Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

BÖLÜM 3 Test-16 FON FIN FOR göz- FOR FINA IN FOR INE RA KUTU TAPLARI 19. tüketen insanların tüketmeyenlere kıyasla daha sağlıklı Yirmi altı bin kişiyi kapsayan bir araştırma, kuru meyve olduğunu ortaya koydu. Araştırmada kuru meyve tüketen- lerin, gün içerisinde lif ve potasyum gibi bazı önemli besin ögelerini de tüketmeyenlere göre daha yüksek miktarda VINE aldığı, ayrıca yüksek miktarda taze meyve yediği de lemlendi. Taze meyve tüketiminin yetersiz olduğunu dü- şünen araştırmacılar, kuru meyve tüketirken şeker eklen- memiş ürünlere yönelmeyi öneriyor, aksi takdirde alınan OR kalorinin artabileceği konusunda da uyarılarda bulunuyor. Bu parçadan harekete aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabiylr? A) Taze meyvelerin çabuk bozulabileceği ihtimalini göz önünde bulunduran insanlar, kuru meyve tüketimini tercih etmektedir. B) Vücutta fazla şeker depolanmasına sebep olan aşırı OR meyve tüketimi kalori kaynaklı çeşitli rahatsızlıklara sebep olabilir. C) Gün içerisinde kuru meyve tüketmeye özen gösteren OR kişiler, ana öğünlerinde de daha sağlıklı seçeneklere yönelmektedir . IN D) Kuru meyve seçiminde katkısız alternatifleri tercih etor mek kalori alımını sınırlandırma bakımından önemlidir. E) Günlük kalori ihtiyacını karşılamak isteyen kişilerin gün içerisinde kuru ve taze meyveyi birlikte tüketmeleri ge- rekmektedir. (2021-MSÜS) FOR FINE INI

35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Modernist akımlar ve hareketler klasik sanatın ve kitle kültürünün her şeyi değersizleştiren dönüştürücü gücü karşısında bir direnme noktası olmuş ve sanatın kemikleşmiş yönlerini sürekli kırılan veya kirlması gereken bir duruma çevirmiştir. Ancak söz konusu akımlar ve hareketler katılaşarak akademikleşmiş veya amaçlarını yitirecek noktalara vararak kalıplaşmış bir estetik ve sanat diline dönüşmüştür. Bu durum, iki açıdan okunabilir. İlk olarak akademide ve kitle içinde uyumlu olunan bu hareketler formülleşerek içlerinde taşıdıkları ütopist imkânları yitirmiş ve salt bir plastik dile dönüşmek zorunda kalmıştır. İkinci olarak modernist akımların bu biçimsizliği, kültürel eleştiri gücü kendisini yıkacak kadar ele avuca gelmez bir dürtü karakterine sahip olmuştur. Bu iki boyut içinde akımlar kendilerini saran tarihsel olaylar ve dönüşümlerden elbette etkilenmiştir. 35. Bu parçadan modernist akımlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Donuklaşması, ütopyaya yönelmenin bir sonucudur. Po B) Dönüştüğü durum, bir tür şekilsizliktir. Bazı sebeplerle ana hedefinden sapma durumuna gelmiştir . DX Geçmişteki hadiselerden bağımsız değildir. El Sanat üzerinde çeşitli etkileri vardır.

PIEDES820-126 O gün Seyyid Battal Gazi hazretleri on yedi adı sanı belli, meşhur pehlivanı birer darbe ile yıkıp halifeye gönderdi. Onlardan başka adı sanı belli ve İslam dininden dönen ka- ra gönüllülerden seksen kişiyi daha öldürda. Biz de Muhammed'e salavat verelim. Bundan böyle kâfirlerden meydana girmeye kimsenin ce- sareti kalmadı. O zaman Seyyid Battal Gazi yüksek ses- le nara daha attı. Sanki yedi gök iç içe girdi. Mübarek Tığı Dahhak'ı eline aldı. Sonra tekbir getirip derya gibi kâfir as- kerine hamle yapti. Savaş merkezine saldırdı, bir anda kâfirlerin kanını sel gibi akıttı. Kâfir alaylarını tarumar etti. Gece vakti erişti, askerden çıkıp dağa doğru gitti. Halife ise Seyyid'in erliğine hayır dualar etti. Kayserin askerine korku düştü. Battal Gazi Destanı'ndan alınan bu metinle ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gazavatnâme türünün özellikleri taşımaktadır. BL Kahramanı olağanüstü özellikler göstermektedir. C) Çeşitli benzetmelere başvurulmuştur. D) Dini ögelere yer verilmiştir. E) Kişileştirme sanatından yararlanılmıştır.

Günümüzde şöhrete ve maddi kazanca ulaşmanın yol- 24. larından biri olarak görülen boksun tarihi, insanlığın tarihi kadar eskidir. Bu sporun temel unsuru olan yumruğu, in- sanlar önceleri kendilerini savunmak için kullanmışlardır. İnsanın ellerini savunma ve saldırı amacıyla kullanması, boks sporunun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Eskiden beri toplumların güçlü insanlara göstermiş olduğu ilgi ve verdiği değer de bu ilkel sporun insanlar tarafından be nimsenmesini kolaylaştırmıştır. Fakat boks, tam bir spora dönüşmeden önce kurallardan uzak bir uğraş olarak kar- şımıza çıkmıştır. Bu uğraş ancak yıllar sonra belirli kural- ları olan tam bir spora dönüşebilmiştir. Özellikle modern zamanlarda büyük organizasyonlarla kendini gösteren bu spor, artık sadece savunma amaçlı kullanılmakla kalma- mış, sporculara şöhretin kapılarını aralamıştır. Dünyada boksun ilk izlerine MÖ 4 bin yılından kalan ve Girit'te bu- lunan "Hachit-Triado" isimli bir vazonun üzerinde rast- lanmıştır. Sümerlere ait MÖ 3 bin ve Mısırlılara ait MÖ 2 binli yıllara ait kabartmalarda da yumruklarını kullanarak dövüşen insanların tasvir edildiği görülmektedir. Bu parçadan hareketle boksla ilgili olarak 1. İnsanları güçlü göstermesinin bu sporun kabullenil- mesini kolaylaştırdığına II. Kurallarının belirlenmediği dönemde spor olarak ka- bul edilmeyen boksun modern dönemden önce de şöhret için yapıldığına III. Bulgular neticesinde kurallarının ilk olarak Girit'te be- lirlendiğinin kanıtlandığına hangilerine değinilmemiştir? Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III DA II E) Il ve III A) yalinit D) A vel / Diğer Sayfaya Geçiniz.

28. “Dil içinde özel bir dil” olarak tanımlayabileceğimiz argo, sürekli değişir; bu nedenle argoyu izlemek ancak onun yazıya geçmesiyle mümkündür. Bugüne kadar yapılan argo sözlüklerde argonun ancak bir bölümü derlenebil- miştir. O da genel dile geçtiği kadarıyla ya da argonun içinden gelen birinin bunu yazıya geçirmesiyle. Argoyu bütünüyle ne izleyebilir ne de öğrenebilirsiniz. O, özel bir dildir. Siz, onu ancak genel dile yansıyan yönleriyle tanıyabilir ve isterseniz bundan yararlanabilirsiniz. Argo, tipkı moda gibidir; çabucak geçer, yerine yenileri gelir. Bu parçadan hareketle argoyla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Toplumun konuştuğu genel dilden farklı özellikler taşır. B) Canlı bir dildir ve sürekli kendisini yeniler, genişletir. C) Bazı unsurları genel dilin dolaşımına katılabilir. D) Tamamıyla öğrenmek hiçbir zaman söz konusu ola- maz. E) Yazınsal metinlerde kullanılması, anlatımı zenginleş- tirir.

11. Hizmetçi kadının heyecanlı bir şekilde uzun uzun anlattıklarını dinledikten sonra kesin kara- ra vardılar (1) Bir an önce Paris'ten uzaklaş- mak (II) Sarışın olanı masanın üzerindeki sari kâğıtları hızlıca karıştırdı (LI) Biraz sonra ara- dıklarını buldu (IV) Onları limana götürecek bir harita, onları güvende tutacak bir silah (V) Bu parçadaki numaralanmış yerlerden han- gisine üç nokta (...) getirilmelidir? A) 1. 13) II. C) III. D) IV. E) V. cure em

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur, kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında bocalar. Romanı sonuna kadar okuma sabrini bir türlü gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye benzemiyordu!" diye bırakır. İlgisini uyanık tutacak romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu okurlann çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun, estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi anlayacaktır. 39. Bu parçada söz edilen korukcu tilki okur aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? B A) Kitaba karşı ön yargılı olan B) Estetik beklentiyi önceleyen c) Kolaycılığı tercih eden D) Alışmış olduğunu bekleyen E) Kitaba faydacı yaklaşan (

SO 24. Mary Somerville, XIX. yüzyılın kadınlara dayattığı sınırlı as eğitim olanakları içerisinde aritmetik çalışmalarına henüz 13 yaşındayken zor bir cebir problemini çözebilmenin yarattığı heyecanla başladı. Matematik ve fizik alanındaki araştırmalara duyduğu merak Somerville'i ilerleyen yaşlarında astronomiye de yöneltti Astronomi alanında yayımladığı bir makalesinde savunduğu kuram reddedilmiş olsa da bu makale, onun bilim dünyasında saygın bit genedinmesini sağladı. Bilim alanında yaptığı çalışmalarla Kraliyet Astronomi Derneğinin ilk kadın üyesi olmaya hak kazandı. Bir kitabında Uranüs hakkında ortaya koyduğu tartışma, Neptün gezegeninin keşfinin önünü açtı. Böylelikle adı bir asteroite ve bir Ay kraterine verilen Somerville, uzay alanında yaptığı çalışmalarla tarihe damgasını vurdu. and mobilen Bu parçada Mary Somerville ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir? Farklı disiplin alanlarındaki çalışmalara ilgi duyduğuna B) Bilim dünyasında kabul edilmeyen bir kuram ortaya koyduğuna Çalışmalarının yetkin bir kurum tarafından idio onaylandığına D) Asteroitlerin keşfine yönelik çalışmalarının takdir gördüğüne bus Uzay çalışmalarının yeni bir gezegenin keşfini sağladığına EME

A A. 2 : 2 1 i * Aşağıdaki parçalardan hangisi "Portre bize bir bakı- şı, bir çehreyi sunarak bizi bir hikâye dinlemeye davet eder." düşüncesiyle uzak düşmektedir? A) Sevinç Çokum, son romanı Gece Rüzgârlarında 80'li yıllarda geçen olayları, ideolojilerin yerini alan yeni değerleri, ideolojik kargaşalar içinde yönünü ve değerlerini kaybetmiş toplumun ikiyüzlülüğünü, mizahi ve ironik bir üslupla eleştirir. Bl Ayverdi'nin Ateş Ağacı adlı romanı, Cemil adin- daki genç bir aydının kaçış, arayış, isyan, inanma gibi insana özgü duyguları çevresinde döner. Ro- manda evli bir Türk erkeği ile Hristiyan Fransız ka- dinin aşkı, toplumsal davranış değerlerine takılıp imkânsızlaşmıştır. C) Nazan Bekiroğlu'nun Yusuf ile Züleyha romanı, ko- nusunu Kur'an-ı Kerim'deki Yusuf kıssasından alır. Bekiroğlu, farklı bir duruş noktası ve bakış açısıyla geleneksel hikâyelerimize kaynaklık eden Yusuf'u Züleyha kıssasına, Züleyha penceresinden bakar. D) Halide Edip Adivar'ın romanlarının her biri güçlü bir kadın kahramanın karizmatik kişiliği çevresinde şe- killenen hikâyelerden ibarettir. Bu kahramanın adı ister Rabia olsun ister Handan hikâyenin merke- zinde dimdik durması değişmez. EN Bir Düğün Gecesi romanında asli kişi ve yansıtıcı Ömer'in iç konuşmaları aracılığıyla toplumun genel panoraması çizilir. Romandaki bütün kişilerin ve temsil ettikleri kitlelerin olumsuz yönleri sergilenir. Sadece düğüne gelmeyip kır çiçekleri gönderen ve emeğiyle geçinen Ali Usta olumlu bir tiptir. CAP

(1) Koleksiyon ve koleksiyonculuk, eski çağlardan beri, tutku, sahiplenme ve koruma gibi çeşitli faktörlerle toplumsal haya- tin içinde yer almıştır. (II) Bir şeyler biriktirme düşüncesi An- tik Dönem'de tanrılara sunulan adaklarla başlamış, dönemin kültürel yapısı ve inançlarına göre şekillenmiştir. (III) Bu du- rum biriktirme işinin ya da koleksiyonculuğun Antik Dönem'de inanç odaklı yapıldığını göstermektedir. (IV) Roma İmparator- luğu Dönemi'nde ise Yunan heykel sanatıyla şekillenen ve sos- yal geleneklerle bağdaşık bir anlam taşımıştır. (V) Rönesans ile birlikte doğa, bilim ve sanat gibi türlerle zenginleşerek siste- matik bir bakış açısı kazanan koleksiyonlar, dünyayı tanımla- maya yönelik araştırmaların odak noktası olmuştur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde “çika rim" söz konusudur? la B) II AK C) INN DIV EV 1 TÜRKÇE bed/25)

35 34 - 35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. İbn Haldun, 1332'de Tunus'ta doğdu. Küçük yaştan itibaren ilim ile meşgul olan düşünür; siyasi danışmanlık, yargıçlik ve medrese hocalığı gibi çeşitli görevlerde bulundu. İslam dünyasında toplumla en çok ilgilenen düşünür ibn Haldun'dur. İbn Haldun'un en önemli eseri Kitabüllber isimli tarih çalışmasıdır. Ancak Ibn Haldun'un bu esere yazdığı ön söz eserin kendisinden daha çok tanınmış ve Mukaddime adıyla ünlenmiştir. Yirminci yüzyıl ortalarından itibaren ön sözü olduğu eserden bağımsız bir kitap olarak yayımlanan Mukaddime Ibn Haldun'un yaşadığı dönemle ilgili sosyolojik analizlerini içerir. İbn Haldun, Mukaddime'de bir dönem büyük bir güç ve etkiye sahip Kuzey Afrika toplumlarının gerileme nedenlerini belirlemeye çalışmıştır. Bu amaçla değişimi toplumsal, ekonomik, coğrafi ve dini yönleriyle geniş bir perspektifle ele almıştır. Toplum- devlet ayrımı ilk kez onun tarafından yapılmıştır. Ona göre toplumlar da biyolojik varlıklar gibi doğar, gelişir ve ölürler. Toplumsal olayların ve bunların tarihsel süreçlerinin belli kanunları ve bu kanunların dile getirdiği neden-sonuç ilişkileri bulunduğunu ileri sürmüştür. Çağının çok ilerisinde düşüncelere sahip olan Ibn Haldun, yeni bilim düşüncesinin müjdecisi ve modern metodolojinin öncüsü olarak da kabul edilir. İbn Haldun 1406'da Kahire'de vefat etmiştir. Ay 34. Bu parçadan hareketle İbn Haldun için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yaşadığı dönemde öncü fikirlere sahip bir bilgindi BX Tarihî olayları neden-sonuç ilişkisi içinde vermiştir. el Farklı meslek alanlarında görevlerde bulunmuştur. + Dl Toplumsal yaşamla en çok ilgilenen İslam düşünürüdür. E) Tarih alanındaki düşüncelerine Kitabü'l İber'de yer vermiştir.

33. Eleştiri yazısı, bir şey öğrenelim diye okunmaz. Hangi kitap değerliymiş, hangisi değilmiş onu bize bildirsin diye de okunmaz. Eleştiri yazısı da herhangi bir sanat yazısı gibi zevk almak için okunur. Eleştirmen, sanatla okur arasında simsar değildir. Okuyacağı kitapları kendi ara- maya üşenen tembel için çalışan bir seçici de değildir. Eleştirmen kendi düşüncelerini, kendi zevkini söyleyen bir sanat adamıdır. Bu parçaya dayanılarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Eleştiri yazıları, okuyucular için yol gösterici nitelik taşımaz. B) Eleştirmenin kişisel görüş ve değerlendirmeleri yazı- lanna yansır. C) Eleştirmenin okunacak kitapları belirlemek gibi bir görevi yoktur. D) Nesnel değerlendirmelerden uzak bir eleştiri yazısı çok ilgi görmez. E) Eleştiri yazılarının da estetik kaygılarla oluşturulduğu söylenebilir.

v Kaside gazel bir ar 5. Özel başa CH lam ces Nedim, yaşadığı 18. yüzyılın ve bütün Türk edebiyatının en lirik şairlerindendir. Zevke ve eğlenceye düşkün kişili- ği, İstanbul'u ve yaşadığı dönemin gezinti yerlerini tasvir ederken kullandığı üslup onu çağdaşı ve son büyük divan şairi olarak kabul edilen Şeyh Galip'ten ayrı bir çiz- giye taşır. Tasavvufi dünya görüşüne uzak olan Nedim, divan şiirini yerli ögelerle buluşturan bir sanatçıdır. Onun şiirlerini okuyan herhangi biri, bu sanatçının İstanbul'da yaşayan bir Türk şairi olduğunu kolayca anlayabilir. Şiir ne ve D ta Bu parçadan Nedim'le ilgi olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? Prf Yayınları Distanbul A) Divan şiirinin son temsilcilerindendir . BY Beşeri aşkı konu alan şiirler yazmıştır. Astanbul'u konu alan mesnevisi vardır. TO Dönemine göre sade bir dili vardır. EY Mahallileşme akımının temsilcilerindendir.

20. Ak boz atlara binerek koşturdular. Kudretli Oğuz ellerine haber geldi. At ağızlı Aruz Koca evine dört nala geldi, anasına Basat'ın sevinç haberini verdi, "Müjde, oğlun Tepegöz'ü tepeledi.” dedi. Kudretli Oğuz beyleri yetiştiler. Salahana Kayası'na geldiler. Tepegöz'ün başını ortaya getirdiler. Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı, gazi erenlerin başına ne geldiğini söyleyiverdi. Hem Basat'a dua verdi: "Kara dağa seslendiğinde cevap versin Kanlı kanlı sulardan geçit versin." dedi. "Erlikle kardeşinin kanını aldın, kudretli Oğuz beylerini yükten kurtardın, kadir Allah yüzünü ak et- sin Basat." dedi. Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın Günahınızı, adı güzel Muhammed'e hürmetine ba- ğışlasın Dede Korkut Hikâyeleri'nden alınan bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Oğuz Türklerinin inançlarından izler taşımaktadır. B) Olağanüstü kimi olaylara yer verilmiştir. Olanlar, nazım – nesir karışık anlatılmıştır. Dy Dede Korkut'un kimliğiyle ilgili fikir vermektedir. E) Konuşma diliyle oluşturulmuştur.

A ÇAP/TYT - 3/ Türkçe Testi 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 cevaplayınız. C ime Metinleri "anlaşılmazlık”la suçlayanlar, inanın bana, çoğunlukla bu yoldan geçmemiş kişiler arasından çi- kar. Oysa onlar bilmezler ki metin yalnızca kendisini kullanmayı bilenlere, kendisine bakmayı bilenlere, kendisini dinlemeyi bilenlere, kısacası "metnin sesi'ni duymayı bilenlere o büyülü anlam evreninin katman- larını bir bir açar. Unutmayalım, metin çalıştırılmaya başlamadan önce “tembel mekanizma”dır; çalışmaya başladıktan sonra “kurnaz mekanizma'ya dönüşür; bu kurnaz mekanizmayı “haz verici mekanizma"ya dö- nüştürmekse “metne bakmayı bilen” okurun becerisi- ne, düzeyine bağlı olacaktır. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Al Bir metnin bütün katmanlarını keşfedip haz almak ancak has okurun başarabileceği bir şeydir. B) Anlaşılmaz zannediler metinler anlam evrenine zor girilen metinlerdir. C) Metnin sesini duymak, metne saygılı yaklaşmakla blin doğru orantilidir. Dj Metin kendisini okumayı bilen okura göre her defa- sında yeniden acuir ve farklı anlamlar gösterir. E) Tembel mekanizma olan metni haz verici mekaniz- maya dönüştürmek için emek vermek gerekir. 39 CAP ob 48. Bu parcanın yazarı icin asağıdakilerden hangisi

29. Hümanizma ruhunu anlamada ve duymada ilk aşama, insan varlığının en somut anlatımı olan sanat yapıtlarının benim- senmesidir. Sanat dalları içinde edebiyat, bu anlatımın dü- şünce ögeleri en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir ulusun, diğer uluslarin edebiyatlarini kendi dilinde, daha doğrusu kendi düşüncesinde yinelemesi; zekâ ve anlama gücünü o yapıtlar oranında artırması, canlandırması ve yeniden ya- ratması demektir. Onun için biz, çeviri etkinliğini önemli ve uygarlık davamız için etkili saymaktayız. Zekâsının her yü- zünü bu türlü yapıtların her türlüsüne döndürebilmiş uluslar- da düşüncenin en silinmez aracı olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyatın, bütün kitlenin ruhuna kadar işleyen ve sinen bir etkisi vardır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Çeviri eserlerin, çeviri yapan milletlerin edebiyatına önemli katkılar sunacağına B) Çeviri eserlerin, çevrildiği dilde yeni bir anlam kazanaca- ğına C) Edebiyatın insanları her yönden etkileyebilen bir alan ol- duğuna D) Edebiyatın sanat dalları içerinde insanı anlatma yönüyle en geniş alan olduğuna E) Sanat eserlerini benimsemenin hümanizmanın ilk basa- mağı olduğuna 6'lı TYT Deneme - 2 PRO YAYIN DENIZI