Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

3. (1) Hararetli tartışmalarda ortalık toz duman olur. (II) Öfkenin ge- tirdiği bu fikir çarpışmalarında insanın yapmadığı kötülük kal- maz. (III) Aslında böyle olmamalı; tartışmada esas, karşımızda- kinin düşüncesini çürütmek olduğu hâlde, herkes çürütüp çürü- tüldüğü için tartışmanın sonunda olan şey, gerçeklerden tama- men uzaklaşmadır. (IV) Onun için Platon, Devlet adlı eserinde akılca ve ruhça zayıf olanlara tartışmayı yasaklamıştır. (V) Doğ- ru dürüst yürümeyi bilmeyen bir insanla gerçeği aramaya çık- manın anlamı var mı? Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra dü- şüncenin akışına göre, "Önce fikirlere çatarız, sonra insanlara." cümlesi getirilebilir? B) II A) I CXIII D) V EV

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 9. Felsefenin ortaya çıkmasıyla ilgili görüşler, çoğunlukla kabullere dayanır. Bu kabuller, bugüne ulaşan sözlü ve yazılı (tarih, antropoloji, arkeoloji vb.) birçok bilginin yorumlanması sonucunda oluşmuştur. Elde edilecek yeni bilgiler, var olan kabulleri değiştirebilir ama uzlaşılan bilgilere göre felsefe; farklı medeniyetlerin felsefeye temel olabilecek bilim, inanç ve öğretilerinin sistemleştirilmesi ile MÖ 6. yüzyılda belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Felsefenin ortaya çıkışı ve sistemleşmesinde bazı filozoflar öne çıkmıştır. TES 11 Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazarın düşüncesiyle bağdaşmaz? A) Kabullerin oluşumunda farklı bilgilerin değerlendirilmesi etkili olmuştur. B) Yazılı bilgilerde sağlanan kesin uzlaşı, felsefe gibi bilimlerin tanımını kolaylaştırmıştır. C) Felsefenin düzenli bir disiplin hâline getirilmesinde filozofların işlevi yadsınamaz. D) Değişik uygarlıklarda görülen bilimlerin sistemleşmesi, felsefeyi meydana getirmiştir. E) Orijinal bilgilerin var olan kabulleri değiştirme olasılığı, göz ardı edilmemelidir.

27. Litografide bir başka deyişle taş baskıda yüzeyi temizlenmiş taş üstüne yağlı kalem ve yağlı mürekkeple çizilen desen kuruduktan sonra Arap zamki-nitrik asit karışımı sıvı sürülür. Taş üstündeki boya tutucu ve boya itici yüzeyler su yardımı ile oluşturulur. Merdane ile yedirilen boya; çizilmiş, görüntülenmiş yüzeylere tutunur ve kâğıda pres aracılığıyla geçirilir. Litogra- fide her renk için ayrı bir taş kalıp hazırlanır. Ofset baskı geli- şinceye kadar basımevlerinde uzun süre bu teknik kullanılmış ve yüksek tirajlı işler yapılmıştır. Bugün sanatçılar tarafından yaygın şekilde kullanılan bir tekniktir. Bu parçaya göre litografide aşağıdakilerden hangisi bu- lunmaz? A) Ağırlıklı olarak benimsenme B) Renkleri kategorize etme Su maddesinden yararlanma D) Boya türüne uygun yüzeyler E) Sanatın ekonomik değerini yükseltme DANO

12. Şehir merkezinden iki saat uzaklıktaki bir orangutan rehabili- tasyon merkezine yaptığımız ziyaret, maalesef hayal kırıklığıyla bitti. Önceden izin almadığımız için kafeslerdeki orangutan- ları bile görmemize izin vermedi tesisin bekçisi. Orangutan- lar da dünyadaki birçok güzel hayvan gibi nesli tükenmekte olan bir tür. Kızıl kahverengi tüyler ve upuzun kollarıyla olduk- ça komik bir görünüşe sahip bu memelilerin ana yaşam alanı Borneo'dur. Yerliler orangutan yavrularını yakalayıp evde süs hayvanı olarak zincire vuruyorlar. Bu parçada orangutanlarla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Fiziksel özelliklerine ✓ B) Sayılarının oldukça azalmış olduğuna Cinsanlar tarafından öldürüldüklerine D Doğal ortamlarından koparıldıklarına E) Korunmaları amacıyla bir merkezde olduğuna X Rehabilitasyon. L

ak- Bu ta- is- 7- 7. Kız Kulesi, tarih sahnesinde birçok efsaneye konu olmuş değişik bir yapıdır. Bu efsanelerin en bilineni ise bir kral rüya görür. Rü- yasında krala kızı 18 yaşına girdiğinde kızının öleceği söylenmiş. Bu ölümün sebebi ise bir yılanın onu sokmasıymış. Rüyayı o gü- nün tabircilerine tabir ettirdiğinde rüyanın aynen gerçekleşece- ğini öğrenir. Rivayete göre kral bu duruma çok üzülür ve denizin ortasına bir kule inşa ettirmeye karar verir. Yapımı tamamlanan kuleye kızını kapattırmak zorunda kalır. Kral bununla da kalma- yıp kule içine yılan girmemesi için birçok önlem alır. Gün gelir kralın kızı hastalanır. Yataklara düşer ve ateşlenir. Ancak ne hik- metse hiç bir hekim bir çare bulamaz. En son bir hekim kralın kızını iyileştirir ve kral tarafından o gün bayram ilan edilir. Her yerde şenlik ve eğlence devam ederken kuleye bir sepet üzüm gönderilir. Sepetin içindeki yılan kralın kızını sokar ve rüyasının aynen çıkması kralı derin bir kedere sürükler. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan Kız Kulesi efsa- nesiyle bağdaşmaz? Toplumların olayları inanmak istedikleri gibi aktarmasi B) Alınyazısından kaçmanın mümkün olmaması C) Güçlü olanın, her şartta ayakta kalmayı başarması D) Aynı konuda birçok efsanenin oluşabilmesi E) Gücü elinde bulundurmanın, belayı uzaklaştırmaya yetme- mesi ✓

zki- ■ den ☎ miz- gisi V. Döl- göl- zul- ğla- sa- M R E R C E H M V. M B M B 1 E I H ye- I rak ☐ 1 ol- E I B E ine. 1 aş- H ge- . E I 28) 1960'lı yılların başı Türk tiyatrosunun, özellikle İstan- bul'daki özel tiyatroların altın çağıydı Beyoğlu'nda her gece on tiyatro, perde açardı. Yer bulmanın ola- nağı bile yoktu çünkü o zaman televizyon diye bizi mahveden, perişan eden bir canavar yoktu hayatı- mızda. İnsanlar sanat dediği zaman insanlarla bire- bir göz göze, kulak kulağa, yürek yüreğe gelebile- cekleri etkinliklere giderlerdi. Tiyatroya takılırlardı, operaya giderlerdi, konserler olurdu. Her pazartesi gecesi bir filmin galası olurdu. İnsanlar her pazarte- si gidip galalarda boy gösterirlerdi. Böyle bir birlikte- lik, güzellik vardı. Bu parçada tiyatroyla ilgili olarak aşağıdaki yar- gilardan hangisine ulaşılamaz? A) İnsanların tiyatro ve sinemaya daha çok zaman ayırabildiğine B) 60'lı yıllarda çok iyi durumda olduğuna C) Birçok tiyatronun her gece oyun sergilediğine D) Filmlerin galalarının pazartesi günleri yapıldığına E) Insanların o yıllarda televizyona ilgi göstermedi- ğine Diğer Sayfaya Geçiniz

178 1. Aile için başka coğrafyalarda Bütün zamanın aile içi iletişime ayrılmasını a III. Dünyaya bakışı olumlu yönde değiştirmeleri cuklarla birlikte yapılan seyahatlerin" işlevlerinden değil-) Yukarıdakilerden hangileri, bu parçanın yazarının "ço- dir? Yalnız 1 D) I ve H B) Yalnız E) I ve III Yalnız III 14./Romanın bir "derdi" yoktur. Ama romancının önemli bir "derdi" vardır: İnandırıcı olmak. Bir kez bana "Niçin roman yazıyorsunuz?" diye sormuşlardı. "Yazdıkça paylaşıyorum, paylaştıkça çoğalıyorum." demiştim. Bu söylemdeki "çoğal- ma", kim olduklarını dahi bilmediğim, bilemeyeceğim kim- selerle fikir dostluğuna girmek. Romandaki birçok halka, ayrıntı aslında bilinçaltımızın ürünü. Yazarken romanı bes- leyen "çağrışım" dediğimiz olgu da beynin işlevi. Bir yazarın birkaç romanını bir psikologa verseniz birçok seansa gerek. kalmadan romancının hastalığına teşhis koyar. Paragraf Soru Bankası Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisine değinme miştir? A) Roman yazma amacının okurla düşünsel yakınlıklar edinmek olduğuna B) Romandaki bazı ayrıntıların romancının bilinçaltından esere yansıdığına C)Yazarın psikolojisini romanlarına yansıttığına D) Romanın yazılmasına katkıda bulunan çağrışımların beynin ürünü olduğuna Romanlarda düşsel ayrıntıların gerçek ayrıntıların önünde durduğuna 16 1.E 2.D 3.B 4.E

Şiir, insanla insan, insanla dünya arasındakini başka bir düzleme aktarır ve yeniden kurar. Özel bir dil kur- makla, biricik olmakla birlikte şiir, bir iletişim aracıdır. Nesnel dayanağı olan, coşkulu bir söylemdir. Kimi za- man hedefe doğru giden bir oktur; yeniden düzenlen. mesi gereken yaşama, dünyaya akılla karşı çıkıştır. Bu parçaya göre, şiir için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Coşkulu bir dille iletişim kurar. B) Muhalif bir bakışa sahiptir. shal C) Kendi gerçeklerini yaratır. D) Taklide değil, yaratıcılığa dayanır. Mae E) Yalnızca sanatla ilgilenenlerin anlayabileceği bir dili vardır.

E) Söy 8. Sosyal etkileşimin yoğun olduğu, tüketici olarak yaptığımız tercih- lerden düşünsel tercihlerimize kadar bizleri yönlendiren ortam- lardan biri kuşkusuz sosyal paylaşım siteleri Facebook, Twitter gibi sitelerin geniş kitlelere ulaşma, etkili propaganda platformu olarak kullanılma kapasitesi yadsınamaz. Artık internette fikirlerin ve tartışmaların nasıl yayıldığı, siyasi seçim dönemlerinde internet sitelerinin ne kadar etkili olduğu araştırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda bir devlet başkanının gidişinden sonra o ülke halkına Facebook üzerinden yeni başkan tercihlerini soran siteleri düşündüğümüzde toplumsal konular üzerinde çalışan araştırmacıların, sosyal med- ya anketlerini göz ardı edemeyeceği ortaya çıkıyor. Sosyal payla- şım sitelerinin, bir fikrin toplumda nasıl yayıldığını, sosyal etkileşi- min tercihlerimiz üzerindeki etkisini anlamamızı sağlamaktan öte, toplumsal yapıyı anlamakta da doğrudan kullanılabileceği düşü- nülüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenenle ay- ni doğrultudadır? A) Günümüzde toplumsal tercihlerin yönünü belirlemede sosyal bilimcilerin yaptığı çalışmaların etkili olduğu görülmektedir. B) İnsanların alışkanlıklarını, beğenilerini ve daha genelde değer yargılarını oluşturan temel etken sosyal paylaşım siteleridir. C) Sosyal medya aracılığıyla görüş ve düşüncelerini dile getiren kişilerin daha kapsayıcı sonuçlara ulaştığı yadsınamaz. D) Yönetici tercihleriyle ilgili yapılan anket çalışmaları, halkın yö- netimde belirleyici olma isteğini sosyal paylaşım yoluyla or- taya koyduğunu göstermektedir. E) Sosyal etkileşimin yoğun olduğu siteler, düşünsel yönelimle- rin gelişme ve yayılma biçimine ilişkin önemli ipuçları içerir. 2

"ardımcı Düşünceler an en ce- kli Ö- be in Ö- rek kü ha en bir de la- ad- eis ga- eis Yayınlan Türk kültür ve edebiyatına konu olan "cemre düşmesi" bir- çok divan şairi tarafından kullanılmıştır. Osmanlı tarihinde divan şairlerinin baharın yaklaşması ile birlikte yazdıkları, cemreyi konu alan şiirlere cemreviyye' denilmiştir. Aynı zamanda "cemre" kelimesi, geçmişten günümüze Türk kültüründe ve tasavvufta temizlenmeyi ve yeniden doğusu temsil eder. Daha eski tarihlere bakıldığında Altay halk kül- türünde ve mitolojisinde cemre düşmesine neden olanın, "İmre" isimli bir cin olduğuna inanıldığı görülür. İmre cini, bu inanışa göre ilkbaharda görünür ve titrek ışıklar saçarak, göğe doğru yükselip buradan da buzun üzerine düşerek buzları eritirmiş, Buzların erimesi ile toprağa ve toprağın al- tına kadar uzanan bu cin ile birlikte havalar ısınırmış. İmre isimli bu cin yine aynı şekilde Bulgarlar arasında da bilin- mektedir. Bulgarlar, bu cini "Zemire" olarak adlandırmışlar- dır. Bu parçadan hareketle "cemre" ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? Oluşumuna yönelik kimi olağanüstü inanışlar vardır. B) Hava sıcaklığının yükselmesi durumuyla ilişkilendiril- miştir. Tarihi seyrine bakıldığında Türk kültüründe bir durumu sembolize ettiği görülmektedir. D) Divan şairleri tarafından özel bir adla anılan şiirlere konu edilmiştir. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılsa da benzer du- rumların simgesi hâline gelmiştir.

46 ve 47. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Tim Parks, "Ben Buradan Okuyorum" adlı kitabında yıllara yayılan eleştirel okumalarından ya- rarlanarak edebiyat ve edebiyatın amacı hakkındaki varsayımlarımızı altüst ediyor. (II) Birbirini tamamla- yan bu otuz yedi metin "uluslararası" romanın ortaya çıkışıyla "yerel" edebî üslupların nasıl kaybolduğunu, piyasa güçlerinin "ciddi" kurmacayı nasıl şekillendir- diğini etkili cümlelerle anlatıyor. (III) Ayrıca çevirinin hesapta olmayan etkilerini, edebiyat eleştirisi ala- nındaki sorunlu ilişkiyi yalın bir dille inceliyor. (IV) Parks, zihin açıcı yakın okumalarla ve tekrar tekrar dönüp kendine bakarak yazarların -ve okurların bir taraftan yeni küresel sistemin, diğer taraftan bu siste- min alametifarikası olan romanın baskısından kaçıp kaçamayacakları üzerine düşünüyor. (V) Okuyan, yazan, çeviriyle uğraşan herkesin aklından geçirdiği sorulara dair kuşatıcı bir kitap bu. 46. Bu parçada "Ben Buradan Okuyorum"la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir? ABir bütünlük üzerine kurulduğundan B) Edebiyat ile ilgilenen birçok kişiye zihin açıcı yollar gösterdiğinden Yerleşik kalıpların dışına çıkarak ezber bozduğun- dan D) Kazın dünyasında birçok problemi yalın bir dille ele aldığından EYazarların yaşamları ile yapıtları arasındaki sıkın- tilara değinildiğinden nad 48. 47. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, değerlendirme yapılmıştır. B) II. cümlede, öznel bir yargıya yer verilmiştir. III. cümlede, üslup özelliğine değinilmiştir. D) IV. cümlede, yargı gerekçesiyle verilmiştir. EXV. cümlede, olumlu eleştiri yapılmıştır. C

5. ÖZDEBİR YAYINLARI - Geleceğin dünyasının da bunlar üzerinde kurulacağını söy- lemek yanlış olmaz. Geleneksel medyanın sınırları çoktan aşıldı. İletişim sahasında hem büyük hem de küçük ölçekte çok çe- şitli iş kolları ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Dijital teknolojilerle birlikte bugün radyo, televizyon, sinema, gazete gibi alanlarda biçimlenen uğraş alanları gelişti. Sosyal medya, dijital gazetecilik, dijital televizyon yayıncılığı, dijital reklamcı- lık ve halkla ilişkiler akilalmaz bir hızla çeşitleniyor. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? 7. A) Yeni dünya düzeninde sosyal becerilere dayalı meslekler ve iş alanları ön plana çıkıyor. B) Gidişata bakılırsa geleceğin parlayan yıldızı teknoloji ve mühendislik alanları olacak. C) Dünyanın dijital bir ticaret devrimi yaşadığı rahatlıkla söy- lenebilir. D) Medya ve iletişim dünyası son yıllarda kendi içerisinde önemli açılımlar yapıyor. 19. yüzyıla rinda şöy Tivoli'de bir aray rilmaya rine ta duğu dar b E) İnsanlar eskiden olduğu gibi birbiriyle iletişim kurmak için çağımızda da haberleşme araçlarına ihtiyaç duyuyor. Bu çık C

E MS 904 yılında Çin'de bulunan barut, tüm dünyada köklü bir de- ğişime yol açtı. İslam dünyasının Çin'den öğrendiği barut, Haçlı seferleriyle birlikte 12. yy.da Avrupa'ya taşındı. Böylelikle kulla- nım alanı yaygınlaşmaya başladı. Kısa zamanda bütün devlet- lerin gözdesi hâline geldi. Barutun "sihri"ni keşfeden devletler, zaman içerisinde barutu kullanarak çok daha etkili silahlar ge- liştirmeyi başardılar. Bu da elbette savaşların biçimini ve boyu- tunu değiştirdi. Barut sayesinde ateşli silahlar yalnızca kara sa- vaşlarında değil, deniz savaşlarında da kullanılmaya başlandı. Ateşli silahların kullanılması ise dünyada büyük bir devrime kapı araladı. Derebeylikler yıkıldı, merkezi devletler ortaya çıktı. Ateş- li silah kullanımının yaygınlaşması dünyadaki birçok dengeyi al- tüst etti; bu durum, aynı zamanda katliamlara ve soykırımlara gi- den sürecin işaret fişeği oldu. 2. Oksijer A) Avrupa'ya taşırımasının kullanım alanını genişlettiğine B) Silah teknolojisinde önemli değişimlere yol açtığına C) Kitlesel ölümlere neden olduğuna D) Bazı siyasi değişimleri tetiklediğine Savaşların sıklığını ve tahrip gücünü artırdığına Bu parçada "barut"la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi- ne değinilmemiştir?

(E) 66. Dünya edebiyatının büyük yazarlarından olan Kafka, "Baba'ya Mektup" kitabında babasına duyduğu hayranlığı ve kızgınlığı anlatır. Kafka bu kitabını yaklaşık iki hafta içerisinde yazmıştır. Sanatçı, eserinde hem kendine hem de babası- na duyduğu güvensizliği sık sık dile getirmiştir. Eseri özel kılan ise Kafka'nın aile yaşamına açıklık getirmesidir. Bu parçadan söz konusu eserle ilgili; 1. Açık, sade ve anlaşılır bir dille yazılmıştır. Biyografik bir nitelik taşımaktadır. II. III. Sanatçısının ilk eseri olma özelliği taşımak- tadır. yargılarından hangisine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I. ve II. How 13 C) Yalnız III E) II. ve III. BENİM HOCAM BENIM BAŞARIM ---

ince cındalık dü- ranışların- onucu or- arda farklı anmış ve elin yar- slarımız- oğuştan anama- eğişik- = ağrı, er bir- liyor. Oksijen Yayınları 7. Çağını gözlemleyen ve çözümleyen büyük yazarlar, bu dönem- de hep toplumsal bir varlık olarak insanın dönüştürücü gücüne vurgu yaptılar. Halk kahramanlarının edebiyatta rol model ola rak kitlelere büyük yazarlar tarafından sunulduğu bu dönemde, edebiyatın toplumu olumlu anlamda dönüştürücü gücüne olan sonsuz inançla mutlu sonla bitmese bile mutlu sona hep vakın- di hikâyeler. Mutsuz sonlar insanın gücüne, doğasına hakaret- ti sanki. İnsan sayın, bay, bey, paşa, asalet unvanlarıyla, tum- turaklı ad ve soyadlarıyla tanımlı bir varlıktı. Henüz adının bile silineceği o yabancılaşmayı tatmamış, birey olamamıştı daha in- san. Bireyliğe geçişte hâlâ bir ayağı eşiğin berisindeydi. Edebiyatın toplumu biçimlendirme görevinin baskın oldu 1. ğu Test 7 Avell II. Kahramanların, roman ve hikâyelerde toplumsal konumla rivla yer aldığı Toplumun yapılan değişimlere karşı büyük direnç gösterdi- ģi IV. Eserlerde, toplumun kabullenmekte zorlanacağı fikirlere sık ça yer verildiği D) Ive t B) Yalnız II paragraf Bu parçada sözü edilen dönemle ilgili olarak numaralanmış yargılardan hangileri çıkarılamaz? Edebiyatın b mesinde bir nat yapma te yadsına ilişkiler sis natın tem natın ger ni ve bir Sanat E) III ve IV fo Yalnız I rama a tin kes önem 1. 11. S

4. Edip Cansever, soyut şiir adıyla bilinçaltı saçmalıkları dökmeye ya da yalnızca toplumsal mesajlar veren sanattan yoksun dize- ler yazmaya taraftar olmayışıyla şiirselliği göz ardı etmeyen bir toplumculuktan yanadır. Bu yönüyle, içine dâhil edildiği İkinci Yeni'den ayrılır. Edip Cansever, şiirin toplumsal bir görevi oldu- ğuna inanır ve şaire düşünür sıfatı ekleyerek toplumsal sorum- luluk yükler. Ona göre şair, yaşadığı çağa ışık tutması bakımın- dan şiirle toplum arasında bağ kurar. Ayrıca, onda, diğer İkinci Yeni şairlerinin aksine gerçeküstücülük, aklı inkâr etme, ironi ve bilinçdışına yönelme gibi eğilimler de pek yoktur. Bu parçadan hareketle Edip Cansever'in şiirlerinde aşağı- dakilerden hangisinin görülmesi beklenemez? A) Dönemin anlaşılmasına yönelik bir çaba B) Bireyci yaklaşıma dönük bir eleştiri C) Teptumsal sorunlara yönelik duyarlılık D) Düşünceye eşlik eden bir estetik arayış E), Mantıksal düzleme uygun bir anlam