Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

OSYM dadir." demiştik. mesi, insan do a dir Omektir. a benlik savas r türlü yaratma, mez "Sen'den sanlik ipin üre aman, neyi ne biliriz. Yapay amak, üretim- antys kurabil- 22. Asikter , sazlarıyla çeşitli halk şiir örneklerini söyle. yen kişilerdir. Soyledikleri müzikli ezgiler genellikle halk şirinin çeşitli türlerine aittir. Bu türler arasında türküler, koşmalar ve maniler yer alır. Ancak âşıklar hakkında tarihsel bilgimiz azdır. Bu geleneğin ne zaman doğup geliştiği tam olarak bilinmemekte. dir. Osmanlı tarihçileri içinde aşıklık geleneğinden ilk bahseden kişi 16. yüzyıl tarihçisi Mustafa Ali'dir. Mustafa Ali, II. Murad döneminde (1404 - 1451) var- sağı söyleyenlerden bahsetmekle birlikte, dönemi- nin şiir anlayışı divân şiiri olduğu için onları şairden saymaz. Demek ki 15. yüzyılın ikinci yarısına kadar åşıklık geleneği sarayda da kabul görmekteydi. Ne var ki "İmparatorluk Dönemi'yle birlikte aşıklık ge- leneği, sarayın ve yönetici sınıfların hayat alanının dışına atılmıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı Ülkesinde yerleşen "Imparatorluk geleneği" ile birlikte, halk ile iktidar sahipleri ara- ağıdakiler namayacak şadığımız Hiyiz. aşamımızı sindaki ayrışma kesinleşmiş, bu da hem sarayda- ki zevklere hem de Osmanlı belgelerine yansımıştır. Bu parçadan aşıklarla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? Se nede- eğerleri A) Bazı dönemlerde şair olarak görülmediklerine BX Haklarındaki bilgilerin sınırlı olduğuna Osmanlı zamanında sanatsal bir ayrıma uğra- diklarina D) Ortaya çıkışlarıyla ilgili kesin bir bilgilerin olma- yışına E) Halk kültürü açısından önemlerine

29. Hümanizmin Avrupa'nın tamamında kendini dayattığı bir dönemde, bu akımın en belirgin etkisini din dışı müzikte görebiliriz. Mesela madrigal üzerinde duralım. Çünkü Rönesans'ın tüm müzikal biçimleri arasında hümanist etkileri içine alacak ve operanın yükselişini hazırlayacak olan madrigaldir. Aynı hamleyle İtalya'yı da müzik alanında Avrupa uluslarinin birinci sırasına yerleştirir. Madrigalin kökeninde yazınsal bir olay da yer alır: Petrarca'nın şiirinin keşfedilmesi. Pietro Bembo 1501'de onun Conzoniere'sini yayınlayarak bir metin müziği, sözcüklere ve hecelere bağlanan bir dil müziği keşfeder. Bu parçadan "madrigal" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulasılamaz? AY Din dışı müziği örneklendirebilecek bir türdür. B) Operanın değer kazanmasında etkili olmuştur. C) Hümanizmin ortaya çıkmasında önemli bir etkendir. D) Italya kökenli olup İtalya'yı müzik alanında temsil etmiştir. EYEdebî bir kökeninin de olduğu söylenmektedir. .

Türkiye'de çocuk ve ilk gençlik edebiyatının oluşu- mu ve gelişim evreleri, yazar merkezli bir yol iz- lemiştir. Bu nedenle değişen çocuk edebiyatından ve çocuklukla atbaşı giden ekollere dayalı bir ede- biyattan söz edemeyiz. Çocuk edebiyatı gelene- ğimizin niçin geç geliştiği konusunda bazı önemli nedenler sıralanabilir: Çocuğa yönelik değer algi- mizda küçümsevici tutumun sürmesi, öğrenmeyi ve merakı öldüren eğitim sisteminin yazı kültürünü ve okumayı sevdiremeyişi, çocuğa özgü özgürleş- tirici gelişim anlayışı verine, koruyucu yaklaşımla- rin tercih edilmesi; okul öncesi, çocuk ve ilk gençlik edebiyatı öğretiminin zamanında başlamaması ve amacının belirsizliği, medya toplumunda çocuk ve ilk gençlik edebiyatındaki islev dečisimhsin ge- rektiği gibi kavranamayışı, çocuk edebiyatı yazar geleneğinin edebiyat çevreleri tarafından kücüm- senmesi... 37. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Tür- kiye'de çocuk edebiyatının geç gelişmesinin enlerinden biri değildir? * eğitiminde çocukların yaş gruplarının nasi alli öğretimde önemli koruyu- edding 344 highlighter STK Skin evrilmeni E) Eğitim sisteminden. ma yazma etkinliklerinin I... 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi cikarılamaz? A) Çocuğa yaklaşımdaki küçümseyici tavır, çocuk edebiyatının ilerlemesine zarar vermiştir. 8) Eğitim ortamında çocuklara okuma ve yazmayı sevdirecek uygulamalar azdır. C) Türk edebiyatında çocuklara yönelik yapıtlar, toplumda yeterli ilgiyi görmemiştir. Di Edebiyat ortamının tutumu, çocuk edebiyatının gelişimini olumsuz etkilemiştir. E) Basın yayın dünyası, çocuk edebivatına uyum sağlamada başarısız olmuştur.

Vetkileyen unsurlardan biridir. 6. Bugs Bunny çizgi film karakteri, havucu ağzından düşürmüyor; çizgi film karakteri olan Fred Çakmaktaş, bufalo etine bayılıyor; yine çizgi karakterler olan Ninja Kaplumbağalar acıktıkları zaman kendilerine pizza ziyafeti veriyor; İtalyan yemeği olan lazanya, Garfield adli obur kediyle âdeta özdeşleşmiş. Bu parça, aşağıdakilerden hangisinin göstergesi olduğu düşünülemez? A) Bazı yiyeceklerle çizgi film karakterleri arasında sıkı bir ilişki vardır. B) Çizgi filmlerin çocukların beslenme alışkanlıkları üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. C) Kimi yiyeceklerin tanıtımı çizgi film karakterleri aracılığıyla da gerçekleşmektedir. D) Çocukların yemek kültürünün yerleşmesinde sadege çizgi film karakterlerinden yararlanılmaktadm E) Kimi yiyeceklerin adı geçtiğinde akıllara belli çizgi film karakterleri gelmektedir.

bir- oru- 36 - 37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. lar. lim CÜ- Cl- öz Z (1) Elektrikli yılan balığı, Yeni dünya biçak balıkları ta- Kimindan elektrik üreten sıra dışı bir tür olan elektrik- li yılan balığı, Güney Amerika'nın kuzeydoğusundaki Amazonlar ve Orinoco bölgelerinde, çamurlu ve ok- sijen bakımından fakir tatlı sularda yaşar. (1) Boyu 2,5 metreyi, ağırlığı 20 kilogramı bulabilir. (III) Geniş, oval ve yassı olan kafası, heybetli bir ağzı vardır. (IV) Yılan balığı, çok özel bir yapıya sahip olan sinir sistemi saye sinde yüksek dozda elektrik akımı üretir. Yilan bali- ğı havada yaşasaydı ortaya çıkan bu akim bin ampere yakın olurdu. Bu durumda hayvanın vücudu 500 volt- luk bir pil hâline gelirdi. (VI) Fakat su, ilave bir çıkış yo- lu sağladığı için akım küçülür. 1- < 36. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? KOD Yayınları ® A) U Bly B) IV C) IV DIY E) VI 37. Bu parçada elektrikli yılan balığı ile ilgili, fiziksel özellikleri, hangi iklim koşullarında yaşadığı, diğer türlerinden ayrılan özellikleri, Ikerlerede ve hangi ortamda yaşam sürdüğü W verilenlerden hangilerinden söz edilmiştir? A) I ve II B) II ve IT C) I ve IV D) X ve E) Yalnız ill

3 kilerin hangisi Günümüzde geleneksel geniş aile tipi hızla çekirdek alleys yor ve mimari yaplasmade youlamalar da buna akilde gerçekletiriliyor, bu durumun bir sonucu mimarisinden esinlenilmiş konutlar kırsal DENEME - 14 1. Bu testte 40 Türkçe Sorusu vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için aynlan kısmına işaretleyiniz. 1. Çeviri yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar 3. "Yoksul düşmüş vardır. Bunlara dikkat edilirse yapılacak çeviri daha kali- ancak adli bir teli olacaktır. Tercüme yaparken veya yaptırırken dikkat yabancı komuta edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi çeviri sizden on para yapacak kişinin veya aracın doğru bir seçim olduğundan Bu cümledek emin olmaktır. Çünkü çeviri yapacak kişinin gölgesini anlam aşağıd metnin zemininden sıyırarak çeviriyi yapması beklenir. A) Zor duru Çeviri yaptırırken eğer kullanılacaksa çeviri araçlarının doğruluğunun araştırılması gerekir. Bunlara dikkat edil- göstermi mesi yapılacak çevirilerin daha doğru ve güvenilir olma- B) Bunlar sini sağlayacaktır. pacakla Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? C) Onların çaba s A) Metindeki olaylara kapılmamak D) Kendi kapat B) Kişisel görüşlere yer vermemek C) Çevrilecek metni titizlikle incelemek E) Ekip uyar D) Okur tarafından iyi anlaşılmasını sağlamak E) Çeviri yapılacak dilin kurallarına bağlı kalmak 4. I 2. "Bir çocuk matematikte kötü, teniste iyiyse çoğu insan matematik dersi aldırır. Oysa ben tenis dersi aldırırım." Deepak Chopra

DENEME - 14 29. Ç n run içinde fa 27. Amerikan iş adamı ve yazar Seth Godin, The Dip kitabi- nin ön sözünde, “20 yıl önce okuduğum bir kitap hayatımı değiştirdi. Büyük Düşünmenin Büyüsü diye bir kitaptı. Bugün, kitabın içinden hiçbir şey hatırlamıyorum. Hatırla- dığım tek şey, 'başarı'nın ne olduğuyla ilgili görüşümü değiştirdiği..." ifadelerini kullanır. d m el bir um t ÜNCE ni bir klari Bu parçada bahsedilen kişiyle ilgili durum, 1. Okunan kitaplara dair bilgiler unutulabilmektedir. si II. Kitaplar, hayata ya da olaylara farklı bir bakış açısı kazandırır. en AL III. Kitap okuma motivasyonu kişiden kişiye değişir. yargılarından hangisini desteklemek için örnek veri- lebilir? A) Yalnız! B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III

A TYT/Türkçe P 35. - 36. So 34. Ashgıdaki parçalardan hangisi "Akademik eleştiriyi benimseyen bir eleştirmen incelemelerinde neleri dista birakabilir?" sorusuna cevap vermektedir? A) Akademik eleştiriye göre eleştiriye tabi tutulmuş edebt eserlerde hangi ogelere odaklanıtacağı, metnin hangi anlam katmanlarında gezintiye çıkılacagı önceden kestirilemez. Okumalaria metindeki derin anlamlar gün yüzüne çıkarılır . Fark edilmesi için bilimsel dikkat ve sanatçı duyarlığı gerektiren noktalar okurlarla paylaşılır. B) Akademik eleştirinin gösterdiği metotla hareket eden, onun can alıcı noktalarına dikkat kesilen eleştirmen, etkin bir okuma çabasının sonucunda yeni bir edebi eser ortaya çıkarmış olur. Akademik eleştiride, biçim- içerik bütünleşmesi önemsenirken edebi metinlere uygulanacak tek bir kalıp veya bir şablon olamayacağı, kuramı geliştirenler tarafından dile getirilmişti. Birinin sözünde gözleriniz işir. farkli bakış aç serdiğinde bur insanı. Geling Bu yüzden ins çekinmektedir kontrol etmed gören oldu mu goren karizma!)" Bili "Vah!" verir: "Hah ha kalsın ölecek bastığımız ye gerekmez mi düşene, elbis saf kimselere korkanlara go durumlarını y korkusu nede alıkoymaktad "diyece Sr Yeni eleştirinin, yapısökücü postmodernist aşamadan sonra dönüşerek günümüze ulaşan biçimi olan akademik eleştiri, inceleme için bir makro plan sunmakla yetinmez. Bazen de metinde gizlenmiş anlamları bulmayı öğütler. Metni bir cümle gibi kabul edip unsurlarına ayırma prensibine dayanan "çözümleyici dikey okumayı" öğretir. Edebi eserlerin sanatsal estetik değerini ortaya koymayı ve nesnel ölçütlerle metinleri incelemeyi gaye edinen metin merkezli kuramlar, akademik eleştiri adıyla sistemleştirilebilir. Metin merkezli yapısalci tenkit anlayışları da nihayetinde bu tutumu gerektirmektedir . 35. Bu parç asagida Insa toplu nede E) Eleştiri yazısını edebi eserin kendisi gibi biricik kilan akademik eleştiri, ayrıntılı inceleme planının belirlenmesinde yol göstericilik yapar. Bu anlayıştaki eleştirmen, makro plan üzerinden okumalarını yaptıktan sonra ayıklamalar neticesinde geriye sadece gerekli ve önemli gördüğü unsur ve çıkarımları tutar. BY Gülc ölçü c) GU Jeinc Dy Olm halle GOL 1 - dun 36. Bu par A) Um

A TYT/Türkçe 33 ✓ V 32. Amerikalı eleştirmen, sanat teorisyeni ve felsefeci Arthur Danto; seksenli yıllarda sanatın sonu tezi ile tanınmıştır. Danto'nun sanatın sonu tezi, sadece sanatın veya belli tárden bir sanat stilinin bitişini söylememektedir. Danto, sanatı anlamlandıracak bir anlatının imkânsız olduğunu söylemektedir . Sanat, çoğulcu bir kültürde çoğul stiller halini almıştır. Danto, Amerikan sanatında altmışlı yıllarda görülen değişimi esas alarak sanatın sonu tezi düşüncesini kurmuştur. Sanatın sonu tezi, yirminci yüzyıl Batı sanatındaki değişimlerin ele alındığı sanatın yeni bir evreye Warhol'un sesidir. Danto, özellikle Amerikalı sanatçı Andy l'un sanatına odaklanmıştır. Warhol'un sanatı, sanatın sonu düşüncesine ilham vermiş ve yeni sanatın sayılmıştır. Sanat açısından geçen yüzyılın sanat tartışmalarında önemi olan Danto'nun teorileri, estetik ve ontolojiyi karşılaştırma konusunda önemli fikirler verebilmesiyle önemli sayılmaktadır. Bu parçadan Arthur Danto ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Oluşturduğu sanat eserleriyle yeni bir sanatın habercisi olduğuna B) Teziyle sanatın farklı bir safhaya geçişini belirttiğine CH Andy Warhol'uh senatusailinceleyerek tezini terpelle petrdiğine lavni bazi teorisi > D) Ønceki asrin sanat tartışmalarında dikkate alınan teoriler ortaya attığına E) Amerikan sanatını inceleyerek tezini ortaya koyduğuna

1 BBB gama cellikleri TÜRKÇE B 19. Sembollere tek bir anlam atfetmek mümkün değildir. Sembol çok anlamlıdır. Onun güzelliği de budur. Semboller bu yüzden bizi hayal kurmaya iter. Göbeklitepe'deki figürde çoğunlukla erkek, yırtıcı hayvanlar var. Bölgede heykeller de var. Heykellerin muhafız olup buradaki kutsal alanı skoruduğuna dair yorumlar görüyorum. Bu hayvanların orada yaşamış gerçek hayvanlar olduğunun ve sembolik olmadığının altını çizmek gerekir. O dönemde Harran böyle kurak bir yer değildi. İklim değişikliklerinde ilk yeşeren bölge orasıydı. Son Buzul Çağı'ndan yeni çıkılmıştı. Yerleşime, insan hayatına ve avcılığa en elverişli bölgeydi. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? elidir? E) V A) Sembollerin anlamları üzerinde mi çalışmalar yapıyorsunuz? B) Simgelerin güzelliği, doğadaki hayvanları taklit etmesinden mi gelir? C) Göbeklitepe'deki simgesel işaretler ne anlama gelmektedir? D) Bir sembol ortaya çıkarken ne tür süreçlerden geçmektedir? E) Göbeklitepe'nin Harran'da olması sembolleri nasıl etkilemiştir? polimal Online bred ons nie 20. Bence hayatın amacı kendini gerçekleştirmek ve bir şeyler üretmek. Üretmeyen

29. Varlıkları ve özellikle insanı oldukça farklı biçimlerde yorumlayan ve ele alan pek çok düşünür, sanatçı ve uzman bulunmasına rağmen bu konuda, çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüşler de mevcuttur. Bunlardan birisi, insanın diğer tom nesnelerden ve canlılardan farklı bir varlık olduğu düşüncesidir. Pek çok kişiye göre insan; bir nesneden, bir hayvandan daha fazla" ve daha farklı bir canlıdır. Bu yüzden de insan; bir nesneyi ve hayvanı inceler gibi laboratuvar ortamında incelenmemeli, o, bir fiziksel veya biyolojik yapı olarak ele alınmamalıdır. Dolayısıyia insanın ne olduğunu değil, kim olduğunu ve neler hissettiğini araştırmak gerekir. Çünkü insan her an değişen yaratıldığı gibi kalmayan, özgür seçimiyle varlığını şekillendirebilen bir varlıktır. Bu parçada asağıdakilerden hangisine değinilmemistir? AVInsanoğlunun duygusal ve düşünsel yönüne LB Varlıkları inceleyenlerin kimi ortak düşüncelerine C) Ingeha ilişkin araştırmalarda dikkat edilecek noktaya D) Varlık kavramını oluşturan ögelerin neler olduğuna Esanın kendini değiştiren ve geliştiren bir canlı Olduğuna

yak- akci eği- Ini- da nin da va 23. Feodal ekonomik yapı basittir. Soylunun toprağında üre- tim yapıp gereken çok az miktarı kendine ayırdıktan sonra geriye kalanı soyluya veren köylüler, ana üretici güçtür. Ticaret gelişmediği için uzmanlaşmış bir ekonomi ve ge- lişmiş iş bölümü yoktur. Üretim toprakta yapıldığından zenginliğin ölçüsü topraktır. Roma düzeninin sağladığı ortamda gelişen ticaret, Cermen istilaları ile durma nok- tasına geldikten sonra her feodal beylik kendine yeter bir ekonomi kurmuştur. Böylece, feodal beylikler dışa kapalı topluluklar hâline gelmiş, etkileşim en aza inerek gelişme- nin önü kesilmiştir. Ürünün ticaretle satışı ve alışı olma- dığından, pazar ekonomisi ve dolayısıyla rekabet ortamı oluşmamıştır. a- li e Bu parçadan feodal ekonomik yapıyla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Taşınabilir servet olgusu gelişmemiştir. B) Feodal ekonomik yapı, Avrupa'daki ekonomik denge- lerin değişmesiyle etkisini kaybetmiştir. C) Gelişimin önünün kapalı olmasının temelinde feodal düzenin ekonomi modeli vardır. D) Feodal piramidin alt tabakasını oluşturan köylüler, üretim faaliyetlerinin lokomotifi durumundadır. ✓ E) Ithalat ve ihracat kavramlarından söz edilemez.

1. "Bazı eserler vardır ki bir tablonun alt köşesine atılmış belirgin bir imzadan daha etkili bir şekil- de sanatçılarını gösterir." cümlesinde söz ko- nusu eserlerin hangi özelliği vurgulanmıştır? A) Sanatçının karakteristik özelliklerini tam yansıtma B) Başarısıyla öteki eserlerden ön planda olma C) Yazarın diğer eserlerinden farklı özellikler ta- şima D) Birçok eserin arasında kendini belli etme E) Kapalı anlatımıyla mesajini perde arkasın- dan verme

1. Şiir ile düzyazıyı birbirine karıştırdıkları, bir çeşit şiir şeklinde fakat şiir tadından uzak metinler yazdıkları için Tanzimat ve Servetifünun şairleri- nin birçoğu şair olamamıştır. Bu cümleye göre Tanzimat ve Servetifünun sanatçılarının gerçek şair olamamalarının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazınsal türlerin gerektirdiği şekil kurallarına uymamak B) Sanatsal değerden uzak şiirler yazmak C) Ölçü ve uyak gibi unsurlara değer verme- mek D) Eski şiir şekillerini kullanmaya devam etmek E) Aşırı süslü ve sanatlı dil kullanmak

onu Bu dar arka sokak bulunduğu semtin adını almıştır: Sinekli 7. Hay Bakkal. Evler hep ahşap ve iki katlı, köhne çatılar; karşıdan cek karşıya birbirinin üstüne abanır gibi uzanmış eski zaman so- kar kakları... Köşenin başında durup bakarsınız. Her pencerede kırmızı toprak saksılar ve kararmış gaz sandıkları... Saksılarda Ço al, beyaz, mor sardunya, küpe çiçeği, karanfil... te! Rabia, Selim Paşa Konağı'nın geniş caddesine çıkınca yeni bir kis dünya keşfetmiş gibi sevindi. Iki tarafı büyük bahçeler içinde, bahçe ortalarında konaklar, her kapının önünde büyük fener- ler... Kapılardan birine uşağın ardı sıra girdi. Hanımelleri, ya- semin ve akasya kokuları, fiskiyenin şırıltısı... Bunlar çocuğun yüreğine tatlı bir çarpıntı verdi. nd Z Halide Edip Adıvar'ın "Sinekli Bakkal" romanından alınan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylene- mez? A) Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiş, duyu aktarması yapılmıştır. B) Yapıyı oluşturan unsurlardan özellikle mekâna ait bilgiler verilmiş; olay örgüsü, zaman ögelerine değinilmemiştir. C) Metinde roman kişilerinden sadece Rabia vardır. D) Kahramanın bulunduğu mekânda mutlu ve huzurlu olduğu belirtilmiştir. E) Kahraman anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır. Yazıt Yayıncılık

Paradoks Paragraf Deneme 18 10. Sa daha 9. uluk kuya a icra mizin mda kölesi zantisi mu az. Yataktan fırlayıp pencereye dikildim. Bizim evin yüksekteki bahçesi, alttaki evin bahçesine bakardı. Odama ayna, muhakkak oradan tutuluyordu. Pembe şeftali çiçeklerinin arasına bir hasıra oturmuştu. Arkasına bir sandalye koymuştu. On üç, on dört yaşlarında bir kızdı. Pencerede kalakaldım. Elindeki aynanın işığı gözüme değdikçe, ellerimi yüzüme kapamiyor, gözlerimi kırpmadan dimdik bakıyordum. Ertesi gün, benim de elimde bir ayna vardı. O, ince ince gülerek gözlerini aynamın aksinden kaçırmaya çalışıyordu. Bu oyun, hiçbir zaman yarım saatten fazla sürmez; o, bahçeden evine saçlarına yağmur damlaları dökerek girer, ben yine yatağıma dönerdim. Ertesi gün yine güzel bir sabah başlar, yine önce onun aynasının işığı bir melek gölgesi gibi odamın duvarında koşar, sonra yine yerleşmek ister gibi titreye titreye duvara asilir kalirdi. Yine ben gözlerimi kırpmadan onun ayna ışığına, o gözlerini güzel elleriyle siper ederek benim ayna ışığıma bakardık. Sonra yine kırkikindi yağmurları başlardi. en nde iyi tir n na tonguç kampüs -in Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak 1. Betimleyiei ögelerden yararlanılmıştır. II. Değişik cümle türleri kullanılmıştır. III. Benzetmeye yer verilmiştir. IV. Üçüncü kişili anlatımla biçimlendirilmiştir. yargılarından hangileri söylenemez? Bitve III C) Yalnız III D) Yalnız IV Elit ve TV A) I ve TI nen