Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

12. Kendi aramızda dertleşiriz. "Hafızasız toplum" oldu. ğumuzdan dem vururuz. Suçu kendimizde aramayı da severiz ve fırsatını bulduğumuz anda da eğitim sistemimize yükleniriz. Yakın tarihimiz hakkında kor kutucu boyutlarda bilgi eksikliğine sahibizdir; nere. deyse son yirmi yıldır magazin kültürüne gömülmüş kafalarımızı kumdan çıkarıp geçmişe hem de bayağı uzak bir geçmişe bakmayı akıl edemeyiz. Bakmak is- tesek nereden başlayacağımızı, nereye bakacağımızı bilemeyiz. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme- miştir? A) Unutkan bir toplum olmaktan şikâyet ettiğimize B) Zayıf hafızamızın sorumlusu olarak eğitim siste- mimizi gördüğümüze C) Magazin kültürünün toplumsal yapıyı bozduğuna D) Yakın tarihimize ilgi duymadığımıza E) Geçmişle yeniden kurulacak bir ilişkiye nasıl baş- layacağımızı bilmediğimize

İki çeşit sorumluluk var bence: İnsanın topluma kar- şi sorumluluğu ve insanın kendine karşı sorumluluğu. Birincisi, vatandaşlık sorumluluğudur. Bu, Saint-Exu- pery'nin "Her bir kişi herkese karşı, herkesten sorumlu- dur." diye dile getirdiği sorumluluktur. İnsanın kendine karşı sorumluluğu, vatandaşlık sorumluluğunun teme- lini oluşturur. Kendine karşı sorumluluk duygusundan yoksun kişi, topluma karşı da sorumsuzdur, başka tür- lüsü de düşünülemez. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Topluma karşı sorumlu olan kişinin kendine karşı sorumlu olmaması düşünülemez. BY Insanın topluma karşı sorumluluğu bir vatandaşlık sorumluluğudur. C) İnsanın topluma karşı sorumluluğu kendine karşı olan sorumluluğundan bağımsız değildir. D) Topluma karşı sorumlu olacak kişi öncelikle kendi- ne karşı sorumlu olmalıdır. E Kendine karşı sorumlu olan kişinin topluma karşı sorumlu olmaması düşünülemez.

15. Yalnızca 37 yıl yaşayan Vincent Van Gogh, sanat tacirliği ve din adamlığı gibi mesleklerde başarılı olamayınca sanatçı olmaya karar verdi. Bu dü- şünceyle 28 yaşında sanat eğitimi almaya çalışan Hollandalı sanatçıdan geriye kalan eserlerin büyük çoğunluğu yaşamının son dokuz yılından kalan yapıtlardır. Bu yapıtlarda Van Gogh, sanatı bireysel bir dışavurum aracı olarak kullanmıştır. Özellikle güneşin doğadaki yansıması olan sarının belli bir tonunu ustaca kullanımı sonucu o dönemde "Van Gogh sarısı" denen bir renkten söz edilir olmuştur. Bu parçada sözü edilen "Van Gogh sarısı" adlı rengin ortaya çıkması Van Gogh ile ilgili aşağı- dakilerden hangisinin göstergesi olabilir? A) Kısa sürede nitelikli bir sanat eğitimi aldığının Farklı sanat dallarıyla uğraşanlara da ilham kaynağı olduğunun B) C) Günümüzdeki sanat akımlarında etkilerinin sür- düğünün D) Daha çok doğayı resmettiğinin E) Renkleri doğal özelliklerinden bağımsız kullan- dığının

8. (1) Tiyatronun faydaları anlatılmakla bitmez. (II) Tiyatro; bilinçlenmemizi, birikimli olmamızı sağlar. (III) Çünkü toplumun değişik kültürlerinden, insan tiplerinden izler vardır onda. (IV) Bomboş, anlamsız karanlık yüzler aydınlanır tiyatroda. (V) Mekân, kişi, zaman kavramları da oldukça önemli bir yer teşkil eder tiyatroda. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde tiyatronun işlevinden bahsedilmiştir? A) I ve II B) II ve III D) II ve IV E) IV ve V C) I ve V

Kafadengi ir. ek da ini 4. Bu sanatçı roman ve hikâyelerinde değindiği olaylarla, zihnimizin hapishanesinde bırakılmış hayat zerrelerini yine sahneye alıyor, bunu da eskiden şiirle ilgilenmiş olmanın verdiği rahatlıkla yapıyor. Bu cümlede altı çizili sözle romancının hangi niteliği vurgulanmaktadır? Belleğimizin körelmesine neden olan sözcükleri kul- lanmamaya çalışması B) Yaşam belirtisi olan olayları anlatarak sıkıntılı insan- lara umut aşılaması S Yaşamımıza dair unutulmuş bazı parçaların hatır- lanmasına yardımcı olması İnsan zihninde yer edinip silinmeyecek olaylara daha çok yer vermesi EX Coşkulu bir anlatımla geçmiş ve gelecek arasında bir köprü görevi görmesi

Yardımcı Düşünce-l ark 0- K Bağırsak kurtlarından kurtulma, göz sağlığını iyileştirme, sinir sistemini koruma, hazımsızlığı giderme gibi etkileriyle yaygın sağlık sorunlarına iyi gelen eğrelti otu aşağıdaki faydalara sahip: İçeriğindeki kalsiyum kemik ve dişleri güçlendiriyor. ● Yapraklarında bulunan mineraller sinir sistemini destekli- ? ÜSTATLA SON HAMLE ● yor. Çayı, akciğer problemlerini hafifletmek amacıyla yaygın olarak kullanılıyor. • Çoğu kişinin mustarip olduğu hazımsızlığa iyi geliyor. Yüksek miktarda C vitamini içermesi sebebiyle bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek hastalıklardan koruyor. Bu parçada bilgisi verilen bitkinin faydaları arasında aşağı- dakilerden hangisi yoktur? A) Sindirim sistemini rahatlatma B) Asalaklardan kurtarma Odlo almaya destek verme D) İskelet azalarına güç sağlama E) Deri yapısını koruma, as- Gazete yazarının hesaba katmak zorunda olduğu okuyucu Vinda elle tutulabilir, somut bir kitledir. Oysa öykü ya da roman yazarının seslendiği okuyucu bu düzlemde duran bir okuyucu değildir. O, soyut bir kitledir. Hazırda bulunmayan fakat oluştu- rulmakta bulunan bir kitledir. Gazete okuyucusu, sabahleyin.ga- MI

anat mla- Liler; eğiş- tme ekler şına lişir. uygun kültü- şaşıla- HIZ VE RENK YAYINLARI 4. (1) Dünya genelinde en hızlı gelişen sektörlerin başında gelen turizm sektörü, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler tarafından önemli bir ekonomik araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. (II) Gelişmiş ülkeler, turizm sektörünün gelir etkisinden yararlanmaya çalışırken geliş- mekte olan veya az gelişmiş ülkeler ise, bu sektörün döviz kazandırma ve yeni istihdam olanakları yaratabilme gücünden faydalanmayı ekonomik hedefleri haline getir- mişlerdir. (III) Turizm, yakın zaman içinde kullanılmaya başlanmış bir kavramdır. (IV) Latince "tornus" kelimesin- den gelen bu kavram, insanların bir eksen etrafında dönme hareketini ifade etmektedir. (V) Buradan da Ingiliz- ce, Fransızca ve Almanca gibi dillere "tour" şeklinde geç- tiği görülmektedir. (VI) Bu kelime de insanların dairesel hareket içerisinde bazı mekânları, iş veya eğlence ama- cıyla gezip geri dönmelerini ifade etmektedir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI RKCE-UNIVERSITE HAZIRLIK

cevap- kafa yor- uluşama- ise bilgi- plan, aynı bir amaca esi), öteki her şey e hazzın lidir. İyi, reyse iyi, ile uyum mli dav- e yetme nda ha- n temel in kav- niz III tenen şama- şte ol- ama- eğer- ştire- A A Türkçe 39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Dünyada XX. yüzyılın ortalarında yaygınlaşmaya baş- layan ve adina modernist roman denen anlayış, bizde 1970'ten sonra görülmeye başlandı. Bu etkilenmenin etkisinde kalan en önemli iki romancimiz Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay'dır ve bu durum, anlatım teknikleri bakı- mindan onları 70'li yılların diğer sanatçılardan başka bir yere koyar. Atılgan, Aylak Adam ve Anayurt Oteli'nde bireyin toplum karşısında yabancılaşmasını anlatırken Oğuz Atay da eserlerinde toplum karşısında tutunama- yan aydınları anlatmıştır. Atılgan hem Aylak Adam'da hem de Anayurt Oteli'nde Freudcu yaklaşımın izlerini taşıyan bir psikanalitik çaba ortaya koyar, Atay'sa Tu- tunamayanlar'da daha önce denenmemiş üst kurmaca tekniğini esere başarıyla yedirmiştir. 39. Bu parçadan hareketle Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Her ikisi de muhalif entelektüel yönleriyle ön plana çıkmaktadır. oman anlayışları bakımından çağdaşları olan sa- natçılardan ayrılırlar: Her ikisinin de temel roman karakterleri benliklerinin arayışında olan kişilerdir. het D) Türk edebiyatının bireyin iç dünyasına eğilmesi on- laNa başlamıştır E) Her ikisi de Doğu-Batı çıkmazını ve kimlik sorununu gündemde tutmuştur. 40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Modernist romanın gerçek anlamda yaygınlaşması 1950'lerden sonra olmuştur. B) Yusuf Atılgan, romanlarında Freud'un ortaya koy- duğu anlayıştan etkilenmiştir. C C) Modernist romanın edebiyatımıza girişi Batı ile eş zamanlı olmuştur. D) Oğuz Atay üst kurmaca tekniğini Türk romanında ilk uygulayan sanatçıdır. TÜRKCE TESTİ BİTTİ. E) Edebiyatımızda Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay'dan önce modernist romancı yoktur.

GENEL YETENEK 20. 1900'lerde insanlar sevdikleri şarkıları duymak için onların notalarını almak ve piyanoda çalmak zorundaydılar. İlk olarak fonograf (gramofon) daha sonra da radyo insanların eğlence anlayışlarını hızla değiştirdi. Radyo ayrıca spor, drama, haber ve mizahı da her kesime taşıdı. Artık insanlar evle- rinde de eğlenebilecekti. Bugün insanlar sevdikleri müziğe bir düğmeye basarak ulaşabiliyorlar. Tele- vizyonun icadıyla ses görüntüyle birleşti ve muhte- şem olaylar evlerde görünmeye başladı. Bu, aslın- da bilim kurgunun bilimsel gerçeğe dönüşmesiydi. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Iletişimin radyo aracılığıyla hız kazandığından B) Teknolojik gelişmelerin insanların eğlence kül- türüne yön verdiğinden C) İnsanların müziğe olan ilgilerinin teknolojiden bağımsız bir şekilde sürdüğünden ✓ D) Bilim kurgu ve bilim arasında bir ilişkinin varlı- ilişkinin gından E) Geçmiş ve şimdi arasında eğlence anlayışında gözle görülür farkların olduğundan 21.1897 yılında Paris'teki bir sinema çadırında büyük (1) Yangın filmlerden başka 124 ki- YEDİİKLİM 22-23. soruları yınız. Bilim kurgu hep büyük şe ler. Uzay ges malarla nere karşılaşırız. kullanımı ola tar. Söz geli göze batma biridir. Kâğı min kullanc ilk astronot Bunlar çoğ cikletin ha da bu duru özgü. Tek olduğunun Ama güne lunuşu, il nin nasıl Doğrusu bile zama 22. Bu par edilmiş A) Tekr gide B) Bilin çok C) Bilin lim DICH

Halit Ziya Uşaklığil'in, 19 Ağustos 1943'te Suat Kemal Yetkin'e yazdığı mektup, onun roman anlayışını gözler önüne serer. Bana soruyorsunuz: Aşk-ı Memnu ne gibi etkiler altında ve nasıl yazılmıştır, diye. Bunun yanıtı biraz zor. Bir hava esintisi birçok karışık yaprakları savurarak şuraya buraya dağıtır, bunlardan bir kümeyi bir yana atar. İşte sanatçının gözüne, belleğine ilişen izlenimler bunlardır. Bunlardan bir toplam çıkarmak onun eczasını birbirine ekleyip yapıştırmak, ona bir biçim vererek türlü ögelerini ipliklerle bağlamak için harekete geçense sanatçının hayalidir. Bu, renk renk taş parçalarından bir levha çıkarmak gibi bir iş. Bu işin sahibi, etmeni imgelemdir." " 16. Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisi Halit Ziya'nın sanat anlayışına ait olabilir? A) Yazar, eserin kahramanlarını uzaktan yakından bilip tanımak zorundadır. B) Bir eserin üstünlüklerinden biri de kişilerin çok olması, herbirinin kişisel bir hayat yaşamasıdır. C) Bir şiir parçası veya hikâye, konusu belli bir kaynaktan gelen tek bir etkinin ürünü değildir. D) Sanatta seçilen bir tema millî gelenekten kopmuş olmamalıdır. E) Sanat, bireyin gerçekliğine yöneldiğinde toplumsal eleştiri arka planda kalır.

Sun ild IP di 5. Washington Georgetown Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. David Cuthell şöyle diyor: Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki. (1) Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir. "Victor Hugo şiirlerini 40.000 sözcükle yazdı. Türkçesi zengin yazar Yaşar Kemal'in romanları 3500 sözcüğü geçmez." görüşü çok yaygındır. Bu görüş haklıdır. (2) Ne var ki bu Türkçenin daha yetersiz bir dil olduğu anlamına gelmez. (3) Daha fazla sözcük içerse bunun kimseye zararı dokunmaz ancak gereği yoktur. grup Daşk 1. Türkçenin Fransızcaya oranla daha az sözcük içerdiği doğrudur. II. Bir kökten bir düzine sözcük üretiliyor. III. Çünkü Türkçe az sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir. E. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2, 3 ile belirlenmiş yerlere I, II ve III numaralı cümleler aşağıdakilerin hangisinde verilen sırayla getirilmelidir? B) C) D) E 118 1 === 11& 2 il || ||| il PALE 3 !!! l 111 l I

5. BIR YUNUS ROMANI ISKENDER PALA BIRINCI BASKI 100 BİN ADET kapi roman Iskender Pala, Od adlı eserinde Yunus Emre'nin hayatını anlatmaktadır. Eserde 13. yy. Anadolu'sunda insanlık dersi veren Yunus Emre'nin yanında, Mevlânâ'dan Barak Baba'ya, Hacı Bektaş'tan Turakçın Baba'ya, Temür Alp Ata'dan Tapduk Emre'ye Anadolu'yu sabır, aşk ve inanç mayasıyla kuranların hikâyesine değinilmektedir. Roman, Yunus Emre'nin şiirlerinde de geçen Molla Kasım ile başlamaktadır. Buna göre, (1) Yeni bir acıya ah edecek olsak içimizdeki eski bir ah ağzımıdan çıkıp ona yer açıyordu. (II) Acının birine üzülemeden diğeri geliyordu Molla Kasım. (III) Her gelen dert, bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu ve ben insanın acılara ne kadar dayanıklı olduğunu başka zaman anlatsalar inanmazdım. (IV) Kafilemizdeki yaşlılar bir yana, çocuklar bile acılarla çeliklenmiş, her yeni gelen kedere rıza ile boyun eğer olmuşlardı. (V) Kağnılarımız, yirmi bir kişiyle birlikte sefalet ve acıyı da taşıyordu. A Od adlı eserin Molla Kasım bölümünden alınan bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? 1. cümle ile II. cümle yer değiştirmelidir. B) II. cümle III. cümleden sonra gelmelidir. C) III. cümle I. cümleden önce gelmelidir. DV. cümle V. cümle yer değiştirmelidir. EV. cümle I. cümleden önce gelmelidir. YATINE PALME YAYINEVİ

25. Hepimiz birbirimizin çoğu kere tahmin veya ha- yal edemeyeceği hikâyeler yaşıyoruz gündelik hayatımızda. Otobiyografimizi zaman zaman farklı, zaman zaman sıradan yaşantılarla kat kat inşa ediyoruz. Bu yaşantılardan bir veya birkaç hikâye çıkarmak tabi mümkün. Ama bu hikâyeleri başkalarının hayatlarına değen, baş- kalarının hayatları kılan bir hikâyeye dönüştür- düğümüzde hikâye, gerçek bir hikâye olur. Ve bu türden hikâyeleri yazan kalemler de edebiyat tarihinin içinde ilham veren yazarlara dönüşür. Prefig Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? Cay A) insanların kendinden bir şeyler bulduğu öy- küler başarıya ulaşır. B) Gerçekleri ele alan öyküler zaman içerisin- de değerini asla kaybetmez. C) Genç sanatçılara ilham veren yazarlar bü- yük yazarlardır. D) Otobiyografik öykülerin öğreticilik yönü vardır.

5. Teknoloji; insanoğlunun ihtiyaçlarına uygun, yardımcı alet ve araçların yapılması ya da üretilmesi için gerekli bilgi ve yetenektir. Teknoloji ayrıca, bir sanayi dalıyla ilgili üretim yöntemlerini, kullanılan araç gereç ve aletleri kapsayan bilgidir. Aslında teknolojiyi açıklayacak birçok yerinde tanım vardır. Genel olarak teknoloji, insanlık tarihinde bilim ve mühendislikten önce ortaya çıkmıştır. Bu parçadaki altı çizili sözcük çıkarıldığında parça, aşağıda verilen anlatım özelliklerinin hangisi bakımından değişir? A Kanıtlanabilirlik C) Açıklayıcılık - - E) Öğreticilik - B) Nedensellik nandırıcılık iricilik - PALME

3. lyi bir yönetmen, iyi bir senaryo ile bir başyapıt ürete- bilir. Aynı senaryo ile vasat bir yönetmen, ancak sıra- dan bir film yapabilir. Fakat ----. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) iyi bir yönetmen kötü bir senaryoyu bile bir başya- pita dönüştürebilir * B) kötü bir senaryo lle çok iyi bir yönetmen bile iyi bir film yapamaz C) yönetmenin bakış açısının genişliği filme ayrı bir perspektif katabilir D) sinema yalnızca yönetmenin ya da senaryonun başarısına bağlı olan bir sanat dalı değildir E) sinemada önemli olan izleyicinin filme gösterdiği reaksiyondur

5. Semih Kaplanoğlu'nun Bağlılık - Aslı filmi bir anda sinema umgündemimize oturdu. Hem ülkemizde hem de yurt dışında büyük beğeni kazandı. Kaplanoğlu'nun son filmine dair ilk bilgi, 2020 yılında Türkiye'nin Oscar adayı olduğuydu. Bu durum bir şaşkınlık oluşturdu. Bunun nedeni ise film hakkında çok fazla bilgi olmamasıydı. Aynı zamanda 26. Adana Altın Koza Film Festivali'nde yer aldı. Bağlılık-As- II, Semih Kaplanoğlu'nun Bağlılık Üçlemesi adını verdiği serinin ilk filmi. Film, Semih Kaplanoğlu sineması açısın- dan birçok ilki barındırıyor. Müzik kullanımındaki yoğun- luk ve diyalog fazlalığı bunlardan bazıları... Bu durum, aynı zamanda yönetmenin sanat anlayışında yeni bir dö- nemi işaret ediyor. hel Bu parçada söz edilen filmle ilgili aşağıdakilerden han- id in gisi çıkarılamaz? A) Pek tanınmış bir film değildir. B) Yönetmen, bu filmiyle sanat anlayışını değiştirmiştir. C) Bir serinin ilk filmidir. D) Filmde gereksiz diyaloglara başvurulmuştur. E) Yurt içi ve yurt dışında ilgi görmüştür.