Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

nk
ar,
na
nu-
ca
an-
cak
Fül-
ve
asil
7. (1) Sinema seyircisinin en çok duyduğu replik nedir, diye
sorsak "Olmak ya da olmamak." repliği, açık ara birinciliği
alır. (II) Zira William Shakespeare'in çağlara meydan oku-
yan, ihtiras, intikam, iktidar hırsı, kararsızlık ve delilikle dolu
eseri Hamlet, ellinin üzerinde uyarlamayla başka anlati sa-
natlarından sinemaya en çok aktarılan eser unvanını taşır.
(III) Demek ki sinema tarihi boyunca hiçbir edebiyat yapıtı,
hiçbir tiyatro metni, yedinci sanatın yaratıcılarını bu denli
büyülememiş. (IV) Klasik tiyatro, geniş kitleler üzerindeki
gücünü sinemaya kaptırsa da sinema insanlık trajedisini
anlatmak için Shakespeare'in ruhunu yardıma çağırıyor.
(V) Hamlet, babasının öcünü almak için yaşamını yitiriyor
ama tiyatro sanatının ışıltısını gölgeleyen sinemadan inti-
kamını ölümsüzlüğüyle alıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede anlamca kesinlik söz konusudur.
B) II. cümle kendinden önceki cümlenin gerekçesidir.
C) III. cümlede çıkarım yapılmıştır.
D) IV. cümlede mecazlı söyleyiş vardır.
E) V. cümlede öznel anlatımdan yararlanılmıştır.
kça
ize
söz
AYDIN YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
nk ar, na nu- ca an- cak Fül- ve asil 7. (1) Sinema seyircisinin en çok duyduğu replik nedir, diye sorsak "Olmak ya da olmamak." repliği, açık ara birinciliği alır. (II) Zira William Shakespeare'in çağlara meydan oku- yan, ihtiras, intikam, iktidar hırsı, kararsızlık ve delilikle dolu eseri Hamlet, ellinin üzerinde uyarlamayla başka anlati sa- natlarından sinemaya en çok aktarılan eser unvanını taşır. (III) Demek ki sinema tarihi boyunca hiçbir edebiyat yapıtı, hiçbir tiyatro metni, yedinci sanatın yaratıcılarını bu denli büyülememiş. (IV) Klasik tiyatro, geniş kitleler üzerindeki gücünü sinemaya kaptırsa da sinema insanlık trajedisini anlatmak için Shakespeare'in ruhunu yardıma çağırıyor. (V) Hamlet, babasının öcünü almak için yaşamını yitiriyor ama tiyatro sanatının ışıltısını gölgeleyen sinemadan inti- kamını ölümsüzlüğüyle alıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede anlamca kesinlik söz konusudur. B) II. cümle kendinden önceki cümlenin gerekçesidir. C) III. cümlede çıkarım yapılmıştır. D) IV. cümlede mecazlı söyleyiş vardır. E) V. cümlede öznel anlatımdan yararlanılmıştır. kça ize söz AYDIN YAYINLARI
23 Yazar
Tarık Buğra'nın yirmi iki yaşında yazmış olduğu
ilk romanı "Yarınların Romani" dahil tüm romanlan-
ni okudum. Ne yazık ki nehir roman tarzında yazdı
ğı romanlarının sonuncusunu okuyamadım. Bir de
gezi yazısı türünde kaleme aldığı eserini okumayı
çok istiyorum.
Eleştirmen:
- En beğendiğiniz ve en az beğendiğiniz romanla-
nini sorabilir miyim?
Yazar:
Şeyh Sait ve Dersim isyanlarının bastırtıldığı
1929 yılındaki büyük ekonomik buhran ve kuraklık
yıllarındaki dönemi el alan ve Takrir-i Sükun ya-
saları ile her tür muhalefetin yok edildiği, "Atatürk
devrimleri" nin yürürlüğe girdiği dönem üzerinden
1981 yıllarındaki sürece atıflarda bulunan Anado-
lu'yu taşra insanlarının dilinden tasvir etmeyi ba-
şardığı romanı beni çok etkilemişti bununla birlikte
Türkiye'nin çok partili hayata geçiş sürecinin son
dönemlerini, toplumun sorunlarını ve yaşadıklarını
bir aşk öyküsü etrafında anlattığı romanı biraz sığ
kalmış.
Eleştirmen:
Size katılmiyorum. Eserlerinde toplumsal ça-
tışmaları psikolojik açılardan gören yazar, sanatın
gerçekliğini toplum gerçekliğinin karşısına çıkartan
roman ve hikâyelerinde toplumumuzun tarihini, or-
tak değer yargılarını, sorunlarını işleyen Tarık Buğ-
ra'nın bu eseri benim için bir başyapıt.
T
M
w sa O
P
S
E
R
- - Um
S
Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden han
gisine ulaşılamaz?
A) Yazar, Firavun imanı" romanını henüz okuma-
mıştır.
B) Eleştirmene göre "Dönemeç" Tarık Buğra'nın
başyapıtıdır.
C) Yazarın en çok beğendiği Tarık Buğra romani
Yağmur Beklerken'dir
D) Eleştirmen için Yağmuru Beklerken Tarık Buğ-
ra'nın gerçek gücünü yansıtmakta yetersizdir.
E) Yazar, Gagaringrad (Moskova Notları) adlı eseri
okumayı istemektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
23 Yazar Tarık Buğra'nın yirmi iki yaşında yazmış olduğu ilk romanı "Yarınların Romani" dahil tüm romanlan- ni okudum. Ne yazık ki nehir roman tarzında yazdı ğı romanlarının sonuncusunu okuyamadım. Bir de gezi yazısı türünde kaleme aldığı eserini okumayı çok istiyorum. Eleştirmen: - En beğendiğiniz ve en az beğendiğiniz romanla- nini sorabilir miyim? Yazar: Şeyh Sait ve Dersim isyanlarının bastırtıldığı 1929 yılındaki büyük ekonomik buhran ve kuraklık yıllarındaki dönemi el alan ve Takrir-i Sükun ya- saları ile her tür muhalefetin yok edildiği, "Atatürk devrimleri" nin yürürlüğe girdiği dönem üzerinden 1981 yıllarındaki sürece atıflarda bulunan Anado- lu'yu taşra insanlarının dilinden tasvir etmeyi ba- şardığı romanı beni çok etkilemişti bununla birlikte Türkiye'nin çok partili hayata geçiş sürecinin son dönemlerini, toplumun sorunlarını ve yaşadıklarını bir aşk öyküsü etrafında anlattığı romanı biraz sığ kalmış. Eleştirmen: Size katılmiyorum. Eserlerinde toplumsal ça- tışmaları psikolojik açılardan gören yazar, sanatın gerçekliğini toplum gerçekliğinin karşısına çıkartan roman ve hikâyelerinde toplumumuzun tarihini, or- tak değer yargılarını, sorunlarını işleyen Tarık Buğ- ra'nın bu eseri benim için bir başyapıt. T M w sa O P S E R - - Um S Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden han gisine ulaşılamaz? A) Yazar, Firavun imanı" romanını henüz okuma- mıştır. B) Eleştirmene göre "Dönemeç" Tarık Buğra'nın başyapıtıdır. C) Yazarın en çok beğendiği Tarık Buğra romani Yağmur Beklerken'dir D) Eleştirmen için Yağmuru Beklerken Tarık Buğ- ra'nın gerçek gücünü yansıtmakta yetersizdir. E) Yazar, Gagaringrad (Moskova Notları) adlı eseri okumayı istemektedir.
Farkındalık Testi - 4
«
rili şiirler
sanatçı,
ürünler
olmaya
bir ya
anesi-
aman
avaş-
Coma
aşla-
sitap
enra
'ya
ala-
erle
başarı-
erden
Thcini
liğer
ina
rca
vle
a-
ak
n
n
11. Batı'daki "Doğu meraki" Binbir Gece Masalları'nın
? 17. yüzyılın sonunda Fransızca ve sonra Ingilizceye
çevrilmesiyle başlamıştı. (1) Ozellikle Ingiliz ve Fran-
siz soylular için Doğu seyahati "olmazsa olmaz" bir
ritüel oldu. Buharlı gemilerin ve trenlerin icadıyla me-
safeler iyice kısaldı. Seyahatnameler başlı başına bir
külliyat oldu. (2) Bunların bir kısmı, devlet destekliy-
di. Bilim insanları ve gezgin kaşiflerin elçilik heyetle-
rinde yer alması zaten öteden beri önemli bir adetti.
Doğa bilimci Pierre de Tchihatchef (Çihaçef) de bu
adete uygun olmak üzere 1845'te Istanbul'daki Rus
elçiliğine gelmiş. Çihaçet, aslında bir Rus prensiydi.
(3) Berlin Münih ve Paris'te Jeoloji eğitimi almış.
Bunu Petersburg'da zooloji, botanik ve astronomi
dersleri izlemiş. Sibirya'nın da "Küçük Asya' dediği
Istanbul'dan Mısır'a uzanan bölgenin jeolojik, bota-
nik, zoolojik incelemelerini içeren eserleri literature
geçirmiş.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi
için
1. Bilim insanları da kendi amaçları için geziler
yapmaya başladı.
II. Hem çok gezen hem çok bilen biri olmayı başar-
mıştı.
III. Bir zaman sonra Doğu'nun gizemini keşfetmek
isteği, bir moda başlattı.
numaralı cümlelerin hangileri sırasıyla (1), (2) ve
(3) ile gösterilen yerlere getirilmelidir?
1
2
3
11
III
1
B
III
11
D)
E)
Soru Bankası
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Farkındalık Testi - 4 « rili şiirler sanatçı, ürünler olmaya bir ya anesi- aman avaş- Coma aşla- sitap enra 'ya ala- erle başarı- erden Thcini liğer ina rca vle a- ak n n 11. Batı'daki "Doğu meraki" Binbir Gece Masalları'nın ? 17. yüzyılın sonunda Fransızca ve sonra Ingilizceye çevrilmesiyle başlamıştı. (1) Ozellikle Ingiliz ve Fran- siz soylular için Doğu seyahati "olmazsa olmaz" bir ritüel oldu. Buharlı gemilerin ve trenlerin icadıyla me- safeler iyice kısaldı. Seyahatnameler başlı başına bir külliyat oldu. (2) Bunların bir kısmı, devlet destekliy- di. Bilim insanları ve gezgin kaşiflerin elçilik heyetle- rinde yer alması zaten öteden beri önemli bir adetti. Doğa bilimci Pierre de Tchihatchef (Çihaçef) de bu adete uygun olmak üzere 1845'te Istanbul'daki Rus elçiliğine gelmiş. Çihaçet, aslında bir Rus prensiydi. (3) Berlin Münih ve Paris'te Jeoloji eğitimi almış. Bunu Petersburg'da zooloji, botanik ve astronomi dersleri izlemiş. Sibirya'nın da "Küçük Asya' dediği Istanbul'dan Mısır'a uzanan bölgenin jeolojik, bota- nik, zoolojik incelemelerini içeren eserleri literature geçirmiş. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1. Bilim insanları da kendi amaçları için geziler yapmaya başladı. II. Hem çok gezen hem çok bilen biri olmayı başar- mıştı. III. Bir zaman sonra Doğu'nun gizemini keşfetmek isteği, bir moda başlattı. numaralı cümlelerin hangileri sırasıyla (1), (2) ve (3) ile gösterilen yerlere getirilmelidir? 1 2 3 11 III 1 B III 11 D) E) Soru Bankası
23. Yapısalcılık ve İşlevselcilik akımları süregelirken Watson ta-
rafından ortaya atılan Davranışçılık görüşü, psikolojinin yeni
bir bilim dalı olarak felsefeden miras kalan bilinç, ruh gibi kav-
ramlardan uzaklaşıp nesnel ve somut olarak incelenebilir özel-
likler üzerinde çalışılması gerektiğini söylemiştir. Onlara göre
incelenmesi gereken gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlardır.
1920'li yıllarda Watson ile başlayan davranışçılık yaklaşımı, evi-
rilip gelişerek 1970'lere kadar sürmüş ve psikolojinin egemen
görüşü olmuştur. Watson'a göre insan dünyaya yalnızca basit
reflekslerle donanmış olarak gelmekte ve tüm özelliklerini yaşa-
dığı çevre içinde, temel refleksleri üzerine inşa olan öğrenilmiş
davranışlar ile yani klasik koşullanma ile edinmektedir.
Bu parçadan hareketle "davranışçılık” ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A) Davranışçılık görüşü ortaya çıktığında hâlihazırda iki farklı
psikoloji görüşü vardı.
B) Davranışçılıkta esas olan metafizik ögelerin yerini gerçekli-
ğin almasıdır.
C) Davranışçılık, felsefenin bilgi birikimi ve tecrübeleri üzerine
kurulmuş ve gelişmiştir.
D) Davranışçılığa göre insan yaşarken öğrenip olgunlaşan bir
varlıktır.
E) Yarım asırlık bir süre içinde psikoloji biliminin hâkim anlayışı
davranışçılık olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
23. Yapısalcılık ve İşlevselcilik akımları süregelirken Watson ta- rafından ortaya atılan Davranışçılık görüşü, psikolojinin yeni bir bilim dalı olarak felsefeden miras kalan bilinç, ruh gibi kav- ramlardan uzaklaşıp nesnel ve somut olarak incelenebilir özel- likler üzerinde çalışılması gerektiğini söylemiştir. Onlara göre incelenmesi gereken gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlardır. 1920'li yıllarda Watson ile başlayan davranışçılık yaklaşımı, evi- rilip gelişerek 1970'lere kadar sürmüş ve psikolojinin egemen görüşü olmuştur. Watson'a göre insan dünyaya yalnızca basit reflekslerle donanmış olarak gelmekte ve tüm özelliklerini yaşa- dığı çevre içinde, temel refleksleri üzerine inşa olan öğrenilmiş davranışlar ile yani klasik koşullanma ile edinmektedir. Bu parçadan hareketle "davranışçılık” ile ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Davranışçılık görüşü ortaya çıktığında hâlihazırda iki farklı psikoloji görüşü vardı. B) Davranışçılıkta esas olan metafizik ögelerin yerini gerçekli- ğin almasıdır. C) Davranışçılık, felsefenin bilgi birikimi ve tecrübeleri üzerine kurulmuş ve gelişmiştir. D) Davranışçılığa göre insan yaşarken öğrenip olgunlaşan bir varlıktır. E) Yarım asırlık bir süre içinde psikoloji biliminin hâkim anlayışı davranışçılık olmuştur.
TYT / Türkçe
10
18
17. Fin dil bilimci Matthias Castren, 1844'te Ural-Altay dil
hipotezi olarak adlandırılan bir hipotez öne sürmüştü.
Bu düşünceye göre bugün Avrupa ve Asya'da
konuşulan çok sayıda dil, tek bir ortak dili konuşan
insanların zamanla dünyaya yayılması ve dillerinin
farklılaşması sonucunda ortaya çıktığı yönündeydi.
Bu dil ailesinin Altay dilleri olarak adlandırılan kolunda
Türkçe, Moğolca ve Tunguzca; Ural kolunda ise Fince,
Macarca ve Estonca gibi diller yer almaktaydı. Ural-
Altay dil hipotezi zaman içinde gelişmeye devam etti.
Daha sonraları Japonca da bu dil ailesine eklendi ve tüm
bu diller Transavrasya dilleri olarak anılmaya başlandı.
1960'lardan sonra ise Ural-Altay dil hipoteziyle ilgili bazı
soru işaretleri ortaya çıktı. Bugün bazı dil bilimciler,
bu dillerin kelime hazineleri ya da ses özellikleri (fonetik)
arasındaki benzerliklerin ortak bir dilden türemelerinden
kaynaklanmadığını, aksine yakın coğrafyalarda
konuşulmaları nedeniyle bu dillerin giderek birbirine
benzemekte olduğunu öne sürdü.
Bu parçadan hareketle,
1. Transavrasya dilleri olarak adlandırılan dillerin tek
bir dilden türeyip geliştiğine
II. Ural-Altay dillerinin aynı coğrafyada olmaktan
kaynaklı benzerlikler gösterdiğine
III. Ural-Altay dil hipotezinin zamanla yeni sorularla
farklı bakış açıları kazandığına
belirlemelerinden hangilerine kesinlikle ulaşılabilir?
A) Yalnız!
B) Yalnız II
Q) Yalnız III
I ve III
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 10 18 17. Fin dil bilimci Matthias Castren, 1844'te Ural-Altay dil hipotezi olarak adlandırılan bir hipotez öne sürmüştü. Bu düşünceye göre bugün Avrupa ve Asya'da konuşulan çok sayıda dil, tek bir ortak dili konuşan insanların zamanla dünyaya yayılması ve dillerinin farklılaşması sonucunda ortaya çıktığı yönündeydi. Bu dil ailesinin Altay dilleri olarak adlandırılan kolunda Türkçe, Moğolca ve Tunguzca; Ural kolunda ise Fince, Macarca ve Estonca gibi diller yer almaktaydı. Ural- Altay dil hipotezi zaman içinde gelişmeye devam etti. Daha sonraları Japonca da bu dil ailesine eklendi ve tüm bu diller Transavrasya dilleri olarak anılmaya başlandı. 1960'lardan sonra ise Ural-Altay dil hipoteziyle ilgili bazı soru işaretleri ortaya çıktı. Bugün bazı dil bilimciler, bu dillerin kelime hazineleri ya da ses özellikleri (fonetik) arasındaki benzerliklerin ortak bir dilden türemelerinden kaynaklanmadığını, aksine yakın coğrafyalarda konuşulmaları nedeniyle bu dillerin giderek birbirine benzemekte olduğunu öne sürdü. Bu parçadan hareketle, 1. Transavrasya dilleri olarak adlandırılan dillerin tek bir dilden türeyip geliştiğine II. Ural-Altay dillerinin aynı coğrafyada olmaktan kaynaklı benzerlikler gösterdiğine III. Ural-Altay dil hipotezinin zamanla yeni sorularla farklı bakış açıları kazandığına belirlemelerinden hangilerine kesinlikle ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız II Q) Yalnız III I ve III E) II ve III
B
B
TYT
25. Tarihin ilk dönemlerinde ticaret, günümüzdeki kadar
yaygın değildi, bundan dolayı mübadele yani trampa
ekonomisi mevcuttu. lik bakışta kolay bir sistem gibi
görülen trampa sisteminin daha aynntil bir biçimde
incelendiğinde zor bir yöntem olduğu görülebilir.
Trampa ekonomisinde, birbirinin malina ihtiyaç duyan
iki kişinin karşılaşması gereklidir. Ostelik bu karşılaşan
iki kişinin, değişim oranı üzerinde mutabık kalmalan
gereklidir. Orneğin, geyik aviayan kişinin elinde geyik
eti ve geyik derisi vardir ve dag çilegi ihtiyacı varsa
geyik eti karşılığında kendisine dag çilegi verecek birini
bulmalıdır. Bulduktan sonra da iş bitmemektedir çünko
geyik eti karşılığında ne kadar da çileği alacağ
konusunda da anlaşmalan gereklidir.
Bu parçaya göre;
1. faridi nitelikteki ihtiyaçlan olan kişinin
karşılaşması,
II. değiş tokusta kullanılacak malların ihtiyaca konu
olmasi
III. değiş tokuş yapılacak malın miktanda anlaşılması,
IV. değişime konu olan malların piyasada ulasabilir
olması
durumlanndan hangilerinin trampa sisteminin
zorluğunda rolo yoktur
A) Yalnız il
Bainz MV
CI ve il
D) Il ve v
ve M
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
B B TYT 25. Tarihin ilk dönemlerinde ticaret, günümüzdeki kadar yaygın değildi, bundan dolayı mübadele yani trampa ekonomisi mevcuttu. lik bakışta kolay bir sistem gibi görülen trampa sisteminin daha aynntil bir biçimde incelendiğinde zor bir yöntem olduğu görülebilir. Trampa ekonomisinde, birbirinin malina ihtiyaç duyan iki kişinin karşılaşması gereklidir. Ostelik bu karşılaşan iki kişinin, değişim oranı üzerinde mutabık kalmalan gereklidir. Orneğin, geyik aviayan kişinin elinde geyik eti ve geyik derisi vardir ve dag çilegi ihtiyacı varsa geyik eti karşılığında kendisine dag çilegi verecek birini bulmalıdır. Bulduktan sonra da iş bitmemektedir çünko geyik eti karşılığında ne kadar da çileği alacağ konusunda da anlaşmalan gereklidir. Bu parçaya göre; 1. faridi nitelikteki ihtiyaçlan olan kişinin karşılaşması, II. değiş tokusta kullanılacak malların ihtiyaca konu olmasi III. değiş tokuş yapılacak malın miktanda anlaşılması, IV. değişime konu olan malların piyasada ulasabilir olması durumlanndan hangilerinin trampa sisteminin zorluğunda rolo yoktur A) Yalnız il Bainz MV CI ve il D) Il ve v ve M
5) (1) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz, onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın
büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır.
(III) Çünkü "olay" onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup
getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru
olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges'in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatabilecek
bir tür olduğunu gösteriyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (10p.)
A)I B) II C) III D) IV E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
5) (1) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz, onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü "olay" onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges'in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatabilecek bir tür olduğunu gösteriyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (10p.) A)I B) II C) III D) IV E) V
92
4
id)
Cris)
KÖŞEBILGI
344)
AX
dan
tek
eli
ni
32. 1950'li yıllarda "yeni romancilar" olarak adlandırılan ya.
zarlar, romanın geleneksel gerçekçi yönüne duydukları
tepkiyle edebî gelenekleri kırma yoluna gittiler. Roman-
daki en önemli ögelere saldırarak roman yazmaya başla-
dilar. Olay örgüsünden vazgeçtikleri gibi karakter betim-
lemesi, diyalog ve romanın sürükleyiciliği gibi özellikleri
de göz ardı ettiler. Yazarın kimliğini, eğilimlerini ve değer-
lerini tamamen okurdan gizli tutan bir anlayış benimsedi-
ler. Alain Robbe-Grillet'in dediği gibi yeni romanci ideo-
lojik ve psikolojik yorumdan sakınmalıydı. Sonuçta yapit,
doğal olarak o güne kadar yazılan romanlardan çok fark-
li bir yapıya sahip oldu ve klasik romanları okumaya alış-
kin olan okurlarca yadırgandi.
ar
TE
Bu parçadan "yeni romancılar'la ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi çıkarılamaz!
A) Romani klasik anlatı kalıplarından uzaklaştırdıkları
By Romanlarında serüvene dayalı olaylara yer vermedikleri
C) Yapıtlarının okurlarca ilgi görmesini önemsemedikleri
D) Yapıtlarında dünya görüşlerini öne çıkarmadıkları
E) Yapıtlarındaki kişileri ayrıntılı bir biçimde tanıtma gereği
duymadıklar
13
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
92 4 id) Cris) KÖŞEBILGI 344) AX dan tek eli ni 32. 1950'li yıllarda "yeni romancilar" olarak adlandırılan ya. zarlar, romanın geleneksel gerçekçi yönüne duydukları tepkiyle edebî gelenekleri kırma yoluna gittiler. Roman- daki en önemli ögelere saldırarak roman yazmaya başla- dilar. Olay örgüsünden vazgeçtikleri gibi karakter betim- lemesi, diyalog ve romanın sürükleyiciliği gibi özellikleri de göz ardı ettiler. Yazarın kimliğini, eğilimlerini ve değer- lerini tamamen okurdan gizli tutan bir anlayış benimsedi- ler. Alain Robbe-Grillet'in dediği gibi yeni romanci ideo- lojik ve psikolojik yorumdan sakınmalıydı. Sonuçta yapit, doğal olarak o güne kadar yazılan romanlardan çok fark- li bir yapıya sahip oldu ve klasik romanları okumaya alış- kin olan okurlarca yadırgandi. ar TE Bu parçadan "yeni romancılar'la ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi çıkarılamaz! A) Romani klasik anlatı kalıplarından uzaklaştırdıkları By Romanlarında serüvene dayalı olaylara yer vermedikleri C) Yapıtlarının okurlarca ilgi görmesini önemsemedikleri D) Yapıtlarında dünya görüşlerini öne çıkarmadıkları E) Yapıtlarındaki kişileri ayrıntılı bir biçimde tanıtma gereği duymadıklar 13
36. Sait Faik, insan sevgisiyle örülmüş öyküler yazdı.
Öykülerinde kimi zaman insanın güldürücü yanlarını da
yakalayıp okuyucuya verdi. Zaman zaman yaşamdaki
yalnızlıkları duyurdu öykülerinde; insana yönelik,
beylik olmayan bakışıyla edebiyatımızda yer edindi.
Kibar tabakayı neden yazmadığı sorulduğunda onların
yaşamdan zevk alamadıklarını dile getirmiştir. Zor
koşullardaki sıradan insan yaşamı, onun çıkış noktası
olmuştur.
Bu parçadan yola çıkılarak "Sait Faik"le ilgili aşağıdaki
değerlendirmelerin hangisi yapılamaz?
A) Gerçeklikten beslendiği
By Kibar tabakadan hoşlanmadığı
dy Daha çok belli bir kesimi ele aldığı
DÖzgün bir tarz sergilediği
E) Eserlerinde mizahi tavır takındığı
FP Eserlerinde
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
36. Sait Faik, insan sevgisiyle örülmüş öyküler yazdı. Öykülerinde kimi zaman insanın güldürücü yanlarını da yakalayıp okuyucuya verdi. Zaman zaman yaşamdaki yalnızlıkları duyurdu öykülerinde; insana yönelik, beylik olmayan bakışıyla edebiyatımızda yer edindi. Kibar tabakayı neden yazmadığı sorulduğunda onların yaşamdan zevk alamadıklarını dile getirmiştir. Zor koşullardaki sıradan insan yaşamı, onun çıkış noktası olmuştur. Bu parçadan yola çıkılarak "Sait Faik"le ilgili aşağıdaki değerlendirmelerin hangisi yapılamaz? A) Gerçeklikten beslendiği By Kibar tabakadan hoşlanmadığı dy Daha çok belli bir kesimi ele aldığı DÖzgün bir tarz sergilediği E) Eserlerinde mizahi tavır takındığı FP Eserlerinde
17. Yazar:
- Necip Fazıl'ın Örümcek Ağı ve kaldırımlar şiir kitapları
ile tüm tiyatrolarını okudum.
Eleştirmen:
En beğendiğiniz tiyatrolarını sorabilir miyim?
-
Yazar:
Üç perdelik oyun olan eser, bir tiyatro yazarının geçir-
diği büyük ruh çilesini anlatan bir başyapıttır. Eser için
"geçirdiğim büyük ruh çilesinin sahne destanı" demiştir
sanatçı. Hem insan ilişkilerinde hem de mahkeme salonla-
rinda oldukça merhametsiz olan bir yargıcın verdiği hatalı
bir idam kararı sonrasında karakterinin ters yönde değişi-
mini işlediği eseri de yine çok önemli oyunlarındandır.
Eleştirmen:
Size katılıyorum ama bana göre verdiği hatalı karar
sonrası yargıcın ters yönde değişimini işlediği eseri baş-
yapıttır. Ayrıca benim için Necip Fazıl, bir roman ve öykü
yazarından ziyade muhteşem bir şair ve oyun yazarıdır.
Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Eleştirmen, Necip Fazıl'ın Kafa Kâğıdı adlı eserini şiir
ve tiyatro eserleri kadar başarılı bulmaktadır.
B) Nazarin Necip Fazıl'a ait en beğendiği eser, Bir Adam
Yaratmak'tır.
C) Yazar, Necip Fazıl'ın Aynadaki Yalan adlı kitabını
henüz okumamıştır.
D) Eleştirmenin en beğendiği Necip Fazıl tiyatrosu Reis
Bey'dir.
EV Eleştirmenin Necip Fazıl'ın şiir ve tiyatroları dışındaki
eseri hakkında da bilgisi bulunmaktadır.
2
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
17. Yazar: - Necip Fazıl'ın Örümcek Ağı ve kaldırımlar şiir kitapları ile tüm tiyatrolarını okudum. Eleştirmen: En beğendiğiniz tiyatrolarını sorabilir miyim? - Yazar: Üç perdelik oyun olan eser, bir tiyatro yazarının geçir- diği büyük ruh çilesini anlatan bir başyapıttır. Eser için "geçirdiğim büyük ruh çilesinin sahne destanı" demiştir sanatçı. Hem insan ilişkilerinde hem de mahkeme salonla- rinda oldukça merhametsiz olan bir yargıcın verdiği hatalı bir idam kararı sonrasında karakterinin ters yönde değişi- mini işlediği eseri de yine çok önemli oyunlarındandır. Eleştirmen: Size katılıyorum ama bana göre verdiği hatalı karar sonrası yargıcın ters yönde değişimini işlediği eseri baş- yapıttır. Ayrıca benim için Necip Fazıl, bir roman ve öykü yazarından ziyade muhteşem bir şair ve oyun yazarıdır. Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Eleştirmen, Necip Fazıl'ın Kafa Kâğıdı adlı eserini şiir ve tiyatro eserleri kadar başarılı bulmaktadır. B) Nazarin Necip Fazıl'a ait en beğendiği eser, Bir Adam Yaratmak'tır. C) Yazar, Necip Fazıl'ın Aynadaki Yalan adlı kitabını henüz okumamıştır. D) Eleştirmenin en beğendiği Necip Fazıl tiyatrosu Reis Bey'dir. EV Eleştirmenin Necip Fazıl'ın şiir ve tiyatroları dışındaki eseri hakkında da bilgisi bulunmaktadır. 2
20. Necati Cumalı'nın ilk oyunu olan Boş Beşik, konusunu bir halk baladından alır. Eserde Anadolu insanının çocuk sahibi
olmaya verdiği önem, kısır olduğu düşünülen kadının üzerindeki toplumsal baskı ve törelerin kadını ezen yapısı oyu-
nun temasına ve seyirciye iletilmek istenen mesaja toplumsal bir boyut kazandırır. Cumalı, bu oyununda diğerlerinden
farklı olarak, alegorik bir teknik kullanarak ağaç ve rüzgarı da oyun kişisi yaparak konuşturmuştur. Istanbul Gençlik
Tiyatrosu tarafından Erlangen Festivali'ne götürülen Boş Beşik, “En llginç Oyun" olarak ödül alır. Yıllarca Türk halkının
beğenisiyle karşılanan oyun 1969 yılında Orhan Elmas tarafından sinemaya uyarlanır. Şiirsel bir dile sahip olan ve
yerel motiflerin ve renkliliğin bolca kullanıldığı oyun yıllarca büyük bir başarıyla karşılaşır.
Bu parçada Boş Beşik adlı oyunla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Sahnelendiği tarihe
B) Toplumsal bir sorunu işlediğine
Yazarının sanat yaşamındaki yerine
D) Dil ve üslubuna
E) Kazandığı başarılara
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
20. Necati Cumalı'nın ilk oyunu olan Boş Beşik, konusunu bir halk baladından alır. Eserde Anadolu insanının çocuk sahibi olmaya verdiği önem, kısır olduğu düşünülen kadının üzerindeki toplumsal baskı ve törelerin kadını ezen yapısı oyu- nun temasına ve seyirciye iletilmek istenen mesaja toplumsal bir boyut kazandırır. Cumalı, bu oyununda diğerlerinden farklı olarak, alegorik bir teknik kullanarak ağaç ve rüzgarı da oyun kişisi yaparak konuşturmuştur. Istanbul Gençlik Tiyatrosu tarafından Erlangen Festivali'ne götürülen Boş Beşik, “En llginç Oyun" olarak ödül alır. Yıllarca Türk halkının beğenisiyle karşılanan oyun 1969 yılında Orhan Elmas tarafından sinemaya uyarlanır. Şiirsel bir dile sahip olan ve yerel motiflerin ve renkliliğin bolca kullanıldığı oyun yıllarca büyük bir başarıyla karşılaşır. Bu parçada Boş Beşik adlı oyunla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sahnelendiği tarihe B) Toplumsal bir sorunu işlediğine Yazarının sanat yaşamındaki yerine D) Dil ve üslubuna E) Kazandığı başarılara
cevap
ve derin
mek için
n sonra
tam 57
39 ve 40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevap
layiniz.
Bir dergide All
, Berkan, Ceyhun, Derya ve Esra adhi
yazarların eleştiri, öykü ve deneme türlerinde eserleri
yayımlanmıştır. Bununla ilgili şunlar bilinmektedir:
. Berkan Öykü ve deneme türlerinde yazmamıştır.
• Eleştinyi sadece iki yazar yazmıştır.
• Ali yalnızca eleştiri, Esra yalnızca öykü yazmiştir.
• Her yazanın en az bir türden eseri vardır.
masmay
en gör-
blosunu
rişinde
im. Bir
mkün!
yalnız
n biri.
ayılan
park,
için-
ulusal
emiş.
ra gi-
or-
anlar
uya-
miş.
arin
Sort
39. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğ-
rudur?
A) Berkan'ın yazdığı türde Derya da yazmıştır.
By Derya, Ali ile aynı türde yazmamıştır.
C) Ceyhun ve Derya hem öykü hem deneme yazmıştır.
D) Ceyhun ve Derya deneme yazmamıştır.
Ft Ali ve Berkan aynı türde yazmamıştır.
ret-
a-
40. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yan-
listır?
A) Derya eleştiri yazmıştır.
B) Ceyhun eleştiri yazmamıştır.
C) Derya öykü yazmamıştır.
D) Berkan eleştiri yazmıştır.
E) Esra, Derya ve Ceyhun aynı türde yazmıştır.
Y
A
Y
N
D
N
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
cevap ve derin mek için n sonra tam 57 39 ve 40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevap layiniz. Bir dergide All , Berkan, Ceyhun, Derya ve Esra adhi yazarların eleştiri, öykü ve deneme türlerinde eserleri yayımlanmıştır. Bununla ilgili şunlar bilinmektedir: . Berkan Öykü ve deneme türlerinde yazmamıştır. • Eleştinyi sadece iki yazar yazmıştır. • Ali yalnızca eleştiri, Esra yalnızca öykü yazmiştir. • Her yazanın en az bir türden eseri vardır. masmay en gör- blosunu rişinde im. Bir mkün! yalnız n biri. ayılan park, için- ulusal emiş. ra gi- or- anlar uya- miş. arin Sort 39. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğ- rudur? A) Berkan'ın yazdığı türde Derya da yazmıştır. By Derya, Ali ile aynı türde yazmamıştır. C) Ceyhun ve Derya hem öykü hem deneme yazmıştır. D) Ceyhun ve Derya deneme yazmamıştır. Ft Ali ve Berkan aynı türde yazmamıştır. ret- a- 40. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yan- listır? A) Derya eleştiri yazmıştır. B) Ceyhun eleştiri yazmamıştır. C) Derya öykü yazmamıştır. D) Berkan eleştiri yazmıştır. E) Esra, Derya ve Ceyhun aynı türde yazmıştır. Y A Y N D N
TYT / Türkçe
21.
23.
Ancak çağımızda kentler, geçmiş uygarlıkları ge-
liştirmekle birlikte toplumların bugünkü yaşamlarını da
tehdit eden bir gelişme süreci içindedir. Küreselleşme
sürecinde kentler, sağlıksız bir biçimde büyüyüp yaygın-
laşırken doğal çevre değerleriyle doğaya saygılı yaşam
alanları da yok olmaktadır. 19. yüzyıl başında kentlerde
yaşayan nüfus yalnızca %3 civarındaydı, bugün dünya
nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşamaktadır.
Bu bağlamda, dünyanın giderek kentleştiği, insanların
kentlerde yaşamayı tercih ettiği açıktır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Kentlerin uygarlıkların beşiği olduğu ya da insanlığın
kentsel devrimle birlikte ilkellikten uygarlığa geçtiği
söylenir.
B) Metropoller aracılığıyla insan hayatının direnç kazan-
dığı, insanın doğa karşısında bir zafer elde ettiği bir
yalandır.
Dünyanın hemen hemen her yerinde kentleşmeden,
kalabalıktan kaçan insanlar kendilerini doğaya veri-
yor.
Dy Ülkeler arasındaki ticaret hacminin genişlemeye baş-
ladığı yüzyıllardan bu yana üretim, önemini korumak-
tadır.
E) İnsanlar küçük kasabalardaki hayatlarını bırakıp kent-
lere göç etmeye başladığından beri barınma sorunları
yaşanıyor.
22. (1) Dünyadaki önemli festivallere baktığımızda özellikle
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 21. 23. Ancak çağımızda kentler, geçmiş uygarlıkları ge- liştirmekle birlikte toplumların bugünkü yaşamlarını da tehdit eden bir gelişme süreci içindedir. Küreselleşme sürecinde kentler, sağlıksız bir biçimde büyüyüp yaygın- laşırken doğal çevre değerleriyle doğaya saygılı yaşam alanları da yok olmaktadır. 19. yüzyıl başında kentlerde yaşayan nüfus yalnızca %3 civarındaydı, bugün dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşamaktadır. Bu bağlamda, dünyanın giderek kentleştiği, insanların kentlerde yaşamayı tercih ettiği açıktır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Kentlerin uygarlıkların beşiği olduğu ya da insanlığın kentsel devrimle birlikte ilkellikten uygarlığa geçtiği söylenir. B) Metropoller aracılığıyla insan hayatının direnç kazan- dığı, insanın doğa karşısında bir zafer elde ettiği bir yalandır. Dünyanın hemen hemen her yerinde kentleşmeden, kalabalıktan kaçan insanlar kendilerini doğaya veri- yor. Dy Ülkeler arasındaki ticaret hacminin genişlemeye baş- ladığı yüzyıllardan bu yana üretim, önemini korumak- tadır. E) İnsanlar küçük kasabalardaki hayatlarını bırakıp kent- lere göç etmeye başladığından beri barınma sorunları yaşanıyor. 22. (1) Dünyadaki önemli festivallere baktığımızda özellikle
Türkçe
7.
6. (1) Taş Devri'nden bu yana dekorasyon ve takılarda kul-
lanılan, kanımca doğanın en muazzam mücevherleri olan
kehribarlar, antik ormanlardaki ağaçların reçinelerinin fosil-
leşmiş biçimidir. (II) Yaralanan bir ağaç, yarayı kapatmak
için reçine salgılar; çöküntü katmanları arasında kendine
bir yol bulabilen dirençli bir reçine fosilleşerek milyon-
larca yılın sonunda sert bir kehribar parçası haline gelir.
(III) Ağaç kabuğundan salgılanan reçineden oluşan kehri-
barlar daha saydamken ağacın iç kısmından gelenler daha
bulutlu bir görünüme sahip olur. Farklı renkte kehri-
barlara rastlanmaktadır, büyük bölümü bal rengi olsa da
beyazımsı olanlardan mavilere, kırmızılara hatta siyaha
uzanan geniş bir renk yelpazesine sahiptirler. (V) Kehri-
barların sahteleriyle gerçeklerini ayırt etmek için genellikle
tuzlu suda yüzme sınaması yapılır, şayet su üzerinde kali-
yorsa kehribar gerçek kabul edilir.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde kehri-
barlar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A. cümlede, kullanım alanlarına ilişkin öznel yargıdan
yararlanılmıştır.
B) II. cümlede, neyden ve nasıl oluştuğundan söz edilmiş-
AYDIN YAYINLARI
tir.
C) III. cümlede, farklı görünümlerinin gerekçelerine deği-
nilmiştir.
DIV. cümlede, renk çeşitliliği sayıp dökme yoluyla örnek-
lendirilmiştir.
EVV. cümlede, gerçekliğinin saptanmasında aranan koşul
belirtilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Türkçe 7. 6. (1) Taş Devri'nden bu yana dekorasyon ve takılarda kul- lanılan, kanımca doğanın en muazzam mücevherleri olan kehribarlar, antik ormanlardaki ağaçların reçinelerinin fosil- leşmiş biçimidir. (II) Yaralanan bir ağaç, yarayı kapatmak için reçine salgılar; çöküntü katmanları arasında kendine bir yol bulabilen dirençli bir reçine fosilleşerek milyon- larca yılın sonunda sert bir kehribar parçası haline gelir. (III) Ağaç kabuğundan salgılanan reçineden oluşan kehri- barlar daha saydamken ağacın iç kısmından gelenler daha bulutlu bir görünüme sahip olur. Farklı renkte kehri- barlara rastlanmaktadır, büyük bölümü bal rengi olsa da beyazımsı olanlardan mavilere, kırmızılara hatta siyaha uzanan geniş bir renk yelpazesine sahiptirler. (V) Kehri- barların sahteleriyle gerçeklerini ayırt etmek için genellikle tuzlu suda yüzme sınaması yapılır, şayet su üzerinde kali- yorsa kehribar gerçek kabul edilir. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde kehri- barlar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A. cümlede, kullanım alanlarına ilişkin öznel yargıdan yararlanılmıştır. B) II. cümlede, neyden ve nasıl oluştuğundan söz edilmiş- AYDIN YAYINLARI tir. C) III. cümlede, farklı görünümlerinin gerekçelerine deği- nilmiştir. DIV. cümlede, renk çeşitliliği sayıp dökme yoluyla örnek- lendirilmiştir. EVV. cümlede, gerçekliğinin saptanmasında aranan koşul belirtilmiştir.
29. Aşurbanipal Sarayı ve Kütüphanesi, ünlü arkeolog A. H.
Layard'ın asistanı Hürmüz Rassam tarafından Nivene'nin
kazılması sırasında bulundu. Gilgamış Destanı'nın on iki
tableti, muazzam edebî ve tarihî belgeler koleksiyonu-
nun parçaları idiler. Yirmi binden fazla tablet Londra'daki
British Müzesi'ne gönderildi. Bunla birlikte o tabletlerin
önemi, ancak Rassam'ın keşfinden otuz sene sonra an-
laşıldı. Fakat ilim adamlarının dikkatlerini Gilgamış Des-
- tanı'nın önemi üzerine çeken kişi, 1872'de tabletlerdeki
yazıları çözen George Simith idi. Rassam'ın ingiliz Müze-
sine gönderdiği tabletlerin sadece çok küçük bir kısmı
Gilgamış efsanesiyle ilgili idi. Öteki tabletleri de bulmaya
azmeden George Simith, Londra Daily Telegraph gaze-
tesinin mali desteği sayesinde Nineve'ye gitti ve nihayet
eksik parçaları da buldu. Simith tercümeleri bitirdikten
sonra, bu destanın kadim Mezopotamya'dan gelen en
önemli edebî eser olduğu anlaşıldı.
Bu parçadan Gilgamış Destanı'yla ilgili olarak aşağı-
dakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Sadece 12 eski tabletten oluşmaktadır.
B) Arkeolojik bir kazı sırasında keşfedilmiştir.
C) Keşfedildiği ilk dönemde önemi yeterince anlaşıla-
mamıştır.
D) Tabletleri, önemli bir Batı müzesine gönderilmiştir.
E) Tabletlerdeki yazılar 19. asırda çözülmüştür.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
29. Aşurbanipal Sarayı ve Kütüphanesi, ünlü arkeolog A. H. Layard'ın asistanı Hürmüz Rassam tarafından Nivene'nin kazılması sırasında bulundu. Gilgamış Destanı'nın on iki tableti, muazzam edebî ve tarihî belgeler koleksiyonu- nun parçaları idiler. Yirmi binden fazla tablet Londra'daki British Müzesi'ne gönderildi. Bunla birlikte o tabletlerin önemi, ancak Rassam'ın keşfinden otuz sene sonra an- laşıldı. Fakat ilim adamlarının dikkatlerini Gilgamış Des- - tanı'nın önemi üzerine çeken kişi, 1872'de tabletlerdeki yazıları çözen George Simith idi. Rassam'ın ingiliz Müze- sine gönderdiği tabletlerin sadece çok küçük bir kısmı Gilgamış efsanesiyle ilgili idi. Öteki tabletleri de bulmaya azmeden George Simith, Londra Daily Telegraph gaze- tesinin mali desteği sayesinde Nineve'ye gitti ve nihayet eksik parçaları da buldu. Simith tercümeleri bitirdikten sonra, bu destanın kadim Mezopotamya'dan gelen en önemli edebî eser olduğu anlaşıldı. Bu parçadan Gilgamış Destanı'yla ilgili olarak aşağı- dakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Sadece 12 eski tabletten oluşmaktadır. B) Arkeolojik bir kazı sırasında keşfedilmiştir. C) Keşfedildiği ilk dönemde önemi yeterince anlaşıla- mamıştır. D) Tabletleri, önemli bir Batı müzesine gönderilmiştir. E) Tabletlerdeki yazılar 19. asırda çözülmüştür.
22. Bu "yaban" lafı, beni, önce çok kızdurdi. Fakat sonra
anladım ki Anadolulular, Anadolu köylüleri,
tipki
eski Yunanların kendilerinden başkasına barbar
lakabını vermesi gibi, her yabanciya yaban diyorlar
Bir gün... bir gün onlara, ispat edebilecek miyim ki ben
bir yaban" değilim? Benim damarlarımdaki kan onların
damarlarında işleyen kandır. Aynı dill söylemekteyiz.
Aynı tarihi ve coğrafi yollardan, hep birlikte gelmişizdir.
Ispat edebilecek miyim ki aynı Allah'ın kuluyuz. Ayny
siyasi mukadderat, aynı sosyal bağlar, bizi kardeşlik,
evlatlik, analık babalik Üstünde bir yakınlıkla birbirimize
bağlamıştır. Lakin hangi sözlerle, hangi seslerle?
Gündelik hayatın ufak tefek ihtiyaçlarını bile anca
ifadeye güç bulabiliyorum. Nerde kalmış ki onlarla,
bu kadar genel konular üzerinde konuşacağım... Gün
geçtikçe daha iyi anlıyorum: Türk "entelektüelli, Türk
aydını, Türk ülkesi denilen bu engin ve issiz dünya
içinde bir garip yalnız kişidir.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Kahraman bakış açısı kullanılmaktadır,
By Aydin ile halk arasındaki uçurum ele alınmaktadır.
C) Olay hikâyesine özgü bir anlatim sergilenmektedir.
D) Anlatıcının düşünceleri iş konuşmalara verilmektedir.
E) Yaşananların anlatıcı üzerindeki etkisi işlenmektedir.
23. ---- Batı'nın yalnızca maddeye ve teknik güce olan
inancinin değil, akla verdiği önemin de eleştirilmesinden
1935'te yazdığı ilk oyunu Tohum'da görüşünü
unin anahtarını ruhta ve göze
numlamıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
22. Bu "yaban" lafı, beni, önce çok kızdurdi. Fakat sonra anladım ki Anadolulular, Anadolu köylüleri, tipki eski Yunanların kendilerinden başkasına barbar lakabını vermesi gibi, her yabanciya yaban diyorlar Bir gün... bir gün onlara, ispat edebilecek miyim ki ben bir yaban" değilim? Benim damarlarımdaki kan onların damarlarında işleyen kandır. Aynı dill söylemekteyiz. Aynı tarihi ve coğrafi yollardan, hep birlikte gelmişizdir. Ispat edebilecek miyim ki aynı Allah'ın kuluyuz. Ayny siyasi mukadderat, aynı sosyal bağlar, bizi kardeşlik, evlatlik, analık babalik Üstünde bir yakınlıkla birbirimize bağlamıştır. Lakin hangi sözlerle, hangi seslerle? Gündelik hayatın ufak tefek ihtiyaçlarını bile anca ifadeye güç bulabiliyorum. Nerde kalmış ki onlarla, bu kadar genel konular üzerinde konuşacağım... Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum: Türk "entelektüelli, Türk aydını, Türk ülkesi denilen bu engin ve issiz dünya içinde bir garip yalnız kişidir. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Kahraman bakış açısı kullanılmaktadır, By Aydin ile halk arasındaki uçurum ele alınmaktadır. C) Olay hikâyesine özgü bir anlatim sergilenmektedir. D) Anlatıcının düşünceleri iş konuşmalara verilmektedir. E) Yaşananların anlatıcı üzerindeki etkisi işlenmektedir. 23. ---- Batı'nın yalnızca maddeye ve teknik güce olan inancinin değil, akla verdiği önemin de eleştirilmesinden 1935'te yazdığı ilk oyunu Tohum'da görüşünü unin anahtarını ruhta ve göze numlamıştır.