Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

MUBA YAYINLARI
22. Âşıklar, sazlarıyla çeşitli halk şiiri örneklerini söyle-
yen kişilerdir. Söyledikleri müzikli ezgiler genellikle
halk şiirinin çeşitli türlerine aittir. Bu türler arasında
türküler, koşmalar ve maniler yer alır. Ancak âşıklar
hakkında tarihsel bilgimiz azdır. Bu geleneğin ne
zaman doğup geliştiği tam olarak bilinmemekte-
dir. Osmanlı tarihçileri içinde aşıklık geleneğinden
ilk bahseden kişi 16. yüzyıl tarihçisi Mustafa Ali'dir.
Mustafa Ali, II. Murad döneminde (1404 - 1451) var-
sağı söyleyenlerden bahsetmekle birlikte, dönemi-
nin şiir anlayışı divân şiiri olduğu için onları şairden
saymaz. Demek ki 15. yüzyılın ikinci yarısına kadar
âşıklık geleneği sarayda da kabul görmekteydi. Ne
var ki "Imparatorluk Dönemi”yle birlikte âşıklık ge-
leneği, sarayın ve yönetici sınıfların hayat alanının
dışına atılmıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminden
itibaren Osmanlı ülkesinde yerleşen “İmparatorluk
geleneği” ile birlikte, halk ile iktidar sahipleri ara-
sindaki ayrışma kesinleşmiş, bu da hem sarayda-
ki zevklere hem de Osmanlı belgelerine yansımıştır.
Bu parçadan âşıklarla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A Bazı dönemlerde şair olarak görülmediklerine
B) Haklarındaki bilgilerin sinirli olduğuna
C) Osmanlı zamanında sanatsal bir ayrıma uğra-
dıklarına
D Ortaya çıkışlarıyla ilgili kesin bir bilgilerin olma-
yışına
E) Halk kültürü açısından önemlerine
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
MUBA YAYINLARI 22. Âşıklar, sazlarıyla çeşitli halk şiiri örneklerini söyle- yen kişilerdir. Söyledikleri müzikli ezgiler genellikle halk şiirinin çeşitli türlerine aittir. Bu türler arasında türküler, koşmalar ve maniler yer alır. Ancak âşıklar hakkında tarihsel bilgimiz azdır. Bu geleneğin ne zaman doğup geliştiği tam olarak bilinmemekte- dir. Osmanlı tarihçileri içinde aşıklık geleneğinden ilk bahseden kişi 16. yüzyıl tarihçisi Mustafa Ali'dir. Mustafa Ali, II. Murad döneminde (1404 - 1451) var- sağı söyleyenlerden bahsetmekle birlikte, dönemi- nin şiir anlayışı divân şiiri olduğu için onları şairden saymaz. Demek ki 15. yüzyılın ikinci yarısına kadar âşıklık geleneği sarayda da kabul görmekteydi. Ne var ki "Imparatorluk Dönemi”yle birlikte âşıklık ge- leneği, sarayın ve yönetici sınıfların hayat alanının dışına atılmıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı ülkesinde yerleşen “İmparatorluk geleneği” ile birlikte, halk ile iktidar sahipleri ara- sindaki ayrışma kesinleşmiş, bu da hem sarayda- ki zevklere hem de Osmanlı belgelerine yansımıştır. Bu parçadan âşıklarla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A Bazı dönemlerde şair olarak görülmediklerine B) Haklarındaki bilgilerin sinirli olduğuna C) Osmanlı zamanında sanatsal bir ayrıma uğra- dıklarına D Ortaya çıkışlarıyla ilgili kesin bir bilgilerin olma- yışına E) Halk kültürü açısından önemlerine
MÖ 3 binde başlayan Eski Tunç Çağı Anadolu'da metalür.
jinin gelişmesini tamamladığı, kentleşme olgusunun ortaya
çıktığı ve beraberinde etrafı surla çevrili ilk kent yerleşimle.
rinin doğudan batıya ticaret yollarının geliştiği bir dönemdir.
Bu gelişmeler, bir yerde Anadolu'nun Neolitik Dönem'den
beri süregelen özgün gelişiminin uygarlık noktasında bulus-
masıdır. Bu dönemde batıda Troia, Limantepe, Küllüoba:
Orta Anadolu'da Alacahöyük; güneyde Karataş-Semayük;
doğuda Titriş ve Kazane Höyük gibi gelişkin kentsel yer-
leşimlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu gelişmelerin en
önemli nedenleri, tunç madenciliğinin beraberinde getirdiği
ticaret ve zenginleşme, güneyde yazıyı kullanan erken dev-
let sistemlerinin gelişiminin getirdiği etkilerdir. Bu dönemde
Anadolu'nun zenginleşen kent kültürleri özellikle ticaret yo-
luyla Ege kültürleri, Mezopotamya kültürleri ve Kafkasya kül-
türleri ile derin bir ilişki içine girmiştir.
Bu parçadan Eski Tunç Çağı ile ilgili olarak,
1. Yerleşim birimleri büyüyerek korunaklı kent birimlerine
dönüşmüştür.
II. Madencilik alanındaki gelişmelerle ticaret köprüleri
kurulmaya başlanmıştır.
III. Gelişmelerin yoğunluk kazandığı Anadolu'da özgün bir
kültür ortaya çıkmıştır.
yargılarından hangisi söylenebilir?
B) Yalnız 11
A) Yalnız !
D) I ve II
C) Yalnız III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
MÖ 3 binde başlayan Eski Tunç Çağı Anadolu'da metalür. jinin gelişmesini tamamladığı, kentleşme olgusunun ortaya çıktığı ve beraberinde etrafı surla çevrili ilk kent yerleşimle. rinin doğudan batıya ticaret yollarının geliştiği bir dönemdir. Bu gelişmeler, bir yerde Anadolu'nun Neolitik Dönem'den beri süregelen özgün gelişiminin uygarlık noktasında bulus- masıdır. Bu dönemde batıda Troia, Limantepe, Küllüoba: Orta Anadolu'da Alacahöyük; güneyde Karataş-Semayük; doğuda Titriş ve Kazane Höyük gibi gelişkin kentsel yer- leşimlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu gelişmelerin en önemli nedenleri, tunç madenciliğinin beraberinde getirdiği ticaret ve zenginleşme, güneyde yazıyı kullanan erken dev- let sistemlerinin gelişiminin getirdiği etkilerdir. Bu dönemde Anadolu'nun zenginleşen kent kültürleri özellikle ticaret yo- luyla Ege kültürleri, Mezopotamya kültürleri ve Kafkasya kül- türleri ile derin bir ilişki içine girmiştir. Bu parçadan Eski Tunç Çağı ile ilgili olarak, 1. Yerleşim birimleri büyüyerek korunaklı kent birimlerine dönüşmüştür. II. Madencilik alanındaki gelişmelerle ticaret köprüleri kurulmaya başlanmıştır. III. Gelişmelerin yoğunluk kazandığı Anadolu'da özgün bir kültür ortaya çıkmıştır. yargılarından hangisi söylenebilir? B) Yalnız 11 A) Yalnız ! D) I ve II C) Yalnız III E) I, II ve III
33. Gazeteci: Büyük bir hevesle şiire başlamış genç bir şai-
re şiiri bırakmasını neden söylediniz?
Şair: Çünkü şiiri yalnızca kafiyeli sözler bütünü olarak
görüyordu.
Gazeteci: Şiir kafiyeli sözlerden oluşmaz mı?
Şair: Siz de asla şiir yazmayın. Çünkü şiir bir duygu işi-
dir, yazma işi değil.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şa-
irin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenemez?
+
A) Вir eserin sanatsal nitelik taşıması için türün nitelik-
lerini doğru biçimde karşılaması gerekmez, yeter ki
duyguyu iyi yansıtsın.
B) Gerçek sanat eseri süslü ifadelerin ardına saklanma-
yan, saf duyguyu yaşatan eserdir.
C) Sanat gerçekliği değiştirerek güzel ifadelerle okuyu-
cusuna sunmadığı müddetçe başarılı sayılamaz.
DJ insanı gerçek dünyanın sertliğinden bir an olsun duy-
gu dünyasına götüremeyen eserler sanat eseri sayı-
lamaz.
E) Bence sanatın gerçek amacı alıcısına güzel şeyler
okutmak değil, güzel şeyler hissettirmektir.
t
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
33. Gazeteci: Büyük bir hevesle şiire başlamış genç bir şai- re şiiri bırakmasını neden söylediniz? Şair: Çünkü şiiri yalnızca kafiyeli sözler bütünü olarak görüyordu. Gazeteci: Şiir kafiyeli sözlerden oluşmaz mı? Şair: Siz de asla şiir yazmayın. Çünkü şiir bir duygu işi- dir, yazma işi değil. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şa- irin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenemez? + A) Вir eserin sanatsal nitelik taşıması için türün nitelik- lerini doğru biçimde karşılaması gerekmez, yeter ki duyguyu iyi yansıtsın. B) Gerçek sanat eseri süslü ifadelerin ardına saklanma- yan, saf duyguyu yaşatan eserdir. C) Sanat gerçekliği değiştirerek güzel ifadelerle okuyu- cusuna sunmadığı müddetçe başarılı sayılamaz. DJ insanı gerçek dünyanın sertliğinden bir an olsun duy- gu dünyasına götüremeyen eserler sanat eseri sayı- lamaz. E) Bence sanatın gerçek amacı alıcısına güzel şeyler okutmak değil, güzel şeyler hissettirmektir. t
CAP/TYT - 3/ Türkçe Testi
ki
Fet
32. Aşağıdaki parçala
Martin Scorsese, pe
ratıcı olduğunu söy
kendi köklerinizin,
sizi daha yaratıcı
sorusuna cevap
A) Doğrudur am
la
n
ü
5
yutlu kuru bir
31. Birtakım süreli yayınlar için yazılmış yazılar, o yayi-
nin havası içinde yoğrulur; her derginin, her gazetenin
kendi ruhu vardır, kendi hedef kitlesi ve özgül poli-
tikaları... Güncellik kaygısı bir yana, bir kere bu ruh
håletine uymak, dergiyi oluşturan mozaiği bir tarafın-
dan tamamlamak zorundasınızdır. Hoş, uymasanız
da derginin havası, sizin metninizi özümseyip kendine
katar; yazıların uzunluğu üç aşağı beş yukarı bellidir,
yan sayfada yer alan yazıdan tutun, bir başkasının
metninize eklediği "görsel malzeme"yle resim altları-
na, küçük - ya da büyük - makaslamalara kadar her
şey, bir kişinin elinden çıkma metni kolektif bir ürün
yapmaya yeter.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) Bir dergiyi oluşturan metinler yazarların bağımsız
metinleri olmaktan çıkar, bir bütün oluşturur.
B) Bir süreli yayında devamlı yazan yazar yayın orga-
ninin genel havasından ister istemez etkilenir.
C) Yazar dışında, dergideki yazının okura nasıl ulaşa-
cağını belirleyen çizerler ve editörler gibi aktörler
de vardır.
D) Yazar bir dergide yazmak istiyorsa genel havaya
uymak için ödün vermek zorundadır.
E) Dergide yazan yazar o derginin hedef kitlesini,
yayın politikasını kendiliğinden benimsediği için
orada yazıyordur.
madı. Rüyal
gelmelerle,
kabilinde ol
nuldu.
B) Sadece o
bağı olur
C) Elbette ki
Yaşanmi
kadar ço
gin olur
nağı, ge
D) Romar
kün de
gesel
E) Eskid
miş
de k
lara
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
CAP/TYT - 3/ Türkçe Testi ki Fet 32. Aşağıdaki parçala Martin Scorsese, pe ratıcı olduğunu söy kendi köklerinizin, sizi daha yaratıcı sorusuna cevap A) Doğrudur am la n ü 5 yutlu kuru bir 31. Birtakım süreli yayınlar için yazılmış yazılar, o yayi- nin havası içinde yoğrulur; her derginin, her gazetenin kendi ruhu vardır, kendi hedef kitlesi ve özgül poli- tikaları... Güncellik kaygısı bir yana, bir kere bu ruh håletine uymak, dergiyi oluşturan mozaiği bir tarafın- dan tamamlamak zorundasınızdır. Hoş, uymasanız da derginin havası, sizin metninizi özümseyip kendine katar; yazıların uzunluğu üç aşağı beş yukarı bellidir, yan sayfada yer alan yazıdan tutun, bir başkasının metninize eklediği "görsel malzeme"yle resim altları- na, küçük - ya da büyük - makaslamalara kadar her şey, bir kişinin elinden çıkma metni kolektif bir ürün yapmaya yeter. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Bir dergiyi oluşturan metinler yazarların bağımsız metinleri olmaktan çıkar, bir bütün oluşturur. B) Bir süreli yayında devamlı yazan yazar yayın orga- ninin genel havasından ister istemez etkilenir. C) Yazar dışında, dergideki yazının okura nasıl ulaşa- cağını belirleyen çizerler ve editörler gibi aktörler de vardır. D) Yazar bir dergide yazmak istiyorsa genel havaya uymak için ödün vermek zorundadır. E) Dergide yazan yazar o derginin hedef kitlesini, yayın politikasını kendiliğinden benimsediği için orada yazıyordur. madı. Rüyal gelmelerle, kabilinde ol nuldu. B) Sadece o bağı olur C) Elbette ki Yaşanmi kadar ço gin olur nağı, ge D) Romar kün de gesel E) Eskid miş de k lara
vaplayiniz.
(1) Gözümüzün önündeki gerçekleri nedense en
son görürüz. (II) Hele işimize yaramayacak, da-
hasi canımızı sıkacak, bizi üzecek gerçeklerse
bunlar, önlerinde büsbütün kör kesiliriz. (III) İşi-
mize gelen körlüktür çünkü burada. (IV) Şairler ve
yazarlar, yani adam gibi yazarlar, edebiyatçılar; bir
gün kitlelerce tanınma, topluluklara malolma umu-
dunu, artık bir kenara koymalılar. (V) Böyle bir şey
olmayacak. (VI) Çokluk edebiyat ya da şiir dışının
baskısıyla ortaya çıkacak tekil durumlar dışında,
edebiyatın, şiirin yaygınlık kazanması söz konusu
olmayacak.
11. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
116
A) Sanat yapıtlarını yavaş yavaş yaygınlaştığı
B) Edebiyatın geniş topluluklara seslenmesi ge-
rektiği
C) Edebiyatın kitleselleşme ihtimalinin sıfır olduğu
D) Gerçek edebiyatın herkesçe kabul görmediği
E) Yazınsal ürünlerde nicelik arttıkça niteliğin za-
yıfladığı
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
vaplayiniz. (1) Gözümüzün önündeki gerçekleri nedense en son görürüz. (II) Hele işimize yaramayacak, da- hasi canımızı sıkacak, bizi üzecek gerçeklerse bunlar, önlerinde büsbütün kör kesiliriz. (III) İşi- mize gelen körlüktür çünkü burada. (IV) Şairler ve yazarlar, yani adam gibi yazarlar, edebiyatçılar; bir gün kitlelerce tanınma, topluluklara malolma umu- dunu, artık bir kenara koymalılar. (V) Böyle bir şey olmayacak. (VI) Çokluk edebiyat ya da şiir dışının baskısıyla ortaya çıkacak tekil durumlar dışında, edebiyatın, şiirin yaygınlık kazanması söz konusu olmayacak. 11. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? 116 A) Sanat yapıtlarını yavaş yavaş yaygınlaştığı B) Edebiyatın geniş topluluklara seslenmesi ge- rektiği C) Edebiyatın kitleselleşme ihtimalinin sıfır olduğu D) Gerçek edebiyatın herkesçe kabul görmediği E) Yazınsal ürünlerde nicelik arttıkça niteliğin za- yıfladığı
24. Herkesin kendi sesi var. ince bir ses. Harika bir ses.
Doyumsuz bir ses. Çekilmez bir ses. Etkili bir ses. Ne
önemi var? Ben her sese göre bir şarkı, bir türkü, bir ezgi
olduğuna inananlardanım. Bu nedenledir ki şu bet sesim
hiçbir zaman üzmedi beni. Sesimi güzelleştirmek için bir
çaba da harcamadım. Yalnızca bu sesin söyleyebileceği
ezgileri, türküleri yaratmaya çalıştım.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının söyle-
yeceği bir cümle değildir?
A) Bireysel farklılıkları saklamak yerine ön plana çıkar-
dığımız bir eğitim sistemi oluşturmalıyız.
B) Başkaları gibi olmaya çalışmak çok yorucu bir çaba-
dır, enerjini sahip olduğun özelliklerini geliştirmeye
harcamalısın.
C) Sanatta kendi tarzını ve sınırlarını bulmak gerçekten
hem zaman hem de doğru yönlendirme isteyen bir
şeydir.
D) Kendi yeteneklerini keşfedebilmiş ve bu yetenekleri
aktarabileceği alanlar yaratabilmiş insanlara hayran-
lik duyuyorum
E). Herkes kendinde bir cevher olduğunu düşünür oysa
gerçek cevhere sahip insanlar herkesten farklıdır,
onları gözden kaçırmanız mümkün değildir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
24. Herkesin kendi sesi var. ince bir ses. Harika bir ses. Doyumsuz bir ses. Çekilmez bir ses. Etkili bir ses. Ne önemi var? Ben her sese göre bir şarkı, bir türkü, bir ezgi olduğuna inananlardanım. Bu nedenledir ki şu bet sesim hiçbir zaman üzmedi beni. Sesimi güzelleştirmek için bir çaba da harcamadım. Yalnızca bu sesin söyleyebileceği ezgileri, türküleri yaratmaya çalıştım. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının söyle- yeceği bir cümle değildir? A) Bireysel farklılıkları saklamak yerine ön plana çıkar- dığımız bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. B) Başkaları gibi olmaya çalışmak çok yorucu bir çaba- dır, enerjini sahip olduğun özelliklerini geliştirmeye harcamalısın. C) Sanatta kendi tarzını ve sınırlarını bulmak gerçekten hem zaman hem de doğru yönlendirme isteyen bir şeydir. D) Kendi yeteneklerini keşfedebilmiş ve bu yetenekleri aktarabileceği alanlar yaratabilmiş insanlara hayran- lik duyuyorum E). Herkes kendinde bir cevher olduğunu düşünür oysa gerçek cevhere sahip insanlar herkesten farklıdır, onları gözden kaçırmanız mümkün değildir.
2. SERİ
PARAGRAF KA
8. N
y
n
6. İş, dünyadaki hemen hemen bütün sefaletin kaynağıdır.
Aklınıza gelebilecek tüm karışıklık ve kötülükler çalışmak-
tan veya işe göre düzenlenmiş bir dünyada yaşamaktan
ileri gelir. Çektiğimiz acılara son vermek için çalışmaktan
vazgeçmeliyiz. Bu, bir şeyler yapmayı bırakmamız gerek-
tiği anlamına gelmez. Daha ziyade oyun üzerine kurulu, bir
başka ifadeyle oyuncul bir şenlik, ortak bir sofra hatta belki
sanat temelli yeni bir yaşam biçimi yaratmak anlamına gelir.
Çocuk oyunlarından -ki çok değerlidirler- daha fazlasıdır
oyun. Oyundan kastım, genelleşmiş bir neşe ve özgür etki-
leşime açık bir coşkunluk içindeki kolektif bir maceradır.
Bu parçadan hareketle
"iş" ile ilgili olarak asağıdakilerin
hangisi söylenemez?
A2
✓
Dünyadaki yoksulluğun sebebi olduğuna
B) Dünyada kargaşaya neden olduğuna
c) Bitmesi ile her şeyin düzeleceğine
D) Yerini oyuna bırakmasının faydalı olacağına
E) Dünya düzenini şekillendirdiğine v
Soe
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
2. SERİ PARAGRAF KA 8. N y n 6. İş, dünyadaki hemen hemen bütün sefaletin kaynağıdır. Aklınıza gelebilecek tüm karışıklık ve kötülükler çalışmak- tan veya işe göre düzenlenmiş bir dünyada yaşamaktan ileri gelir. Çektiğimiz acılara son vermek için çalışmaktan vazgeçmeliyiz. Bu, bir şeyler yapmayı bırakmamız gerek- tiği anlamına gelmez. Daha ziyade oyun üzerine kurulu, bir başka ifadeyle oyuncul bir şenlik, ortak bir sofra hatta belki sanat temelli yeni bir yaşam biçimi yaratmak anlamına gelir. Çocuk oyunlarından -ki çok değerlidirler- daha fazlasıdır oyun. Oyundan kastım, genelleşmiş bir neşe ve özgür etki- leşime açık bir coşkunluk içindeki kolektif bir maceradır. Bu parçadan hareketle "iş" ile ilgili olarak asağıdakilerin hangisi söylenemez? A2 ✓ Dünyadaki yoksulluğun sebebi olduğuna B) Dünyada kargaşaya neden olduğuna c) Bitmesi ile her şeyin düzeleceğine D) Yerini oyuna bırakmasının faydalı olacağına E) Dünya düzenini şekillendirdiğine v Soe
3.
Alman filozof Kant'a göre; sentez, bir bilginin içeriğini genişlet-
me yoludur. Sentez bilginin karşısında ise analitik bilgi yer alır.
Analitik bilgi, yalnızca bütün olan bir fikrin çözümlenmesiyle olu-
şur. Hegel ise sentez kavramını olumlu bir düşünce ya da oluşun
karşıtı olarak görür. Ona göre olumlu anlamda tez olan bir du-
rum, karşıtını yani antitezini doğurur. Tez ve antitezin birleşme-
sinden ise sentez doğar. Örneğin doğum tez, ölüm antitez, ha-
yat ise sentezdir. Hegel'in bu düşüncesine diyalektik idealizm adı
verilir. Diyalektik, varlığın ve düşünmenin mantıksal yasası ko-
numundadır.
1. Diyalektik idealizmin içeriğinde tez ve antitez terimleri vardır.
II. Filozoflar, sentez konusunda farklı görüşler ileri sürmüştür.
III. Sentez ve analitik bilgi, ayni platformu paylaşan kavramlardır.
Yukarıda numaralanmış yargılarından hangileri bu parçada an-
latılanlarla ilişkilendirilemez?
B) Yalnız II
C) Yalnız III
A) Yalnız!
D) I ve 11
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
3. Alman filozof Kant'a göre; sentez, bir bilginin içeriğini genişlet- me yoludur. Sentez bilginin karşısında ise analitik bilgi yer alır. Analitik bilgi, yalnızca bütün olan bir fikrin çözümlenmesiyle olu- şur. Hegel ise sentez kavramını olumlu bir düşünce ya da oluşun karşıtı olarak görür. Ona göre olumlu anlamda tez olan bir du- rum, karşıtını yani antitezini doğurur. Tez ve antitezin birleşme- sinden ise sentez doğar. Örneğin doğum tez, ölüm antitez, ha- yat ise sentezdir. Hegel'in bu düşüncesine diyalektik idealizm adı verilir. Diyalektik, varlığın ve düşünmenin mantıksal yasası ko- numundadır. 1. Diyalektik idealizmin içeriğinde tez ve antitez terimleri vardır. II. Filozoflar, sentez konusunda farklı görüşler ileri sürmüştür. III. Sentez ve analitik bilgi, ayni platformu paylaşan kavramlardır. Yukarıda numaralanmış yargılarından hangileri bu parçada an- latılanlarla ilişkilendirilemez? B) Yalnız II C) Yalnız III A) Yalnız! D) I ve 11 E) I, II ve III
20
8.-9. soruları aşağıdaki parçaya
8. Bu parçadan hareketle akademilerle
ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
A) Bilimin yanı sıra üstün yaratıcılığı
nin en
ncele-
sinda
nemez?
göre cevaplayınız.
duğu
z ta-
reket
abi-
una-
yansıtan alanlarda da örnekleri ol-
B) Farklı ilgi alanlarına yönelik türlerinin
Rönesans'tan itibaren ortaya çıktiği
C) Mensuplarının yalıtılmış bir ortamda
etkileşimlerini sağlamayı amaçla-
D) Bünyesinde belirli bir düşünce şekli-
ne ve yeteneğe sahip kişileri barın-
olan
Jer,
diklari
av-
te
na
dırdıkları
Rönesans'la birlikte sanat ve bilimin
gelişmesi için hem bilim insanlarının
hem de sanatçıların kendi aralarında
ilişkilendirilmesinin bir zaruret olduğu
ortaya çıkmıştır. Bu sayede çok sayıda
akademi kurulmuştur. Yabancılara yer
olmayan bu akademilerde düzeyi tut-
turamayan heveslilere geçit olmadığı
gibi ustalar arasındaki diyaloğa sıradan
insanların karışmasına da izin yoktur.
Seçkinciliğin bir hayat tarzı olduğu ve
kendi içinde de zekâ, yetenek ve biri-
kimin bileşiminden oluşan son derece
hiyerarşik bu ortamda, sadece duayen
ustalar ve bir gün onlarla aynı düzeyi
yakalamayı ümit eden çırak öğrenciler
ri
E) Bilim insanları ile sanatçılar arasın-
da daha etkin bir iletişim sağladıkla-
ri
EDIIKLIM
UGIKLIM
vardır. Ancak hiyerarşik tırmanış kimi
zaman sekteye uğrar. Bazı ustaların,
çırakların meslekte ilerleme kriterlerini
belirlemedeki tavrı; dama çıkar çıkmaz
oraya ulaşmayı sağlayan merdiveni kı-
ran kişilerin tutumuna benzer.
Bu narcada altı cizili ifade ile ustalar-
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
20 8.-9. soruları aşağıdaki parçaya 8. Bu parçadan hareketle akademilerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- A) Bilimin yanı sıra üstün yaratıcılığı nin en ncele- sinda nemez? göre cevaplayınız. duğu z ta- reket abi- una- yansıtan alanlarda da örnekleri ol- B) Farklı ilgi alanlarına yönelik türlerinin Rönesans'tan itibaren ortaya çıktiği C) Mensuplarının yalıtılmış bir ortamda etkileşimlerini sağlamayı amaçla- D) Bünyesinde belirli bir düşünce şekli- ne ve yeteneğe sahip kişileri barın- olan Jer, diklari av- te na dırdıkları Rönesans'la birlikte sanat ve bilimin gelişmesi için hem bilim insanlarının hem de sanatçıların kendi aralarında ilişkilendirilmesinin bir zaruret olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sayede çok sayıda akademi kurulmuştur. Yabancılara yer olmayan bu akademilerde düzeyi tut- turamayan heveslilere geçit olmadığı gibi ustalar arasındaki diyaloğa sıradan insanların karışmasına da izin yoktur. Seçkinciliğin bir hayat tarzı olduğu ve kendi içinde de zekâ, yetenek ve biri- kimin bileşiminden oluşan son derece hiyerarşik bu ortamda, sadece duayen ustalar ve bir gün onlarla aynı düzeyi yakalamayı ümit eden çırak öğrenciler ri E) Bilim insanları ile sanatçılar arasın- da daha etkin bir iletişim sağladıkla- ri EDIIKLIM UGIKLIM vardır. Ancak hiyerarşik tırmanış kimi zaman sekteye uğrar. Bazı ustaların, çırakların meslekte ilerleme kriterlerini belirlemedeki tavrı; dama çıkar çıkmaz oraya ulaşmayı sağlayan merdiveni kı- ran kişilerin tutumuna benzer. Bu narcada altı cizili ifade ile ustalar-
23
21. - 22. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayiniz.
22. Bu parçada geçen "... mimari eserler topluma tutulan ay
nadir," sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Mimari eserlerin toplumun ortak mali oldu
BJ Mimari eserlerin külterür katrugi sagladigi
svirlari eserlerin toplumun kültürünün temeli oldu
D) Mirar eserlerin toplumun varlığının kanıtı olduğu
E) Mimari eserlerin toplumdan kaynagi aldrgr
Tablomu bitir
çıkmayan be
resmin bile se
etime resim
günler yasi
hissediyon
diyorum.
tadina do
çıplak bir
ta tepes
Yahya Kemal'in değer verdigi konulardan biri de mimaridir.
O mimari ile ölümsüzlük arasında ilgi kurar. Şiirlerinde, top-
lumların konturlerinin ve kimliklerinin mimari eserler vasıta-
sıyla yaşadığını ve ölümsüzleştiğini anlatır. Ona göre mimari
eserler topluma tutulan aynadır. Yahya Kemal bu konuda
Daklıdır. Çünkü mimari, estetik duyguyu somut olarak ya-
şatan ve geleceğe nakleden bir sanat dalıdır. Mimari, bu
özelliğiyle aynı zamanda kültürün önemli bir değeri, kültür
taşıyıcısı da olmaktadır. Kar Musikileri şiirinde fonda görü-
len kilise mimarisi, Süleymaniye'de Bayram Sabahı şiirinde
görülen cami mimarisi bu örneklerden ancak ikisidir. Bunlar-
dan başka, Yahya Kemal'in kendisi de şiirlerinde bir mimar
gibi davranmış ve şiirleri üzerinde bir mimar titizliğiyle çalış-
mıştır. Yahya Kemal, yalnız mimarlıkla ilgilenmekle kalmaz;
bütün plastik sanatlara karşı aynı ilgiyi duyar. Heykel ve
resim de onun ilgi alanlarına girer. Şiirlerinde zaman zaman
bir heykeltıraş titizliği ile karşılaşırız. "Tanpinar" onu metodu
ve tekniği bakımından bir heykeltıraşa benzetmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
23 21. - 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. 22. Bu parçada geçen "... mimari eserler topluma tutulan ay nadir," sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Mimari eserlerin toplumun ortak mali oldu BJ Mimari eserlerin külterür katrugi sagladigi svirlari eserlerin toplumun kültürünün temeli oldu D) Mirar eserlerin toplumun varlığının kanıtı olduğu E) Mimari eserlerin toplumdan kaynagi aldrgr Tablomu bitir çıkmayan be resmin bile se etime resim günler yasi hissediyon diyorum. tadina do çıplak bir ta tepes Yahya Kemal'in değer verdigi konulardan biri de mimaridir. O mimari ile ölümsüzlük arasında ilgi kurar. Şiirlerinde, top- lumların konturlerinin ve kimliklerinin mimari eserler vasıta- sıyla yaşadığını ve ölümsüzleştiğini anlatır. Ona göre mimari eserler topluma tutulan aynadır. Yahya Kemal bu konuda Daklıdır. Çünkü mimari, estetik duyguyu somut olarak ya- şatan ve geleceğe nakleden bir sanat dalıdır. Mimari, bu özelliğiyle aynı zamanda kültürün önemli bir değeri, kültür taşıyıcısı da olmaktadır. Kar Musikileri şiirinde fonda görü- len kilise mimarisi, Süleymaniye'de Bayram Sabahı şiirinde görülen cami mimarisi bu örneklerden ancak ikisidir. Bunlar- dan başka, Yahya Kemal'in kendisi de şiirlerinde bir mimar gibi davranmış ve şiirleri üzerinde bir mimar titizliğiyle çalış- mıştır. Yahya Kemal, yalnız mimarlıkla ilgilenmekle kalmaz; bütün plastik sanatlara karşı aynı ilgiyi duyar. Heykel ve resim de onun ilgi alanlarına girer. Şiirlerinde zaman zaman bir heykeltıraş titizliği ile karşılaşırız. "Tanpinar" onu metodu ve tekniği bakımından bir heykeltıraşa benzetmektedir.
17.
19.
Günümüzde plastiklerin kullanımı yaygınlaştı. Plastik ürün-
ler yabani otları azaltmak için toprağı kaplamayı sağlaya-
rak üretime yardımcı oluyor. Bitkilerin gelişimini hızlandır-
mak, tarımsal mevsimleri uzatmak ve verimi artırmak için
plastik ağlar kullanılıyor.
Son elli yılda üretilen 6,3 milyar ton plastiğin neredeyse
%80'i gerektiği gibi yok edilmedi. Plastik maddelerin deniz
ve kara yaşamı üzerindeki etkileri belgelendi. Ancak bun-
ların parçalanması sonucu ortaya çıkan mikroplastikler tüm
ekosistemleri çok daha fazla etkiliyor.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene-
bilir?
A) Farklı anlatım teknikleri kullansalar da bir konudaki çeliş-
kilerin giderilmesini sağlamaktadırlar.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir sonucu dile getirmektedir-
ler.
C) Bir konuda savunulan zit düşüncelerin aslında birbirini des-
teklediğini göstermektedirler.
D) Aynı konuyu değerlendirip o konuda karşıt görüşler ortaya
koymaktadırlar.
E)
Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun-
maktadırlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
17. 19. Günümüzde plastiklerin kullanımı yaygınlaştı. Plastik ürün- ler yabani otları azaltmak için toprağı kaplamayı sağlaya- rak üretime yardımcı oluyor. Bitkilerin gelişimini hızlandır- mak, tarımsal mevsimleri uzatmak ve verimi artırmak için plastik ağlar kullanılıyor. Son elli yılda üretilen 6,3 milyar ton plastiğin neredeyse %80'i gerektiği gibi yok edilmedi. Plastik maddelerin deniz ve kara yaşamı üzerindeki etkileri belgelendi. Ancak bun- ların parçalanması sonucu ortaya çıkan mikroplastikler tüm ekosistemleri çok daha fazla etkiliyor. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? A) Farklı anlatım teknikleri kullansalar da bir konudaki çeliş- kilerin giderilmesini sağlamaktadırlar. B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir sonucu dile getirmektedir- ler. C) Bir konuda savunulan zit düşüncelerin aslında birbirini des- teklediğini göstermektedirler. D) Aynı konuyu değerlendirip o konuda karşıt görüşler ortaya koymaktadırlar. E) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun- maktadırlar.
an
lime
aydi
bay
blir
nos
gin
Bu
ğı
25. Piri Reis, bir denizcilik Ostade olmasmin
yanı sıra, Osmani deniz tarihinde iz b-
rakmış bir kaptandır. Kesin dogum tari-
bi bilinmemesine karşın 1465-1470 yı-
ları arasında Gelibolu'da doğmuştur.
Osmanlı deniz tarihinde isim yapmast-
ni, 15. yüzyılın son çeyreğinde yaşa-
yan amcası Kemal Reis'e borçludur.
1492'ye dek onun yanında Batı Akde-
niz ve İspanya kıyılarında korsanlik ya-
pan Piri Reis, II. Beyazıt'ın davetiyle,
korsanlığı birakip Osmanlı Devleti'nin
hizmetine girmiş ve Inebahti, Navarin,
Midilli, Rodos seferlerine katılmıştır.
Bu parçada ne anlatılmaktadır?
A) Tanınmış Osmanlı kaptanları
B) Osmanlı döneminde denizcilik
C) Piri Reis'in buluşları
D) Osmanlı dönemindeki deniz savaş.
ları
E) Piri Reis'in denizcilik yaşamı
A
E
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
an lime aydi bay blir nos gin Bu ğı 25. Piri Reis, bir denizcilik Ostade olmasmin yanı sıra, Osmani deniz tarihinde iz b- rakmış bir kaptandır. Kesin dogum tari- bi bilinmemesine karşın 1465-1470 yı- ları arasında Gelibolu'da doğmuştur. Osmanlı deniz tarihinde isim yapmast- ni, 15. yüzyılın son çeyreğinde yaşa- yan amcası Kemal Reis'e borçludur. 1492'ye dek onun yanında Batı Akde- niz ve İspanya kıyılarında korsanlik ya- pan Piri Reis, II. Beyazıt'ın davetiyle, korsanlığı birakip Osmanlı Devleti'nin hizmetine girmiş ve Inebahti, Navarin, Midilli, Rodos seferlerine katılmıştır. Bu parçada ne anlatılmaktadır? A) Tanınmış Osmanlı kaptanları B) Osmanlı döneminde denizcilik C) Piri Reis'in buluşları D) Osmanlı dönemindeki deniz savaş. ları E) Piri Reis'in denizcilik yaşamı A E
21. Milyonlarca insanın yaşantısını ve sağlığını etkileyen küresel
bir salgın olma yolunda hızla ilerleyen obezite, dünya gene-
linde, ölümlerin yaklaşık %30'unun nedeni. Dünya Sağlık Ör-
gütüne göre dünyada 1 milyardan fazla kişi aşırı kilolu ve bun-
ların en az 300 milyonu klinik olarak obez. 1980'lerden beri,
şeker ve doymuş yağ miktarları yüksek olan gıdaların tüketi-
minin artması, fiziksel etkinliklerin azalmasıyla birleşince obe-
zite oranları dünyanın bazı bölgelerinde üç kattan fazla artış
göstermiş. Obezite ve aşırı kilo; kalp hastalıkları, tip 2 şeker
hastalığı, yüksek tansiyon, felç ve bazı kanser türleri gibi kro-
nik hastalıklar için temel risk faktörü. Yalnızca ABD'de diyet
haplarına, diyet gidalarına, sağlık kulüplerine ve kilo vermeye
yardımcı olacak diğer araçlara harcanan miktar, yıllık 30 mil-
yar dolar.
Bu parçada "obezite" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir?
A) Toplumlarda ekstra mali yüke neden olduğuna
B) Obeziteye bağlı ölümlerin sürekli artış gösterdiğine
C) Dünyanın her bölgesinde aynı oranda artış göstermedi-
ğine
D) Hareketsiz yaşamın, oluşmasında etkili olduğuna
E) Bazı sağlık sorunlarını tetiklediğine
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
21. Milyonlarca insanın yaşantısını ve sağlığını etkileyen küresel bir salgın olma yolunda hızla ilerleyen obezite, dünya gene- linde, ölümlerin yaklaşık %30'unun nedeni. Dünya Sağlık Ör- gütüne göre dünyada 1 milyardan fazla kişi aşırı kilolu ve bun- ların en az 300 milyonu klinik olarak obez. 1980'lerden beri, şeker ve doymuş yağ miktarları yüksek olan gıdaların tüketi- minin artması, fiziksel etkinliklerin azalmasıyla birleşince obe- zite oranları dünyanın bazı bölgelerinde üç kattan fazla artış göstermiş. Obezite ve aşırı kilo; kalp hastalıkları, tip 2 şeker hastalığı, yüksek tansiyon, felç ve bazı kanser türleri gibi kro- nik hastalıklar için temel risk faktörü. Yalnızca ABD'de diyet haplarına, diyet gidalarına, sağlık kulüplerine ve kilo vermeye yardımcı olacak diğer araçlara harcanan miktar, yıllık 30 mil- yar dolar. Bu parçada "obezite" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Toplumlarda ekstra mali yüke neden olduğuna B) Obeziteye bağlı ölümlerin sürekli artış gösterdiğine C) Dünyanın her bölgesinde aynı oranda artış göstermedi- ğine D) Hareketsiz yaşamın, oluşmasında etkili olduğuna E) Bazı sağlık sorunlarını tetiklediğine
Aşağıdaki parçalardan hangisi "Son filminizde mizahl unsur
lan on plana çıkarmanızın nedeni nedir?" sorusuna cevap ver-
mektedir?
A) Bizim mizah damarımız inanılmaz gelişmiş. Biz dünyanın
her bölgesindeki insanlar neye gülüyor, bunu biliyoruz. Ka-
nadalilar pek gülmüyor ama onların da var küçük karako
mik filmleri. Biz bunların hepsini biliyoruz, buna hâkimiz.
B) Çok komik insanlar tanıyorum ve hiçbiri diğerine benze.
miyor. Dolayısıyla her filmde komik birini çıkarabilmek be-
nim için çok önemli. Filmlerimdeki komik karakterler işte
bu yüzden birbirine benzemiyor.
C) Bence hayatta çok dramatik anlarda, çok gülünç durum-
lara düşebiliyoruz. Filmde bunları yakalamaya çalıştım açık
çası. Bunlar genelde gözlemden kaynaklanıyor galiba. Yani
güldürü hayatın bir parçası ve ben gördüğüm kadarıyla
onu anlatmak istedim.
D) Benim bu filmde başvurduğum bir teknik var yönetmen
olarak. Ben karikatüre, komediye çok gülen bir adam de
gilim. Bugüne kadar yaptığım dizilerde de daha önceki bir-
kaç filmde de komik olmaya çalışmadım, benim filmle-
rimde komedi aramayın.
E) Seyircimiz ya çok ağlatan ya da çok güldüren filmlere git-
meyi tercih ediyor. Ama ben güldürmek veya ağlatmak için
değil, sanatsal kaygılarla çektim bu filmimi. Seyirci önemli
ama bu, daha önemli.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Aşağıdaki parçalardan hangisi "Son filminizde mizahl unsur lan on plana çıkarmanızın nedeni nedir?" sorusuna cevap ver- mektedir? A) Bizim mizah damarımız inanılmaz gelişmiş. Biz dünyanın her bölgesindeki insanlar neye gülüyor, bunu biliyoruz. Ka- nadalilar pek gülmüyor ama onların da var küçük karako mik filmleri. Biz bunların hepsini biliyoruz, buna hâkimiz. B) Çok komik insanlar tanıyorum ve hiçbiri diğerine benze. miyor. Dolayısıyla her filmde komik birini çıkarabilmek be- nim için çok önemli. Filmlerimdeki komik karakterler işte bu yüzden birbirine benzemiyor. C) Bence hayatta çok dramatik anlarda, çok gülünç durum- lara düşebiliyoruz. Filmde bunları yakalamaya çalıştım açık çası. Bunlar genelde gözlemden kaynaklanıyor galiba. Yani güldürü hayatın bir parçası ve ben gördüğüm kadarıyla onu anlatmak istedim. D) Benim bu filmde başvurduğum bir teknik var yönetmen olarak. Ben karikatüre, komediye çok gülen bir adam de gilim. Bugüne kadar yaptığım dizilerde de daha önceki bir- kaç filmde de komik olmaya çalışmadım, benim filmle- rimde komedi aramayın. E) Seyircimiz ya çok ağlatan ya da çok güldüren filmlere git- meyi tercih ediyor. Ama ben güldürmek veya ağlatmak için değil, sanatsal kaygılarla çektim bu filmimi. Seyirci önemli ama bu, daha önemli.
3
31. Öğretmen: Bir anda büyük bir miras sana kaldı ve onu
istediğin gibi harcama özgürlüğüne sahipsin. İlk ne yap-
mak isterdin?
Öğrenci: ilk işim, şehrimizdeki sokak hayvanlarına güzel
bir barınak yapmak olurdu.
Öğretmen: Peki neden kendin için bir şey yapmazdın?
Öğrenci: Her zaman bir şehrin sokaklarında aç hayvan-
lar olmazsa o şehrin insanları da ruhunu zenginleştire-
ceğini düşünürüm. Ve böylece tüm şehri zenginleştirmiş
olurum.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki
öğrencinin fikirleriyle örtüştüğü söylenebilir?
A) İnsanlar, çevresine faydalı olarak kendi iç dünyasında
çok mutlu
olabilirler.
B) Her şeyi kendi faydamız için yapmak bazen bizi ka-
ramsarlığa sürükleyebilir.
C) İnsanın düşünme sistemi, onun ailesiyle kurduğu bağ
ile doğru orantılıdır.
D Her şeye sahip olabilmek için her zaman farklı fikirle-
ne açık olmak gerekir.
1 Sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak tüm
toplumun ortak sorunudur.
TÜRKÇE
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
3 31. Öğretmen: Bir anda büyük bir miras sana kaldı ve onu istediğin gibi harcama özgürlüğüne sahipsin. İlk ne yap- mak isterdin? Öğrenci: ilk işim, şehrimizdeki sokak hayvanlarına güzel bir barınak yapmak olurdu. Öğretmen: Peki neden kendin için bir şey yapmazdın? Öğrenci: Her zaman bir şehrin sokaklarında aç hayvan- lar olmazsa o şehrin insanları da ruhunu zenginleştire- ceğini düşünürüm. Ve böylece tüm şehri zenginleştirmiş olurum. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki öğrencinin fikirleriyle örtüştüğü söylenebilir? A) İnsanlar, çevresine faydalı olarak kendi iç dünyasında çok mutlu olabilirler. B) Her şeyi kendi faydamız için yapmak bazen bizi ka- ramsarlığa sürükleyebilir. C) İnsanın düşünme sistemi, onun ailesiyle kurduğu bağ ile doğru orantılıdır. D Her şeye sahip olabilmek için her zaman farklı fikirle- ne açık olmak gerekir. 1 Sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılamak tüm toplumun ortak sorunudur. TÜRKÇE
TESTİ
tleyiniz
3.
Bir Hayalperest, sıradan insanların sıradan olmayan yaşamla-
rina ayna tutan, usta işi öykülerden oluşuyor. Yazar, kendi de-
Visiyle yaşadığı ülkenin ve şehrin sakladıklarını gün yüzüne cu
karmaya, anlatılmayanı anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken
hayatin keskin köşeli yönlerini kendince törpüleyerek okura
nefes aldırıyor.
Bu parçada altı çizili sözle, yazarla ilgili olarak aşağıdakiler
den hangisi anlatılmak istenmiştir?
A) Adi veren durumları iyimserlikle yumuşattığı
B) Uçlarda yaşayan kişileri ön plana çıkardığı
C) Eserinde herkese ilginç gelecek olayları işlediği
D) Yazmayı tasarladığı olaylar tam anlamıyla istediği biçimde
satırlarında yansıtamadığı
E) Gerçekleri olduğu gibi, hiç değiştirmeden dile getirdiği
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TESTİ tleyiniz 3. Bir Hayalperest, sıradan insanların sıradan olmayan yaşamla- rina ayna tutan, usta işi öykülerden oluşuyor. Yazar, kendi de- Visiyle yaşadığı ülkenin ve şehrin sakladıklarını gün yüzüne cu karmaya, anlatılmayanı anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken hayatin keskin köşeli yönlerini kendince törpüleyerek okura nefes aldırıyor. Bu parçada altı çizili sözle, yazarla ilgili olarak aşağıdakiler den hangisi anlatılmak istenmiştir? A) Adi veren durumları iyimserlikle yumuşattığı B) Uçlarda yaşayan kişileri ön plana çıkardığı C) Eserinde herkese ilginç gelecek olayları işlediği D) Yazmayı tasarladığı olaylar tam anlamıyla istediği biçimde satırlarında yansıtamadığı E) Gerçekleri olduğu gibi, hiç değiştirmeden dile getirdiği