Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

2016-ALES-Sonbahar/Sözel 2 26. - 28. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Zihin, örüntü arar. Bilim yazan Michael Shermer'in ortaya attiği bir terimle ifade edecek olursak "örüntosellige" yönelir. Yani anlamsız verilerde belirli bir yapı, bir öykü keşfetmeye çalışır. Akil karıştırıcı veriler karşısında öyküye sığınma olgusuna en lyi örnek rüyalardır. Rüyalar, bevinde geceleri kopan elektriksel firtinalar için kurgulanan yorumsal birer Üst katman olarak düşünülebilir. Nörobilim literatüründeki popüler bir görüşe göre rüyalardaki olay örguso, aslında orta beyindeki sinir hücrest topluluklannin elektriksel deşarjının etkisiyle bir araya getirilmiş parçalardan oluşan bir bütündür. Bu sinyaller alışveriş merkezindeki bir görüntünün, sevilen birinin yüzünün, düşme duygusunun ya da bir aydınlanma anının simülasyonunu ortaya çıkarır. Tüm bu anlar bir öykü oluşturmak üzere birbirine örtofur, siz de gelişigüzel elektriksel etkinliklerle geçen bir geceden sonra işte bu nedenle eşinize dönüp ona anlatacak tuhaf saçma bir öykünüz olduğunu söylersiniz. - 27. Bu parçada aşağıdakiferden hangisine değinilmemistira A) Beyinde gerçekleyen ve gördüğümüz rüyaların kaynağı sayflablecek aktivitelerin nedenine B) Yosanların rastlantıyla bir araya gelmiş ögelerden anlamli botupler oluşturmaya çalıştığına C) Rüyaların birbirleriyle ilişkisi olmadığı düşünülen belli ani parçacklarının bir araya gelmesiyle oluştuğuna D) Insanın kendini ve çevresini bir anlatı metni gibl aldi amashain biyolojik nedenlerine E) Michael Shermer'in "örüntüsellik" terimini açıklamak için eyalardan söz etine Bu soen 28. Bu parçanın sonuna anlatım ve düşünce akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun defildir? 26. 1. Gündelik yaşamda sıkça rastlanan bir olguyu tarihsel gelişimi içinde sunmak II. Bir kavram, durum ya da olguyu somutlaştırmak için benzetmeye başvurmak III. Bilimsel bir konuyu açıklarken gündelik yaşamdan örnek durumlar sıralamak A) Eşinizin de beyninizde gerçekleşen elektriksel tepkimelerin içerdiği mesaji anlamak için sizi dinlediğini fark edersiniz B) Ve tesadüfen yan yana gelmiş parçalar arasında zihninizin uydurduğu o garip hikayeyi aktarmaya başlarsınız C) Oysa bu öyküyü tuhaf ve saçma kılan sadece içeriği değil, sizin o karmaşık içeriğe dizgesel bir anlam yükleshenizdir Bu parçadaki altı çizilladede yukardakl tekniklerden hang home başvurulmuştur? A) YalnizT B) Yalnız, IL C) Yalnız mi s D) Ancak anlatmaya başlayınca o tuhaf ve saçma öykünün psikolojinize dair önemli ipuçları taşıdığını an! SINIZ D) I ve II E) Il ve III E) Kaynağındaki manyetik fırtınalardan habersiz, daha önce defalarca yaptığınız gibi, enteresan öykünüzü heyecanla anlatırsınız

ta Ic 18. (1) Çatalhöyük, Konya'nın Çumra ilçesi sınırların- da olup ilçenin 10 km doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir. (III) Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. (IV) Çatalhöyük'teki yerleşimin, yani şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7 ve 11. katlardadır. (V) Dörtgen duvarli evlerin duvarları birbirine bitişik- tir. (VI) Ortak duvar yoktur, her evin kendi müstakil duvarı vardır; evler ayrı ayrı planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev yapılmıştır. Bu parça ikiye bölünmek istenirse ikinci paragraf Aumaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? AI B) III. C) IV. D) V. E) VI.

9. ge 7. min- den bl- in- bir "Beni okuduktan sonra eskiden nasılsan öyle kal." diye dü şünen sözüm ona yazar, olmasa da olur. Eğer yazıyorsa rekmez. Sarsip uyandırmak, bilinçlendirip yetiştirmek -baş yazdıklarını ortaya çıkarması, kitaplaştırıp paylaşması kaları da var ama- işte yazarın önemli bir görevi. Okuyucuya olanakları bulmada, çeşitli yönleriyle evreni görüp olgunlaş. da yazara da kendisini arayıp bulmada, yeni yeni yaşama mada yardımcı olan eserlerdir gerçek yazı ürünleri. Ozellikle ve değerlendirmeye fırsat bırakmayan aceleci gidişin her hızlı akışın olduğu, algılamaya, anlamaya, akıl yürütmeye şeyi altüst ettiği dönemlerde gerçek bir yazarın sorumluluğu - normal zamanlardan çok daha fazladır. Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine varila. maz? At Gerçek bir yazar, okuyucusunu etkilemek ve değiştir- mek amacı taşır. B) Gerçek yazar, önce yazdığını kendisi beğenmeli, sonra okuyucudan bunu beklemeli. C) Okuyucusunda değişiklik yapmayı amaçlamayan bir yazarın yazdıkları yayınlanmamalı. D) Gerçek bir yazı, yazarın kendini tanımasına ve geliştir- mesine katkıda bulunur. E) Yazar, bazı değerlerin farkına varılmasıyla ilgili sorum- luluğa da sahiptir.

32. 1906 yılında Adapazarı'nda doğan Sait Faik, ilköğrenimini burada, ortaöğrenimini İstanbul ve Bursa'da tamamlamıştır. Üç yıllık Avrupa hayatından sonra ise İstanbul'a yerleşmiş ve öykülerinde mekân olarak hep burayı kullanmıştır. Bursa Lisesindeyken başlayan ilk yazı denemeleriyle öykücülüğümüzde o güne değin olan tarzın dışına çıkan örnekler vermiştir. Durum öyküsünün en ünlü temsilcisi olarak ün yapmış olan yazar, eserlerinde genel olarak İstanbul'un kenar ve Rum mahallelerinden manzaralara yer vermiştir. Sonunu okurun tamamladığı bu öykülerle de yazın hayatımızda önemli bir yer edinmiştir. Bu parçada Sait Faik'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Öyküyü değişik türlere ayırdığına B) Değişik şehirlerde öğrenim gördüğüne C) Bir süre yurt dışında yaşadığına D) Eserlerindeki mekânın İstanbul olduğuna E) Eserlerinin ucu açık sonla bittiğine Diğer Sayfaya Geçiniz.

en söz edilmektedir. dşamada, iklim değişikliğinin başat sebepleri belirtilmektedir. 1. aşamada, bir sorun ele alınmaktadır. E) fo olarak, an, Baberd 7 Mesut Bayburd" ayıtlarda Felsefe ve bilim arasında pek çok fark bulunduğu su götürmez bir gerçektir. Bilim, deney odaklı ve laboratuvar çalışmalarını esas alan bir çalışma prensibine sahiptir. Bilimde amaç, herkesin kabul edeceği mutlak gerçekleri elde etmektir. Dolayısıyla genelgeçer ve ispata açık olguları ortaya koymaktır. Bilim, pek çok gözlem ve deneyden hareketle doğa olaylarını açıklamak ve bunları yasalaştırmak peşindedir. Felsefe ise hür bir düşünme biçimidir. Bilgi üretmeyi değil, üretilmiş bilginin niteliği üzerinde düşünmeyi imler. Felsefe, deney ve ispat odaklı çalışmaz. Felsefede sistematik ve soyut düşünme, olay ve varlıklara farklı pencerelerden yaklaşma ön plandadır. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? sinin A) Olayları izah etmenin, bilimin gayelerinden biri olduğundan Bilimin kanıtlanabilir ve kesin bilgiyi amaçladığından Felsefede bilgiyi çoğaltmanın esas olduğundan Felsefenin özgür bir düşünme şekli olduğundan Bilimin deneysel çalışmalara başvurduğundan z III

4. (1) Perihan Sadıkoğlu, Türkiye'nin ilk Mısır bilimcisi unvanını taşıyan ressamıdır. (II) Ressamın "Antik Mısır Sanatı ve Tarih- sel Akıştan Günümüze Etkileri" adlı ilk kitabından sonra “Pe- ri'nin Hiyeroglif Günlüğü" adlı ikinci kitabı da okurla buluştu. (III) Misir sanat ve bilimiyle ilgili derinlemesine yaptığı çalışma- larıyla tanınan Sadıkoğlu, konusu Antik Mısır olan yüksek li- sans tezini 2007 yılında kitabına dönüştürmüştü. (IV) Kitap, alanına ait çalışmalar içinde eleştirmenlerden tam not alırken Türkçeden sonra İngilizce olarak basılmıştı. (V) Temelde aka- demik çevreler için yazılan ve beğenilen bu ilk kitabın daha sonra İngilizcesi de yayımlandı. (VI) Sadıkoğlu, ikinci kitabında ise teknik terimlerden uzaklaşarak yalın bir dille çocuklar ve her yaştan gence seslendi. (VII) Bu kitabın da sanatseverler tarafından aynı değeri göreceğine inanıyorum. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında büyük bir değişme olmaz? At B) II C) IV D) V E) VII

1-B KURUMSAL Ide sam 25 1930 sonrası Ahmet Hamdi Tanpinarin bilimsel açıdan bir disiplin ve metot kazanma srecinin handiği deve our Istanbul Oniversitesi Edebiyat Fakültesinde yeni kurulan Yeni Türk Edebiyatı korsosonin başına getirilmiş olması, bu kürsüyo teşkil ve Tanzimat sonrası Türk edebiyat tarihini yazmakla görevlendirilmiş olmasi Tanpınar'ın kendisini bilim sahasında önemli eserler vermeye mecbur hissetmesine yol açar. Mehmet Fuat Köproto non sosyal ve tarihi temele dayanan edebiyat tarihini benimsemekle beraber, edebi türlerin gelişmesini ön plana alan bir yol arar. Bunun için Batili birçok edebiyat tarihçisini, eleştirmeni, psikoloğu ve sosyoloğu yeniden okur. Ahmet Hamdi Tanpınar'la ilgili aşağıdaki yargılardan hangist bu parçada savunulanları destekler niteliktedir: A) Ona göre, sanat eserlerindeki derin felsefi dokunun bir kolunda Abdülhak Hamit ve Recaizade'nin olduğu kadar, bir diğer tarafında belki de zit bir açıdan Servetifünuncular ve özellikle Halit Ziya Uşaklıgil bulunmaktadır. B) Farklı ozanların zaman, mekân, süre, an, rüya konusundaki görüşlerinin yanı sıra hava, su, toprak ve ateş üzerine dikkate değer yapıtlarına sık sık atıfta bulunmuştur. C) Yapıtlarında prensip edindiği fikir, genel olarak devamlilik meselesine doğrudan bağlıdır. D) Sanatta sezginin, hayatın menfaat perdesinden sıyrılıp olduğu gibi görünmesiyle ortaya çıkacağını belirten Bergson'un zaman, madde, hayal, hafıza, şuur ve hatta komik olanın mekaniği görüşlerinden etkilenerek şiir yazmıştır. Edebiyat incelemelerinde edebî şahsiyetlerin iç Hünyalarını ve edebi eserin bu açıdan derinliğini verebilmek için Freud'dan Jung'a ve Bachelard'a kadar ruh bilimci ve psikanalistleri gözden geçirmiştir.

sayinlari Artık gerçek ortamda değil, sanal ortamda var olmaya başlıyoruz. Hayatlarımız artık çok mutlu değil. Çok fazla doğayla iç içe değiliz. Bunların hepsi nomofobiye yol açabiliyor. Yalnızlık arttıkça nomofobi olasılığı da artıyor. Araştırmalar, bir insanın özgüvenin düşük olmasının nomofobiye sebep olduğunu söylüyor. Kendini gerçek ortamda yüz yüze ifade edememe, çekingenlik bunların hepsi nomofobiye sebep olabiliyor. Ama en çok dikkat etmemiz gereken şey ise telefon üzerinden her şeye ulaşabiliyor olmamız. Bu aslında güzel bir şey ama aslında bir yandan da bazı sıkıntıları doğurabiliyor. Telefon üzerinden konuşuyoruz, telefon üzerinden sosyal medyada bir şeyler paylaşıp bir şeyleri görüyoruz. Haberleri oradan takip ediyoruz kısaca bilgiye oradan ulaşıyoruz. Ve telefonun içinde barındırdığı şeyler arttıkça hâliyle buna bağımlı olma olasılığımız da artıyor. Güzel bir söz vardır: "Bir ürün bedavaysa aslında orada satılan ürün sizsinizdir." Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Öznel değerlendirme B) Gerekçeli yargılara başvurma C) Kanıları değiştirmeye çalışma D) Güncel yaşamla ilintili örneklere değinme E) Sanal bir anlatıcıyla düşünceleri belirginleştirme GÜNCEL METİNLER

9. Urinup farkına bir tac-i mücevher sünbül Oldı iklim-i çemen tahtına ser-ver sünbül Şeh-levendane şikest eyledi tarf-külehin Gögsinun düğmelerin çözdi ser-a-ser sünbül Oldı gül-şen yine bir dil-ber-i müşgin mergul Şol kadar virdi ana zinet ü ziver sünbül Çihre gül sine semen çeşm-i mükehhal nergis Hat çemen gonca dehen sa'd-i mu'anber sünbül Divan edebiyatındaki şiirlere verilen adlandırmalar dikkate alındığında Baki'nin bu kasidesi aşağıdaki- lerden hangisine göre adlandırılır? A) Ölçüsüne B) Redifine C) Dönemin zihniyetine D) Beyit sayısına E) Konusuna

34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. Biyoremediasyon, zararlı kirleticilerin etkisini ortadan kaldır mak veya kirleticileri ortamdan uzaklaştırmak için canlı orga nizmaların kullandığı bir yöntem. Bu yöntem, 1940'li yıllar dan beri bilinmesine rağmen 1989'da Alaska'da meydana ge len Exxon Valdez petrol tankeri kazasıyla konuşulur hale geldi. Bu kazadan sonra denize karşan 37.000 ton petrolu temizle mek için besin kaynağı olarak petrolu kullanan mikroorganiz malardan yararlanıldı. Bu yöntemde, atıklar canlı organizma lar tarafından tüketilerek yok ediliyor. Bu amaçla bakteri, maya, bitki, solucan gibi farkli organizmalar kullanılabiliyor. En yay gin kullanılanlar ise mikroorganizmalar. Fakat bu yöntem de mükemmel değil. Bu mikroorganizmaların sadece birkaçi, or ganik bileşikleri ortadan kaldırabiliyor. Şimdiye kadar tabiatta var olan kimyasalları büyük oranda yok etmek için her şeyi yl yebilen gelişmiş bir organizma bulunabilmiş değil. Ayrıca yon temin, uygulanan bölgede etkisini göstermesi, aylar hatta yıl. lar alabiliyor. 33. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, "biyoremediasyon" yönteminin etkinliğini kısıtlayan bir durumdur? A) Kirleticilerin ortama eşit biçimde yayılmaması B) Kullanım maliyetinin yüksek olması e Temizliği, istenen ve beklenen sürede yapamaması D) Sadece belli kirleticilere yoğunlaşan mikroorganizmaların üretilebilmesi E) Dünyanın büyük bir bölümünde tanınmaması 34. 1. Hangi tarihte ve nerede kullanıldığına II. Hangi organizmaların kullanıldığına III. Deneyler sonucu bulunduğuna IV. Denizde kullanımının karalara göre daha etkin sonuçlar verdiğine Bu parçadan "biyoremediasyon" yöntemiyle ilgili olarak yu- kanda verilenlerden hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız 1 B) I ve II C) Il ve IV P) Yahoiz III E) III ve IV TÜRKÇE

TYT/Türkçe ayınız. dışarı erek ve aksızlık anılan- girdi ve bir san- lamba ve centres arlatın, Solgun bir za- ancak soluk sağı- 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplay Kökeni Sümerlere, Babillere ve Eski Mısır'a uzanan değmesi inanışına göre, insanın taşıdığı olumsuz ler, fikrin dışarıya açılmış biçimi olan gözlerden Bu da bakışlarla olur ve buna "vurucu güç" adı verilir. Take bunu önlemek ve bundan korunmanın yolu ise "göze le karşı gelmek" olmuştur. Dünyadaki tüm kötülükleri Misir imparatoru Osiris'in gözünün yoksulluğu uzaklaştırdığına inanılırdı. Oğlu Horus, gözlerini açtiğine ortalığın aydınlandığı (iyilik) kapattığında karanlık olduğu düşünülürdü. Şekli gözü andıran her şeyin insanı kes tir. Özellikle Eski Mısır'da "Osiris'in Gözü" ya da "Horuse düşünceden, nazardan koruduğu inancı yaygınlık kazanma, Gözü"; nazara karşı korunma yollarından, önemli figine onu öldüren Seth'ten öç almak isteyen Horus'un gozu, kave dendir. Güneş tanrısı Osiris'in başarılarına katlanamadığı sırasında aynı zamanda amcası olan Seth tarafından para lanır. Bilimlerin ve tıbbın kurucusu olan Toth, parçaları topa ve gözü eski hâline getirir. Daha sonra Horus'un bu gözün simgeleyen hiyeroglif resim; uzak görüşlülüğün, beden doki nulmazlığının ve sonsuz doğurganlığın simgesi olarak gen araba, mumya, vazo gibi nazardan korunması gereken gere lerin üzerine çizilmeye başlanmıştır. 19. Bu parçadan hareketle nazar ile ilgili I. Binlerce yıl boyunca farklı kültürlerde varlığını sürdüren or inanıştır. OHRAL Kötü niyetli kişilerin gözlerinden dışarı çıkan bir güç olarak ayincilik adlandırılır. III. Eski Mısır'da imparator ve oğlunun gözleri nazardan ko runma işlevi üstlenmiştir. IV. Nazarlık simgesi olarak kullanılan hiyeroglif resmi bir bilim ştir. insanı yapmıştır. yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Yalnız ! B) Yahiz IV Clivell DY II ve WL D III ve IV

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre co- vaplayınız ünlü re- Slizm ve gerçek stein'ın en "SIVI Salda Golu'na Koruma Derneği üyeleri, yayımladıklar bildirilerde yıllarca golün essizliğine vurgu yapmak için teleskoplarla izledikleri ve çeşitli gözlemevlerinin kayıt larını internetten araştırarak ulaştıklarıyla gölün kıyıla- ninin Mars benzerliğine dikkati çekmişti. 2020 Temmuz sonunda fırlatılan uzay aracı Persevere'in çektiği Salda Gol fotoğrafını paylaşan NASA, "Mars'a giderek Jezero Kraterini göremeyebilirsiniz ama ona en çok benzeyen yeri ziyaret edebilirsiniz" diye tweet atinca bu benzerlik daha da kesinlik kazandı. Burdur'un 60 kilometre batısın daki Salda. Jezero Krateri'ndekine benzer karbonatlar ve çökelme özellikleri içeren dünyada bilinen tek gol, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü koruması altındaki gölün bundan 9-10 yıl ön- cesine kadar kıyısına gidecek yolu yokken bugün 10'un üzerinde turizm tesisi var. Beyaz kumsali ve turkuaz rengi suyunun güzelliğiyle "Türkiye'nin Maldivler'i" dlarak şöh- ret yapan Salda Gölu, yılda 1,4 milyon ziyaretçi çekiyor. slubuyla nden il- asindaki duğunu, ha o ca duğunu a ilgili 39. Bu parçade Salda Gölü ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Makkında güncel, bilimsel bir araştırma yapıldığına By Jezero krateri'ni andıran özelliklerinin onu özel kildi- ģina Dernek üyelerinin çabasıyla korumaya alındığına De son dönemlerde turistlerin yoğun ilgi gösterdiğine e Dünyada başka bir yere atıfta bulunan unvanı oldu- guna II. 40. Bu parçada Salda Gölü'nü Koruma Derneği ile NASA'nin Mars ile ilgili araştırmaları; ulaşılan sonuc Kullanılan araç, eleskop III. duyurma biçimi a NASA bakımından karşılaştırıldığında hangilerinin farklı olduğu söylenebilir? Yalnız ! B) Yine C Yemet O D) I ve III Evet

23 ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- niz. Türk sinemasında "Sultan" lakabıyla anılan Türkan Şo- ray, oynadığı 222 film ile "dünyanın en çok film çeviren kadın sanatçısı" unvanına sahiptir. 1960'larda sinema ile tanışmış, ilk sinema ödülünü 1964 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Acı Hayat filmiyle en başarılı kadın oyuncu olarak almıştır. Bunun yanı sıra Hülya Koçyiğit'in ardından Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne dört kez layık görülmüştür. 1991 yılında devlet sanatçısı seçilmiştir. Şoray, 12 Mart 2010 tarihinde UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi seçilmiş, "Sevgiyle yapılamayacak bir şey yoktur diye düşünü- yorum. Gücü sevgiyle birleştirirsek birçok sorunun üstesinden gelebiliriz." demiştir. Ayrıca Şoray'ın kendi adını taşıyan bir ilkokul da vardır. Türkan Şoray; Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik'le birlikte, Türk sine- masının bir dönemine damgasını vurmuş dört önemli kadın oyuncudan biri kabul edilir. Bu dörtlü içerisinde, yönetmenlik yapan tek sinema oyuncusu olan Şoray, başrolünde kendisine eşlik eden Kadir inanır ile oyna- dığı 1972 yapımlı Dönüş, 1976 yapımlı Bodrum Hâkimi, 1973 yapımlı Azap, 2015 yapımlı Uzaklarda Arama'nın tek başına; 1981 yapımlı Yılanı Öldürseler filminin ise Şerif Gören ile birlikte yönetmenliğini yapmıştır. 23. Bu parçada Türkan Şoray'la ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Sinemada en çok film çeviren isimlerden biri oldu- ğuna B) Devlet sanatçısı seçildiğine C) Altın Portakal ödülüne layık görüldüğüne D) Çağdaşları olan kadın sanatçıların içinde yönetmen- lik yapan tek isim olduğuna E) Filmlerinin gişe hasılat rekoru kırdığına 24. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Açıklama B) Öyküleme C) Tartışma D) Betimleme E) Tanımlama

35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Hir kaç nüzün, azılan, canlık Bunu dizgin izden Kitap okumanın en önemli gizil güçlerinden biri, kitap okuma davranışına alt yapı oluşturan şey, çocukta yaratıcılık olan merak ve araştırnya tutkusudur. Merak ve araştırma tutkusu; kitap okumanın, kitabı okuma ihtiyacının en önemli hareket noktasıdır. Çocuğun merak ettiği şeyleri doğru kaynaktan öğrenmenin yolunun kitap davranışını kazanmasında etkili rol oynar. Kitap okuyarak öğrenme ve araştırma ihtiyacını karşılayan çocuk, seçici kaynaklarını çeşitlendirmeye başlar. Bu aşamada kitap okuma davranışının itici gücü; çocuğun ilgileri, merakı ve slanir en ya enler, Hildiği dine göze okumaktan geçtiğini biliyor olması, kitap okuma olmaya, ilgisi olduğu alanlara odaklanmaya ve bilgi içsel patlamalarıdır. nden eriki 35. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi_ çıkarılamaz? A) Bir çocukta merak ve araştırma tutkusu yoksa onun kitap okuma alışkanlığı kazanması pek mümkün olmaz. B) Kitap okuma davranışının kazanılması, kitapların doğru kaynaklar olduğuna inanmakla da alakaldır. klar ne C) Kitap okumak, insanlardaki öğrenme ve araştırma ihtiyacını da karşılar. DI Merak ve araştırma tutkusunun yanı sıra çocuğun ilgileri de ona kitaba giden yolu gösterir. E) Kitap okumaya erken yaşlarda başlamayan bireylerde okuma alıskanlığının elde edilmesi zor olur. ri 1

7. 1. Doğal dilin yapısal özellikleriyle oynayarak kendini yapılandırma eğiliminde olan şiir dilinin bunu her şiirde farklı düzeyde gerçekleştirdiği söylenebilir. II. Bu nedenle üretilmiş şiirler birbirinden farklı düzeylerde şiirselliğe sahiptir. Numaralanmış I. cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) II. cümlede dile getirilen durumun koşuluna değinilmektedir. B) II. cümlede değinilen şiirselliğe nasıl ulaşılacağı açıklanmaktadır. C) 11. oumledeki yarginin sonucu niteliğindedir. D) II. cümlede yer alan açıklamayı örneklerle somutlaştırmaktadır. E) II. cümlede sözü edilen durumun gerekçesini belirtmektedir.

34. Özgecilik ya da diğerkamlik kendi çıkarını gözet- meksizin başkalarına yardım etme durumu olarak tanımlanabilir. Türk Dil Kurumu ise sözlükte özgeciliği bulunmayı bir ilke olarak benimseyen ahlak, tutum ve çıkar gözetmeksizin başkalarının iyiliği için özveride görüş olarak tanımlar. Bu nedenle kavramın anlamını düşündüğünde çoğu kişi özgeci olduğunu düşünür ancak "çıkar gözetmeme" kavramına yapılan vurgu akıllarda soru işaretleri bırakır. Ne de olsa insanoğlu her ne yapıyorsa ucundan kıyısından da olsa kendisi için yapıyordur, değil mi? Tam da bu noktada Evrimsel Psikoloji, alanından bahsetmek yerinde olur. Evrimsel Psikoloji temelde basit bir önermeye dayanmaktadır. Evrim teorisi fizyolojik ve anatomik olarak hangi pren- siplerle işliyorsa psikolojik olarak da aynı prensipler ile temellendirilmiştir: Bireysel varyasyonlar, adaptasyon ve en uyumlu olanın sağ kalimi. Yukarıdaki parçaya göre aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenemez? A) Kendi çıkarını gözetmeksizin başkalarına yardım etmek özgeciliktir. B) Evrim Teorisi, belli prensiplere dayanan bir anlayışla işlemektedir. C) Evrimsel psikolojinin özü Evrim Teorisi'ne dayan- maktadır. D) Evrim psikolojisi, insanın iç dünyasını derinlemesine inceleyerek yaşadığı dünya ile uyumlu olmasını sağlamaktadır. E) Sözlükteki anlamına bakarak herkes kendisinin özgeci olduğuna karar verebilir.