Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

paragraf Denemesi
Gelenek, tarihin bilinmeyen dönemlerinden itibaren oluşan ve ko-
lay kolay değişmeyen toplumsal normlardır. Toplumun değerle-
rini temsil ettiği için de genellikle hızlı ve ani değişmelere direnç
gösterir. Bununla birlikte çok yavaş da olsa oluş sürecini devam
ettirir. Yeni şartların getirdiği ile eski değerlerin birleşmesi, gele-
nekler çerçevesinde olur. Değerlerin korunması, büyük ölçüde
geleneklerin görevleri arasındadır. Bu durum, toplumun sürek-
liliğini sağlar ve kimliğini kaybetmesine engel olur. Gelenekler;
aynı zamanda kültürü, geçmişten geleceğe taşıyan köprülerdir.
Geleneğin zayıfladığı ya da bittiği yerde, aynı görevi sürdürecek
bir diğeri başlar. Gelenekler sıkça ya da zorla değiştirildiğinde
hızla bozulur. Bundan dolayı gelenekleri korumak, toplumun is-
tikrarlı yolculuğunun rotasını belirlediği gibi toplumsal süreklili-
ği de besler
1.
3.
Bu parçadan "gelenek"le ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
A) Oluşması için uzun bir süreç gerekir.
B) Toplumun kültürel özelliklerini korur.
C) Nitelikleri ve kabulleri kolay kolay değişmez.
D) Toplumsal değişimlerin oluşmasını engeller.
E) Baskıyla karşılaştığında yozlaşabilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
paragraf Denemesi Gelenek, tarihin bilinmeyen dönemlerinden itibaren oluşan ve ko- lay kolay değişmeyen toplumsal normlardır. Toplumun değerle- rini temsil ettiği için de genellikle hızlı ve ani değişmelere direnç gösterir. Bununla birlikte çok yavaş da olsa oluş sürecini devam ettirir. Yeni şartların getirdiği ile eski değerlerin birleşmesi, gele- nekler çerçevesinde olur. Değerlerin korunması, büyük ölçüde geleneklerin görevleri arasındadır. Bu durum, toplumun sürek- liliğini sağlar ve kimliğini kaybetmesine engel olur. Gelenekler; aynı zamanda kültürü, geçmişten geleceğe taşıyan köprülerdir. Geleneğin zayıfladığı ya da bittiği yerde, aynı görevi sürdürecek bir diğeri başlar. Gelenekler sıkça ya da zorla değiştirildiğinde hızla bozulur. Bundan dolayı gelenekleri korumak, toplumun is- tikrarlı yolculuğunun rotasını belirlediği gibi toplumsal süreklili- ği de besler 1. 3. Bu parçadan "gelenek"le ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? A) Oluşması için uzun bir süreç gerekir. B) Toplumun kültürel özelliklerini korur. C) Nitelikleri ve kabulleri kolay kolay değişmez. D) Toplumsal değişimlerin oluşmasını engeller. E) Baskıyla karşılaştığında yozlaşabilir.
Biz çocukken çok mutluyduk. Çünkü şehirdeyken bile
doğadan henüz kopmamıştık. Bahçelerde oynar,
ağaçlara tırmanırdık. Oysa şimdi öyle mi? Televizyonlar,
bilgisayarlar, cep telefonları... Ne oldu? Daha mi
mutluyuz? Sanmıyorum. Teknolojiye karşı değilim
elbette ama demek istediğim şu:
çoğu insan günün birinde küçük bir yere yerleşip
domates, zeytin yetiştirip mutlu olmanın hayallerini
kuruyor. "Ağır" şehir yaşantısı; yalnızca domatesin,
biberin DNA'sını değil insanlarınkini de bozuyor.
Aklı başında
----
Bu parçada boş bırakılan yere düşünce ve anlatımın
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Teknolojiyi yavaş yavaş yaşamımızdan çıkarmalıyız
B) Elektronik aletlerden daha iyi yararlanma yoluna
-gitmeliyiz
Salt elektroniğe bağlı, iletişimsel yaşantı bizi daha
mutlu kılmaz
Teknolojik gelişmelerden önce az şeyle daha çok
mutlu oluyorduk
E) Artık günlük uğraşlarımızı sorgulamanın zamanı
geldi
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Biz çocukken çok mutluyduk. Çünkü şehirdeyken bile doğadan henüz kopmamıştık. Bahçelerde oynar, ağaçlara tırmanırdık. Oysa şimdi öyle mi? Televizyonlar, bilgisayarlar, cep telefonları... Ne oldu? Daha mi mutluyuz? Sanmıyorum. Teknolojiye karşı değilim elbette ama demek istediğim şu: çoğu insan günün birinde küçük bir yere yerleşip domates, zeytin yetiştirip mutlu olmanın hayallerini kuruyor. "Ağır" şehir yaşantısı; yalnızca domatesin, biberin DNA'sını değil insanlarınkini de bozuyor. Aklı başında ---- Bu parçada boş bırakılan yere düşünce ve anlatımın akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Teknolojiyi yavaş yavaş yaşamımızdan çıkarmalıyız B) Elektronik aletlerden daha iyi yararlanma yoluna -gitmeliyiz Salt elektroniğe bağlı, iletişimsel yaşantı bizi daha mutlu kılmaz Teknolojik gelişmelerden önce az şeyle daha çok mutlu oluyorduk E) Artık günlük uğraşlarımızı sorgulamanın zamanı geldi
yla-
lük
ORNEK
Daha önce iki kez Altın Palmiye kazanmış olan ve film çekmeye
başladıkları günden bu yana Avrupa'da yaşanan çok farklı sosyal
problemlere ışık tutan Dardenne Kardeşler, bu kez odaklarına, Bel-
çika'da yaşayan, ergenlik çağındaki Ahmet'i almışlar.
Bu cümleden söz konusu yönetmenlerle ilgili olarak aşağıdaki-
lerin hangisi çıkarılabilir?
A Filmlerinde birbirinden bağımsız sorunlara odaklanmaktadırlar.
B) Altın Palmiye film ödüllerinde seçici kurul üyeliği yapmışlardır.
C) Genelde ergen bireylerin gelişim sorunlarını ele almaktadırlar.
D) Filmlerinde toplumsal yaşamın sorunlarını işlemişlerdir.
E) Yaşamlarına Avrupa'nın farklı ülkelerinde devam etmektedirler.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
yla- lük ORNEK Daha önce iki kez Altın Palmiye kazanmış olan ve film çekmeye başladıkları günden bu yana Avrupa'da yaşanan çok farklı sosyal problemlere ışık tutan Dardenne Kardeşler, bu kez odaklarına, Bel- çika'da yaşayan, ergenlik çağındaki Ahmet'i almışlar. Bu cümleden söz konusu yönetmenlerle ilgili olarak aşağıdaki- lerin hangisi çıkarılabilir? A Filmlerinde birbirinden bağımsız sorunlara odaklanmaktadırlar. B) Altın Palmiye film ödüllerinde seçici kurul üyeliği yapmışlardır. C) Genelde ergen bireylerin gelişim sorunlarını ele almaktadırlar. D) Filmlerinde toplumsal yaşamın sorunlarını işlemişlerdir. E) Yaşamlarına Avrupa'nın farklı ülkelerinde devam etmektedirler.
SERİ DENEME-8 A
19. Çiğdem Kağıtçıbaşı, 1959 yılında Robert Kolejinden me-
zun oldu. Massachusetts'teki Wellesley Kolejinde psiko-
loji alanında eğitim aldı. 1967 yılında Berkeley'deki Cali-
fornia Üniversitesinde sosyal psikoloji alanında doktora
yaptı. Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, daha sonra Koç Üniver-
sitesinde İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı
görevinde bulundu. Yaptığı çalışmalarla dünyanın tanı-
nan bilim insanları arasında yer aldı. Türkiye'de sosyal
psikolojinin kurulmasına öncülük etti. 2000 yılına kadar
Dünya Psikoloji Derneğinin başkan yardımcılığı görevini
sürdürdü. Uzun yıllar Birleşmiş Milletler Çocuklara Yar-
dım Fonunda (UNICEF) danışmanlık yaptı. Anne Çocuk
Eğitim Vakfının (AÇEV) kuruluşuna öncülük eden isim-
lerden biri olan Kağıtçıbaşı, kız çocuklarının eğitimine
ve kadının toplumsal konumunu güçlendirmesine katkı
sağladı. Toplam 28 kitap yazan Kağıtçıbaşı'nın Türkçe
ve İngilizce olarak kaleme aldığı 200'e yakın makalesi
yayımlandı.
Bu parçadan hareketle Çiğdem Kağıtçıbaşı ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın hangi okullarda okuduğuna
B) Dekanlık görevinde bulunduğuna
C) Sosyal psikolojinin kurulmasına öncülük ettiğine
D) Danışmanlık yaptığı kurumlara
E) Yazdığı kitaplarda kız çocuklarının eğitimine önem
verilmesinin gerekliliğini anlattığına
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
SERİ DENEME-8 A 19. Çiğdem Kağıtçıbaşı, 1959 yılında Robert Kolejinden me- zun oldu. Massachusetts'teki Wellesley Kolejinde psiko- loji alanında eğitim aldı. 1967 yılında Berkeley'deki Cali- fornia Üniversitesinde sosyal psikoloji alanında doktora yaptı. Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, daha sonra Koç Üniver- sitesinde İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevinde bulundu. Yaptığı çalışmalarla dünyanın tanı- nan bilim insanları arasında yer aldı. Türkiye'de sosyal psikolojinin kurulmasına öncülük etti. 2000 yılına kadar Dünya Psikoloji Derneğinin başkan yardımcılığı görevini sürdürdü. Uzun yıllar Birleşmiş Milletler Çocuklara Yar- dım Fonunda (UNICEF) danışmanlık yaptı. Anne Çocuk Eğitim Vakfının (AÇEV) kuruluşuna öncülük eden isim- lerden biri olan Kağıtçıbaşı, kız çocuklarının eğitimine ve kadının toplumsal konumunu güçlendirmesine katkı sağladı. Toplam 28 kitap yazan Kağıtçıbaşı'nın Türkçe ve İngilizce olarak kaleme aldığı 200'e yakın makalesi yayımlandı. Bu parçadan hareketle Çiğdem Kağıtçıbaşı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın hangi okullarda okuduğuna B) Dekanlık görevinde bulunduğuna C) Sosyal psikolojinin kurulmasına öncülük ettiğine D) Danışmanlık yaptığı kurumlara E) Yazdığı kitaplarda kız çocuklarının eğitimine önem verilmesinin gerekliliğini anlattığına
3.
Kuraklık, bir bölgedeki yağışların normal seviyesinin çok altına
düşmesiyle toprak ile su kaynaklarının olumsuz bir şekilde etki-
lenmesine ve hidrolojik dengenin bozulmasına neden olan bir
olaydır. Kuraklığın oluşumunda aşırı sıcaklığın ve bilinçsiz su tü-
ketiminin de etkisi vardır. Kuraklık; meteorolojik, tarımsal ve hid-
rolojik kuraklık olarak gelişir. Meteorolojik kuraklık, yağışlarda
görülen azalma; tarımsal kuraklık, bitkilerin yetişme süresince
ihtiyaç duyduğu suya ulaşamaması; hidrolojik kuraklık ise su re-
zervlerinde azalma olarak tanımlanabilir. Kuraklık, çok yavaş ge-
lişen ancak etkisi geniş olan bir olaydır.
Parçaya göre kuraklıkla ilgili olarak;
I. Birdenbire meydana gelip birçok bölgeye yayılması,
II. Yağış miktarına bağlı olarak yaşamı etkilemesi, L
III. Bazı tarımsal bölgelerde daha fazla görülmesi
ifadelerinden hangileri yanlıştır?
A) Yalnız I
Dve Ill
B) Yalnız II
E) I, II ve III
C) I ve Il
cevaplıyorum diyebilirim. Bu duru
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
3. Kuraklık, bir bölgedeki yağışların normal seviyesinin çok altına düşmesiyle toprak ile su kaynaklarının olumsuz bir şekilde etki- lenmesine ve hidrolojik dengenin bozulmasına neden olan bir olaydır. Kuraklığın oluşumunda aşırı sıcaklığın ve bilinçsiz su tü- ketiminin de etkisi vardır. Kuraklık; meteorolojik, tarımsal ve hid- rolojik kuraklık olarak gelişir. Meteorolojik kuraklık, yağışlarda görülen azalma; tarımsal kuraklık, bitkilerin yetişme süresince ihtiyaç duyduğu suya ulaşamaması; hidrolojik kuraklık ise su re- zervlerinde azalma olarak tanımlanabilir. Kuraklık, çok yavaş ge- lişen ancak etkisi geniş olan bir olaydır. Parçaya göre kuraklıkla ilgili olarak; I. Birdenbire meydana gelip birçok bölgeye yayılması, II. Yağış miktarına bağlı olarak yaşamı etkilemesi, L III. Bazı tarımsal bölgelerde daha fazla görülmesi ifadelerinden hangileri yanlıştır? A) Yalnız I Dve Ill B) Yalnız II E) I, II ve III C) I ve Il cevaplıyorum diyebilirim. Bu duru
2.
1.
80
TEMATIK METİNLER
Akademi Testi
►Bu testte yer alan soruların metinleri "Akademi" konusu
ile ilgilidir.
►Bu testte yer alan soruları üst üste çözmenizi tavsiye
ederiz.
Üniversitede "kurumsallaşmaya" önem verilmesi, "liyakatin
en önde" tutulması, "etik dışı davranışlara" fırsat
verilmemesi bizi arzuladığımız hedefe götürecektir. Peki
birkaçını dışarıda tutarsak üniversitelerimizdeki o büyük
eksiklik ne? Üniversite olgusunun tarihsel geçmişine
bakıldığında "aidiyet" kavramı öne çıkmaktadır. Siz bir
üniversitede görev yapıyor ya da okuyorsanız o bütünün
bir parçası olmaktan hoşnut musunuz? En basitinden,
sosyal medyada kurum logosunu paylaşsanız ondan bir
itibar gelir mi size?
Bu parçaya göre yazarın üniversitelere yönelik
eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) İtibar sağlayan bir kurum olması nedeniyle edinilen
önde oluş duygusunun değerlendirilememesi
B) Kurumsallaşma konusunda ait olduğu anlamsal
çerçeveyi dolduramaması
2
Etik açıdan hassas bir bilimsel araştırma kurumu olma
niteliğinin geride kalması
D Mensuplarının parçası olmaktan hoşnutluk duyduğu
itibarlı bir kurum özelliği göstermemesi
E) Aidiyet düşüncesiyle liyakate uygun olmayan
görevlendirmeler yapılması
3.
En yalın hâliyle bilgiye ulaşmak, daha fazla öğrenmek, ne
kadar bilmediğini anlayıp araştırma gücü bulmak ve keşif
yapmak; sizi mutlu etmiyorsa akademik kariyeriniz
beklediğiniz gibi olmayabilir. Akademik kariyerinizin
sonunda bile olsanız akademik ortamın dışında
seçenekleriniz olduğunu unutmayın. Dar bir alanda uzun
yıllar çalışmanın getirdiği izolasyon, size kendinizi
değersiz hissettirebilir. Durum hiç de böyle değil.
Akadem
o B
(1) Dü
sırala
görm
(III) A
açıkla
sırala
bulab
eylül
yayın
yılın
verm
oluş
üniv
Bu
nun
A) I
Ucho
Li
a
lis
d
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2. 1. 80 TEMATIK METİNLER Akademi Testi ►Bu testte yer alan soruların metinleri "Akademi" konusu ile ilgilidir. ►Bu testte yer alan soruları üst üste çözmenizi tavsiye ederiz. Üniversitede "kurumsallaşmaya" önem verilmesi, "liyakatin en önde" tutulması, "etik dışı davranışlara" fırsat verilmemesi bizi arzuladığımız hedefe götürecektir. Peki birkaçını dışarıda tutarsak üniversitelerimizdeki o büyük eksiklik ne? Üniversite olgusunun tarihsel geçmişine bakıldığında "aidiyet" kavramı öne çıkmaktadır. Siz bir üniversitede görev yapıyor ya da okuyorsanız o bütünün bir parçası olmaktan hoşnut musunuz? En basitinden, sosyal medyada kurum logosunu paylaşsanız ondan bir itibar gelir mi size? Bu parçaya göre yazarın üniversitelere yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) İtibar sağlayan bir kurum olması nedeniyle edinilen önde oluş duygusunun değerlendirilememesi B) Kurumsallaşma konusunda ait olduğu anlamsal çerçeveyi dolduramaması 2 Etik açıdan hassas bir bilimsel araştırma kurumu olma niteliğinin geride kalması D Mensuplarının parçası olmaktan hoşnutluk duyduğu itibarlı bir kurum özelliği göstermemesi E) Aidiyet düşüncesiyle liyakate uygun olmayan görevlendirmeler yapılması 3. En yalın hâliyle bilgiye ulaşmak, daha fazla öğrenmek, ne kadar bilmediğini anlayıp araştırma gücü bulmak ve keşif yapmak; sizi mutlu etmiyorsa akademik kariyeriniz beklediğiniz gibi olmayabilir. Akademik kariyerinizin sonunda bile olsanız akademik ortamın dışında seçenekleriniz olduğunu unutmayın. Dar bir alanda uzun yıllar çalışmanın getirdiği izolasyon, size kendinizi değersiz hissettirebilir. Durum hiç de böyle değil. Akadem o B (1) Dü sırala görm (III) A açıkla sırala bulab eylül yayın yılın verm oluş üniv Bu nun A) I Ucho Li a lis d
ⒸOksijen Yayınları
Deneme 2
17. 16. yüzyılda İtalya'da önce bulaşıcı hastalıklar, sonra tüm has-
talıklar için bir ölüm kaydı sistemi başlatıldı. Bu kayıtlar Röne-
sans'tan günümüze kadar olan ölümlerle ilgili olarak düzen-
li bir veri sağlamıştır. 17. yüzyılda İngiltere'de de ölüm kayıtları
tutulmaya başlanmıştır. 1662'de Londra Kraliyet Cemiyeti üye-
si John Graunt bu kayıtların verilerini yorumlayarak bir kitap ya-
yımlamıştır. Bu eser halk sağlığı faaliyetlerinin planlanmasında
-istatistiklerin kullanılması yolunu açan bir eserdir. Bugün bildi-
ğimiz anlamda halk sağlığı kavramı, 18. yüzyılda endüstri dev-
riminin sağlık üzerindeki yıkıcı etkilerinden dolayı ortaya çıkmış-
tır. Endüstri devriminin Avrupa'da en çok etkilediği Londra ve
Paris bu çalışmaların merkezi olmustur. Hastalık tedavisi ve ka-
rantina yöntemleri çok eskilere dayansa da kolektif sağlığın ko-
runması ve düzeltilmesi fikri, bu dönemin ürünüdür.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
Endüstri devriminin en fazla etkilediği ülkeler hangileridir?
B) Hastalık ve ölümlerle ilgili olarak kayıt tutulması ne gibi so-
nuçlar doğurmuştur?
Sağlık alanında istatistik yöntemlerinden yararlanılması has-
talıkların önlenmesinde etkili olmuş mudur?
Halk sağlığı kavramı Avrupa'da ne zaman ve nerede ortaya
çıkmıştır?
Avrupa şehirlerinin salgın hastalıklardan daha çok etkilen-
mesinin nedenleri nelerdir?
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ⒸOksijen Yayınları Deneme 2 17. 16. yüzyılda İtalya'da önce bulaşıcı hastalıklar, sonra tüm has- talıklar için bir ölüm kaydı sistemi başlatıldı. Bu kayıtlar Röne- sans'tan günümüze kadar olan ölümlerle ilgili olarak düzen- li bir veri sağlamıştır. 17. yüzyılda İngiltere'de de ölüm kayıtları tutulmaya başlanmıştır. 1662'de Londra Kraliyet Cemiyeti üye- si John Graunt bu kayıtların verilerini yorumlayarak bir kitap ya- yımlamıştır. Bu eser halk sağlığı faaliyetlerinin planlanmasında -istatistiklerin kullanılması yolunu açan bir eserdir. Bugün bildi- ğimiz anlamda halk sağlığı kavramı, 18. yüzyılda endüstri dev- riminin sağlık üzerindeki yıkıcı etkilerinden dolayı ortaya çıkmış- tır. Endüstri devriminin Avrupa'da en çok etkilediği Londra ve Paris bu çalışmaların merkezi olmustur. Hastalık tedavisi ve ka- rantina yöntemleri çok eskilere dayansa da kolektif sağlığın ko- runması ve düzeltilmesi fikri, bu dönemin ürünüdür. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? Endüstri devriminin en fazla etkilediği ülkeler hangileridir? B) Hastalık ve ölümlerle ilgili olarak kayıt tutulması ne gibi so- nuçlar doğurmuştur? Sağlık alanında istatistik yöntemlerinden yararlanılması has- talıkların önlenmesinde etkili olmuş mudur? Halk sağlığı kavramı Avrupa'da ne zaman ve nerede ortaya çıkmıştır? Avrupa şehirlerinin salgın hastalıklardan daha çok etkilen- mesinin nedenleri nelerdir?
2. Halikarnas Balıkçısı bir Anadolu uzmanı ve sevdalı-
sıdır. Yunan mitolojisi olarak görülen ve Avrupa'nın
kendi kökenleri olarak kabul ettiği kültürün aslında,
çok daha köklü uygarlıklara beşik olmuş Anadolu'ya
ait olduğu tezini savunur. Eserlerinde sık sık bunları
anlatırken Anadolu uygarlıklarının beslediği değerle-
rin Batı tarafından göz ardı edilmesinden dem vurur.
Halikarnas Balıkçısı deneme ve incelemelerinde de
Akdeniz uygarlığı ve Anadolu hakkındaki düşünce-
lerini, karşılaştırmalı bir yöntemle ele aldığı mitolojik
bilgileri aktarır.
A
6) Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dünya görüşünün, eserlerini oluşturmasındaki te-
mel etken olduğuna
B) Eserlerinde Anadolu uygarlıklarının kıymeti üzerin-
de durduğuna
C) Farklı türlerde verdiği eserlerde de benzer konular
işlediğine
D) Anadolu hakkında geniş bilgiye sahip olduğuna
E) Avrupa'nın kültürel geçmişinin Anadolu'ya dayan-
dığını ileri sürdüğüne
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2. Halikarnas Balıkçısı bir Anadolu uzmanı ve sevdalı- sıdır. Yunan mitolojisi olarak görülen ve Avrupa'nın kendi kökenleri olarak kabul ettiği kültürün aslında, çok daha köklü uygarlıklara beşik olmuş Anadolu'ya ait olduğu tezini savunur. Eserlerinde sık sık bunları anlatırken Anadolu uygarlıklarının beslediği değerle- rin Batı tarafından göz ardı edilmesinden dem vurur. Halikarnas Balıkçısı deneme ve incelemelerinde de Akdeniz uygarlığı ve Anadolu hakkındaki düşünce- lerini, karşılaştırmalı bir yöntemle ele aldığı mitolojik bilgileri aktarır. A 6) Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dünya görüşünün, eserlerini oluşturmasındaki te- mel etken olduğuna B) Eserlerinde Anadolu uygarlıklarının kıymeti üzerin- de durduğuna C) Farklı türlerde verdiği eserlerde de benzer konular işlediğine D) Anadolu hakkında geniş bilgiye sahip olduğuna E) Avrupa'nın kültürel geçmişinin Anadolu'ya dayan- dığını ileri sürdüğüne
B
I
B
S
A
R
M
R
Roman yazmanın belki de en zor yanı ilk cümleyi bulmak-
tır. İlk cümle yazarın gideceği yönü belirler. Hiçbir roman
tasarlanarak yani plan doğrultusunda yazılmaz. Yazar, ro-
manın yolunu açtığı gibi roman da yazarın yolunu açar ve
ona yol gösterir. İşte bunun için ben bir konuşmamda "----"
demiştim.
Düşüncenin akışına göre bu parçadaki boşluğa aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Romanda önemli olan anlam değil üsluptur.
B) Boman, gelecek kaygısı taşırsa romanın geleceği
olmaz.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
C) Romancı, topluma yol gösteren bir rehberdir.
D) Romanın okura yol göstermek gibi bir sorumluluğu
vardır.
E) Romanımı yazarken düşünüyorum ya da düşünürken
yazıyorum.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
B I B S A R M R Roman yazmanın belki de en zor yanı ilk cümleyi bulmak- tır. İlk cümle yazarın gideceği yönü belirler. Hiçbir roman tasarlanarak yani plan doğrultusunda yazılmaz. Yazar, ro- manın yolunu açtığı gibi roman da yazarın yolunu açar ve ona yol gösterir. İşte bunun için ben bir konuşmamda "----" demiştim. Düşüncenin akışına göre bu parçadaki boşluğa aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Romanda önemli olan anlam değil üsluptur. B) Boman, gelecek kaygısı taşırsa romanın geleceği olmaz. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI C) Romancı, topluma yol gösteren bir rehberdir. D) Romanın okura yol göstermek gibi bir sorumluluğu vardır. E) Romanımı yazarken düşünüyorum ya da düşünürken yazıyorum.
n.
li,
li
n
T.
ci
KONUSU
3.
Edebiyat dersinde, hep farklı, ilgi çekici ve gerekçelendiri-
lebilir yorumlar elde etmek amaçlanmalidir. En farklı ve en
özgün yorum, yaratıcılığından ötürü en başarılı yorum olarak
görülmelidir. Sınavlarda, "sanatçının hayatı ve eserleri'yle
ilgili nesnel bilgiler sormak yerine, öğrenciyi özgün yorumlara
yöneltecek metin odaklı sorular sormak, cesaretlendirici bir
yaklaşım olacaktır. Başarı; şairlerin ve yazarların öz geçmiş
lerini, yazmış oldukları eserlerin isimlerini, hangi akım içinde
yer aldıklarını ve hangi tarihlerde yaşayıp öldüklerini bilme
değildir. Asıl başarı, ölümsüz yapıtların anlam dünyalarını
keşfedebilmekte, onlar üzerine yorum yapabilmekte ve onların
edebiyat tarihi içindeki yerlerini karşılaştırmalı olarak belirle-
yebilmektedir. Bu da ancak orijinal eserlerle gerçekleşebilir.
Bu parçaya göre edebiyat dersinde,
1. Metnin içerdiği anlamları özgün ve etkileyici bir dille ifade
etmek
TEST
1
II. Anlamsal incelemeyi nitelikli yapıtlar üzerinde yoğunlaş
tırmak
III. Metnin anlamını sıra dışı bir bakışla değerlendirmek /
IV. Metnin değerini başka yapıtlarla ilişkilendirerek saptamak
V. Öğrenciye her yapıtı gerçekçi bir yaklaşımla yorumlaya-
bilecek donanım sağlamak
kazanımlarından hangilerinin amaçlandığı söylenebilir?
A) Yalnız I
D) II, III ve IV
B) Yalnız II
E) I, IV ve V
C) I ve IV
icin en önemli değer, her
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
n. li, li n T. ci KONUSU 3. Edebiyat dersinde, hep farklı, ilgi çekici ve gerekçelendiri- lebilir yorumlar elde etmek amaçlanmalidir. En farklı ve en özgün yorum, yaratıcılığından ötürü en başarılı yorum olarak görülmelidir. Sınavlarda, "sanatçının hayatı ve eserleri'yle ilgili nesnel bilgiler sormak yerine, öğrenciyi özgün yorumlara yöneltecek metin odaklı sorular sormak, cesaretlendirici bir yaklaşım olacaktır. Başarı; şairlerin ve yazarların öz geçmiş lerini, yazmış oldukları eserlerin isimlerini, hangi akım içinde yer aldıklarını ve hangi tarihlerde yaşayıp öldüklerini bilme değildir. Asıl başarı, ölümsüz yapıtların anlam dünyalarını keşfedebilmekte, onlar üzerine yorum yapabilmekte ve onların edebiyat tarihi içindeki yerlerini karşılaştırmalı olarak belirle- yebilmektedir. Bu da ancak orijinal eserlerle gerçekleşebilir. Bu parçaya göre edebiyat dersinde, 1. Metnin içerdiği anlamları özgün ve etkileyici bir dille ifade etmek TEST 1 II. Anlamsal incelemeyi nitelikli yapıtlar üzerinde yoğunlaş tırmak III. Metnin anlamını sıra dışı bir bakışla değerlendirmek / IV. Metnin değerini başka yapıtlarla ilişkilendirerek saptamak V. Öğrenciye her yapıtı gerçekçi bir yaklaşımla yorumlaya- bilecek donanım sağlamak kazanımlarından hangilerinin amaçlandığı söylenebilir? A) Yalnız I D) II, III ve IV B) Yalnız II E) I, IV ve V C) I ve IV icin en önemli değer, her
1
Bir sınıftaki öğrencilere edebiyatla tarih arasındaki ilişkiyi içeren bilgiler ve bu bilgilerle ilgili sorular sorulmuştur. Ögrencilere
verilen bilgiler şu şekildedir.
1.
11.
III
IV.
Edebiyat, tarih ve siyaset ile etkileşim halinde olan, içeriğinde tarihi ve siyası unsurlar barındıran ürünler ortaya
koyan bir sanattır. Edebl bir tür olan romanın tarih ve siyasetle olan ilişkisi çoğu zaman romanin estetik değerini
arka plana iter. Roman sanatsal bir unsur, edebiyat metni olarak değil, bir siyasi ve tarihl argüman olarak konum-
lanır. Romanın bu işleyişi, milletlerin tarih anlatısının oluşumuna ciddi katkıda bulunur.
Anadolu, geçmiş zamanlardan bu yana pek çok farklı etnik kimliğe ev sahipliği yapmış, kültürel olarak büyük
zenginliğe sahip bir coğrafyadır. Anadolu'nun bu zenginliği kültürün farklı aktarım ögelerini etkiler. Bunlardan birisi
de edebiyat, onun özelinde romandır. Roman beslediği tarihsel arka planla birlikte, kendinden sonraki kuşaklara
mevcut ideolojinin ve ona bağlı olarak gelişen kültürün aktarımı için en kestirme yoldur.
Bir edebiyat ürünü olan romanda anlatılan tarihi ögenin kutsallığına inanan veya o ideolojiye en baştan katıldı-
ğı için romanı okuyan kişi, bu tarihsel anlatının bir parçası olur. Aktarımın sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için
aktarıcı kadar alıcı da önemlidir. Bu hedef kitlenin genişliği ve algılama kapasitesi hangi boyuttaysa roman da
o şekilde kaleme alınır. Okur romanın arkasındaki tarihi gerçekliği belli bir kabulle hareket eder, onun kurmacı
olabileceğini düşünmez bile.
Tarihin bir parçasını çıkarmak ve onu kurgulamak, Tanzimat Edebiyatı'yla başlasa da etkinliğini sonraki dönem-
lerde arttırarak sürdürür. Özellikle ulusal bir bilinç oluşturmak adına cumhuriyetin ilanıyla beraber gelişen süreçte
yeni Türk devleti bizzat romana müdahale ederek bu alandaki etkisini hissettirir. Tarihin edebi bir eser olma özel-
ligine bağlı olarak öznel yaklaşımlarla romana aktarılmasının edebiyatımızda birçok örneği vardır Yakup Kadri
Karaosmanoğlu'nun Yaban ve Tarık Buğra'nın Küçük Ağa romanları bunlara örnek teşkil eder.
Hatice, Zeynep, Kemal ve Murat'ın bu metinlerle ilgili değerlendirmeleri şöyledir:
Hatice:
Edebiyat ürünlerinin, özellikle de romanın tarihle olan ilişkisi çoğu zaman onun estetik yönünün ihmal edilmesine neden
olmuştur. Bu durum milletlerin tarih anlatısının oluşumunu desteklemiştir
Zeynep:
- Kültürel mirasın aktarılmasında tarihsel edeblyatın katkısı büyük olmuştur. Roman kendinden sonraki kuşaklara mevcut
ideolojinin ve kültürün aktarımında baskın bir rol oynamıştır.
Kemal:
-Bir edebiyat ürünü olmasına bağlı olarak kurmaca özelliği açık olan romanın okur kitlesi, çoğu zaman onun bu özelliğini
atladığı açıktır. Onda anlatılanlara ideolojik bir ön kabulle âdeta iman eder.
Murat
- Romanın tarihi anlatmadaki ve kurgulamadaki işlevi Tanzimat Edebiyatı'yla başlayıp gelişmiştir. Cumhuriyet dönemin
de bu bir devlet politikası haline getirilmiştir Öznel bir tutumla yazılan romanlar, resmi ideolojinin bir aracı halini almıştır.
Hatice, Zeynep, Kemal ve Murat'ın bu değerlendirmelerinden edebiyat-tarih ilişkisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi çıkarılamaz?
A) Edebiyat ve tarih arasındaki ilişki milli tarihin aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır.
B) Başta roman olmak üzere edebiyat ürünleri yoluyla kültürel miras gelecek nesillere aktarılmıştır. 4
Roman her ne kadar bir edebiyat ürünü olsa da tarih bilimi için kesin bir bilgi kaynağı olma özelliğine sahiptir
D) Edebiyat ürünleri kurmaca bir gerçekliğe sahip olsa da özellikle roman okuru tarihi romanlarda anlatılanların gerçekli-
ğinden kuşkulanmaz +
E) Romanın tarih anlatımında bir araca dönüştürülmesi Tanzimat'tan bu yana devam etmiş, milli bir bilinç oluşturmada
devlet politikası gereği bu türden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1 Bir sınıftaki öğrencilere edebiyatla tarih arasındaki ilişkiyi içeren bilgiler ve bu bilgilerle ilgili sorular sorulmuştur. Ögrencilere verilen bilgiler şu şekildedir. 1. 11. III IV. Edebiyat, tarih ve siyaset ile etkileşim halinde olan, içeriğinde tarihi ve siyası unsurlar barındıran ürünler ortaya koyan bir sanattır. Edebl bir tür olan romanın tarih ve siyasetle olan ilişkisi çoğu zaman romanin estetik değerini arka plana iter. Roman sanatsal bir unsur, edebiyat metni olarak değil, bir siyasi ve tarihl argüman olarak konum- lanır. Romanın bu işleyişi, milletlerin tarih anlatısının oluşumuna ciddi katkıda bulunur. Anadolu, geçmiş zamanlardan bu yana pek çok farklı etnik kimliğe ev sahipliği yapmış, kültürel olarak büyük zenginliğe sahip bir coğrafyadır. Anadolu'nun bu zenginliği kültürün farklı aktarım ögelerini etkiler. Bunlardan birisi de edebiyat, onun özelinde romandır. Roman beslediği tarihsel arka planla birlikte, kendinden sonraki kuşaklara mevcut ideolojinin ve ona bağlı olarak gelişen kültürün aktarımı için en kestirme yoldur. Bir edebiyat ürünü olan romanda anlatılan tarihi ögenin kutsallığına inanan veya o ideolojiye en baştan katıldı- ğı için romanı okuyan kişi, bu tarihsel anlatının bir parçası olur. Aktarımın sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için aktarıcı kadar alıcı da önemlidir. Bu hedef kitlenin genişliği ve algılama kapasitesi hangi boyuttaysa roman da o şekilde kaleme alınır. Okur romanın arkasındaki tarihi gerçekliği belli bir kabulle hareket eder, onun kurmacı olabileceğini düşünmez bile. Tarihin bir parçasını çıkarmak ve onu kurgulamak, Tanzimat Edebiyatı'yla başlasa da etkinliğini sonraki dönem- lerde arttırarak sürdürür. Özellikle ulusal bir bilinç oluşturmak adına cumhuriyetin ilanıyla beraber gelişen süreçte yeni Türk devleti bizzat romana müdahale ederek bu alandaki etkisini hissettirir. Tarihin edebi bir eser olma özel- ligine bağlı olarak öznel yaklaşımlarla romana aktarılmasının edebiyatımızda birçok örneği vardır Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban ve Tarık Buğra'nın Küçük Ağa romanları bunlara örnek teşkil eder. Hatice, Zeynep, Kemal ve Murat'ın bu metinlerle ilgili değerlendirmeleri şöyledir: Hatice: Edebiyat ürünlerinin, özellikle de romanın tarihle olan ilişkisi çoğu zaman onun estetik yönünün ihmal edilmesine neden olmuştur. Bu durum milletlerin tarih anlatısının oluşumunu desteklemiştir Zeynep: - Kültürel mirasın aktarılmasında tarihsel edeblyatın katkısı büyük olmuştur. Roman kendinden sonraki kuşaklara mevcut ideolojinin ve kültürün aktarımında baskın bir rol oynamıştır. Kemal: -Bir edebiyat ürünü olmasına bağlı olarak kurmaca özelliği açık olan romanın okur kitlesi, çoğu zaman onun bu özelliğini atladığı açıktır. Onda anlatılanlara ideolojik bir ön kabulle âdeta iman eder. Murat - Romanın tarihi anlatmadaki ve kurgulamadaki işlevi Tanzimat Edebiyatı'yla başlayıp gelişmiştir. Cumhuriyet dönemin de bu bir devlet politikası haline getirilmiştir Öznel bir tutumla yazılan romanlar, resmi ideolojinin bir aracı halini almıştır. Hatice, Zeynep, Kemal ve Murat'ın bu değerlendirmelerinden edebiyat-tarih ilişkisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Edebiyat ve tarih arasındaki ilişki milli tarihin aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır. B) Başta roman olmak üzere edebiyat ürünleri yoluyla kültürel miras gelecek nesillere aktarılmıştır. 4 Roman her ne kadar bir edebiyat ürünü olsa da tarih bilimi için kesin bir bilgi kaynağı olma özelliğine sahiptir D) Edebiyat ürünleri kurmaca bir gerçekliğe sahip olsa da özellikle roman okuru tarihi romanlarda anlatılanların gerçekli- ğinden kuşkulanmaz + E) Romanın tarih anlatımında bir araca dönüştürülmesi Tanzimat'tan bu yana devam etmiş, milli bir bilinç oluşturmada devlet politikası gereği bu türden yararlanılmıştır.
Ove
BABAA!
ve II
BABA
ŞİMDİ DEĞİL
OĞLUM.
ŞİMDİ DEĞİL
OĞLUM.
BABAA
OĞLUM?
ŞİMDİ DEĞİL
OĞLUM.
3. Buna göre
1. Anın gereklerini yaşamalıyız, hayat ertelenecek kadar değersiz değildir.
II. Saygısız bireyler yetiştirmek istemiyorsak hatalara zamanında müdahale etmeliyiz. —
III. Işlerin yoğunluğundan sevdiklerimizi ihmal etmek, telafisi mümkün olmayan hatalara yol açabilir.
yargılarından hangileri bu görselde anlatılmak istenenle ilişkilendirilemez?
BYalnız II
C) II ve fil
ŞİMDİ DEĞİL
BABA!!
D) Yalnız III
B
E) Ill ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Ove BABAA! ve II BABA ŞİMDİ DEĞİL OĞLUM. ŞİMDİ DEĞİL OĞLUM. BABAA OĞLUM? ŞİMDİ DEĞİL OĞLUM. 3. Buna göre 1. Anın gereklerini yaşamalıyız, hayat ertelenecek kadar değersiz değildir. II. Saygısız bireyler yetiştirmek istemiyorsak hatalara zamanında müdahale etmeliyiz. — III. Işlerin yoğunluğundan sevdiklerimizi ihmal etmek, telafisi mümkün olmayan hatalara yol açabilir. yargılarından hangileri bu görselde anlatılmak istenenle ilişkilendirilemez? BYalnız II C) II ve fil ŞİMDİ DEĞİL BABA!! D) Yalnız III B E) Ill ve IV
Anton Çehov; durum öyküsünün kurucusu, realist
bir yazar ve şiirsel gerçekçiliğin usta temsilcisidir.
Üniversiteyi bitirince doktorluğa başlayan Çehov;
Cerrahlık, Cansız Ceset gibi hikâyelerini bu dönemde
yazdı. Çehov bir mektubunda şöyle diyor: "Tip, nikâhlı
karım benim; edebiyat ise metresim. Bu davranışımı
biraz uygunsuz bulabilirsin. Hem zaten benim bu
ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok."Çok
geçmeden kısa öykü türünde kendi tarzını yakalayan
sanatçı, Rus ve dünya edebiyatında kısa öykü ustası
olarak yerini aldı. 1896'da Martı adlı piyesi yazdı.
"Psikolojik-lirik" oyun tarzının ilk örneğiydi bu eser.
Çehov, Japonya'nın kuzeyinde ceza kolonisi olan
Sahalin Adası'yla Uzak Doğu Rusya'sına tren, at arabası,
nehir vapuruyla zorlu bir yolculuğa çıkmış; burada
binlerce mahkûm ve yerleşimciyle görüşmüştür. Bu
yolculukta yazdığı mektuplar, bu türün en iyileri arasında
yer almıştır. Ayrıca burada gördükleri (kırbaçlama,
malzemeleri, zimmete geçirme, istismar...) onu dehşete
düşürmüş, bunları Sahalin Adası adlı tiyatro eserinde ele
almıştır. 1902'de Çar II. Nikola'nın, Gorki'nin Rus Bilimler
Akademisine üye olmasını onaylamaması üzerine onursal
üyesi olduğu Akademiden ayrılmıştır.
3. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
C
A) Kimi eserlerine konu olan olaylar kendi yaşantısına,
gözlemlerine dayanmaktadır.
B) Kesit öyküsünü edebiyata kazandıran yazardır.
Tiyatroya, gerçekçiliği eleştirel bakış açısıyla
kazandıran sanatçıdır.
Olaylara karşı duyarlı bir tutuma sahiptir.
E Hayattayken evrensel bir kimlik kazanmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Anton Çehov; durum öyküsünün kurucusu, realist bir yazar ve şiirsel gerçekçiliğin usta temsilcisidir. Üniversiteyi bitirince doktorluğa başlayan Çehov; Cerrahlık, Cansız Ceset gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Çehov bir mektubunda şöyle diyor: "Tip, nikâhlı karım benim; edebiyat ise metresim. Bu davranışımı biraz uygunsuz bulabilirsin. Hem zaten benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok."Çok geçmeden kısa öykü türünde kendi tarzını yakalayan sanatçı, Rus ve dünya edebiyatında kısa öykü ustası olarak yerini aldı. 1896'da Martı adlı piyesi yazdı. "Psikolojik-lirik" oyun tarzının ilk örneğiydi bu eser. Çehov, Japonya'nın kuzeyinde ceza kolonisi olan Sahalin Adası'yla Uzak Doğu Rusya'sına tren, at arabası, nehir vapuruyla zorlu bir yolculuğa çıkmış; burada binlerce mahkûm ve yerleşimciyle görüşmüştür. Bu yolculukta yazdığı mektuplar, bu türün en iyileri arasında yer almıştır. Ayrıca burada gördükleri (kırbaçlama, malzemeleri, zimmete geçirme, istismar...) onu dehşete düşürmüş, bunları Sahalin Adası adlı tiyatro eserinde ele almıştır. 1902'de Çar II. Nikola'nın, Gorki'nin Rus Bilimler Akademisine üye olmasını onaylamaması üzerine onursal üyesi olduğu Akademiden ayrılmıştır. 3. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? C A) Kimi eserlerine konu olan olaylar kendi yaşantısına, gözlemlerine dayanmaktadır. B) Kesit öyküsünü edebiyata kazandıran yazardır. Tiyatroya, gerçekçiliği eleştirel bakış açısıyla kazandıran sanatçıdır. Olaylara karşı duyarlı bir tutuma sahiptir. E Hayattayken evrensel bir kimlik kazanmıştır.
ÖSYM TADINDA 2
SORULAR
5.
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜ
Muş'ta doğuştan görme engelli ve absolut (kusursuz)
kulağa sahip Bager Çalışçı'nın ünlü besteci ve piyanist
Fazıl Say ile tanışma hayali gerçek oldu. Fazıl Say, 30
Haziran'da Istanbul Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium'da
Şanghay Filarmoni Orkestrası ile vereceği konser için davet
ettiği Bager ile bir araya geldi. Fazıl Say, Bager ile piyano
çaldığı anları sosyal medya hesabından paylaştı. Yaygın
beldesindeki Kardeşler İlkokulunun 2'nci sınıf öğrencisi olan
görme engelli Bager Çalışçı'nın müziğe ilgisini fark eden
babası Mehmet Çalışçı, onu müzik kursuna başlattı. Bager
Calişçi, burada kendisi gibi görme engelli Yarpuzlu Köyü
Ilkokulunda müzik öğretmeni olan Caner Keser ile tanıştı.
Keser, Bager'in absolut kulağa sahip olduğunu fark etti.
Bager Çalışçı, Caner Keser'in de yardımıyla piyano
çalmayı öğrendi. Bager Çalışçı'nın köy okulunda konser
verme hayali ise bir süre önce gerçekleşti.
Bu parçada Bager Çalışçı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Görme engelli olması, iyi müzik yapmasına engel
değildir.
B) Müzik yeteneği, işinin ehli öğretmen tarafından
keşfedilmiştir.
C) Var olan müzik yeteneği, iyi bir eğitimle gelişebilir.
D) Absolut (kusursuz) kulağa sahip olmak için uzun
uğraşlar vermiştir.
E) Tanınmış bir piyanist tarafından ilgi görmüş ve
desteklenmiştir.
Bitki uzmanı Hayoko Yamata, üniversite som
öğrencilerine nadir bir bil
7.
e
.
Est
ked
en
yal
ver
(HE
Pla
Cog
ha
ola
Ya
ha
ba
Ka
me
he
de
lec
en
olu
ya
alt
tür
Bu iki p
olarak
A) Vahş
C) Penc
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ÖSYM TADINDA 2 SORULAR 5. PARAGRAFTA YARDIMCI DÜ Muş'ta doğuştan görme engelli ve absolut (kusursuz) kulağa sahip Bager Çalışçı'nın ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say ile tanışma hayali gerçek oldu. Fazıl Say, 30 Haziran'da Istanbul Lütfi Kırdar Anadolu Auditorium'da Şanghay Filarmoni Orkestrası ile vereceği konser için davet ettiği Bager ile bir araya geldi. Fazıl Say, Bager ile piyano çaldığı anları sosyal medya hesabından paylaştı. Yaygın beldesindeki Kardeşler İlkokulunun 2'nci sınıf öğrencisi olan görme engelli Bager Çalışçı'nın müziğe ilgisini fark eden babası Mehmet Çalışçı, onu müzik kursuna başlattı. Bager Calişçi, burada kendisi gibi görme engelli Yarpuzlu Köyü Ilkokulunda müzik öğretmeni olan Caner Keser ile tanıştı. Keser, Bager'in absolut kulağa sahip olduğunu fark etti. Bager Çalışçı, Caner Keser'in de yardımıyla piyano çalmayı öğrendi. Bager Çalışçı'nın köy okulunda konser verme hayali ise bir süre önce gerçekleşti. Bu parçada Bager Çalışçı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Görme engelli olması, iyi müzik yapmasına engel değildir. B) Müzik yeteneği, işinin ehli öğretmen tarafından keşfedilmiştir. C) Var olan müzik yeteneği, iyi bir eğitimle gelişebilir. D) Absolut (kusursuz) kulağa sahip olmak için uzun uğraşlar vermiştir. E) Tanınmış bir piyanist tarafından ilgi görmüş ve desteklenmiştir. Bitki uzmanı Hayoko Yamata, üniversite som öğrencilerine nadir bir bil 7. e . Est ked en yal ver (HE Pla Cog ha ola Ya ha ba Ka me he de lec en olu ya alt tür Bu iki p olarak A) Vahş C) Penc
2021-ALES/1/SÖZEL
29-30. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Hayal gücünün sınırları ne kadar zorlanırsa zorlansın
fantastik edebiyatın nesne ve varlıkları en nihayetinde
yaşadığımız dünyadandır. Tarih boyunca hemen her
kültürden insan; pegasuslar, ejderhalar, uçan halılar,
sihirli lambalar gibi dünyada olmayan sayısız şey hayal
eder ve bunu yazı aracılığıyla bize aktarır. Ancak
da bic
edilenler bu
olmasa
olmayan unsurlardan oluşmuş şeyler değildir. Çünkü
hayal
I ettiklerimizin büyük bir kısmını, hatta tamamını, bu
dünyada var olan şeylerle oluştururuz. Sadece onları bu
dünyada olmayan bir düzen içinde bir araya getiririz.
Atlara kanat takarken, uçan devasa sürüngenlere ateş
püskürttürürken yaptığımız gibi. Dolayısıyla hayal
gücümüz bu dünyada olmayanı bile bu dünyadan
hareketle yaratır.
M
30. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Fantastik yazında, anlatımı etkili kılmak için tezat ve
in yazılı izni olmaksızın
gılamaz.
2
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2021-ALES/1/SÖZEL 29-30. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Hayal gücünün sınırları ne kadar zorlanırsa zorlansın fantastik edebiyatın nesne ve varlıkları en nihayetinde yaşadığımız dünyadandır. Tarih boyunca hemen her kültürden insan; pegasuslar, ejderhalar, uçan halılar, sihirli lambalar gibi dünyada olmayan sayısız şey hayal eder ve bunu yazı aracılığıyla bize aktarır. Ancak da bic edilenler bu olmasa olmayan unsurlardan oluşmuş şeyler değildir. Çünkü hayal I ettiklerimizin büyük bir kısmını, hatta tamamını, bu dünyada var olan şeylerle oluştururuz. Sadece onları bu dünyada olmayan bir düzen içinde bir araya getiririz. Atlara kanat takarken, uçan devasa sürüngenlere ateş püskürttürürken yaptığımız gibi. Dolayısıyla hayal gücümüz bu dünyada olmayanı bile bu dünyadan hareketle yaratır. M 30. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Fantastik yazında, anlatımı etkili kılmak için tezat ve in yazılı izni olmaksızın gılamaz. 2
2.
Kalktım sabahı dinledim
Dudaklarımda okuldan kalma
Beni güne bağlayan bir sarkı
- Hani yorgundum, yeniktim, çaresizdim
Ama dündü - Evet dün
Dün bir kentti geride kaldı
(Bu sabah yaşam fışkıran
Bambaşka bir kente indim )
An
Bu dizelerde şairin, anlatmak istedikleri arasında
aşağıdakilerden hangisi yoktur? (-)
A Geçmişte yaşanan olumsuzluklar geleceği için insana
her zaman güç verir.
B) Insan bir şarkının sözleriyle hayata tutunabilir.
ilir. +
Her doğan gün yeni bir başlangıç olabilir.
DY Dün acılarıyla, üzüntüleriyle geride kalır.+
E) İnsan, yeni bir günle duygusal ve bedensel
halsizliklerden kurtulabilir. +
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2. Kalktım sabahı dinledim Dudaklarımda okuldan kalma Beni güne bağlayan bir sarkı - Hani yorgundum, yeniktim, çaresizdim Ama dündü - Evet dün Dün bir kentti geride kaldı (Bu sabah yaşam fışkıran Bambaşka bir kente indim ) An Bu dizelerde şairin, anlatmak istedikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? (-) A Geçmişte yaşanan olumsuzluklar geleceği için insana her zaman güç verir. B) Insan bir şarkının sözleriyle hayata tutunabilir. ilir. + Her doğan gün yeni bir başlangıç olabilir. DY Dün acılarıyla, üzüntüleriyle geride kalır.+ E) İnsan, yeni bir günle duygusal ve bedensel halsizliklerden kurtulabilir. +