Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

D Paragraf 19. Bu aşa 18. - 20. sorulan asagidaki parçaya göre cevaplayınız A) -B C D) E Benim hayatımda iki önemli dönüm noktası var. Birincisi 1962'de bıraktığım, terk ettiğim yüzlerce çlirimi yeniden bir şiir çizgisi tutturarak yazmaya başladığım tarih: yani Seyran kitabidir. Müthiş bir ilgi gördü... Neydi yaptigim? Bu kitaba, yüzlerce dergide çıkan birçok şiirimi almadım. Bunu hep sorarlar. Hepsine cevabın su olur. Ben şiiri bilmeden şiir yazıyordum. Yani sablon kullanıyordum, ayaklar belli idi. Redife tutkunluğumuz malum!.. Bunları çok kolay biliyordum ama şiir bu degill.. Şiir bunların ilerisinde, ötesinde, çok üstünde, çok derinde bir olgudur. Bu da neyle olur? Bu ancak olsa olsa bir üslup sahibi olmakla olur. Üslup sahibi olmadigin şiirlerin hepsi sablon şiirlerdir... Sonuç olarak Seyran'daki şiirlerimi yazdım. Tamamen heceye yeni boyutlar kazandırdım... Ikincisi emekli oldum. 20. Pa ola A) B) 6) D 5) 18. Yeni çıkan kitabına almadığı şiirleriyle ilgili soruya verdiği cevap yazarın Oz eleştiri yapma -H Anlatımını kötüleme Yenilikçi tavir takınma davranışlarından hangisine örnek gösterilebilir? alnız -BL Yalnız 10 et Yeinz III Diven El Lye III

l Turkcell LTE 00:53 %66 < Geri Yzyaynlartrkiyegenelipdfkuru... 9/44 YZ TYT Deneme 22. bir hastalıkta piden Yunanca Anadolu'da ya gikan.co notanda le in makbul etmek doo Stara rağmen yle yapılan mozde hem afindan eliyor, pide stadan çıraga Halk arasinda cam kemik hastal olarak da bilinen osteogenezis imperfekta, kemiklerin bir cam gibi kolay ve sikkinmasıyla kendini gösteren 11. Cam komik hastalgi, genetik goch gösterdiği gibi anne ve babanın genetik yapısı normal olduğu halde anne rahmindeyken oluşan mutasyonlar sonucu bebekte hastalığa yol açabilir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca dogru bir biçimde birleştirilmiş hali asagidakilerden hangisidir? in etkisiyle kryma ve atates sinin arifati de de, Larihin aan pidenin yerlere sırasıyla yz Ay Anne ve babanın kalitimsal yapısında olmasa bile anne karnında gerçekleşen degişimler sonucu ortaya çıkabilen cam kemik hastalığı kemiklerin bir cam gibi kolay kırılması şeklinde ortaya çıkan tehlikeli bile hastalıktır B) Korriklerin bir cam gibi kolay ve sık karılmasıyla kendini gösteren bir hastalık olan osteogenezis imperfekta, halk arasındaki adıyla cam kemik hastaligi, kalıtımsal yolla vaya bebeğin anno rahmindeyken geçirdiği hızlı değişimler sonucu ortaya çıkabilir St Osteogenezis imperfekta, daha bilinen adıyla cam kemik hastalığı, anne rahmindeyken yaşanan bazı değişimler sonucu ya da kalıtımsal olarak anne babadan geçen kemiklerin sik ve cam gibi kolay kırılmasıyla kendini gösteren bir hastalıktır. D) Kalıtımsal olarak geçtiği gibi ebeveynlerin genetik Yapısı normal olsa bile bebek doğmadan önce oluşan değişimler sonucunda da bebekte hastalık ortaya çıkarabilen osteogenezis imperfekta, halk arasındaki adıyla cam kemik hastalığı kemiklerin cam gibi kolay ve sık kidlmasıyla beliren bir hastalıktır. E) Halk arasında cam kemik hastalığı olarak bilinen osteogenezis imperfekta, anne ve babanın genetik yapısı normal olduğu halde anne rahminde oluşan mutasyonlar sonucu ortaya çıkan, kemiklerin cam gibr kolay ve keskin sekilde ortadan kırılmasıyla gozlemlenebilen bir hastalıktır nia: a kadar üzerinde en yüksek ak yapıdadır, mik bitki, su Kisminiysa gözenekler clan

22. 20. (1) Türkiye'de destan araştırmalarının son otuz yılda hız kazandığı bir gerçektir. (II) Türk araştırmacılar kendi des- tan zenginliğinin farkına varmadan önce Wilhelm Radloff gibi yabancı bilim adamları Türk destanlarını derleme ve değerlendirme yoluna gitmişlerdir. (III) Ancak derleme faaliyetleri bu ve benzeri bilim adamları ile başladı dene- mez. (IV) Oğuz kağan ve Dede Korkut destanları, tıpkı İlyada ve Odessa destanlarında olduğu gibi okuma-yaz- ma bilen aktarıcılar tarafından yazıya geçirilmiştir. (V) Bir nüshası Vatikan'da diğer bir nüshası Dresten'de bulunan Dede Korkut destanları döneminin dil, din ve kültürel özelliklerini yansıtır. (VI) Bu bağlamda yazılı duruma getirilen bu belgeler destan araştırmaları için sıkça baş- vurulan kaynaklardır. Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) IIB) III C) IV DV E) VI 21. Bilmem sizde de böyle midir? Yağmurlu havada yolculuk, benim üzerimde daima çok farklı tesir yapar. Bütün bir mazi, en kötü, en karanlık, en tamir edilmez taraflarıyla içimde canlanır, hortlaklarımla baş başa kalırım. Böyle zamanlarda hayat sanki bütün çeşmelerini kapatır, yalnız bir tanesi, azap ve üzüntünün kaynağı kalır ve ben onun besini

Çağımızda en ilgi çekici kavramlardan olan kimlik, hem kişinin kendisini nasıl gördüğünü hem toplumun onu nasıl gördüğünü kısacası bireyin tüm özelliklerini kapsar. Ancak bir başkasi ya da çevrenin çoğunluğunun kişiye giydirdiği bir kimlik de vardır. Gerçekle bire bir örtüşmeyen bu kimlikte kişiye yüklenen mis- yonlar, kişiden doğal akışta beklenenler; mütemadiyen tekrar- lanınca kişinin önce etrafıyla sonrada kendiyle çatışmasına ve kimlik kargaşası yaşamasına sebep olur. Bu parçada verilen altı çizili sözle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Kişinin kendisiyle hesaplaşmasının başka insanlardan kay- naklanması B) Kişinin kendini iyi tanımadığını fark etmesi ve mistik denge- sizlik yaşaması C) Kişinin etrafındakilerden dolayı kendine kızması ve depres- yona girmesi D) Kişi kendi niteliklerini belirleyemediği için içinde kaos yaşa- ması E) Kişinin ondan beklenenleri yerine getirmemesi ya da bunu istememesi

19. Yazar: - Necip Fazıl'ın Örümcek Ağı ve kaldırımlar şiir kitapları ile tüm tiyatrolarını okudum. Eleştirmen: En beğendiğiniz tiyatrolarını sorabilir miyim? Yazar: - Üç perdelik oyun olan eser, bir tiyatro yazarının geçir- diği büyük ruh çilesini anlatan bir başyapıttır. Eser için "geçirdiğim büyük ruh çilesinin sahne destanı" demiştir sanatçı. Hem insan ilişkilerinde hem de mahkeme salonla- rinda oldukça merhametsiz olan bir yargıcın verdiği hatalı bir idam kararı sonrasında karakterinin ters yönde değişi- mini işlediği eseri de yine çok önemli oyunlarındandır. Eleştirmen: Size katılıyorum ama bana göre verdiği hatalı karar sonrası yargıcın ters yönde değişimini işlediği eseri baş- yapıttır. Ayrıca benim için Necip Fazıl, bir roman ve öykü yazarından ziyade muhteşem bir şair ve oyun yazarıdır. Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Eleştirmen, Necip Fazıl'ın Kafa Kâğıdı adlı eserini şiir ve tiyatro eserleri kadar başarılı bulmaktadır. B) Yazarın Necip Fazıl'a ait en beğendiği eser, Bir Adam Yaratmak'tır. C) Yazar, Necip Fazıl'ın Aynadaki Yalan adlı kitabını henüz okumamıştır. D) Eleştirmenin en beğendiği Necip Fazıl tiyatrosu Reis Bey'dir. E) Eleştirmenin Necip Fazıl'ın şiir ve tiyatroları dışındaki eseri hakkında da bilgisi bulunmaktadır. A nellesletirecepia? eserler

29. Taklitçilik olarak da tanımlanabilen mimikri, evrimsel biyolojide kendilerine zarar verebilecek diğer türlerden kamufle olmak amacıyla bir türün diğer bir türe benzer özellikler geliştirmesi- dir. Genellikle görünüm taklit edilse de koku, ses, davranış ve canlının biyokimyasının da taklit edildiğinin örnekleri vardır. İlk olarak 19. yüzyılda kelebeklerin daha sonra birçok türün mimik- ri yeteneği akademik olarak kayda geçirilmiştir. Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Canlılar neden başka bir türe benzer özellikler geliştirir? B) ilk mimikri evrimi ne zaman ortaya çıkmıştır? C) Mimikri nedir? D) Mimikri yeteneği gözlemlenen ilk canlı türü hangisidir? E) Mimikri, başka türün hangi özelliklerinin taklidini kapsar?

33. Bir deney esnasında denekler bir anket doldurmak için bir odaya davet edildi. Denekler odada bulunan diğer iki kişinin oyuncu olduklarından habersizdi. Odaya aniden duman verilmeye başlandığında iki aktör sakin kaldığı tak- tirde denekler de sakindi. Fakat yalnız başına olan kişiler %75 oranında olayı yetkililere bildirdi. Odadaki aktörler sakin kaldığında sadece %10 denek odayı terk etti ya da dumanı yetkililere haber verdi. Bu parçaya göre 1. İnsanların yanlarında başka pasif bireyler olduğunda tepki vermelerinin geciktiği II. İnsanların olay ve durumlara tepkilerinin farklı olduğu III. İnsanların kendi içgüdüleri yerine başkalarının tepkile- rine daha çok baktığı IV. İnsanların çoğunun korkularını bastırabildiği yapılan deneyden çıkarilacak sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Yalnız! B) I ve II C) I ve III D) Yalnız III E) III ve IV

1- di di a 7 26. 21 Gram Deneyi! ABD'nin Massachusetts eyaletindeki bir hastanede gö- rev alan Dr. Duncan MacDougall, Nisan 1907 tarihinde American Medicine dergisinde çıkan bir makalesine göre, ruhun varlığını ispatlamak ve ağırlığını ölçmek için va- kumlu olmayan bir ortamda, kütle kaybının olabileceği ve hassas bir terazide ölçülebileceği şekilde bir deney hazırlamış ve ölmekte olan 6 hastasının ölüm anını ta- kip etmiştir. Bu hastalardan sadece 1 tanesi yaklaşık 21 gram kütle kaybetmiştir. Diğerlerinde hiçbir kütle değişimi olmamıştır. İnsanlardaki birçok değişken faktoru hesaba katması gerektiğini anlayan MacDougall, bu kez ölümleri şüpheyle karşılanan 15 köpekle deneyi tekrar etmiş ve hiçbirinde kütle değişimine rastlamadığı aynı deneyinde "İnsanların ruhu vardır ancak köpeklerin yoktur." şeklinde, bilim dünyasında çokça tartışılan bir sonuca ulaşmıştır. Bu araştırma yazısı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenebilir? A) Tartışmaya açık bir konu hakkında yapilan deneyle ilgili birbirinden farkli eleştirileri sunmaktadır. JOS B) Araştırma konusu deneyin güvenilirlikten yoksun, varsayımdan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. C) İddig/edilen tezi, sayısal verilere ve bilimsel temellere dayandırarak kanıtlamaya çalışmaktadır. D) Araştırılan konu hakkında araştırmacının bilgi biriki- mini, kişisel görüşleri aracılığıyla yansıtmaktadır. E) Araştırma konusunun ilgi ceken bir deney olduğu için güncelliğini yitirmediği vurgulanmaktadır.

Arkçe 25. Aşağıelaki parçalardan hangisi "Gerçek bir eleştirmen bir yapıtı ele alırken duygularıyla değil aklıyla hareket eder; yazara değil, esere odaklanır." düşüncesine uzak düş- mektedir? A) Gölgeler ve Hayaller Şehrinde adlı roman, babası Türk annesi Fransız olan Franck (Fuat) Chausson adlı bir gazetecinin İstanbul'a seyahati ve orada bulunuşu Si- rasında Alex adlı bir arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşuyor. Roman oldukça akıcı bir üslupla kaleme alin- mış. B) Kitap Toplu Fotoğraflar başlıklı üç bölümden oluşuyor ve kitapta bulunan her şiir de bu başlığa uygun bir şe- kilde yazarın geçmişine dair bir fotoğraf karesi hissini veriyor. Eski fotoğraflara bakarken kendimizi nasıl bi- raz yalnız, biraz üzgün hissediyorsak bu kitapta da bu hissi alabiliyoruz. C) Burcu Yalkın, gelecekte adı çok güzel yerlerde anılacak şairlerimizden biridir. Kendisini karşılaştırdığım isimler- le yan yana anılmayı hak ettiğini de şiirlerini okursanız göreceksiniz. Kendi tanımıyla, şiirinde gördüğümüz gi- bi ve belki de her şair gibi bir uyumsuz şair Burcu Yal- kin. D) Buradan Kurtulmak Bize Kaldı adlı şiir kitabı, Ulus Ba- ker'den "Çöldeyiz ve başka bir yerde değiliz..." alinti- siyla başlıyor ve şiirler bu çölde var olmaya çalışan ger- çek bir şairin düşüncelerini yansıtmanın yanında ayni çölde bulunan bizlere de duygudaşlık yaşama fırsatı MORZ YAYINLARI sunuyor E) "Babam öldü. Dün bir geyik avladım," diye başlıyor Doppler romanı. Tıpkı "Bugün annem oldu. Belki de dün, bilmiyorum." diye başlayan Yabancı gibi, tipki "An- nemin odasındayım. Şimdi burada yaşayan benim." di- ye başlayan Molloy gibi

2 17. - 18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız 19 Mekân Feşmekân'da görüş alanımızı sınırlandıran bir şey, bir engel olarak tanımlar mekanı Perec. Yaşamak ise bir me- kandan başka bir mekana geçmek demektir. Mekanlar tıpkı anılar gibi zamanla aşınır, bu yüzden onları dondurarak bir metnin sınırlarında saklamak ister. Ne var ki, yazı masası- nin üzerindeki metin mekanın bir parçasıdır, metin yazıldıkça mekan da değişir ve bu yüzden mekani metne kusursuz bir biçimde yansıtmak imkansızdır. Diğer yandan, bir mekani içindeyken tarif etmek, uzağındayken tarif etmekten farklıdır. Perec'in "Yerler" projesi yola işte buradan çıkar. Paris'teki 12 mekanın önce içlerindeyken ve ardından oralara dair anıları da kapsayarak dışarıdan yapılan iki tarifi bir zarfta mühürle- necek ve bu eylem 12 yıl boyunca birer kez tekrarlanacaktır. İlham verici, öyle değil mi? Öykülerin yelerde insanlar ranli, ek iki arada nan, zih döküş düşünn Sik kur bizi ok türüyor mahar bir cür 17. 19. Bu parçada sözü edilen yazar ile ilgili olarak, 1. Mekanları, yazıyla koruma altına aldığı II. Mekanlar ile ilgili örnek olacak bir projesinin olduğu III. Mekanların tanımını yapmakta zorlandiği yargılarından hangisi ya da hangileri söylenemez? A) Yalnız 1 B) I. ve 11. C) I ve III. D) Yalnız 11 E) Yalnız 111 O BILIM ANAHTARI YAYINLARI 20. 18. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur? Tanımlamaya yer vermel B) Benzetmeye başvurma C) Gerekçeli anlatimlara yer verme D) Gözlem gücünden yararlanma E) Değişik cümle türleri kullanma

33. Romanın bir kimliği, bütüncül bir dünyası olmadığı için ne olduğuyla ilgili belirsiz yollar hep aynı kapıya çıkıyor. Arada birkaç ayrıksı roman ve yazar çıkıyor, onları okuyarak değerlendiriyoruz. Batı'da neredeyse yüz yıldır öldüğü, iflas ettiği yazılıp konuşulan romana bir şey olmuyorsa yaşadığı değişimin geleceğe yeni kapılar açmasındandır. Oysa burada romanın hem düzyazı hem de kurmaca oluşunun ne büyük olanaklar sunduğunun ne kadar farkında olunduğu kuşkulu. Roman, öykünün ya da şiirin içine alamayacağı dünyaları hem apaçıklık içinde alabilir hem de onları gerçek hayatın soluk renklerinden bambaşka bir yaratıcılıkla bizi şaşırtacak biçimde ortaya koyar. Bunu anlamak için dikkatimizi çevirmek gerekir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada roman türünün varlığını sürdürmesiyle ilgili ortaya konan bir tespit değildir? A) Kesin bir tanıma ve özelliklere sahip olmaması B) Değişime ve gelişime açık olması C) Kurmaca özelliğine sahip olması D) Yaratıcı birkaç yazar sayesinde varlığını koruyabilmesi E) Başka edebi türlerle anlatılamayacaklara zemin sağlayabilmesi

PARAGRAF 12 12. Fresko Apartmani, ilk kitaplarda görülebilen bazı kusurlands banndirmiyor değil. Bunların başında öykülerin çevre vo kişiler bakımından ilgili olması meselesi var. Birbiriyle konuşan öyküler bunlar. Öykülerin birbiriyle diyaloğa girdiği eserlerde özellikle dikkat edilmesi gereken şey, her bir öykünün kendi bağımsızlığını koruyabilmesidir. Yani öyküler tek başına okunduğunda bir eksiklik ya da fazlalık barındırmamalıdır. Fresko Apartmanı'ndaki öyküler ise bir süre sonra, birbirleriyle diyaloglarına dayanmaya başlıyor. Bazen bir öyküdeki bir ayrıntı için başka bir öyküye bakmanız gerekiyor. Burada hafif bir kararsızlık yaşıyor okuyucu:- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) Acaba sonraki öykülerde bu durum düzelecek midir? B) Bu öyküler ileride birbiriyle kesişecek midir acaba? C) Yazar, ileride roman yazmayı deneyecek midir? D) Kitap, bir öykü kitabi mu yoksa bir roman mıdır? E) Yaz Yazarın üslubu mu bunun nedeni yoksa karakterlerin ilişkili olması mıdır?

37. Bu geleneksel selamlamayı yapmak için göğsünüzün üzerinde kalacak şekilde avuç içlerini birbirine doğru yerleştirin ve baş parmaklarınız çenenize, diğer parmak uçlarınız alnınıza değecek şekilde kafanızı eğin. Grönland'da yaşayanların "kunik” adı verilmiş bir merhabalaşması vardır. Bunu yapanlar burunlarını ve üst dudaklarını karşısındakinin yanağına veya alnına koyar ve soluk alır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Farklı selamlaşma biçimlerine dair bilgi verilmiştir. B) Aynı selamın yerden yere farklı tasvirlerine yer verilmiştir. C) Selamlaşmalar farklı olsa da insanların tepkilerinin benzerliğine değinilmiştir. D) Selamlaşmanın bir toplumu yakından tanımadaki önemine vurgu yapılmıştır. E) Değişik selamlama biçimlerine rağmen algılananın aynı oluşu aktarılmıştır.

arayıp 2. Yıllar önce bir ayakkabı şirketinin sahibi pazar araştırması yapmak üzere Afrika'ya aralıklı olarak iki pazarlamacisini gönderir. Ayakkabı satışı yapılıp yapılamayacağını gözlemleyen birinci pazarlamacı araştırmasını bitirdikten sonra patronunua şöyle der: “Patron, haberler kötü. Burada bizim için hiçbir fırsat yok çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor.” Birkaç ay sonra aynı yere giden ikinci pazarlamacı ise izlenimlerini yaptıktan sonra ise patronunu arayıp heyecanla; “Patron, haberler harika. Afrika'da bizim için inanılmaz fırsatlar var. Burada hiç kimsenin ayakkabısı yok!" der Bu parçadan yola çıkarak aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz? A) Olaylar aslında tektir ve biz onlara kendi bakış açımıza göre farklı anlamlar yükleriz. By Kişiler olaylar üzerine aynı düşüncede ilerlemez. C) Olaylar içinde bulunulan şartlara ve düşüncele- re göre değişiklik gösterir. IN insanların düşünceleri davranışlarıyla aynı E) Olaylar değişse de düşünceler aynı olmamalıdır. brantıdadır. 127

PARAGRAF lanmale apilan ip dolari 6. dir? hli oldu erince nasinin 5. (0) Efemçukuru, İzmir'e kuş uçuşu 20 kilometre uzaklıkta, Menderes'in tepelerinde, 700 metre yüksekliğiyle "kentin damı" denilen bir köy. (II) Alfons tipi üzüm bağları ile ünlü olan bu orman köyü, Kurtuluş Savaşı sırasında işgale direnen efelerin sığınağı olmasından almış adını. karşılayan Tahtalı Barajı'nın ve Balçova Barajı'nın da içinde (III) Efemçukuru bugün İzmir'in içme suyunun yüzde 40'ini yer aldığı su havzasının içinde bulunuyor. AV) Efemçukuru'nda Kanadalı bir şirket 10 yıldır altın madeni işletiyor, altın madeni işletmelerinin siyanür kullanarak suyu ve toprağı zehirlediğini artık bilmeyen kalmadı. (V) Buna rağmen, başlarda çevreci birkaç örgütün ciliz itirazları dışında basın ve televizyonlar bu konuyu anlaşılmaz bir şekilde -belki de anlaşılır bir şekilde gündeme getirmiyorlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda söylenenlerin hangisi doğrudur? A) 1. cümlede sözü edilen köye İzmir'den ne kadar sürede varılabileceği söylenmiştir. B) II. cümlede köyün tarımsal üretim çeşitliliği hakkında bilgi vardır. Öz ardi firme ile C) III. cümlede köyün, coğrafi konumu kesin olarak belirtilmiştir. D) V. cümlede siyanür kullanımının altın madeni çıkarmadaki işlevi açıklanmıştır. E) V. cümlede bölgede yaşanan çevreye zararlı etkinliğin medyada yer almayışının sebebine dair imada bulunulmuştur. için, hatta lerden ne benzer lenen bir i anlamdi

1. (1) İlk insan topluluklarındaki simgesel düşünce hakkin- da en fazla çalışmanın yürütüldüğü disiplin, gün yüzü- ne çıkardığı somut kanıtlarla arkeolojidir. (II) Ne var ki arkeoloji elde ettiği maddi bulguları kendi yöntemleriyle yorumlamakta yetersiz kalır. (III) Simgelere dair çalışma- lara yakından bakıldığında bu eksikliğini, farklı alanların yöntem ve tekniklerinden faydalanarak gidermeye çalış- tığı görülür. (IV) Nitekim birçok nitelikli arkeolojik çalış- ma, etnografya karşılaştırmalarına ve sosyal antropoloji kuramlarına yaslanır. (V) Zaten simgesel düşüncenin doğuşunu sosyal antropoloji açıklayamazsa hangi disiplin açıklayabilir ki? Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? AI B) II C) III D) IV E V (2021-KPSS)