Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Yapısına Göre Cümleler Soruları

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yalın bir anlatım söz
konusudur?
okudukla-
delico okudukla
A) Sadece yaşadıklarım değil; görüp işittiklelim
rim, öğrendiklerim de girer yazılarıma.
B) Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
C) Şiir, bir insan için belki de su, ekmek değildir ama top-
rağın ekin vermesi için gerekli olan mineraller gibidir, di-
yebilirim.
D) Benim yazılarım saf bir su gibidir, isterim ki okuyucum
kana kana içsin.
E) Kara bulutların toplandığı soğuk bir gecede söylediği
türkülerle içimizi ısıttı.
5
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yalın bir anlatım söz konusudur? okudukla- delico okudukla A) Sadece yaşadıklarım değil; görüp işittiklelim rim, öğrendiklerim de girer yazılarıma. B) Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. C) Şiir, bir insan için belki de su, ekmek değildir ama top- rağın ekin vermesi için gerekli olan mineraller gibidir, di- yebilirim. D) Benim yazılarım saf bir su gibidir, isterim ki okuyucum kana kana içsin. E) Kara bulutların toplandığı soğuk bir gecede söylediği türkülerle içimizi ısıttı. 5
4.
Beş on gün oldu ki, mutâda inkıyâd ile ben
Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden.
Bizim mahalle de İstanbul'un kenârı demek:
Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmeyerek!
Adım başında derin bir buhayre dalgalanır,
Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır.
Bir elde olmali kandil, bir elde iskandil,
Selâmetin yolu insan için bu, başka değil!
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Manzum hikâyeye özgü nitelikler taşımaktadır.
B) Ahenk unsurlarından yararlanılmıştır.
C) Zaman, yer, olay unsurlarına yer verilmiştir.
D) Montaj tekniğinden yararlanılmıştır.
E) Dizeler arasında konu bütünlüğü vardır.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
4. Beş on gün oldu ki, mutâda inkıyâd ile ben Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden. Bizim mahalle de İstanbul'un kenârı demek: Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmeyerek! Adım başında derin bir buhayre dalgalanır, Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır. Bir elde olmali kandil, bir elde iskandil, Selâmetin yolu insan için bu, başka değil! Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Manzum hikâyeye özgü nitelikler taşımaktadır. B) Ahenk unsurlarından yararlanılmıştır. C) Zaman, yer, olay unsurlarına yer verilmiştir. D) Montaj tekniğinden yararlanılmıştır. E) Dizeler arasında konu bütünlüğü vardır.
LİMİT YAYINLARI
3. Bazı bilimsel araştırmalar, korkuyu karşımızdakine koku
yoluyla aktarabildiğimizi gösteriyor. Söz konusu
araştırmaların birinde, sınav öncesi korkusu yaşayan
bir grup öğrenci ile spor yapan bir grup öğrencinin o
andaki ter kokuları katılımcılara koklatılmış.
(1) Heyecanla sınavı bekleyen öğrencilerin terini
kokladıkları sırada, katılımcıların beyninin empatiyle
ilişkili olan bölümünde aktivitenin arttığı gözlenmiş.
(2) Başka bir çalışmada ise erkeklerden oluşan 10 kişilik
bir grubun bir bölümüne korku filmi, diğer bölümüne ise
haber programi izletilmiş. (3) Şaşırtıcı olan, katılımcıların
bu ter kokularını ayırt etmekle kalmayıp yüzlerinde
korku yansıtan mimiklerin oluşmasıymış. Bütün bunlar,
korku duygusunun terde özel bir kimyasal işaret
oluşturduğunu, bunun da kokuyu alanlarda bir tepkiye
neden olduğunu gösteriyor.
31. Ancak spor yapanlar söz konusu olduğunda
katılımcılarda böyle bir etki oluşmamış.
1
II. Ardından izleyicilerin teri başka bir katılımcı gruba
koklatılmış.
III. Bu sırada katılımcıların beyinlerindeki aktivite,
fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme tekniği
yoluyla izlenmiş.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için
1, 2 ve 3 numaralı yerlere I, II ve III numaralı
cümlelerden hangileri getirilmelidir?
B)
B)
1
1
11
11
2
1
3
||
|||
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
LİMİT YAYINLARI 3. Bazı bilimsel araştırmalar, korkuyu karşımızdakine koku yoluyla aktarabildiğimizi gösteriyor. Söz konusu araştırmaların birinde, sınav öncesi korkusu yaşayan bir grup öğrenci ile spor yapan bir grup öğrencinin o andaki ter kokuları katılımcılara koklatılmış. (1) Heyecanla sınavı bekleyen öğrencilerin terini kokladıkları sırada, katılımcıların beyninin empatiyle ilişkili olan bölümünde aktivitenin arttığı gözlenmiş. (2) Başka bir çalışmada ise erkeklerden oluşan 10 kişilik bir grubun bir bölümüne korku filmi, diğer bölümüne ise haber programi izletilmiş. (3) Şaşırtıcı olan, katılımcıların bu ter kokularını ayırt etmekle kalmayıp yüzlerinde korku yansıtan mimiklerin oluşmasıymış. Bütün bunlar, korku duygusunun terde özel bir kimyasal işaret oluşturduğunu, bunun da kokuyu alanlarda bir tepkiye neden olduğunu gösteriyor. 31. Ancak spor yapanlar söz konusu olduğunda katılımcılarda böyle bir etki oluşmamış. 1 II. Ardından izleyicilerin teri başka bir katılımcı gruba koklatılmış. III. Bu sırada katılımcıların beyinlerindeki aktivite, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme tekniği yoluyla izlenmiş. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 numaralı yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri getirilmelidir? B) B) 1 1 11 11 2 1 3 || |||
diğine
E
8. "Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Ben bu işe ya-
şamımın seksen yılını verdim yine de tam olarak öğrendiğimi
söyleyemem." demiş ünlü Alman yazar Goethe. Gerçekten
de böyledir bu. Okuma, yaşamımızın belirli bir aşamasında
ya da çağında başlayıp biten bir etkinlik değildir. Çocukluk,
gençlik, orta yaşlılık ya da yaşlılık döneminde de yaşamımızda
yer alır. Daha doğrusu yeme, içme, soluma gibi yaşamsal
bir ihtiyaç niteliğini kazanır. Onu öğrenme de sürüp gider,
Öyle ki çocukluk çağında okuduğumuz bir kitabı yetişkinlik
döneminde okuduğumuzda ondan alacağımız tat, ilk okudu-
ğumuzdan farklı olur. Çünkü yaşamın akışı içinde hem okuma
yöntemimiz değişmiştir hem kişiliğimiz.
140
Bu parçadan okuma ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
A) Tam olarak öğrenmenin zor olduğu
B) Yaşamın hemen her döneminde yer aldığı
İnsan yaşamında önemli bir yerinin olduğu
D) Zamanla okuma yönteminin değişebildiği
POR
E Kişilik gelişimi üzerinde önemli etkilerinin olduğu
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
diğine E 8. "Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Ben bu işe ya- şamımın seksen yılını verdim yine de tam olarak öğrendiğimi söyleyemem." demiş ünlü Alman yazar Goethe. Gerçekten de böyledir bu. Okuma, yaşamımızın belirli bir aşamasında ya da çağında başlayıp biten bir etkinlik değildir. Çocukluk, gençlik, orta yaşlılık ya da yaşlılık döneminde de yaşamımızda yer alır. Daha doğrusu yeme, içme, soluma gibi yaşamsal bir ihtiyaç niteliğini kazanır. Onu öğrenme de sürüp gider, Öyle ki çocukluk çağında okuduğumuz bir kitabı yetişkinlik döneminde okuduğumuzda ondan alacağımız tat, ilk okudu- ğumuzdan farklı olur. Çünkü yaşamın akışı içinde hem okuma yöntemimiz değişmiştir hem kişiliğimiz. 140 Bu parçadan okuma ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? A) Tam olarak öğrenmenin zor olduğu B) Yaşamın hemen her döneminde yer aldığı İnsan yaşamında önemli bir yerinin olduğu D) Zamanla okuma yönteminin değişebildiği POR E Kişilik gelişimi üzerinde önemli etkilerinin olduğu
1. Eve giren kişi hiçbir şeye elini sürmeden çıkıp git-
onsw, miş.
e quist in dokunm
II. Vücudunun değişik yerlerine sürdüğü boyalarla
komik görünüyordu.
bulaştırmak
2.
102 CILINE
hibsma
10/100
III. Yeni bir imaj ve ambalajla piyasaya sürülen mallar
çok tutulacak gibi.
Paides
Sunulan
in LIVI
IV. Toplantının ne kadar süreceğini hiç kimse kes-
devam etmek
tiremiyor.
Debri V. İki saat süren görüşmeden sonra uzlaştık.
VI. Sürüyü tepeden aşırıp suya kadar sürdü.
gecme
"Sürmek" sözcüğü yukarıdaki numaralanmış cümle-
lerde kaç farklı anlamda kullanılmıştır?
A) 2
B) 3
C) 4
D) 5
köşk
altunizade
Final VP
E) 6
5.
6.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
1. Eve giren kişi hiçbir şeye elini sürmeden çıkıp git- onsw, miş. e quist in dokunm II. Vücudunun değişik yerlerine sürdüğü boyalarla komik görünüyordu. bulaştırmak 2. 102 CILINE hibsma 10/100 III. Yeni bir imaj ve ambalajla piyasaya sürülen mallar çok tutulacak gibi. Paides Sunulan in LIVI IV. Toplantının ne kadar süreceğini hiç kimse kes- devam etmek tiremiyor. Debri V. İki saat süren görüşmeden sonra uzlaştık. VI. Sürüyü tepeden aşırıp suya kadar sürdü. gecme "Sürmek" sözcüğü yukarıdaki numaralanmış cümle- lerde kaç farklı anlamda kullanılmıştır? A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 köşk altunizade Final VP E) 6 5. 6.
3.
1. Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.
II. Bazen sesini duyurabilmen için susman gerekir.
III. Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır.
IV. Eğer herkes konuşmadan önce düşünseydi sessizlik
sağır edici olurdu.
V. Akılsız sözler gibi anlamsız suskunlukların da hesabı-
ni vermek zorunda kalabilirsiniz.
Numaralanmış cümlelerden hangisi diğerleriyle an-
lamca aynı doğrultuda değildir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
MEB 201
9
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
3. 1. Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol. II. Bazen sesini duyurabilmen için susman gerekir. III. Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır. IV. Eğer herkes konuşmadan önce düşünseydi sessizlik sağır edici olurdu. V. Akılsız sözler gibi anlamsız suskunlukların da hesabı- ni vermek zorunda kalabilirsiniz. Numaralanmış cümlelerden hangisi diğerleriyle an- lamca aynı doğrultuda değildir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. MEB 201 9
9.
BAĞLA
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilgisi kuran
bir bağlaç vardır?
A) İki haftada bir hastaneye gidiyor çünkü kontrollerini
aksatmaması gerekiyor.
B) Müziği çok sevdiği için Güzel Sanatlar Akademisine
kaydoldu.
C) Bilim adamları iklim değişikliğinin nedenlerini araştırıyor.
D) Burası güzel bir oyun parkıydı ama evimize epey uzaktı.
E) Bu ürünlerin çok satacağını söyledim nitekim öyle oldu.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
9. BAĞLA Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilgisi kuran bir bağlaç vardır? A) İki haftada bir hastaneye gidiyor çünkü kontrollerini aksatmaması gerekiyor. B) Müziği çok sevdiği için Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. C) Bilim adamları iklim değişikliğinin nedenlerini araştırıyor. D) Burası güzel bir oyun parkıydı ama evimize epey uzaktı. E) Bu ürünlerin çok satacağını söyledim nitekim öyle oldu.
8. Çünkü çok kucaklayan çok döker diye bir kural var. Biz
öteden beri iyi ve tam öğretmeyi değil çok şey öğretmeyi
tercih ettik. Bu yüzden her şeyimiz kırık dökük. Yabancı dil
mevzuuna gelince on ile on altı ders arası değişen bir müf-
redatın içerisinde çocuk, bir yabancı dile nasıl yoğunlaşsın,
onu nasıl öğrensin üstelik de niye öğrensin? Birtakım ezber
bilgilerle sınavlara hazırlanmak zorundaysanız ve yabancı
dil de sınavda lazım değilse üstelik matematik ve geometri
bilmezsen hayatın kararıyorsa fizik, kimya, biyoloji bilme-
yince hayatta yerin olmuyorsa, sen yabancı dile zaman
ayırır mıydın? Bunun ayrı bir metodu olmalı. Bu müfredat
karmaşası ve kalabalığı içerisinde bir dil öğrenmek müm-
kün değil.
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine açıklık getir-
mek için yazılmıştır?
A) Özel kurslarda bir yılda öğrenilen yabancı dili okulları-
mızda on yılda öğretemiyoruz, acaba neden?
B) Neden liselere hazırlık ve üniversite sınavlarına hazır-
lık çalışmalarına verdiğimiz önemi yabancı dil eğitimine
vermiyoruz?
C) Sizce okullarımızda okutulan bu kadar dersin çocukla-
rımıza yararı var mı?
D) Konsantre olan ve yaşamının bir parçası hâline getiren
insan, bir yabancı dili kısa sürede öğrenebilir mi?
E) Sizce yabancı dil eğitimi, okul eğitimi içinde mi yoksa
okul dışı bir eğitimle mi verilmeli?
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
8. Çünkü çok kucaklayan çok döker diye bir kural var. Biz öteden beri iyi ve tam öğretmeyi değil çok şey öğretmeyi tercih ettik. Bu yüzden her şeyimiz kırık dökük. Yabancı dil mevzuuna gelince on ile on altı ders arası değişen bir müf- redatın içerisinde çocuk, bir yabancı dile nasıl yoğunlaşsın, onu nasıl öğrensin üstelik de niye öğrensin? Birtakım ezber bilgilerle sınavlara hazırlanmak zorundaysanız ve yabancı dil de sınavda lazım değilse üstelik matematik ve geometri bilmezsen hayatın kararıyorsa fizik, kimya, biyoloji bilme- yince hayatta yerin olmuyorsa, sen yabancı dile zaman ayırır mıydın? Bunun ayrı bir metodu olmalı. Bu müfredat karmaşası ve kalabalığı içerisinde bir dil öğrenmek müm- kün değil. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine açıklık getir- mek için yazılmıştır? A) Özel kurslarda bir yılda öğrenilen yabancı dili okulları- mızda on yılda öğretemiyoruz, acaba neden? B) Neden liselere hazırlık ve üniversite sınavlarına hazır- lık çalışmalarına verdiğimiz önemi yabancı dil eğitimine vermiyoruz? C) Sizce okullarımızda okutulan bu kadar dersin çocukla- rımıza yararı var mı? D) Konsantre olan ve yaşamının bir parçası hâline getiren insan, bir yabancı dili kısa sürede öğrenebilir mi? E) Sizce yabancı dil eğitimi, okul eğitimi içinde mi yoksa okul dışı bir eğitimle mi verilmeli?
e da
n değil. Şiir
klerini
n binlerce
k büyük
a, romana
re
en şairler
irler
diyen
LIMIT YAYINLARI
10 Bir dil, sadece kelimeler ve bunların kullanım
kurallarından oluşan bir sistem değildir. (II) Dil, bir
kültüre ait düşünme biçiminin simgesel ifadesidir.
(1) Her kültürün düşünme biçimini, o kültürün asırlar
boyunca süren oluşum süreci belirler. (IV) Dolayısıyla
diller, kelimeler açısından değil temelde bu oluşum
süreçleri açısından farklıdır. (V) Doğada insanlaşma
süreci düşünce-dil etkileşimiyle başlamıştır.
(VI) Dillerdeki gelişmeler bu farklılığı artırır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) II
C) IV
A) II
5-3-3
(D)
E) VI
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
e da n değil. Şiir klerini n binlerce k büyük a, romana re en şairler irler diyen LIMIT YAYINLARI 10 Bir dil, sadece kelimeler ve bunların kullanım kurallarından oluşan bir sistem değildir. (II) Dil, bir kültüre ait düşünme biçiminin simgesel ifadesidir. (1) Her kültürün düşünme biçimini, o kültürün asırlar boyunca süren oluşum süreci belirler. (IV) Dolayısıyla diller, kelimeler açısından değil temelde bu oluşum süreçleri açısından farklıdır. (V) Doğada insanlaşma süreci düşünce-dil etkileşimiyle başlamıştır. (VI) Dillerdeki gelişmeler bu farklılığı artırır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) IV A) II 5-3-3 (D) E) VI
Tekrarlana tekrarlana klişe hâline gelmiş,
tazeliğini yitirmiş kalıp sözlerin dışına
çıkamama
Anlatımda doğallıktan kaçınma,
yapmacıklığa düşme
Metinde ögeler arasındaki uyumsuzluktan
kaynaklanan bütünlükten yoksun olma
TV. Aktarılmak isteneni açık seçik, belirli bir
biçimde dile getirememe
Bu cümlelerde üzerinde durulan nitelikler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yüzeysellik
B) Dağınıklık
Basmakalıpçılık
D) Özenti
E) Bulanıklık
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
Tekrarlana tekrarlana klişe hâline gelmiş, tazeliğini yitirmiş kalıp sözlerin dışına çıkamama Anlatımda doğallıktan kaçınma, yapmacıklığa düşme Metinde ögeler arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan bütünlükten yoksun olma TV. Aktarılmak isteneni açık seçik, belirli bir biçimde dile getirememe Bu cümlelerde üzerinde durulan nitelikler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yüzeysellik B) Dağınıklık Basmakalıpçılık D) Özenti E) Bulanıklık
in-
IZ
12
L
n
S
6. Sanatçı genellikle ne yaptığının bilincinde değildir. Anlayı-
şıyla değil, önsezisiyle davranır. Kimi zaman kendine olan
güveni önüne geçilmez bir güçle bilinçli düşünce düzeyine
erişir. İşte o zaman sanatın dönüştürücü gücü çıkar orta-
ya. Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi'nin sonunda mil-
yonlarca insana seslenen bir sevinç korosuyla coşması da
bu yüzdendir. Shelley de zincirden kurtulan Prometheus'la
geleceğin özgür toplumunu açıkça tanımlar. Beethoven'in
ve Shelley'nin esin kaynağı Fransız Devrimi'ydi; ama
hangimiz Dokuzuncu Senfoni'yi ya da Zincirden Kurtulan
Prometheus'u bugün bile yeryüzünü kaplayan devrim gü-
cünü içimizde duymadan dinleyebiliriz.
Yukarıdaki parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi
olabilir?
A Bireysel Sanat
C) Sanat ve Devrim
B) Gerçekçi Sanat
D) İnsan Açısından Sanat
L 8.
6
1
E) Sanatçı ve Biz
13
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
in- IZ 12 L n S 6. Sanatçı genellikle ne yaptığının bilincinde değildir. Anlayı- şıyla değil, önsezisiyle davranır. Kimi zaman kendine olan güveni önüne geçilmez bir güçle bilinçli düşünce düzeyine erişir. İşte o zaman sanatın dönüştürücü gücü çıkar orta- ya. Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi'nin sonunda mil- yonlarca insana seslenen bir sevinç korosuyla coşması da bu yüzdendir. Shelley de zincirden kurtulan Prometheus'la geleceğin özgür toplumunu açıkça tanımlar. Beethoven'in ve Shelley'nin esin kaynağı Fransız Devrimi'ydi; ama hangimiz Dokuzuncu Senfoni'yi ya da Zincirden Kurtulan Prometheus'u bugün bile yeryüzünü kaplayan devrim gü- cünü içimizde duymadan dinleyebiliriz. Yukarıdaki parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A Bireysel Sanat C) Sanat ve Devrim B) Gerçekçi Sanat D) İnsan Açısından Sanat L 8. 6 1 E) Sanatçı ve Biz 13
5. Yarın kavgası yapan bir halkın, dününden haberi
yoksa o halk, yalnız gölgesini yumruklar.----
Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra
aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Bir toplumun bugünkü hataları günü geldiğinde
mutlaka karşısına çıkacaktır.
B) Her toplum geçmişine yararlanması gereken bir
kaynak olarak bakmalıdır.
C) Toplumun, geçmişini iyi tanıması, varlığını sür-
dürmesi için bir zorunluluktur.
D) Her toplum bilmelidir ki geleceği, geçmişinin
zenginliğine bağlıdır.
E) Toplumların dün attıkları adımlar, bugün ve ya-
rin nasıl yürüyeceğinin delilleridir.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
5. Yarın kavgası yapan bir halkın, dününden haberi yoksa o halk, yalnız gölgesini yumruklar.---- Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Bir toplumun bugünkü hataları günü geldiğinde mutlaka karşısına çıkacaktır. B) Her toplum geçmişine yararlanması gereken bir kaynak olarak bakmalıdır. C) Toplumun, geçmişini iyi tanıması, varlığını sür- dürmesi için bir zorunluluktur. D) Her toplum bilmelidir ki geleceği, geçmişinin zenginliğine bağlıdır. E) Toplumların dün attıkları adımlar, bugün ve ya- rin nasıl yürüyeceğinin delilleridir.
Hikâye
12-14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sait Faik, "düşünce ve duyuşlarını, hele kendi kurallarını getiren yeni bir sanatçı olarak başıboş ve
özgür yaşama tutkularını anlamayan, buna karşı olan bir çevrede" yetişmiştir. Aile çevresinden ve
hemen sonra yaşadığı öteki çevrelerle tam ve düzenli, doyurucu ve destekleyici bir anlaşma içinde
olduğu söylenemez. İlk hikâyelerinden başlayarak bütün eserlerinin, artistçe kendi üslûbunda bir
yaşamayı yadırgayanlarla çatışmalarının aynası olduğu görülür. Bu soy bir çatışmanın olmadığı
yerde de, çağının sanatının ve yerleşmiş sanat ölçülerini aşan bir yeni ve güçlü sanat eserinin yeşe-
remeyeceği de açıktır. Böylece onda, edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak,
bir başka kata yükseltmek isteyen davranışın varlığı daha ilk adımlarında belli olmaktadır. Sait Faik,
hikâyeyi 'edebiyat yapan'ların elinden kurtarmaya gelmiştir.
Tarık Dursun K., Edebiyat Üstüne Narin
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
Hikâye 12-14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sait Faik, "düşünce ve duyuşlarını, hele kendi kurallarını getiren yeni bir sanatçı olarak başıboş ve özgür yaşama tutkularını anlamayan, buna karşı olan bir çevrede" yetişmiştir. Aile çevresinden ve hemen sonra yaşadığı öteki çevrelerle tam ve düzenli, doyurucu ve destekleyici bir anlaşma içinde olduğu söylenemez. İlk hikâyelerinden başlayarak bütün eserlerinin, artistçe kendi üslûbunda bir yaşamayı yadırgayanlarla çatışmalarının aynası olduğu görülür. Bu soy bir çatışmanın olmadığı yerde de, çağının sanatının ve yerleşmiş sanat ölçülerini aşan bir yeni ve güçlü sanat eserinin yeşe- remeyeceği de açıktır. Böylece onda, edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak, bir başka kata yükseltmek isteyen davranışın varlığı daha ilk adımlarında belli olmaktadır. Sait Faik, hikâyeyi 'edebiyat yapan'ların elinden kurtarmaya gelmiştir. Tarık Dursun K., Edebiyat Üstüne Narin
1- ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlamaya başvurul-
muştur?
A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş
yaparsınız; ama başarısız olduğunuz tek bir iş, sonunuz
olur.
B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluşturan bireylerle
bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız
her ileti, onlara da uygun gelmelidir.
C Doğru düşünen bireyler yetiştirmek için aṇadili öğreti-
mine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz.
D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır.
Bunun için araştırmacılar gelişme kavramı üzerinde sü-
rekli olarak kafa yormaktadırlar.
E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi kötü, gü-
zel-çirkin türünden değerlendirmelerin her birine değer
yargısı denmektedir.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
1- ÖĞRETEN SORU / ÖSYM Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlamaya başvurul- muştur? A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş yaparsınız; ama başarısız olduğunuz tek bir iş, sonunuz olur. B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluşturan bireylerle bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız her ileti, onlara da uygun gelmelidir. C Doğru düşünen bireyler yetiştirmek için aṇadili öğreti- mine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz. D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır. Bunun için araştırmacılar gelişme kavramı üzerinde sü- rekli olarak kafa yormaktadırlar. E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi kötü, gü- zel-çirkin türünden değerlendirmelerin her birine değer yargısı denmektedir.
9.
11
Sonbahar yüzünden solgun bir hüzün kaplar kalbimizi. Birkaç
ay öncesine kadar içimizi ısıtan güneş, cimrileşir, saklar sıcak-
|||
lığını, sakınır, sarmaz kollarını. Bir zamanlar içimize ılık bir
ürperti veren meltem, yerini deli esen rüzgâra bırakır. Rüzgâr
8.
IV
vefasızdır, savurur kuruyan yaprakları umarsızca oradan
oraya.
V
Bu parçadaki altı çizili sözlerin hangisi nitel anlamlı de-
ğildir?
A) I.
"Dil" tutor
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Paraf Yayınları
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
9. 11 Sonbahar yüzünden solgun bir hüzün kaplar kalbimizi. Birkaç ay öncesine kadar içimizi ısıtan güneş, cimrileşir, saklar sıcak- ||| lığını, sakınır, sarmaz kollarını. Bir zamanlar içimize ılık bir ürperti veren meltem, yerini deli esen rüzgâra bırakır. Rüzgâr 8. IV vefasızdır, savurur kuruyan yaprakları umarsızca oradan oraya. V Bu parçadaki altı çizili sözlerin hangisi nitel anlamlı de- ğildir? A) I. "Dil" tutor B) II. C) III. D) IV. E) V. Paraf Yayınları
6. (1) Kauçuk, çapraz bağlanmamış ama çapraz
bağlanabilme özelliğine sahip bir polimerdir; doğal ve
sentetik olmak üzere ikiye ayrılır. (II) Doğal kauçuk iyi
bir elastik yapıya sahip iken sentetik kauçuk ise sıcakl
kimyasallar ve ultraviyole ışınlar gibi çevre koşullarına
daha dayanıklı bir yapıdadır. (III) Doğal ve sentetik
kauçuğun giderek artan miktarlarda üretimi çevre
sorunlarına neden oluyor. (IV) 2017 yılı verilerine göre,
yılda yaklaşık 14,5 milyon ton doğal kauçuk üretilmiş. (
Malezya, Tayland, Endonezya, Brezilya, Nijerya, Libery
Zaire, Hindistan, Sri Lanka ve Filipinler doğal kauçuk
üretiminde önde gelen ülkeler; en fazla kauçuk tüketen
ülke ise Çin.
Bu parçayı oluşturan cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
1. cümlede bir tanıma yer verilmiştir.
B. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
II. cümlede neden-sonuç ilgisi vardır.
b. cümlede kesinlik söz konusudur.
E/V
itm
V. cümlede yoruma yer verilmemiştir.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
6. (1) Kauçuk, çapraz bağlanmamış ama çapraz bağlanabilme özelliğine sahip bir polimerdir; doğal ve sentetik olmak üzere ikiye ayrılır. (II) Doğal kauçuk iyi bir elastik yapıya sahip iken sentetik kauçuk ise sıcakl kimyasallar ve ultraviyole ışınlar gibi çevre koşullarına daha dayanıklı bir yapıdadır. (III) Doğal ve sentetik kauçuğun giderek artan miktarlarda üretimi çevre sorunlarına neden oluyor. (IV) 2017 yılı verilerine göre, yılda yaklaşık 14,5 milyon ton doğal kauçuk üretilmiş. ( Malezya, Tayland, Endonezya, Brezilya, Nijerya, Libery Zaire, Hindistan, Sri Lanka ve Filipinler doğal kauçuk üretiminde önde gelen ülkeler; en fazla kauçuk tüketen ülke ise Çin. Bu parçayı oluşturan cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 1. cümlede bir tanıma yer verilmiştir. B. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. II. cümlede neden-sonuç ilgisi vardır. b. cümlede kesinlik söz konusudur. E/V itm V. cümlede yoruma yer verilmemiştir.