34. Itrî'nin müziği "klasik" diye nitelendirilebilecek özel-
likler taşır. Onun, bütünüyle kendine özgü bir anla-
timi, yapıtlarının dengeli, oturmuş bir yapısı vardır.
Dokunaklı yapıtlarında bile abartıdan, gereksiz süs-
lemelerden kaçınmıştır. Cümleleri açık ve berraktır.
Yapıtlarının ezgi yapısındaki özellikleriyse sanatının
ancak teknik bir inceleme çerçevesinde değerlendiri-
lebilecek başka bir yönüdür. Hiçbir bestesinde alışıl-
mış ezgi örneklerine rastlanmaz. Belli bir makamdaki
yapıtı, başka bir bestecinin aynı makamdaki bir yapı-
tıyla karşılaştırıldığında, Itri'nin o makamı çok farklı
buluşlarla işlediği görülür.
Bu parçaya göre, Itri ve yapıtlarıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yaptıkları tepkiyle karşılanmış ve birçok eleştiri
almıştır.
B) Özgün nitelikler taşır.
C) Değerlendirmek için teknik bilgi gerekmektedir.
D) Sözleri anlaşılır biçimdedir.
E) Diğer bestecilerden farklı teknikler kullanmıştır.
açılabilmektedir.
B) Son yıllarda avlanan balik miktarında azalma o
muştur.
C) Kirlenmesine yol açan birçok faktör vardır.
D) Belirli bir derinlikten sonra çoğu canlı türü yaşa-
yamamaktadır.
E) Yoğun gemi trafiği güvenlik sorunları yaratmak-
tadır.
Y
A
37. ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
1970'li yılların ilk yarısında şimdikinden çok
farklı bir Ankara'da yaşıyorduk. O günlerde
Esat Caddesi'nde top oynayabiliyorduk. 10-
15 dakikada bir geçen araçlar bizi çok da
fazla etkilemiyordu. Şimdi beton yapılarla
dolmuş olan Gaziosmanpaşa'nın büyük bir
bölümü bizim için mesire yeriydi. İlkokuldaki
çocuklar Kuğulu Park'a pikniğe götürülürler-
di. Ev gezmeleri de hayatın vazgeçilmez bir
parçasıydı. Ayrıca televizyonlar bizi böylesine
esir almamıştı. En büyük zevkimiz açık hava
sinemalarıydı. "Kuruşlu" yılların Ankarasında
çamur vardı, sıkıntı vardı. Vine de
huzurlu ve mutluydu. Ara
9
ruşlu" yıllar geri geldi a
R
G
I
Y
A
Y
1
N
E
i
nu
35. ve 36. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
Karadeniz, dünyanın "en büyük oksijensiz
su kütlesi olma özelliğine sahip bir iç deniz.
Derinliği yer yer 2000 metreyi aşan bu deniz-
de 150-200 metrenin altında kimi bakteriler
dışında canlı yaşamıyor. Bu iç denizin diğer
denizlerle tek bağlantısı İstanbul Boğazi. Ta-
rim etkinliklerinde çevreye duyarlı yöntemle-
rin azlığı, arıtma tesislerinin yetersiz kalışı,
denize her yıl binlerce ton zararlı maddenin
karışmasına neden oluyor. Buna ek olarak,
tankerlerden denize salinan zararlı maddeler
ekosistemi alt üst ediyor. 1970'lerden bu yana
bu etkilere bağlı olarak balik çeşitliliğinde be-
lirgin değişmeler, ekonomik değeri olan balik
türü sayısında da önemli ölçüde azalmalar
gözleniyor.
37. Bu p
aşa
A)
h
F
35. Bu parçada, Karadeniz'le ilgili olarak aşağıdaki-
lerin hangisine değinilmiştir?
A) Kirlenme konusunda alınacak tedbirlere
B) Çevresindeki ülkelere sağladığı cesitli yararlar
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2008 SONBAHAR 20 ALES aşağı 36. Bu parçaya göre, Karadeniz'le ilgili olarak dakilerden hangisi söylenemez? A) Konumu gereği yalnız bir yerden öteki denizlere 34. Itrî'nin müziği "klasik" diye nitelendirilebilecek özel- likler taşır. Onun, bütünüyle kendine özgü bir anla- timi, yapıtlarının dengeli, oturmuş bir yapısı vardır. Dokunaklı yapıtlarında bile abartıdan, gereksiz süs- lemelerden kaçınmıştır. Cümleleri açık ve berraktır. Yapıtlarının ezgi yapısındaki özellikleriyse sanatının ancak teknik bir inceleme çerçevesinde değerlendiri- lebilecek başka bir yönüdür. Hiçbir bestesinde alışıl- mış ezgi örneklerine rastlanmaz. Belli bir makamdaki yapıtı, başka bir bestecinin aynı makamdaki bir yapı- tıyla karşılaştırıldığında, Itri'nin o makamı çok farklı buluşlarla işlediği görülür. Bu parçaya göre, Itri ve yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yaptıkları tepkiyle karşılanmış ve birçok eleştiri almıştır. B) Özgün nitelikler taşır. C) Değerlendirmek için teknik bilgi gerekmektedir. D) Sözleri anlaşılır biçimdedir. E) Diğer bestecilerden farklı teknikler kullanmıştır. açılabilmektedir. B) Son yıllarda avlanan balik miktarında azalma o muştur. C) Kirlenmesine yol açan birçok faktör vardır. D) Belirli bir derinlikten sonra çoğu canlı türü yaşa- yamamaktadır. E) Yoğun gemi trafiği güvenlik sorunları yaratmak- tadır. Y A 37. ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1970'li yılların ilk yarısında şimdikinden çok farklı bir Ankara'da yaşıyorduk. O günlerde Esat Caddesi'nde top oynayabiliyorduk. 10- 15 dakikada bir geçen araçlar bizi çok da fazla etkilemiyordu. Şimdi beton yapılarla dolmuş olan Gaziosmanpaşa'nın büyük bir bölümü bizim için mesire yeriydi. İlkokuldaki çocuklar Kuğulu Park'a pikniğe götürülürler- di. Ev gezmeleri de hayatın vazgeçilmez bir parçasıydı. Ayrıca televizyonlar bizi böylesine esir almamıştı. En büyük zevkimiz açık hava sinemalarıydı. "Kuruşlu" yılların Ankarasında çamur vardı, sıkıntı vardı. Vine de huzurlu ve mutluydu. Ara 9 ruşlu" yıllar geri geldi a R G I Y A Y 1 N E i nu 35. ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Karadeniz, dünyanın "en büyük oksijensiz su kütlesi olma özelliğine sahip bir iç deniz. Derinliği yer yer 2000 metreyi aşan bu deniz- de 150-200 metrenin altında kimi bakteriler dışında canlı yaşamıyor. Bu iç denizin diğer denizlerle tek bağlantısı İstanbul Boğazi. Ta- rim etkinliklerinde çevreye duyarlı yöntemle- rin azlığı, arıtma tesislerinin yetersiz kalışı, denize her yıl binlerce ton zararlı maddenin karışmasına neden oluyor. Buna ek olarak, tankerlerden denize salinan zararlı maddeler ekosistemi alt üst ediyor. 1970'lerden bu yana bu etkilere bağlı olarak balik çeşitliliğinde be- lirgin değişmeler, ekonomik değeri olan balik türü sayısında da önemli ölçüde azalmalar gözleniyor. 37. Bu p aşa A) h F 35. Bu parçada, Karadeniz'le ilgili olarak aşağıdaki- lerin hangisine değinilmiştir? A) Kirlenme konusunda alınacak tedbirlere B) Çevresindeki ülkelere sağladığı cesitli yararlar
TYT / TÜRKÇE
16. Türk edebiyatı penceresinden bakıldığında bugün klasik
olarak nitelendirilen tanımlarda bir standardın bulunmadı-
ği söylenebilir. Bugün klasik edebiyat ya da klasik üslup
olarak nitelendirdiğimiz dönem, Osmanlı divan edebiyatını
içine alan dönemdir. Ancak Osmanlı divan edebiyatını
kendi içinde üslup gelişimi çerçevesinde değerlendirdiği-
mizde, 13. yüzyılın ilk yarısından 19. yüzyılın ikinci yarısına
kadar devam eden sürecin sadece 16. yüzyıldan 18. yüz-
yılın ikinci yarısına kadar olan dönemi klasik dönem olarak
adlandırılmaktadır. Böyle bir adlandırmada ise zaman ara-
lığı değil dilin kullanımı ölçü olarak kabul edilmektedir. Aynı
durumu 16 ve 17. yüzyıllarda en iyi örneklerini oluşturan
âşık edebiyatı için de söylemek mümkündür.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
Edebiyatımızın yüzyıllara göre ve bu yüzyıllarda
kullanılan tarzlara göre sınıflandırdığımız bir klasik
edebiyatı vardır.
Böyle bir tanımlama, üzerinden belli bir zaman
geçmiş olması ölçütü dikkate alınarak oluşturulmuş
Olmalidis
I.Dönemlere ayırmadaki kriterler düşünüldüğünde
Osmanlı divan edebiyatının tasnifi, zorlayıcı bir
çalışma gerektirir.
aşağıdakilerden hangisi geçirilmelidir?
A) Yalnız
Yalnu razit
El Ilve IL
D) I ve 11
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT / TÜRKÇE 16. Türk edebiyatı penceresinden bakıldığında bugün klasik olarak nitelendirilen tanımlarda bir standardın bulunmadı- ği söylenebilir. Bugün klasik edebiyat ya da klasik üslup olarak nitelendirdiğimiz dönem, Osmanlı divan edebiyatını içine alan dönemdir. Ancak Osmanlı divan edebiyatını kendi içinde üslup gelişimi çerçevesinde değerlendirdiği- mizde, 13. yüzyılın ilk yarısından 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam eden sürecin sadece 16. yüzyıldan 18. yüz- yılın ikinci yarısına kadar olan dönemi klasik dönem olarak adlandırılmaktadır. Böyle bir adlandırmada ise zaman ara- lığı değil dilin kullanımı ölçü olarak kabul edilmektedir. Aynı durumu 16 ve 17. yüzyıllarda en iyi örneklerini oluşturan âşık edebiyatı için de söylemek mümkündür. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre Edebiyatımızın yüzyıllara göre ve bu yüzyıllarda kullanılan tarzlara göre sınıflandırdığımız bir klasik edebiyatı vardır. Böyle bir tanımlama, üzerinden belli bir zaman geçmiş olması ölçütü dikkate alınarak oluşturulmuş Olmalidis I.Dönemlere ayırmadaki kriterler düşünüldüğünde Osmanlı divan edebiyatının tasnifi, zorlayıcı bir çalışma gerektirir. aşağıdakilerden hangisi geçirilmelidir? A) Yalnız Yalnu razit El Ilve IL D) I ve 11
5. İnsan aslında bir sembol dünyasının içinde
yaşıyor. Tarih boyunca her olayı sembollerle
anlatmış, birçok olguyu sembolleştirmiştir.
Yazıyı bulmadan önce sembolü bulmuş, resim
ve heykellerle onu iletişiminin anahtarı olarak
kullanmıştır. İnsanlar, tarif edilemez olanı tarif
edebilmek için simgenin diline başvurur. Mitoloji
ise bu dünyanın evrensel tarihine kök salmış
sembollerle anlatılan hikâyesidir. Mitolojinin
sembollerle bezenmiş dünyası bize yaşam
bilgeliği kazandırır. Mitoloji sözcüğü, mythos
(masal) ve logos (söz) sözcüğünün
birleşmesinden oluşmuştur. Mit, en genel olarak
söylence, söylenen olarak tanımlanabilir. ilkel
çağlarda yaşayan insanların başta yaratılış
olmak üzere, doğa ve evreni merak etmelerinin
sonucunda birçok mit ortaya çıktı. Bu, aslında
insanların kökenlerini arayışıdır. Hemen hemen
tüm mitolojilerde ilk öykünün genelde "evrenin
yaratılışı” hikâyesi olması da bu yüzdendir.
Çağlar boyunca süregelen mitolojik hikâyeler,
sonraki dönem insanları tarafından da yeni
düşünce ve fikirlerle zenginleştirilmiş ve böylece
mitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Doğa ve mitoloji ayrılmaz bir bütündür ve
mitolojinin dili doğanın simgeleriyle oluşmuştur.
Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parçadan
kesin olarak çıkarılabilir?
A) Sözlü kültür ürünü olan masallar,
mitolojilerin oluşmasını sağlamıştır.
By Mitolojik hikâyeler, ilk doğdukları gibi
günümüze değiştirilmeden aktarılmıştır.
Mitler, insanın doğayı ve evreni anlama
çabaları sonucu oluşmuştur.
D) Yazının bulunmasına kadar geçen sürede
insanlar, doğayı anlamlandıramamışlardır.
E) Doğayı sembollerle anlatmak ilk Çağ
insanları için kolay olmamıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5. İnsan aslında bir sembol dünyasının içinde yaşıyor. Tarih boyunca her olayı sembollerle anlatmış, birçok olguyu sembolleştirmiştir. Yazıyı bulmadan önce sembolü bulmuş, resim ve heykellerle onu iletişiminin anahtarı olarak kullanmıştır. İnsanlar, tarif edilemez olanı tarif edebilmek için simgenin diline başvurur. Mitoloji ise bu dünyanın evrensel tarihine kök salmış sembollerle anlatılan hikâyesidir. Mitolojinin sembollerle bezenmiş dünyası bize yaşam bilgeliği kazandırır. Mitoloji sözcüğü, mythos (masal) ve logos (söz) sözcüğünün birleşmesinden oluşmuştur. Mit, en genel olarak söylence, söylenen olarak tanımlanabilir. ilkel çağlarda yaşayan insanların başta yaratılış olmak üzere, doğa ve evreni merak etmelerinin sonucunda birçok mit ortaya çıktı. Bu, aslında insanların kökenlerini arayışıdır. Hemen hemen tüm mitolojilerde ilk öykünün genelde "evrenin yaratılışı” hikâyesi olması da bu yüzdendir. Çağlar boyunca süregelen mitolojik hikâyeler, sonraki dönem insanları tarafından da yeni düşünce ve fikirlerle zenginleştirilmiş ve böylece mitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Doğa ve mitoloji ayrılmaz bir bütündür ve mitolojinin dili doğanın simgeleriyle oluşmuştur. Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parçadan kesin olarak çıkarılabilir? A) Sözlü kültür ürünü olan masallar, mitolojilerin oluşmasını sağlamıştır. By Mitolojik hikâyeler, ilk doğdukları gibi günümüze değiştirilmeden aktarılmıştır. Mitler, insanın doğayı ve evreni anlama çabaları sonucu oluşmuştur. D) Yazının bulunmasına kadar geçen sürede insanlar, doğayı anlamlandıramamışlardır. E) Doğayı sembollerle anlatmak ilk Çağ insanları için kolay olmamıştır.
TÜRKİYE GENELİ - 1
iSLER yayın grubu
ten
reti ile
nasi
yecan
olarak
25. Gülüşün Anatomisi
Duchenne, yaptığı denemeler sonucunda sahte bir
gülümseme ile gerçek bir gülümseme arasında bir fark
olduğunu görmüştü: Ağzımızın etrafındaki kaslar (sağ ve
sol zigomatikus) hem sahte hem de gerçek gülümsemede
kullanılıyordu oysa gerçek gülümsemede kişilerin gözlerinin
etrafındaki kasların da (sağ ve sol orbicularis oculi)
kasıldığını görmüştü. Şüphesiz ki Duchenne'nin deneyleri
üzerine katkısı olan kişilerin başında "yaşlı adam (the old
man)" olarak literatüre geçen hastası gelirdi. Bu kişinin
en önemli özelliği, yüzünün hissiz olmasıydı. Böylece
Duchenne, karşısındakinin acı çekmediğini bilmenin verdiği
rahatlıkla bu kişinin yüzündeki kaslara elektrik verdi ve
bu ifadelerin fotoğraflarını çekti. Bu deneyi ve sonuçlarını
öğrendiğim zamandan beri kitleleri peşinden sürükleyen ve
etrafına sevgi gülücükleri, mutluluk kahkahaları atan birçok
ünlünün bu davranışlarının sahte olduğunu fark ediyorum.
olmak
ez
p
an
Bu köşe yazısının sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur
A) Çünkü onlar, iç boşluklarını dış kalabalıklar ile
doldurmaya çalışıyorlardı.
B) Çünkü aslında onlar ağlamamak için zorla gülen ve
bununla mesleğini icra eden kişilerdi.
ar
ir mi?
C) Zira onlar mutsuz da olsalar mutlu görünmek ve mutlu
etmek için yaşayan kişilerdi.
D) Zira onlar yalnızca ağızlarıyla gülüyorlar, gözleriyle
gülmüyorlardı.
Üstelik onlar bu mutluluk oyununu pazarlıyorlar ve bunu
profesyonelce yapıyorlardı.
likler
a
iSLER
ar mı?
z?
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TÜRKİYE GENELİ - 1 iSLER yayın grubu ten reti ile nasi yecan olarak 25. Gülüşün Anatomisi Duchenne, yaptığı denemeler sonucunda sahte bir gülümseme ile gerçek bir gülümseme arasında bir fark olduğunu görmüştü: Ağzımızın etrafındaki kaslar (sağ ve sol zigomatikus) hem sahte hem de gerçek gülümsemede kullanılıyordu oysa gerçek gülümsemede kişilerin gözlerinin etrafındaki kasların da (sağ ve sol orbicularis oculi) kasıldığını görmüştü. Şüphesiz ki Duchenne'nin deneyleri üzerine katkısı olan kişilerin başında "yaşlı adam (the old man)" olarak literatüre geçen hastası gelirdi. Bu kişinin en önemli özelliği, yüzünün hissiz olmasıydı. Böylece Duchenne, karşısındakinin acı çekmediğini bilmenin verdiği rahatlıkla bu kişinin yüzündeki kaslara elektrik verdi ve bu ifadelerin fotoğraflarını çekti. Bu deneyi ve sonuçlarını öğrendiğim zamandan beri kitleleri peşinden sürükleyen ve etrafına sevgi gülücükleri, mutluluk kahkahaları atan birçok ünlünün bu davranışlarının sahte olduğunu fark ediyorum. olmak ez p an Bu köşe yazısının sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur A) Çünkü onlar, iç boşluklarını dış kalabalıklar ile doldurmaya çalışıyorlardı. B) Çünkü aslında onlar ağlamamak için zorla gülen ve bununla mesleğini icra eden kişilerdi. ar ir mi? C) Zira onlar mutsuz da olsalar mutlu görünmek ve mutlu etmek için yaşayan kişilerdi. D) Zira onlar yalnızca ağızlarıyla gülüyorlar, gözleriyle gülmüyorlardı. Üstelik onlar bu mutluluk oyununu pazarlıyorlar ve bunu profesyonelce yapıyorlardı. likler a iSLER ar mı? z?
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Kumbaranın tarihi çok eskilere dayanıyor. Milattan önce deni-
len zamanlara... En eski buluntulardan biri de Aydın'ın Söke
ilçesindeki Priene Antik Kenti'nde ortaya çıkmış yani Anado-
lu topraklarında. Kumbaranın Türkiye Cumhuriyeti'nde sahne
alışı ise 1928 yılında oluyor. Genç Cumhuriyet, bir yandan
Osmanlı borçlarının tasfiyesiyle uğraşıyor bir yandan da eko-
nomik reformlarla bir sistem oturtmaya çalışıyor. Dünya, eko-
nomik krizin derdiyle uğraşırken Türkiye, ulusal ekonomiye
geçmeye karar veriyor. Ülke çapında yaygınlaştırılan "tasarruf
bilinci" de bu politikaların ve reformların önemli ayaklarından
biri. 1928'de Türkiye İş Bankası başlarda adı "tasarruf kutusu"
olan ilk kumbaraları çocuklarla buluşturuyor. 25 Aralık 1929'da
bankanın İstanbul Şubesi'nde ilk "Tasarruf Günü" kutlama-
si gerçekleşiyor. 1929 tarihli afiş, dönemin ruhunu pek güzel
anlatıyor: Bahriyeli kıyafeti giymiş çocuk, bir elinde kumbara
bir elinde “Yarını Kazandım" yazan bir kâğıt tutuyor. Altında da
koyu harflerle “BUGÜN ARTTIRAN YARIN KAZANIR" yazıyor.
Bu sloganla çıkılan yolda, bir nesil tasarruf şuuruyla yetişiyor.
37. Bu parçada kumbara ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
Allk buluntunun hangi ilde çıkarıldığına
BT Ülkemizde bir banka tarafından çocuklarla buluşturulduğu-
na
Millî ekonomi politikasına hizmet ettiğine
Para arenom borcimin yerleg mesine destek
olduğuna T
E) Düzenlenen bir etkinlikle halka tanıtıldığına
wa
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kumbaranın tarihi çok eskilere dayanıyor. Milattan önce deni- len zamanlara... En eski buluntulardan biri de Aydın'ın Söke ilçesindeki Priene Antik Kenti'nde ortaya çıkmış yani Anado- lu topraklarında. Kumbaranın Türkiye Cumhuriyeti'nde sahne alışı ise 1928 yılında oluyor. Genç Cumhuriyet, bir yandan Osmanlı borçlarının tasfiyesiyle uğraşıyor bir yandan da eko- nomik reformlarla bir sistem oturtmaya çalışıyor. Dünya, eko- nomik krizin derdiyle uğraşırken Türkiye, ulusal ekonomiye geçmeye karar veriyor. Ülke çapında yaygınlaştırılan "tasarruf bilinci" de bu politikaların ve reformların önemli ayaklarından biri. 1928'de Türkiye İş Bankası başlarda adı "tasarruf kutusu" olan ilk kumbaraları çocuklarla buluşturuyor. 25 Aralık 1929'da bankanın İstanbul Şubesi'nde ilk "Tasarruf Günü" kutlama- si gerçekleşiyor. 1929 tarihli afiş, dönemin ruhunu pek güzel anlatıyor: Bahriyeli kıyafeti giymiş çocuk, bir elinde kumbara bir elinde “Yarını Kazandım" yazan bir kâğıt tutuyor. Altında da koyu harflerle “BUGÜN ARTTIRAN YARIN KAZANIR" yazıyor. Bu sloganla çıkılan yolda, bir nesil tasarruf şuuruyla yetişiyor. 37. Bu parçada kumbara ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Allk buluntunun hangi ilde çıkarıldığına BT Ülkemizde bir banka tarafından çocuklarla buluşturulduğu- na Millî ekonomi politikasına hizmet ettiğine Para arenom borcimin yerleg mesine destek olduğuna T E) Düzenlenen bir etkinlikle halka tanıtıldığına wa
28. Hiçlik neye benzer? Bu sorunun yanıtını
bulabilmek için Grönland'a kadar gittim. Üç
yıl içinde Avustralya'daki evimden Grönland'a
tam altı yolculuk yaptım. Beni oraya çeken şey,
parlak beyaz boşluktu. Şekillerden yoksun,
dümdüz, buzun tüm yönlerde ufka kadar
alabildiğine uzayıp gittiği bir coğrafya... Bu
ücra köşede ve dondurucu soğukta çekim
yapmak zorlu bir işti. Sıcaklığın -50°C'nin
altına düştüğü ve yer tipilerinin günlerce
sürdüğü Grönland'da buz örtüsünün üzerinde
kurduğum çadırda aylar geçirdim. En kötü
anlarda ailem aklımdaydı. Çocuklarım. Devam
edemeyeceğimi düşündüğüm anlar oldu. "Bu
riske girmeye değmez," dedim kendi kendime.
Ama direndim. Hava düzeldikçe benim moralim
düzeldi. Fotoğraflarım da... Bomboş bir yerde
uzun zaman kaldığınızda, dış dünyayla iç dünya
birbirine karışıyor. Zihin yavaşlıyor ve her türlü
değişime duyarlı hâle geliyor. Işıkta ve havada
yaşanan en küçük farklılık dahi büyük bir etki
yaratıyor üzerinizde. O uzun aylar boyunca
ortaya çıkardığım görseller, sonuçta, orada olma
duygusunu yansıtan bir sergiye ve belgesele
dönüştü. Bu, hiçliğin dünyasıydı...
Bu parçanın yazarı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Hayallerinin peşinden giden
B) Zorluklarla mücadele eden
fresi - TÜRKÇE DENEMELERI
C) Duygularıyla hareket eden
D) Özveride bulunan
E) Sonuç odaklı olan
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
28. Hiçlik neye benzer? Bu sorunun yanıtını bulabilmek için Grönland'a kadar gittim. Üç yıl içinde Avustralya'daki evimden Grönland'a tam altı yolculuk yaptım. Beni oraya çeken şey, parlak beyaz boşluktu. Şekillerden yoksun, dümdüz, buzun tüm yönlerde ufka kadar alabildiğine uzayıp gittiği bir coğrafya... Bu ücra köşede ve dondurucu soğukta çekim yapmak zorlu bir işti. Sıcaklığın -50°C'nin altına düştüğü ve yer tipilerinin günlerce sürdüğü Grönland'da buz örtüsünün üzerinde kurduğum çadırda aylar geçirdim. En kötü anlarda ailem aklımdaydı. Çocuklarım. Devam edemeyeceğimi düşündüğüm anlar oldu. "Bu riske girmeye değmez," dedim kendi kendime. Ama direndim. Hava düzeldikçe benim moralim düzeldi. Fotoğraflarım da... Bomboş bir yerde uzun zaman kaldığınızda, dış dünyayla iç dünya birbirine karışıyor. Zihin yavaşlıyor ve her türlü değişime duyarlı hâle geliyor. Işıkta ve havada yaşanan en küçük farklılık dahi büyük bir etki yaratıyor üzerinizde. O uzun aylar boyunca ortaya çıkardığım görseller, sonuçta, orada olma duygusunu yansıtan bir sergiye ve belgesele dönüştü. Bu, hiçliğin dünyasıydı... Bu parçanın yazarı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Hayallerinin peşinden giden B) Zorluklarla mücadele eden fresi - TÜRKÇE DENEMELERI C) Duygularıyla hareket eden D) Özveride bulunan E) Sonuç odaklı olan
TÜRKÇE TESTI
37. ve 38. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
(1) Çocuk edebiyatı ürünleri, özellikle çocukların ha-
yal, duygu ve düşüncelerinin gelişimine katkı sağla-
maları bakımından önemlidir. (11) Masallar, hiç kuşku-
suz çocuğun birçok yönden gelişimine katkı sağlayan
ürünlerin başında ve en önemlileri arasında gösteril-
mektedir. (II) Halkın hayal gücünden ve ortak bilin-
cinden doğmuş; kahramanları dev, peri, cin, ejderha
gibi olağanüstü varlıklar olan masallarda iyi-kötü,
doğru-yanlış, haklı-haksız gibi zıtlıklar bir arada yer
almaktadır. (IV) Bu zıtlıklar çocuğa değerlendirme
yapma, farklı değerleri görüp mukayese etme ve
doğrudan yana tavir takınma imkânı sağlamaktadır.
(V) Masal, çocuk ruhunu besleyip hayal dünyasını
zenginleştirirken çocuğu hayata, dolayısıyla gelece-
ğe hazırlar öyle ki masallar taşıdıkları sembolik un-
surlardan ayıklandığında ortaya gerçek hayat çıkar.
37. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Masallar çocuk edebiyatı ürünleri arasında yer
almakta ve çocukların gelişimine katkı sağla-
maktadır.
B) Masallar onu var eden toplumun hayal gücü-
nün ve ortak bilincinin ürünüdür.
C) Kahramanları gerçeküstü varlıklar olan masal-
larda birbirine tezat durumlar söz konusudur.
D) Masallardaki zıtlıklar çocuğa değerlendirme
yapma ve farklı değerler karşısında tavir belir-
leme imkânı vermektedir.
E) Çocukların gerçek hayatla yüzleşebilmeleri
için masallar, taşıdıkları simgesel unsurlardan
ayıklanmalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE TESTI 37. ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Çocuk edebiyatı ürünleri, özellikle çocukların ha- yal, duygu ve düşüncelerinin gelişimine katkı sağla- maları bakımından önemlidir. (11) Masallar, hiç kuşku- suz çocuğun birçok yönden gelişimine katkı sağlayan ürünlerin başında ve en önemlileri arasında gösteril- mektedir. (II) Halkın hayal gücünden ve ortak bilin- cinden doğmuş; kahramanları dev, peri, cin, ejderha gibi olağanüstü varlıklar olan masallarda iyi-kötü, doğru-yanlış, haklı-haksız gibi zıtlıklar bir arada yer almaktadır. (IV) Bu zıtlıklar çocuğa değerlendirme yapma, farklı değerleri görüp mukayese etme ve doğrudan yana tavir takınma imkânı sağlamaktadır. (V) Masal, çocuk ruhunu besleyip hayal dünyasını zenginleştirirken çocuğu hayata, dolayısıyla gelece- ğe hazırlar öyle ki masallar taşıdıkları sembolik un- surlardan ayıklandığında ortaya gerçek hayat çıkar. 37. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Masallar çocuk edebiyatı ürünleri arasında yer almakta ve çocukların gelişimine katkı sağla- maktadır. B) Masallar onu var eden toplumun hayal gücü- nün ve ortak bilincinin ürünüdür. C) Kahramanları gerçeküstü varlıklar olan masal- larda birbirine tezat durumlar söz konusudur. D) Masallardaki zıtlıklar çocuğa değerlendirme yapma ve farklı değerler karşısında tavir belir- leme imkânı vermektedir. E) Çocukların gerçek hayatla yüzleşebilmeleri için masallar, taşıdıkları simgesel unsurlardan ayıklanmalıdır.
19.
- Bütün zamanların en büyük düşünürlerinden biri
olan Aristoteles'e göre ağır cisimler hafif cisimlerden
daha hızlı yere düşüyordu. Aristoteles eğer yüksekçe bir
ağaca bir adam çıkarsa ve onun boşluğa bıraktığı biri
ağır öteki hafif iki taş parçasının yere düşmesini göz-
lemlese düşüncesindeki yanlışlığı görebilirdi. Fakat bu
yanlışlığın deney yoluyla görülebilmesi için 2000 yil bek-
lemek gerekti. On yedinci yüzyıl başlarında bu deneyi
yapan Galilei'nin de bilginin gerek kazanılması gerekse
doğrulanması konularında deneyin değerini başka düşü-
nürlere anlatması kolay olmadı. Bilginler de içinde olmak
üzere genellikle insanlar ya deneyleri gözlemlemeye
yanaşmıyorlar ya da deneylerde gördüklerinin doğada-
ki olaylar üzerine bilgi verdiğini kabule yanaşmıyorlardı.
Böylece, bilim insanlarının bilgi konusunda tek yol gös-
tericinin deney olduğunu ödünsüz olarak kabul edebil-
melerinin ancak yirminci yüzyılda hatta bu yüzyılın da
ikinci yarısında gerçekleştiği söylenebilir. Bilim alanında
deneyin değerinin böylesine geç anlaşılmış olması şa-
şırtıcıdır. Fakat daha da şaşırtıcı olan, felsefe alanında
deneyin ne olduğunun günümüzde de tam olarak anlaşi-
lamamış olmasıdır.
Bu parçanın başına
I. Yaşamımızı büyük ölçüde deneylerimizin bize öğret-
tiklerinden yararlanarak düzenlememize karşın tarih
boyunca, düşünce düzeyinde deneyin değerinin an-
laşılması kolay olmamıştır
II. Deney, birçok alanda net sonuçlar verse de felsefe
alanında hiçbir zaman kesin sonuçlara ulaştıran bir
yöntem olmadığından önemsenmemiştir
III. Yaşadıklarımıza anlam yükleyen anilar, insan zihni-
nin derinliklerinde bir gün bilinç düzeyine çıkabilmek
için beklemeye alınmıştır
IV. Felsefe alanında deney, üzerinde çok fazla düşünül-
müş ve neden-sonuç ilgisi kurulabilen olgularda tarih
boyunca en çok başvurulan yöntem olmuştur
V. Deneylerle elde edilen bilgilerin genelgeçer oluşu,
deneye yüklenen anlamı azaltmış; bilginin doğrulan-
ması konusunda çok daha farklı yöntemler aramaya
itmiştir filozoflari
cümlelerinden hangisinin getirilmesi uygun olur?
A)
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
19. - Bütün zamanların en büyük düşünürlerinden biri olan Aristoteles'e göre ağır cisimler hafif cisimlerden daha hızlı yere düşüyordu. Aristoteles eğer yüksekçe bir ağaca bir adam çıkarsa ve onun boşluğa bıraktığı biri ağır öteki hafif iki taş parçasının yere düşmesini göz- lemlese düşüncesindeki yanlışlığı görebilirdi. Fakat bu yanlışlığın deney yoluyla görülebilmesi için 2000 yil bek- lemek gerekti. On yedinci yüzyıl başlarında bu deneyi yapan Galilei'nin de bilginin gerek kazanılması gerekse doğrulanması konularında deneyin değerini başka düşü- nürlere anlatması kolay olmadı. Bilginler de içinde olmak üzere genellikle insanlar ya deneyleri gözlemlemeye yanaşmıyorlar ya da deneylerde gördüklerinin doğada- ki olaylar üzerine bilgi verdiğini kabule yanaşmıyorlardı. Böylece, bilim insanlarının bilgi konusunda tek yol gös- tericinin deney olduğunu ödünsüz olarak kabul edebil- melerinin ancak yirminci yüzyılda hatta bu yüzyılın da ikinci yarısında gerçekleştiği söylenebilir. Bilim alanında deneyin değerinin böylesine geç anlaşılmış olması şa- şırtıcıdır. Fakat daha da şaşırtıcı olan, felsefe alanında deneyin ne olduğunun günümüzde de tam olarak anlaşi- lamamış olmasıdır. Bu parçanın başına I. Yaşamımızı büyük ölçüde deneylerimizin bize öğret- tiklerinden yararlanarak düzenlememize karşın tarih boyunca, düşünce düzeyinde deneyin değerinin an- laşılması kolay olmamıştır II. Deney, birçok alanda net sonuçlar verse de felsefe alanında hiçbir zaman kesin sonuçlara ulaştıran bir yöntem olmadığından önemsenmemiştir III. Yaşadıklarımıza anlam yükleyen anilar, insan zihni- nin derinliklerinde bir gün bilinç düzeyine çıkabilmek için beklemeye alınmıştır IV. Felsefe alanında deney, üzerinde çok fazla düşünül- müş ve neden-sonuç ilgisi kurulabilen olgularda tarih boyunca en çok başvurulan yöntem olmuştur V. Deneylerle elde edilen bilgilerin genelgeçer oluşu, deneye yüklenen anlamı azaltmış; bilginin doğrulan- ması konusunda çok daha farklı yöntemler aramaya itmiştir filozoflari cümlelerinden hangisinin getirilmesi uygun olur? A) B) II C) III D) IV E) V
39-
parç
TÜRKÇE TESTİ
37-38. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
Öykülerinde, küçük insanın gündelik yaşam pratik-
lerini anlatan Haldun Taner, sosyal yaşam içinde
farkında olarak ya da olmayarak kimlik çatışmasına
giren bireyleri ötekinin gözüyle anlatır. Toplumun
beklentilerini karşılayan kimlikleriyle görünür olan
bireyler, uygun şartlar ortaya çıktığında gizli kim-
liklerini ortaya çıkarırlar. Yazar, mekân ve sosyal
çevre ekseninde ele aldığı kahramanlarını sadece
sosyal sahne içerisinde değil aynı zamanda “sahte
karşılaşma alanlarında ele alarak tanıtırken kendi
anılarından ve gözlemlerinden yola çıkar.
Narsizm hal
biri, adini a
ğu yanılgısı
âşık olmuşt
tagram pro
birçok araş
luklarının t
riyor. Good
ne göre,
Amerikan
tis" adında
fie çekim
öneminin
"ben" olu
yor. Nars
háli olar
dar beğ
takipçisi
oluyor.
portresi
rak kali
39. Bu pa
memi
37. Bu parçada Haldun Taner'in öyküleriyle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) Yazarın anıları ve gözlemleriyle oluşturulmuştur.
B) Toplumsal yaşam içinde sıradan insanlar anla-
tılmıştır.
Bireylerin kimlik bunalımları ve arayışlarından
söz edilmiştir.
D) Toplumsal beklentilerle pluşturulmuş sahte ki-
şiliklere yer verilmiştir
.
E) Kişiler sadece kendi sosyal çevreleri içinde ta-
nıtılmışlardır.
A) Na
du
B) N
d
C) C
D)
E)
40. Bu
da
A
B
38. Bu parçada Haldun Taner'in öykü kişileriyle
ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Toplumun onlara biçtiği rollere bürünürken ko-
şullara göre maskelerini çıkarırlar.
B) Gündelik yaşamda her yerde rastlayabileceği-
miz karakterlerdir.
C) Kimlik arayışında ve her zaman çatışmaya açık
hikâye tipleridir.
D) Her zaman kendini başkasının yerine koyar ve
ötekinin gözüyle bakabilirler.
E) Kendileriyle ve başkalarıyla çatışma nedenleri-
nin farkındadırlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
39- parç TÜRKÇE TESTİ 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Öykülerinde, küçük insanın gündelik yaşam pratik- lerini anlatan Haldun Taner, sosyal yaşam içinde farkında olarak ya da olmayarak kimlik çatışmasına giren bireyleri ötekinin gözüyle anlatır. Toplumun beklentilerini karşılayan kimlikleriyle görünür olan bireyler, uygun şartlar ortaya çıktığında gizli kim- liklerini ortaya çıkarırlar. Yazar, mekân ve sosyal çevre ekseninde ele aldığı kahramanlarını sadece sosyal sahne içerisinde değil aynı zamanda “sahte karşılaşma alanlarında ele alarak tanıtırken kendi anılarından ve gözlemlerinden yola çıkar. Narsizm hal biri, adini a ğu yanılgısı âşık olmuşt tagram pro birçok araş luklarının t riyor. Good ne göre, Amerikan tis" adında fie çekim öneminin "ben" olu yor. Nars háli olar dar beğ takipçisi oluyor. portresi rak kali 39. Bu pa memi 37. Bu parçada Haldun Taner'in öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Yazarın anıları ve gözlemleriyle oluşturulmuştur. B) Toplumsal yaşam içinde sıradan insanlar anla- tılmıştır. Bireylerin kimlik bunalımları ve arayışlarından söz edilmiştir. D) Toplumsal beklentilerle pluşturulmuş sahte ki- şiliklere yer verilmiştir . E) Kişiler sadece kendi sosyal çevreleri içinde ta- nıtılmışlardır. A) Na du B) N d C) C D) E) 40. Bu da A B 38. Bu parçada Haldun Taner'in öykü kişileriyle ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Toplumun onlara biçtiği rollere bürünürken ko- şullara göre maskelerini çıkarırlar. B) Gündelik yaşamda her yerde rastlayabileceği- miz karakterlerdir. C) Kimlik arayışında ve her zaman çatışmaya açık hikâye tipleridir. D) Her zaman kendini başkasının yerine koyar ve ötekinin gözüyle bakabilirler. E) Kendileriyle ve başkalarıyla çatışma nedenleri- nin farkındadırlar.
E) nisan ancak bildikleriyle, tanıdığı seslerle mutlu olu-
yor.
karekök
28.
2
.
Yapılan birçok çalışmada diyetteki kişilerin, yağlı yi-
yecekleri diğer yiyeceklere göre daha çok arzuladığı
ortaya çıkmıştır. Diyetteki kişilere bunun nedeni so-
rulduğunda, büyük çoğunluğun yanıtı "Daha lezzetli."
olmuştur.
Ekşi, tatlı, tuzlu ve yağlı; dilimizle kimyasal olarak algi-
layabildiğimiz tatlardan bazılarıdır. Dilimizde bu tatlara
özgü reseptörler bulunmasına karşın lezzeti algılaya-
cak herhangi bir reseptör bulunmaz. Lezzet sadece
beynimizde oluşan bir algıdır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Iki farklı konu, farklı bakış açılarıyla aktarılmıştır.
B) Bir olgu neden ve sonuç ilişkisiyle sunulmuştur.
C) Bir düşünceyi destekleyen farklı örneklere yer veril-
miştir.
D) Aynı konu farklı anlatım teknikleriyle yansıtılmıştır.
E) Aynı olgunun farklı bireylerdeki etkisine değinilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
E) nisan ancak bildikleriyle, tanıdığı seslerle mutlu olu- yor. karekök 28. 2 . Yapılan birçok çalışmada diyetteki kişilerin, yağlı yi- yecekleri diğer yiyeceklere göre daha çok arzuladığı ortaya çıkmıştır. Diyetteki kişilere bunun nedeni so- rulduğunda, büyük çoğunluğun yanıtı "Daha lezzetli." olmuştur. Ekşi, tatlı, tuzlu ve yağlı; dilimizle kimyasal olarak algi- layabildiğimiz tatlardan bazılarıdır. Dilimizde bu tatlara özgü reseptörler bulunmasına karşın lezzeti algılaya- cak herhangi bir reseptör bulunmaz. Lezzet sadece beynimizde oluşan bir algıdır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Iki farklı konu, farklı bakış açılarıyla aktarılmıştır. B) Bir olgu neden ve sonuç ilişkisiyle sunulmuştur. C) Bir düşünceyi destekleyen farklı örneklere yer veril- miştir. D) Aynı konu farklı anlatım teknikleriyle yansıtılmıştır. E) Aynı olgunun farklı bireylerdeki etkisine değinilmiştir.
14. Romanın asıl yapı ögesi olan kişiler, gösterdikleri
özellikler itibariyle okuyucusunun en çok odaklandı-
ği ögedir. Bu, romani roman yapan unsurdur. Kişi-
ler romanda karakter ve tip olarak karşımıza çıkar.
Bulunduğu toplumun izlerini ve özelliklerini taşıyan,
dramatik aksiyona etki eden, dramatik aksiyon ya
da çatışmalardan etkilenmeyen, tek bir özellik taşı-
yan (cimri, korkak, kötü gibi) ve roman içinde de-
ğişmeyen roman kişilerine tip denir. Karakter ise
birçok özelliğe ve boyuta sahiptir, kendine özeldir,
dramatik aksiyonun en önemli unsurudur, dramatik
aksiyon ve çatışmalardan etkilenir. Tip ile karakte-
rin en önemli farkı temsil gücünde görülür çünkü tip
toplumsal boyutu ile karşımıza çıkar ve ait olduğu
sosyal durum, olay veya olgu onun üzerinden işle-
nir. Oysa karakter birey olarak ele alınır, çelişkileri,
acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine
aittir ve kendisiyle sınırlandırılmıştır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Romanda kişiler romanın en temel yapı unsu-
rudur.
B) Tipin benzerlerine başka eserlerde rastlanabi-
lirken karakter ise sadece o esere özgüdür.
C) Tip geneldir, dolayısıyla genel özellikler taşır;
bu özellikler çok belirginse karakter olur.
D) Tip de karakter de dramatik aksiyona etki eder.
E) Tip, ait olduğu toplumu temsil gücüne sahipken
karakter, çok daha kendine özgü niteliklere sa-
hiptir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
14. Romanın asıl yapı ögesi olan kişiler, gösterdikleri özellikler itibariyle okuyucusunun en çok odaklandı- ği ögedir. Bu, romani roman yapan unsurdur. Kişi- ler romanda karakter ve tip olarak karşımıza çıkar. Bulunduğu toplumun izlerini ve özelliklerini taşıyan, dramatik aksiyona etki eden, dramatik aksiyon ya da çatışmalardan etkilenmeyen, tek bir özellik taşı- yan (cimri, korkak, kötü gibi) ve roman içinde de- ğişmeyen roman kişilerine tip denir. Karakter ise birçok özelliğe ve boyuta sahiptir, kendine özeldir, dramatik aksiyonun en önemli unsurudur, dramatik aksiyon ve çatışmalardan etkilenir. Tip ile karakte- rin en önemli farkı temsil gücünde görülür çünkü tip toplumsal boyutu ile karşımıza çıkar ve ait olduğu sosyal durum, olay veya olgu onun üzerinden işle- nir. Oysa karakter birey olarak ele alınır, çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine aittir ve kendisiyle sınırlandırılmıştır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Romanda kişiler romanın en temel yapı unsu- rudur. B) Tipin benzerlerine başka eserlerde rastlanabi- lirken karakter ise sadece o esere özgüdür. C) Tip geneldir, dolayısıyla genel özellikler taşır; bu özellikler çok belirginse karakter olur. D) Tip de karakter de dramatik aksiyona etki eder. E) Tip, ait olduğu toplumu temsil gücüne sahipken karakter, çok daha kendine özgü niteliklere sa- hiptir.
Platon'un mağara alegorisi şu şekildedir: Bir grup insan,
doğduklarından itibaren esir olarak bir mağaranın içinde
duvara yansıyan gölgeleri gerçek sanarak yaşarlar. Ne za-
man ki biri, kendini bağlayan iplerden kurtulup mağaranın
dışına çıkar, önce gözleri kamaşır, bir müddet afallar ama
dışarıdaki gerçek dünyayı görerek bir aydınlanma yaşar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı-
lamaz?
A) Hiçbir "doğru"yu, sorgulamadan kabullenmemek ge-
rekir.
B) Bir bilginin doğruluğunu çok sayıda kişinin kabul et-
mesi, onun doğru olduğunu göstermez.
C) Genel kabul görmüş hiçbir görüş, eleştirilmekten ken-
dini muaf tutamaz.
D) Doğru diye bilinenlerin yanlışlığını fark etmek, ilk za-
manlar insanda şaşkınlığa neden olabilir.
E) Gerçeğin peşinde koşmak, yaşam mücadelesinin bir
parçası olduğunda değer kazanır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Platon'un mağara alegorisi şu şekildedir: Bir grup insan, doğduklarından itibaren esir olarak bir mağaranın içinde duvara yansıyan gölgeleri gerçek sanarak yaşarlar. Ne za- man ki biri, kendini bağlayan iplerden kurtulup mağaranın dışına çıkar, önce gözleri kamaşır, bir müddet afallar ama dışarıdaki gerçek dünyayı görerek bir aydınlanma yaşar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı- lamaz? A) Hiçbir "doğru"yu, sorgulamadan kabullenmemek ge- rekir. B) Bir bilginin doğruluğunu çok sayıda kişinin kabul et- mesi, onun doğru olduğunu göstermez. C) Genel kabul görmüş hiçbir görüş, eleştirilmekten ken- dini muaf tutamaz. D) Doğru diye bilinenlerin yanlışlığını fark etmek, ilk za- manlar insanda şaşkınlığa neden olabilir. E) Gerçeğin peşinde koşmak, yaşam mücadelesinin bir parçası olduğunda değer kazanır.
iştir?
kilen-
Sığına
yok-
tama
ildığı-
nipol-
36. Rotasız Seyyah son zamanlarda karşılaştığımız nitelikli gezi
yazılarından biri. Buradaki yazıları sıradan gezi yazılarından
ayıran en önemli özellik, yazarın onlara kendi duyarlılığın-
dan üflediği havanın, gezip görülen yerlerin tarihî arka pla-
nini yansıtmakla yetinmemesidir. Bir zamanlar bize ait olan
toprakların, beldelerin bugünkü anlamını deşen, gezdiği yeri
dünya siyaseti ve uluslararası ilişkiler açısından değerlendi-
ren nitelikli bakış açısıyla birleştirebilmiş olmasıdır. Böylelikle
de kitabı okurken gezip görülen yerlerden yazarda kalan iz-
leri görmekle kalmıyor, oralarda atalarımızın bıraktıkları izle-
rin bölgeye taşıdığı havayı, o havanın izini sürerek büyük bir
coğrafyada tüm çalkantılara karşın hâlâ ayakta kalan eserle-
rin bugüne seslenen gerçek anlamını kavramaya doğru yol
alıyorsunuz.
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
iği
A) Tarihi eserlerin, inşa edildikleri yerlerdeki yansımalarına
değindiği
B) Gezilen yerlerin günümüzü ilgilendiren yönlerine ışık tut-
tuğu 7
C) Mimari yapıların tarihte oynadığı önemli role vurgu yap-
tiği
D) Görülen yerlerin coğrafi ve politik boyutuna dikkat ektiği T
E) İzlenimlerle zenginleşen bir içeriğe sahip olduğu P
hell
e
fou deciniz
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
iştir? kilen- Sığına yok- tama ildığı- nipol- 36. Rotasız Seyyah son zamanlarda karşılaştığımız nitelikli gezi yazılarından biri. Buradaki yazıları sıradan gezi yazılarından ayıran en önemli özellik, yazarın onlara kendi duyarlılığın- dan üflediği havanın, gezip görülen yerlerin tarihî arka pla- nini yansıtmakla yetinmemesidir. Bir zamanlar bize ait olan toprakların, beldelerin bugünkü anlamını deşen, gezdiği yeri dünya siyaseti ve uluslararası ilişkiler açısından değerlendi- ren nitelikli bakış açısıyla birleştirebilmiş olmasıdır. Böylelikle de kitabı okurken gezip görülen yerlerden yazarda kalan iz- leri görmekle kalmıyor, oralarda atalarımızın bıraktıkları izle- rin bölgeye taşıdığı havayı, o havanın izini sürerek büyük bir coğrafyada tüm çalkantılara karşın hâlâ ayakta kalan eserle- rin bugüne seslenen gerçek anlamını kavramaya doğru yol alıyorsunuz. Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? iği A) Tarihi eserlerin, inşa edildikleri yerlerdeki yansımalarına değindiği B) Gezilen yerlerin günümüzü ilgilendiren yönlerine ışık tut- tuğu 7 C) Mimari yapıların tarihte oynadığı önemli role vurgu yap- tiği D) Görülen yerlerin coğrafi ve politik boyutuna dikkat ektiği T E) İzlenimlerle zenginleşen bir içeriğe sahip olduğu P hell e fou deciniz
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
deyi ve
du.
Hepimize hayırlı olsun, "dijital detoks" denilen yeni bir
kavramımız var artik! "Her türlü bilgiden anında haberdar
olmak, hemen her şey hakkında fikrimizi kitlelere bildirmek, her
animizi paylaşmak, mobil hâldeyken dizi ya da film
izleyebilmek, mesajlara saniyesinde geri dönüş yapabilmek,
haberleri en başta ve en hızlı alabilmek” günlük ihtiyaçlarımız
arasına girdi maalesef! İşte, dijital detoks da hayatımıza
sonradan dâhil olan ancak bizi âdeta ele geçirmiş olan tüm
dijitallerden uzak durmak, uzak durmaya çalışmak anlamına
geliyor. Belki bir süreliğine, belki daimi olarak... Bazı ülkelerde
dijital detoks başlıklı kamplar, oteller, tatil köyleri bile var. Belki
bizim de bu yerlere gitme zamanımız gelmiştir, ne dersiniz?
Hemen "Hayır!" demeyelim çünkü ben de ileride
daha büyük
dijital sorunlarla karşı karşıya kalabileceğimize inanıyorum
a çok
da
nü
en
m.
35. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisinin dijital
detoksa ihtiyaç duyduğu söylenemez?
A) Boş zamanlarının büyük bölümünü eski hobileri yerine
akıllı cep telefonuna ayıran bir sporcu
z?
ndan
Zamanı olmadığı için bütün alışverişlerini internet
uzerinden yapan bir mimar
C) Bilgisayar oyununa dalıp bütün geceyi ekran başında
geçiren bir öğrenci
?
D) Sabah gözünü açar açmaz ilk işi telefonuna uzanmak
olan bir eczaci
E) Sosyal medya platformlarında artan beğenme sayıları,
yorumlar ve arkadaşlık isteklerinden mutlu olan bir
mağaza çalışanı
36. Bu sözleri söyleyen birinin içinde bulunduğu ruhsal
durumu aşağıdakilerden hangisi en iyi anlatmaktadır?
A) Huzursuzluk - sitem
B) Pişmanlık - sabırsızlık
C) Umutsuzluk - kızgınlık
D) Yakınma - endişe
E) Kanıksama - hayıflanma
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. deyi ve du. Hepimize hayırlı olsun, "dijital detoks" denilen yeni bir kavramımız var artik! "Her türlü bilgiden anında haberdar olmak, hemen her şey hakkında fikrimizi kitlelere bildirmek, her animizi paylaşmak, mobil hâldeyken dizi ya da film izleyebilmek, mesajlara saniyesinde geri dönüş yapabilmek, haberleri en başta ve en hızlı alabilmek” günlük ihtiyaçlarımız arasına girdi maalesef! İşte, dijital detoks da hayatımıza sonradan dâhil olan ancak bizi âdeta ele geçirmiş olan tüm dijitallerden uzak durmak, uzak durmaya çalışmak anlamına geliyor. Belki bir süreliğine, belki daimi olarak... Bazı ülkelerde dijital detoks başlıklı kamplar, oteller, tatil köyleri bile var. Belki bizim de bu yerlere gitme zamanımız gelmiştir, ne dersiniz? Hemen "Hayır!" demeyelim çünkü ben de ileride daha büyük dijital sorunlarla karşı karşıya kalabileceğimize inanıyorum a çok da nü en m. 35. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisinin dijital detoksa ihtiyaç duyduğu söylenemez? A) Boş zamanlarının büyük bölümünü eski hobileri yerine akıllı cep telefonuna ayıran bir sporcu z? ndan Zamanı olmadığı için bütün alışverişlerini internet uzerinden yapan bir mimar C) Bilgisayar oyununa dalıp bütün geceyi ekran başında geçiren bir öğrenci ? D) Sabah gözünü açar açmaz ilk işi telefonuna uzanmak olan bir eczaci E) Sosyal medya platformlarında artan beğenme sayıları, yorumlar ve arkadaşlık isteklerinden mutlu olan bir mağaza çalışanı 36. Bu sözleri söyleyen birinin içinde bulunduğu ruhsal durumu aşağıdakilerden hangisi en iyi anlatmaktadır? A) Huzursuzluk - sitem B) Pişmanlık - sabırsızlık C) Umutsuzluk - kızgınlık D) Yakınma - endişe E) Kanıksama - hayıflanma
BENİM HOCAM
23. kendi karanlığına dalma cesareti gösterenlerin
karantinanın kazananları olduğunu düşünüyo-
rum. Bu süreçte dağıldık mı, toplandık mi?
Dönüp baktığımız zaman hayatın bize birçok
karantina yaşattığını görebiliriz. Bu sefer kalmak
mecburiydi. Kendimizden kaçamadık. Alışıldık
ve güvenli olan yaşamın bir tehdide dönüşebil-
diğini deneyimledik. İşte bundan sonra asıl
düşünülmesi gereken bu bana kalırsa. Kendimle
kalmaya ne kadar tahammül edebiliyorum?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getiril-
melidir?
A) Tehditlere boyun eğmemek ise en büyük
gücümüzdü
B) Güzel anları; topladığımız taşlar, unutma-
mak için tekrarladığımız sözler, avucumuz-
daki taze çiçeklerle canlılığını yitirmeden an
ben an yaşatabiliriz içimizde
C) Buna rağmen tehdidin önüne geçemediğimiz
gerçeğiyle yüzleştik
D) Bana göre yaşamanın anlamı da hediyesi
de; coşkuyu ve dinginliği aynı kaynakta bula-
bilmiş olmam
E) Güvenli alanda kalmakta ne kadar zorlandı
bazılarımız
67
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
BENİM HOCAM 23. kendi karanlığına dalma cesareti gösterenlerin karantinanın kazananları olduğunu düşünüyo- rum. Bu süreçte dağıldık mı, toplandık mi? Dönüp baktığımız zaman hayatın bize birçok karantina yaşattığını görebiliriz. Bu sefer kalmak mecburiydi. Kendimizden kaçamadık. Alışıldık ve güvenli olan yaşamın bir tehdide dönüşebil- diğini deneyimledik. İşte bundan sonra asıl düşünülmesi gereken bu bana kalırsa. Kendimle kalmaya ne kadar tahammül edebiliyorum? Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getiril- melidir? A) Tehditlere boyun eğmemek ise en büyük gücümüzdü B) Güzel anları; topladığımız taşlar, unutma- mak için tekrarladığımız sözler, avucumuz- daki taze çiçeklerle canlılığını yitirmeden an ben an yaşatabiliriz içimizde C) Buna rağmen tehdidin önüne geçemediğimiz gerçeğiyle yüzleştik D) Bana göre yaşamanın anlamı da hediyesi de; coşkuyu ve dinginliği aynı kaynakta bula- bilmiş olmam E) Güvenli alanda kalmakta ne kadar zorlandı bazılarımız 67
2.
Platon'un mağara alegorisi şu şekildedir: Bir grup insan,
doğduklarından itibaren esir olarak bir mağaranın içinde
duvara yansıyan gölgeleri gerçek sanarak yaşarlar. Ne za-
man ki biri, kendini bağlayan iplerden kurtulup mağaranın
dışına çıkar, önce gözleri kamaşır, bir müddet afallar ama
dışarıdaki gerçek dünyayı görerek bir aydınlanma yaşar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşı-
lamaz?
A) Hiçbir "doğru"yu, sorgulamadan kabullenmemek ge-
rekir.
B! Bir bilginin doğruluğunu çok sayıda kişinin kabul et-
mesi, onun doğru olduğunu göstermez.
C) Genel kabul görmüş hiçbir görüş, eleştirilmekten ken-
dini muaf tutamaz.
Doğru diye bilinenlerin yanlışlığını fark etmek, ilk za-
manlar insanda şaşkınlığa neden olabilir.
E) Gerçeğin peşinde koşmak, yaşam mücadelesinin bir
parçası olduğunda değer kazanır.
1
TÜRKÇE
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2. Platon'un mağara alegorisi şu şekildedir: Bir grup insan, doğduklarından itibaren esir olarak bir mağaranın içinde duvara yansıyan gölgeleri gerçek sanarak yaşarlar. Ne za- man ki biri, kendini bağlayan iplerden kurtulup mağaranın dışına çıkar, önce gözleri kamaşır, bir müddet afallar ama dışarıdaki gerçek dünyayı görerek bir aydınlanma yaşar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı- lamaz? A) Hiçbir "doğru"yu, sorgulamadan kabullenmemek ge- rekir. B! Bir bilginin doğruluğunu çok sayıda kişinin kabul et- mesi, onun doğru olduğunu göstermez. C) Genel kabul görmüş hiçbir görüş, eleştirilmekten ken- dini muaf tutamaz. Doğru diye bilinenlerin yanlışlığını fark etmek, ilk za- manlar insanda şaşkınlığa neden olabilir. E) Gerçeğin peşinde koşmak, yaşam mücadelesinin bir parçası olduğunda değer kazanır. 1 TÜRKÇE