Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

klu Sorular
astalı yum-
tarafından
de Güney
na çiçeğiy-
bir bitkidir.
pembe ya
depolayıp
sin olarak
in çağrış-
esle hiçbir
mayan her
lu ve be-
lığa gene
yanıklıdır.
nlar önce
linde asıl
patates
olmadı-
dan di-
gilerine
www.pelikankitabevi.com.tr
3.
3.-4. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
19. yüzyılın sonunda bir İngiliz arkeolog Nagada'da büyük
bir mezarlık keşfetti. Toprağa kazılmış basit çukurlardan
oluşan mezarlarda daha önce Mısır'da bulunanlardan daha
farklı çömlekler buldu. Bir başka bilim insanı Jacques de
Morgan, bunların ilk firavunlardan daha eski bir uygarlığa ait
kalıntılar olduğu sonucuna vardı. "Nagada kültürü” adı veri-
len "haneden öncesi" bu kültür, Mısır'ın tarih öncesi geçmi-
şinin sonucunu belirler. Günümüzde, arkeolojik buluntuları
daha hassas biçimde tarihlemeye yardımcı olan kimyasal
yöntemler sayesinde MÖ 4000 ile 3000 tarihleri arasına
oturtulan hanedan öncesi kültürün, daha da eski olduğu dü-
şünülmektedir. Sir Flinders Petrie tarafından bulunan rölatif
tarihleme yönteminden Mısır biliminde sıkça faydalanılır. Bu
yöntem, gerçek tarihleri birbirlerine bağlı olarak tarihsel si-
raya dizme olanağı sağlar.
8
Bu parçada adı geçen "Nagada kültürü" ile ilgili aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Belirli bir tarih söylense de çok daha eski bir kültür
olmadığı
B) Mısır'ın tarih öncesiyle ilgili yargıları sona erdirecek
bir kültür olduğu
O/
C) Arkeolojik kazıların gelecekte daha iyi şartlarda
olacağını bildirdiği
D) Mısır kültürünün geçmişinin sınırlarını belirlemede
kullanıldığı
E) Mısır'ın tarih öncesi sürecinde etkili olan şeyleri
gösterdiği
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
klu Sorular astalı yum- tarafından de Güney na çiçeğiy- bir bitkidir. pembe ya depolayıp sin olarak in çağrış- esle hiçbir mayan her lu ve be- lığa gene yanıklıdır. nlar önce linde asıl patates olmadı- dan di- gilerine www.pelikankitabevi.com.tr 3. 3.-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 19. yüzyılın sonunda bir İngiliz arkeolog Nagada'da büyük bir mezarlık keşfetti. Toprağa kazılmış basit çukurlardan oluşan mezarlarda daha önce Mısır'da bulunanlardan daha farklı çömlekler buldu. Bir başka bilim insanı Jacques de Morgan, bunların ilk firavunlardan daha eski bir uygarlığa ait kalıntılar olduğu sonucuna vardı. "Nagada kültürü” adı veri- len "haneden öncesi" bu kültür, Mısır'ın tarih öncesi geçmi- şinin sonucunu belirler. Günümüzde, arkeolojik buluntuları daha hassas biçimde tarihlemeye yardımcı olan kimyasal yöntemler sayesinde MÖ 4000 ile 3000 tarihleri arasına oturtulan hanedan öncesi kültürün, daha da eski olduğu dü- şünülmektedir. Sir Flinders Petrie tarafından bulunan rölatif tarihleme yönteminden Mısır biliminde sıkça faydalanılır. Bu yöntem, gerçek tarihleri birbirlerine bağlı olarak tarihsel si- raya dizme olanağı sağlar. 8 Bu parçada adı geçen "Nagada kültürü" ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Belirli bir tarih söylense de çok daha eski bir kültür olmadığı B) Mısır'ın tarih öncesiyle ilgili yargıları sona erdirecek bir kültür olduğu O/ C) Arkeolojik kazıların gelecekte daha iyi şartlarda olacağını bildirdiği D) Mısır kültürünün geçmişinin sınırlarını belirlemede kullanıldığı E) Mısır'ın tarih öncesi sürecinde etkili olan şeyleri gösterdiği
i dar
amak
Bazen
diye-
e tam
ğimiz
Insan
büyük
akka-
emal'i
smayı
geçen
geçe-
= bize
ğunu
e ru-
larak
Simiz
e düş
smak
n al-
afer-
leme
olla-
tir.
şarılı
do
gücü
Türkiye Geneli Deneme Smavi-14
19. Gerçekten yaşamak insanın dünya ile duyması, gör-
mesi, koklaması, tat alması, dokunması, hissetmesi,
düşünmesi, bakması, istemesi, ağlaması, gülmesi, ey-
lemde bulunması ve sevmesi demektir. Insan olmak-
la ilgili her şeyi ve bizi biz yapan bütün özelliklerimizi
hayatın doğal akışı içinde yaşayarak olgunlaşmak,
temel amacımız olmalı. Böylece bir yandan insanoğlu
daha doğallaşacak diğer yandan da toplumsal yaşam
insancıllaşacaktır. Bugünün insanı, doğadan ve kendi
özünden kopmuş olmanın acılarıyla yaşamak zorunda
kalmıştır. Oysa insan yaşadığı her şeyden olduğu gibi,
kendi özüne yabancılaşmanın acılarından da kendisi
sorumludur. İlgi, sorumluluk ve özgür istençten yok-
sun kalan modern insan yalnızlık ve sevgisizlik sarma-
linda acı çekmektedir. Çünkü hem kendisiyle hem de
dış dünya ile insanca ilişki kurma yetisini yitirmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen
düşüncelerden biri değildir?
Ainsanın kendisi olamaması insana acı verir, bunun
asıl sorumlusu yine insanın kendisidir.
B) Modern insan ilgiden uzak, özgür tercihlerden
yoksun yaşamakta, bir yandan yalnızlık bir yandan
da sevgisizlik çekmektedir.
CHayatı asıl anlamıyla yaşamak isteyenler, doğadan
ve özünden kopmadan dünya ile hisseder, görür,
koklar, güler, ağlar, sever.
D) Hepimizin bir görevi de insan olmanın bize kattığı
ne varsa hayatın doğal akışı içinde bu değerleri ya-
şayarak olgunlaşmaktır.
Toplumsal yaşamın insancıllaşması, doğadan ve
kendi özünden kopmuş olmanın acısını çeken in-
sanoğlunun silkinip, onu o yapan özellikleri doğru
yaşayıp doğallaşmasıyla mümkündür.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
i dar amak Bazen diye- e tam ğimiz Insan büyük akka- emal'i smayı geçen geçe- = bize ğunu e ru- larak Simiz e düş smak n al- afer- leme olla- tir. şarılı do gücü Türkiye Geneli Deneme Smavi-14 19. Gerçekten yaşamak insanın dünya ile duyması, gör- mesi, koklaması, tat alması, dokunması, hissetmesi, düşünmesi, bakması, istemesi, ağlaması, gülmesi, ey- lemde bulunması ve sevmesi demektir. Insan olmak- la ilgili her şeyi ve bizi biz yapan bütün özelliklerimizi hayatın doğal akışı içinde yaşayarak olgunlaşmak, temel amacımız olmalı. Böylece bir yandan insanoğlu daha doğallaşacak diğer yandan da toplumsal yaşam insancıllaşacaktır. Bugünün insanı, doğadan ve kendi özünden kopmuş olmanın acılarıyla yaşamak zorunda kalmıştır. Oysa insan yaşadığı her şeyden olduğu gibi, kendi özüne yabancılaşmanın acılarından da kendisi sorumludur. İlgi, sorumluluk ve özgür istençten yok- sun kalan modern insan yalnızlık ve sevgisizlik sarma- linda acı çekmektedir. Çünkü hem kendisiyle hem de dış dünya ile insanca ilişki kurma yetisini yitirmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen düşüncelerden biri değildir? Ainsanın kendisi olamaması insana acı verir, bunun asıl sorumlusu yine insanın kendisidir. B) Modern insan ilgiden uzak, özgür tercihlerden yoksun yaşamakta, bir yandan yalnızlık bir yandan da sevgisizlik çekmektedir. CHayatı asıl anlamıyla yaşamak isteyenler, doğadan ve özünden kopmadan dünya ile hisseder, görür, koklar, güler, ağlar, sever. D) Hepimizin bir görevi de insan olmanın bize kattığı ne varsa hayatın doğal akışı içinde bu değerleri ya- şayarak olgunlaşmaktır. Toplumsal yaşamın insancıllaşması, doğadan ve kendi özünden kopmuş olmanın acısını çeken in- sanoğlunun silkinip, onu o yapan özellikleri doğru yaşayıp doğallaşmasıyla mümkündür.
ik
s ve
esinde
azısı
ni fıkra
bir
n
dır.
dir.
Leylek yaz mevsiminin kuşu değil, bizzat yazdır.
Kırmızı gagasının takırtısı, ses hâline gelmiş sıcak bir
temmuzdur. Bir baca üstünden ufka çizilen bir leylek şekli,
muhayyileye neler hatırlatmaz: Maviliği içi bayıltan
sonsuz, derin gökyüzü... Yeşil bir vadide gizlenmiş
minareli, küçük, beyaz bir şehir... Yarasaların uçuştuğu,
kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeşil bir akşam...
Sıcak bir Asya gecesi... Damların yan duvarlarına
dayanarak gizli gizli konuşan ve doğaçak bakır bir
bekleyen siyah zülüflü, altın ve mercan gerdanlıklı
kadınlar... Alçak bir gece semasına serpilmiş büyük
yıldızlar... Bütün bu yıldızların içinde bir leyleğin düşünen
ayı
gagasi...
4.
Bir fıkradan alınan bu parçayla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yalın bir dil kullanılmıştır.
B) Kanıtlama çabası güdülmemiştir.
C) Betimleyici ögeler vardır.
D) Mecazlı sözlere yer verilmiştir.
E) Düşünceler, alıntılarla pekiştirilmiştir.
6.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ik s ve esinde azısı ni fıkra bir n dır. dir. Leylek yaz mevsiminin kuşu değil, bizzat yazdır. Kırmızı gagasının takırtısı, ses hâline gelmiş sıcak bir temmuzdur. Bir baca üstünden ufka çizilen bir leylek şekli, muhayyileye neler hatırlatmaz: Maviliği içi bayıltan sonsuz, derin gökyüzü... Yeşil bir vadide gizlenmiş minareli, küçük, beyaz bir şehir... Yarasaların uçuştuğu, kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeşil bir akşam... Sıcak bir Asya gecesi... Damların yan duvarlarına dayanarak gizli gizli konuşan ve doğaçak bakır bir bekleyen siyah zülüflü, altın ve mercan gerdanlıklı kadınlar... Alçak bir gece semasına serpilmiş büyük yıldızlar... Bütün bu yıldızların içinde bir leyleğin düşünen ayı gagasi... 4. Bir fıkradan alınan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yalın bir dil kullanılmıştır. B) Kanıtlama çabası güdülmemiştir. C) Betimleyici ögeler vardır. D) Mecazlı sözlere yer verilmiştir. E) Düşünceler, alıntılarla pekiştirilmiştir. 6.
TYT
Anlatım Teknikl
1. Tunceli... Tebessümü yüzüne iyice yayılmış bir hâlde selamli-
yordu bizi yemyeşil doğası, berrak akan nehri, tertemiz göğü.
Tarih kokan her toprak parçası bizi bizden alıyordu. Şehrin
ortasında bulunan, o yörenin tarihî kişiliklerinin heykelleriyle
tokalaştık ilk önce. Bu kişiler hakkında öğrendiğimiz her bil-
gi bizi sarsıyor ve şaşırtıyordu. İnsanların arasında gezmek,
onlarla sohbet etmek bu şehirle ilgili ön yargılarımızı yıkmaya
yetmişti. Buz gibi suları, sıcak kanlı insanları, yöresel binbir
çeşit doğal ürünüyle bilinmeli; hakkıyla tanınmalı Tunceli.
Aksi takdirde gücenebilir bizlere Doğu'nun bu eşsiz şehri.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) İzlenim kazandırıcı ayrıntılara yer verilmiştir.
B) Doğa, yazarın duygularıyla okurun gözünde canlandırıl-
maya çalışılmıştır.
C) Kişileştirmelerden yararlanılmıştır.
D) Farklı yapıda cümlelerle anlatımda akıcılık sağlanmıştır.
Örneklemelere başvurularak anlam pekiştirilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT Anlatım Teknikl 1. Tunceli... Tebessümü yüzüne iyice yayılmış bir hâlde selamli- yordu bizi yemyeşil doğası, berrak akan nehri, tertemiz göğü. Tarih kokan her toprak parçası bizi bizden alıyordu. Şehrin ortasında bulunan, o yörenin tarihî kişiliklerinin heykelleriyle tokalaştık ilk önce. Bu kişiler hakkında öğrendiğimiz her bil- gi bizi sarsıyor ve şaşırtıyordu. İnsanların arasında gezmek, onlarla sohbet etmek bu şehirle ilgili ön yargılarımızı yıkmaya yetmişti. Buz gibi suları, sıcak kanlı insanları, yöresel binbir çeşit doğal ürünüyle bilinmeli; hakkıyla tanınmalı Tunceli. Aksi takdirde gücenebilir bizlere Doğu'nun bu eşsiz şehri. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) İzlenim kazandırıcı ayrıntılara yer verilmiştir. B) Doğa, yazarın duygularıyla okurun gözünde canlandırıl- maya çalışılmıştır. C) Kişileştirmelerden yararlanılmıştır. D) Farklı yapıda cümlelerle anlatımda akıcılık sağlanmıştır. Örneklemelere başvurularak anlam pekiştirilmiştir.
Günümüzde pek çok insan; kendi mükemmelliğini ve
benzersizliğini, yaptığı işin önemini ve zorluğunu
abartmaya şevkle sarılmış bir reklam şirketi gibi
davranıyor. Doga mutevazidir, insan ise kendini haykınır.
Üstelik bunu asirlardir yapıyor. Sosyal medya hesapları
üzerinden sürekli olarak En güzel, en mutlu, en başarılı
benim!" diyen çağımız insanın öz propaganda
hastalığı'na yeni yakalandığini düşünmek yanlış olur.
Narcissus, sabah uyanır uyanmaz gole oz çekim
yapmaya gideli binlerce yıl oluyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen
düşüncelerden biri değildir?
A) Pek çok insan yaptığı en ufak biletin
etrafına sunmayı sever.
B) Çağın insan yalnızlaştıkça kendi
yüceltmeye yönelir.
Ⓒ) Doğanın aksine çoğu insan, kendi değerini
başkalanna duyurmaya yatkışıdır.
D) Bireyin kendine duyduğu hayamaz
bir desmişe sahiptir
das fullanamaz
E) İnsanların çoğu
Simaksizin
ay nifty zarazni
tarihsel olarak uzun
NA
ve yaşamlarının biricik
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Günümüzde pek çok insan; kendi mükemmelliğini ve benzersizliğini, yaptığı işin önemini ve zorluğunu abartmaya şevkle sarılmış bir reklam şirketi gibi davranıyor. Doga mutevazidir, insan ise kendini haykınır. Üstelik bunu asirlardir yapıyor. Sosyal medya hesapları üzerinden sürekli olarak En güzel, en mutlu, en başarılı benim!" diyen çağımız insanın öz propaganda hastalığı'na yeni yakalandığini düşünmek yanlış olur. Narcissus, sabah uyanır uyanmaz gole oz çekim yapmaya gideli binlerce yıl oluyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada öne sürülen düşüncelerden biri değildir? A) Pek çok insan yaptığı en ufak biletin etrafına sunmayı sever. B) Çağın insan yalnızlaştıkça kendi yüceltmeye yönelir. Ⓒ) Doğanın aksine çoğu insan, kendi değerini başkalanna duyurmaya yatkışıdır. D) Bireyin kendine duyduğu hayamaz bir desmişe sahiptir das fullanamaz E) İnsanların çoğu Simaksizin ay nifty zarazni tarihsel olarak uzun NA ve yaşamlarının biricik
2021-KPSS/GY-PS
20-21. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Clickbait; insanları çevrim içi metinleri okumaya,
görüntülemeye ve dinlemeye ikna etmek için tasarlanmış
köprü metin veya küçük resim bağlantısı kullanan haber
görünümlü reklam biçimidir. Türkçeye "tik tuzağı", "tık
yemi", "kapan manşet" gibi ifadelerle çevrilen bu tür
reklamlarda okurun, haber başlığına sürekli tıklaması
gerekir fakat tatmin edecek bir haber bilgisine ulaşması
mümkün olmaz. Clickbait içerikli haberlerde habercilik
prensiplerine uymayan farklı yöntemler kullanılır. Haberin
konusundan uzaklaşarak önemsiz bir detay üzerinde
yoğunlaşma, temanın dışına çıkarak abartılı bir başlık
kullanma, haber içeriğine uygun olmayan görselleri
yerleştirme gibi okuru aldatma şekilleri bulunur. Yaygın
olarak kullanılan, ünlem ve soru işareti içeren ilgi çekici
clickbait başlıkları şöyledir: "Buna inanamayacaksınız!",
"Bunları biliyor musunuz?", "Pişman olmayacaksınız!"
Okura, doğru haber sunmak yerine daha fazla tık almak
uğruna haber başlığında yapılan clickbait uygulamaları
olumsuz bir habercilik yöntemi olarak kabul edilir. Bu tür
haberlerde klasik haber geleneğinden farklı olarak
merakına yenilen okur, reklam tüketim kapanına girer.
S
20. Bu parçada "clickbait" ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Üslubunun yalın olmasına
B) Noktalama işaretlerinden yararlanmasına
C) Ayrıntıyı odağa almasına
Yapıltıcı görsellerle desteklenmesine
Öğrenme isteğini harekete geçirmesine
elif haklar
ir kisi
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2021-KPSS/GY-PS 20-21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Clickbait; insanları çevrim içi metinleri okumaya, görüntülemeye ve dinlemeye ikna etmek için tasarlanmış köprü metin veya küçük resim bağlantısı kullanan haber görünümlü reklam biçimidir. Türkçeye "tik tuzağı", "tık yemi", "kapan manşet" gibi ifadelerle çevrilen bu tür reklamlarda okurun, haber başlığına sürekli tıklaması gerekir fakat tatmin edecek bir haber bilgisine ulaşması mümkün olmaz. Clickbait içerikli haberlerde habercilik prensiplerine uymayan farklı yöntemler kullanılır. Haberin konusundan uzaklaşarak önemsiz bir detay üzerinde yoğunlaşma, temanın dışına çıkarak abartılı bir başlık kullanma, haber içeriğine uygun olmayan görselleri yerleştirme gibi okuru aldatma şekilleri bulunur. Yaygın olarak kullanılan, ünlem ve soru işareti içeren ilgi çekici clickbait başlıkları şöyledir: "Buna inanamayacaksınız!", "Bunları biliyor musunuz?", "Pişman olmayacaksınız!" Okura, doğru haber sunmak yerine daha fazla tık almak uğruna haber başlığında yapılan clickbait uygulamaları olumsuz bir habercilik yöntemi olarak kabul edilir. Bu tür haberlerde klasik haber geleneğinden farklı olarak merakına yenilen okur, reklam tüketim kapanına girer. S 20. Bu parçada "clickbait" ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Üslubunun yalın olmasına B) Noktalama işaretlerinden yararlanmasına C) Ayrıntıyı odağa almasına Yapıltıcı görsellerle desteklenmesine Öğrenme isteğini harekete geçirmesine elif haklar ir kisi
emsalsiz
ern Türk
erindendir.
dile
ebî türlerin
azdığı
rdeğinden
ketle varlık
ün ömrü
stemiştir.
rak...
ar'ın
rucu
man
0
r
a yüklü
e sanatın
etkisi
arak
zaman,
sel bir
nanın
ntemi
Deneme 9
r.
en
nde şiiri
niceliksel
mış
ğımız
vardır.
tonguç kampüs
16. "Metinlerarasılık", sözlü ve yazılı oluşumun ilk
zamanından itibaren aktarım yolu zorunluluğu
ile kullanım alanı bulmuştur. Sosyal öğrenme
ilkesi başta olmak üzere psikolojik, sosyolojik
süreçlerle de açıklanabilecek olan estetik
davranışın aktarımı ve benzer söylemler
oluşturma merakı canlılığını hep korumuştur. Bir
başkasının ifadesini kendi ifadesine aktarma,
onu kendi ifadesi içinde eritme veya ona orijinal
olması istenen yeni bir şekil kazandırma arzusu,
"güzel" ifadesinin estetik derecelendirilmesiyle
alakalı olduğu gibi çıkar sağlama, iddiasına
işlerlik kazandırma ve diğer metne dayalı
nedenlerden ötürü sürekli tercih edilmiştir.
Metnin oluşum sürecinin özel bir etkileşim
alanına ev sahipliği yapan sıra dışı niteliği
dikkate alındığında bir yazarın başka bir yazarın
kullanımlarını kendi metnine transfer etmesi ve
bu işlem sonucunda başka ve özgün bir metnin
ortaya çıkması, edebiyat ürünlerinin sürekliliğini
sağlamada önemli bir işleve sahip olmuştur.
Dolayısıyla metinlerarasılık, edebiyat için üretim
kaynağı hâline gelmiştir, denilebilir.
Özgün bir yapıt oluşturmaya elverişli olması
II. En girift konuları bile kolaylıkla dile
getirmeye uygun olması
II. Sanatçıların, başka sanatçılara öykünme
eğiliminin olması
V. Diğer sanatçıların görüşlerini kendi
görüşleriyle harmanlamaya olanak tanıması
D) II ve v
korşik
Bu parçaya göre, yukarıdakilerden hangileri
"metinlerarasılık"ın tercih edilme
nedenlerinden değildirg
A) Yalnız
B) Yalnız II
taklit
E) III ve IV
C) We II
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
emsalsiz ern Türk erindendir. dile ebî türlerin azdığı rdeğinden ketle varlık ün ömrü stemiştir. rak... ar'ın rucu man 0 r a yüklü e sanatın etkisi arak zaman, sel bir nanın ntemi Deneme 9 r. en nde şiiri niceliksel mış ğımız vardır. tonguç kampüs 16. "Metinlerarasılık", sözlü ve yazılı oluşumun ilk zamanından itibaren aktarım yolu zorunluluğu ile kullanım alanı bulmuştur. Sosyal öğrenme ilkesi başta olmak üzere psikolojik, sosyolojik süreçlerle de açıklanabilecek olan estetik davranışın aktarımı ve benzer söylemler oluşturma merakı canlılığını hep korumuştur. Bir başkasının ifadesini kendi ifadesine aktarma, onu kendi ifadesi içinde eritme veya ona orijinal olması istenen yeni bir şekil kazandırma arzusu, "güzel" ifadesinin estetik derecelendirilmesiyle alakalı olduğu gibi çıkar sağlama, iddiasına işlerlik kazandırma ve diğer metne dayalı nedenlerden ötürü sürekli tercih edilmiştir. Metnin oluşum sürecinin özel bir etkileşim alanına ev sahipliği yapan sıra dışı niteliği dikkate alındığında bir yazarın başka bir yazarın kullanımlarını kendi metnine transfer etmesi ve bu işlem sonucunda başka ve özgün bir metnin ortaya çıkması, edebiyat ürünlerinin sürekliliğini sağlamada önemli bir işleve sahip olmuştur. Dolayısıyla metinlerarasılık, edebiyat için üretim kaynağı hâline gelmiştir, denilebilir. Özgün bir yapıt oluşturmaya elverişli olması II. En girift konuları bile kolaylıkla dile getirmeye uygun olması II. Sanatçıların, başka sanatçılara öykünme eğiliminin olması V. Diğer sanatçıların görüşlerini kendi görüşleriyle harmanlamaya olanak tanıması D) II ve v korşik Bu parçaya göre, yukarıdakilerden hangileri "metinlerarasılık"ın tercih edilme nedenlerinden değildirg A) Yalnız B) Yalnız II taklit E) III ve IV C) We II
24. Bir yazar romanında ele aldığı karakterlerden herhangi
birinin bir davranışını anımsayamazsa bu; yazarın,
romanı yaşamamış olduğunun kesin kanıtıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak
istenene anlamca en yakındır?
A) Bir edebî eser, yazarının hayatından izler taşımalıdır.
B) Bir yazarın şahıs tasvirlerindeki başarısı, gözlem
gücüyle orantılıdır.
C) Bir roman, ancak gerçek hayatta olup bitenleri konu
alırsa kalıcı olur.
5) Bir yazarın tasarladığı kişileri anlayabilmesi önemlidir.
E) Bir romancı, bazı roman karakterlerini yakın
çevresinden seçebilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
24. Bir yazar romanında ele aldığı karakterlerden herhangi birinin bir davranışını anımsayamazsa bu; yazarın, romanı yaşamamış olduğunun kesin kanıtıdır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır? A) Bir edebî eser, yazarının hayatından izler taşımalıdır. B) Bir yazarın şahıs tasvirlerindeki başarısı, gözlem gücüyle orantılıdır. C) Bir roman, ancak gerçek hayatta olup bitenleri konu alırsa kalıcı olur. 5) Bir yazarın tasarladığı kişileri anlayabilmesi önemlidir. E) Bir romancı, bazı roman karakterlerini yakın çevresinden seçebilir.
LES
50. - 53. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Kemal Tahir, 1967 yılında onuncu romanı
Devlet Ana'yı yayımladığında, ortaya attığı
tezlerle Türk edebiyat tarihinde o güne dek
görülmemiş bir tartışma başlattı. Devlet Ana,
bir eleştirmene göre kurgu, anlatım ve içerik
bakımından hiçbir yenilik getirmeyen kötü bir
romanken, bir diğerine göre önceki romanla-
ri kese kâğıdı seviyesine indiren muhteşem
bir eserdi. Kemal Tahir, bu romanında Sel-
çuklu İmparatorluğu'nun çöküşünün getirdiği
kargaşa ortamında küçük bir Türk aşiretinin
Anadolu topraklarının parçalanmaması için
verdiği mücadeleyi tarihi kişiler ve olaylarla,
macera romanlarını andıran bir üslupla kale-
me almıştı. İşte tartışma bu noktada, sosyal,
dini ve siyasal ayrılıklara karşın Osmanlı'nın
bütünleyiciliğinin, kişilerin son derece erdemli
anlatılmasının gerçeklere uymadığı konusun-
da ortaya çıkmıştı. Buna karşılık olarak Kemal
Tahir ise, "Ben Devlet Ana'da, herhangi bir
topluma onur verecek bir tarihimiz olduğunu,
buna lâyık insan birikimine sahip olduğumuzu
göstermek istedim. Anadolu insanının taşıdı-
ğı potansiyele duyduğum sonsuz saygıyı dile
getirdim. Bunu kabul etmeyenler, elli yıllık bir
tarihle var olunabilir, yaşanabilir sananlardır."
demiştir.
Y
N
E
2006 ARALIK
51. Bu parçaya göre, Devlet Ana'ya yöneltilen olum-
suz eleştirilerin özünü aşağıdakilerden hangisi
oluşturmaktadır?
A
R
G 52. Bu parçaya dayanarak Kemal Tahir'le ilgili aşağı-
daki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
i
A) Macera romanı üslubuyla yazılmış olması
B) Gerçek tarihi kişilerin roman kahramanı gibi ak-
tarılması
C) Bir imparatorluğun çöküşü gibi olumsuz bir duru-
mu konu edinmesi
D) Çok uzun bir dönemin ele alınması
dönemde yaşanan olayların ve sözü edilen ki-
şilerin, olduğundan farklı gösterilmesi
A) Romanlarının konusunu Türk tarihinin belli bir
döneminden almıştır.
B) Edebiyatın toplumda belli bir tarih bilinci oluştur-
mada yardımcı olacağına inanmaktadır.
C) Yazılacak konunun uzun ve ayrıntılı bir araştır-
madan sonra seçilmesinden yanadır.
D) Romanlarında, gündelik sorunlarla tarihi olayları
birlikte ele alarak yeniden kurgulamaktadır.
E) Yazdığı her roman, edebiyat çevrelerinde uzun
tartışmalara neden olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
LES 50. - 53. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kemal Tahir, 1967 yılında onuncu romanı Devlet Ana'yı yayımladığında, ortaya attığı tezlerle Türk edebiyat tarihinde o güne dek görülmemiş bir tartışma başlattı. Devlet Ana, bir eleştirmene göre kurgu, anlatım ve içerik bakımından hiçbir yenilik getirmeyen kötü bir romanken, bir diğerine göre önceki romanla- ri kese kâğıdı seviyesine indiren muhteşem bir eserdi. Kemal Tahir, bu romanında Sel- çuklu İmparatorluğu'nun çöküşünün getirdiği kargaşa ortamında küçük bir Türk aşiretinin Anadolu topraklarının parçalanmaması için verdiği mücadeleyi tarihi kişiler ve olaylarla, macera romanlarını andıran bir üslupla kale- me almıştı. İşte tartışma bu noktada, sosyal, dini ve siyasal ayrılıklara karşın Osmanlı'nın bütünleyiciliğinin, kişilerin son derece erdemli anlatılmasının gerçeklere uymadığı konusun- da ortaya çıkmıştı. Buna karşılık olarak Kemal Tahir ise, "Ben Devlet Ana'da, herhangi bir topluma onur verecek bir tarihimiz olduğunu, buna lâyık insan birikimine sahip olduğumuzu göstermek istedim. Anadolu insanının taşıdı- ğı potansiyele duyduğum sonsuz saygıyı dile getirdim. Bunu kabul etmeyenler, elli yıllık bir tarihle var olunabilir, yaşanabilir sananlardır." demiştir. Y N E 2006 ARALIK 51. Bu parçaya göre, Devlet Ana'ya yöneltilen olum- suz eleştirilerin özünü aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır? A R G 52. Bu parçaya dayanarak Kemal Tahir'le ilgili aşağı- daki yargılardan hangisine ulaşılabilir? i A) Macera romanı üslubuyla yazılmış olması B) Gerçek tarihi kişilerin roman kahramanı gibi ak- tarılması C) Bir imparatorluğun çöküşü gibi olumsuz bir duru- mu konu edinmesi D) Çok uzun bir dönemin ele alınması dönemde yaşanan olayların ve sözü edilen ki- şilerin, olduğundan farklı gösterilmesi A) Romanlarının konusunu Türk tarihinin belli bir döneminden almıştır. B) Edebiyatın toplumda belli bir tarih bilinci oluştur- mada yardımcı olacağına inanmaktadır. C) Yazılacak konunun uzun ve ayrıntılı bir araştır- madan sonra seçilmesinden yanadır. D) Romanlarında, gündelik sorunlarla tarihi olayları birlikte ele alarak yeniden kurgulamaktadır. E) Yazdığı her roman, edebiyat çevrelerinde uzun tartışmalara neden olmuştur.
TYT/Türkçe
30. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Zekâya yetenek gö-
züyle bakmak ne derece doğrudur?" sorusuna cevap
vermektedir?
A) Üstün zekanın nasıl oluştuğu; psikolojik, sosyal ve
biyolojik öneme sahip bir konudur. Bireylerin zihinsel
gelişiminin genetik bir bileşeninin olduğu bilinmekte-
dir. Üstün zekalı çocuklar, ebeveynin erken dönemde
fark etmesiyle ve doğru yönlendirmesiyle genetik ya-
pılarındaki yeteneklerini ortaya çıkarabilirler.
B) Zihinsel engelli bir bireyin yetenekli kategorisinde
müzik aleti kullanabildiği, bir başka bireyin resim ye-
teneğinin uzman kişilerce yetenekli kategorisinde
değerlendirildiği görülmektedir. Üstün zekalı çocuk-
tarda hiçbir yeteneğin olmadığı, sadece zihinsel akti-
vitenin güçlü olduğu durumlar da söz konusudur.
C) Çocuklarda zamanında fark edilmeyen üstün yete-
nekler zamanla körelebilmektedir. Tüm eğitimci, ps
kolojik danışman, psikolog ve çocuk gelişim
gibi meslek mensuplarının bu çocukların özell
iyi bilmeleri, erken dönemde tanilanmalan ve ailelere
bu çocuklarla ilgili rehberlik etmeleri gerekmektedir
D) Biyolojik tanimlar zekäyı çevreye adaptasyon olarak
görür. Piaget, zekäyı yeni çevresel uyaranlara adapte
olmaya devam eden dinamik bir süreç ve bu şekilde
kişinin dengeye ulaşma durumu olarak tanımlar. Psi-
kometrik yaklaşımlar ise zekly bireysel farklkann
ölçümü ile açıklar.
6 Zekânın bilişsel işlevierte sinirtandintmaması gere-
kir. Zira zaká biliş, duygu, sezgi ve duyu gibi beynin
bütün işlevlerinin birleşmesinden oluşur Ustün zek
dar duygusal a
Bigsel karmaşilik duygusal dening atomaktad
31. B
T
SA
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 30. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Zekâya yetenek gö- züyle bakmak ne derece doğrudur?" sorusuna cevap vermektedir? A) Üstün zekanın nasıl oluştuğu; psikolojik, sosyal ve biyolojik öneme sahip bir konudur. Bireylerin zihinsel gelişiminin genetik bir bileşeninin olduğu bilinmekte- dir. Üstün zekalı çocuklar, ebeveynin erken dönemde fark etmesiyle ve doğru yönlendirmesiyle genetik ya- pılarındaki yeteneklerini ortaya çıkarabilirler. B) Zihinsel engelli bir bireyin yetenekli kategorisinde müzik aleti kullanabildiği, bir başka bireyin resim ye- teneğinin uzman kişilerce yetenekli kategorisinde değerlendirildiği görülmektedir. Üstün zekalı çocuk- tarda hiçbir yeteneğin olmadığı, sadece zihinsel akti- vitenin güçlü olduğu durumlar da söz konusudur. C) Çocuklarda zamanında fark edilmeyen üstün yete- nekler zamanla körelebilmektedir. Tüm eğitimci, ps kolojik danışman, psikolog ve çocuk gelişim gibi meslek mensuplarının bu çocukların özell iyi bilmeleri, erken dönemde tanilanmalan ve ailelere bu çocuklarla ilgili rehberlik etmeleri gerekmektedir D) Biyolojik tanimlar zekäyı çevreye adaptasyon olarak görür. Piaget, zekäyı yeni çevresel uyaranlara adapte olmaya devam eden dinamik bir süreç ve bu şekilde kişinin dengeye ulaşma durumu olarak tanımlar. Psi- kometrik yaklaşımlar ise zekly bireysel farklkann ölçümü ile açıklar. 6 Zekânın bilişsel işlevierte sinirtandintmaması gere- kir. Zira zaká biliş, duygu, sezgi ve duyu gibi beynin bütün işlevlerinin birleşmesinden oluşur Ustün zek dar duygusal a Bigsel karmaşilik duygusal dening atomaktad 31. B T SA
Celal Sahir Erozan, Servetifünun Topluluğu'nun en
genç şairidir. İlk şiirlerinde topluluğun en usta şairi Tev-
fik Fikret'ten etkilenmiştir. Topluluk dağıldıktan sonra
ise topluluğa mensup pek çok şair gibi Millî Edebiyat'a
dâhil olmuştur.
Bu parçadan hareketle,
1. Tevfik Fikret, yaşça Celal Sahir Erozan'dan büyüktür.
11. Celal Sahir Erozan, Tevfik Fikret'ten etkilenmiştir.
III. Bazı Servetifünun şairleri sonradan başka topluluk-
lara katılmıştır.
yargılarından hangileri kesin olarak söylenebilir?
Aurve 11
B) II ve III
D) Yalnız II
C) Yalnız I
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Celal Sahir Erozan, Servetifünun Topluluğu'nun en genç şairidir. İlk şiirlerinde topluluğun en usta şairi Tev- fik Fikret'ten etkilenmiştir. Topluluk dağıldıktan sonra ise topluluğa mensup pek çok şair gibi Millî Edebiyat'a dâhil olmuştur. Bu parçadan hareketle, 1. Tevfik Fikret, yaşça Celal Sahir Erozan'dan büyüktür. 11. Celal Sahir Erozan, Tevfik Fikret'ten etkilenmiştir. III. Bazı Servetifünun şairleri sonradan başka topluluk- lara katılmıştır. yargılarından hangileri kesin olarak söylenebilir? Aurve 11 B) II ve III D) Yalnız II C) Yalnız I E) I, II ve III
30.
Kaza geçiren, yaralanan ya da birdenbire hastalanan
kişilere, yaşamsal tehlikeyi atlatıncaya kadar uygula-
nan her türlü yardım ve tedavi yöntemine ilkyardım
denir, İlkyardımın birinci ilkesi hastanın ya da yaralı-
nın yaşamını kurtarmak ikincisi durumun daha kötüye
gitmesini önlemek, üçüncüsü ise tümüyle iyileşmesine
yardımcı olmaktır Hastanelerin acil servisleri de bu
amaçla kurulmuştur. Ama yaralıyı ya da hastayı bi
hastaneye ulaştırıncaya kadar geçen zaman çok
önemlidir. Bu gibi durumlarda çevredeki kişilerin nas
davranılacağını bilmesi ve ilk önlemleri alması yaralı
nın ya da hastanın yaşamını kurtarabilir. Bu yüzde
evde iyi bir ilkyardım el kitabı ile çocukların ulaşama
yacağı bir dolapta saklanan bir ilkyardım çantas
bulunmalıdır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım tekni
lerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Öyküleme
Açıklama
Örnekleme
B) Betimleme
D) Tartışma
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
30. Kaza geçiren, yaralanan ya da birdenbire hastalanan kişilere, yaşamsal tehlikeyi atlatıncaya kadar uygula- nan her türlü yardım ve tedavi yöntemine ilkyardım denir, İlkyardımın birinci ilkesi hastanın ya da yaralı- nın yaşamını kurtarmak ikincisi durumun daha kötüye gitmesini önlemek, üçüncüsü ise tümüyle iyileşmesine yardımcı olmaktır Hastanelerin acil servisleri de bu amaçla kurulmuştur. Ama yaralıyı ya da hastayı bi hastaneye ulaştırıncaya kadar geçen zaman çok önemlidir. Bu gibi durumlarda çevredeki kişilerin nas davranılacağını bilmesi ve ilk önlemleri alması yaralı nın ya da hastanın yaşamını kurtarabilir. Bu yüzde evde iyi bir ilkyardım el kitabı ile çocukların ulaşama yacağı bir dolapta saklanan bir ilkyardım çantas bulunmalıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım tekni lerinden hangisi kullanılmıştır? A) Öyküleme Açıklama Örnekleme B) Betimleme D) Tartışma
5. yüzyılda
- çiçek
ilama
vardı:
getirilir
i. Başka
ler
T ve
?
Kenan İmirzalıoğlu'nun sunumuyla ekrana gelen Kim
Milyoner Olmak İster'de 5 bin TL'lik soruda takılan bir
yarışmacı, seyirci jokerini kullanmak istedi. Bunun üzerine
"Dinlediğiniz şarkıyı kim seslendirmektedir?" sorusu,
stüdyodaki seyircilere yöneltildi. Verilen süre sonunda
seyircilerin yüzde 100'ü de D seçeneği olan "Rengin"
cevabını işaretledi. Yarışmacı da seyircilerin yanıtına
güvenerek cevap hakkını doğru olan D şıkkından yana
kullandı. Yarışmacı "İlk defa böyle şey gördüm." derken
ünlü sunucu Kenan İmirzalıoğlu da "Ben de!" yanıtını
verdi.
2.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?
A) Yarışmacının seyircilerin kararı karşısında şaşkınlığı
B) Henüz ilk aşamalarda sorunun seyirciye yöneltilmesi
C) Seyircilerin sıra dışı biçimde aynı yanıtta birleşmeleri
D) Yarışmacının seyirci yanıtlarını tereddütsüz onaylaması
E) Sunucunun, yarışmacının şaşkınlığını yadırgaması
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5. yüzyılda - çiçek ilama vardı: getirilir i. Başka ler T ve ? Kenan İmirzalıoğlu'nun sunumuyla ekrana gelen Kim Milyoner Olmak İster'de 5 bin TL'lik soruda takılan bir yarışmacı, seyirci jokerini kullanmak istedi. Bunun üzerine "Dinlediğiniz şarkıyı kim seslendirmektedir?" sorusu, stüdyodaki seyircilere yöneltildi. Verilen süre sonunda seyircilerin yüzde 100'ü de D seçeneği olan "Rengin" cevabını işaretledi. Yarışmacı da seyircilerin yanıtına güvenerek cevap hakkını doğru olan D şıkkından yana kullandı. Yarışmacı "İlk defa böyle şey gördüm." derken ünlü sunucu Kenan İmirzalıoğlu da "Ben de!" yanıtını verdi. 2. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır? A) Yarışmacının seyircilerin kararı karşısında şaşkınlığı B) Henüz ilk aşamalarda sorunun seyirciye yöneltilmesi C) Seyircilerin sıra dışı biçimde aynı yanıtta birleşmeleri D) Yarışmacının seyirci yanıtlarını tereddütsüz onaylaması E) Sunucunun, yarışmacının şaşkınlığını yadırgaması
32. Bir sanat eserinde ilk keşfedilen güzellikler en çabuk
bıkılanlardır çünkü daha önce bildiklerimizden en az
farklı olanlar bunlardır. Vinteuil'ün sonatının en gizli
detayları benim için artık görünür olduğunda eseri
en başta beğenmemi sağlayan güzellikler, alışkanlık
kazandığım için duyarlık etki alanımın dışına
sürüklenmişti bile. İlk göze çarpan güzelliklerden
uzaklaşıp yeni bakış açılarıyla eseri dinlemeye
başladığımda sonatın, dimağıma karışıklıktan başka
bir şey sunmayan hâliyle baş başa kaldım. Üsluptaki
bu anlaşılmazlık bana seveceğim bir tını bıraktı.
Güzelliğinin gücüyle görünmez olan bu tini, en son
fark ettiğimdi ama en son terk edeceğim de yine oydu
çünkü onu sevmem daha fazla zamanımı almıştı.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Bir sanat eserini vazgeçilmez kılan geçmişten
getirdiğimiz duyarlıklarımıza hitap etmesidir.
BLO
B) Bir sanat eserini değerlendirirken ilk dikkatimizi çeken,
eserin bize tanıdık gelen unsurlarıdır.
C) Bir sanat eserine aşinalığımız arttıkça onu
beğenmemizi sağlayan ilk unsurlar etkisini yitirir.
D) Bir sanat eserine sevgimizi uzun soluklu kılan; onun
keşfetmesi zor, alışılmadık yönleridir.
E) Bir eserin detaylarını kavramak için harcanan zaman,
o eseri ne kadar seveceğimizi de belirler.
33
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
32. Bir sanat eserinde ilk keşfedilen güzellikler en çabuk bıkılanlardır çünkü daha önce bildiklerimizden en az farklı olanlar bunlardır. Vinteuil'ün sonatının en gizli detayları benim için artık görünür olduğunda eseri en başta beğenmemi sağlayan güzellikler, alışkanlık kazandığım için duyarlık etki alanımın dışına sürüklenmişti bile. İlk göze çarpan güzelliklerden uzaklaşıp yeni bakış açılarıyla eseri dinlemeye başladığımda sonatın, dimağıma karışıklıktan başka bir şey sunmayan hâliyle baş başa kaldım. Üsluptaki bu anlaşılmazlık bana seveceğim bir tını bıraktı. Güzelliğinin gücüyle görünmez olan bu tini, en son fark ettiğimdi ama en son terk edeceğim de yine oydu çünkü onu sevmem daha fazla zamanımı almıştı. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Bir sanat eserini vazgeçilmez kılan geçmişten getirdiğimiz duyarlıklarımıza hitap etmesidir. BLO B) Bir sanat eserini değerlendirirken ilk dikkatimizi çeken, eserin bize tanıdık gelen unsurlarıdır. C) Bir sanat eserine aşinalığımız arttıkça onu beğenmemizi sağlayan ilk unsurlar etkisini yitirir. D) Bir sanat eserine sevgimizi uzun soluklu kılan; onun keşfetmesi zor, alışılmadık yönleridir. E) Bir eserin detaylarını kavramak için harcanan zaman, o eseri ne kadar seveceğimizi de belirler. 33
28. Molière; yalnız büyük bir edebiyatçı değil, çığır açan bir
ustadır. Yaşadığı dönemde henüz emekleyen bir sanatı
çıkabileceği en yüksek seviyeye eriştirmiş nadir
sanatçılardan biridir. Molière her zaman ve her yerde
çağdaş kalmanın sırrını keşfetmiş sanatçılardandır;
büyüklüğünün temel taşı eskimeyen tarzıdır. Amacı
yalnız seyirciyi güldürmekten ibaret olan bir sanatı;
güldürürken öğreten, öğretirken düşündüren bir okul
hâline getirmiştir. İnsanlığın iç yüzünü tüm çıplaklığıyla
gözler önüne sermek, en geç ve güç anlayanların
zihinlerine bile kısa bir zaman içinde silinmez izler
nakşetmek hususunda komedyanın ne eşsiz bir vasıta
olduğunu kimse onun kadar kuvvetle sezmemiş,
bu türün bütün imkânlarından son haddine kadar
faydalanmasını kimse onun kadar bilememiştir.
Bu parçada Molière ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Eserlerinde seyircilerinin zevklerini ve seviyelerini
dikkate aldığına
B) Komedya sanatını zamanına göre şaşılacak bir
seviyeye taşıdığına
serleriyle farklı zaman periyotlarında da kendisine
yer bulduğuna
D) Ortaya koyduğu ürünlerle insanları eğlendirirken
bilgilendirdiğine
E) Icra ettiği sanatın insanları etkileme gücünün farkında
olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
28. Molière; yalnız büyük bir edebiyatçı değil, çığır açan bir ustadır. Yaşadığı dönemde henüz emekleyen bir sanatı çıkabileceği en yüksek seviyeye eriştirmiş nadir sanatçılardan biridir. Molière her zaman ve her yerde çağdaş kalmanın sırrını keşfetmiş sanatçılardandır; büyüklüğünün temel taşı eskimeyen tarzıdır. Amacı yalnız seyirciyi güldürmekten ibaret olan bir sanatı; güldürürken öğreten, öğretirken düşündüren bir okul hâline getirmiştir. İnsanlığın iç yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermek, en geç ve güç anlayanların zihinlerine bile kısa bir zaman içinde silinmez izler nakşetmek hususunda komedyanın ne eşsiz bir vasıta olduğunu kimse onun kadar kuvvetle sezmemiş, bu türün bütün imkânlarından son haddine kadar faydalanmasını kimse onun kadar bilememiştir. Bu parçada Molière ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Eserlerinde seyircilerinin zevklerini ve seviyelerini dikkate aldığına B) Komedya sanatını zamanına göre şaşılacak bir seviyeye taşıdığına serleriyle farklı zaman periyotlarında da kendisine yer bulduğuna D) Ortaya koyduğu ürünlerle insanları eğlendirirken bilgilendirdiğine E) Icra ettiği sanatın insanları etkileme gücünün farkında olduğuna
4. Yalnız Anadolu'ya özgü yani "endemik"
pek çok bitki var. Bunlardan biri olan ada
soğanının soğanlarından elde edilen mad-
de, kalp ilaçlarının yapımında kullanılıyor.
Büyük bir soğanı olan bu tür, sonbaharda
küçük ve çok sayıda beyazımsı çiçekler
açıyor. Aslında bir Akdeniz bitkisi olan ada
soğanı, Batı ve Güney Anadolu'da genel-
likle kızılçam ormanlarının altlarında, de-
niz seviyesinden 300 metre kadar yüksek
olan yerlerde ve kumlu topraklarda kendili-
ğinden yetişiyor.
Bu parçada, sözü edilen bitkiyle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemistir?
A) Nasıl bir ortamda yetiştiğine
B) Soğanının nasıl olduğuna
C) Nerelere dikildiğine
D) Ne zaman çiçeklendiğine
E) Ne işe yaradığına
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
4. Yalnız Anadolu'ya özgü yani "endemik" pek çok bitki var. Bunlardan biri olan ada soğanının soğanlarından elde edilen mad- de, kalp ilaçlarının yapımında kullanılıyor. Büyük bir soğanı olan bu tür, sonbaharda küçük ve çok sayıda beyazımsı çiçekler açıyor. Aslında bir Akdeniz bitkisi olan ada soğanı, Batı ve Güney Anadolu'da genel- likle kızılçam ormanlarının altlarında, de- niz seviyesinden 300 metre kadar yüksek olan yerlerde ve kumlu topraklarda kendili- ğinden yetişiyor. Bu parçada, sözü edilen bitkiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine deği- nilmemistir? A) Nasıl bir ortamda yetiştiğine B) Soğanının nasıl olduğuna C) Nerelere dikildiğine D) Ne zaman çiçeklendiğine E) Ne işe yaradığına