Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

35. Rivayete göre sadrazam sade bir vatandaşla tavla oynuyormuş. Zaman zaman oyun arkadaşına “Al efen- dim, ver efendim.” dermiş. Bir sadrazamın halktan bi- rine kibar davranmasını yadırgayan bir yakını, ona niçin böyle davrandığını sormuş. Sadrazam, “Ben ara sıra padişahla tavla oynuyorum. Şimdi buna “Al ulan, ver ulan!" dersem ağzım alışır da bir gün padişaha da ay- nisini söyleyebilirim." demiş. Aşağıda verilenlerden hangisi sadrazamın düşmek istemediği olumsuz duruma örnek gösterilebilir? A) Markete gelen her müşteriye kasiyerin siz diye hitap etmesi B) Yaz kampından yeni dönen bir futbolcunun evde her sabah egzersiz yapması C) S)nifta parmak kaldırarak söz alan bir öğrencinin evde de konuşmak için izin istemesi D) Kemençe kursuna giden bir kişinin duyduğu her seste ayağıyla ritim tutması E) Askerden yeni dönen bir öğretmenin okul müdü- rünün isteklerine "Emredersiniz!" demesi

35. Helenistik Dönem'den kalan köprüler, tiyatrolar ve tapınaklar Yunanların ileri düzeyde teknik bilgi ve beceriye sahip olduklarını gösteriyordu. Ancak Yunanlar, bunların çizim ve yapım ilkelerini anla- tan hiçbir yapıt kaleme almamışlardı. Helenistik Dönem'in sonlarında, belki de siyasi hâkimiyeti giderek ele geçiren Romalıların dünya görüşleri- nin etkisiyle bu anlayış kısmen değişti ve Yunan mühendisler ilginç yapıtlar yazdılar. Bu yapıtlarda, geliştirmiş oldukları makineleri tanıttılar. Makinele- rin bir kısmı, insanları eğlendirmek amacıyla tasar- lanmıştı ve bunlarıngünlük işleri kolaylaştırmak ya da üretimi artırmak gibi işlevleri yoktu. Yunan mühendislerin yapıtları Orta Çağ'da, diğer bilimsel yapıtlarla birlikte Arapçaya çevrildi. Bu parçada Yunanların teknoloji yaklaşımları ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylen- memiştir? A) Insanları eğlendirmek amaçlı yapılan makine- lerle ilgili yapıtlar yazmışlardır. B) Helenistik Dönem'de bile kendini hissettiren teknik gelişmişlik düzeyleri söz konusudur. C) Üretim için ya da hayatı kolaylaştırmak adına makineler üretmişlerdir. D) Helenistik Dönem'de yaptıkları bazı makinele- rin tanıtımı için pek bir şey yapmamışlardır. E) Modern dünyanın teknoloji temellerinin atılma- sinda büyük emekleri geçmiştir.

Test - 6. istanbul'dan çıktigimda yağmur, yağmakla yağmamak ara sinda tereddüt ediyordu. Once Çatalca'ya saptim, daha Once birkaç kez yemek yediğim lokantaya uğramaya niyet lendim ama onların kapandığını öğrenince üzüldüm. Subaşı Köyü'nden sağa Terkos Gölü yönüne dönüp Kestanelik, Ca- nakça, Dağyenice köylerine geçerek Osmanlı Köyü'ne var dim. Yol boyunca küçük koyların kıyısındaki derme çatma lokantalarda mangalların üzerine dizilmiş balıklardan iştah açıcı bir koku yayılıyordu. Bu köyde odun ateşinde pişen ek- mek öyle lezzetliydi ki yanına katık bile istemiyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgli olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) insan dışı varlığa insana ait bir özellik verilmiştir. B) Benzetmelere yer verilmiştir. C) Öyküleyici anlatımla oluşturulmuştur. D) Farklı duyulara ait ayrıntılara yer verilmiştir. E) İkileme kullanılmıştır.

B B 37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya gore cevap- cevap- layiniz. klüdür. Eitli an- kişi ve oku- kar- enceyi şiire nuyu kul- ikim mesi mesi nde Biyokütle; sürdürülebilme, basitçe bulunabilme, çevreye zarar vermeme gibi önemli avantajlara sahip olan ye- nilenebilir enerji kaynağıdır. Biyokütle enerjisi, bitki ve hayvan atıklarının uygun teknoloji ve yöntemler kulla- nilarak enerjiye dönüştürülmesi ile elde edilir. Ömeğin odun, tarımsal atıklar, kanalizasyon atıklari, endüstriyel organik atıklar... Biyokütlenin enerji kaynağı olarak bi- linmesi, birkaç bin yıllık bir i kapsamaktadır. Örne- ğin odunun direkt yakılmasıyla elde edilen isi enerjisi, yemek pişirmede ve isinmada kullanılmaktadır. Modern biyokütle enerjisi; hayvansal ve evsel atıklarla sanayi atıklarının katı, sivi ve gaz yakıtlara çevrilmesiyle elde edilir. Türkiye'nin biyokütle atik potansiyelinin yaklaşık 8.6 milyon ton petrole eş değer, üretilebilecek biyogaz miktarının da 1,5-2 milyon ton petrole eş değer olduğu tahmin edilmektedir. an- la n- yi 37. Bu parçada biyokütle enerjisi ile ilgili aşağıdakiler- x den hangisine değinilmemiştir? A Çevreci özelliğine on! -B) Kolay ulaşılabilirliğine e) Malzeme çeşitliliğine Df Üretiminin güçlüğüne E) Türkiye için önemine

ANLA DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI 7. bi- fiz- Lamartine, Doğu Seyahati adli ani kitabında Osmanlı ülkesinin ti- tizliğine ve güzelliğine dikkat çekerken ondan 30 sene sonra Ziya in- aya Paşa'nın Fransa'ya, Namık Kemal'inse Londra'ya övgüler yağdır- dığı bilinir. Çünkü Namık Kemal'in ve Ziya Paşa'nın oralarda gör- dükleri, Edip Cansever'in deyişiyle "büyük bir tekdüzelik”tir: Geniş ve cetvelle çizilmiş gibi duran bulvarlar, birbirinin kopyası binalar, aynı renkte evler... Cansever, bu yapılanmanın, "çıkabilecek ola- nç, an- ar- de n- si isyanları daha kolay bastırabilmek için merkeze otoriteyi koyan bir düzenleme" olduğunu özellikle vurguluyor. Türk aydınları bu her şeyi biçimlendiren, emredici gücün karşısında hayranlık du- yarak, onu örnek alarak Türk şehirlerini değiştirmeye çalıştılar. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenler- dr. u, J- den yararlanılmıştır? le A) İzlenim kazandırma sayıp dökme - tanik gösterme B) Doğrudan bilgi verme - tanık gösterme - tanımlama C) Kanılan değiştirme tanımlama - kişileştirme D) Doğrudan bilgi verme - tanık gösterme - sayıp dökme E) İzlenim kazandirme karşılaştırme tanımlama Yayınları

A A A Türkçe 6 5. (1) Ay'ın güney kutbu civarındaki Clavius Krateri'nde su molekülleri olduğu tespit edildi. (11) Daha önceleri de Ay'ın çeşitli bölgelerinde su olduğu uydu fotoğraf- larıyla belirlenmiş ve bu fotoğraflar, Nature dergisinde yayımlanmıştı. (III) Ancak bu bölgelerin tamamı güneş ışığı almadığından Dünya'daki buzulları andıran so- ğuk yerlerdi. (IV) Clavius Krateri gibi güneş ışığı alan bir bölgede su tespit edilmesi bilim insanlarını şaşırttı. (V) Bu durum, zannedilenin aksine sadece güneş ışığı almayan soğuk bölgelerde değil, Ay yüzeyinin tamamın- da su olabileceğini gösteriyor. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, Ay'daki Clavius Krateri ile ilgili bir sapta- madan söz edilmiştir. B) II. cümlede, Nature dergisinde yayımlanan nesnel bir bilgiye yer verilmiştir. C) III. cümlede, Ay'daki bazı bölgelerle Dünya'daki büyük kar ve buz kütleleri ilişkilendirilmiştir. D) IV. cümlede, Clavius Krateri'ndeki suyun varlığı, kra- terin güneş ışığı almasına bağlanmıştır. E) V. cümlede, Clavius Krateri'nde bulunan sudan ha- reketle bir çıkarımda bulunulmuştur.

Berenin masalat vard kokuları arasında yer ik, yorulunca da islak çimenlere uzand 7) KİŞİLEŞTİRME: Insana özgü nitelikter innan olmayan bakıyorum. Içlerinden biri konuşuyor "Dome on varlıklara yüklemedir. ÖRNEK: Bugün ayriligimizin y conamo. Forogatarina seni düşünmüyor." Fotoğrafın mi yalanci, sen mi yatanoisin 8) BENZETME: Anlatıma goc katmak için aralarında ortas yönler bulunan iki kavramın birbirine benzetilmesidir. ÖRNEK: İş hayatı bir strateji oyununa benzer. Rakibinizin hamlesini tahmin edebilirseniz mutlaka bayari sonraki olursunuz. 9) SOMUTLAMA: Soyut bir kavramın ya da durumun somutlaştırılarak anlatılmasıdır. ÖRNEK: Ben bir öğretmenim. Yarınları yetiştiriyorum ellerimle. Geleceği biçimlendiriyorum. Her gün ülkenin kaderini yazıyorum kara tahtaya. Umutları mezun ediyorum her yıl Ali; orta boylu, geniş alınlı, yakışıklı bir adamdı. Sesi berrak, diksiyonu düzgündü. Bence tek kusuru, ezbere gereken önemi vermemesiydi. Macbeth'teki rolünü son provaya kadar tam ezberlemediğini biliyorum. Oyun başladıktan sonra hep sufleyle oynadı, bazı sahnelerde de ezber yetersizliği yüzünden zorlandı. Yine de rolünü kabul ettirmesi önemli bir başarıydı. Zira, Macbeth ve Lady Macbethrolleri Shakespeare'in en güç, en nankör rolleridir. İşte büyük oyunculuk, “bu çeşit rolleri sevdirmek ve kabul ettirmek” demektir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Örneklendirme B) Karşılaştırma e Betimleme DJ Öyküleme E) Tanımlama KPSS-2018 Il Lishi a letom I hiss aletin planter beribil

2. Bal, bozulmayan yiyeceklerin başında geliyor. O yüzden kitabım- daki bozulmayan yiyecekler listesinin ilk sırasına onu ekledim ben de. Günümüzde pek çok formu var; paketli, kavanozda ya da değişik şekilde ambalaja girmiş bir bali erzak dolabınıza ko- yabilirsiniz. Olur da şekerlenme olursa bir kapta su isitip başka bir kap içine koyduğunuz balı da o isinmiş suya koyarak şeker- lenmenin önüne geçebilirsiniz. Kısaca öyle ya da böyle isitma- niz gerek desem daha doğru olacak. Ama burada şuna dikkat et- meniz gerek: Fazla isi balın rengini ve tadını geri dönülemeye- cek şekilde değiştirir. Bu parçadan balile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Çok çeşitli şekillerde sofralara ulaşması kişinin onu nasıl el- de etmek istediğiyle ilişkilidir. B) Isıl işlem gören tüm balların tadım kalitesi öyle ya da böyle, bir şekilde eksilir. Bal, şekerlendiğinde çeşitli yöntemlerle aşırıya kaçmadan isitilarak eski haline getirilebilir. D) Şekerlenen bali eski haline getirmek için en iyi yöntem, bal kavanozunun sıcak su dolu kap içine konmasıdır. E) Binlerce yıl geçse de bozulmayan yiyecekler sıralamasında en başta gelmektedir.

A TYT / TÜRKÇE A 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Geleneksel tip; sağlık ve hastalığa ilişkin bilgi ve uygu- lamaların kuşaktan kuşağa aktarılmasıyla oluşan, her aktarımla birlikte yeniden üretilen sözlü sağlık bilgisini ifade etmektedir. Günümüzde sıklıkla eleştirilen modern tibbin karşısında daha bütüncül bir bakış açısına sahip olan geleneksel tip ve yeniden üretilen biçimleriyle de "tamamlayıcı, popüler, alternatif tip" olarak ifade edi- len yaklaşımlar yer almaktadır. Bu bütüncül bakış açısı; sağlığı ruh ve bedenin birlikte iyiliği olarak görmekte, do- ğayı ve doğal olanı öne çıkarmaktadır. Geleneksel tipta şifa, hastanın bedeninin ve ruhunun birlikte iyilesmesine dayanmaktadır. İyileşme sürecinde ruhu önceleyen ve bedenin iyiliğini buna bağlayan yaklaşımın kökenleri Şa- manizm'e kadar uzanmaktadır. Bu anlayışta hastalıkların nedeni ruhla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle de iyi- leşme ruh ve bedenin iyileşmesi olarak kabul edilmek- tedir. Şaman ise bu süreçte sağaltıcı yani şifa verendir. Bütünü görmeyi işaret eden şifa kavramı, modernitenin bilgiye yönelik tutumu nedeniyle tedavi pratiklerinin di- şinda görülmüştür. Pek çok araştırmacı tarafından şifa ve şifacı terimlerine kuşku ile bakıldığı ve bu kavramla- rin modern tip alanında tartışma konusu bile yapılmadığı belirtilmektedir. d 382 37. Bu parçadan hareketle geleneksel tıp ile ilgili 1. X Kendini yenileyen sözlü bir yapıdan geldiğinex II. Modern tibbin tek yönlü bakışına karşı geliştirildi- ğine * III. Modern tibbin gelişimine zemin hazırladığına ifadelerden hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız! B) Yalnız II C) I ve II D) Il ve III E) I, II ve III $

1. Deneme TEMEL Dazey yasan am TURK ni le Sosyal psikolog Solomon Asch'in yaptığı bir deneyde, bir grup üniversite öğrencisi ve önceden belirlenmiş aktör grup yer alıyor . Deneye katılacak olan üniversite öğrencilerine bir görüş testine girecekleri söyleniyor. Bir masa etrafında toplanan gruba, öncelikle farklı boyutlarda üç çizginin bulunduğu bir resim gösteriliyor. Daha sonra başka bir referans çizgi gösteriliyor ve referans çizgiyi ilk resimdeki üç çizgi arasından bulmaları isteniyor. Bu sorular birkaç etap boyunca soruluyor. Başlarda doğru cevap veren aktör grup yanlış cevap vermeye başlıyor. Deneyden haberi olmayan katılımcı ise doğru cevabı gayet açık bir şekilde gördüğü ve bildiği halde gruba uymak adına yanlış cevabı 3ok veriyor. Bu parçada sözü edilen deneyde, aşağıdaki önermelerden hangisi ölçülmek istenmiştir? ali (A Verilen kararlarda çevrenin etkisi ve baskısı B) insanların bilgileri beyinlerinde nasıl tuttuğu C) Çelişen tutum, inanç ve davranışlar karşısında insanlann dengeyi sağlamak için verdiği tepkiler D) Kendini çaresiz hisseden insanların bu durumu değiştirmek için ne yaptıkları E) Gerçek olmayan bir korkunun insanlar üzerindeki etkileri tonquc KAMPUS

B 31. Inşaatın temel maddelerinden biri olan beton binlerce yıldır benzer şekilde üretiliyor, kum ve çakıl benzeri sert maddeler çimento gibi tutucu maddelerle karıştırı- larak oluşturuluyor. Bir grup araştırmacının geliştirdiği "yaşayan beton" ise Cyanobacteria adlı fotosentetik bir bakteri yardımıyla üretiliyor ve nefes almaya devam ediyor. Temel olarak kum, sicak su, jel ve bakterileri besleyecek maddelerden oluşan karışımda çoğalan bakteriler, bir gün içerisinde istenilen şekilde sert bir malzemeye dönüşüyor. Birkaç hafta boyunca yaşama- ya devam eden betondaki bakteriler zamanla ölüyor. Yaşayan betonu iyileştirme çalışmaları devam ediyor, eğer başarılı olursa daha az karbon salımına yol açan inşaatlar mümkün olabilir. Bu parçada “yaşayan beton" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Hakkındaki çalışmanın esin kaynağının ne olduğu- na B) Bilinen betondan hangi özellikleriyle ayrıldığına C) Belirli bir ömrü olduğuna D) İyileştirilmesi hâlinde nasıl fayda sağlayabileceğine Üzerindeki çalışmalara devam edildiğine

Landiniz 3. ve 4. soruları asagidaki parçaya göre cevapland Yaz geceleri, şehrin hakimi karpuz sergileridir. Cadde endi ve şiirde söyleyişi çok i görmezden erlerinden biri Istanbul'u ki- rde Fikret. Is- sim daha çok yasını beze- nun kırginligi a söylemlerle enidir. Fikret, astaligina ya ni yıl çocuk- boylarında, köşe başlarında hatta sokak Ostlerinde, kar puz sergilerinin.bigan işıklarıyla uzun gölgeler oluşur ve sehir baştan başa farklı bir gece dekoru kazanır. El ayak çekilir ve karpuzcuların fenerleri, gecenin sabaha döndo. 90 saatlere kadar köşe başlarını bekler. Karpuzcular öyle diger saticilara benzemez Seyyar manavlar, misircilar bozacılar gibi ortalıği velveleye vermezler. Mütevazı ser. gilerinde sessiz sakin oturup müşteri bekleyen adamlardir İşin aslına bakılırsa yazın en hayırlı işlerinden birini onlar yapar. Sıcaktan ve hararetten bunalan ahaliye gece gun düz demeden ciger gibi karpuz yetiştirirler. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle. 3. gili aşağıda- ştır. nemez? A) Karpuz satıcıları aynı mevsimde iş yapan diğer salio lardan daha sessizdirler. 8) Misircılar, seyyar manavlar, bozacılar; karpuzculardan daha az kazanmaktadır. C) Karpuz sergileri, yazın, gecenin geç saatlerine kada, açık olur. D) Karpuz sergileri yaz aylarında şehrin birçok yerinde or taya çıkar. E) Karpuz sergilerindeki görsellik yaz gecelerine farklı bir görünüm kazandırır. edir. içermekte- kaleme alin- 4. li aşağıda- Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İkilemelere yer verilmiştir. B) Kişileştirmeye başvurulmuştur. C) Benzetmeden yararlanılmıştır. D) Çoğullaştymalara yer verilmiştir. E) Öyküleyiei anlatım ağırlıklıdır. içermekte- dir.

26. Her yazı, insanın düşünce ve duygu evrenini zenginleştirmek, renklendirmek üzere yazılır. Ancak ister bilgilendirmeyle ister deneyim kazandırmak amacıyla yazılsın, dilsel ürünlerin hedefine ulaşması doğru algılanmalarına bağlıdır . Bu da yazıları ve yapıtları oluşturan ögeleri işlevleriyle, özellikleriyle tanımayı gerektirir. Bunun için de düşüncenin, düş gücünün, gerçeğin toprağında üretilen ürünlerin amac disi cıkarımlara açık kapı bırakmaması bir zorunluluktur. Bu parçaya göre dilsel ürünlerin amacına ulaşabilmesinin temelinde aşağıdakilerin hangisi vardır? A) Oğretmeyi ilke edinmek B) İnsanı odak noktasına koymak e) Duygusal etkilenmeyi sağlamak D) Yoruma açık olmamak El Anlaşılır bir dille yazılmak

40. Günümüz dünyasında çevre kirliliği, tüm gezegeni kaplayan boyutlara ulaşmış durumda. Dünyanın bir- çok bölgesinde insanlar, çevre felaketlerine karşı ko- rumasız, nükleer tehdit ve radyasyondan habersiz bir yaşam sürmektedir. Bilim adamları ise bu olumsuzluk- ların devamı hâlinde dünyadaki tüm canlıların ciddi biçimde tehdit altında olduğunu vurguluyorlar. Halbu- ki insanoğlunun gelişimi başlarda yaşam ve doğal çevre ile uyum içinde sürmüştür. Ancak dünyadaki toplumsal ve teknolojik gelişmelerin hızla artışı karşı- sında ekolojik sistemin bu hassas dengesi giderek bozulmuştur. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- maz? A) İnsanlar doğal afetlere karşı korumasızdır. B) İnsanlar ve diğer canlıların hayati tehlike altındadır. C) Ekolojik dengenin bozulması neticesinde birçok canlı türü, nesli tükenme tehlikesi yaşamaktadır. D) İnsanlar radyasyonlu ortamlarda farkında olma- dan kalmaktadırlar. E) Teknolojinin hızla gelişmesi doğanın dengesini olumsuz yönde etkilemiştir.

15 RO STA 18. Kıskançlık, cimrilik, kuşkuda oluş, hayalcilik, bencillik gibi his ve davranışlar insan doğasına özgüdür. Insan doğasının bu yönleri bilimin, özellikle de ruh biliminin inceleme alanına girer. Ruh bilimi; bize bir kişiyi kıskançlığa, cimriliğe, bencilliğe, hayalciliğe, kuşkuculuğa düşüren fiziksel ve toplumsal sebepleri gösterip izah edebilir. Bu duyguların tanımlarını yapıp belirleyici niteliklerini saptayabilir. Bunu değişik bir açıdan kimi romanlarda, oyunlarda da görebiliriz. Düşüncesini böyle açıklayan bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisini söylemek uygun düşmez? A) Duyguların ruhbilimin konu alanına girdiğini ifade etmektedir. İnsanın duygusal çeşitliliğinin ruh bilimini fonksiyonel kıldığını dile getirmektedir. C) İnsanın iç âleminin ruh bilimi tarafından incelendiğini belirtmektedir. D) Hisleri doğuran nedenlerin ruh bilimi tarafından açıklanabileceğini söylemektedir. E) Duyguların insana has olduğunu belirtmektedir.

8. (1) Anadolu halılarında önemli bir yeri olan kuş motiflerinin birçok anlamı vardır. (II) Baykuş ve kuzgun kötülük alameti kabul edilirken güvercin, bülbül ve serçe gibi kuşlar iyilik işa- retidir. (III) Kuşlar, genellikle aşk, zevk ve mutluluğu temsil etseler de ölünün ruhunu da temsil eder. (IV) Dinsel bir sem- bol de olan kuş, gelecekle ilgili bilgi sahibi olma arzusunun da sembolüdür. (V) Kuş motifi Anadolu'da görkem ve gücün de sembolü olmuştur. Bu parçada “Anadolu halılarındaki kuş motifleri" ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? At T. cümlede bir tespitte bulunulmuştur. BY II. cümlede örnekler sıralanmıştır. C) U. cümlede karşıt anlam ilişkisi vardır. D W. cümlede açıklama yapılmıştır. EX V. cümlede bir tanım yapılmıştır.