Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

PARAGRAF
PARAGRAFTA ANLAM
(Paragrafı ikiye Bölme)
1. (1) İnsanın en temel yaşam ihtiyacı olan fizyolojik
ihtiyaçlar giderildiğinde dış etkenlere bağlı tehlike-
lerden korunma ihtiyacı doğar. (II) Kendini koruma
ihtiyacı tamamlandığında ise sosyal yaşama dair
ihtiyaçlar belirir; örneğin aidiyet hissi, sevgi ve ka-
bul görme gibi... (III) Bunun ardından değer gör-
düğünü hissetme, saygınlık kazanma ve tanınma
ihtiyacı doğar. (IV) Tüm bu katmanlar insanın do-
ğasında vardır ve yaratılışının temeli olan ihtiyaç-
lardan oluşmaktadır. (V) İnsanlığın yüzyıllardır sü-
regelen üç çeşit doyurma ihtiyacı olan açlığı mev-
cuttur: (VI) Bunlar psikolojik açlık, zihinsel açlık ve
fiziksel açlıktır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A 11
B) I
C) IV
D) V
E) VI
3.
E
M
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
PARAGRAF PARAGRAFTA ANLAM (Paragrafı ikiye Bölme) 1. (1) İnsanın en temel yaşam ihtiyacı olan fizyolojik ihtiyaçlar giderildiğinde dış etkenlere bağlı tehlike- lerden korunma ihtiyacı doğar. (II) Kendini koruma ihtiyacı tamamlandığında ise sosyal yaşama dair ihtiyaçlar belirir; örneğin aidiyet hissi, sevgi ve ka- bul görme gibi... (III) Bunun ardından değer gör- düğünü hissetme, saygınlık kazanma ve tanınma ihtiyacı doğar. (IV) Tüm bu katmanlar insanın do- ğasında vardır ve yaratılışının temeli olan ihtiyaç- lardan oluşmaktadır. (V) İnsanlığın yüzyıllardır sü- regelen üç çeşit doyurma ihtiyacı olan açlığı mev- cuttur: (VI) Bunlar psikolojik açlık, zihinsel açlık ve fiziksel açlıktır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A 11 B) I C) IV D) V E) VI 3. E M
ALES
30.-33, soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
1. Erkek ve kadın birbirinden doğal olarak
farklıdır. Bu farklılık en açık şekilde biyolojik
yapılarında, özellikle genetik ve hormonal
sistemlerinde, görülür. Bu durum, doğal ola-
rak her toplumda erkek ve kadının farklı top-
lumsal roller üstlenmelerine neden olmuştur.
Hirs, mücadele ve fiziksel kuvvetle özdeş-
leştirilen testosteron hormonu salgılayan bir
bedene sahip olan erkek, eski çağlardan beri
yapısına uygun olarak savaşçılık ve avcılık
rollerini üstlenmiştir. Kadınlara doğurganlığın
yanı sıra şefkat, merhamet ve koruyuculuk
gibi özellikler kazandıran östrojen hormonu
ise onların daha çok korumaya ve yetiştirme-
ye yönelik roller üstlenmelerine neden olmuş-
tur. Dolayısıyla erkekler hemen her toplumda
sosyal hayata yön veren liderler olarak öne
çıkarken kadınlar üretici ve destekleyici yar-
dımcılar olarak geri planda kalmıştır.
II. Sosyal antropologlarca XX. yüzyıl başlarında
yapılan bir etnografik araştırmada üç farklı kabi-
lenin toplumsal yapısı incelenmiştir. Bunlardan
ilkinde, kabile hayatında kadınların etkinliği üst
düzeydedir. Liderlerin tamamının kadınlardan
oluştuğu bu kabilede, hem topluluğun geneli
için hem de aileler için kararları kadınlar almak-
ta, erkekler bu kararlara uymaktadır. İkincisinde
ise kabile hayatında hiçbir toplumsal rol ve ko-
num için cinsiyete dayalı bir ayrışma bulunma-
maktadır. İncelenen son kabilede ise erkekler
avcı, savaşçı ve lider olarak kabile hayatına hâ-
kimdir. Araştırmacılar, aynı dönemde yaşayan
ve coğrafi olarak birbirine bu kadar yakın olan
üç kabilede bu denli büyük yapısal farklılıkların
bulunmasının dikkat çekici olduğunu vurgula-
mıştır. Eğer pek çok çalışmanın öne sürdüğü
gibi erkek ve kadının toplumsal rolleri biyolojik
farklılıklara göre belirleniyorsa nasıl oluyor da
bu uç kabilede cinsiyetler arası roller bu kadar
farklı olabiliyor? Çünkü insanın biyolojik yapısı-
nin her yerde aynı olduğu evrensel bir yasadır.
N
31. I. parçaya göre kadınların toplumda geri plandaki
rolleri üstlenmelerinin temel nedeni aşağıdakiler
den hangisidir?
A) Erkek egemen sistemin baskıcılığı
B) Duygusal açıdan dezavantajlı olmaları
C) Fiziksel ve hormonal yapılarındaki farklılıklar
D Toplumsal normların yerleştirdiği eşitsizlikler
Konumlarını değiştirmeye isteksiz olmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ALES 30.-33, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1. Erkek ve kadın birbirinden doğal olarak farklıdır. Bu farklılık en açık şekilde biyolojik yapılarında, özellikle genetik ve hormonal sistemlerinde, görülür. Bu durum, doğal ola- rak her toplumda erkek ve kadının farklı top- lumsal roller üstlenmelerine neden olmuştur. Hirs, mücadele ve fiziksel kuvvetle özdeş- leştirilen testosteron hormonu salgılayan bir bedene sahip olan erkek, eski çağlardan beri yapısına uygun olarak savaşçılık ve avcılık rollerini üstlenmiştir. Kadınlara doğurganlığın yanı sıra şefkat, merhamet ve koruyuculuk gibi özellikler kazandıran östrojen hormonu ise onların daha çok korumaya ve yetiştirme- ye yönelik roller üstlenmelerine neden olmuş- tur. Dolayısıyla erkekler hemen her toplumda sosyal hayata yön veren liderler olarak öne çıkarken kadınlar üretici ve destekleyici yar- dımcılar olarak geri planda kalmıştır. II. Sosyal antropologlarca XX. yüzyıl başlarında yapılan bir etnografik araştırmada üç farklı kabi- lenin toplumsal yapısı incelenmiştir. Bunlardan ilkinde, kabile hayatında kadınların etkinliği üst düzeydedir. Liderlerin tamamının kadınlardan oluştuğu bu kabilede, hem topluluğun geneli için hem de aileler için kararları kadınlar almak- ta, erkekler bu kararlara uymaktadır. İkincisinde ise kabile hayatında hiçbir toplumsal rol ve ko- num için cinsiyete dayalı bir ayrışma bulunma- maktadır. İncelenen son kabilede ise erkekler avcı, savaşçı ve lider olarak kabile hayatına hâ- kimdir. Araştırmacılar, aynı dönemde yaşayan ve coğrafi olarak birbirine bu kadar yakın olan üç kabilede bu denli büyük yapısal farklılıkların bulunmasının dikkat çekici olduğunu vurgula- mıştır. Eğer pek çok çalışmanın öne sürdüğü gibi erkek ve kadının toplumsal rolleri biyolojik farklılıklara göre belirleniyorsa nasıl oluyor da bu uç kabilede cinsiyetler arası roller bu kadar farklı olabiliyor? Çünkü insanın biyolojik yapısı- nin her yerde aynı olduğu evrensel bir yasadır. N 31. I. parçaya göre kadınların toplumda geri plandaki rolleri üstlenmelerinin temel nedeni aşağıdakiler den hangisidir? A) Erkek egemen sistemin baskıcılığı B) Duygusal açıdan dezavantajlı olmaları C) Fiziksel ve hormonal yapılarındaki farklılıklar D Toplumsal normların yerleştirdiği eşitsizlikler Konumlarını değiştirmeye isteksiz olmaları
Paragraf Denemes
25. Daha önce 2000 yılında yapılan ilk baskısı sonrasında yeni
baskısı yapılmayan Stephen King'in Yazma Sanatı adlı kita-
bi gözden geçirilmiş yeni çevirisiyle tekrar yayımlandı. Boy-
lece yazmak üzerine okumalar yapanlar için bir baş ucu ki-
tabi daha okuruyla-tekrar-buluşmuş oldu. Yazar ilk bölümde
çocukluk ve gençlik yıllarına götürüyor bizi. "CV" adlı bu bö-
lümde içindeki yazarı nasıl keşfettiğini, ailesi ve çevresinin
buna katkı ya da engellemelerini, ilk öykülerine dergi editör-
lerince gönderilen ret mektuplarının yazarlığını nasıl geliştir-
diğini anlatıyor bizlere. Ardından "Alet Çantası" bölümünü
açıyor. Bir yazarın alet çantasında olması gerekenleri olduk-
ça tatlı bir üslupla anlattıktan sonra asıl bölüm olan "Yaz-
ma Sanatı"na sıra geliyor. Bu bölümde iyi yazar olmak için
özellikle vurguladığı iki koşul var: Çok okumak ve çok yaz-
mak. King, bu anı-atölye kitabını uzun bir okuma listesiyle
sonlandırıyor. Severek okuduğu ve her yazma sevdalısının
okuması gereken kitaplar...
Bu parçada Yazma Sanatı kitabıyla ilgili aşağıdakilerin
hangisinden söz edilmemiştir?
A) Daha önce de dilimize birçok kez çevrildiği
B) İlk bölümünde yazarın anılarına yer verildiği
Ikinci bölümde bir metafordan yararlanıldığı
D) Üçüncü bölümde çok okumanın yazarlığın koşulların-
dan biri olarak öne sürüldüğü
E) Kitabın sonunda yazarın beğendiği kitapların bir listesi-
nin sunulduğu
En Yayınları
26.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Paragraf Denemes 25. Daha önce 2000 yılında yapılan ilk baskısı sonrasında yeni baskısı yapılmayan Stephen King'in Yazma Sanatı adlı kita- bi gözden geçirilmiş yeni çevirisiyle tekrar yayımlandı. Boy- lece yazmak üzerine okumalar yapanlar için bir baş ucu ki- tabi daha okuruyla-tekrar-buluşmuş oldu. Yazar ilk bölümde çocukluk ve gençlik yıllarına götürüyor bizi. "CV" adlı bu bö- lümde içindeki yazarı nasıl keşfettiğini, ailesi ve çevresinin buna katkı ya da engellemelerini, ilk öykülerine dergi editör- lerince gönderilen ret mektuplarının yazarlığını nasıl geliştir- diğini anlatıyor bizlere. Ardından "Alet Çantası" bölümünü açıyor. Bir yazarın alet çantasında olması gerekenleri olduk- ça tatlı bir üslupla anlattıktan sonra asıl bölüm olan "Yaz- ma Sanatı"na sıra geliyor. Bu bölümde iyi yazar olmak için özellikle vurguladığı iki koşul var: Çok okumak ve çok yaz- mak. King, bu anı-atölye kitabını uzun bir okuma listesiyle sonlandırıyor. Severek okuduğu ve her yazma sevdalısının okuması gereken kitaplar... Bu parçada Yazma Sanatı kitabıyla ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Daha önce de dilimize birçok kez çevrildiği B) İlk bölümünde yazarın anılarına yer verildiği Ikinci bölümde bir metafordan yararlanıldığı D) Üçüncü bölümde çok okumanın yazarlığın koşulların- dan biri olarak öne sürüldüğü E) Kitabın sonunda yazarın beğendiği kitapların bir listesi- nin sunulduğu En Yayınları 26.
1.
2.
Her yazarın kendine ait bir okur kitlesi oluşturabilmesi gere-
kir. Ancak, bazı yazarlar için okurun dışında bir taraftar kitlesi
oluşuyor. Bu çok tehlikeli. Türkiye'de taraftar kitlesi olan üç
dört yazar vardır. Yazdıklarımın dışında hiçbir şey okumayan,
beni putlaştıran bir taraftar kitlemin oluşmaması için elimden
geleni yaptım. Yine de biraz aykın durduğum, özellikle alt
kültürle ilgili çalışmalar yaptığım için bazı taraftarlar edindim.
Özellikle İnternette beni takip eden tuhaf bir kitle var. Hatta
onlar arasında benim dışımdaki yazarları okumayanlar da
var. Bunu kırmaya çalışıyorum. Bir ikon olmak, edebiyat stan
gibi peşinden birilerini sürüklemek edebiyatın ruhuna aykırı
bir şey. Kullandığım dil ve bakış açısı belki de kaçınılmaz ola-
rak bu kitleyi oluşturdu; ama, memnun olduğum bir durum
değil bu.
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı niteli-
ğindedir?
A) Türkiye'de yazarlar için okurun önemi nedir?
B) İnternette yayımlanan yazılar hakkındaki düşünceleriniz
nelerdir?
C) Türkiye'deki yazarların internetle ilgili tutumu nedir?
D) Yapıtlarınızı okuyan belirli bir grubun olmasını yeğler mi-
siniz?
E) Okurlarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz?
(ALES)
Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerin hangisinden yakın-
maktadır?
A) Kimi okurların yalnızca bir yazarla ilgilenmesinden
B) Kitap okuma alışkanlığının olmamasından
C) Kendisine ait bir okur kitlesi oluşturamadığından
D) Çalışmalarının okurları tarafından yanlış anlaşılmasından
E) Yapıtlarda toplumsal konulara yer verilmemesinden
(ALES)
3.
Bu parçanın yazarına göre "edebiyatın ruhuna aykını" olan,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitapların edebî bir dil yerine günlük konuşma diliyle ya-
zılması
B) Belirli bir okur kitlesinin oluşması
C) Okurların kitap seçiminde belli türlere ağırlık vermesi
D) Yazarın yazdıklarının değil, kendisinin öne çıkması
E) Yazarların belli bir türde uzmanlaşmak yerine farklı türle-
re yönelmesi
(ALES)
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1. 2. Her yazarın kendine ait bir okur kitlesi oluşturabilmesi gere- kir. Ancak, bazı yazarlar için okurun dışında bir taraftar kitlesi oluşuyor. Bu çok tehlikeli. Türkiye'de taraftar kitlesi olan üç dört yazar vardır. Yazdıklarımın dışında hiçbir şey okumayan, beni putlaştıran bir taraftar kitlemin oluşmaması için elimden geleni yaptım. Yine de biraz aykın durduğum, özellikle alt kültürle ilgili çalışmalar yaptığım için bazı taraftarlar edindim. Özellikle İnternette beni takip eden tuhaf bir kitle var. Hatta onlar arasında benim dışımdaki yazarları okumayanlar da var. Bunu kırmaya çalışıyorum. Bir ikon olmak, edebiyat stan gibi peşinden birilerini sürüklemek edebiyatın ruhuna aykırı bir şey. Kullandığım dil ve bakış açısı belki de kaçınılmaz ola- rak bu kitleyi oluşturdu; ama, memnun olduğum bir durum değil bu. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı niteli- ğindedir? A) Türkiye'de yazarlar için okurun önemi nedir? B) İnternette yayımlanan yazılar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? C) Türkiye'deki yazarların internetle ilgili tutumu nedir? D) Yapıtlarınızı okuyan belirli bir grubun olmasını yeğler mi- siniz? E) Okurlarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz? (ALES) Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerin hangisinden yakın- maktadır? A) Kimi okurların yalnızca bir yazarla ilgilenmesinden B) Kitap okuma alışkanlığının olmamasından C) Kendisine ait bir okur kitlesi oluşturamadığından D) Çalışmalarının okurları tarafından yanlış anlaşılmasından E) Yapıtlarda toplumsal konulara yer verilmemesinden (ALES) 3. Bu parçanın yazarına göre "edebiyatın ruhuna aykını" olan, aşağıdakilerden hangisidir? A) Kitapların edebî bir dil yerine günlük konuşma diliyle ya- zılması B) Belirli bir okur kitlesinin oluşması C) Okurların kitap seçiminde belli türlere ağırlık vermesi D) Yazarın yazdıklarının değil, kendisinin öne çıkması E) Yazarların belli bir türde uzmanlaşmak yerine farklı türle- re yönelmesi (ALES) 4.
1.
Foreshadowing, önceden ima etmedir. Bu, edebiyatta bir anlatım
tekniğidir. Bir hikâye içeren her sanat dalında kullanılabilir. İster
bir roman isterse film senaryosu olsun, yazar, hikâyenin gidişatı
esnasında finalde gerçekleşecek bir olayı önceden üstü örtük bir
şekilde -genellikle sembollerle- bir ön bilgi olarak verebilir. Fores-
hadowing'in en popüler örneği; düğünden sonra ya da düğün es-
nasında silahlı saldırıya uğrayacak bir gelinin düğün öncesinde,
gelinlik provası esnasında üzerine vişne suyu dökülmesidir. Bu,
kanı temsil eder. Böylece yazar, ileride gerçekleşecek olan hakkın-
da önceden okuru bilinçaltında hazırlar.
Bu parçadan hareketle "foreshadowing" aşağıdakilerin hangi-
sinde doğru tanımlanmıştır?
A) Film senaryolarında sonradan yaşanacak beklenmedik ge-
lişmelerin, olay örgüsünün hemen başlarında sezilmesidir.
B) Süregiden olayların tekdüzeliğini kıran, olumlu ya da olum-
suz, dikkat çekici gelişmelerin aralıklarla verilmesidir.
C) Okuru ya da izleyiciyi heyecanlandıran olay halkalarının olay
örgüsünün ilk bölümlerinden itibaren işlenmesidir.
D) Yazarın, hikâyenin ilerleyen bölümlerinde olayların nasıl ger-
çekleşeceğine dair önceden ipucu vermesidir.
E) Hikâye barındıran sanat dallarında olayların gidişatını değiş-
tirecek gelişmelerin değişik şekillerde tekrarlanmasıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1. Foreshadowing, önceden ima etmedir. Bu, edebiyatta bir anlatım tekniğidir. Bir hikâye içeren her sanat dalında kullanılabilir. İster bir roman isterse film senaryosu olsun, yazar, hikâyenin gidişatı esnasında finalde gerçekleşecek bir olayı önceden üstü örtük bir şekilde -genellikle sembollerle- bir ön bilgi olarak verebilir. Fores- hadowing'in en popüler örneği; düğünden sonra ya da düğün es- nasında silahlı saldırıya uğrayacak bir gelinin düğün öncesinde, gelinlik provası esnasında üzerine vişne suyu dökülmesidir. Bu, kanı temsil eder. Böylece yazar, ileride gerçekleşecek olan hakkın- da önceden okuru bilinçaltında hazırlar. Bu parçadan hareketle "foreshadowing" aşağıdakilerin hangi- sinde doğru tanımlanmıştır? A) Film senaryolarında sonradan yaşanacak beklenmedik ge- lişmelerin, olay örgüsünün hemen başlarında sezilmesidir. B) Süregiden olayların tekdüzeliğini kıran, olumlu ya da olum- suz, dikkat çekici gelişmelerin aralıklarla verilmesidir. C) Okuru ya da izleyiciyi heyecanlandıran olay halkalarının olay örgüsünün ilk bölümlerinden itibaren işlenmesidir. D) Yazarın, hikâyenin ilerleyen bölümlerinde olayların nasıl ger- çekleşeceğine dair önceden ipucu vermesidir. E) Hikâye barındıran sanat dallarında olayların gidişatını değiş- tirecek gelişmelerin değişik şekillerde tekrarlanmasıdır.
soruyu sona
aştıracakt
iş cümles
insanlar
ir yaran
lümünd
ların p
smale
11 Antrenman Testi
Renkler; belli bir algı ve duygu yaratmak için, bir anlam ve bir
çağrışımı sembolize etmek için, dikkat çekmek, akılda kalmak,
etkilemek ve yön vermek için, farklılaşmak, fark edilmek ya da
fark edilmemek için, tutum ve davranışları yönlendirmek için,
rahatlamak, birini rahatlatmak ya da heyecanlandırmak için
kullanılabilir. Renk, ışığın değişik dalga boylarının gözün re-
tina tabakasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Söz
konusu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kis-
men emilip kısmen de yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir
ki bunlar, farklı renkler ve farklı tonlar olarak algılanmaktadır.
Günümüzde renkler; etkili olduğu fizik ve optik kadar inşaat, iç
mimari ve dekorasyon dallarının, psikolojinin ve antropolojinin,
satış, reklam ve pazarlamanın araştırma alanları arasında da
yer almaktadır.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok-
tur?
A Renkler hangi amaçlarla kullanmaktadır?
B) Renk algısı nasıl oluşmaktadır?
Renklerin çeşitliliği neye bağlıdır?
DRenkler hangi alanlarda etkili olmaktadır?
E) Renklerle ilgili hangi araştırmalar yapılmaktadır?
1
1
1
TO
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
soruyu sona aştıracakt iş cümles insanlar ir yaran lümünd ların p smale 11 Antrenman Testi Renkler; belli bir algı ve duygu yaratmak için, bir anlam ve bir çağrışımı sembolize etmek için, dikkat çekmek, akılda kalmak, etkilemek ve yön vermek için, farklılaşmak, fark edilmek ya da fark edilmemek için, tutum ve davranışları yönlendirmek için, rahatlamak, birini rahatlatmak ya da heyecanlandırmak için kullanılabilir. Renk, ışığın değişik dalga boylarının gözün re- tina tabakasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Söz konusu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kis- men emilip kısmen de yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar, farklı renkler ve farklı tonlar olarak algılanmaktadır. Günümüzde renkler; etkili olduğu fizik ve optik kadar inşaat, iç mimari ve dekorasyon dallarının, psikolojinin ve antropolojinin, satış, reklam ve pazarlamanın araştırma alanları arasında da yer almaktadır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok- tur? A Renkler hangi amaçlarla kullanmaktadır? B) Renk algısı nasıl oluşmaktadır? Renklerin çeşitliliği neye bağlıdır? DRenkler hangi alanlarda etkili olmaktadır? E) Renklerle ilgili hangi araştırmalar yapılmaktadır? 1 1 1 TO
ALYalnız I
DHI've III
E) Yalniz IV
9. Genel olarak baharat, yemeklere lezzet ve tat vermek için
-kullanılan bitki parçalarına verilen isimdir. (1) Güzel kokulu
çiçek veya çölde yağmurdan sonra açan bitkilerin ortak adı
olarak ilk defa Avesta dilinde baharat karşılığında "vanhar
sözcüğüne yer verilmiştir (!!) Buradan Arapçaya "bubar-ba-
har şeklinde geçen sözcük, güzel kokulu bitki anlamına ge-
lecek şekilde kullanılmıştır. (MV) Günümüzde kullandığımız
baherat" kelimesi de "at" çoğul ekiyle güzel kokulu bitkiler
anlamına gelmektedir. (V) Bu bitkilerin ne zaman kullanılma-
ya başlandığı bilinmemekte, insanlık tarihi kadar eski olduğu
sanılmaktadır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede tanım söz konusudur.
B) Il-cümlede baharat kelimesinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili
bilgi verilmiştir
II. cümlede baharat kelimesinin Arapçadaki açıklaması
yapılmıştır
D) IV. cümlede kelimenin günümüzdeki kullanımıyla ilgili bil-
gi verilmiştir.
V. cümlede bir çıkarıma yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ALYalnız I DHI've III E) Yalniz IV 9. Genel olarak baharat, yemeklere lezzet ve tat vermek için -kullanılan bitki parçalarına verilen isimdir. (1) Güzel kokulu çiçek veya çölde yağmurdan sonra açan bitkilerin ortak adı olarak ilk defa Avesta dilinde baharat karşılığında "vanhar sözcüğüne yer verilmiştir (!!) Buradan Arapçaya "bubar-ba- har şeklinde geçen sözcük, güzel kokulu bitki anlamına ge- lecek şekilde kullanılmıştır. (MV) Günümüzde kullandığımız baherat" kelimesi de "at" çoğul ekiyle güzel kokulu bitkiler anlamına gelmektedir. (V) Bu bitkilerin ne zaman kullanılma- ya başlandığı bilinmemekte, insanlık tarihi kadar eski olduğu sanılmaktadır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede tanım söz konusudur. B) Il-cümlede baharat kelimesinin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bilgi verilmiştir II. cümlede baharat kelimesinin Arapçadaki açıklaması yapılmıştır D) IV. cümlede kelimenin günümüzdeki kullanımıyla ilgili bil- gi verilmiştir. V. cümlede bir çıkarıma yer verilmiştir.
1-3. sorulan aşağıdakı parçaya göre cevaplayınız.
Kanlı İspanyol istilasından önce Güney Amerika'nın görkemli
uygarlıklarından biri olan İnkalar, "yazısı olmayan tek büyük
uygarlık" damgasından kurtulacak gibi gözüküyor. Çünkü
İnkaların khipu denen düğümlü sicim demetlerinin yalnızca
bir hesap aracı değil, aynı zamanda üç boyutlu bir yazı dili
olduğu yolundaki düşünceler güçleniyor. Hatta khipulanı iki-
li sayı sistemini kullanan ilkel bir bilgisayara benzetenler de
var. Khipular 0,5-0,7 cm kalınlığında bir sicim üzerine tuttu-
fulan ve sayıları 100 ile 1500 arasında değişebilen, üzerinde
irili ufaklı düğümler bulunan daha ince sicimlerden oluşuyor.
1997 yılında bir tekstil uzmanı, yün ya da pamuktan yapılan
bu sicimlerin son derece karmaşık eğirilme, dokunma ve bo-
yanma biçimleri olduğunu, sicimlerin her birinin farklı yapı ve
boya-kodu taşıdığını ortaya çıkardı. Bu uzmana göre bilginin
%90'ı, daha düğümler atılmadan sicime yükleniyordu. Bu te-
ori üzerine çalışan bir araştırmacı da sicimlerin dönüş yönü,
eğimi, demetteki sicimleri ana sicime bağlayan düğümlerin
yönü gibi ayrıntıları ortaya çıkardı.
3. Bilginin %90'ının daha düğümler atılmadan sicime yüklen
mesi" ifadesiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Khipularla basit.matematiksel işlemlerin yapıldığı
B) Inkaların bilinmeyen tarihlerinin khipuların çözülmesiyle
ortaya çıkarılabileceği
Chipulardaki bilgilerin inkaların çoğunluğu tarafından
okunabildiği
D) Khipularda yer alan düğümlerin farklı niteliklerde olduğu
E) Siçimlerin renk, dokuma türü, eğirilme biçimi gibi özellik-
lerinin de anlam taşıdığı
(ALES)
4 ve 5. soruları aşağıdakı parçaya göre cevaplayınız.
Tüketicilerde ilgi uyandırmayacağı düşünülen bir ürünün çe-
kici hâle gelmesi için, reklamında açlık, susuzluk, cinsellik
gibi temel ihtiyaçları karşılayan nesneler ürünle birlikte kulla-
nılmalıdır. Böyle bir reklam stratejisinde ürün sol, nesneyse
sağ tarafta sunulmalıdır. Ancak bu sıralama, yazıyı soldan
sağa okuyan toplumlara özgüdür. Yazıyı yukarıdan aşağıya
nesneninse aşağıya
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1-3. sorulan aşağıdakı parçaya göre cevaplayınız. Kanlı İspanyol istilasından önce Güney Amerika'nın görkemli uygarlıklarından biri olan İnkalar, "yazısı olmayan tek büyük uygarlık" damgasından kurtulacak gibi gözüküyor. Çünkü İnkaların khipu denen düğümlü sicim demetlerinin yalnızca bir hesap aracı değil, aynı zamanda üç boyutlu bir yazı dili olduğu yolundaki düşünceler güçleniyor. Hatta khipulanı iki- li sayı sistemini kullanan ilkel bir bilgisayara benzetenler de var. Khipular 0,5-0,7 cm kalınlığında bir sicim üzerine tuttu- fulan ve sayıları 100 ile 1500 arasında değişebilen, üzerinde irili ufaklı düğümler bulunan daha ince sicimlerden oluşuyor. 1997 yılında bir tekstil uzmanı, yün ya da pamuktan yapılan bu sicimlerin son derece karmaşık eğirilme, dokunma ve bo- yanma biçimleri olduğunu, sicimlerin her birinin farklı yapı ve boya-kodu taşıdığını ortaya çıkardı. Bu uzmana göre bilginin %90'ı, daha düğümler atılmadan sicime yükleniyordu. Bu te- ori üzerine çalışan bir araştırmacı da sicimlerin dönüş yönü, eğimi, demetteki sicimleri ana sicime bağlayan düğümlerin yönü gibi ayrıntıları ortaya çıkardı. 3. Bilginin %90'ının daha düğümler atılmadan sicime yüklen mesi" ifadesiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Khipularla basit.matematiksel işlemlerin yapıldığı B) Inkaların bilinmeyen tarihlerinin khipuların çözülmesiyle ortaya çıkarılabileceği Chipulardaki bilgilerin inkaların çoğunluğu tarafından okunabildiği D) Khipularda yer alan düğümlerin farklı niteliklerde olduğu E) Siçimlerin renk, dokuma türü, eğirilme biçimi gibi özellik- lerinin de anlam taşıdığı (ALES) 4 ve 5. soruları aşağıdakı parçaya göre cevaplayınız. Tüketicilerde ilgi uyandırmayacağı düşünülen bir ürünün çe- kici hâle gelmesi için, reklamında açlık, susuzluk, cinsellik gibi temel ihtiyaçları karşılayan nesneler ürünle birlikte kulla- nılmalıdır. Böyle bir reklam stratejisinde ürün sol, nesneyse sağ tarafta sunulmalıdır. Ancak bu sıralama, yazıyı soldan sağa okuyan toplumlara özgüdür. Yazıyı yukarıdan aşağıya nesneninse aşağıya
29. "Uyuyan Romen Bluzlu Kadın" tablosu altı ayımı aldı. İn-
san şüphesiz kendini zorlamadan şarkı söyler gibi resim
yapmalı. Akrobat, numarasını çok rahat yapar mesela.
Ama bu sonucu elde etmek için kim bilir ne kadar çalış-
mıştır. Bunu unutmamak gerek. Resimde de bu böyledir.
Bu parçada resimle ilgili olarak asıl vurgulanmak is-
tenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ressamın hızlı ve profesyonel hâle gelmesinin za
man aldığı
Bir resmin arka planında onu oluşturmak için yoğun
bir çalışma sürecinin bulunduğu
C) Kendini geliştirebilmek adına yapılan uygulamaların
resimde geçersiz olduğu
D) Resim yapılırken farklı sanat dallarından esinlenilebi-
leceği
E) Başarılı bir ressamın çabalamadan da büyük bir eser
meydana getirebileceği
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
29. "Uyuyan Romen Bluzlu Kadın" tablosu altı ayımı aldı. İn- san şüphesiz kendini zorlamadan şarkı söyler gibi resim yapmalı. Akrobat, numarasını çok rahat yapar mesela. Ama bu sonucu elde etmek için kim bilir ne kadar çalış- mıştır. Bunu unutmamak gerek. Resimde de bu böyledir. Bu parçada resimle ilgili olarak asıl vurgulanmak is- tenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Ressamın hızlı ve profesyonel hâle gelmesinin za man aldığı Bir resmin arka planında onu oluşturmak için yoğun bir çalışma sürecinin bulunduğu C) Kendini geliştirebilmek adına yapılan uygulamaların resimde geçersiz olduğu D) Resim yapılırken farklı sanat dallarından esinlenilebi- leceği E) Başarılı bir ressamın çabalamadan da büyük bir eser meydana getirebileceği
7. Yıllarca yurt dışında sergiler açtım. Bir ressam olarak kendi
ülkem adına da bir şeyler yapmak istedim. İçimde, dışarı
çıkmayı bekleyen esir kızı bu amaçla kullanmak istedim. O
yüzden de ülkemde bir resim sergisi düzenledim. Yurt di-
şıyla kıyasladığımda katılım açısından fark olduğunu gör-
düm. Hatta farklar bir şehirden bir şehre bile değişti. Örneğin
Ankara'nın çok sanatseveri var, İstanbul'un da ayrı bir kitlesi P
var, Fransa'nın başka bir kitlesi var. Dolayısıyla aslında nasıl
bir şey yansıttığınıza, onu nasıl duyurduğunuza veya insan-
lara ne hissettirdiğinize göre kitle değişiyor.
Bu parçadan hareketle resim sanatı ve sergileriyle ilgili
3
1. Farklı yerlerdeki aynı anlayışlara
II. Farklı yerlerdeki farklı anlayışlara
III. Farklı yerlerdeki farklı örneklere
IV. Aynı yerlerdeki aynı örneklere
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ile III
E) III ile IV
C) I ile II
S
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
7. Yıllarca yurt dışında sergiler açtım. Bir ressam olarak kendi ülkem adına da bir şeyler yapmak istedim. İçimde, dışarı çıkmayı bekleyen esir kızı bu amaçla kullanmak istedim. O yüzden de ülkemde bir resim sergisi düzenledim. Yurt di- şıyla kıyasladığımda katılım açısından fark olduğunu gör- düm. Hatta farklar bir şehirden bir şehre bile değişti. Örneğin Ankara'nın çok sanatseveri var, İstanbul'un da ayrı bir kitlesi P var, Fransa'nın başka bir kitlesi var. Dolayısıyla aslında nasıl bir şey yansıttığınıza, onu nasıl duyurduğunuza veya insan- lara ne hissettirdiğinize göre kitle değişiyor. Bu parçadan hareketle resim sanatı ve sergileriyle ilgili 3 1. Farklı yerlerdeki aynı anlayışlara II. Farklı yerlerdeki farklı anlayışlara III. Farklı yerlerdeki farklı örneklere IV. Aynı yerlerdeki aynı örneklere durumlarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ile III E) III ile IV C) I ile II S
Paragraf
18.-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Bilim insanları, ilk kayakların bundan beş bin yıl önce
yapıldığını söylüyor. (II) Sibirya, Moğolistan gibi sürekli kar
altında olan yerlerde yaşayan insanlar karda rahat yürümek
için çözümler ararken ince tahtaları ayaklarına bağlamaya
başlamış. (III) Norveç, İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde
önceleri rahat yürüyebilmek için bir ulaşım aracıymış.
(IV) Ee tabi, zamanla bazı kullanıcılar ustalıklarıyla dikkat
çekmeye başlamış ve 1800'lü yılların başında da yavaş
yavaş spor olarak kabul edilir olmuş. (V) Ülkemizdeki ilk
kayaklar da 1914 yılında yapılmış, yani tam yüz üç yıl
önce. (VI) Istanbul'da Haliç kıyısındaki atölyesinde bir
marangoz; tahtalardan yaptığı kayakları önce Erzurum'a,
oradan da Kafkas cephesine ulaştırmış. (VII) Otuz asker de
bu kayakları kullanmayı öğrenerek hızlı bir şekilde, gitmek
istedikleri yerlere gidebilmeyi başarmışlar.
Deneme 23
20. Bu parçada kayakla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Yürümeye olan katkısına
B) Ülkemizde gittikçe yaygınlaştığına
C) Bir soruna çözüm olarak bulunduğuna
D) Yapılış tarihçesine
E) Zaman içinde kullanım amacının değiştiğine
1. Bu testte 20 soru vardır.
2. Testin video çözümlerini 3D Mo
3dyayinlari.com adresinden ve
1. I. Metin
Minik bir göçmen kuşun çığlığınm
gece ne sabahtı zaman. Sons
üzereydi güneşin ilk ışıkları. C
üzereyken aydınlık, evrenin s
gibiydim. Başımı pencereye
denizle ve denizin eşsiz ma
martılar, gemiler, balıkçı tel
uykudaydı.
II. Metin
Güneşin ilk ışıkları, kars
birer. Homurtuda bir mc
sabahın alaca karanlığ
ışıkları söndü. Sessizl
kendimi. "Bugün yeni
olacak." dive gecirdin
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Paragraf 18.-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bilim insanları, ilk kayakların bundan beş bin yıl önce yapıldığını söylüyor. (II) Sibirya, Moğolistan gibi sürekli kar altında olan yerlerde yaşayan insanlar karda rahat yürümek için çözümler ararken ince tahtaları ayaklarına bağlamaya başlamış. (III) Norveç, İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde önceleri rahat yürüyebilmek için bir ulaşım aracıymış. (IV) Ee tabi, zamanla bazı kullanıcılar ustalıklarıyla dikkat çekmeye başlamış ve 1800'lü yılların başında da yavaş yavaş spor olarak kabul edilir olmuş. (V) Ülkemizdeki ilk kayaklar da 1914 yılında yapılmış, yani tam yüz üç yıl önce. (VI) Istanbul'da Haliç kıyısındaki atölyesinde bir marangoz; tahtalardan yaptığı kayakları önce Erzurum'a, oradan da Kafkas cephesine ulaştırmış. (VII) Otuz asker de bu kayakları kullanmayı öğrenerek hızlı bir şekilde, gitmek istedikleri yerlere gidebilmeyi başarmışlar. Deneme 23 20. Bu parçada kayakla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yürümeye olan katkısına B) Ülkemizde gittikçe yaygınlaştığına C) Bir soruna çözüm olarak bulunduğuna D) Yapılış tarihçesine E) Zaman içinde kullanım amacının değiştiğine 1. Bu testte 20 soru vardır. 2. Testin video çözümlerini 3D Mo 3dyayinlari.com adresinden ve 1. I. Metin Minik bir göçmen kuşun çığlığınm gece ne sabahtı zaman. Sons üzereydi güneşin ilk ışıkları. C üzereyken aydınlık, evrenin s gibiydim. Başımı pencereye denizle ve denizin eşsiz ma martılar, gemiler, balıkçı tel uykudaydı. II. Metin Güneşin ilk ışıkları, kars birer. Homurtuda bir mc sabahın alaca karanlığ ışıkları söndü. Sessizl kendimi. "Bugün yeni olacak." dive gecirdin
27. Umberto Eco, "Metnin amacı örnek okuru üretmektir.
Ömek okur, metni okuması tasarlanan bu tasarı, çoğul
yorumlara elverecek şekilde okuma olarak düşünülmeli-
dir- biçimde okuyan okurdur." düşüncesiyle örnek okuru
metnin kendisinin ürettiğini söyler.
Buna göre, "örnek okuru üreten metin" ile "örnek oku-
run özelliği aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla veril-
miştir?
A) Okurun kendisiyle özdeşleştirebileceği kişi, mekân
ve olaylara göndermede bulunan - Kendisini metin-
deki şahıs kadrosunun yerine koyarak olay, duygu
ve hayalleri yorumlayan
B) Okuru yazılma sürecine dahil ederek nasıl oluştuğu-
nu okurla paylaşan - Metnin bağlamından hareketle
metindeki anahtar kavramları belirleyen
C) Hem söylemsel yapısı hem, de anlatısıyla kendisine
özgü olan - Metni oluşturan unsurlar arasındaki ge-
çiş ve bağlantıları fark ederek metni yorumlayan
D) Gerçeklik ile kurmaca arasındaki sınırı kaldırarak
okurun düş gücünü zorlayan - Kendi duygu ve dü-
şüncelerinin, metinde ortaya konulan anlamı gölge-
lemesine izin vermeyen
E) Okuru, boşluklarını doldurmaya ve açıkça söyleme-
diklerini ama vadettiklerini çıkarmaya yönelten - Me-
tinde yazarın oluşturduğu okuma stratejisini gören
ve buna göre ilerleyen
1
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
27. Umberto Eco, "Metnin amacı örnek okuru üretmektir. Ömek okur, metni okuması tasarlanan bu tasarı, çoğul yorumlara elverecek şekilde okuma olarak düşünülmeli- dir- biçimde okuyan okurdur." düşüncesiyle örnek okuru metnin kendisinin ürettiğini söyler. Buna göre, "örnek okuru üreten metin" ile "örnek oku- run özelliği aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla veril- miştir? A) Okurun kendisiyle özdeşleştirebileceği kişi, mekân ve olaylara göndermede bulunan - Kendisini metin- deki şahıs kadrosunun yerine koyarak olay, duygu ve hayalleri yorumlayan B) Okuru yazılma sürecine dahil ederek nasıl oluştuğu- nu okurla paylaşan - Metnin bağlamından hareketle metindeki anahtar kavramları belirleyen C) Hem söylemsel yapısı hem, de anlatısıyla kendisine özgü olan - Metni oluşturan unsurlar arasındaki ge- çiş ve bağlantıları fark ederek metni yorumlayan D) Gerçeklik ile kurmaca arasındaki sınırı kaldırarak okurun düş gücünü zorlayan - Kendi duygu ve dü- şüncelerinin, metinde ortaya konulan anlamı gölge- lemesine izin vermeyen E) Okuru, boşluklarını doldurmaya ve açıkça söyleme- diklerini ama vadettiklerini çıkarmaya yönelten - Me- tinde yazarın oluşturduğu okuma stratejisini gören ve buna göre ilerleyen 1
9.
Adana'daki Fransız işgalciler içerisinde görev yapan eşi Yüz-
başı Ernest ile görüşmek isteyen Nina'nın bölgeye gitmesine
izin verilmez. Albay, pek yakında durumun lehlerine döneceği-
ni, çetelerden ibaret olan Türk kuvvetlerinin yakında dağılacak-
larını söyler. Konuşmalar şöyle devam eder:
Nina: Çete dediğiniz nedir?
Albay: Çete denilen şey birkaç işsizin kendilerine bir baş se-
çerek kurdukları bir harp teşkilatıdır. İşgal ordusunu
güçlüğe uğratmak gibi siyasi bir maksat altında yapma-
dıkları fenalık kalmaz; harp ve askerlik kaidelerine uy-
mazlar, esirlere işkence ederler, köy yakarlar, yağma-
cılık yaparlar. Ordumuza erzak ve mühimmat götüren
konvoylarımızı arızalı yerlerde bastırırlar. Bize epeyce
zarar verdiklerini inkâr edemem.
Nina: Bunlar bir nevi Francs-tireurs (sivil savaşçılar) olacak-
lar...
Albay: Hayır, hayır. Francs-tireurs'ler (sivil savaşçılar) asker
sayılır. Büyük ihtilalde, Sivastopol muhasarasında,
1870 Harbi'nde vatanın şerefini koruyan bu teşekkül-
ler, ordu tertibine dâhildirler; zaten enternasyonal hu-
kuka riayet şartıyla dünyanın her yerinde muharip ad-
dolunurlar. Hâlbuki çeteci, askerlik usullerine aldırmaz,
hiçbir hak ve kanun tanımaz.
Nina: O halde İspanyolların Napolyon ordularına karşı koyan
teşkilatları cinsinden bir şey, bir gerilla!
Albay: Ben o fikirde değilim.
R Nina: Bu silahlı teşekküller, işgalci ordular için epeyce kor-
kunç, çok yorucu ve yıpratıcıdır.
Cete romanından alınan bu parçayla ilgili aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır? X
A Diyalog tekniğinin kullanıldığı romanın yazarı Refik Halit
Karay'dır.
BY Dönemin anlayışını yansıtır şekilde anlaşılır bir dil kullanıl-
mıştır
Çete" kavramının ne anlama geldiği ve nasıl anlaşıldığı
hakkında ipucu sunmaktadır.
D) Okur, Nina'nın son cümlesinden çete kavramının düşman
için yararlı olduğunu anlamaktadır.
Karşılaştırma ve benzetmeden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
9. Adana'daki Fransız işgalciler içerisinde görev yapan eşi Yüz- başı Ernest ile görüşmek isteyen Nina'nın bölgeye gitmesine izin verilmez. Albay, pek yakında durumun lehlerine döneceği- ni, çetelerden ibaret olan Türk kuvvetlerinin yakında dağılacak- larını söyler. Konuşmalar şöyle devam eder: Nina: Çete dediğiniz nedir? Albay: Çete denilen şey birkaç işsizin kendilerine bir baş se- çerek kurdukları bir harp teşkilatıdır. İşgal ordusunu güçlüğe uğratmak gibi siyasi bir maksat altında yapma- dıkları fenalık kalmaz; harp ve askerlik kaidelerine uy- mazlar, esirlere işkence ederler, köy yakarlar, yağma- cılık yaparlar. Ordumuza erzak ve mühimmat götüren konvoylarımızı arızalı yerlerde bastırırlar. Bize epeyce zarar verdiklerini inkâr edemem. Nina: Bunlar bir nevi Francs-tireurs (sivil savaşçılar) olacak- lar... Albay: Hayır, hayır. Francs-tireurs'ler (sivil savaşçılar) asker sayılır. Büyük ihtilalde, Sivastopol muhasarasında, 1870 Harbi'nde vatanın şerefini koruyan bu teşekkül- ler, ordu tertibine dâhildirler; zaten enternasyonal hu- kuka riayet şartıyla dünyanın her yerinde muharip ad- dolunurlar. Hâlbuki çeteci, askerlik usullerine aldırmaz, hiçbir hak ve kanun tanımaz. Nina: O halde İspanyolların Napolyon ordularına karşı koyan teşkilatları cinsinden bir şey, bir gerilla! Albay: Ben o fikirde değilim. R Nina: Bu silahlı teşekküller, işgalci ordular için epeyce kor- kunç, çok yorucu ve yıpratıcıdır. Cete romanından alınan bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? X A Diyalog tekniğinin kullanıldığı romanın yazarı Refik Halit Karay'dır. BY Dönemin anlayışını yansıtır şekilde anlaşılır bir dil kullanıl- mıştır Çete" kavramının ne anlama geldiği ve nasıl anlaşıldığı hakkında ipucu sunmaktadır. D) Okur, Nina'nın son cümlesinden çete kavramının düşman için yararlı olduğunu anlamaktadır. Karşılaştırma ve benzetmeden yararlanılmıştır.
1.
İskender Pala'nın "Mihmandar" adlı eseri, çok okunan kitap-
lar arasında olmayı gerçekten hak etmiş romanlardan biriy-
miş. “Mihmandar", pandemi günlerinin başlamasına yakın bir
zamanda çok sevdiğim bir arkadaşım tarafından bana arma-
ğan edilmişti. Tabi kitabı aldıktan sonra bir süre kitaplığım-
da bekledi. Çünkü içimde tereddütler vardı. Uzun zamandan
beri tarihî roman okumamıştım; harcayacağım zamana değer
miydi? Ama kitabı okumaya başlayınca eserin içinde adeta
kayboldum, neredeyse bitirene kadar elimden bırakamadım.
Meğer İskender Pala'nın enfes bir dili varmış. Tarihî olayları
anlattığını biliyorsunuz ama roman tadında olduğu için asla
sıkılmıyorsunuz. Yani yazar olayları kendi hayal dünyasında
yoğurup öyle sunmuş size. Tarihi, böyle güçlü bir yazarın ba-
kış açısıyla okumak çok hoşuma gitti. Eğer tarihî bir roman
okumak isterseniz çok yerinde bir tercih olur, şahsen oku-
manızı tavsiye ederim.
Bu parçadan İskender Pala'nın romanı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Etkileyici bir üsluba sahiptir.
B) Tarihî olaylar bir sanatçı gözüyle kaleme alınmıştır.
C) Yazarın diğer romanlarından daha fazla okunmuştur.
D) Yüksek satış rakamlarına ulaşmıştır.
E) Akıcı bir anlatımı vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1. İskender Pala'nın "Mihmandar" adlı eseri, çok okunan kitap- lar arasında olmayı gerçekten hak etmiş romanlardan biriy- miş. “Mihmandar", pandemi günlerinin başlamasına yakın bir zamanda çok sevdiğim bir arkadaşım tarafından bana arma- ğan edilmişti. Tabi kitabı aldıktan sonra bir süre kitaplığım- da bekledi. Çünkü içimde tereddütler vardı. Uzun zamandan beri tarihî roman okumamıştım; harcayacağım zamana değer miydi? Ama kitabı okumaya başlayınca eserin içinde adeta kayboldum, neredeyse bitirene kadar elimden bırakamadım. Meğer İskender Pala'nın enfes bir dili varmış. Tarihî olayları anlattığını biliyorsunuz ama roman tadında olduğu için asla sıkılmıyorsunuz. Yani yazar olayları kendi hayal dünyasında yoğurup öyle sunmuş size. Tarihi, böyle güçlü bir yazarın ba- kış açısıyla okumak çok hoşuma gitti. Eğer tarihî bir roman okumak isterseniz çok yerinde bir tercih olur, şahsen oku- manızı tavsiye ederim. Bu parçadan İskender Pala'nın romanı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Etkileyici bir üsluba sahiptir. B) Tarihî olaylar bir sanatçı gözüyle kaleme alınmıştır. C) Yazarın diğer romanlarından daha fazla okunmuştur. D) Yüksek satış rakamlarına ulaşmıştır. E) Akıcı bir anlatımı vardır.
(1) Insan, doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için di-
ğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur.
(II) Ancak toplum hâlinde yaşarken zamanla doğadan kop-
muş ve bunun yarattığı yalnızlığı giderebilecek yeni bir be-
raberlik bulamamıştır. (III) Bu yalnızlığı kısa bir süre de olsa
doğayla yeniden baş başa olarak gidermesi, insanı eski bir
dostla birlikteymişçesine mutlu eder. (IV) Bu, hem nostalji hem
özgürlük içeren, benzeri olmayan bir mutluluktur. (V) Öylesi-
ne sıra dışıdır ki insan böylesi doyurucu bir ilişkiyi, geliştirdiği
toplumlarla hiçbir dönem kuramamıştır. (VI) İnsanlığın bugüne
değin denemiş olduğu toplum modelleri, onun özgür olma
isteği ve yaşamındaki çelişkilere çözüm bulma çabalarıdır.
37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Doğayla baş başa vakit geçirmek her insanı aynı oran-
da etkilemez.
İnsan, hayalindeki mutluluğu doğa içinde yaşadığında
bulur.
C) İnsanların kurduğu toplumlar zaman içinde daha mű-
kemmele doğru evrilmiştir.
D) Insan topluluklarının bir araya gelmesindeki temel amaç,
güven arayışıdır.
E) Toplum içinde yalnız kalmak insanı çeşitli ruhsal sorun-
ların içine iter.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
(1) Insan, doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için di- ğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur. (II) Ancak toplum hâlinde yaşarken zamanla doğadan kop- muş ve bunun yarattığı yalnızlığı giderebilecek yeni bir be- raberlik bulamamıştır. (III) Bu yalnızlığı kısa bir süre de olsa doğayla yeniden baş başa olarak gidermesi, insanı eski bir dostla birlikteymişçesine mutlu eder. (IV) Bu, hem nostalji hem özgürlük içeren, benzeri olmayan bir mutluluktur. (V) Öylesi- ne sıra dışıdır ki insan böylesi doyurucu bir ilişkiyi, geliştirdiği toplumlarla hiçbir dönem kuramamıştır. (VI) İnsanlığın bugüne değin denemiş olduğu toplum modelleri, onun özgür olma isteği ve yaşamındaki çelişkilere çözüm bulma çabalarıdır. 37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Doğayla baş başa vakit geçirmek her insanı aynı oran- da etkilemez. İnsan, hayalindeki mutluluğu doğa içinde yaşadığında bulur. C) İnsanların kurduğu toplumlar zaman içinde daha mű- kemmele doğru evrilmiştir. D) Insan topluluklarının bir araya gelmesindeki temel amaç, güven arayışıdır. E) Toplum içinde yalnız kalmak insanı çeşitli ruhsal sorun- ların içine iter.
onun
di şey-
doyar.
inlüğü
olma-
abalar
mada,
mani-
maya
a gibi
z de-
han-
şey-
vi ih-
lene-
amız
dürü-
P
8. Barkan, dış kuvvetlerden olan rüzgârların çöl iklimi ve bu
iklime benzer bölgelerde biriktirme ile oluşturduğu yarım ay
ki şeklindeki kumul yığını olarak bilinmektedir. Yaygın kumul
Hatürlerinin başında gelir. Rüzgâra bakan kısımlarının yüzeyi
çıkık ve şişkindir. Fiziksel çözülme ile oluşmuş yarım ay
şeklindeki kum yığınlarının sivri uçları rüzgârın hâkim yö-
nünü gösterir. Yığının rüzgâra bakan bölümü daha yumu-
AVEşak ve eğilimli bir yapıdadır. Aşınma ve çökmeler ile yığınlar
zamanla yer değiştirebilir. Barkan, adını da aldığı Türkistan
benzeri coğrafyaların iç kesimlerindeki çöl bölgelerinin tipik
iklim özelliğini oluşturmaktadır. Barkan kumulunun Mars
yüzeyinde de ince atmosferin yarattığı rüzgâr sonucu var
olduğu keşfedilmiştir.
Bu parçada "barkan" adlı coğrafi oluşumla ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
Rüzgârın fiziksel çözülmeyi hızlandırması sonucu yu-
muşak yapıda olabildiğine
Bir özelliğinin dış kuvvetlerden olan rüzgârın yönü hak-
kında bilgi verdiğine
Birtakım biçim özelliklerinin ortak olduğuna
Hangi özelliğe sahip bölgelerde görülebildiğine
Çeşitli şartlarda sürece bağlı olarak yığınların farklı yer-
lere taşınabildiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
onun di şey- doyar. inlüğü olma- abalar mada, mani- maya a gibi z de- han- şey- vi ih- lene- amız dürü- P 8. Barkan, dış kuvvetlerden olan rüzgârların çöl iklimi ve bu iklime benzer bölgelerde biriktirme ile oluşturduğu yarım ay ki şeklindeki kumul yığını olarak bilinmektedir. Yaygın kumul Hatürlerinin başında gelir. Rüzgâra bakan kısımlarının yüzeyi çıkık ve şişkindir. Fiziksel çözülme ile oluşmuş yarım ay şeklindeki kum yığınlarının sivri uçları rüzgârın hâkim yö- nünü gösterir. Yığının rüzgâra bakan bölümü daha yumu- AVEşak ve eğilimli bir yapıdadır. Aşınma ve çökmeler ile yığınlar zamanla yer değiştirebilir. Barkan, adını da aldığı Türkistan benzeri coğrafyaların iç kesimlerindeki çöl bölgelerinin tipik iklim özelliğini oluşturmaktadır. Barkan kumulunun Mars yüzeyinde de ince atmosferin yarattığı rüzgâr sonucu var olduğu keşfedilmiştir. Bu parçada "barkan" adlı coğrafi oluşumla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Rüzgârın fiziksel çözülmeyi hızlandırması sonucu yu- muşak yapıda olabildiğine Bir özelliğinin dış kuvvetlerden olan rüzgârın yönü hak- kında bilgi verdiğine Birtakım biçim özelliklerinin ortak olduğuna Hangi özelliğe sahip bölgelerde görülebildiğine Çeşitli şartlarda sürece bağlı olarak yığınların farklı yer- lere taşınabildiğine