Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

(Sosyokültürel bakış açısını kabul eden psikologlar, kültürleri inceleyerek davranışın sebebi ile sonuçları arasındaki farkı değerlendirirler. Bu sebeple bu bakış açısı psikolojik araş (tirmaların Batı gözüyle yapıldı ve orta sınıf beyaz Ameri- (kalılara odaklı olduğu eleştirisine önemli bir cevap niteliği taşır Aynı ülke sınırları içinde bulunan farklı grupların karşı- laştırılması da bu bakış açısı altında toplanır. Örneğin, araş- tırmacılay Amerika'daki beyaz Amerikalılar ile siyahi Ame- rikalı gençlerin beslenme bozukluklarını karşılaştırabilirler. Bu kültürel etkenler, aynı zamanda Amerika ile Japonya gibi ülkelerin karşılaştırılmasına da yardımcı olur. Kültürlerarası psikologlar, araştırmacıların geliştirdiği teorilerin tüm insan- lara mi yoksa belirli topluluklara mi uygun olduğunu bu sa- yede araştırırlar. Bu parçaya göre sosyokültürel bakışı savunan psiko- Joglarla ilgili, 1 Aynı ülkede yaşayan insanlar arasındaki kültürel farklı- likları değerlendirdikleri, Yapılan araştırmalarda Batı ülkelerinin kullandığı yön- tem ve yaklaşımları kullandıkları, il. Davranışları incelerken bunların kültürel nedenleri ve sonuçları arasındaki ilişkileri dikkate aldıkları değerlendirmelerinden hangileri yapılabilir? A) ve II B) I ve III C) II ve III D) Yalnız III E) I, II ve III "? Bati ghiake yperlching b yoldagi ne demek?

deltog 4. Kahvenin kaç yıllık hatırı olduğu atasözlerimizde geçer. Ama son zamanlarda gerçek olan bir durum varsa o da dünyada yoğun il- gi gördükten sonra birkaç yıldır da İstanbul'da başlayıp Anadolu şehirlerimize yayılan "Üçüncü Dalga Kahve" akımı mekânlarının sosyal ve gündelik hayatımızda oldukça hatırı olduğu. Aslında biz, UNESCO tarafından koruma altına alınmış, dünyada Türk kahve- si olarak bilinen bir değerli içeceğe sahibiz. Kahvemiz, Avusturya kaynaklarında bir şehir efsanesine dönüşen hikâyeyle Viyana ku- şatması sonrasında Osmanlı askerlerinin çuvallarca cephede unut- tukları kahve çekirdekleri sayesinde Avusturya'ya giriş yapıp tüm Avrupa ve dünyaya bir içecek kültürü olarak yayılmıştır. Bu parçadan hareketle Türk kahvesi ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? A) Anadolu'da yayılması dünyadan daha sonra olmuştur. B) Dünya tarafından tanınan, tescilli marka bir içecektir. C) Batı dünyasına girişi efsanevi bir şekilde olmuştur. D) Bir kuşatma ardından farkında olmaksızın Osmanlı askerle- ri tarafından Avusturya'ya yayılmıştır. E) İkram edilmesi ve içilmesi, kültürümüzce önemli sayılmıştır. 119

2021 Sukce 37. Insan yapımı nesnelerin tahmini ağırlığı bir teratona (1 trilyon ton) ulaştı. Yeryüzündeki kişi başına her hafta kendi vücut ağırlığı kadar nesne üretiliyor. Bu rakamlar, insanın dünya üzerindeki etkisini göstermek amacıyla bir araştırma ekibi tarafından hesaplandı. Araştırma ekibin- den sorumlu Dr. Ron Milo BBC'ye yaptığı açıklamada "Insanın dünyayı şekillendirmede oynadığı büyük rolü ve dünyanın durumunu göstermesi bakımından bu tah- minler sembolik önem taşıyor." dedi. "Her birimizin rolü, ne kadar tüketim yaptığımız ve canli dünya ile insanlık arasında daha iyi bir dengeyi nasıl kuracağımız konu- sunda kafa yormak. Gereksiz tüketim yapmanın yanlış olduğunu kavramak oldukça önemlidir." Bilim insanları, 1900'den bu yana üretilmiş insan yapımı nesnelerin ağır- liğini, gezegenimizdeki tüm canlıların ağırlığı ile kıyasladi. Insan yapımı ürünlerin ağırlığının her 20 yılda bir, ikiye katlandığı tespit edildi. Yeryüzündeki hayvan varlığı ise ormanlann ve doğal ortamların kaybı nedeniyle giderek azalıyor. Ekolojik denge her geçen gün bozuluyor. Bu haber yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Sayısal verilerle sorunun önemi somut şekilde ortaya konmuştur. B) Sanayinin gelişmesiyle sorunun çok daha fazla büyü- düğü vurgulanmıştır. C) Durumun, gelecekte daha büyük sorunların varlığına kapı araladığına dikkat çekilmiştir.) D) Doğal yaşamın söz konusu sorundan etkilendiği dile getirilmiştir. E) Sözü edilen soruna çözüm önerisine yer verilmiştir.

B warçaya göre 39. 40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz rasindakini bir konuya tadir. Kayla, sozio di arlanılarak başkalannin değiştiribit. Ikna. aslinda da dile getirmedikleri nel alt Bahsi geçen anla ya da israrla çalişma ve ayı ve bütün bunlar ay yoldan aktarmay almak isteyen bireylerin ygun bir şekilde kniklerden biri olan tüste evet yanıt verme lur ve ürünü satmak, ngi bir konuda yardım en sona birakili Oykülerimde ve romanlanmda sanırım üzerinde en çok durduğum şey, olay örgüsü. Olay orgüsünün doğru bir yerden başlaması ve okuru öyküye çekmesi, sonra da merak unsuru hep ayakta kalacak şekilde heyecanlı bir şeklide ve en önemlisi de olağan bir akışla devam etmesi gerekiyor. Bu yüzden olayi başlatip karakterleri belirledikten bir süre sonra karakterlerin bender bağımsız hareket etmesine izin veriyorum. Aklima düşen o hikâyenin devamını hikâye exreninde gerçekleştiği şekilde nakletmeye çalışıyorum. Ruhani bir şeyden bahsetmiyorum kesinlikle ama kurgunun dikiş izleri görünmesin istiyorum. Aynica çoğu kişinin farkına bile varmadiği ayrıntıları anlatmayı seviyorum. Ben de hikâye anlatciligr gereği o küçük, önemsiz görünen aynntlara kurgu içinde büyük roller veriyorum. Bir de popüler kültüre veya dijital dünyaya ait latlar özellikle kullanayım gibi bir düşüncem yok ama bunian kullanmaktan da kaçmıyorum. Olay örgüsünde yeri varsa, anlatmak istediğim hikâyeye doğru bir renk katiyorsa kullanıyorum aşağıdakilerden ar olarak görüldüğüne uşturma amacıyla 39. Bu parçada konuşan yazar ve eserleriyle ilgili olarak asagidakilerden hangisi Soylenemez? Olay anlatımını belli bir plan dahilinde yapmadığı Halkın kullandığı ifade kalıplanndan yararlandığı Ayrıntılara işlevsel olarak yer verdiği ecerisi olduğuna Biğina b) Karakterlerini yaşamından esinlenerek oluşturduğu Akici bir anlatımı esas aldığı i aşağıdakilerden Bine uygun bir 40. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Verilmek istenen mesajı gizlemek BT Hiçbir yazar veya eserin etkisini taşımamak erinizin un oluşturur mu? k, emeklilikte rahat Cyboğal ve gerçekçi olmak Dy her şeyi ayrıntılı olarak anlatmamak prokurda ninda elde Unuz mu? urda bir farkındalık oluşturmak firmalardan asinin kapsamini 11 TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BİLİMLER TESTINE GEÇİNİZ

9. 1. ar Felsefenin ortaya çıkmasıyla ilgili görüşler, çoğunlukla kabullere dayanır. Bu kabuller, bugüne ulaşan sözlü ve yazılı (tarih, antropoloji, arkeoloji vb.) birçok bilginin yorumlanması sonucunda oluşmuştur. Elde edilecek yeni bilgiler, var olan kabulleri değiştirebilir ama uzlaşılan bilgilere göre felsefe; farklı medeniyetlerin felsefeye temel olabilecek bilim, inanç ve öğretilerinin sistemleştirilmesi ile MÖ 6. yüzyılda belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Felsefenin ortaya çıkışı ve sistemleşmesinde bazı filozoflar öne çıkmıştır. < Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazarın düşüncesiyle bağdaşmaz? A) Kabullerin oluşumunda farklı bilgilerin değerlendirilmesi etkili olmuştur. B) Yazılı bilgilerde sağlanan kesin uzlaşı, felsefe gibi bilimlerin tanımını kolaylaştırmıştır. C) Felsefenin düzenli bir disiplin hâline getirilmesinde filozofların işlevi yadsınamaz. D) Değişik uygarlıklarda görülen bilimlerin sistemleşmesi, felsefeyi meydana getirmiştir. Ey Orijinal bilgilerin var olan kabulleri değiştirme olasılığı, göz ardı edilmemelidir.

410 5 6 8 asına lem- Z, ne süre -, her kabul birini bilirdi n sirf Zaten yok! ger- -Bu- a ali- siniz. nunu düm. Teknik olarak dokumanın iplikleri üzerinde yürütülen iğ- neler grubunun iplik sayılarak yapılan alt başlığı altında incelenen çapraz iğne, halk arasında kanaviçe olarak bi- linir. Kanaviçe, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biridir. Ait oldukları ülke veya bölgenin çeşitli kültürel ve ekonomik değerlerini yansıtır. Günümüzde ise bu işi ma- kineler üstlenmiştir. Bilgisayar yardımıyla daha albenisi olan desenler işlenmeye başlanmıştır . El işleriyle bu işler giderek zorlaşmıştır. Anadolu ve Rumeli'de; Avrupa kay- naklı kanaviçe işlemelerinden renk, konu ve kompozis- yon özellikleri bakımından farklı olarak uygulanmaktadır. Her genç kızın uygulamayı bildiği ve mutlaka çeyizinde yer verdiği bir işleme çeşididir. Anadolu'nun her köşe- sinde yoğun olarak uygulanan kanaviçenin, geleneksel Türk işlemelerimiz içinde önemli bir yeri vardır. Günü- müzde ise Anadolu'da kanaviçeye olan ilgilinin azalma- sıyla birlikte bu sanat bir dekorasyon malzemesi olarak kullanılan bir işleme çeşidine dönüşmüştür. le en SUPARA 39. Bu parçaya göre, kanaviçenin diğer el sanatları gibi yok olma tehlikesiyle karşılaşmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) El işi ürünlerin giderek insanların ilgisini çekmemeye başlaması B) Sanatı yaşatacak ustaların yetiştirecek çıkarak bulmada zorlanması C) Günün şartlarına ayak uyduracak çalışmaların yapılmaması D) Teknolojik gelişmelerin daha gösterişli ürünler ortaya çıkmasına olanak sağlaması E) Sanatı destekleyecek kurumların varlığının gün geçtikçe azalması n rden siyle Leşti, mü- lerini dön- wince inde enin 40. Bu parçada aşağıdaki neden - sonuç ilişkilerinin Hangisinden söz edilmektedir? A) Kanaviçeye ilginin azalması - Kanaviçenin dekorasyon malzemesine dönüşmesi B) Kanaviçenin süs amaçlı kullanılması - Ticaretin gelişmesi C) Bilgisayarın kullanılması - Kanaviçenin daha çok ilgi çekmesi D) El işlerine ilginin giderek azalması - Turistlik ürünlerin ilgi çekmeye başlaması E) Renk çeşitliliğinin artması - Kanaviçenin zenginleşmesi tüm sede

TYT / TÜRKÇE 17 16. Kalya'da bilim adamlarıyla birlikte yenen bir akşam ye- meğine, zamanın nesnel yansımasından görsel dinami- ğine ve Oppenheimer'dan Kâtip Çelebi'ye, Escher'den Ismet Özel'e uzanan ve okuru, açılan her kapının ar- dinda gördüklerinin heyecanıyla bir sonraki kapıyı aç maya yönlendiren bir yolculuk... Kitabı okuduğum süre içinde aklıma sık sık "Charlie'nin ölümü" bilmecesi geldi: "Bill, bir gün eve gelir ve oturma odasına girince Char- lie'nin yerde cansız yattığını görür. Tom da odadadır, yerde su ve cam parçaları vardır. Charlie nasıl ölmüş- tür?" Bilmeceyi sorduğunuz kişi bir edebiyatçıysa hemen bu verilerden yola çıkan kurgusal bir metin oluşturacak- tır. Büyük bir olasılıkla şüphelerin yoğun olarak üstünde toplandığı Tom'u aklamaya çalışan, ortamı kusursuz bir şekilde betimleyen, Bill'in anlatici rolüne büründürüleceği polisiye bir metin çıkacaktır ortaya. Bilimsel nesnellikten uzak, giderek romantik bir gözlüğe sahip bir yaklaşım... Oysa bilmecenin butun unsurlarını nesnel bir çatı altında toplamayı başaran bilim insanı için oluşturulacak me- tinden çok bulunması istenen yanıt önemlidir. Öncelikle yanıtı düşünecek ve bulduğu yanıtın anlatımı sürecinde istediği metodu seçme özgürlüğünü kullanacaktır. Edebiyatçı ile bilim insanının bakış açısı karşılaştı- rıldığında 1. Edebiyatçı olaya kurgusal bir yazı materyali gö- züyle bakarken bilim insanı sonuca ulaşma amacı taşımaktadır. II. Edebiyatçı gerçeği dönüştürerek eser oluşturma amacı taşırken bilim insanı sorunun cevabını ara- ma amacı taşımaktadır. II. Edebiyatçı olayları bilmece hâline getiren bir metin tasarlarken bilim insanı bu bilmecenin cevabına yoğunlaşmaktadır. yargılardan hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız B) Yalnız C) I veku D) Il ve III E) I. de III V

SÜ 2022 290 MSÜ 2022 30. 29. 15:45 HD%30 154 Soru No: 30 Montaigne'in Denemeler adlı eserinin yüzyıllardır okunması nasıl açıklanabilir? XVI. yüzyılda yaşamış bir Fransız soylusuyla XXI. yüzyılda dünyanın dört bir yanındaki tüm okurlar arasında ne gibi ortaklıklar vardır? Bu sorular, aslında Montaigne'in hümanist evrenselliği ile yanıtlanabilir. Felsefi kuşkuculuğu benimsemiş olan yazanın kuşkulanmadığı tek şey, insanın, bütün çeşitliliğine karşın yeryüzünün her yerinde ve her döneminde aynı insanlık değerlerini paylaştığı görüşüdür. Montaigne, her bir kişide insanlığın bütün hâlleri"ni gördüğünü söyler ve çok da uzağa gitmeyerek kendini odağa alır, denemelerini kendi olabilme" amacına adar. Bu yüzden klasik eserlerle dolu kütüphanesinin bulunduğu kuleye kapanır. Denemeler bu içe kapanmanın bir ürünüdür. Tanp dükk haya Etra geci XIV mec gor but Bu Ta Bu parçaya göre Montaigne ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Yazmayı toplumsal bilinç oluşturma yolunda bir araç olarak kullandığı Yazıldığı dönemin ötesine geçen kalıcı bir eser ortaya B) koyduğu Kendini toplumdan soyutlayarak eserini kaleme aldığı Farklı coğrafya ve kültürlerden insanlara hitap eden D) eserler ürettiği Kendinden yola çıkarak evrensel insani değerleri ele E) aldığır Anahtarı

. tat: Keyif, hoşa giden durum bırakmak: Engel olmamak • bulunmak: Mevcut olmak, yer almak Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "tat, bırakmak, bulunmak” sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Dizelerimde, okurda tarihsel zaferlere dönük bir tat bırakan detaylar da bulunur. B) Bırakin da kimse gelmeden hazırlıkları tamamlayalım, işlerimiz bitmezse ağzımızın tadi kaçacak ve davetliler ikramda bulunmak için bir şey bulamayacağız. v C) Onun öykülerini elinizden bırakamazsınız, onlarda büyük bir edebî tat bulunur. D) Bulunduğu her projeden ayrı bir tat alırdı, bıraksalar gece gündüz tiyatro sahnelerinde yaşard. E) İyi bir romanı okumayı yarıda bıraktığınız zaman mahrum kaldığınız sanatsal tat, bir daha zor bulunur.

25. Gazeteci: "Herkesin derdi gibi dertlerim var." diyen genç arkadaşınıza neden roman ve hikâye yazmayı bırakmasını söylediniz? Yazar: Sıradan bir insan olmadığımız için. Gazetecl: Aynı sözleri söyleyen bir şair olsaydı yanıtınız yine aynı mı olurdu? 6 1 Yazar: Bir şaire derdini sormazdım. Olsa olsa bakıp gör- düklerini değil de içini delen şeyleri betimlemesini isterdim ondan. S M a Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? At Kederden, tasadan, dertten sürekli olarak bahseden bir sanatçı, kendini yok eder. By Insan düşündüğünü dert eder, dert ettiğini düşünür, der- diyle degerlenir, değeriyle dertlenir. Topluma ayna tutan, toplumdaki insanlar gibi düşünen kisi sanatçıdır . D) Sanatçıların derdi, normal bir hayat yaşamayan bazı in- sanlar ile benzeşen bir derttir. E) Sanatçı, hayat irmağının uzaktan seyircisi değil; onun soğuk rüzgarlarında üşüyen, duyarlı bir kişidir. 10 Diğer Sayfaya Geçiniz.

A) 1 2. 8. 1. Günlük hayatta az rastlanan, ilgi çekici olayları okuyucuda heyecan ve merak uyandıracak bi- çimde anlatan roman türüdür. dile ko- a senin, Dört yıl disinden laşmış, geldi. ede ne II. Sınıf çatışması, geçim sıkıntısı, göç gibi top- lumsal ve ekonomik sorunları veya birtakım tö- releri ele alan roman türüdür. III. Gelecekte olabilecek olayları bilimsel bir yak- laşımla, hayal gücünü de kullanarak anlatan rinden roman türüdür. IV. İnsanın iç dünyasını, bilinçaltını, olayların in- sanın ruh dünyasına etkilerini anlatan roman türüdür. Numaralanmış cümlelerde aşağıdakilerden hangisi hakkında bilgi verilmemiştir? Egzotik roman B) Sosyal roman Macera (serüven) romanı mra- Jat- RO- D) Tahlil romani yle E) Bilim kurgu romanı

U s. M AR Bir yayınevi tarafından yayımlanan kitap dizisinde, metin- lerin kitap hâline dönüştürülmesine okurların da katılması istenir. Bu dizideki kitapların ön kapakları, okurlar tarafın- dan tasarlanması için boş bırakılarak satışa sunulur. Ki- tap ile okur arasında kurulan bu yeni etkileşim alanı hızla kabul görmüş olacak ki okurlar tarafından yayınevine yüz- lerce kapak tasarımı iletilir. Gönderilen kapak tasarımları- nin seçilmiş örnekleri, yayınevinin Internet sitesinde ser- gilenir. Böylece okurlar, eserlere kattıkları yorumu diğer okurlarla paylaşma fırsatı yakalar. Bu parçada söz edilen yayınevi ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Okurların kendi arasında etkileşimde bulunmalarına ortam sağladığına B) Kitap üretim sürecine okuru dâhil eden bir uygulama gerçekleştirdiğine C) Başlatmış olduğu uygulamanın okurlar tarafından ilgiy- le karşılandığına D) Okurların ortaya koyduğu fikirleri dikkate alıp değer- lendirdiğine E) Kullandığı yöntemin okur sayısını artırmada etkili so- nuçlar verdiğine WORDS Sie

TYT 22. Yazar: Gazeteci: "Kalem"in insan ruhunun göklerinde dolaşan duygu, düşünce bulutlarını kağıda indiren bir gücü olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kalem ve kâğıdı birbirinden ayrı düşünemiyorum. Dünyamızı güzelleştiren, değiştiren tüm yazınsal eserler, kâğıtla kalemin bütünleşmesinden doğmuştur. Gazeteci: Yani "kalem"in, gerçekler dünyasının dilini yazının, sanatın diline dönüştürdüğünü mü söylüyorsunuz? Yazar: Kırlar, kelimelere döküldüğünde barındırdıkları yeşilliklerden daha yeşil hâle gelir. Çiçekleri hayal gücünün uzamında resmederek anlattığımızda hücresel yaşamda asla olmayacak kadar uzun ömürlü renklere bürünürler. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenemez? A) Yaşamlar sözcüklere döküldüğünde bir değişime uğrar, olmadıkları boyutlar kazanırlar. B) Sanatın amacı, görsel tablolar aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal bir ruh hâline taşıyabilmektir. Kâğıt , kalem ustalarının, gerçekleri duygu dünyasının sularıyla yıkayıp arındırdığına inanıyorum. D) Bir yazarın elindeki kalemin; değiştirici, dönüştürücü bir gücü vardır. E) Hiçbir doğa parçası, bir sanat eserinde yansıtılan kadar canlı, uzun ömürlü olamaz.

27. XIX. yüzyıl başlarında empati kavramı; gözlemle- yenin duygu ve düşüncelerinin gözlemlenen nes- neye yansıması, bakanın kendisini baktığı şeyde bulması anlamında kullanıldı. XIX. yüzyılın sonla- rina doğru ise epistemoloji bağlamında önem ka- zanan kavram, kişinin gözlemlediği nesneyle öz- deşim kurarak ötekine ve kendi varlığına ilişkin bilgi sahibi olmasını sağlayan bir deneyim olarak görülmeye başlandı. Bu görüşe göre empati için başkalarının duygularını hissedebilmenin yanı sıra akılcı bir kavrayış da gereklidir. Psikoloji ve nörobilim alanlarındaki çalışmalar ise empatinin, doğumdan itibaren hayatta kalmayı sağlayan bir süreç olduğunu gösterdi. Bunlara göre bebek, ön beyinde henüz ana rahmindeyken oluşmaya baş- lamış olan ayna nöronlar yoluyla ötekini taklit ede- rek çevresini tanımaktadır; esnemek veya hap- şırmak gibi davranışların yetişkinlerde de bulaşıcı olması bundandır. Bu parçaya göre empatiyle ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) İnsanın çevresine uyumunu sağlayan araçlar- dan biridir. B) Ortaya çıkmasında biyolojik yapıların etkisi gö- rülür. C) Karşılıklı etkileşimi artırarak kitleler arası ileti- şimi kolaylaştırır. D) Anlamlandırmasında zaman içerisinde deği- şimler yaşanmıştır. E) Şekillenmesinde davranış tekrarlarının önemli bir rolü vardır.

37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Aristoteles, dostluk erdeminin insani yaşam için mec- buriyetinden, insanın diğer insanlarla kuracağı dost- luklara ne denli ihtiyaç duyduğundan söz ettikten son- ra, mutlu bir yaşam için dostluğun ne anlama geldiğini göstermeye çalışır. İlişkilerin niteliği bağlamında üç dostluk türünü birbirinden ayırt eden Aristoteles, ilk olarak en aşağı düzeyde gördüğü ve fayda üzerine ku- rulan dostluğu ele alır. Ona göre bu dostluk, tarafların birbirlerinden yararlanmaları temelinde ortaya çıktığı için genellikle yaşlılarda ve zengin-fakir, bilgili-bilgisiz gibi birbirine zıt özelliklere sahip insanlar arasında, ihti- yaçları karşılamak üzere kurulur. Siyasi dostluk olarak da adlandırılabilecek bu dostluk türü, çıkarların sona ermesiyle anlamını yitirdiği için ortadan kalkar; üstelik bu gerçek dostluğa en uzak olan dostluk biçimidir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) İdeal dostluğun nasıl gerçekleşeceğine B) Siyasi dostlukların bir gün biteceğine C) İlişki türlerinin dostluğun şeklini belirlediğine D) Dostluk türlerinin kaç çeşit olduğuna E) Kişilerin insanlarla ilişkiye ihtiyaç duyduğuna 38. Bu parçadaki altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İlişkilerin sürdürülebilirliğinin bazı ölçütlere göre belirlenmesi B) Kurulan dostlukların özelliklerine göre değerlendi- rilmesi Mutluluk için ilişkilerin güçlü bir bağ oluşturması D) Çıkara dayalı var olan ilişkilerin özellikleri E) İlişkilerin ne kadar süre devam edebileceği

B 35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. nlu -yan z. oloji (1) Organik meyve yetiştiriciliği ticari bir faaliyettir elbette ama aynı zamanda, daha sağlıklı ürünler tüketmek isteyen insanların bu ihtiyacına karşılık vermekte ve doğal çevrenin uzun vadede korunmasına hizmet etmektedir. (ul) Ürünlerin tarımı yapılırken doğal kaynaklar ve enerji, maksimum verimlilikte kullanılır ve modern yetiştiriciliğin birçok imkânından yararlanılır. (III) Bu özellikleriyle organik tarım devletler ve ekolojik duyarlılığa sahip kesimler tarafından desteklenmektedir. (T) Organik meyve üretiminde son yillarda görece bir artış olsa da nüfusa oranla organik ürün tüketiminde Türkiye, dünya ortalamasının oldukça altındadır. (V) Bunun temel nedenleri arasında organik ürünlerin pahalılığı ve ülkedeki insanların daha ekonomik olana yönelmesi ile organik ürünlerle ilgili güven sorununun aşılamamış olması başı çekmektedir. (VI) Tüketici aldığı ürünün gerçekten organik olduğu konusunda bir gönül rahatlığı içinde değildir ne yazık ki. SI 35. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda söylenenlerden hangisi yanlıştır? AY I. cümlede organik meyve yetiştiriciliğin iki yönlü bir özelliği olduğuna değinilmiştir. B) II. cümlede organik tarımın “çevre dostu" bir üretim şekli olduğuna dikkat çekilmiştir. III. cümlede devletlerin çevre duyarlılığı ile ilgili sivil toplum kuruluşlarını desteklediği anlamı vardır. D) IV. cümlede organik meyve üretiminde yakalanan artışın henüz yetersiz olduğu anlamı vardır. E) V. cümlede bir önceki cümlede belirtilen sorunun sebeplerine ilişkin açıklama yapılmıştır.