Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

4.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde klasiklerle ilgili
farklı bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Söyledikleri, hiçbir dönemde tüketilmez.
B) Okurların dünyasında özgün ve değişmeyen bir yeri
vardır.
C) İnsan, yaşamının her döneminde onlarda kendini
bulur.
D) Anlaşılıp kavranabilmesi özel bir çaba, özel bir
okurluk donanımı gerektirir.
E) Onları okumaktan alınan haz hiçbir zaman azalmaz.
Barthes'in "Sözcükler herkesin malıdır ama cümle
yalnızca yazarın." sözü aşağıdakilerden hangisiyle
ilişkilendirilemez?
(3) Anta
B) Anlamdaşlık
A) Anlatım
7.
(1) Mario Giordano'nun Deney adlı romanı ilk kez dili-
mize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme ya-
bancı değil. (II) Deney önce Das Experiment, ardından
da The Experiment adlarıyla iki kez sinemaya uyarlan-
mıştı. (III) Bu uyarlamalar, romanı kadar başarılı değilse
de ilki Alman, ikincisi Amerikan yapımı olan her iki film
de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV) Doğrusunu söyle-
mek gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve sinemaya
uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekme-
mesi için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göster-
meleri gerekliydi. (V) Çünkü Deney otorite ve güç ara-
sındaki ilişkiyi, iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapis-
hanenin işlevini, sonuç olarak da insanın karanlık yan-
larını sorgulayan bir roman.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
hem olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konu-
sudur?
A) I.
B) II.
D) IV.
C) III.
E) V.
8. (1) Tanpınar'ın yarım kalmış son romanı Ay'daki Kadın
bir rüyadan uyanışla başlar ve içinde "rüya" sözcüğünün
geçtiği bir cümleyle yarıda kalır. (II) Kitapta en çok yine-
roman da adını, edebiyatımızda
bir rüya-
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde klasiklerle ilgili farklı bir düşünce dile getirilmiştir? A) Söyledikleri, hiçbir dönemde tüketilmez. B) Okurların dünyasında özgün ve değişmeyen bir yeri vardır. C) İnsan, yaşamının her döneminde onlarda kendini bulur. D) Anlaşılıp kavranabilmesi özel bir çaba, özel bir okurluk donanımı gerektirir. E) Onları okumaktan alınan haz hiçbir zaman azalmaz. Barthes'in "Sözcükler herkesin malıdır ama cümle yalnızca yazarın." sözü aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilemez? (3) Anta B) Anlamdaşlık A) Anlatım 7. (1) Mario Giordano'nun Deney adlı romanı ilk kez dili- mize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme ya- bancı değil. (II) Deney önce Das Experiment, ardından da The Experiment adlarıyla iki kez sinemaya uyarlan- mıştı. (III) Bu uyarlamalar, romanı kadar başarılı değilse de ilki Alman, ikincisi Amerikan yapımı olan her iki film de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV) Doğrusunu söyle- mek gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve sinemaya uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekme- mesi için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göster- meleri gerekliydi. (V) Çünkü Deney otorite ve güç ara- sındaki ilişkiyi, iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapis- hanenin işlevini, sonuç olarak da insanın karanlık yan- larını sorgulayan bir roman. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konu- sudur? A) I. B) II. D) IV. C) III. E) V. 8. (1) Tanpınar'ın yarım kalmış son romanı Ay'daki Kadın bir rüyadan uyanışla başlar ve içinde "rüya" sözcüğünün geçtiği bir cümleyle yarıda kalır. (II) Kitapta en çok yine- roman da adını, edebiyatımızda bir rüya-
Necati Cumali, sinemaya da uyarlanan Tütün Zamani
romanıyla edebiyat sahasına sosyal meseleleri etkili bir
gerçeklikle taşıyarak damgasını vurmanın yanında 1981
yılında yayımladığı Bozkırda Bir Atlı eserindeki şiirlerinde de
güçlü sanat görüşünü kullanarak sevilen bir eser ortaya
çıkarmayı başarmıştır. Cumalı; şiirlerinde açık, duru, sağlam
bir dil kullanmıştır. "Dil benim çalgımdır." diyen Necati
Cumalı, ortak dili özenli bir şekilde kullanmış ve kendi
üslubunu meydana getirmiştir. O, şiirlerinde günlük konuşma
dilinin imkânlarından yararlanarak basit, herkesin kolaylıkla
anlayabileceği süssüz kelimeleri kullanmıştır. Şiirlerinde daha
çok somut ve basit isimlere yer vermiştir. Ancak somut
isimlere soyut unsurlar yüklediği gibi soyut unsurlara da
maddi özellikler yüklemiştir.
37. Bu parçada Necati Cumalı ile ilgill aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Şiirinde kullandığı dil özelliklerine
B) Eserinin farklı bir sanatta kullanıldığında
C) Farklı türlerde eserler verdiğine
D) Şiirlerinde yakaladığı imgesel zenginliğe
E) Eserinde toplumsal içeriklere yer verdiğine
tongue kampüs
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Necati Cumali, sinemaya da uyarlanan Tütün Zamani romanıyla edebiyat sahasına sosyal meseleleri etkili bir gerçeklikle taşıyarak damgasını vurmanın yanında 1981 yılında yayımladığı Bozkırda Bir Atlı eserindeki şiirlerinde de güçlü sanat görüşünü kullanarak sevilen bir eser ortaya çıkarmayı başarmıştır. Cumalı; şiirlerinde açık, duru, sağlam bir dil kullanmıştır. "Dil benim çalgımdır." diyen Necati Cumalı, ortak dili özenli bir şekilde kullanmış ve kendi üslubunu meydana getirmiştir. O, şiirlerinde günlük konuşma dilinin imkânlarından yararlanarak basit, herkesin kolaylıkla anlayabileceği süssüz kelimeleri kullanmıştır. Şiirlerinde daha çok somut ve basit isimlere yer vermiştir. Ancak somut isimlere soyut unsurlar yüklediği gibi soyut unsurlara da maddi özellikler yüklemiştir. 37. Bu parçada Necati Cumalı ile ilgill aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Şiirinde kullandığı dil özelliklerine B) Eserinin farklı bir sanatta kullanıldığında C) Farklı türlerde eserler verdiğine D) Şiirlerinde yakaladığı imgesel zenginliğe E) Eserinde toplumsal içeriklere yer verdiğine tongue kampüs
27 XIX. yüzyıl başlarında empati kavramı; gözlemleyenin
duygu ve düşüncelerinin gözlemlenen nesneye
yansıması, bakanın kendisini baktığı şeyde bulması
anlamında kullanıldı. XIX. yüzyılın sonlarına doğru ise
epistemoloji bağlamında önem kazanan kavram, kişinin
gözlemlediği nesneyle özdeşim kurarak ötekine ve kendi
varlığına ilişkin bilgi sahibi olmasını sağlayan bir
deneyim olarak görülmeye başlandı. Bu görüşe göre
empati için başkalarının duygularını hissedebilmenin
yanı sıra akılcı bir kavrayış da gereklidir. Psikoloji ve
nörobilim alanlarındaki çalışmalar ise empatinin,
doğumdan itibaren hayatta kalmayı sağlayan bir süreç
olduğunu gösterdi. Bunlara göre bebek, ön beyinde
henüz ana rahmindeyken oluşmaya başlamış olan
ayna nöronlar yoluyla otekini taklit ederek çevresini
tanımaktadır; esnemek veya hapşırmak gibi
davranışların yetişkinlerde de bulaşıcı olması
bundandır.
Bu parçaya göre empatiyle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Insanın çevresine uyumunu sağlayan araçlardan
biridir.
Ortaya çıkmasında biyolojik yapıların etkisi görülür.
Karşılıklı etkileşimi artırarak kitleler arası iletişimi
kolaylaştırır.
Anlamlandırılmasında zaman içerisinde değişimler
yaşanmıştır.
Şekillenmesinde davranış tekrarlarının önemli bir rolü
vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
27 XIX. yüzyıl başlarında empati kavramı; gözlemleyenin duygu ve düşüncelerinin gözlemlenen nesneye yansıması, bakanın kendisini baktığı şeyde bulması anlamında kullanıldı. XIX. yüzyılın sonlarına doğru ise epistemoloji bağlamında önem kazanan kavram, kişinin gözlemlediği nesneyle özdeşim kurarak ötekine ve kendi varlığına ilişkin bilgi sahibi olmasını sağlayan bir deneyim olarak görülmeye başlandı. Bu görüşe göre empati için başkalarının duygularını hissedebilmenin yanı sıra akılcı bir kavrayış da gereklidir. Psikoloji ve nörobilim alanlarındaki çalışmalar ise empatinin, doğumdan itibaren hayatta kalmayı sağlayan bir süreç olduğunu gösterdi. Bunlara göre bebek, ön beyinde henüz ana rahmindeyken oluşmaya başlamış olan ayna nöronlar yoluyla otekini taklit ederek çevresini tanımaktadır; esnemek veya hapşırmak gibi davranışların yetişkinlerde de bulaşıcı olması bundandır. Bu parçaya göre empatiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Insanın çevresine uyumunu sağlayan araçlardan biridir. Ortaya çıkmasında biyolojik yapıların etkisi görülür. Karşılıklı etkileşimi artırarak kitleler arası iletişimi kolaylaştırır. Anlamlandırılmasında zaman içerisinde değişimler yaşanmıştır. Şekillenmesinde davranış tekrarlarının önemli bir rolü vardır.
TYT/Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Henri Matisse, Şapkalı Kadın resminde kadının du-
rusunu resimde kullanılan renklerin, fırça darbele-
rinin izleyicide bıraktığı etkiyi sorguluyor. Resmi,
resme başladığı ilk dönemlerden sonra farklı bir şe-
kilde ilerleyen sanat algısındaki değişiklikleri çevre
ile olan ilişkilerine ve öykünmeden uzak bir anla
yışla geliştirdiği orijinalliğe bağlamaktadır. Matisse,
kendi yolunu çizen bir sanatçının üretken olacağına
inanmaktadır. Matisse'e göre sanat kalıplar içine alı-
namaz ve sanatın ucu bucağı yoktur. Bu görüşünü
özgün yapılarla birleştirdikten sonra eserlerine yan-
sıtarak açıklamıştır. Sanat, gerçeğin değiştirilemez
oluşuna direnmelidir. Ona göre sanatın amacı da bu-
dur. Ressam kendi içindeki mutlak niteliği sanatla
açığa çıkarır. O, sanatı kendi estetik yapılanmaları
çerçevesinde tarif etmiştir. Hiçbir şeye benzemeden
güzel olan biçime ulaşmaya çalışmaktadır ve sana-
tin hem insanı hem de insanlığı değiştirme yolunda
emin adımlarla ilerlediğini dile getirmiştir.
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi-
sine ulaşılabilir?
A) Ressamlar kendilerini tanımak için resim yapar-
lar.
B) Sanatın özünde eşsiz olma arzusu yatmaktadır.
C) Ressam, insanın klasik duruşunu renklerle biçim-
lendirerek ustalaşır.
D) Ressam gerçeği yansıtamayacağı düşüncesine
kapılırsa sanat anlayışı değişir.
E) Resimleriyle kültürel ögeleri renklendiren ressam
doğru yoldadır.
Ankara Yayıncılık
39
ce
Ce
dir.
ko:
dir
ya
ba
m
m
ka
te
d
y
b
39.
40
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Henri Matisse, Şapkalı Kadın resminde kadının du- rusunu resimde kullanılan renklerin, fırça darbele- rinin izleyicide bıraktığı etkiyi sorguluyor. Resmi, resme başladığı ilk dönemlerden sonra farklı bir şe- kilde ilerleyen sanat algısındaki değişiklikleri çevre ile olan ilişkilerine ve öykünmeden uzak bir anla yışla geliştirdiği orijinalliğe bağlamaktadır. Matisse, kendi yolunu çizen bir sanatçının üretken olacağına inanmaktadır. Matisse'e göre sanat kalıplar içine alı- namaz ve sanatın ucu bucağı yoktur. Bu görüşünü özgün yapılarla birleştirdikten sonra eserlerine yan- sıtarak açıklamıştır. Sanat, gerçeğin değiştirilemez oluşuna direnmelidir. Ona göre sanatın amacı da bu- dur. Ressam kendi içindeki mutlak niteliği sanatla açığa çıkarır. O, sanatı kendi estetik yapılanmaları çerçevesinde tarif etmiştir. Hiçbir şeye benzemeden güzel olan biçime ulaşmaya çalışmaktadır ve sana- tin hem insanı hem de insanlığı değiştirme yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getirmiştir. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir? A) Ressamlar kendilerini tanımak için resim yapar- lar. B) Sanatın özünde eşsiz olma arzusu yatmaktadır. C) Ressam, insanın klasik duruşunu renklerle biçim- lendirerek ustalaşır. D) Ressam gerçeği yansıtamayacağı düşüncesine kapılırsa sanat anlayışı değişir. E) Resimleriyle kültürel ögeleri renklendiren ressam doğru yoldadır. Ankara Yayıncılık 39 ce Ce dir. ko: dir ya ba m m ka te d y b 39. 40
VIP TYT DENEME-5
●
12. Sınıf
A
14,Onun eserlerinde insan elle tutulacak canlılıkta çıkar
karşımıza. Sözün, şekillendiği tabiat içinde varlık bul-
ması eserlerini daha sahici kılar. Söylediği anlaşılsın
diye nasıl söylediğini önemser. Boşluk kalmaz anlat-
tıklarında. Duyduğunu, gördüğünü bunların kendinde
bıraktığı etkiyi yeniden yaşatır sözün içinde. Tasvir-
ler, tamlamalar, sözle kurulan dekorlar insanı daha
bir görünür kılmaya ayarlanmıştır. Yazının sınırların-
da dolaşan kişiler alabildiğine tanıdık ve capcanlıdır.
Bu parçadaki altı çizili söz grubuyla
I., Süleyman; uzun boylu, geniş omuzlu, dik duruş-
lu, geniş suratlı, iri gözlü, sarı saçlı, koca burun-
lu biridir. Kulakları ağır işitir ve yüzüne göre çok
küçüktür. Her daim siyah bir kumaş takım elbise
giyer. Muhakkak yelek giyer ve önünü ilikler. Ce-
keti, omuzlarından aşağı sarkar. Elinde tespih,
bir külhanbeyi gibi dolaşır.
II, Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina var. Bir
bırakılmıştık duygusu taşır, lodosun eskittiği yü-
zünde, camlarda yağmur izi... Alt katında kimi
işlemez dükkânlar, üst katında ise küçük bir sa-
hil lokantası. Sanki yemeklerini yıllardır hiç de-
ğiştirmemiş bir sahil lokantası... Bu binada çalı-
şanlar da bu binaya benzemiş yıllar içinde.
III. Köyde iki günden beri olağanüstü zamanlara öz-
gü bir hâl var. Bayram mı? Hayır. Hiç kimse ye-
ni giysilerini giymemiş çünkü. Biri mi evleniyor?
O da değil. Yalnız herkes işini gücünü bırakmış,
şunun bunun evinde, hemen hemen gizli diyebi-
leceğimiz birtakım toplantılarda. Sonra genel bir
avarelik, bir kendinden geçiş, gözlerde hiç gör-
mediğim pırıltılar...
metinlerinden hangilerine gönderme yapılmış-
tır?
A) Yalnız
B) Yalnız II
C) Yalnız III
ne ikili dostlukların dı-
rtaklaşa zevklere doğ-
yı, birbirine dayanan,
ne uzak, yabancı tanı-
nızlığımız günden gü-
rim Yunus gibi "ben-
enzeriz. Benzeriz ya,
Insen, önüne çıkan
r çözüme bağlamış-
erinin mutluluk veren
hgisi çıkarılamaz?
asında olumsuz et-
getirmekte ama bir
da dostluk bağı ku-
ndisine benzeyen
me sağlamış, so-
ğu sağlayan araç-
arda uluslarara-
yer alabilecek
rdı.
mcıları, yalnız-
apta da ses ge-
e ilgili olarak
?
işen farklı bir
p olduğu bir
plumda ger-
Aydın Yayınları
D) I ve III
Ding
E) 1. ve III
12.
15.
a
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
VIP TYT DENEME-5 ● 12. Sınıf A 14,Onun eserlerinde insan elle tutulacak canlılıkta çıkar karşımıza. Sözün, şekillendiği tabiat içinde varlık bul- ması eserlerini daha sahici kılar. Söylediği anlaşılsın diye nasıl söylediğini önemser. Boşluk kalmaz anlat- tıklarında. Duyduğunu, gördüğünü bunların kendinde bıraktığı etkiyi yeniden yaşatır sözün içinde. Tasvir- ler, tamlamalar, sözle kurulan dekorlar insanı daha bir görünür kılmaya ayarlanmıştır. Yazının sınırların- da dolaşan kişiler alabildiğine tanıdık ve capcanlıdır. Bu parçadaki altı çizili söz grubuyla I., Süleyman; uzun boylu, geniş omuzlu, dik duruş- lu, geniş suratlı, iri gözlü, sarı saçlı, koca burun- lu biridir. Kulakları ağır işitir ve yüzüne göre çok küçüktür. Her daim siyah bir kumaş takım elbise giyer. Muhakkak yelek giyer ve önünü ilikler. Ce- keti, omuzlarından aşağı sarkar. Elinde tespih, bir külhanbeyi gibi dolaşır. II, Kulübenin ardında iki katlı, yaşlı bir bina var. Bir bırakılmıştık duygusu taşır, lodosun eskittiği yü- zünde, camlarda yağmur izi... Alt katında kimi işlemez dükkânlar, üst katında ise küçük bir sa- hil lokantası. Sanki yemeklerini yıllardır hiç de- ğiştirmemiş bir sahil lokantası... Bu binada çalı- şanlar da bu binaya benzemiş yıllar içinde. III. Köyde iki günden beri olağanüstü zamanlara öz- gü bir hâl var. Bayram mı? Hayır. Hiç kimse ye- ni giysilerini giymemiş çünkü. Biri mi evleniyor? O da değil. Yalnız herkes işini gücünü bırakmış, şunun bunun evinde, hemen hemen gizli diyebi- leceğimiz birtakım toplantılarda. Sonra genel bir avarelik, bir kendinden geçiş, gözlerde hiç gör- mediğim pırıltılar... metinlerinden hangilerine gönderme yapılmış- tır? A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III ne ikili dostlukların dı- rtaklaşa zevklere doğ- yı, birbirine dayanan, ne uzak, yabancı tanı- nızlığımız günden gü- rim Yunus gibi "ben- enzeriz. Benzeriz ya, Insen, önüne çıkan r çözüme bağlamış- erinin mutluluk veren hgisi çıkarılamaz? asında olumsuz et- getirmekte ama bir da dostluk bağı ku- ndisine benzeyen me sağlamış, so- ğu sağlayan araç- arda uluslarara- yer alabilecek rdı. mcıları, yalnız- apta da ses ge- e ilgili olarak ? işen farklı bir p olduğu bir plumda ger- Aydın Yayınları D) I ve III Ding E) 1. ve III 12. 15. a
5.
Urfa ve Diyarbakır arasında bulunan ve volkanik bir dağ
olan Karacadağ eteklerine geldiğimizde uygarlık tarihi-
nin kilometre taşlarından tarım devriminin izlerine rast-
lıyoruz. Ekmeğimizin kökeni, buğdayın ilk yabani atası
siyez buğdayı hâlen burada 10 000 yıl önce olduğu gibi
yabani şekliyle duruyor. İnsanoğlu bu buğdayı kültüre
aldı, tohumlarını iyileştirip çoğalttı, ekip biçmek için yer-
leşti, üretimini artırdı ve daha büyük nüfuslu toplumları
beslemeye başladı. Tarım ve nüfus beraberinde iş bö-
lümünü, dolayısıyla sınıflı bir toplumu meydana getirdi.
İlk köyler kuruldu. Köleler, efendiler, rahipler, askerler ve
krallar ortaya çıktı. Sonra bu köyler şehre dönüştü, daha
sonra ise imparatorluklara ve en sonunda günümüzdeki
ulus devletlere. Hepsi Mezopotamya'da bir dağın ete-
ğindeki yabani buğdayın kültüre alınıp tarım devriminin
yapılması ile başladı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Insanoğlunun yerleşik hayata geçmesinde tarım fa-
aliyetleri etkili olmuştur.
B) Siyez buğdayının islah edilip çoğaltılması, yerleşik
hayata geçilmesinde büyük rol oynamıştır.
C) Yerleşik hayat, insanlarda belli iş bölümlerinin oluş-
masını sağlamıştır.
D) Yabani buğdayın tarımda kullanılması, tarıma yöne-
ik faaliyetler için önemli bir adım olmuştur.
E) Karacadağ eteklerinde başlayan ekmeğe dayalı bes-
lenme alışkanlığı, buradan tüm dünyaya yayılmıştır.
7.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5. Urfa ve Diyarbakır arasında bulunan ve volkanik bir dağ olan Karacadağ eteklerine geldiğimizde uygarlık tarihi- nin kilometre taşlarından tarım devriminin izlerine rast- lıyoruz. Ekmeğimizin kökeni, buğdayın ilk yabani atası siyez buğdayı hâlen burada 10 000 yıl önce olduğu gibi yabani şekliyle duruyor. İnsanoğlu bu buğdayı kültüre aldı, tohumlarını iyileştirip çoğalttı, ekip biçmek için yer- leşti, üretimini artırdı ve daha büyük nüfuslu toplumları beslemeye başladı. Tarım ve nüfus beraberinde iş bö- lümünü, dolayısıyla sınıflı bir toplumu meydana getirdi. İlk köyler kuruldu. Köleler, efendiler, rahipler, askerler ve krallar ortaya çıktı. Sonra bu köyler şehre dönüştü, daha sonra ise imparatorluklara ve en sonunda günümüzdeki ulus devletlere. Hepsi Mezopotamya'da bir dağın ete- ğindeki yabani buğdayın kültüre alınıp tarım devriminin yapılması ile başladı. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Insanoğlunun yerleşik hayata geçmesinde tarım fa- aliyetleri etkili olmuştur. B) Siyez buğdayının islah edilip çoğaltılması, yerleşik hayata geçilmesinde büyük rol oynamıştır. C) Yerleşik hayat, insanlarda belli iş bölümlerinin oluş- masını sağlamıştır. D) Yabani buğdayın tarımda kullanılması, tarıma yöne- ik faaliyetler için önemli bir adım olmuştur. E) Karacadağ eteklerinde başlayan ekmeğe dayalı bes- lenme alışkanlığı, buradan tüm dünyaya yayılmıştır. 7.
29. Bu yayınevini kurarken aklımızda hep upuzun bir sofra
vardı. Etrafında bizim, kendi çocukluğumuzun, bizim
çocuklarımızın, kardeşlerimizin oturduğu hayali bir sofra.
Böylesine güzel bir buluşmayı ağırlayacak o zengin
sofrayı nasıl kurabileceğimizi, kurduğumuzda onu
nasıl güzelleştirebileceğimizi düşündük. Hani çocukluk
soframızda her gün farklı bir şey anlatılırdı ya! Biz de hep
farklı şeyler anlatmak istedik. Ondan dolayı hep farklı
fikirler üretme çabasındayız. Aklımızda ülkemizi anlatma
fikri uzunca bir süredir vardı ama bunu alışıldık bir şekilde
yapmak istemiyorduk. "Neden her şehirden o şehirleri
anlatan mektuplar yollamayalım ki?" dedik. Bizim mektup
kitabımız bu şekilde ortaya çıktı. Çocuklar, posta kutumuzu
doldurdukça her bir şehrimizi anlatan mektuplar da
önümüzde birikti ve kitabımızda yer aldı.
Bu parçada sözü edilen yayınevinin benimsediği en
önemli ilke aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tutarlılık
B) Geleneksellik C) Yenilik
E) Doğallık
D) Süreklilik
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
29. Bu yayınevini kurarken aklımızda hep upuzun bir sofra vardı. Etrafında bizim, kendi çocukluğumuzun, bizim çocuklarımızın, kardeşlerimizin oturduğu hayali bir sofra. Böylesine güzel bir buluşmayı ağırlayacak o zengin sofrayı nasıl kurabileceğimizi, kurduğumuzda onu nasıl güzelleştirebileceğimizi düşündük. Hani çocukluk soframızda her gün farklı bir şey anlatılırdı ya! Biz de hep farklı şeyler anlatmak istedik. Ondan dolayı hep farklı fikirler üretme çabasındayız. Aklımızda ülkemizi anlatma fikri uzunca bir süredir vardı ama bunu alışıldık bir şekilde yapmak istemiyorduk. "Neden her şehirden o şehirleri anlatan mektuplar yollamayalım ki?" dedik. Bizim mektup kitabımız bu şekilde ortaya çıktı. Çocuklar, posta kutumuzu doldurdukça her bir şehrimizi anlatan mektuplar da önümüzde birikti ve kitabımızda yer aldı. Bu parçada sözü edilen yayınevinin benimsediği en önemli ilke aşağıdakilerden hangisidir? A) Tutarlılık B) Geleneksellik C) Yenilik E) Doğallık D) Süreklilik
AN
26. Geçmiş çağlardan başlayarak görece sivil bir kamusal
alanın şekillenmeye başladığı 18. yüzyılın sonuna
kadar giyim kuşam modası, toplumsal kimliğin ayırt
edici unsurlarından birisidir. Giyinmek, bir anlamda
kişiler arasındaki simgesel sınırların belirlenmesinde
işlev gören bir "kimlikleşme" aracıdır. Soysal statü ve
sınıf farklılıklarının, görünüşe göre bir ayrım biçiminde
somutlaşmasında giysilerin kamusal alanda ifade ettikleri
anlamlar, bu nedenle hem göstergebilimsel olarak
iletişimsel bir değere hem de kimliğin siyasal, kültürel
boyutlarına ilişkin birtakım önemli içerimlere sahiptir.
Deyim yerindeyse kimlik olgusu giyim kuşam aracılığıyla
ve elbette günümüzde başlı başına zengin bir sektör hâline
en moda endüstrisi sayesinde bedende maddileşmektedir.
Hatta denebilir ki zaman zaman toplumsal değişimin temel
dinamiklerinin eğitim, tüketim, sanat, kültürel alışkanlıklar,
beğeniler bütünü ile giyim kuşama dayalı modanın belli
görünümleri aracılığıyla açıklanabildiği engin bir sosyo-
kültürel gelenek mevcuttur.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Kişilerin sosyal statüsünü onların giyimleri üzerinden
anlamak mümkündür.
B) Kişilerin sosyal ve kültürel kimlikleri ile giyim kuşamları
arasında doğrudan bir ilgi vardır.
C) Moda, kimlikle ilgili tercih ve konumların giyim kuşam
üzerinden kişiler üzerinde görünmesini sağlar.
D) Kişilerin seçtiği giysi türleri giyim tarzları, toplumun
onlarla iletişiminde de bir yere sahiptir.
E) Giysi seçimi, farklı etkenlere dayandığından kişilerle
iletişimde ve onları tanımada bir simge olarak
değerlendirilemez.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
AN 26. Geçmiş çağlardan başlayarak görece sivil bir kamusal alanın şekillenmeye başladığı 18. yüzyılın sonuna kadar giyim kuşam modası, toplumsal kimliğin ayırt edici unsurlarından birisidir. Giyinmek, bir anlamda kişiler arasındaki simgesel sınırların belirlenmesinde işlev gören bir "kimlikleşme" aracıdır. Soysal statü ve sınıf farklılıklarının, görünüşe göre bir ayrım biçiminde somutlaşmasında giysilerin kamusal alanda ifade ettikleri anlamlar, bu nedenle hem göstergebilimsel olarak iletişimsel bir değere hem de kimliğin siyasal, kültürel boyutlarına ilişkin birtakım önemli içerimlere sahiptir. Deyim yerindeyse kimlik olgusu giyim kuşam aracılığıyla ve elbette günümüzde başlı başına zengin bir sektör hâline en moda endüstrisi sayesinde bedende maddileşmektedir. Hatta denebilir ki zaman zaman toplumsal değişimin temel dinamiklerinin eğitim, tüketim, sanat, kültürel alışkanlıklar, beğeniler bütünü ile giyim kuşama dayalı modanın belli görünümleri aracılığıyla açıklanabildiği engin bir sosyo- kültürel gelenek mevcuttur. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Kişilerin sosyal statüsünü onların giyimleri üzerinden anlamak mümkündür. B) Kişilerin sosyal ve kültürel kimlikleri ile giyim kuşamları arasında doğrudan bir ilgi vardır. C) Moda, kimlikle ilgili tercih ve konumların giyim kuşam üzerinden kişiler üzerinde görünmesini sağlar. D) Kişilerin seçtiği giysi türleri giyim tarzları, toplumun onlarla iletişiminde de bir yere sahiptir. E) Giysi seçimi, farklı etkenlere dayandığından kişilerle iletişimde ve onları tanımada bir simge olarak değerlendirilemez.
28. Eskiden bir insanın yaşamı ile sözleri ve düşünceleri
arasında gözle görülür bir uyum vardı. Bir kişinin hâl ve
hareketleri ile konuşmaları genelde birbirine uyardı. Kişi
yalnız dili ile kendini ifade etmez, bütün olarak hareket
ederdi. Böylece, insanları tanımak daha kolay olurdu. İçin
dışa vurumu, gizlenemez ve yadsınamaz biçimde, kalpte
olanın bir dışavurumu olarak davranışa yansırdı. Güzel
konuşan bir insandan güzel davranışların beklenilmesi
doğaldı, zira güzel konuşanın iç dünyası da güzeldi.
Herkes kendisinde olanı yansıtırdı. Şimdi öyle mi? İmaj
denen biçimlendirme çıktıktan sonra görünüş, bambaşka
bir mühendislik oluverdi.
Bu parçanın yazarının insanlara yönelik sitemini
Mevlana'ya ait aşağıdaki hangi sözle ifade etmesi
beklenir?
A) Her yerde olmak gibi bir duan varsa gönüllere gir çünkü
sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar.
B) Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!
C) İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma
dokunur.
D) Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler
söylemek lazım.
E) Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver,
toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
28. Eskiden bir insanın yaşamı ile sözleri ve düşünceleri arasında gözle görülür bir uyum vardı. Bir kişinin hâl ve hareketleri ile konuşmaları genelde birbirine uyardı. Kişi yalnız dili ile kendini ifade etmez, bütün olarak hareket ederdi. Böylece, insanları tanımak daha kolay olurdu. İçin dışa vurumu, gizlenemez ve yadsınamaz biçimde, kalpte olanın bir dışavurumu olarak davranışa yansırdı. Güzel konuşan bir insandan güzel davranışların beklenilmesi doğaldı, zira güzel konuşanın iç dünyası da güzeldi. Herkes kendisinde olanı yansıtırdı. Şimdi öyle mi? İmaj denen biçimlendirme çıktıktan sonra görünüş, bambaşka bir mühendislik oluverdi. Bu parçanın yazarının insanlara yönelik sitemini Mevlana'ya ait aşağıdaki hangi sözle ifade etmesi beklenir? A) Her yerde olmak gibi bir duan varsa gönüllere gir çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar. B) Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol! C) İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. D) Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. E) Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver, toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
16. İstanbul yüze yakın müzesi ve zengin kültür
hayatıyla kış aylarında da hemen herkese göre
bir etkinlik sunar. Taksim'den Dolmabahçe
Sarayı'na uzanan güzergâhta İstanbul Modern
ve Pera Müzesi gibi kent klasiklerinin yanında
50'den fazla sanat galerisi sıralanır. Gün yavaş
yavaş ağarırken Beyoğlu'nu keşfetme zamanı
gelir. Kitapçıların, sinemaların ve alışveriş
merkezlerinin peş peşe dizildiği İstiklal
Caddesi'nde süzülen nostaljik kırmızı tramvay,
kar altında müthiş bir fotoğraf karesine dönüşür.
Bu parçada İstanbul ile ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Farklı etkinliklere ev sahipliği yaptığına
B) Kış aylarında etkinliklerin arttığına
Bazı değerlerin korunduğuna
D) Sosyal mekânlar olduğuna
EMüze ve sanat galerileri bulunduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
16. İstanbul yüze yakın müzesi ve zengin kültür hayatıyla kış aylarında da hemen herkese göre bir etkinlik sunar. Taksim'den Dolmabahçe Sarayı'na uzanan güzergâhta İstanbul Modern ve Pera Müzesi gibi kent klasiklerinin yanında 50'den fazla sanat galerisi sıralanır. Gün yavaş yavaş ağarırken Beyoğlu'nu keşfetme zamanı gelir. Kitapçıların, sinemaların ve alışveriş merkezlerinin peş peşe dizildiği İstiklal Caddesi'nde süzülen nostaljik kırmızı tramvay, kar altında müthiş bir fotoğraf karesine dönüşür. Bu parçada İstanbul ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Farklı etkinliklere ev sahipliği yaptığına B) Kış aylarında etkinliklerin arttığına Bazı değerlerin korunduğuna D) Sosyal mekânlar olduğuna EMüze ve sanat galerileri bulunduğuna
na,
ğın
Hü-
hal
bi-
r?
e-
ar
in
a,
in
in
bi
n
n
i
n
-,
7
"
7
www.sorubankasi.net
TEST 1
Cümle Birleştirme
2. 1. Yeşil Kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş ev-
lerin duvar oyuklarında yuvalarını yapar.
II. Yeşil Kertenkeleler ise insandan uzak olmayı yeğler
ve Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık
makiliklerde yaşar.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi-
çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?
A) Insandan uzak yaşayan yeşil kertenkeleler, duvar
kertenkeleleri gibi taş evlerin duvar oyuklarında yu-
valarını yapmaz, onun yerine Anadolu'nun ve Güney
Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar.
B) Yeşil Kertenkeleler insandan uzak olmayı yeğlerken
duvar kertenkeleleri taş evlerin duvar oyuklarında yu-
valarını yapar ve Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın
batısındaki sık makiliklerde yaşar.
C) Insandan uzak olmayı yeğleyen yeşil kertenkeleler,
duvar kertenkeleleri taş evlerin duvar oyuklarında
yuvalarını yaparken Anadolu'nun ve Güney Avru-
pa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar.
D) Yeşil Kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş ev-
lerin yerine insandan uzak olmayı yeğleyen Anado-
lu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makilik-
lerde yaşar.
E) İnsandan uzak olmayı yeğleyen yeşil kertenkeleler,
duvar kertenkeleleri gibi taş evlerin duvar oyukların-
da yuvalarını yapmak yerine Anadolu'nun ve Güney
Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
na, ğın Hü- hal bi- r? e- ar in a, in in bi n n i n -, 7 " 7 www.sorubankasi.net TEST 1 Cümle Birleştirme 2. 1. Yeşil Kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş ev- lerin duvar oyuklarında yuvalarını yapar. II. Yeşil Kertenkeleler ise insandan uzak olmayı yeğler ve Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Insandan uzak yaşayan yeşil kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş evlerin duvar oyuklarında yu- valarını yapmaz, onun yerine Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar. B) Yeşil Kertenkeleler insandan uzak olmayı yeğlerken duvar kertenkeleleri taş evlerin duvar oyuklarında yu- valarını yapar ve Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar. C) Insandan uzak olmayı yeğleyen yeşil kertenkeleler, duvar kertenkeleleri taş evlerin duvar oyuklarında yuvalarını yaparken Anadolu'nun ve Güney Avru- pa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar. D) Yeşil Kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş ev- lerin yerine insandan uzak olmayı yeğleyen Anado- lu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makilik- lerde yaşar. E) İnsandan uzak olmayı yeğleyen yeşil kertenkeleler, duvar kertenkeleleri gibi taş evlerin duvar oyukların- da yuvalarını yapmak yerine Anadolu'nun ve Güney Avrupa'nın batısındaki sık makiliklerde yaşar.
DENEME 14
19. Hayatı iyi karşılamanın sırrını bulabilmek için her
şeyden önce gülümsemeyi öğrenmeli. Belki siz de
bilirsiniz: Her olayı gülümseme ile karşılayan bir adama:
"Eh, hayatta başarılı olduğun için sen doğal olarak
gülersin ama biz öyle miyiz ya?" demişler. Adam bir
kez daha gülmüş ve şöyle demiş: "Yanılıyorsunuz hem
de çok yanılıyorsunuz. Ben hayatta başarılı olduğum
için gülmüyorum. Tam tersine, güldüğüm için başarılı
oluyorum." Bu söz boşuna söylenmiş bir söz değildir.
İçinde herkesin bilmesi gereken gerçekler saklıdır.
Gülmek bir sonuç değil, başarıyı beraberinde
getiren bir araçtır.
II. Yaşayacaklarımıza katlanabilmek gülümsemeyi
öğrenmekten geçer.
III. Nedensiz gülüşler, sonu bilinmeyen arayışlar kadar
anlamsızdır.
Yukarıdakilerden hangileri, bu sözleri söyleyen
kişinin gülmek ve gülümsemekle ilgili
düşünceleriyle örtüşür?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) I, II ve III
C) I ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
DENEME 14 19. Hayatı iyi karşılamanın sırrını bulabilmek için her şeyden önce gülümsemeyi öğrenmeli. Belki siz de bilirsiniz: Her olayı gülümseme ile karşılayan bir adama: "Eh, hayatta başarılı olduğun için sen doğal olarak gülersin ama biz öyle miyiz ya?" demişler. Adam bir kez daha gülmüş ve şöyle demiş: "Yanılıyorsunuz hem de çok yanılıyorsunuz. Ben hayatta başarılı olduğum için gülmüyorum. Tam tersine, güldüğüm için başarılı oluyorum." Bu söz boşuna söylenmiş bir söz değildir. İçinde herkesin bilmesi gereken gerçekler saklıdır. Gülmek bir sonuç değil, başarıyı beraberinde getiren bir araçtır. II. Yaşayacaklarımıza katlanabilmek gülümsemeyi öğrenmekten geçer. III. Nedensiz gülüşler, sonu bilinmeyen arayışlar kadar anlamsızdır. Yukarıdakilerden hangileri, bu sözleri söyleyen kişinin gülmek ve gülümsemekle ilgili düşünceleriyle örtüşür? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) I, II ve III C) I ve III
5. Amok Koşucusu, Stefan Zweig'ın en başarılı yedi
öyküsünün yer aldığı bir başyapıt. Saf bir anlatımla
dile getirilen birbirinden çarpıcı bu öykülerin konu-
ları ve karakterleri farklı olsa da birleştikleri bir yer
var, o da öykülerin sonunda gizli; kitabı bitirene
kadar insanın kitabı elinden bırakası gelmiyor pek.
Karakterlerinin tutkuları, onların sonunu da hazırlı-
yor bir yönüyle. Okuduğunuzda, anlatılan mekânlar-
da, o mekânlardaki insanların arasında dolaşır gibi
olursunuz. Bazen bir karakterle beraber acı çeker,
öfkelenir, sarsılırsınız. Ancak öykü bittiğinde fark
edersiniz bir okur olduğunuzu. Kitabı bitirdiğinizde
ise okumadığınız diğer kitaplarını merak etmekten
kendinizi alamazsınız.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen
öykülerin bir özelliği değildir?
A) Öğreticilik B) Doğallık
C) Etkileyicilik
D) Sürükleyicilik
E) Gerçekçilik
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5. Amok Koşucusu, Stefan Zweig'ın en başarılı yedi öyküsünün yer aldığı bir başyapıt. Saf bir anlatımla dile getirilen birbirinden çarpıcı bu öykülerin konu- ları ve karakterleri farklı olsa da birleştikleri bir yer var, o da öykülerin sonunda gizli; kitabı bitirene kadar insanın kitabı elinden bırakası gelmiyor pek. Karakterlerinin tutkuları, onların sonunu da hazırlı- yor bir yönüyle. Okuduğunuzda, anlatılan mekânlar- da, o mekânlardaki insanların arasında dolaşır gibi olursunuz. Bazen bir karakterle beraber acı çeker, öfkelenir, sarsılırsınız. Ancak öykü bittiğinde fark edersiniz bir okur olduğunuzu. Kitabı bitirdiğinizde ise okumadığınız diğer kitaplarını merak etmekten kendinizi alamazsınız. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen öykülerin bir özelliği değildir? A) Öğreticilik B) Doğallık C) Etkileyicilik D) Sürükleyicilik E) Gerçekçilik
previ
graf
se
yas
ika'
3.
ma
hra
maç
ak
nya
Gazeteci, en genel tanımı ile temel işi habercilik
olan kişidir. Bir kitle iletişim aracında görev
yaparak haber üretim ve yayım aşamalarının
herhangi birine katkı sunar. Hedef kitlesi için
önemli olan bilgileri elde ederek haber haline
getirir ve kişileri aydınlatarak düşünmeye sevk
eder. Gaillard, gazeteciyi; herhangi bir kitle
iletişim aracında haber toplayan ya da habere
biçim veren kişi olarak tarif ederken, Bohere,
haberleri elde etme ve yaymanın yanında
okuyucu ve izleyici açısından bunları
yorumlamanın da gazetecinin temel görevleri
arasında olduğunu belirtmiştir. Gazetecinin
tanımı ülkelere göre farklılık gösterse de genel
anlamda yalnız gazetecilikle ilgilenen, bütün
çalışma zamanını bu mesleğin gereği olan
haber toplama, işleme ve yayma aşamalarından
birinde harcayan kişidir. Tanımlardan da
anlaşılacağı üzere haber toplama ve haber
yazma faaliyetleri gazetecilik mesleğinin
temelini oluşturmaktadır. Haber kaynaklarından
bilgi toplayıp analiz etmek, olayları izleyip
gerekli olan bilgileri elde etmek, olay yerine
zamanında gitmek, elde edilen bilgileri tasnif
ederek önemli yanlarını ön plana çıkarmak,
gazetecilik mesleğinin hem alışılan hem en
önemli faaliyetidir. Haberin doğru ve eksiksiz bir
biçimde yapılandırılması için haber toplama
aşamasında habere kaynak oluşturan bilgi,
belge ve diğer dokümanların doğru ve eksiksiz
bir biçimde elde edilmesi; bunların farklı
kaynaklar vasıtası ile doğrulanması, tarafsız ve
güvenilir haberciliğin en önemli ilkeleri
arasındadır.
Bu parçaya göre gazetecinin mesleğinde
başarılı olabilmesinin ölçütleri arasında,
I. Sorumluluk ve sorgulama becerisi
II. Hedeflediği kitlenin önemseyeceği haberleri
öne çıkarması
III. Sahip olduğu dünya görüşünü savunma
becerisi
IV. Meslek standartları ile meslek ahlakına
uygunluk
niteliklerinden hangileri gösterilebilir?
B) I ve III
A) I ve II
D) II, III ve IV
E) I, II ve IV
Paradoks Paragraf
hi if
abil
hla
ann
çin
g
ce
VF
Di
ge
T
C) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
previ graf se yas ika' 3. ma hra maç ak nya Gazeteci, en genel tanımı ile temel işi habercilik olan kişidir. Bir kitle iletişim aracında görev yaparak haber üretim ve yayım aşamalarının herhangi birine katkı sunar. Hedef kitlesi için önemli olan bilgileri elde ederek haber haline getirir ve kişileri aydınlatarak düşünmeye sevk eder. Gaillard, gazeteciyi; herhangi bir kitle iletişim aracında haber toplayan ya da habere biçim veren kişi olarak tarif ederken, Bohere, haberleri elde etme ve yaymanın yanında okuyucu ve izleyici açısından bunları yorumlamanın da gazetecinin temel görevleri arasında olduğunu belirtmiştir. Gazetecinin tanımı ülkelere göre farklılık gösterse de genel anlamda yalnız gazetecilikle ilgilenen, bütün çalışma zamanını bu mesleğin gereği olan haber toplama, işleme ve yayma aşamalarından birinde harcayan kişidir. Tanımlardan da anlaşılacağı üzere haber toplama ve haber yazma faaliyetleri gazetecilik mesleğinin temelini oluşturmaktadır. Haber kaynaklarından bilgi toplayıp analiz etmek, olayları izleyip gerekli olan bilgileri elde etmek, olay yerine zamanında gitmek, elde edilen bilgileri tasnif ederek önemli yanlarını ön plana çıkarmak, gazetecilik mesleğinin hem alışılan hem en önemli faaliyetidir. Haberin doğru ve eksiksiz bir biçimde yapılandırılması için haber toplama aşamasında habere kaynak oluşturan bilgi, belge ve diğer dokümanların doğru ve eksiksiz bir biçimde elde edilmesi; bunların farklı kaynaklar vasıtası ile doğrulanması, tarafsız ve güvenilir haberciliğin en önemli ilkeleri arasındadır. Bu parçaya göre gazetecinin mesleğinde başarılı olabilmesinin ölçütleri arasında, I. Sorumluluk ve sorgulama becerisi II. Hedeflediği kitlenin önemseyeceği haberleri öne çıkarması III. Sahip olduğu dünya görüşünü savunma becerisi IV. Meslek standartları ile meslek ahlakına uygunluk niteliklerinden hangileri gösterilebilir? B) I ve III A) I ve II D) II, III ve IV E) I, II ve IV Paradoks Paragraf hi if abil hla ann çin g ce VF Di ge T C) II ve III
A DENEME
ile ilgili 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının
Testi için ayrılan kısmına işare
SINAVI
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI -
Türkiye'nin en çok okunan mizah ve çocuk kitapları
yazarlarından olan Muzaffer İzgü'nün pek çok gazete
ve dergide yazıları yayımlanmıştır. Onun roman, hikâye,
oyun türlerinde çok sayıda eseri ve çocuklara yönelik
doksan sekiz kitabı mevcuttur. "Doğdum, okudum, düş
kurdum, yazdım, gidiyorum." diyen ve her daim, çocuk
okuru olmayan bir milletin yetişkin okuru olamayacağını
savunan Muzaffer İzgü, toplumda gözlemlediği çarpık-
lıkları, öykünün kendine özgü düzeni ve havası içinde
bize göstermiştir.
Bu parçadan Muzaffer İzgü ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Oluşturduğu eserlerin nicelik yönünden çok olduğu
B) Eserlerinde toplumun aksayan yönlerini ele aldığı
Türk öykü ve romancılığına özgün bir tarz getirdiği
D) Çocuk edebiyatını yetişkin okuru olmanın temeli ola-
rak gördüğü
E) Bazı eserlerinde güldürü unsurlarına yer verdiği
1.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
A DENEME ile ilgili 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Testi için ayrılan kısmına işare SINAVI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - Türkiye'nin en çok okunan mizah ve çocuk kitapları yazarlarından olan Muzaffer İzgü'nün pek çok gazete ve dergide yazıları yayımlanmıştır. Onun roman, hikâye, oyun türlerinde çok sayıda eseri ve çocuklara yönelik doksan sekiz kitabı mevcuttur. "Doğdum, okudum, düş kurdum, yazdım, gidiyorum." diyen ve her daim, çocuk okuru olmayan bir milletin yetişkin okuru olamayacağını savunan Muzaffer İzgü, toplumda gözlemlediği çarpık- lıkları, öykünün kendine özgü düzeni ve havası içinde bize göstermiştir. Bu parçadan Muzaffer İzgü ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi çıkarılamaz? A) Oluşturduğu eserlerin nicelik yönünden çok olduğu B) Eserlerinde toplumun aksayan yönlerini ele aldığı Türk öykü ve romancılığına özgün bir tarz getirdiği D) Çocuk edebiyatını yetişkin okuru olmanın temeli ola- rak gördüğü E) Bazı eserlerinde güldürü unsurlarına yer verdiği 1.
I
E
30. Firdevsi eserini Gazneli Mahmud'a sunuyor ama
i
Sultan için "Melik-tâzi-guyend", "barbar dilli konu-
şan hükümdar" diyor. Sultan da Şehname'nin ince-
liğini ve güzelliğini hakikaten anlamıyor, Firdevsi'ye
düşük bir bahşiş veriyor. Şair saraydan kızgınlıkla
çıkıp o parayı bir tellağa bahşiş olarak veriyor ve
Gazneli Mahmud için ağır bir dörtlük yazıyor. Onu
sonradan Figani çaldı ve Pargalı İbrahim Paşa'ya
kullandı. Bu dünyaya iki İbrahim geldi / Biri put yı-
kar, biri put yapar." Firdevsi; Gazneli Mahmud'un
asıl adının İsmail olması dolayısıyla, Hz. İbrahim'in
babası olmasına telmihle hicvetmişti onu.oncl
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
çıkarılabilir?
er nob
lo A) Figani'nin Firdevsi'den daha yeni bir şair oldu-
ğu
nie B) Firdevsi'nin Gazneli Mahmud'un diliyle alay et-
2016
tiği
clo
✓
C) Dönemde şairlere bahşiş verme geleneği
D) Pargalı İbrahim'in put yıkmış olabileceği g
E) Gazneli Mahmud'un gerçek ismi
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
I E 30. Firdevsi eserini Gazneli Mahmud'a sunuyor ama i Sultan için "Melik-tâzi-guyend", "barbar dilli konu- şan hükümdar" diyor. Sultan da Şehname'nin ince- liğini ve güzelliğini hakikaten anlamıyor, Firdevsi'ye düşük bir bahşiş veriyor. Şair saraydan kızgınlıkla çıkıp o parayı bir tellağa bahşiş olarak veriyor ve Gazneli Mahmud için ağır bir dörtlük yazıyor. Onu sonradan Figani çaldı ve Pargalı İbrahim Paşa'ya kullandı. Bu dünyaya iki İbrahim geldi / Biri put yı- kar, biri put yapar." Firdevsi; Gazneli Mahmud'un asıl adının İsmail olması dolayısıyla, Hz. İbrahim'in babası olmasına telmihle hicvetmişti onu.oncl Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? er nob lo A) Figani'nin Firdevsi'den daha yeni bir şair oldu- ğu nie B) Firdevsi'nin Gazneli Mahmud'un diliyle alay et- 2016 tiği clo ✓ C) Dönemde şairlere bahşiş verme geleneği D) Pargalı İbrahim'in put yıkmış olabileceği g E) Gazneli Mahmud'un gerçek ismi