Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

Yere Düşen Duaların dili, sözcüklerin yaratıcı söz yaratmakta ne denli hünerli olabileceklerini ve hayal gücünü yazarın elinden alıp nasıl dışavurabilecekleri- ni gösteriyor. Türkçenin bitik sözcüklerle çoğaltılmaya gereksinim duymadan nasıl büyük bir gizil gücü, zengin bir dağarı olduğunu anlatıyor. . Yere Düşen Duaların hikâyesi ağır, dili hızlı. Sözcük- lerin birbirlerine eklenirken dolaylı, düşündürücü anlam taşkını oluşları yanında, bunu üstelik uzun ve dolam- baçlı olmayan cümleler içinde ortaya koyma biçimlerine bakarak Sema Kaygusuz'un çok güzel ve önemli bir roman dilini kurduğunu düşünüyorum. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bir yazarın eserlerinde birbirinin tam tersi olan iki du- rumla ilgili çıkarımlar yapılmıştır. B Bir yazarın eserleri ile ilgili olarak öznel tespitlerden hareketle saptama yapılmıştır. ub) Her iki parçada da bir yazarın eserleri ile ilgili nesnel yorumlar yapılmıştır. D) Parçalarda bir yazarın eserleri ile ilgili eleştirel bir ifade söz konusudur. m) Varsayıma dayalı kapsamlı bir yargının dışındaki de- ğişkenlere dair tespitler söz konusudur.

(29 Bir eleştirmenin, bir araştırmacının görevi bence yargıcınki gibidir; eleştirmen de araştırmacı da taraflara yukarıdan bakabilmelidir. Öte yandan edebî eserin ölçüsü, neyin işlendiğinden çok nasıl işlendiğinde gizlidir. Bunu ortaya çıkarmak istediğinde eleştirmen, ancak paletinde her renge yer verirse ülkenin edebiyat manzarasını yansıtabilir. Ben eleştirmeni, geleceğin edebiyat tarihçilerine malzeme hazırlamakla görevli sayıyorum. Bu parçada aşağıdakilerden hangisiyle örtüşen bir düşünce yoktur? A) Eleştirmen, değerlendireceği sanatçı veya eseri seçerken nesnel olmalıdır. B) Eleştirmen sadece kendi dünya görüşüne yakın sanatçılar üzerinde durmamalıdır. C) Eleştirmen farklı kesimden sanatçıları ele alırsa edebiyat ortamını tarafsız bir yaklaşımla sunabilir. D) Sanatçıların farklı alanlarda etkinlik göstermeleri, çeşitliliği ve sanatçıların verimliliğini artıran unsurlardandır. E) Bir eleştirmen edebî eseri anlatım tarzı üzerinden değerlendirmeye almalıdır.

endemik- 28 ve 29. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Gülseren Ergin'in yazdığı Cehennemde Bir Ada, birçok roman türü arasında yer alabilecek nitelikte bir yapıt. (II) Bir serüven ve casusluk romanı gibi soluk soluğa okunan pek çok bölüm içeriyor. (III) Naziler- den kaçırılan Polonya altınları ile bunların peşindeki casusların ve bu casusları gözetleyen çocukların öy- küsü, okuru da ardı sıra götürüyor. (IV) Yakın tarihten bir dönemi işlediği için tarihsel yönü olan, belgelerden hareket eden ya da satır aralarındaki savaş karşıtlığıyla düşünsel boyutu olan bir roman olarak da değerlendiri- lebilir. (V) Roman; meraklı bir okuma serüveni yaşatan, düşündüren, sorgulatan, duygulandıran ve heyecan- landıran bir yapıt. 28. Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir? A) Sıradan bir kurgusu vardır. B) Toplumcu bir bakışla öğretici bir yaklaşım benim- senmiştir. C) Tarihsel gerçekleri gün yüzüne çıkarmayı amaçla- maktadır. D) Okuru etkileyen sürükleyici bir yapıttır. E) Olaylar, klasik bir zamansal akışla verilmemiştir. 29. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede yapıtın her yönden yetkin olduğu dile getirilmiştir. B) II. cümlede yapıtla ilgili saptama yapılmıştır. C) II. cümlede yapıtın içeriğiyle ilgili bir bilgi verilmiştir. D) IV. cümlede farklı şekillerde yorumlanabileceğivur- gulanmaktadır. E) V. cümlede yapıta yönelik bir beğeni dile getirilmek- tedir.

SÖZEL MANTIK İki Özellikle Sıralama - IV 4-8. soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. Bir nöbet kulübesinde Ahmet, Bekir, Celal, Davut ve Eşref isimli beş asker bir gün boyunca nöbet tutacak- tır. Nöbet saatleri ve askerler ile ilgili aşağıdaki bilgiler veriliyor. Her bir nöbet iki saat sürmektedir. ● İlk nöbet 00.00 ile 02.00 arasındadır. Nöbetler arasında boşluk bulunmamaktadır. Her nöbette iki asker bulunmaktadır. Bir asker üst üste iki nöbet tutmamaktadır. ● Bekir'den hemen sonraki nöbeti Eşref tutmamıştır. ● 08.00-10.00 nöbetini Ahmet ve Bekir, 16.00-18.00 nöbetini Bekir ve Eşref, 20.00-22.00 nöbetini Bekir ve Davut tutmuştur. 4. Buna göre, Ahmet ve Celal'in kesin olarak birlikte nöbet tuttuğu saatler aşağıdakilerden hangisidir? A) 10.00-12.00 B) 12.00-14.00 C) 14.00-16.00 D) 18.00-20.00 E) 22.00-24.00 6. Celal YEDİİKLİM birlik rini h A) 06 B) 10 C) 13 Zon E) 2 7. 12 ola A)

Klasik görüşe göre insanlar, fabrikadaki makinenin bir parçası gibidir. Verimi artırmak için işçilere daha fazla para vermek yeterlidir. Yeni görüşe göre ise insan ma- kine değildir. Her insan birbirinden farklıdır. Dolayısıyla duyguları, arzuları ve beklentileri kişilerin performansını etkiler. Yapılan birçok araştırma da göstermiştir ki çalış- ma koşulları ne kadar kontrol altına alınırsa alınsın çalı- şanların bu kontrol dışında etkilendiği bir sosyal sistem vardır. İnsana insan olarak değer vermek, fiziksel çalış- ma koşulları kadar hatta para kadar önemlidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Klasik görüş, insanı maddi açıdan değerlendirirken yeni görüş manevi açıdan değerlendirmektedir. B) Klasik görüşte insanların duyguları, beklentileri arka plandadır. C) Çalışanlar, birçok etmenin etkisinde kalmaktadır. D) Çalışanlara insan olarak değer vermek, diğer etmen- lerin üzerinde bir etki yaratır. E) Yeni görüş, klasik görüşten farklı olarak insanlık de- ğerlerini ön plana almaktadır.

A) Yalnız I Joyce D) I ve III E) Il vel 22. Geçmişin ölü toprağını üzerinden atmak isteyen yeni bir çağın, yeni toplumsal ilişkilerin insanıydı James Joyce. Hayatı ve sanatı bu yeni çağa uygun biçimde algıladı. Geçmişin yazma biçimlerinden kopması bundandır. Maruz kaldığı eleştirilerin tersine, bireyi ihmal etmemiştir; aslında tarih de toplum da onun anlatısının içindedir. Sadece yeni bir algıyla bakar onlara. Çağdaşı Virginia Woolf'un yoru- muyla "Materyalist romancıların tersine, ruhsaldır Joyce." O, daha çok yarı karanlıkta duran iç dünyamızı küçük titre- şimlerle aydınlatmayı amaçlamıştır. Bunu yapabilmek için de tam bir yüreklilikle her şeyi, örneğin o bildik gerçeklik havasını, biçimde akıcılığı, kısacası yüzyıllardır romancila- ri ayakta tutan işaret direklerinin hepsini hiçe saymıştır. Bu parçada, James Joyce'la ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Dra Yaşadığı dönemi farklı biçimde yorumladığına Bireysel konulara ilgisiz oluşu nedeniyle eleştirildiğine C Roman yazma konusunda kendine özgü yaklaşımları olduğuna D) Yaygın anlatım tekniklerine değer vermediğine E) Eserlerinin farklı okumalara açık olduğuna B) Yalnız II C) Ive II Diğer sayfaya geçiniz.

(1) Mostar Köprüsü, 1566 yılında, Mimar Sinan'ın talebesi Mimar Hayreddin tarafından yapılmış- tır. (II) Hersek bölgesinin en büyük şehri ve baş- kenti olan Mostar şehrinde yer almaktadır. (III) Daha önce Hersek adıyla anılan bu bölge, günü- müzde köprüden dolayı Mostar ismini almıştır. (IV) Bu tarihi yapı, Avrupa'nın en temiz nehirle- rinden biri olarak gösterilen Neretva Nehri'nin üstünde kuruludur. (V) Mostar Köprüsü 1993'te yaşanan savaştaki saldırıyla yıkılmış ve 1997'de Türkiye'nin de içinde yer aldığı uluslararası des- tek ile aslına uygun olarak inşa edilmeye baş- lanmıştır. (VI) 23 Temmuz 2004 yılında hizmete açılan köprü, 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. 15. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. DN. E) VI. final dergisi

24. Sizi okuyan bir yabancı, vaktinin ziyan olduğunu hisset- memeli. Okura destekleyebileceği türden en az bir karak- ter verin ve kesinlikle karakterlerden her birinin, bir bar- dak su bile olsa istek duyduğu bir şey olsun. Sadist olun. Baş karakterleriniz ne denli tatlı ve masum olursa olsun, başlarına korkunç şeyler getirin ki okurunuz onların nasıl bir insan olduğunu görebilsin. Yalnızca tek bir kişiyi mutlu etmek için yazın. Bir pencere açıp lafın gelişi, tüm dün- yayla muhabbete kalkarsanız zatürre olursunuz. Bir de okura mümkün olduğunca fazla ve mümkün olduğunca çabuk bir biçimde bilgi verin. Sakın ola hiçbir şeyi gecik- tirmeyin. Okurlar, neyin, nerede, nasıl olduğunu tümüyle kavrayabilmeli; o kadar ki, hamam böcekleri son birkaç sayfayı yiyip bitirse bile okur hikayeyi kafasında tamam- layabilmeli. Bu parçanın yazarına göre aşağıdakilerden hangisi bir yazarın yapması gerekenlerden biri değildir? A) Okurun özdeşlik kurabileceği karakterler yaratmak B) Yazarken herkesi memnun etmeye çalışmamak CÖnemli bilgileri eserin başında vermek D) Karakterlere sıra dışı olaylar yaşatmak Açık ve anlaşılır bir dille yazmak CONDISYONSERİSİ

TEMATIK ritmik Fonksiyonlar eri için deniy- ayan ektir. bir dir? ken hli- ki f AYT 1. ADIM TÜRKÇE TYT DENEME SINAVI 32. (1) "Tıkınırcasına yeme bozukluğu", bir bireyin yemek yeme davranışını dizginleyemediği ve aşırı miktarlar- da yeme isteğinin tekrar ettiği bir yeme bozukluğu- dur. (II) Tıkınırcasına yeme bozukluğu, erişkinlerde en yaygın görülen yeme bozukluğudur. (III) Tıkınırcasına yeme bozukluğunda obeziteyle ilişkili tibbi kompli- kasyonlar, yeme bozukluğuna bağlı bedensel sorun- lar ve ruhsal bozukluklar da görülebilmektedir. (IV) Bireyin yaşam kalitesinin düşmesine neden olan bu hastalığın tedavisi; ilaç tedavileri, psikoterapi ve bariatrik cerrahiden oluşmaktadır. (V) Tıkınırcasına yeme bozuk- luğundan ilk kez Alber Skunkard, 50 yılı aşkın bir süre önce bahsetmiştir; bu bozukluk, tanı ölçütleri içeren bir klinik tablo olarak ise 1991 yılında Spitzer ve arkadaş- ları tarafından tanımlanmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede tanımlama yapılmıştır. B) II. cümlede karşılaştırmadan yararlanılmıştır. C) III. cümlede saptamaya yer verilmiştir. D) IV. cümlede hastalığın tedavi yolları sıralanmıştır E) V. cümlede sayısal verilerden yararlanılmıştır.

a 7 C) İlk sismoskop ile ilgili hålå bazı bilinmeyen unsur- lar bulunmaktadır. D) Deprem ölçümünde bazı hayvanların davranışları gözlemlenmiştir. E) Depremler insanlık var olduğundan beri merak edi- len ve araştırılan bir durumdur. 30. Sisler Bulvarı ve Yasak Sevişmek arasındaki şiirlerinde büyük şehir yaşantısındaki aşklar, isyanlar, toplumcu mücadeleden ve büyük şehir hayatının karanlık dün- yasından kaynaklanan gerilimler işlenir. "Ben"in ön planda olduğu şiirlerde; toplumcu gerçekçi düşünce, imajlar yumağı içerisinde, insanın yaşadıklarının arka- sında sezdirilir. "Ben"in hür yaşama arzusunun arka- sında siyasal baskıların, yerleşmemiş bir hürriyet orta- mının varlığı dikkatlere sunulmaktadır. Attilâ Ílhan; bü- yük şehir hayatının problemleriyle bunalan, gerilimi ve imkânsız aşkı yaşayan insanı, temelini 1951'in sonun- da ele alır. Bu tarihten sonra sosyalist düşünceler de eserlerinde yoğunluklu olarak işlenir. Bu anlayış doğ- rultusunda oluşturduğu Tutuklunun Günlüğü şiir kita- bıyla toplumda büyük yankı uyandırmıştır. Bu parçada Attila İlhan ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Sosyalist içerikli şiirlerinin, aşk içerikli şiirlerinden daha fazla ses getirdiğine B) Sanat hayatının birden çok döneme ayrıldığına C) Çeşitli konularda şiir yazan bir sanatçı olduğuna D) Eserlerinde "benlik" çatışmasına yer verdiğine E) Hem bireysel hem de toplumsal şiirler kaleme al- dığına Diğer sayfaya geçiniz.

DENEME 11 İnsanların hareketleri, üç temelden kaynaklanır. Bu temellere dayanmaksızın üzerimizde etkili olabile- cek bir güç düşünülemez. Bunların birincisi bencillik ikincisi kötü ruhluluk üçüncüsü de acımadır. II. Ne var ki analarınız, büyükanalarınız, daha büyüka- nalarınız bilgi yönünden yükselmediler, ama kadın- lık bakımından, sözüm ona şimdiki bilgiç hanımlar- dan daha çok değerli idiler. III. Ağabeyimden çekinmeyiniz. O gayet Batılı bir ka- rakterdir. "Botter"e yaptırılmış bir kostüm, "Bergui"- ye ısmarlanmış bir iskarpin, "Pigmalyon"dan alınmış bir kravat onun nazarında bütün günahlarınızı affet- tirmeye yeterlidir. Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ait numaralanmış roman parçalarından hangileri, "Devir değiştikçe toplum içinde yer alan bireylerin de buna ayak uydurmaya çalıştığı ve kendilerinden yaşça büyük olan kişilerle ya da aileleriyle sorun yaşadıkları görülür. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın romanlarında buna sıkça rastlanmaktadır." açıklamasıyla ilişkilendirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III 16. Klasik şiirin kalıplarının kırılması ve Avrupaî şekillerin ile baslar Disiplinli ve her zaman 15. 1.

9. (0) Coğu Türk antelektuali bir grubun içinden konuşurken Kemal Tahu, kendi dügünsel damgasin tagiyan nadir Türk entelektüellenden binder (1) Milik vurgusundan daha fazla kendi argon yenilik vurgusunu yapmight (III) Bu vurgunun en gelişkin ifadesi de Yo! Aym romanunda bulunmaktadi ((V) Kemal Tahiri Türkiye'deki tekil entelektüeller ve herhangi bir Batili entelektüel ciddi anlamda beslememiştir (V) O, tekil etkilenmelerden ziyade Türkiye'de etkin hemen her tür düşünsel odakia ve düşünce adamiyla hesaplaşmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) L cümlede Kemal Tahirin diğer Türk entelektüellerinden farklı olduğu bir nokta one çıkarmiştir B) Il cümleden, millilik görüşü noktasında Kemal Tahir'in diğer düşünürlerle aynı çizgide olduğuna ulaşılabilir. C) Il cümlede Yol Ayrimi adlı romanın üslup özellikleriyle ilgili bilgi vardır. D) TV cümlede Kemal Tahirin Türk ve yabancı entelektüellerce benimsendiğine işaret edilmiştir. E) V cumlede Kemal Tahirin Türkiye'de katıldığı eğitim faaliyetlerinden söz edilmiştir

10 30. 1956 yılında yayımlanan Cennetin Kökleri ad romanıyla Goncourt Ödülü'nü kazanan Romain Gary, ilerleyen yıllarda eleştirmenlerin gadrine uğrar. Soluğu kesilmek, tekrara düşmek ve heyecanını yitirmekle itham edilir. Gary, buna karşılık 1974'ten itibaren Emile Ajar takma adıyla romanlar yazar ve kuzeni Paul Pavlowitch aracılığı ile yayıncısına ulaşır. Koca Tembeladi romani, edebiyata taze bir soluk getirdiği yönünde övgüler alır. 1975'te yazdığı ve yine Emile Ajar adıyla yayımladığı Onca Yoksulluk Varken romanıyla Goncourt'u ikinci kez alır. Bu parçaya göre Romain Gary'nin başka bir isimle yazması aşağıdakilerden hangisini ortaya koymuştur? A) Roman yazarlarının eleştiriden muaf tutulması gerektiğini B) Edebi eser eleştirmenlerinin genel olarak tutarlı davrandığını C) Bir yazarın iç motivasyonunun çevresel etkenlerle azalabildiğini D) Edebiyat dünyasında ön yargılı bir bakış açısı olduğunu E) Yazarlar arasındaki anlaşmazlıkların eserien olumsuz etkilediğini Diner sayfaya ge

9. Çünkü ben Hayri Irdal, her şeyden evvel mutlak bir samimilik taraftarıyım. Insan her şeyi açıkça söylemedikten sonra neden yazı yazsın? Bu cinsten kayıtsız ve şartsız bir samimilik ise behemehal bir süzme, eleme ister. Siz de kabul edersiniz ki her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. Sözü yarıda bırakmaktansa vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehal anlaşacağınız noktaları seçmek gerekir. Çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir. Kendi kendime, yatağımda uzun zaman düşündüm. "Hayri Irdal, dedim, çok şey gördün, geçirdin. Yaşın ancak altmış olduğu hâlde birkaç insanın ömrünü birden yaşadın. Sefaletin, bir köşeye atılmış olmanın her türlü acısını tattın. İkbalin merdivenlerinden çevik ve çalak çıktın. Hiçbir zaman ve hiçbir kuvvetin halledemeyeceği meselelerin halloldu. Bütün bunlar hep onun, Halit Ayarcı'nın sayesinde oldu. Seni mezbeleden o çekip çıkarttı. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Anlatıcının düşünceleri iç konuşmalarla verilmektedir. B) Kahraman bakış açısı kullanılmaktadır. C) Anlatıcının duygularıyla ilgili ayrıntılara yer verilmektedir. D) Okurun konuyla ilgili düşüncelerini değiştirmek amaçlanmaktadır. E) Durum hikâyesine özgü bir anlatım sergilenmektedir.

MERCANLI TYT/ TÜRKÇE 37.-38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Buğdayın tüm dünya ülkelerinde ana beslenme kaynağı ol- ması, buğdaya stratejik bir ürün olma özelliği kazandırmak- tadır. Buğday insan beslenmesi için gerekli olan kalori ve proteinin önemli bir kısmını karşılamakta olup dünya nüfu- sunun %35'ini oluşturan yaklaşık 40 ülkenin temel gıdasıdır. İnsanların değişen tüketim alışkanlıkları ve gelişen tekno- lojiye bağlı olarak buğday ürünleri çeşitlenmekte ve tüketici istekleri değişmektedir. Buğdayin en yaygın tüketim şekilleri ekmek, makarna, irmik, bisküvi ve bulgurdur. Bu ürünlere, her gün farklı ve yeni ürünler eklenerek devam etmekte, buğday ürünlerinin önemi daha da artmaktadır: Yurdumu- zun makarnalık buğday ihtiyacı büyük oranda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden karşılanırken Orta Anadolu ve Trak- ya-Marmara Bölgeleri de makarnalık buğday üretimi için uygun iklime sahip geçiş bölgeleridir. 37. Bu parçadan hareketle buğdayla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Buğdayın dünyada kabul görmüş tek beslenme kaynağı olduğuna B) Buğday ürünlerindeki çeşitliliğin neyden kaynaklandığına C) Buğday üretiminin en fazla hangi bölgeden karşılandı- ğına D) Buğdayın en yaygın tüketim şekillerinin neler olduğuna E) Buğdayın insanın beslenmesinde hangi ihtiyaçlarını kar- P şıladığına 20. yüzyılda hızlanması Yüzyılın son menin bu s lebilir akıllı olarak orta larına çözü bilmek için ihtiyaç var tüm verile runların e üretilmes şıması b kaliteli ve tirilmesin sürdürül şehirleri sürecin tılımı ile 39. Bu par mez? A) Da leri B) Sü zir C) G te

Basmakalıp sözler ve alışkanlıklar en derin gerçeklerin anlamını, en güzel duyguların ürpertisini unutturabilir. Bunları yeniden canlandırmak, yeniden yaşatmak için sanatçı olmak gerekir. Ancak şairler, milyonlarca yıllık güneşin ışığını, bize yeni açmış binbir renkli bir çiçeğin pırıltısı gibi gösterebilirler. Yunus Emre'nin söyleyişiyle her gün yeniden doğan şairler olmasaydı insanlık, öğre- nilmiş yahut ezberlenmiş gerçeklerin kabuğu içinde sıkı- şıp kalacaktı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yansız bir söylem B) Somutlaştırma C) Tanık gösterme D) Niteleyici sözcükler E) Benzetme TYT/ Özel-5 (2021) LO 5