Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

6-B
Sfettiği
ret
ar
en
200-
pe
9E9200 629069,8
[WZL
3408
FF
as we are de pe good
And 00
way m
20
Türkçe
35. İnebolu evleri, genellikle 3 katlı konak tipi evler olup her katı
bağımsız birer daireymiş gibi inşa edilmiştir. Bu evler yüksek
tavan ve pencereleri, cumbaları; her kattaki banyoları ile
dönerek çıkılan, tek parça ahşaptan yapılmış merdiven
tırabzanları üstün işçilik ve görselliğe sahiptir/Bu evlerin,
sert rüzgârlara karşı çatının korunması ve ısı yalıtımı amacı
ile yöreye özgü "marla" (arduaz) taşı ile örtülmüş çatıları
vardır. Genelde taş tabanı altında mahzen (kiler) bulunan,
orijinal kapı tokmakları ve kilitleri ile kendine özgü bir iç
dekorasyona sahip bu evler, yöreye özgü perde ve kilimlerle
döşenmiş, küçük bahçeler içerisinde yüzyıllara meydan
okumaya çalışan muhteşem yapılardır. İnebolu'da, bu evleri
koruma amacıyla kurulan 7 dernek, Ankara Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınmış 350
adet ev bulunmaktadır.
Bu parçadan hareketle "Inebolu evleri" ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
AYDış etkilerden korumak için nelerin yapıldığına
Yapı içerisinde hangi malzemelerden yararlanıldığına
Koruma altındaki ev sayısının kaç tane olduğuna
L
Tavan ve pencerelerin ustalıkla döşendiğine
Yapısal planının nasıl olduğuna
36. Matematikçi Eukleides, MÖ yazdığı 13 ciltlik Elementler
eseriyle zamanının kralının en gözde öğretmeni olmuştu
Yral öğrenmekte güçlük çektiği geometri için
yoldan öğrenmenin bir yolu
Kusura
k,
ölüm,
pek
i için
dan
Nasıl
nar
MT
e
bakmayın
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
6-B Sfettiği ret ar en 200- pe 9E9200 629069,8 [WZL 3408 FF as we are de pe good And 00 way m 20 Türkçe 35. İnebolu evleri, genellikle 3 katlı konak tipi evler olup her katı bağımsız birer daireymiş gibi inşa edilmiştir. Bu evler yüksek tavan ve pencereleri, cumbaları; her kattaki banyoları ile dönerek çıkılan, tek parça ahşaptan yapılmış merdiven tırabzanları üstün işçilik ve görselliğe sahiptir/Bu evlerin, sert rüzgârlara karşı çatının korunması ve ısı yalıtımı amacı ile yöreye özgü "marla" (arduaz) taşı ile örtülmüş çatıları vardır. Genelde taş tabanı altında mahzen (kiler) bulunan, orijinal kapı tokmakları ve kilitleri ile kendine özgü bir iç dekorasyona sahip bu evler, yöreye özgü perde ve kilimlerle döşenmiş, küçük bahçeler içerisinde yüzyıllara meydan okumaya çalışan muhteşem yapılardır. İnebolu'da, bu evleri koruma amacıyla kurulan 7 dernek, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınmış 350 adet ev bulunmaktadır. Bu parçadan hareketle "Inebolu evleri" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? AYDış etkilerden korumak için nelerin yapıldığına Yapı içerisinde hangi malzemelerden yararlanıldığına Koruma altındaki ev sayısının kaç tane olduğuna L Tavan ve pencerelerin ustalıkla döşendiğine Yapısal planının nasıl olduğuna 36. Matematikçi Eukleides, MÖ yazdığı 13 ciltlik Elementler eseriyle zamanının kralının en gözde öğretmeni olmuştu Yral öğrenmekte güçlük çektiği geometri için yoldan öğrenmenin bir yolu Kusura k, ölüm, pek i için dan Nasıl nar MT e bakmayın
TYT
12. Safiye Ayla, Türk Sanat Müziği'ne, 75 yıl boyunca dam-
gasını vuran, Cumhuriyet Dönemi'nin en tanınmış ses
sanatçılarındandır. 1907'de İstanbul'da dünyaya gelen
Ayla, daha doğmadan babasım, henuz 3 yaşındayken
de annesini kaybedince Bebek'teki, Çağlayan Darüley-
tam'da büyütüldü. İlkokuldan sonra, Bursa Kız Muallim
Mektebini bitiren Ayla, öğrenimini tamamladıktan sonra,
kısa bir süre öğretmen olarak çalıştıysa da mesleğine de
vam etmedi. Müziğe, küçük yaşta piyano çalarak başla-
yan Ayla, sesinin güzelliğinin fark edilmesinden sonra ilk
ciddi musiki derslerini önce, Besteci Mustafa Sunar'dan,
sonra da Yesari Asım Arsoy, Sadettin Kaynak, Selahattin
Pinar, Udi Nevras, Mesut Cemil ve Refik Fersan gibi ünlü
bestekâr ve söz yazarlarından aldı. İlk hocası Sunar'ın
desteğiyle, ilk plağını çıkarttıktan sonra ülke çapında
tanınan bir ses sanatçısı hâline gelen Ayla'nın bundan
sonra doldurduğu 500'ü aşkın sayıda plağının her biri,
satış rekorları kırdı. İlk kez 1931'de, Darüttalim-i Musiki
Heyeti'nin konserlerinde sahneye çıkan Ayla, İstanbul,
Ankara radyoları ile İstanbul Konservatuarı İcra Heyetin-
de görev yaptı.
Bu parçada Safiye Ayla ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Aile eğitimini tam olarak alamadan yetiştirme yurdu-
na verilmiştir.
B) Eğitmenlik işini bırakıp musikiye gönül veren bir sa-
natçıdır.
C) Birçok ünlü bestekâr ve sanatçıdan eğitim almıştır.
D) Icra ettiği plakları, halk ve sanat camiasınca çok be-
ğenilmiştir.
Musiki alanında eğitmenlik yapmış ve birçok sanat-
çının yetişmesine katkı sağlamıştır.
ÜRKÇE
13.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT 12. Safiye Ayla, Türk Sanat Müziği'ne, 75 yıl boyunca dam- gasını vuran, Cumhuriyet Dönemi'nin en tanınmış ses sanatçılarındandır. 1907'de İstanbul'da dünyaya gelen Ayla, daha doğmadan babasım, henuz 3 yaşındayken de annesini kaybedince Bebek'teki, Çağlayan Darüley- tam'da büyütüldü. İlkokuldan sonra, Bursa Kız Muallim Mektebini bitiren Ayla, öğrenimini tamamladıktan sonra, kısa bir süre öğretmen olarak çalıştıysa da mesleğine de vam etmedi. Müziğe, küçük yaşta piyano çalarak başla- yan Ayla, sesinin güzelliğinin fark edilmesinden sonra ilk ciddi musiki derslerini önce, Besteci Mustafa Sunar'dan, sonra da Yesari Asım Arsoy, Sadettin Kaynak, Selahattin Pinar, Udi Nevras, Mesut Cemil ve Refik Fersan gibi ünlü bestekâr ve söz yazarlarından aldı. İlk hocası Sunar'ın desteğiyle, ilk plağını çıkarttıktan sonra ülke çapında tanınan bir ses sanatçısı hâline gelen Ayla'nın bundan sonra doldurduğu 500'ü aşkın sayıda plağının her biri, satış rekorları kırdı. İlk kez 1931'de, Darüttalim-i Musiki Heyeti'nin konserlerinde sahneye çıkan Ayla, İstanbul, Ankara radyoları ile İstanbul Konservatuarı İcra Heyetin- de görev yaptı. Bu parçada Safiye Ayla ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Aile eğitimini tam olarak alamadan yetiştirme yurdu- na verilmiştir. B) Eğitmenlik işini bırakıp musikiye gönül veren bir sa- natçıdır. C) Birçok ünlü bestekâr ve sanatçıdan eğitim almıştır. D) Icra ettiği plakları, halk ve sanat camiasınca çok be- ğenilmiştir. Musiki alanında eğitmenlik yapmış ve birçok sanat- çının yetişmesine katkı sağlamıştır. ÜRKÇE 13.
tıpkı
k ya
anın
dan
rece
erini
her
ma-
Cirer
ağı-
Fine
da
Iş-
sa-
Kü
k
TYT
TÜRKÇE
7.
Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan
bir duygu durum bozukluğudur. Aynı zamanda majör
depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da ad-
landırılır. Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri,
düşünceleri ve davranışları dış dünyadan etkilenir ve
bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar
ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken so-
run yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi
gelebilir. Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir
zayıflık değildir. Aynı zamanda bir anda çözülebilecek
kadar basit bir sorun da değildir. Tedavi edilebilir ve tedavi
gerektiren tıbbi bir durumdur. Bu tedavi süreci bazı va-
kalarda uzun sürebilir. Depresyonu olan bireylerin çoğu;
ilaç, psikoterapi veya ikisinin birleşimi ile devam eden bir
tedavinin sonucunda iyileşebilir. Depresyon genellikle
20'li veya 30'lu yaşlarda başlar ancak her yaşta ortaya
çıkabilir. Erkeklere oranla çok daha fazla sayıda kadına
depresyon teşhisi konulmaktadır. Bunun nedeninin ise
kadınların daha yaygın olarak tibbi yardım istemesi
olduğu düşünülmektedir.
Bu parçadan hareketle erkeklerdeki depresyon teşhi-
sinin kadınlara göre daha az olmasının temel nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kadınların erkeklere göre daha duygusal olması
B) Ekonomik özgürlüğün erkeğe verdiği özgüven duygusu
Erkeklerin tibbi anlamda daha az yardım talebinde
bulunması
D) Doğuştan verilen fiziksel gücün erkek yaşamını ko-
laylaştırması
E) Kadın-erkek eşitsizliğinin yaşama olumsuz etkisi
e
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
tıpkı k ya anın dan rece erini her ma- Cirer ağı- Fine da Iş- sa- Kü k TYT TÜRKÇE 7. Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da ad- landırılır. Bu durumdan muzdarip bireylerin hissettikleri, düşünceleri ve davranışları dış dünyadan etkilenir ve bunlardan dolayı çeşitli duygusal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir. Normal günlük aktiviteler yaparken so- run yaşanabilir ve bazen hayat yaşamaya değmez gibi gelebilir. Depresyon sadece bir keyifsizlik veya anlık bir zayıflık değildir. Aynı zamanda bir anda çözülebilecek kadar basit bir sorun da değildir. Tedavi edilebilir ve tedavi gerektiren tıbbi bir durumdur. Bu tedavi süreci bazı va- kalarda uzun sürebilir. Depresyonu olan bireylerin çoğu; ilaç, psikoterapi veya ikisinin birleşimi ile devam eden bir tedavinin sonucunda iyileşebilir. Depresyon genellikle 20'li veya 30'lu yaşlarda başlar ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Erkeklere oranla çok daha fazla sayıda kadına depresyon teşhisi konulmaktadır. Bunun nedeninin ise kadınların daha yaygın olarak tibbi yardım istemesi olduğu düşünülmektedir. Bu parçadan hareketle erkeklerdeki depresyon teşhi- sinin kadınlara göre daha az olmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Kadınların erkeklere göre daha duygusal olması B) Ekonomik özgürlüğün erkeğe verdiği özgüven duygusu Erkeklerin tibbi anlamda daha az yardım talebinde bulunması D) Doğuştan verilen fiziksel gücün erkek yaşamını ko- laylaştırması E) Kadın-erkek eşitsizliğinin yaşama olumsuz etkisi e
4.
Da Vinci; bir ressam, mühendis, yazar, heykeltıraş, mucit,
mimar, insan anatomisi araştırmacısı, hayvansever ve
belki de gelmiş geçmiş en ünlü vejetaryendi. Görünüşe
göre kendisinin yapamadığı herhangi bir şey yoktu.
Ancak tek bir şey vardı, o da uyku! Da Vinci kesinlikle
uykuya düşkün biri değildi, uyumayı sevmezdi, dikkatli
bir şekilde araştırmalar yapıp hakkında bilgi edindikten
sonra polifazik (çok fazlı) uyku döngüsünü uygulamaya
başladı. Bir başka deyişle Da Vinci'nin uykusu 24 saate
yayılan kısa süreli kestirmelerden oluşuyordu.
Bu parçada Da Vinci ile ilgili olarak asıl anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Alışılagelmişin dışına çıkan bir uyku sistemiyle farklı
alanlarda etkinlik fırsatı bulmuştur.
B) Uyku sorunu yaşayan sanatçının yaşam kalitesi ol-
dukça alt seviyelerdedir.
G
Uyku ve başarının doğru paralelde hareket ettiği ya-
şam göstergesi sanatçıda farklı çalışmaktadır.
D) Sağlığını pek de önemsemeyen sanatçı, idealleri uğ-
runa uyku düzeninden ble vazgeçmiştir.
E) Farklı alanlarla ilgilenip başarılı olmanın biricik yolu,
uykusuz kalabilmeyi göze alabilmektir.
Diğer Sayfaya Geçiniz
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
4. Da Vinci; bir ressam, mühendis, yazar, heykeltıraş, mucit, mimar, insan anatomisi araştırmacısı, hayvansever ve belki de gelmiş geçmiş en ünlü vejetaryendi. Görünüşe göre kendisinin yapamadığı herhangi bir şey yoktu. Ancak tek bir şey vardı, o da uyku! Da Vinci kesinlikle uykuya düşkün biri değildi, uyumayı sevmezdi, dikkatli bir şekilde araştırmalar yapıp hakkında bilgi edindikten sonra polifazik (çok fazlı) uyku döngüsünü uygulamaya başladı. Bir başka deyişle Da Vinci'nin uykusu 24 saate yayılan kısa süreli kestirmelerden oluşuyordu. Bu parçada Da Vinci ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Alışılagelmişin dışına çıkan bir uyku sistemiyle farklı alanlarda etkinlik fırsatı bulmuştur. B) Uyku sorunu yaşayan sanatçının yaşam kalitesi ol- dukça alt seviyelerdedir. G Uyku ve başarının doğru paralelde hareket ettiği ya- şam göstergesi sanatçıda farklı çalışmaktadır. D) Sağlığını pek de önemsemeyen sanatçı, idealleri uğ- runa uyku düzeninden ble vazgeçmiştir. E) Farklı alanlarla ilgilenip başarılı olmanın biricik yolu, uykusuz kalabilmeyi göze alabilmektir. Diğer Sayfaya Geçiniz
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
5.
Atlantis, Platon'un Timeos ve Critias diyaloglarında ulus-
ların kibirlerini alegorik bir şekilde anlatmak için kullandığı
kurmaca bir adadır. Platon'un hikâyesinde Atlantis; "Herkül
Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın
birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9000 yıl
önce (yaklaşık MÖ 9500) Atina'yı fethetmeye çalışan ancak
başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.
Platon'un eserlerinde kayda değer bir öneme sahip olma-
masına rağmen Atlantis'in edebiyat alanında önemli etkile-
ri olmuştur. Atlantis'in alegorik yanı, Francis Bacon'ın Yeni
Atlantis ve Thomas More'un Ütopya gibi eserlerinde de iş-
lenmiştir. Öte yandan 19. yüzyılın amatör bilginleri Platon'un
tarih anlatma üslubunu yanlış yorumlayarak bilimsel temeli
olmayan pek çok spekülasyona neden oldular. Bu spekülas-
yonlar sonucunda Atlantis, tarih öncesinde yaşamış ve ileri
teknolojiye sahip sözde kayıp uygarlıkların ortak adı hâline
geldi ve çok sayıda kurmaca esere, çizgi romana ve filme
ilham vermiştir.
Bu parça ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Atlantis'in kaynağı ve neyi simge ettiği belirtilmektedir.
B) Atlantis'in tarihçesi ve yok oluşuna değinilmektedir.
Atlantis'in, Platon'un eserlerinde mihenk taşı olduğu vur-
gulanmıştır.
D) Platon'un tarihi anlatma yönteminin yanlış yorumlandığı
belirtilmektedir.
E) Atlantis'in sanat eserleri üzerindeki etkilerine değinilmiştir
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 5. Atlantis, Platon'un Timeos ve Critias diyaloglarında ulus- ların kibirlerini alegorik bir şekilde anlatmak için kullandığı kurmaca bir adadır. Platon'un hikâyesinde Atlantis; "Herkül Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9000 yıl önce (yaklaşık MÖ 9500) Atina'yı fethetmeye çalışan ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır. Platon'un eserlerinde kayda değer bir öneme sahip olma- masına rağmen Atlantis'in edebiyat alanında önemli etkile- ri olmuştur. Atlantis'in alegorik yanı, Francis Bacon'ın Yeni Atlantis ve Thomas More'un Ütopya gibi eserlerinde de iş- lenmiştir. Öte yandan 19. yüzyılın amatör bilginleri Platon'un tarih anlatma üslubunu yanlış yorumlayarak bilimsel temeli olmayan pek çok spekülasyona neden oldular. Bu spekülas- yonlar sonucunda Atlantis, tarih öncesinde yaşamış ve ileri teknolojiye sahip sözde kayıp uygarlıkların ortak adı hâline geldi ve çok sayıda kurmaca esere, çizgi romana ve filme ilham vermiştir. Bu parça ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Atlantis'in kaynağı ve neyi simge ettiği belirtilmektedir. B) Atlantis'in tarihçesi ve yok oluşuna değinilmektedir. Atlantis'in, Platon'un eserlerinde mihenk taşı olduğu vur- gulanmıştır. D) Platon'un tarihi anlatma yönteminin yanlış yorumlandığı belirtilmektedir. E) Atlantis'in sanat eserleri üzerindeki etkilerine değinilmiştir
24. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine Winston
Churchill'i davet etmiş. Davetiyeye bir pusula iliştirmiş:
-
Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu
alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.
Churchill, hemen cevap göndermiş:
- Ne yazık ki o gece başka bir yere söz verdiğimden
oyununuzu izlemeye gelemeyeceğim. İkinci gece
gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.
Bu parçada Bernard Shaw ile Winston Churchill'in
birbirlerine yaklaşımı aşağıdakilerin hangisiyle
açıklanamaz?
A) Iğneleyici
B) Eleştire!
Cytroniky
E) Alçaltici
D) Objektif
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
24. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine Winston Churchill'i davet etmiş. Davetiyeye bir pusula iliştirmiş: - Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa. Churchill, hemen cevap göndermiş: - Ne yazık ki o gece başka bir yere söz verdiğimden oyununuzu izlemeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa. Bu parçada Bernard Shaw ile Winston Churchill'in birbirlerine yaklaşımı aşağıdakilerin hangisiyle açıklanamaz? A) Iğneleyici B) Eleştire! Cytroniky E) Alçaltici D) Objektif
30. Memduh Şevket Esendal, öykülerinde insanımızın zayıf
ve güçlü yanlarını, onları yaşatan iç dinamikleri, değişim
karşısındaki tavırlarını anlatmıştır, Anlam açıklığı ve söz
iktisadı, onun öyküde aradığı temel nitelikler olmuştur.
Hayatın bir anını, önemsiz saydığımız, olaysız, entrikasız
bir kesitini yalın, sade ve süslemesiz bir biçemle
aktarmıştır. İşçisinden köylüsüne, zengininden
yoksuluna her kesimden insanı öyküleştirmiştir.
Serinkanlı anlatım, olaylara ve insanlara iyimser bakış,
hümanist yaklaşım, hayatı olduğu gibi aktaran nakilci
tavır, onun öykü dünyasına renk veren noktalar
olmuştur. Türk öykücülüğünde çığır açan yazar, Çehov
tarzı öykünün edebiyatımızda tanınmasında ve
yerleşmesinde büyük bir rol oynamıştır.
Bu parçada Memduh Şevket Esendal'ın öyküleriyle
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Kahramanların niteliklerine
B) Biçemsel özelliklerine
C) Kendine özgü yanlarına
D) Başka yazarların öykülerinden farklarına
E) Edebiyatımızdaki önemine
Biex jeled
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
30. Memduh Şevket Esendal, öykülerinde insanımızın zayıf ve güçlü yanlarını, onları yaşatan iç dinamikleri, değişim karşısındaki tavırlarını anlatmıştır, Anlam açıklığı ve söz iktisadı, onun öyküde aradığı temel nitelikler olmuştur. Hayatın bir anını, önemsiz saydığımız, olaysız, entrikasız bir kesitini yalın, sade ve süslemesiz bir biçemle aktarmıştır. İşçisinden köylüsüne, zengininden yoksuluna her kesimden insanı öyküleştirmiştir. Serinkanlı anlatım, olaylara ve insanlara iyimser bakış, hümanist yaklaşım, hayatı olduğu gibi aktaran nakilci tavır, onun öykü dünyasına renk veren noktalar olmuştur. Türk öykücülüğünde çığır açan yazar, Çehov tarzı öykünün edebiyatımızda tanınmasında ve yerleşmesinde büyük bir rol oynamıştır. Bu parçada Memduh Şevket Esendal'ın öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kahramanların niteliklerine B) Biçemsel özelliklerine C) Kendine özgü yanlarına D) Başka yazarların öykülerinden farklarına E) Edebiyatımızdaki önemine Biex jeled
5. (1) Karıncalar, bir devletteki eyalet sistemine benzer
şekilde koloniler hâlinde yaşar. (II) Her koloni bir akra-
ba grubu olup koloniler birbirleri ile temas hâlinde bir-
leşerek karınca devletini oluşturur. (III) Karıncalar ken-
di aralarında köleler, hırsızlar, üreticiler, inşaatçılar,
yiyecek toplayıcılar olarak çeşitli gruplara ayrılır. (IV)
Görevlerini yerine getirirken herkes kendi işini büyük
bir disiplin içinde yapar. (V) Fakat ne ilginçtir ki ortada
bu disiplini sağlayan bir kumanda kademesi yoktur.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde
karıncalar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi şöyle-
nemez?
T.
1. cümlede benzetme yoluyla yaşam biçimlerinden
söz edilmiştir.
B) II. cümlede akraba gruplarının oluşturduğu yapı ele
alınmıştır.
III. cümlede kendi aralarında yaptıkları görev pay-
laşımına yer verilmiştir.
D) IV. cümlede çalışma felsefeleri üzerinde durulmuş-
tur.
(E) V. cümlede çalışma stillerinin olumsuz yönleri vur-
gulanmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5. (1) Karıncalar, bir devletteki eyalet sistemine benzer şekilde koloniler hâlinde yaşar. (II) Her koloni bir akra- ba grubu olup koloniler birbirleri ile temas hâlinde bir- leşerek karınca devletini oluşturur. (III) Karıncalar ken- di aralarında köleler, hırsızlar, üreticiler, inşaatçılar, yiyecek toplayıcılar olarak çeşitli gruplara ayrılır. (IV) Görevlerini yerine getirirken herkes kendi işini büyük bir disiplin içinde yapar. (V) Fakat ne ilginçtir ki ortada bu disiplini sağlayan bir kumanda kademesi yoktur. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde karıncalar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi şöyle- nemez? T. 1. cümlede benzetme yoluyla yaşam biçimlerinden söz edilmiştir. B) II. cümlede akraba gruplarının oluşturduğu yapı ele alınmıştır. III. cümlede kendi aralarında yaptıkları görev pay- laşımına yer verilmiştir. D) IV. cümlede çalışma felsefeleri üzerinde durulmuş- tur. (E) V. cümlede çalışma stillerinin olumsuz yönleri vur- gulanmıştır.
WDO
2.
8
Kurumuş tarlaların üzerinde yürüdükten, hafif bir
sırtı tırmandıktan sonra, yarısına kadar açık duran
paslı bir demir kapıyı geçtim, aralarından otlar fış-
kıran çakıl döşeli bir yoldan yürümeye başladım.
İki tarafımda vahşileşmiş ağaçlar ve artık tümsek
hâlini almiş eski çiçek tarhları vardı.
Bu parçada altı çizili sözcüğün cümleye kattığı
anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Artık tırmanmaktan yorulmuştu, kalbi göğüs ka-
fesini parçalayacak gibi atıyordu.
B) Sirtinda siyah, harap olmuş bir elbise; ayağın-
da eskimiş rugan potinler vardı.
C) Bu da aynı kırmızı çill, çürük beyaz deriyle
kapliydi ve bir insanınkinden ziyade ince bir el-
diven giydirilmiş bir iskeletin eline benziyordu.
D) Ben, bütün korkuma rağmen nerede ve nasıl
biteceğini bilmediğim bakımsız merdiveni kivri-
la kivrila çıkıyordum.
E) Pencerelerin dışında silüet hâlinde ağaçlar, ka-
rışık şekilli dağlar, hayat ve ışık dünyası vardı.
MATERYAL
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
WDO 2. 8 Kurumuş tarlaların üzerinde yürüdükten, hafif bir sırtı tırmandıktan sonra, yarısına kadar açık duran paslı bir demir kapıyı geçtim, aralarından otlar fış- kıran çakıl döşeli bir yoldan yürümeye başladım. İki tarafımda vahşileşmiş ağaçlar ve artık tümsek hâlini almiş eski çiçek tarhları vardı. Bu parçada altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Artık tırmanmaktan yorulmuştu, kalbi göğüs ka- fesini parçalayacak gibi atıyordu. B) Sirtinda siyah, harap olmuş bir elbise; ayağın- da eskimiş rugan potinler vardı. C) Bu da aynı kırmızı çill, çürük beyaz deriyle kapliydi ve bir insanınkinden ziyade ince bir el- diven giydirilmiş bir iskeletin eline benziyordu. D) Ben, bütün korkuma rağmen nerede ve nasıl biteceğini bilmediğim bakımsız merdiveni kivri- la kivrila çıkıyordum. E) Pencerelerin dışında silüet hâlinde ağaçlar, ka- rışık şekilli dağlar, hayat ve ışık dünyası vardı. MATERYAL
B
B
Deneme-2
18. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Kişinin sözü ile özü ikiz
kardeştir, bu bakımdan bir yazarın üslubuna yani biçemi-
ne dikkatle bakmak, aslında o yazarın içini görmeye kapı
açan bir eylemdir." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Mevlana'nın "Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar."
sözüyle "Dervişin fikri neyse zikri de odur." atasözü,
akraba sözlerdir. Bunlarla işaret edilen gerçek, dil ve
anlatım aslında sözü söyleyenin niyetini veya kastını
ortaya koyduğu gerçeğidir.
B) Ne anlatıldığını anlamaya nasıl anlatıldığına dik-
kat ederek başlamak gerektiğini belirtelim. Meksikalı
sanatçı Octavia Paz'ın "İnsan sözcüklerden, söz-
cüklerse insandan oluşur." sözü, biçemin zihnimizin
aynası ve aklın formu olduğunu ortaya koyar.
C) Fransız düşünür Buffon, söz-söyleme biçiminin kişilik-
le ilgisine dikkat çektiği Uslup, insanın ta kendisidir."
sözünü çok değer buluyorum ve sözlerimi seçerken
ruhumu görecekler diye korka korka doğru kelimeleri
arıyorum.
D) "Konuş ki göreyim seni." demiş Sokrates. Konuşmayı
buradaki bağlamına bakarak konuşma tarzı, söz söy-
leme biçimi yani özdekini söze dökme biçimi olarak
anlamak gerekiyor. Bu da bizi insanın anlatımıyla
anlattığı arasındaki yoğun ilişkiye götürüyor.
E) Akif, "Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek."
dizesiyle güzelliğin, estetiğin "gerçek" yani "hakikat"
yükünü taşımaya hizmet etmedikçe değersiz olduğu-
nu söyler, bu anlamda yazarın üslubunu onun kıyafeti
olarak görmek gerekir; kıyafetin ışıltısı, kişiyi görmeyi
engelleyen bir göz kamaşmasına yol açabilir.
P
TYT
19.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
B B Deneme-2 18. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Kişinin sözü ile özü ikiz kardeştir, bu bakımdan bir yazarın üslubuna yani biçemi- ne dikkatle bakmak, aslında o yazarın içini görmeye kapı açan bir eylemdir." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Mevlana'nın "Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar." sözüyle "Dervişin fikri neyse zikri de odur." atasözü, akraba sözlerdir. Bunlarla işaret edilen gerçek, dil ve anlatım aslında sözü söyleyenin niyetini veya kastını ortaya koyduğu gerçeğidir. B) Ne anlatıldığını anlamaya nasıl anlatıldığına dik- kat ederek başlamak gerektiğini belirtelim. Meksikalı sanatçı Octavia Paz'ın "İnsan sözcüklerden, söz- cüklerse insandan oluşur." sözü, biçemin zihnimizin aynası ve aklın formu olduğunu ortaya koyar. C) Fransız düşünür Buffon, söz-söyleme biçiminin kişilik- le ilgisine dikkat çektiği Uslup, insanın ta kendisidir." sözünü çok değer buluyorum ve sözlerimi seçerken ruhumu görecekler diye korka korka doğru kelimeleri arıyorum. D) "Konuş ki göreyim seni." demiş Sokrates. Konuşmayı buradaki bağlamına bakarak konuşma tarzı, söz söy- leme biçimi yani özdekini söze dökme biçimi olarak anlamak gerekiyor. Bu da bizi insanın anlatımıyla anlattığı arasındaki yoğun ilişkiye götürüyor. E) Akif, "Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek." dizesiyle güzelliğin, estetiğin "gerçek" yani "hakikat" yükünü taşımaya hizmet etmedikçe değersiz olduğu- nu söyler, bu anlamda yazarın üslubunu onun kıyafeti olarak görmek gerekir; kıyafetin ışıltısı, kişiyi görmeyi engelleyen bir göz kamaşmasına yol açabilir. P TYT 19.
Türkçe
29. 1793 yılına kadar dünyada iletişim ilkel şekillerde
yapılmaktaydı. İletişim aracı olarak ayna, posta
güvercini, ateş yakmak, mektup gibi birçok ilkel yöntem
kullanılıyordu. Günümüze kıyasla kendimizi o zamanın
şartlarında düşünürsek karşımıza pek de iç açıcı bir
sonuç çıkmayacaktır. İletişimin farklı olanaklara ulaştığı
günümüzde telgraf pek değerli görülmese de o zamanın
şartlarında mükemmel bir icat niteliğindeydi. Elektriğin
ilk kez kullanıldığı bu cihaz, Fransız Claude Chappe
tarafından icat edilmiştir. Ondan sonra geliştirilmiştir.
Kulelerin tepelerine yerleştirilen hareketli kollar sayesinde
işaret ve harfler istenilen yere ulaştırılarak telgrafın ilk
adımları atılmıştır. Tarihte ilk iletişim teknolojisi olan telgraf
zamanla daha da geliştirilmiştir. Teknik olanaklarının
artmasıyla, yapılan kuleler daha da geliştirilerek mesafeler
ve telgraf ağı hayli uzatılmıştır.
Bu parçada telgrafla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir
Aletişim olanaklarına getirdiği yeniliğe
Bllkin hangi tarihte kullanılmaya başlandığına
Tik örneklerinin nasıl bir sistemle çalıştığına
D) cadinin ardından kimler tarafından geliştirildiğine
EGünümüz iletişimindeki yerine
30. Kentin olmazsa olmaz mekânlarından biri olarak özünü
Ne çekirdeğini oluşturan mahalle, yaşamın mekânla.
bütünleştiği hatta iç içe geçtiği, yönetsel ve sosyal
manda odak yaşamların
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Türkçe 29. 1793 yılına kadar dünyada iletişim ilkel şekillerde yapılmaktaydı. İletişim aracı olarak ayna, posta güvercini, ateş yakmak, mektup gibi birçok ilkel yöntem kullanılıyordu. Günümüze kıyasla kendimizi o zamanın şartlarında düşünürsek karşımıza pek de iç açıcı bir sonuç çıkmayacaktır. İletişimin farklı olanaklara ulaştığı günümüzde telgraf pek değerli görülmese de o zamanın şartlarında mükemmel bir icat niteliğindeydi. Elektriğin ilk kez kullanıldığı bu cihaz, Fransız Claude Chappe tarafından icat edilmiştir. Ondan sonra geliştirilmiştir. Kulelerin tepelerine yerleştirilen hareketli kollar sayesinde işaret ve harfler istenilen yere ulaştırılarak telgrafın ilk adımları atılmıştır. Tarihte ilk iletişim teknolojisi olan telgraf zamanla daha da geliştirilmiştir. Teknik olanaklarının artmasıyla, yapılan kuleler daha da geliştirilerek mesafeler ve telgraf ağı hayli uzatılmıştır. Bu parçada telgrafla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir Aletişim olanaklarına getirdiği yeniliğe Bllkin hangi tarihte kullanılmaya başlandığına Tik örneklerinin nasıl bir sistemle çalıştığına D) cadinin ardından kimler tarafından geliştirildiğine EGünümüz iletişimindeki yerine 30. Kentin olmazsa olmaz mekânlarından biri olarak özünü Ne çekirdeğini oluşturan mahalle, yaşamın mekânla. bütünleştiği hatta iç içe geçtiği, yönetsel ve sosyal manda odak yaşamların
Türkçe
29. 1793 yılına kadar dünyada iletişim ilkel şekillerde
yapılmaktaydı. İletişim aracı olarak ayna, posta
güvercini, ateş yakmak, mektup gibi birçok ilkel yöntem
kullanılıyordu. Günümüze kıyasla kendimizi o zamanın
şartlarında düşünürsek karşımıza pek de iç açıcı bir
sonuç çıkmayacaktır. İletişimin farklı olanaklara ulaştığı
günümüzde telgraf pek değerli görülmese de o zamanın
şartlarında mükemmel bir icat niteliğindeydi. Elektriğin
ilk kez kullanıldığı bu cihaz, Fransız Claude Chappe
tarafından icat edilmiştir. Ondan sonra geliştirilmiştir.
Kulelerin tepelerine yerleştirilen hareketli kollar sayesinde
işaret ve harfler istenilen yere ulaştırılarak telgrafin ilk
adımları atılmıştır. Tarihte ilk iletişim teknolojisi olan telgraf
zamanla daha da geliştirilmiştir. Teknik olanaklarının
artmasıyla, yapılan kuleler daha da geliştirilerek mesafeler
ve telgraf ağı hayli uzatılmıştır.
Bu parçada telgrafla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir
Alletişim olanaklarına getirdiği yeniliğe
Bilkin hangi tarihte kullanılmaya başlandığına
Ilk örneklerinin nasıl bir sistemle çalıştığına
D) cadının ardından kimler tarafından geliştirildiğine
EGünümüz iletişimindeki yerine
30. Kentin olmazsa olmaz mekânlarından biri olarak özünü
We çekirdeğini oluşturan mahalle, yaşamın mekânla
bütünleştiği hatta iç içe geçtiği, yönetsel ve sosyal
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Türkçe 29. 1793 yılına kadar dünyada iletişim ilkel şekillerde yapılmaktaydı. İletişim aracı olarak ayna, posta güvercini, ateş yakmak, mektup gibi birçok ilkel yöntem kullanılıyordu. Günümüze kıyasla kendimizi o zamanın şartlarında düşünürsek karşımıza pek de iç açıcı bir sonuç çıkmayacaktır. İletişimin farklı olanaklara ulaştığı günümüzde telgraf pek değerli görülmese de o zamanın şartlarında mükemmel bir icat niteliğindeydi. Elektriğin ilk kez kullanıldığı bu cihaz, Fransız Claude Chappe tarafından icat edilmiştir. Ondan sonra geliştirilmiştir. Kulelerin tepelerine yerleştirilen hareketli kollar sayesinde işaret ve harfler istenilen yere ulaştırılarak telgrafin ilk adımları atılmıştır. Tarihte ilk iletişim teknolojisi olan telgraf zamanla daha da geliştirilmiştir. Teknik olanaklarının artmasıyla, yapılan kuleler daha da geliştirilerek mesafeler ve telgraf ağı hayli uzatılmıştır. Bu parçada telgrafla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir Alletişim olanaklarına getirdiği yeniliğe Bilkin hangi tarihte kullanılmaya başlandığına Ilk örneklerinin nasıl bir sistemle çalıştığına D) cadının ardından kimler tarafından geliştirildiğine EGünümüz iletişimindeki yerine 30. Kentin olmazsa olmaz mekânlarından biri olarak özünü We çekirdeğini oluşturan mahalle, yaşamın mekânla bütünleştiği hatta iç içe geçtiği, yönetsel ve sosyal
3.
B
SUPARA
A Kitapçığı
27. Nietzsche'nin "Yaşam nehrini geçmeniz için gerekli olan
köprüyü, sizin için kimse inşa edemez.” uyarısından yir-
mi yıl, James Baldwin'in bu dünyadaki hiçbir şeyin sabit
olmadığına dair varoluşsal kanıtlar bulmak için denize
dönmesinden bir asır önce Melville; Moby Dick adlı ese-
rinde sayısız girdap ve dönüşü, ileri ve geri sıçramaları,
hayatın hikâyesinin bizim aracılığımızla kendini anlattığı
sapmaları ve saptırmaları anlatır. Melville'in öğretisinin
merkezinde bir uyarı vardır: Kendimizi, sonunda tama-
men gerçekleşmiş benliğimiz hâline geldiğimiz ve niha-
BA
CARVAL
AVENGE
yet yaşamın kalıcı olarak sakinleştiği, nihai bütünlüğe
doğru bozulmadan süzüldüğümüz, sürekli bir kişisel
gelişim vektörü olduğumuz yanılsamasından
kurtarmalıyız.
Bu parçadan hareketle
1. Melville'e göre hayat, kendi hikâyesine insanı bir
malzeme yapmaktadır.
-
II. Melville, kişinin kendini gerçekleştirme sürecinde çiz-
gisini bilfiil koruması gerektiğini savunmaktadır.-
III. James Baldwin ve Melville; hayata ve insana dair her
şeyin, devingen bir sürecin parçaları olduğu konusun-
da hemfikirdir.-
IV. Nietzsche'nin, insanın hayata karşı duruşu hakkındaki
düşünceleri Melville'inki ile celismektedir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I, II ve III
E) I, N, III ve IV
28 Saz yapan bilge bir adam, yaptığı sazları satıcıya vermek
için kılıfına koyarken içlerinden birini kenara ayırdı ve
ona "Olabileceğin en iyi saz olmak istiyorsan hos covi polo
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
3. B SUPARA A Kitapçığı 27. Nietzsche'nin "Yaşam nehrini geçmeniz için gerekli olan köprüyü, sizin için kimse inşa edemez.” uyarısından yir- mi yıl, James Baldwin'in bu dünyadaki hiçbir şeyin sabit olmadığına dair varoluşsal kanıtlar bulmak için denize dönmesinden bir asır önce Melville; Moby Dick adlı ese- rinde sayısız girdap ve dönüşü, ileri ve geri sıçramaları, hayatın hikâyesinin bizim aracılığımızla kendini anlattığı sapmaları ve saptırmaları anlatır. Melville'in öğretisinin merkezinde bir uyarı vardır: Kendimizi, sonunda tama- men gerçekleşmiş benliğimiz hâline geldiğimiz ve niha- BA CARVAL AVENGE yet yaşamın kalıcı olarak sakinleştiği, nihai bütünlüğe doğru bozulmadan süzüldüğümüz, sürekli bir kişisel gelişim vektörü olduğumuz yanılsamasından kurtarmalıyız. Bu parçadan hareketle 1. Melville'e göre hayat, kendi hikâyesine insanı bir malzeme yapmaktadır. - II. Melville, kişinin kendini gerçekleştirme sürecinde çiz- gisini bilfiil koruması gerektiğini savunmaktadır.- III. James Baldwin ve Melville; hayata ve insana dair her şeyin, devingen bir sürecin parçaları olduğu konusun- da hemfikirdir.- IV. Nietzsche'nin, insanın hayata karşı duruşu hakkındaki düşünceleri Melville'inki ile celismektedir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I, II ve III E) I, N, III ve IV 28 Saz yapan bilge bir adam, yaptığı sazları satıcıya vermek için kılıfına koyarken içlerinden birini kenara ayırdı ve ona "Olabileceğin en iyi saz olmak istiyorsan hos covi polo
A
A
Türkçe
5. (1) Hayao Miyazaki'nin Oscar Ödüllü animasyon filmi
Spirited Away (Ruhların Kaçışı) ilk kez sinemaya uyar-
lanıyor. (II) Kurduğu dünyalarla her yaştan izleyiciyi
unutulmaz yolculuklara çıkaran Miyazaki; Castle in the
Sky, My Neighbor Totoro, Princess Mononoke gibi film-
lere imza attı. (III) Film, Royal Shakespeare Tiyatrosu
tarafından yazılacak ve yönetilecek. (IV) Şubat 2022'de
ilk gösterimini yapacak olan çalışma; zeki ve cesur
Chihiro'nun taşınmayı umdukları yeni kasabada ailesi-
ni bulmak için atıldığı korku dolu macerayı konu alıyor.
A(V) Filmin animasyonu gibi çok ciddi bir gişe hasılatı
yapması bekleniyor.
A
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I, cümlede sanatçının yapımıyla ilgili bir yenilikten
söz edilmiştir.
B) II. cümlede sanatçının eserlerinin farklı kesimleri ele
aldığı dile getirilmiştir.
C) III. cümlede uyarlamanın bir organizasyon tarafından
yapılacağı söylenmiştir.
D) IV. cümlede yapımın içeriğiyle ilgili açıklama veril-
miştir.
E) V. cümlede ticari getirisi ile ilgili bir beklenti karşılaş-
turmalı olarak verilmiştir.
6. I. Hayat satranç oyununa benzer, çok kez şah dersin
fakat bir kere mat edersin
A
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
A A Türkçe 5. (1) Hayao Miyazaki'nin Oscar Ödüllü animasyon filmi Spirited Away (Ruhların Kaçışı) ilk kez sinemaya uyar- lanıyor. (II) Kurduğu dünyalarla her yaştan izleyiciyi unutulmaz yolculuklara çıkaran Miyazaki; Castle in the Sky, My Neighbor Totoro, Princess Mononoke gibi film- lere imza attı. (III) Film, Royal Shakespeare Tiyatrosu tarafından yazılacak ve yönetilecek. (IV) Şubat 2022'de ilk gösterimini yapacak olan çalışma; zeki ve cesur Chihiro'nun taşınmayı umdukları yeni kasabada ailesi- ni bulmak için atıldığı korku dolu macerayı konu alıyor. A(V) Filmin animasyonu gibi çok ciddi bir gişe hasılatı yapması bekleniyor. A Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I, cümlede sanatçının yapımıyla ilgili bir yenilikten söz edilmiştir. B) II. cümlede sanatçının eserlerinin farklı kesimleri ele aldığı dile getirilmiştir. C) III. cümlede uyarlamanın bir organizasyon tarafından yapılacağı söylenmiştir. D) IV. cümlede yapımın içeriğiyle ilgili açıklama veril- miştir. E) V. cümlede ticari getirisi ile ilgili bir beklenti karşılaş- turmalı olarak verilmiştir. 6. I. Hayat satranç oyununa benzer, çok kez şah dersin fakat bir kere mat edersin A
1
Türk Dili ve Edebiyatı
6.
SAFA, Peyami. XX. yy. yazar ve romancılarından,
1899-15 Haziran 1961, İstanbul. İki yaşında iken,
babası şair İsmail Safa, Sivas'ta sürgünde öldü; do-
kuz yaşında başlayan bir hastalık ve on üç yaşında
hayatını kazanmak zarureti yüzünden okullarda de-
ğil, kendi kendine yetişti; on dokuz yaşına kadar
hem kendine hem de öğretmenlik ettiği okullarda
çocuklara bir rehber oldu. On dokuz yaşında kar-
deşinin teşvikiyle öğretmenlik ve memurluk haya-
tindan basına geçti. Yirminci Asır adında bir akşam
gazetesi çıkardı; orada Asrın Hikâyeleri başlığı altın-
da yazdığı -ilk otuz, kırk tanesi imzasız- hikâyeler,
basında ilk başarıları oldu; o tarihten sonra fikra,
makale, roman yazarı olarak hep gazetelerde çalış-
tı. Ölümünde Son Havadis gazetesi başyazarı bulu-
nuyordu, beyin kanamasından öldü, Edirnekapı Me-
zarlığı'nda gömülü.
Bu parçadan hareketle biyografi türüyle ilgili aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gerçeklik vurgusunun ön plana çıktığı
B) Ele alınan kişinin, bütün yönleriyle anlatıldığı
Nesnel, açık ve yalın bir dil kullanıldığı
Açıklayıcı anlatımdan yararlanıldığı
EX Bilgilerin kronolojik sıraya uygun verildiği
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
1 Türk Dili ve Edebiyatı 6. SAFA, Peyami. XX. yy. yazar ve romancılarından, 1899-15 Haziran 1961, İstanbul. İki yaşında iken, babası şair İsmail Safa, Sivas'ta sürgünde öldü; do- kuz yaşında başlayan bir hastalık ve on üç yaşında hayatını kazanmak zarureti yüzünden okullarda de- ğil, kendi kendine yetişti; on dokuz yaşına kadar hem kendine hem de öğretmenlik ettiği okullarda çocuklara bir rehber oldu. On dokuz yaşında kar- deşinin teşvikiyle öğretmenlik ve memurluk haya- tindan basına geçti. Yirminci Asır adında bir akşam gazetesi çıkardı; orada Asrın Hikâyeleri başlığı altın- da yazdığı -ilk otuz, kırk tanesi imzasız- hikâyeler, basında ilk başarıları oldu; o tarihten sonra fikra, makale, roman yazarı olarak hep gazetelerde çalış- tı. Ölümünde Son Havadis gazetesi başyazarı bulu- nuyordu, beyin kanamasından öldü, Edirnekapı Me- zarlığı'nda gömülü. Bu parçadan hareketle biyografi türüyle ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gerçeklik vurgusunun ön plana çıktığı B) Ele alınan kişinin, bütün yönleriyle anlatıldığı Nesnel, açık ve yalın bir dil kullanıldığı Açıklayıcı anlatımdan yararlanıldığı EX Bilgilerin kronolojik sıraya uygun verildiği
Minimalizm, modern sanat ve müzikte, 1960'larda ortaya
çıkan, sadelik ve nesnelliği benimseyen bir akımdır. O,
günümüzde ise pek çok kişinin benimsediği bir yaşam
biçimidir. Yaşamın gereksiz şeylerden arındırılmasını
ifade eden bir tarzdır. Minimal bir yaşam istiyorsak
neler yapmalıyız? Öncelikle neden minimal bir yaşam
istediğimizi belirlememiz gerekiyor: Daha düzenli
olmak için veya yeni bir macera arayışı... Daha sonra
yaşamımızda gereksiz bulduğumuz şeyleri tespit etmeliyiz.
İhtiyacımız olmayan, kullanmadığınız ne varsa not almalı
ve zamanla hayatımızdan çıkarmalıyız. Bu süreçte
yaptığımız alışveriş de çok önemlidir. Bir ürünü alırken
gerçekten ihtiyacımız var mı, bir gözden geçirmemizde
fayda vardır. Başkalarını kendimiz gibi yaşamaya
zorlamamak için kendi kişisel alanımızı belirleyerek ortamı
minimalize etmeliyiz. Böylece birlikte yaşadığımız kişileri
huzursuz etmeden minimal bir hayat yaşarız.
27. Bu parçadan yola çıkılarak minimal bir yaşam,
I. Titizlik
II. Tutumluluk
III. Bencillik
tutumlarından en çok hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A) Yalnız I
B Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Minimalizm, modern sanat ve müzikte, 1960'larda ortaya çıkan, sadelik ve nesnelliği benimseyen bir akımdır. O, günümüzde ise pek çok kişinin benimsediği bir yaşam biçimidir. Yaşamın gereksiz şeylerden arındırılmasını ifade eden bir tarzdır. Minimal bir yaşam istiyorsak neler yapmalıyız? Öncelikle neden minimal bir yaşam istediğimizi belirlememiz gerekiyor: Daha düzenli olmak için veya yeni bir macera arayışı... Daha sonra yaşamımızda gereksiz bulduğumuz şeyleri tespit etmeliyiz. İhtiyacımız olmayan, kullanmadığınız ne varsa not almalı ve zamanla hayatımızdan çıkarmalıyız. Bu süreçte yaptığımız alışveriş de çok önemlidir. Bir ürünü alırken gerçekten ihtiyacımız var mı, bir gözden geçirmemizde fayda vardır. Başkalarını kendimiz gibi yaşamaya zorlamamak için kendi kişisel alanımızı belirleyerek ortamı minimalize etmeliyiz. Böylece birlikte yaşadığımız kişileri huzursuz etmeden minimal bir hayat yaşarız. 27. Bu parçadan yola çıkılarak minimal bir yaşam, I. Titizlik II. Tutumluluk III. Bencillik tutumlarından en çok hangisiyle ilişkilendirilebilir? A) Yalnız I B Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III