Yapısına Göre Cümleler Soruları

25. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol. Aşağıdakilerden hangisi Mevlana'ya ait bu şiirde vurgu- lanan düşüncelerden biri değildir? A) İç dış bütünlüğüne sahip olmak B) Başkalarını anlamak için empati yapmak Eli açık ve iyiliksever olmak D) Kendini beğenmişlikten uzak olmak E) Sinirli davranışlardan kaçınmak i L i S A A A 8

villar- Deep Bu üren iren eldi. bbi rin ve ģ- ni ar 5. I. Insanlar, yerli yersiz yabancı kelime kullanılmasına tepki göstermiyor artık. II. Mağazadaki beyaz eşya satışları günden güne iyiye gidiyor. III. Son haftalarda ne kadar çalışırsa çalışsın, deneme- de ilk ona giremeyecek. IV. Birkaç yıl içinde mal varlığımın bir kısmıyla müzik kursu açmayı planlıyorum. Numaralanmış cümlelerde aşağıdakilerden hangisi- nin örneği yoktur? A) Kanıksama->olism B) Tasarı→ner Aşamalılık D) Ön yargı E) Varsayım

7. (1) Toplumun oluşmasındaki yapısal bütün unsurlar sanatı etki- ler ve sanat yoluyla yine bu etkiler topluma yansır. (II) İnsanın var oluşundan bugüne sanatla iç içe olduğu ancak zaman içinde değişimlerle sanatta da farklı yaklaşımların meydana geldiği, bir gerçektir. (III) Sanat algısının oluşması, eğitim sisteminde yete- rince üzerinde durulduğunda sağlanabilir. (IV) Ekonomik şartlar ve çağın hızı sanat takibini zorlaştırsa da sanatla uygarlık düzeyi- ne erişebileceği gerçeğini bilerek özendirici çalışmalar yapılması gerekir. (V) Günümüze kadar toplumların sanat tarihleriyle uy- garlık seviyeleri birlikte gelişmeye devam etmiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler- den hangisi yanlıştır? AY I. cümle yapısına göre bağımlı bağlı cümledir. II. cümle yapısına göre bağımlı bağlı cümledir. CXIII. cümle yapısına göre birleşik cumle, yüklemine göre fiil cümlesidir. DY IV. cümle yapısına göre birleşik gumle, yüklemine göre fiil cümlesidir. V. cümle yapısına göre birleşik cümle, yüklemine göre fiil cümlesidir.

16. Her şeyi bir romanı okuyormuş gibi yaşıyorum. Kafamın içinde bir romancı, gördüğüm, düşündüğüm, yaşadığım her şeyi roman cümlelerine dönüştürüp zihnime yan- sıtıyor. Sanırım bu beni koruyan bir şey. "Bu ne zaman başladı?" diye soruyorsun. Hatırlamıyorum. Belki yalnız- lığımı keşfettikten sonra, kim bilir... Ama biliyor musun, önceleri her şeyin bir kokusu vardı: Beyazıt Meydanı'nın, İstiklal Caddesi'nin, Eminönü'nden kalkan neşeli vapurla- rin, Kadıköy'de sokakların... Sonra ne yazık ki azar azar kayboldu hepsi, yakılan yıkılan eski binalar gibi. İnsanları birbirlerine bağlayan o görünmez gizemli bağlar koptukça herkes birer yabancıya dönüştü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Sessel ve sözsel yinelemeye başvurulmuştur. B) Hayıflanma bildiren cümleler kullanılmıştır. C) Söyleşi üslubu tercih edilmiştir. D) Sanatlı ve mecazlı söyleyişler vardır. E) Öyküleyici anlaum ağır basmaktadır.

11. I. Vatanın sınırlarını siyasi haritalar değil, ağızlarda anamı- zın ak sütü gibi temiz olan Türkçemiz belirler. i. Bugün nerede Türkçe konuşuluyorsa, nerede türkülerimiz bağrı yanık insanlar tarafından okunuyorsa orası bizim va- tanımızdır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? Vatanın sınırlarını siyasi çizgiler değil, nerede olursa ol- sun Türkçe konuşan kişiler ve bağrı yanık türkü söyle- yenler belirler. B) Dilin siyasi sınırları belirlediği günümüz dünyasında Türk- çemiz pek çok farklı coğrafyadaki bağrı yanık, samimi in- san tarafından kullanılmaktadır. CBağrı yanık insanlarımız tarafından türkülerimizin söylen- diği her yer bizim sınırlarımız olduğundan siyasi haritala- ra önem vermemek gerekir. D) Anamızın ak sütü gibi temiz bildiğimiz Türkçemizin konu- şulduğu her yeri öz vatanımız olarak kabul edebiliriz. EVatanın sınırlarının konuşulan dille belirlendiği günümüz- de nerede Türkçe konuşuluyor, türkülerimiz okunuyorsa orası bizim vatanımızdır.

17. Soru Küçük İstavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye, önce müthiş bir acı duydu dudağında. Gümbür gümbür oldu yüreği, sonra hızla çekildi yukarıya. Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü, gökyüzünün neye benzediğini. Bir yanda büyük bir merak bir yanda ölüm korkusu... "Dudağı yarıklar" denir, şanslıdır onlar; hani görüp de gökyüzünü, insanı, oltadan son anda kurtulanlar. Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu. Küçük istavrit anladı yolun sonuydu. Koca denizlere sığmazdı yüreği. Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende, apansız uzanıvermiş dost- larına değiyordu minik yüzgeci. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Üçüncü kişili anlatım vardır. B) Öykülemeden yararlanılmıştır. C) Devrik cümle vardır. D) Yinelemeden yararlanılmıştır. E) Tanımlama yapılmıştır.

3. Yayınları !! W ! T 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı düşünce, de proses són ğişik şekilde dile getirilmiştir? A) Yazar, yaşamı boyunca sıradan söylemlerden ka çınmış, özgün yapıtlar vermek için uğraşmıştır. B) Şiirlerinde semboller kullanmış ama süslü bir anla timi benimsememiştir. C) Romanın teknik yönden zayıf içerik yönünden yetersiz olduğu hemen anlaşılıyor. D) Toplumu yakından takip etmiş tarihi olaylara da ya apıtlarında sıkça yer vermiştir. 2. lic 1. 11. IV E) Hayatı boyunca yarışma programlarına katılmay hedeflemiş; ama bir türlü amacına ulaşamamıştır. Üle 100 alhq

C₂₁. 43. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "de" bağlacı cümleye "eşit- lik, gibilik" anlamı katmıştır? A) Bizim mahalleye kadar gelmişsin de bir bize uğramamışsın. B) Bu saatten sonra otobüs gelse de sınava yetişemem. C) Biz bu makama alnımızın teriyle yıllar yılı çalışıp da geldik. D) Deniz kenarına kadar gittim de balıkçılardan biraz uskumru aldım. E) Eleştirmenlerin öve öve bitiremediği bu kitabı ben de çok beğendim.

9. Bazen ne sinemaya ne parka ne de pazar alanına git- mek isterdim. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, yapısı bakımından bu cümleyle özdeştir? A Sokak lambaları yanmayınca ortalık kapkaranlık olur. B) Büya onlar; hastalıklı, beton dolu, havasız kentlere ilaç olacaklarmış. C) Duygusuz, acımasız insanların kalplerinde en ufak bir duygu izine rastlanmaz. D) Bu dere boyunca Pavorotti'yi kıskandıracak bir konser vardı.

Bu sanatçımız daha kitabın başlarında uyarıyor okurunu: "Ötekini oku; derinde, dipte duranı; ince şeyler bunlar." Bu sözler, onun şiirlerinin anlaşılması için kendisinin cömert- çe önümüze kattığı kılavuzlardır. Bunlara dikkat edilmez- se yanlış anlaşılabilir onun şiiri, tekdüze bir tekrarlanış sanılabilir. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? ilyeneb isiminis A) Ancak şiirsel birikimi olanların kavrayabileceği anlam- lar taşıma noyab syslil ud Masf ghuf Açıkça söylenmemiş gizli anlamlar içerme Şairin istemediği yönde yorumlara yol açma D) Karşıt anlamlar taşıma E) Farklı olmaya çalışırken anlaşılmaz olmacenab (2009-KPSS) NL ORI ORI NL OR NI N

er riyor, r. i 10. (1) İstiklal Caddesi'nde sıcak bir temmuz günü. (II) Geleneksel kıyafetli Maraş dondurmacısı herkesi şaşırtacak olağanüstü gösterilerle bağırarak müşteri toplamaya çalışıyor. (III) Uzun metal kaşıktan sarkan dev dondurma topunu büyük bir beceriyle savuruyor. (IV) Kaşıktan sarkán dondurma, sakız gibi uzuyor ama yere düşmüyor. (V) "Milshake"lere alışık yabancı turistler bu görüntü karşısında çığlık atıyor. Bu parçada numaralanmış cümleler yapıları bakımından ikişerli eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) I B) II C) III D) IV E) V

ya- bu ta- hra en pl- ra- di: er- a- et- ki- S- in la /a la B) Cocukların sahip oldukları kültürel ve yaşamsal özel- iklerin dikkate alınmamasından Hayali yaşantıların aşırı bir gerçekçilikle anlatılmasın- dan DÇocukların düşünsel düzeyinin önemsemeyip tutarsız bilgilerin yer almasından Belli bir plan ve kurguya bağlı kalmadan savruk ve dağınık bir biçimde yapıt oluşturulmasından 18. Sanat, temelde kişisel bir eylemdir, sanatçının yaşamı ve beğenilerine göre şekillenir ancak ----. Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır? A) doğanın sanatçıda uyandırdığı estetik ve kişisel bir duygunun ürünüdür B) yapıttaki gizleri çözmeye çalışana mutlaka açık bırakıl- mış bir kapı olmalıdır C) bir iletisinin olması gibi bir zorunluluktan söz edemeyiz D) sanatçının gerçekleri değiştirerek anlatmasından daha doğal bir şey olmaz E) onda, oluşturulduğu dönemdeki sanat anlayışıyla ilgili ipuçları ve toplumcu özler de mutlaka yer alır

Kunduz Nasrettin Hoca'nın komşusu evlenecekmiş, Hoca'dan davetiye dağıtmasını istemiş. Hoca şehirde kendini beğenmiş olarak ün kazanan bir zenginin davetiyesini vermeye gitmiş. Hoca'yı gören zengin sinirinden "Davetiyeleri dağıtmaya iyi bir insan bulamamış- lar mı?" deyince Nasrettin Hoca, "İyi insanlar da vardı ama onlar iyi insanların davetiyelerini vermeye gitti." diye cevap vermiş. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? AY Birleşik cümle B) Devrik cümle CySirali CSıralı cümle DYSoru cümlesi 47 E) Fiil cümlesi

(1) Telefonda sesini işitmiştik ama yüzünü görmemiştik. (II) İşte, karşımızdaydı. (III) Sarıldık, kucaklaştık kırk yıllık dostlar gibi. (IV) Karac'oğlan'ın hemşehrisidir o. (V) İyilik ve esenlik dağıtır Toros insanlarına, bu gül ile nar ülkesinde, Gülnar'da. 24. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? (2002) A) I. devrik cümledir. B) II. ad cümlesidir. C) III. nün yüklemleri türemiş fiildir. D) IV, yüklem ve özneden oluşmuştur. E) V. nin üç dolaylı tümleci vardır.

Bağımsız sıralı cümlelerde her cümlenin öznesi, tümleci, yüklemi ayrıdır. Cümleler yalnızca anlam ilişkisi nedeniyle bir arada bulunur. Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki açıklamayı örneklendiren bir cümledir? A) Adam, durmadan öfkeli öfkeli konuşuyor, masa- da oturanlarsa sessizce onu dinliyorlardı. B) Mendiliyle gözlerini kuruladı, yaşam öyküsünü kaldığı yerden anlatmaya başladı. C) Sordum soruşturdum, sonunda aradığım nitelik- te bir usta buldum. D) Ali, kitaplarını çantasından çıkardı, sırasının üzerine yerleştirdi. E) Müşteri, getirilen kahveden bir yudum aldı, sonra yeniden gazetesine daldı.

TYT/KONTROL - TÜRKÇE 9. Platon; Antik Yunan filozofu, matematikçi ve Batı dün- yasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olan Atina Aka- demisi'nin kurucusudur. Bu akademi, aynı zamandan günümüzdeki modern üniversite oluşumunun başlangıcı olarak da kabul edilir. Platon, akıl hocası Sokrates ve öğ- rencisi Aristoteles ile birlikte bilim ve Batı felsefesinin te- mellerini attı. Bizde Eflatun diye tanınan filozoftan geriye kalan bilgece sözlerinden bazıları şunlardır: PROFES Hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun erdem olma- yinca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır. xe tin. Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür. Gözlemle, dinle, sus, az yargıla, çok sor! Discoresh ● Hote Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır. hepi per nuo neviest unter ox Ohir Bu parçada ünlü filozofun tavsiye ettiği özellikler içinde aşağıdakilerin hangisi yoktur? (3 A) Yanlışlar karşısında sesini yükseltmek B Adaletli olmak manay adstix inna C) Eleştirel düşünceye sahip olmak isdebise B) Etik değerlere sahip olmak E Merak ögesini canlı tutmak 11. C r 140 i