Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

RAGRAF KAMPI 4. GÜN 11. Fevkalade memnunum dünyaya geldiğime, toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum. Kutrunun ölçüsünü santimine kadar bilmeme kaba- engel- s veya lbette n ref- tad- aslar linda rileri kay- acak etki rağmen ve meçhulum değilken güneşin yanında oyuncaklığı dünya, inanılmayacak kadar büyüktür benim için. Dünyayı dolaşmak, görmediğim balıkları, yemişleri, yıldızları görmek isterdim. Halbuki ben yalnız yazılarda ve resimlerde yaptım Avrupa yolculuğumu. kutur: Daire ve kürede çap. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yaşama sevinci B) Doğa özlemi C) Öznel değerlendirme D) Öğrenme arzusu E çinde bulunulan koşullardan duyulan mutluluk P E S

29. Öğretmenlerin edebiyat sevgisi aşılamaktaki cabası gençleri etkiliyor. Ancak yazmak bireysel bir eylem. Öğretmenin ya da ebeveynin zorlamasıyla ya da onları memnun etmek için iyi yazı, iyi öykü yazmak mümkün değil. Gençleri heveslendirmeli ama yazma konusunda kesinlikle özgür bırakmalı. Düşünce özgürlüğü, iyi bir edebiyat metni oluşturabilmenin anahtarı, olmazsa olmazı. Fantastik de yazabilir, anı kıvamında gerçek bir öykü de yazabilir öğrenci. Önemli olan, özgün imgelemini özgürce kullanabilmesi, yazmayı içinden gelen bir tutku neticesinde eyleme dönüştürmesi. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğretmenler, öğrencilerini iyi tanıyarak onların ruhsal durumlarına göre yazma konusu belirlemelidir. B) Öğretmenler öğrencileri yazma konusunda cesaretlendirirken onları yönlendirme çabası içinde olmamalıdır. C) Öğrenciler, ilgi duydukları ve zevk aldıkları yazınsal türde yazmaya özendirilmelidir. D) Öğretmenlerin öğrencilerin yazdıklarına olumsuz eleştiri yöneltmesi onların bocalamasına neden olur. E) Okullarda öğrencileri yazmaya teşvik etmek için ilgi çekici metotlara başvurulmalıdır.

5. Şiirlerimde daha çok kendimi yazdım. Bundan korkmadım, çe- kinmedim hiç. Varlığımın kanıtı gibi gördüm şiiri, sebebi ola- rak gördüm. Necatigil terbiyesi almasına aldım da yapay ince- liklerden hiçbir zaman hoşlanmadım. Onaylanma ihtiyacına da evet dedim açıkça, bu da insani bir şeydi çünkü. Hayata ve dünyaya şiirin penceresinden baktım ben. Hemen sonra, "Üç ömrüm daha olsaydı bağışlardım şiire." diyen ben değil mi- yim? Yazdığım her kitabın değerli olduğunu söylemiyorum el- bette. Benim de hatalarım vardır. Bu çaba, değerli benim için. Bu yolda yürüyüşü öğrendim; öğrendiklerimi önce kendime, daha sonra da genç şair adaylarına aktarma isteğine kapıldım. Bu parçada kendinden söz eden şairle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Alçak gönüllü bir yaklaşım içindedir. BY Bireysel konulara ağırlık vermektedir. C) Şairliği zaman içinde belli bir düzeye erişmiştir. D) Şiire tutku derecesinde bağlıdır. E) Açık sözlü bir tutum sergilemektedir.

A A ÇAP / TYT - 3/ Türkçe Testi 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3 Metinleri "anlaşılmazlık”la suçlayanlar, inanın bana, çoğunlukla bu yoldan geçmemiş kişiler arasından çi- kar/Oysa onlar bilmezler ki metin yalnızca kendisini kullanmayı bilenlere, kendisine bakmayı bilenlere, kendisini dinlemeyi bilenlere, kısacası “metnin sesi'ni duymayı bilenlere o büyülü anlam evreninin katman- larını bir bir açar. Unutmayalım, metin çalıştırılmaya başlamadan önce 'tembel mekanizma'dır; çalışmaya başladıktan sonra "kurnaz mekanizma”ya dönüşür; bu kurnaz mekanizmayı "haz verici mekanizma'ya dö- nüştürmekse “metne bakmayı bilen” okurun becerisi- ne, düzeyine bağlı olacaktır. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Вir metnin bütün katmanlarını keşfedip haz almak ancak has okurun başarabileceği bir şeydir. B) Anlaşılmaz zannedilen metinler anlam evrenine zor girilen metinlerdir O Metnin sesini duymak, metne saygılı yaklaşmakla doğru orantılıdır. D) Metin kendisini okumayı bilen okura göre her defa- Ainda yeniden açılık ve farklı anlamlar gösterir. E) Tembel mekanizma olan metr haz verici mekaniz- maya dönüştürmek için emek vermek gerekir. D CAR a hangisi

HII 23. Bayrak; bir ulusun bağımsızlığının, hâkimiyetinin, vatanın birliğinin simgesidir. Bayrak; kültürümüzde inancın ve P vatan aşkının, şehitliğin ve vuslatın sebebi, şiirlerimizin ilham kaynağıdır. Bu nedenle nice şairlerin şiirlerine konu olmuştur. Orhan Şaik Gökyay, "Bu Vatan Kimin" şiirini ve ilk misralarını hangi duygularla yazdığını Günay Kut'a şöyle anlatmıştır: "Yıl 1937. Bursa'dayım. Bir yerlerden geliyorum. Tam bizim evin oralarda resmî bir daire var . Karakol mu ne? Bayrağı direkte unutmuşlar. Rüzgâr da yok. Bayrak kendisini bırakıvermiş. Bu bana öylesine dokunduki... Bu, içimde bir yerlerde asker oluşumdan kaynaklanıyor. Biz İstiklal Savaşı'nda yetiştik. Gençliğim Harbiumumî'nin (Birinci Dünya Savaşı) bozgunlarıyla başladı. İşte bayrağımın bu hâli bana hemen daha oracıkta şiirimin Bu vatan toprağın kara bağrında / Sıradağlar gibi duranlarındır / Bir tarih boyunca onun uğrunda / Kendini tarihe verenlerindir misralarını yazdırdı." Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Al Alıntılama B) Örnekleme e Tanımlama D) Gerekçe bildiren yargı E) Koşul ilgisi Diğer sayfaya geçiniz.

NAVIGASY out 19. Platon'a göre, iyi tasarlanmış bir eğitimle insan ve toplum istenilen yönde şekillendirilebilir. Çünkü hayal edilen ideal devleti mümkün kılacak olan en önemli un- sur eğitimdir. Ancak Platon için eğitimin, insanın ve top- Yumun şekillendiricisi olma misyonu, insanın doğasında mevcut olanı keşfetmekle gerçekleşir. Çünkü insanlar farklı yaratılışlara sahiptir ve doğuştan iyi, kötü, yetenek- li, zeki vb. olma noktasında çeşitlenirler. Platon'a göre insan bu özelliklere doğuştan sahip olduğu gibi "bilgi” de doğuştan gelir. İdeal olana yoğunlaşan Platon'un aksine Aristoteles içinde yaşadığımız fiziksel dünyayla ilgilidir. Ona göre, fiziksel dünyadaki her şeyin gerçekleştirmeye çalıştığı potansiyeli vardır. Eğitimin amacı ise çocuğun potansiyelinin en uygun yere ulaşması için çocuğu geliş- tirmeye yardım etmektir. Bu parçanın başında boş bırakılan yere aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? A) Eğitimin öğretimden farklı olduğu su götürmez bir gerçektir B) Eğitimsiz insanlar, yalnızca öğretimle bir yere vara- maz C) Toplumsal gelişim süreci, eğitimle birlikte öğretimi de şart koşar D) Eğitim bireye bilgi edindirme sürecinden ibaret değil- dir Eğitim tarih boyunca düşünürlerce çeşitli boyutlarıyla ele alınmıştır

[ 33. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Son filminizde mizahi unsur- ları ön plana çıkarmanızın nedeni nedir?" sorusuna cevap ver- mektedir? A) Bizim mizah damarımız inanılmaz gelişmiş. Biz dünyanın her bölgesindeki insanlar neye gülüyor, bunu biliyoruz. Ka- nadallar pek gülmuyor ama onların da var küçük karako- mik filmleri. Biz bunların hepsini biliyoruz, buna hâkimiz. B) Çok komik insanlar tanıyorum ve hiçbiri diğerine benze- miyor. Dolayısıyla her filmde komik birini çıkarabilmek be- nim için çok önemli. Filmlerimdeki komik karakterler işte bu yüzden birbirine benzemiyor. C) Bence hayatta çok dramatik anlarda, çok gülünç durum- lara düşebiliyoruz. Filmde bunları yakalamaya çalıştım açık- çası. Bunlar genelde gözlemden kaynaklanıyor galiba. Yani güldürü hayatın bir parçası ve ben gördüğüm kadarıyla onu anlatmak istedim. 35 D) Benim bu filmde başvurduğum bir teknik var yönetmen olarak. Ben karikature, komediye çok gülen bir adam de ğilim. Bugüne kadar yaptığım dizilerde de daha önceki bir- kaç filmde de komik olmaya çalışmadım, benim filmle- rimde komedi aramayın. E) Seyircimiz ya çok ağlatan ya da çok güldüren filmlere git- meyi tercih ediyor. Ama ben guldurmek veya ağlatmak için değil, sanatsal kaygılarla çektim bu filmimi. Seyirci önemli ama bu, daha önemli.

Türkçe 39 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim insanı Cezeri'nin Ki- tab-ül Hiyel adıyla bilinen eseri altı bölümden oluşur. Bi- rinci bölümde binkam (su saati) ile finkanların (kandilli su saati) saat-ı müsteviye ve saat-ı zamaniye olarak nasıl yapılacağı hakkında on şekil; ikinci bölümde çeşitli kap kacakların yapılışı hakkında on şekil, üçüncü bölümde ibrik ve tasların yapılması hakkında on şekil; dördüncü bölümde havuzlar ve fıskiyeler ile müzik otomatları hak- kinda on şekil; beşinci bölümde çok derin olmayan bir kuyudan veya akan bir nehirden suyu yükselten aletler hakkında beş şekil; altıncı bölümde birbirine benzeme- yen muhtelif şekillerin yapılışı hakkında beş şekil yer alır. Teorik çalışmalardan çok pratik ve el yordamıyla deneysel çalışmalar yapan Cezeri'nin kullandığı bir baş- ka yöntem de yapacağı cihazların önceden kâğıttan ma- ketlerini inşa edip geometri kurallarından yararlanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalı- şan benzer bir mekanizmayı, geliştirdiği saatte kullanan Cezeri, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kur- mayı da başarmıştı. 39. Bu parçadan Cezeri ile ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? A) Geliştirdiği eşya ve cihazların modelini tasarlarken geometrik ilkelerden yararlandığına + B) İlk hesap makinesini geliştirdiğine + C) Sibernetik ve robot alanında çalışan ilk bilim insanı olduğuna + D) Hayatın farklı alanlarında kullanılan aletlerin biçimleri üzerine çalıştığına + E) Kuramsal çalışmalardan ziyade deneme yanılma yöntemine dayanan çalışmalar gerçekleştirdiğine 40. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi hakkında bilgi yoktur?

naisi ibadetlerin ilkelerivio il". 4. Saatler geçtikçe yollara mahzun bir issizlik çöküyordu. Bu Çeçen arabalarının ince, yanık sesli çıngırakları var. İcat edenler ne iyi düşünmüşler. Yamaçlarda, derelerde uyandırdıkları uzak akisler insana âdeta bir teselli sesi gibi geliyor. Hele bir kayalığın içinden geçerken öyle sandım ki uzaklarda, şu yanmış gibi görünen kara taş yığınının öte tarafın- da görünmez bir yol var; ince sesli bir kadın, hıçkıra hıçkıra ağlayarak bu yolun içinde arkamızdan koşuyor. Akşam yaklaşıyor, güneş ağır tepelere çekilirken boğazlara karanlık çökmeye başlıyordu. Yol hâlâ bitip tükenmek bilmiyordu. Görünürde ne bir köy hatta ne bir ağaçlık... İçimde yavaş yavaş bir korku uyanmaya başlamıştı. Ya geceden evvel Zeyniler köyünü tutamazsam. Ya dağ başlarında yalnız kalırsam? Arabacı ara sıra durarak hayvanlarını dinlendiriyor, insanla konuşur gibi onlarla konuşuyordu. Bir taşlığın ortasında, yine böyle bir mola vermesinden istifade ettim. "Daha çok var mı?” diye sordum. O, başını ağır ağır sallayarak cevap verdi. "Geldik." Bu adam yaşlı bir insan olmasaydı be- nimle eğlendiğine hükmedecektim. "Nasıl olur?" dedim, "Allah'ın kırındayız. Görünürde köy falan yok." İhtiyar adam, arabadan çantalarımı çıkarmaya çalışarak cevap verdi: "Na, şu patikadan ineceğiz. Zeyniler, buraya beş dakika çeker. Araba yolu yok." Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ar a A) Farklı duyulara hitap eden ayrıntılar vardır." B) Bilinç akışından yararlanılmıştır. Öyküleyici anlatım vardır. DDiyaloglara yer verilmiştir. E) Betimleyici ifadelere başvurulmuştur.

3. Röportör: Bir yazınızda deliliğin zannedildiği gibi bir zekâ düşüklüğü olmadığını söylüyorsunuz. Sanatçı: Evet. Delilik, hiçbir şeyi anlamadığı, normal davranmadığı düşünülen insanlara biçilen bir rol. Oysa delilik çok başka bir şey. Zekâ seviyesinde bir parça üste çıktıklarında normal zekâ seviyesini aşmış oluyor- lar. Hatta normal üstü zekâya sahip çoğu bilim insanının, sanatçının deli gibi görüldüğü de bir gerçek. Aşağıdaki yargılardan hangisi bu röportajdaki sanat- çinin görüşü olabilir? A) Bilim ve sanat dallarında zirveye çıkmış çoğu insa- nin sanatsal bir üstünlüğü vardır. B) Delilik ve dâhilik arasında zannedilenin aksine çok az bir fark vardır. C) Zekâ seviyesi, beynin sürekli çalıştırılmasıyla artırı- labilir. D) Normal zekâ seviyesinin altındaki bir birey de dâhi olabilir. E) Zekânın ölçümlenerek insanların dâhi, deli vb. şekil- lerde ayrılmaları yanlış sayılmaz.

38. Gültekin Karakuş, Devir Saati'nde okuru edebî olanın dışında bir kurgusal boyuta akıcı, yalın ve sürükleyici bir biçemde taşıyor. Roman; kader, eşitlik, adalet, toplumsal evrim gibi dikkat çekici kavramlara odaklanıyor. Bu kav- ramları “ütopik” bir dünyada, felsefi bir yaklaşımla ama gündelik yaşamın içinde, sıradan kahramanlarla ele alıyor. Bilim kurgu türünün altında felsefi kurgu penceresinin açıl- dığı ve insanı, yaşamı, doğayı, toplumu anlamlandırmada özgün bir yol izliyor. İnsanın zayıflığını ve görkemini bir arada sunuyor ve sürpriz bir sonla okuyucunun zihninde beliren sorulara yanıt veriyor Bu parçada sözü edilen Devir Saati ad eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? + A) İnsanı şaşırtan bir şekilde bittiğine B) Kahramanlarının günlük hayatın içinden seçildiğine to) Felsefenin ana ekseni olduğunat Herkesin anlayabileceği şekilde yazıldığına E) İnsanı benzerlerinden farklı bir şekilde açıkladığına

15. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünden sonra yapı- lan açıklamalara göre en beğenilen kitabı "Çocuk ve Allah”. Bu eser benim için de Dağlarca şiirinin başyapıtıdır. Dağlarca, 1940 yılında yayımladığı bu ikinci kitabıyla, şiir alanındaki büyük ve olağa- nüstü yeteneğinin tamamını ortaya koymuştur. Daha sonra yazdıkları, “Çocuk ve Allah”ın, açık ya da örtük, bir devamından ibarettir. Dostoyevs- ki'nin, Gogol'un "Palto" hikâyesine ilişkin sözünü Dağlarca şiirine uyarlayarak söylersem Dağlar- ca'nın bütün şiiri, “Çocuk ve Allah” adlı eserinden doğmuştur. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varıla- bilir? A) Sanatçıların bazı eserleri, zirveye ulaştığı eserlerdir; diğer eserler onların gölgesinde kalır. B) Fazıl Hüsnü Dağlarca, şiirde mükemmele ulaşmayı arzulamıştır. e Sanatçılar olgunluk döneminde yazdığı şiir- lerde tekrara düşerler. D) Fazıl Hüsnü Dağlarca, daha önceki şairler- den etkilenmemiştir. E) Her sanatçı, dönemindeki sanatçılardan etki- Jenir.

ESI 40. Çok şey istemiş ama istediklerini bir türlü gerçekleştire- memiş, bu yüzden hayatları allak bullak olmuş insanların tarihi hazindir. Onlar ne yapmışlarsa düşle gerçek arasın- her seferinde, o köprüyü geçmek isterken, kendilerini ta- da sağlam bir köprü kuramamış, kurduklarini zannettikleri lihsizliğin irmağında çırpınırken bulmuşlardır. Ancak düş kurmanın albenisi, az buçuk yüzme bilenleri yeniden kiyi- ya çekmiş, yeniden sahte bir köprü kurdurmuş, yeniden kaderin dalgalarıyla baş başa bırakmıştır. Nihayetinde ki- misi birinci, kimisi ikinci, kimisi üçüncü, kimisi bilmem ka- çıncı denemsinde, dünyaya kahır dolu sözler ederek ye- nilmişlere ait mazbut bir zeminde istirahate çekilmişlerdir. Mağduriyetin çarmıhına gerilmiş bedenlerinde, artık ne bir zafer için coşacak ne de yenilgilerin izdırabını hissedecek sağlam bir sinir kalmıştır. İçerik dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi bu metindeki düşünceyle çelişmektedir? A) Kocaman bedenlerinin içinde, dinlediği masallardan vazgeçmeyen bir çocuk onları esir almış, kendisine ölesiye bağlamıştır. B) Bir gülşene varayım derken nasiplerine çalılık düşmüş bu insanların hemen hemen hepsinin ortak özelliği, bir türlü büyüyememiş olmalarıdır. Defalarca kazanmak için kuşandırılıp bozkıra gönde- rilen, lâkin vücudunun bir yerlerini kaybederek geriye dönen bir süvarinin intikam hırsı gibi yanan bir istek duyar. D) Başlamışlardır başlamasına ama gelip dayandıkları yenilginin burçlarından geriye dönüp baktıklarında uçsuz bucaksız bir çölden başkaca bir şey de görme- mişlerdir. E) Sayılı nefeslerinin mühim bir kısmının ya yanlış adım atmakla ya da yanlış adım attırılmakla tükendiğini ve artık bir zaferlerinin olmadığını bilmek, yüzlerindeki in- cinmişlik haritasına nihai şeklini vermiştir.

OLUMSUZ ANLAM SORULAR Cevap Anahtari Yok Somon balıgı şekilleri ile harika Otosi bir canli 109 6 Gerçek bir mucize Tatlı suda dogup tuzlu suda On be yıllık yayincilik hayatimin tomo copku büyüyen, okyanusta yuzlerce hatta binlerce mil Ipinde geçti lyimi zevk alarak yapıyordum. Ogren yol katettikten sonra tatlı su kaynağına geri dönüp cilerim de bana sürekli yardım ediyordu. Gelip büyüdögu nehiri hassas bir şekilde bulabilen efsa- büroda çalışıyorlardı çocuklar. Yay malim sanki nevi bir yaratık. Üstelik muhteşem lezzeti, çok farklı okul hayatımın devamıydı Dersler bir anlamda kullanım alanları, kan yağı düşürücü ve zihni bes- yayınevinde devam ediyordu. Yillar Oyle ders leyici yararları olan nimet bu. Farklı kullanım alan- havası içinde, imece havası içinde geçti. Bu, yalnız lannin neler olduğunu bilirseniz, somonu çok daha Ogrencilerim için değil, yakınımda bulunan herkes değişik lezzetlerde yiyebilirsiniz. Ayrıca fiyatı da için böyleydi son derece makul olan taze somon, kirmizi ete çok Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden han. önemli bir alternatif Yeter ki bu balığı ne şekilde gisi ile nitelendirilemez? pişirebileceğimizi bilelim. Onlar için yasam, ilk ola- A) Işini severek yapan biridir rak irmaklarda veya nehir kollarında ya da irmaga açılımı olan tatlı su göllerinde başlıyor. Yetişkin dişi B) Çevresine egitim konusunda yardımcı olan biri- somonlar yumurtalarını nehir yatağında kuyruklan diure ile açtıkları çukurlara bırakıyorlar. Bundan yaklaşık Cyrayinciligi okul hayatına tercih etmiştir dört ay sonra kuluçkadan çıkabilen yavru balik- D) Sozleri söyleyen kişi aynı zamanda ogretmen lar nehir suyunda beslenip büyümeye başlıyorlar. dir Yeterli büyüklüğe ulaşan balıklar yaklaşık bir yıl sonra bu kez irmagin kollarından ana irmağa ve oradan da denize göç etmek üzere yolculuklarına başlıyorlar. Bu göç esnasında somonların vücutla- rinda bazı karmaşik dönüşümler yaşanıyor ve bu surette tuzlu suda yaşayabilir bir fizyolojiye kavu- şuyorlar. Denizde yaşamaya hazır hale gelen bu balıklara "smolt" adı veriliyor Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? ASomon bakarrierelerde yaşar B) Somon baligi hangi besinlere seçenek olarak sunulabilir? 7. Çocuklar, bilgisayarın başından ayrılmiyorlar, kos- C) Schon balıklarının beslenme şekilleri nasıldır? mayı, top oynamayı unuttular. Yaşlı olsun genç D) Somon baliği yaşadigi ortama uyum sağlayabi- olsun insanlar yürümüyorlar, birinci katlarda otu- len bir canli midir? Cevap Anahtar, ranlar bile asansör kullanıyorlar artık. Oysa sag- liğimiz için yürümemiz, bol bol spor yapmamız Yok Dosra nu gerekir. Ote yandan asitli, şekerli içeceklerden kaçınmalıyız. Kızartilmiş yiyeceklerden uzak dur- maliyiz. Onların yerine kuru baklagil, sebze, balik gibi ürünler tüketmeliyiz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- SOMONUN HIKAYEST memiştir? Somon balıklar genellikle akarsular içerisine birakilan yumur. A) Bilgisayar kullanımının artmasının çocuklar talardan doğmakta ve bu doğduğu yerde bir kaç yıl yaşamakta- Uzerindeki etkisine dir. Daha sonra ise denizlere açılırlar. Birkaç yıl sonra tekrar BlAsansörlerin ne gibi kolayliklar sağladığına doğdukları bölgeye doğru yer dondse başlarlar. Bu dönüş zor bir C) Içeceklerin seçiminde dikkat edilmesi gereken- süreçten geçmektedir. Hiçbir somon balığının bu konuda hataya lere düştugu gorulmemiştir. Geri donus yolculuğu ise yaklaşık olarak 3 yıl kadar sürer ve doğdukları yerde somon balıkları alürler D) Hangi yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğine Cevap Anahtars you

mektup 9. Görmeyi öğreniyorum. Bilmiyorum neden, her kinden daha derinlere. Bir iç dünyam varmış da şey içimde daha derinlere işliyor, her zaman- bilmezmişim. Her şey şimdi oraya gidiyor. Orada neler olup bittiğini bilmiyorum. Bugün bir yazdım, yazarken, buraya geleli ancak üç hafta oldu, diye düşündüm. Başka bir yerde, diyelim kirda, köyde üç hafta bir gün gibi geçerdi, oysa yıllardır buradayım sanki. Mektup da yazmayaca. ğım artık. Başkasına değiştiğimi söyleyip de ne olacak ki? Değişiyorsam, eski halimde kalmıyo- rum demektir, eski ben olmaktan çıkınca da belli ki tanıyanlar kalmamıştır beni. Yabancılara, beni tanımayanlara hiç yazabilir miyim? Bu parçada yazarın mektup yazmak istememesi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) iç dünyasının farkına sonradan varmasına B) Yaşadığı yerden ve tanıdığı insanlardan uzak kalmasına C Bulunduğu yerde zamanın kolay geçmiyor olmasına Dy Değiştiği için tanıdığı insanlara yabancılaşmasına Elç dünyasında olanlara anlam vermekte zorlanmasına

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Metinleri "anlaşılmazlık"la suçlayanlar, inanın bana, çoğunlukla bu yoldan geçmemiş kişiler arasından çı- kar. Oysa onlar bilmezler ki metin yalnızca kendisini kullanmayı bilenlere, kendisine bakmayı bilenlere, kendisini dinlemeyi bilenlere, kısacası "metnin sesi”ni duymayı bilenlere o büyülü anlam evreninin katman- larini bir bir açar. Unutmayalım, metin çalıştırılmaya başlamadan önce “tembel mekanizma"dır; çalışmaya başladıktan sonra "kurnaz mekanizma"ya dönüşür; bu kurnaz mekanizmayı "haz verici mekanizma"ya dö- nüştürmekse "metne bakmayı bilen" okurun becerisi- ne, düzeyine bağlı olacaktır. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Вir metnin bütün katmanlarını keşfedip haz almak ancak has okurun başarabileceği bir şeydir. B) Anlaşılmaz zannedilen metinler anlam evrenine zor girilen metinlerdir. C) Metnin sesini duymak, metne saygılı yaklaşmakla doğru orantılıdır. Metin kendisini okumayı bilen okura göre her defa- sinda yeniden açılır ve farklı anlamlar gösterir. E) Tembel mekanizma olan metni haz verici mekaniz- maya dönüştürmek için emek vermek gerekir. 38. Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi