Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

Ekitapla basili kitabı karşılaştırmak çok doğru bir şey değil. E-kitabın kullanılmasının basılı kitabı ortadan kal- duracağını zannetmiyorum. Çünkü Türkiye'de insanların kitapla gerçekten tanışmış olduğunu düşünmüyorum ben aslında. Bu nedenle basılı kitap mi, e-kitap mi tar- tışmasını yapmayı gereksiz buluyorum. E-kitaba olan ilginin artması için zamana ihtiyaç var. Bu konuda daha kapsamlı bir e-kitap çalışması yapılması gerektiğine inanıyorum. Yayıncılar yaptıkları işi daha cid- diye almak zorunda kalacaklar bence ama bu, basılı ki- taplar için bir yok oluştur demek için çok erken. III. Aslında e-kitabın gözle görülür bir pazar payı yok ve uzun bir süre de olmayacak gibi görünüyor. Çünkü öncelikle e-kitabın okunmasını sağlayacak araçların kullanımının ülkemizde yaygınlaşması gerekir. IV. Kitap ve mürekkep kokusunu çok seviyorum, bundan vazgeçebileceğimi de sanmıyorum açıkcası ama e-kita- ba da karşı değilim. Bir yazar olarak kitaplarımın e-kitap olarak yayımlanmasına olumlu bakıyorum ve gidişattan, bu işte, önünde sonunda teknolojinin galip çıkacağını düşünüyorum şahsen. V. Özellikle ülkemizde e-kitabın. basılı kitapların geleceği ni tehdit ettiğini hiç sanmıyorum. Bir yılda yayımlanan binlerce kitabın ancak birkaç yüz tanesinin satıldığı ül- kemizde e-kitap, basılı kitabın ne varlığını tehdit edebilir ne de şimdiki satış miktarını düşürebilir. Yukarıdaki parçalardan hangileri, "2000'li yılların başında e-kitapların, basılı kitapların sonu olacağı gibi endişeler be- lirdi. Yakın zamanda yapılan araştırmalar genç neslin de duy- gusal bağ kurduğu argüman ve enstrümanlardan kolayca vazgeçebildiğini gösteriyor. Ve e-kitap teknolojisi de hiç dur- madan gelişiyor. Elektronik mürekkep teknolojisindeki de- ğerli yenilikler, su geçirmezlik, ön aydınlatmalı ekranlar, da- ha yüksek çözünürlüklü elektronik kağıt gibi tüketicinin ilgi- sini çeken ve okuma kolaylığı sağlayan özellikler e-kitabın yıldızını parlatmaya devam ediyor. Korkarım, e-kitap, basılı kitapları yerinden etmese de onların tahtını sarsacak gibi gö- rünüyor." düşüncesine uzak düşmektedir? A) I, II ve I B), Il ve IV CH, III ve IV DY, II, III ve V 11, 11 E), II, III, IV ve V

TYT 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Nar zor tir. rin ele be İhsan Oktay Anar, öyle bir kitap yazmış ki okurken sayfalar parmaklarınızdan kayarak aksa da romanı başkasına anla- tırken dilinize kilit vuruyor. Kitabın kapağındaki her bir kah- raman, kitap içinde geçiyor. Bu, çok güzel ve bir o kadar da ilginç bir ayrıntı. Kitabı okudukça dönüp kapağa bakarsa- niz anlatılan bir karakteri mutlaka orada bulacaksınız. 1995 yılında ilk defa yayımlanmış bu kitap, aynı zamanda yazarın ilk romanı. Dili ise eski Türkçe ağırlıklı. Bu size ağır gelebilir ve hatta sizi sıkabilir. Ama pes etmeyin! Sonradan bu dile alışıyorsunuz ve ağır, eski Türkçe sözler hafifliyor. Böyle bir anlatım benimsemesi ise olayların geçtiği zamanı iyi yansıt- mak adına hoş bir değişikliktir. Çünkü olaylar 17. yüzyılda geçiyor. Fakat bu romana tarihsel bir roman demek de uy- gun olmaz. Ca ra C 37. Bu parçada Puslu Kitalar Atlası adlı romanla ilgili aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Dilinin yazıldığı döneme göre ağır olduğuna B) Karakterlerin kitap kapağında gösterildiğine C) Sürükleyici bir kitap olduğuna D Kitabın, yazarını ilk eseri olduğuna E) Kurgu gereği dilinin eski sözcüklerden kurulu ol- duğuna

Türkçe 34. Mimarlık, içinde yaşadığımız sanat eseri demektir. Bizim vazgeçilmez, temel ihtiyaçlarımızdan biri olan barınma ihtiyacının sanata dönüştürülmüş hâlidir. Ancak son yıllarda mimarlık sadece rant kapısı ve ticaretin temel taşı olarak görülmeye başlandı. "Ne- rede o Mimar Sinan şaheserleri?" diye sorar olduk her sohbette. Her yıl binlerce bina yapılırken hiçbi- rinden bir mimari eser çıkaramıyoruz. Kültür aktarma araçlarının en önemlisi olan mimariyi kültür erozyo- numuz ve ticari bakış açımızla bambaşka yansıtır ol- duk gelecek nesillere! Bu parçadan hareketle mimari sanatı ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Yaşam alanlarının sanatsal yorumla oluşturulma- si şeklinde tanımlandığına Son yıllarda ilgi görmediğine C) Son yıllarda ticari gözle bakıldığından sanatsal yönünü kaybettiğine D) Eskileri aratır hâlde olduğuna E) Gelecek kuşaklara olduğundan farklı aktardığı- miza MUBA YAYINLARI Ta hi rc h F Ç 35

Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur, kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında bocalar. Romani sonuna kadar okuma sabrını bir türlü gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye benzemiyordu!" diye bırakır. İlgisini uyanık tutacak romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu okurların çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun, estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez daha dikkatle okusa belki de romani daha iyi anlayacaktır. 39. Bu parçada söz edilen korukçu tilki okur aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? A) Kitaba karşı ön yargılı olan B) Estetik beklentiyi önceleyen C) Kolaycılığı tercih eden D) Alışmış olduğunu bekleyen E) Kitaba faydacı yaklaşan

TYT/Türkçe 20. Sanayi Devrimi, aslında tek parçalı bir süreç değildir. Başlıca aşamaları şu şekildedir: • I. Sanayi Devrimi: Çırçır makinesi, mekanizasyon, buhar makinesi, demir üretimi, tekstil endüstrisinin gelişimi, madencilik ve metalürji, buharlı gemi ve fabrikalar... Bu gelişmeler mekanik üretime yönelik tesisleşmenin önünü açmıştır. • II. Sanayi Devrimi: Üretim hattında teknolojik gelişim ve elektrik kullanımı, küreselleşme, gaz ve telgraf hatlarının gelişimi... Seri üretim tekniklerine dayalı yeni enerji kaynağı elektrik kullanımının başladığı süreci içermektedir. III. Sanayi Devrimi: Bilgisayar, internet, dijitalleşme, otomasyon, dijital network ağları... Üretim süreçleri otomasyona dönüşmüş ve hızlanmıştır. Bilgi paylaşımı daha çabuk gerçekleşmiştir. ● IV. Sanayi Devrimi: Akıllı fabrikalar, robot üretim tarzı, yapay zekâ, sanal gerçeklik, 3D üretim modeli... Sanal devrim ve otonom makineler üretim sürecine dâhil olmuştur. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Sanayi Devrimi'nin aşamalarında görülen gelişmelerden biri değildir? A) El emeğine dayalı üretimin gelişmesi B) Makinelerin dijitalleşmesi C) Verinin hızla yayılması D) Ceşitli sektörlerin güç kazanması E) Endüstriyel üretimde yenileşme

35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre öportajda esi gerek- cevaplayınız. in de your liyor. brryszt aki se- lir? ni tam (cop Yeni bir araştırmada atmosfer boyunca taşınan sıcak Sepsyle dinchavanın Antarktika deniz buzulundaki muazzam açıklık aten se- y ların oluşumunda etkili olduğunu gösteren bulgular elde edildi. Polinyalar olarak da bilinen bu açıklıklar geçmişte on binlerce ve hatta yüz binlerce kilometrekare yüz ölçü- müne ulaşmış. Polinyaların oluşumunda kasırgaların etkin olduğu biliniyor. Ancak dünyanın en güçlü kasırgalan dü zenli olarak Antarktika etrafındaki Güney Okyanusu'nda cereyan etse de kasırgalar polinyaların neden bazen oluşup bazen oluşmadığını tek başına açıklayamıyor. Bir. leşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'deki Khalifa Üniversitesinden Diana Francis ve ekibi işte bu sorunun yanıtını bulduklarını düşünüyorlar. Uydu kayıtları ile iklim verilerini bir araya getiren araştırmacılar, Antarktika kıyı- sındaki Weddel Denizi'nde 1975'ten 2017'ye kadar ger. cılar atmosferik nehirler olarak bilinen havadaki Isi ve su çekleşen başlıca polinya vakalarını inceledi. Araştırma- buharı akımlarının çok büyük mesafeleri katedebildiğini, hatta bir defasında, 2017'de Güney Amerika'nın güney- doğu kıyısından Weddell Denizi'ne kadar ulaştığını keş- fettiler. O yılın eylül ayında atmosferik nehirlerden biri Weddell Denizi'ndeki sıcaklıkları 10 °C artırmıştı. boyu- n de sterhad kul- itila- daha çine arda ala- arla 35. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) En güçlü kasırgaların Güney Okyanusu'nda görüldüğüne B) Antarktika'daki polinyalara sıcak havanın neden olduğuna Kasırgaların, polinya oluşumunu tetikleyen temel unsur olduğuna D) Polinyaların geçmişte binlerce kilometrekareye ulaşabildiklerine E) Polinyalar üzerinde bilimsel araştırmalar yapıldığına 7- er "1 e 0 ekstrem. 36. 1. Havadaki hareketliliğe odaklandığı II. Geniş bir zaman dilimi araştırması olduğu Antarktika'daki sıcaklığı atmosferik nehir hareketiyle açıkladığı Bu parçada söz edilen araştırmayla ilgili yukarıdaki- lerden hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III Dve Il E) 1, Il ve Il TYT Free 6ze tam 55 far Ail ye no m b 37

TYT 5. (1) Bu kremin ambalajından tutun da kapağına kadar her şeyin geri dönüşüme uygun olarak imal edilmiş ol- ması beni mutlu ediyor. (II) Fakat bu kremi asıl önemli kılan içerdiği zengin kaynakla cilde yeni bir görünüm kazandırması. (III) İşinin ehli tarafından hazırlanan pros- pektüsü, bize kremi nasıl kullanacağımızı gösteren bir rehber durumunda. (IV) "Ben zaten kremin nasıl kulla- nılacağını biliyorum." demeyin, prospektüsün sizi hay- rete düşüreceğinden eminim. (V) Prospektüs, bu de- ğerli kremin faydalarını ve nasıl yapıldığını anlaşılır ifa- delerle sıralıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hareketle krem ile ilgili aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? A) I. cümledé, çevresel duyarlılık gözetilerek üretildi- ğinden bahsedilmiştir. B) II. cümlede, aşıl değerinin formülünden kaynaklan- dığı belirtilmiştir. III. cümlede, ürünün tamamlayıcı bir unsuruna yö- nelik bir beğeni söz konusudur. D) IV. cümlede, şaşırtıcı ve dikkate değer özellikleri- nin olduğu belirtilmiştir. E) V. cümlede, prospektüsünde kremin hem yararla- rina hem de nasıl üretildiğine dair bilgilerin olduğu ifade edilmiştir.

BHY TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın Örencik köyü yakınlarında bulunan, dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğu- dur. 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortak düzenlediği yüzey çalışmasında keşfedilen alanın önemi, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmala- rıyla ortaya çıkmıştır. Göbeklitepe'yi oluşturan yapıların ortak özelliği, T biçimindeki 10-12 dikili taşın yuvarlak planda dizilmiş, aralarının ise taş duvarla örülmüş ol- masıdır. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı-toplayıcı insan toplulukları döneminde, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak ola- rak bilinen Göbeklitepe'nin yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı ise hâlâ bir cevap bulamamıştır. Buna rağmen Göbeklitepe'nin ruhunu oluşturan tüm özellikler, gelecekte de ülkemizin kültürel anlamdaki çekiciliğine katkıda bulunmaya devam edecektir. 37. Bu parçadan Göbeklitepe'yle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Dinî bir amaç dahilinde inşa edilen ilk yapı topluluğu olduğuna B) Yerli ve yabancı akademik birimlerin ortak bir çalış- ması esnasında bulunduğuna C) Yerleşik hayata geçilmeden önce yapımının tamam- landığına D) Yapıların nasıl planlandığının günümüzde hâlâ bili- nemediğine E) Avcı-toplayıcı insanların kalıcı yerleşim merkezi ola- rak inşa edildiğine 38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Sayısal veri B) Açıklama C) Çıkarım D) Karşılaştırma E) Saptama 39-40, son yınız. Sinemamızı Sevmek Za rak zaman yere gelere Uzun süre yeni siner Metin Erk sinemasın zengin kr tir. Gerçe yamakla Yeşilçar da vard bu film aldığı H gösteri karsın tema, bir ter 39. Bu p cüm A) B) 6 D) E 40.

AYT - TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 4. Tedavi amacıyla virüslerin kullanılması aslında yeni bir yöntem değil. Bakterilerle beslenen virüsler faj olarak adlandırıldığı için, bakterilerin sebep olduğu hastalıkla- rın tedavisinde virüslerin kullanılması faj terapisi olarak adlandırılıyor. VP882'nin en önemli özelliği, bakteriler arasındaki iletişimi "dinleyerek" içinde yaşadığı bakteriyi öldürmek için en uygun zamanı tespit edebildiği bilinen ilk ve tek faj olması. Bu parçaya göre "faj terapisi" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Yeni bir yöntem olmamasına rağmen virüslerle bes- lenmesi yeni keşfedilmiştir. B) Hastalıkların tedavisinde virüslerle beslenen bir bakte- ri olduğu bilinir. C) Bakterileri öldürürken agresif davrandığı bilinir. D) Tedavi amacının dışında farklı ortamlarda da bakteri- ye saldırgan davranır. E) Tedavi amaçlı kullanılan ve bakteriyel hastalıklarda kullanılan bir virüstür. O 6.

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Salda Gölü'nü Koruma Derneği üyeleri, yayımladıkları bildirilerde yıllarca gölün eşsizliğine vurgu yapmak için teleskoplarla izledikleri ve çeşitli gözlemevlerinin kayıt- larını internetten araştırarak ulaştıklarıyla gölün kıyıla- rının Mars benzerliğine dikkati çekmişti. 2020 Temmuz sonunda fırlatılan uzay aracı Persevere'in çektiği Salda Gölü fotoğrafını paylaşan NASA, "Mars'a giderek Jezero Krateri'ni göremeyebilirsiniz ama ona en çok benzeyen yeri ziyaret edebilirsiniz" diye tweet atınca bu benzerlik daha da kesinlik kazandı. Burdur'un 60 kilometre batısın- daki Salda, Jezero Krateri'ndekine benzer karbonatlar ve çökelme özellikleri içeren dünyada bilinen tek göl. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü koruması altındaki gölün bundan 9-10 yıl ön- cesine kadar kıyısına gidecek yolu yokken bugün 10'un üzerinde turizm tesisi var. Beyaz kumsalı ve turkuaz rengi suyunun güzelliğiyle "Türkiye'nin Maldivler'i" olarak şöh- ret yapan Salda Gölü, yılda 1,4 milyon ziyaretçi çekiyor. 39. Bu parçada Salda Gölü ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Hakkında güncel, bilimsel bir araştırma yapıldığına B) Jezero Krateri'ni andıran özelliklerinin onu özel kıldı- ğına + C) Dernek üyelerinin çabasıyla korumaya alındığına + D) Son dönemlerde turistlerin yoğun ilgi gösterdiğine + E) Dünyada başka bir yere atıfta bulunan unvanı oldu- ğuna + en ünlü re- bolizm ve n-gerçek- instein'ın ilen "sivi slubuyla nden il- sındaki uğunu, ao ca- uğunu ilgili

ÇE TESTİ 22. Bir yayınevi tarafından yayımlanan kitap dizisinde, metinlerin kitap hâline dönüştürülmesine okurların da katılması istenir. Bu dizideki kitapların ön kapak- ları, okurlar tarafından tasarlanması için boş bırakı- larak satışa sunulur. Kitap ile okur arasında kurulan bu yeni etkileşim alanı hızla kabul görmüş olacak ki okurlar tarafından yayınevine yüzlerce kapak tasarı- mi iletilir. Gönderilen kapak tasarımlarının seçilmiş örnekleri, yayınevinin İnternet sitesinde sergilenir. Böylece okurlar, eserlere kattıkları yorumu diğer okurlarla paylaşma fırsatı yakalar. Bu parçada söz edilen yayınevi ile ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Okurların kendi arasında etkileşimde bulunmala- rına ortam sağladığına B) Kitap üretim sürecine okurundâhil eden bir uygu- lama gerçekleştirdiğine C) Başlatmış olduğu uygulamanın okurlar tarafın- dan ilgiyle karşılandığına Okurların ortaya koyduğu fikirleri dikkate alıp de- ğerlendirdiğine Kullandığı yöntemin okur sayısını artırmada etki- li sonuçlar verdiğine Y A Y 1 N A R

A IKS-2022 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. İnsanlar içinde yaşadıkları dünyayı algılar, öğrenir, dü- şünür ve böylece yaşamları boyunca gelişirler. Bütün bu edinilen bilgileri, yaşantıları ve imgeleri zihinlerinde mu- hafaza ederler. Ancak neyin-nasıl muhafaza edildiği, her birinin ayrı bir yeri olup olmadığı karmaşık bir durumdur. İnsanlar arasında bellek yeterlilikleri bakımından birey- sel farklılıklar vardır. Bazı insanlar yüzleri hiç unutmaz, bazıları tarihlerde üstündür, bazıları ise gittiği bir yolu bir daha asla unutmaz. Fakat hemen hepimize aynı avantajı sağlamasa bile gündelik hayatımızı başarıyla sürdürebi- lecek yeterlilikte bir bellek kapasitesine sahibiz. Gündelik deneyimlerimiz veya gözlemlerimiz yoluyla bazı şeylerin hep aklımızda kaldığını, bazılarının ise çabucak kaybol- duğunu biliriz üstelik sanki zihnimizde yaşadığımız olay- lara ilişkin hatıralarımızla öğrendiğimiz bilgiler birbirinden farklı şekillerde bulunuyor gibidir. İşte bu durum bellek ko- nusunu karmaşık, tartışmalı ve ilgi çekici kılmıştır. Aslında gündelik hayatta fazla farkında olmadığımız, hemen bü- tün hafıza işlemlerini eş güdümlü bir şekilde yürütebilme kapasitemizdir. 39. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bazı yaşantıların zihinde daha kalıcı olduğuna V B) Belleğin sınırının ve işleyişinin tam anlaşılmadığına C) Belleğin, insanın yaşamını sürdürmesinde işlevsel bir rolü olduğuna D) Birbirinden farklı bellek yeterliliklerinin bulunduğuna E) Unutulan şeylerde zihinsel çaba harcanmadığına 40. Bu parçada altı çizili ifadeyle bellek hususunda çok boyutlu yapıya sahip olması H. pek çok görüş ileri sürülmesi üstünlük ölçütü kabul edilmesi durumlarından hangisine gönderme yapılmıştır? A) Yalnız I BY Yalnız II CX Yalnız III D) I ve III EII ve III n n - YÜKSE 1 TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. DİLİNLER TESTİNE GEÇİNİZ.

2021-AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- Canım anneannem hayata pek erken veda etmişti/Ailenin en küçüğü Beki teyzem de genç yaşta evlenip yuvadan uçunca Pepo dedem orta yaşın üzerinde yalnız bir erkek olarak evini idare eden, hayatımızın şahsına münhasır kişiliklerindendi/Dolayısıyla bizi evinde ağırlayışının başka misafirliklerden çok farklı bir yanı vardı. Kendine has bece- riksizlikleri, sakarlıkları aşikârdı. Ama evinde her zaman layıkıyla yer, ağız dolusu güler, pek rahat ederdik. Zaten her şey kolaydı dedemin evinde. Başka evlerde rastlanan disiplinlerden eser yoktu, Tam çocuklara göre bir evdi aslında. Dedem de büyümeyi reddeden, parlak gözlü, kocaman gülüşlü bir çocuktu benim gözümde./ 5 Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebi- lir? A) Okuyucuyu olayın içinde yaşatmak amaçlanmıştır. B) Yazar, okuyucuda merak ögesini sürekli canlı tutmak istemiştir. Metinde tartışmacı bir üsluba yer verilmiştir. DY Anlatıcı olayların dışında kalmayı tercih etmiştir. E) Okuyucuyu anılarında gezdirmek isteyen biri tarafın- dan yazılmıştır. 7. FEN BİLİMLERİ YAYINLARI 1. S 11. F III. S IV. V. YL g A 8.

leri sırasıyla ASS()(6) OH) (:) (.) (...) (.) BT) (.) (;) (...) D() () () () ETC) () () () 17-18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Boş vaktim oldukça sinemaya giderim, yumuşak bir karanlığa gömülmüş makinenin hışırtısını dinleyerek ruhumun bir çetin yol üzerinde mola verdiğini hissede- rim. (II) Büyük dinlenme, bir karanlık denizine dalıp bir daha ışığa kavuşmamaktan başka nedir? (III) Sinema- nın diğer bir fazileti de olgun yaşın kafatası içinde bir deste devedikeni gibi sert duran acıtıcı mantığı yerine; çocuksu safdilliliğini, kolayca aldanış kabiliyetini koy- masıdır. (IV) Sihirli bir pencereyi andıran beyaz perde- de koşuşan, dövüşen, düşen, kalkan şahısların tatsız tuhaflıklarından veyahut kovboy süvariliklerinden veya tesadüfi olaylardan başka türlü tat almak mümkün olur muydu? (V) Ben bu yüzden en güzel, en dinlendirici uykularımı sinemanın, ipek yastıklar gibi başın arkası- na yığılan yumuşak karanlığına borçluyum. 17. Bu parçada yazar, sinema ve kendisiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir? A) İçsel yorgunluğu atmak için sinemayı tercih etti- ğine B) Sinema gerçeğini “büyük dinlenme" olarak nite- 9boolediğine C) Sinemanın insanlar üzerinde olumlu etkisinin bulunduğunu düşündüğüne D) Sinema hilelerinin farkında olmasına rağmen sinemadan zevk aldığına E Hayatın katı gerçeklerinden kaçmak için sine- maya sığındığına TYT 9. DENEME Raunt 19.

ES - 2022 Soru No: 25 Fransız sanatçı-düşünür Albert Camus, dünyayı akılla çözümlemeye çalışırken kendinden öncekilerin açtığı yollardan yürümektense kendine has, alternatif yollar açmayı seçmiştir. Edebî kimliğini ön plana çıkararak ortaya koyduğu eserlerinde, insan bilinciyle dünya arasındaki kopuşu usta bir düşünür edasıyla dile getirmekte ve hayatın anlamını bir filozofa yakışır şekilde *isyan" tavrında bulmaktadır. Ancak yazar kimliği üzerinde oldukça çalışılmış Camus'nün bir düşünür olarak aynı ilgiyi gördüğü söylenemez. Bu durum Camus'nün yapıtlanını tam olarak anlamanın önündeki en büyük eksiklik olarak görülebilir. Bu parçaya göre Albert Camus ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yapıtlarındaki tavrın ve düşünce zenginliğinin, anlaşılmasını zorlaştırdığı B) Yaşamın anlamına mevcut olana direnmekle ulaşılabileceğini savunduğu C) Yapıtlarında ortaya koyduğu bakış açısıyla özgün bir tavır sergilediği D) Eserlerindeki fikirsel ve felsefi zenginliğin, edebi kimliğinin gölgesinde kaldığı E) Yaşamsal çatışmalan anlamlandırmak için edebi ve felsefi bir çaba gösterdiği Cevap Anahtarı: Soru No: 26

Bal özü toplamak için kovandan ayrılan bir bal arısı, kovana kendi ağırlığının yarısı kadar bal özüyle döner. (II) Kovana girer girmez sağa ve sola doğru daireler çizer. (III) Bu hareket, diğer bal arı- larını bal özü toplanacak çiçeklerin bulunduğu yere yönlendirmek üzere yapılan bir tür danstir. (IV) Ko- vandaki bal arıları, gelen bal arısının dansıyla işa- ret ettiği yöne doğru uçmaya başlar. (V) Böylece, bal özü toplanacak çiçekleri bulmak için her bal arı- sının ayrı ayrı zaman harcaması önlenmiş olur. (VI) Sonuç olarak bal yiyebiliyorsak bunu arılara borçlu olduğumuzu unutmayalım. Bu parçada numaralanmış cümleler için aşağı- dakilerden hangisi şöylenemez? A) III. cümlede, öznel anlatım vardır. B) I. cümlede yargıya eşitlik anlamı katan ifade kullanılmıştır. C) I. ve II. cümleler, nesnel anlatımlıdır. D) VI. cümle, koşul anlamlıdır. E) IV. cümle, dolaylı anlatım cümlesidir.