Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Yapısına Göre Cümleler Soruları

5. (1) Iran resminin gelenekle çok sıkı bağları var.
(11) Her resmin bir hikâyesi var söz gelimi. (III)
Resim bizim için şiirden, mesnevilerden, Fars
kültüründen bağımsız değil ve çok yaygın. (IV)
Burada bu denli hayatın içinden durmuyor sanki.
(V) Mahmut Farshchian'ın tabloları bizim kültü-
rümüzü, aşklarımızı, şiirlerimizi yansıtan resim-
lerdir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış-
tır?
ek fill?
A) I. cümle, ad cümlesidir.
B) II. cümle, devrik cümledir.
C) III. cümle, bağımsız sıralı cümledir.
D) TV. cümle, devrik cümledir.
ET V. cümle, olumlu cümledir.
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
5. (1) Iran resminin gelenekle çok sıkı bağları var. (11) Her resmin bir hikâyesi var söz gelimi. (III) Resim bizim için şiirden, mesnevilerden, Fars kültüründen bağımsız değil ve çok yaygın. (IV) Burada bu denli hayatın içinden durmuyor sanki. (V) Mahmut Farshchian'ın tabloları bizim kültü- rümüzü, aşklarımızı, şiirlerimizi yansıtan resim- lerdir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış- tır? ek fill? A) I. cümle, ad cümlesidir. B) II. cümle, devrik cümledir. C) III. cümle, bağımsız sıralı cümledir. D) TV. cümle, devrik cümledir. ET V. cümle, olumlu cümledir.
1
3.
(1) Kar ve dolu arasındaki fark oluşum süreçlerinden kay-
naklanıyor. (II) Kar, sıcaklık 0°C'nin altına düştüğünde
havadaki su buharının aniden soğuyarak katı hâle geç-
mesi ve oluşan küçük buz kristallerinin birleşmesiyle or-
taya çıkan bir yağış türüdür. (III) Küçük buz kristalleri ha-
vadaki küçük bir parçacığın, örneğin bir toz taneciğinin
üzerinde birikir ve büyüdükçe yere doğru düşmeye baş-
lar. (IV) Kar taneleri sıcaklığı 0°C'nin biraz üstünde olan
nemli havanın içinden geçip yere doğru düşerken dış
yüzeyi bir miktar erir ve bu nedenle başka kar taneleriy-
le bir araya gelebilirler. (V) Bu daha büyük kar taneleri-
nin oluşmasına neden olur. (VI) Kuru ve soğuk bir hava-
da toz hâlinde, daha küçük kar taneleri oluşur. (VII) Dolu
ise bulutların içindeki yuvarlak veya düzensiz şekilli buz
parçacıklarıdır. (VIII) Bulutların içindeki yağmur damlacık-
larının bir fırtına sırasında yükselmesi nedeniyle aniden
soğuyarak donması sonucu oluşur. (IX) Bunların yukarı
ve aşağı yönlü hareketleri sırasında buz parçacıklarının
yüzeyinde daha fazla su birikirse portakal büyüklüğün-
de dolu yağabilir. (X) Dolu tanelerinin büyüklüğü, bulu-
tun içindeki suyun miktarına ve bulutun ne kadar yükse-
ğe ulaştığına bağlı olarak değişir.
Bu parçaya dayanılarak aşağıdaki yargılardan hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Dolu, buluttaki yağmur damlacıklarının aniden soğu-
ması sonucu oluşur.
B) Kar taneleri, ufak buz kristallerinin birbirine yapışma-
sıyla büyür.
C) Bulutun taşıdığı su miktarının, dolu parçacıklarının
boyutu üzerinde etkisi vardır.
D) Büyük kar tanelerinin oluşması için havanın nemli ol-
ması gerekir.
E) Dolunun oluşumu için havada asılı partiküllere ihti-
yaç vardır.
(ALES 2015)
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
1 3. (1) Kar ve dolu arasındaki fark oluşum süreçlerinden kay- naklanıyor. (II) Kar, sıcaklık 0°C'nin altına düştüğünde havadaki su buharının aniden soğuyarak katı hâle geç- mesi ve oluşan küçük buz kristallerinin birleşmesiyle or- taya çıkan bir yağış türüdür. (III) Küçük buz kristalleri ha- vadaki küçük bir parçacığın, örneğin bir toz taneciğinin üzerinde birikir ve büyüdükçe yere doğru düşmeye baş- lar. (IV) Kar taneleri sıcaklığı 0°C'nin biraz üstünde olan nemli havanın içinden geçip yere doğru düşerken dış yüzeyi bir miktar erir ve bu nedenle başka kar taneleriy- le bir araya gelebilirler. (V) Bu daha büyük kar taneleri- nin oluşmasına neden olur. (VI) Kuru ve soğuk bir hava- da toz hâlinde, daha küçük kar taneleri oluşur. (VII) Dolu ise bulutların içindeki yuvarlak veya düzensiz şekilli buz parçacıklarıdır. (VIII) Bulutların içindeki yağmur damlacık- larının bir fırtına sırasında yükselmesi nedeniyle aniden soğuyarak donması sonucu oluşur. (IX) Bunların yukarı ve aşağı yönlü hareketleri sırasında buz parçacıklarının yüzeyinde daha fazla su birikirse portakal büyüklüğün- de dolu yağabilir. (X) Dolu tanelerinin büyüklüğü, bulu- tun içindeki suyun miktarına ve bulutun ne kadar yükse- ğe ulaştığına bağlı olarak değişir. Bu parçaya dayanılarak aşağıdaki yargılardan hangi- sine ulaşılamaz? A) Dolu, buluttaki yağmur damlacıklarının aniden soğu- ması sonucu oluşur. B) Kar taneleri, ufak buz kristallerinin birbirine yapışma- sıyla büyür. C) Bulutun taşıdığı su miktarının, dolu parçacıklarının boyutu üzerinde etkisi vardır. D) Büyük kar tanelerinin oluşması için havanın nemli ol- ması gerekir. E) Dolunun oluşumu için havada asılı partiküllere ihti- yaç vardır. (ALES 2015)
TYT/TÜRKÇE via
9. (1) Gotik sanatın en önemli kolu ve temeli, bu üslubun diğer
sanat faaliyetlerinin tamamını hâkimiyeti altına alan ve
onlara şekil veren mimaridir. (II) Mimarlar, genellikle bina
yapımı kadar başka alanlarda da ustalaşmışlar; aynı
zamanda birer ressam, heykeltıraş ve kuyumcu olarak
faaliyet göstermişlerdir. (III) Gotik mimarinin esasını teşkil
eden bina tipi, diğer yapılara nazaran dev ölçülerde inşa
edilen katedrallerdir. (IV) Gotik sanatın oldukça ehemmiyetli
faaliyet alanlarından birini meydana getiren heykeltıraşlık da
tamamlayıcı ve destekleyici bir unsur olarak yaygınlık
kazanmıştır. (V) Bu sanat kolunun çok ihtişamlı ve karmaşık
bir nitelik taşıyan gotik tezyinat içinde özel bir yeri vardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
karşılaştırma anlamı yoktur?
A) I
BY II
CXIII
MBI
D) IV
E) V
11. Monomit ya
Amerikan b
drama, mas
psikolojik g
toplumdan
kahraman
bu kalıba
Yüzükler
iki sinem
Bu parç
hangisi
A) I. sä
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
TYT/TÜRKÇE via 9. (1) Gotik sanatın en önemli kolu ve temeli, bu üslubun diğer sanat faaliyetlerinin tamamını hâkimiyeti altına alan ve onlara şekil veren mimaridir. (II) Mimarlar, genellikle bina yapımı kadar başka alanlarda da ustalaşmışlar; aynı zamanda birer ressam, heykeltıraş ve kuyumcu olarak faaliyet göstermişlerdir. (III) Gotik mimarinin esasını teşkil eden bina tipi, diğer yapılara nazaran dev ölçülerde inşa edilen katedrallerdir. (IV) Gotik sanatın oldukça ehemmiyetli faaliyet alanlarından birini meydana getiren heykeltıraşlık da tamamlayıcı ve destekleyici bir unsur olarak yaygınlık kazanmıştır. (V) Bu sanat kolunun çok ihtişamlı ve karmaşık bir nitelik taşıyan gotik tezyinat içinde özel bir yeri vardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma anlamı yoktur? A) I BY II CXIII MBI D) IV E) V 11. Monomit ya Amerikan b drama, mas psikolojik g toplumdan kahraman bu kalıba Yüzükler iki sinem Bu parç hangisi A) I. sä
W
11. Bir roman üzerinde çalıştığını düşünmüyorum. Bunu yapabi-
lecek bir yeteneğe sahip olmadığından değil elbette. Ne de
olsa öykü ödülü kazanmış bir yazardır o. Ben, yazarımızın
kısa mesafe koşucusu olduğunu düşünüyorum. Gerekçem
tam olarak bu.
Bu parçadaki altı çizili sözle yazarın hangi özelliği anla-
tılmak istenmiştir?
A) Etkisini çabucak yitiren yapıtlar kaleme aldığı
B) Popüler olma uğruna sanatın ilkelerinden ödün verdiği
Hacimli olmayan eserlerde başarılı olduğu
CO
D Yapıtlarında dar bir kitlenin özelliklerini ele aldığı
Belli konuların dışına çıkamadığı
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
W 11. Bir roman üzerinde çalıştığını düşünmüyorum. Bunu yapabi- lecek bir yeteneğe sahip olmadığından değil elbette. Ne de olsa öykü ödülü kazanmış bir yazardır o. Ben, yazarımızın kısa mesafe koşucusu olduğunu düşünüyorum. Gerekçem tam olarak bu. Bu parçadaki altı çizili sözle yazarın hangi özelliği anla- tılmak istenmiştir? A) Etkisini çabucak yitiren yapıtlar kaleme aldığı B) Popüler olma uğruna sanatın ilkelerinden ödün verdiği Hacimli olmayan eserlerde başarılı olduğu CO D Yapıtlarında dar bir kitlenin özelliklerini ele aldığı Belli konuların dışına çıkamadığı
2.
Sanat güzeli göstermelidir insana, estetikle mayalanma-
lıdır. Gerçekçi olma kaygısıyla her türlü sıkıntıyı, kötülü-
ğü, çirkinliği yansıtmaya çalışan sanatçı; güzelliğe karşı
gözlerine mil çekilmiş bir âmâya çevirir okurunu.
Bu parçada "gözlerine mil çekilmiş bir âmâya çevirmek"
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Hayatın gerçeklerini önemsememek
B) Güzelliklerin görülmesini engellemek
C) Güzeli, çirkini bütün hâlde anlatmak
D) Hayatı gözler önüne sermek
E) Okurun düş gücünü geliştirmek
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
2. Sanat güzeli göstermelidir insana, estetikle mayalanma- lıdır. Gerçekçi olma kaygısıyla her türlü sıkıntıyı, kötülü- ğü, çirkinliği yansıtmaya çalışan sanatçı; güzelliğe karşı gözlerine mil çekilmiş bir âmâya çevirir okurunu. Bu parçada "gözlerine mil çekilmiş bir âmâya çevirmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Hayatın gerçeklerini önemsememek B) Güzelliklerin görülmesini engellemek C) Güzeli, çirkini bütün hâlde anlatmak D) Hayatı gözler önüne sermek E) Okurun düş gücünü geliştirmek
1. Müzik ile edebiyatın öteden beri birbirine ne kadar yakın
olduğunu biliyoruz. Birini anmak, çok geçmeden diğerini
de akla getiriyor. Hep yakınlık içermiş bir ilişki bu; dolayısıy-
la bir müzisyenin, bugün edebiyatın en popüler türü olan
romana da el attığını öğrenmek, önce hayranlık uyandırsa
da bizi şaşırtmıyor aslında. Zaten bu müzisyenlere gönül
verdiysek yazdıklarına da bakmak şart galiba. Yoksa bizdeki
resimleri eksik kalırdı.
mitgele vžo) (0
Bu parçadaki altı çizili söz ile anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
hshexey jelnemligel
map/clne hipel.id
A) Sanatçıların çok yönlü olabileceğini düşünmemek
B) Sanatın birçok dalıyla ilgilenen sanatçıları bütünüyle
anlayamamak
C) Sanatçıların özel hayatının, sanatını anlamayı kolay-
laştıracağının farkına varmak
Sanatçıları tam olarak tanımaktan yoksun olmak
E) Sanatçıların belirli türdeki yapıtlarının eksiksiz olarak
takip edilmesinin gerekli olduğuna inanmak
MO
13
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
1. Müzik ile edebiyatın öteden beri birbirine ne kadar yakın olduğunu biliyoruz. Birini anmak, çok geçmeden diğerini de akla getiriyor. Hep yakınlık içermiş bir ilişki bu; dolayısıy- la bir müzisyenin, bugün edebiyatın en popüler türü olan romana da el attığını öğrenmek, önce hayranlık uyandırsa da bizi şaşırtmıyor aslında. Zaten bu müzisyenlere gönül verdiysek yazdıklarına da bakmak şart galiba. Yoksa bizdeki resimleri eksik kalırdı. mitgele vžo) (0 Bu parçadaki altı çizili söz ile anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? hshexey jelnemligel map/clne hipel.id A) Sanatçıların çok yönlü olabileceğini düşünmemek B) Sanatın birçok dalıyla ilgilenen sanatçıları bütünüyle anlayamamak C) Sanatçıların özel hayatının, sanatını anlamayı kolay- laştıracağının farkına varmak Sanatçıları tam olarak tanımaktan yoksun olmak E) Sanatçıların belirli türdeki yapıtlarının eksiksiz olarak takip edilmesinin gerekli olduğuna inanmak MO 13
TYT/ TÜRKÇE
24. İlhama ve yeteneğe bel bağlayanlar, on yıl boyun-
ca en berbat romanlarını karaladıktan sonra son-
suzluğu fetheden Balzac'ın başarısı önünde gaf-
letlerinden uyansınlar. Yirmi yıla bütün bir kâinatı
sığdıran bu eşşiz sanatçı, hayatını baştan başa
sanata vermişti. Aylarca odasından ayrılmaz, ge-
len mektupları açmaz, iki gümüş şamdandaki dört
mumun ışığında saatlerce çalışırdı. Bir ayda yalnız
altmış saat uyuduğu, en yakın arkadaşlarını dahi
kabul etmediği, günde on sekiz saat çalıştığı olur-
du. Bir mektubunda: "Ben kaleme ve mürekkebe
zincirlenmiş bir mahkumum!" diyor.
Bu parçada karşı çıkılan düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Sanatçılar, eserlerini meydana getirirken kendi-
lerini gerçek dünyadan soyutlamayı bilmelidir.
B) Sanatçı olabilmenin ön koşullarından biri de ge-
lebilecek olumsuz eleştirilere açık olabilmektir.
C) Bir roman ortaya çıkarmak; azim, istek ve yaz-
ma enerjisiyle doğru orantılıdır.
DBir eser, gece gündüz çalışılarak değil anlık ge-
ten yazma isteğiyle şekillenmektedir.
E) Bir yazar, eserlerini yazarken mevcut yeteneği-
he değil çalışmasına güvenmelidir.
25. Yaşadığımız kötü olaylar aklımızdan kolay çıkmı-
yor. Tüm beynimize bütün heybetiyle yerleşiyor
ve bunları beynimizden çıkarmak da çok kolay ol-
muyor. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden
oluşuyor, hiçbir şeyi, hiçbir siyahı, maviyi, beyazı
lielaboličını ya da anla-
26. Kendi ger
çırabilirse
mız, bilge
ağzımız
ğımız ha
ünlü fels
olmadığ
özgürlüğ
olarak a
şikâyet
kimseni
malar..
Bu par
ğıdakil
A) Ka
bal
B) Bil
ha
pa
C) in
VL
D) K
g
E)
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
TYT/ TÜRKÇE 24. İlhama ve yeteneğe bel bağlayanlar, on yıl boyun- ca en berbat romanlarını karaladıktan sonra son- suzluğu fetheden Balzac'ın başarısı önünde gaf- letlerinden uyansınlar. Yirmi yıla bütün bir kâinatı sığdıran bu eşşiz sanatçı, hayatını baştan başa sanata vermişti. Aylarca odasından ayrılmaz, ge- len mektupları açmaz, iki gümüş şamdandaki dört mumun ışığında saatlerce çalışırdı. Bir ayda yalnız altmış saat uyuduğu, en yakın arkadaşlarını dahi kabul etmediği, günde on sekiz saat çalıştığı olur- du. Bir mektubunda: "Ben kaleme ve mürekkebe zincirlenmiş bir mahkumum!" diyor. Bu parçada karşı çıkılan düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) Sanatçılar, eserlerini meydana getirirken kendi- lerini gerçek dünyadan soyutlamayı bilmelidir. B) Sanatçı olabilmenin ön koşullarından biri de ge- lebilecek olumsuz eleştirilere açık olabilmektir. C) Bir roman ortaya çıkarmak; azim, istek ve yaz- ma enerjisiyle doğru orantılıdır. DBir eser, gece gündüz çalışılarak değil anlık ge- ten yazma isteğiyle şekillenmektedir. E) Bir yazar, eserlerini yazarken mevcut yeteneği- he değil çalışmasına güvenmelidir. 25. Yaşadığımız kötü olaylar aklımızdan kolay çıkmı- yor. Tüm beynimize bütün heybetiyle yerleşiyor ve bunları beynimizden çıkarmak da çok kolay ol- muyor. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor, hiçbir şeyi, hiçbir siyahı, maviyi, beyazı lielaboličını ya da anla- 26. Kendi ger çırabilirse mız, bilge ağzımız ğımız ha ünlü fels olmadığ özgürlüğ olarak a şikâyet kimseni malar.. Bu par ğıdakil A) Ka bal B) Bil ha pa C) in VL D) K g E)
3.
Hege ve Mattis, göl kenarında küçük ve eski bir
kulübede yaşar. (betimleme) (II) Mattis görünüş olarak
yetişkin olsa da düşünce ve davranışlarıyla küçük
çocuk gibidir. (karşıt durum) (Mattis, kasaba halkı
tarafından deli olarak bilinir ve kolay kolay iş bulamaz.
(yineleme) () iş bulsa dahi düşünceleri onu rahat
bırakmaz ve işe odaklanamaz. (neden-sonuç) ◊ Sahip
oldukları eski bir kayık ile göle açılmayı seven 'Mattis,
kayıkçı olmaya karar verir. (tutarlı olma)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
parantez () içindeki sözle ilişkilendirilemez?
B) II
A) I
O
|||
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
3. Hege ve Mattis, göl kenarında küçük ve eski bir kulübede yaşar. (betimleme) (II) Mattis görünüş olarak yetişkin olsa da düşünce ve davranışlarıyla küçük çocuk gibidir. (karşıt durum) (Mattis, kasaba halkı tarafından deli olarak bilinir ve kolay kolay iş bulamaz. (yineleme) () iş bulsa dahi düşünceleri onu rahat bırakmaz ve işe odaklanamaz. (neden-sonuç) ◊ Sahip oldukları eski bir kayık ile göle açılmayı seven 'Mattis, kayıkçı olmaya karar verir. (tutarlı olma) Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parantez () içindeki sözle ilişkilendirilemez? B) II A) I O ||| D) IV E) V
4. Orhan Veli, şiirini imgelerden arınmış, okuruna derin
yaşama sevincini şairanelikten uzak bir şekilde aktardı.
Bunu yapmak için de hep insanların içinde sokaklarda
oldu. Orhan Veli ciğeri ağzına hiç koymadığı gibi ciğer-
cinin kedisini de sevmezdi. Şiirindeki sokak kedisi ise ta
kendisiydi.
Parçada geçen altı çizili sözle Orhan Veli ile ilgili asıl
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiir dünyasında süssüz ama içten bir şekilde yer alması
B) İmgeleri ve şiiri seçerken insandan esinlenmesi
Biraz hırçın fakat doğal olması
D) Söyleyişte özentisiz ve pervasız olmsı
E) Edebiyat büyükleriyle yakın ilişkiler kurmaması
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
4. Orhan Veli, şiirini imgelerden arınmış, okuruna derin yaşama sevincini şairanelikten uzak bir şekilde aktardı. Bunu yapmak için de hep insanların içinde sokaklarda oldu. Orhan Veli ciğeri ağzına hiç koymadığı gibi ciğer- cinin kedisini de sevmezdi. Şiirindeki sokak kedisi ise ta kendisiydi. Parçada geçen altı çizili sözle Orhan Veli ile ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiir dünyasında süssüz ama içten bir şekilde yer alması B) İmgeleri ve şiiri seçerken insandan esinlenmesi Biraz hırçın fakat doğal olması D) Söyleyişte özentisiz ve pervasız olmsı E) Edebiyat büyükleriyle yakın ilişkiler kurmaması
7.
Ürünlerin kime ait olduğu bilinmez.
11. Şiirler saz eşliğinde söylenir.
III. Ağırlıklı olarak hece ölçüsü kullanılır.
IV. Aşk, yiğitlik, kahramanlık, doğa gibi konular işlenir.
V. Halkın anlayacağı, yalın bir dil kullanılır.
Yukarıdaki numaralanmış yargılardan hangileri
anonim halk edebiyatı, âşık edebiyatı ve tekke-
tasavvuf edebiyatının ortak özellikleridir?
B) Il ve Ill
Ave Il
D) III ve V
E) IV ve V
C) III ve IV
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
7. Ürünlerin kime ait olduğu bilinmez. 11. Şiirler saz eşliğinde söylenir. III. Ağırlıklı olarak hece ölçüsü kullanılır. IV. Aşk, yiğitlik, kahramanlık, doğa gibi konular işlenir. V. Halkın anlayacağı, yalın bir dil kullanılır. Yukarıdaki numaralanmış yargılardan hangileri anonim halk edebiyatı, âşık edebiyatı ve tekke- tasavvuf edebiyatının ortak özellikleridir? B) Il ve Ill Ave Il D) III ve V E) IV ve V C) III ve IV
et.
rını, o
cinde
an
Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Antam
9. Trajik eserlerde okura pembe rüya gösterecek
kahramanlar yoktur. Mutlu kişilere rastlanılsa bile
mutluluklar hep ----; iç huzursuzluğu, buhranlar kalıcıdır.
Esasen öyle olması da gerekir. Okuyanları bunaltacak bir
---- esmelidir trajik eserlerde.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) yüzeysel - toz pembe rüzgârlar
B) gelip geçici - matem havası
Csinirli - mutluluk rüzgârları
D gelişigüzel - yas havası
E) niteliksiz-gözyaşı rüzgârı
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
et. rını, o cinde an Sözcükte ve Söz Öbeklerinde Antam 9. Trajik eserlerde okura pembe rüya gösterecek kahramanlar yoktur. Mutlu kişilere rastlanılsa bile mutluluklar hep ----; iç huzursuzluğu, buhranlar kalıcıdır. Esasen öyle olması da gerekir. Okuyanları bunaltacak bir ---- esmelidir trajik eserlerde. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) yüzeysel - toz pembe rüzgârlar B) gelip geçici - matem havası Csinirli - mutluluk rüzgârları D gelişigüzel - yas havası E) niteliksiz-gözyaşı rüzgârı
TYT/Türkçe
Gazeteci:
(1)
Bilim insanı:
- Amerika'da da yeni başladı ama bütün dünya bu
çalışmalarım üzerinde uğraşıyor. Kullanılmaya başla-
nıldığı yerler var, biraz da nanoteknolojinin gelişimine
paralel olarak ilerliyor. Esasında nanoteknoloji yeni bir
saha değil, eskiden beri olan bir saha. Romalılara kadar
gidiyor fakat nanoteknoloji diye onu yeni tanımladık.
Gazeteci:
www.
(11)
Bilim insanı:
-
-===
Bence başlangıçta programları etkili yapmak için
yurt dışı programlarının faydası vardı. Ama sonuçta
taşıma su ile değirmen dönmez. Türkiye'nin kendi dok-
tora ve yüksek lisans eğitimini yerine oturtması ve Tür-
kiye'deki insanlara cazip hâle getirmesi gerekir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Yazdığınız makalelerde ortaya koyduğunuz dü-
şüncelerin etkileri görülüyor mu?
(II) Yurt dışında eğitim almak bilimsel anlamda size
neler kazandırdı?
B Yaptığınız buluşlar ilk olarak hangi amaçlar için
kullanıldı?
(II) Ülkemiz dışında yaşanan bilimsel gelişmeleri
yakından takip ediyor musunuz?
C) (1) Geliştirdiğiniz uygulamaların tıp dünyasına akta-
rımına başlandı mı?
(II) Yurt dışında yüksek eğitim almayla ilgili düşün-
celeriniz nelerdir?
Ortaya koyduğunuz çalışmaların dünyada yan-
kıları nasıl oldu?
(II) Farklı ülkelerdeki bilim eğitimiyle ülkemizdekini
kıyaslayabilir misiniz?
EXTürkiye'de yürüttüğünüz bilimsel faaliyetleri baş-
ka yerlerde de başlattınız mı?
(II) Yurt dışında eğitim görmek isteyenlere hangi
tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
endemik
20. C
S
2
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
TYT/Türkçe Gazeteci: (1) Bilim insanı: - Amerika'da da yeni başladı ama bütün dünya bu çalışmalarım üzerinde uğraşıyor. Kullanılmaya başla- nıldığı yerler var, biraz da nanoteknolojinin gelişimine paralel olarak ilerliyor. Esasında nanoteknoloji yeni bir saha değil, eskiden beri olan bir saha. Romalılara kadar gidiyor fakat nanoteknoloji diye onu yeni tanımladık. Gazeteci: www. (11) Bilim insanı: - -=== Bence başlangıçta programları etkili yapmak için yurt dışı programlarının faydası vardı. Ama sonuçta taşıma su ile değirmen dönmez. Türkiye'nin kendi dok- tora ve yüksek lisans eğitimini yerine oturtması ve Tür- kiye'deki insanlara cazip hâle getirmesi gerekir. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Yazdığınız makalelerde ortaya koyduğunuz dü- şüncelerin etkileri görülüyor mu? (II) Yurt dışında eğitim almak bilimsel anlamda size neler kazandırdı? B Yaptığınız buluşlar ilk olarak hangi amaçlar için kullanıldı? (II) Ülkemiz dışında yaşanan bilimsel gelişmeleri yakından takip ediyor musunuz? C) (1) Geliştirdiğiniz uygulamaların tıp dünyasına akta- rımına başlandı mı? (II) Yurt dışında yüksek eğitim almayla ilgili düşün- celeriniz nelerdir? Ortaya koyduğunuz çalışmaların dünyada yan- kıları nasıl oldu? (II) Farklı ülkelerdeki bilim eğitimiyle ülkemizdekini kıyaslayabilir misiniz? EXTürkiye'de yürüttüğünüz bilimsel faaliyetleri baş- ka yerlerde de başlattınız mı? (II) Yurt dışında eğitim görmek isteyenlere hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? endemik 20. C S 2
16.Anadolu'nun bitmez tükenmez binlerce, on binlerce
atasözleri, dilden dile, ağızdan ağıza bize kadar ulaşan
baba öğütleri doğruyu, iyiyi telkin eden insanlık ilkeleri-
dir. "Taşıma su ile değirmen dönmez." Bülbülün çek-
tiği dilinden." atasözleri, elmas parçası gibi devirler
geçse de yıpranmaz, değerini yitirmez.
KA
Aşağıda verilen açıklamalardan hangisi bu parça-
daki altı çizili sözlerden biriyle anlamca örtüşmez?
A) Düşünülmeden söylenen sözlerle, yersiz konuşma-
larla insanın başını derde sokmakta
B) Iş yapacak kişide yeteri kadar güç bulunmadıkça
başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir
iş yürünememe
C) Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
D) Sözlü olarak aktarılma
E) Yaşama isteği yok olacak kadar sıkıntı içinde olma
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
16.Anadolu'nun bitmez tükenmez binlerce, on binlerce atasözleri, dilden dile, ağızdan ağıza bize kadar ulaşan baba öğütleri doğruyu, iyiyi telkin eden insanlık ilkeleri- dir. "Taşıma su ile değirmen dönmez." Bülbülün çek- tiği dilinden." atasözleri, elmas parçası gibi devirler geçse de yıpranmaz, değerini yitirmez. KA Aşağıda verilen açıklamalardan hangisi bu parça- daki altı çizili sözlerden biriyle anlamca örtüşmez? A) Düşünülmeden söylenen sözlerle, yersiz konuşma- larla insanın başını derde sokmakta B) Iş yapacak kişide yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürünememe C) Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama D) Sözlü olarak aktarılma E) Yaşama isteği yok olacak kadar sıkıntı içinde olma
Türkçe
28. Çocuk edebiyatı, edebiyatımız içerisinde yeni hayat bul-
maya başlamış bir alandır. ---- Söz konusu türlerden bi-
ri olan çocuk şiirleri, çocukların sahip olduğu farklı ba-
Kış açısı, ilgi ve isteklerinden dolayı çocuk edebiyatının
en incelikli ve özen isteyen türüdür. Edebiyatımızda, ço-
cuklar için şiir denemeleri" sayılabilecek ilk örnekler Tan-
zimat edebiyatıyla başlamış, özellikle 1900'lü yılların ba-
şından itibaren İbrahim Alâeddin Gövsa, Ali Ulvi Elöve,
Tevfik Fikret ve Ali Ekrem Bolayır gibi sanatçılar tarafın-
dan önemli eserler ortaya konulmuştur.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Ritmik yapısından dolayı şiir aracılığıyla, çocuklara
birtakım kavramları öğretmek çok daha kolaydır
B) Çocuk şiirlerinde okuru düşünmeye sevk edecek do-
laylı bir anlatım kullanmak daha faydalı olur
C) Bu edebiyat, içerisinde şiirden romana, masaldan
hikâyeye kadar birden çok edebî türü barındırır
D) Çocuk edebiyatının, Cumhuriyet Dönemi'nde belir-
gin bir gelişme gösterdiği kesindir
E) Ulkemizde çocuk edebiyatı alanında gerek öz gerek
biçim yönünden oldukça yeni ve çağdaş bir anlayış
düzeyine erişilmiştir
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
Türkçe 28. Çocuk edebiyatı, edebiyatımız içerisinde yeni hayat bul- maya başlamış bir alandır. ---- Söz konusu türlerden bi- ri olan çocuk şiirleri, çocukların sahip olduğu farklı ba- Kış açısı, ilgi ve isteklerinden dolayı çocuk edebiyatının en incelikli ve özen isteyen türüdür. Edebiyatımızda, ço- cuklar için şiir denemeleri" sayılabilecek ilk örnekler Tan- zimat edebiyatıyla başlamış, özellikle 1900'lü yılların ba- şından itibaren İbrahim Alâeddin Gövsa, Ali Ulvi Elöve, Tevfik Fikret ve Ali Ekrem Bolayır gibi sanatçılar tarafın- dan önemli eserler ortaya konulmuştur. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Ritmik yapısından dolayı şiir aracılığıyla, çocuklara birtakım kavramları öğretmek çok daha kolaydır B) Çocuk şiirlerinde okuru düşünmeye sevk edecek do- laylı bir anlatım kullanmak daha faydalı olur C) Bu edebiyat, içerisinde şiirden romana, masaldan hikâyeye kadar birden çok edebî türü barındırır D) Çocuk edebiyatının, Cumhuriyet Dönemi'nde belir- gin bir gelişme gösterdiği kesindir E) Ulkemizde çocuk edebiyatı alanında gerek öz gerek biçim yönünden oldukça yeni ve çağdaş bir anlayış düzeyine erişilmiştir
19.
I. Grup
II. Grup
• Sergüzeştname adlı eseri. Kayıkçı Kul Mustafa
. Yunus Emre
vardır.
• Koçaklama türünde öne
çıkmıştır.
• Ilahi türünün en önemli
ismidir.
• Genç Osman Destanı adlı
eserin sahibidir.
1. gruptaki açıklamalar, II. gruptaki sanatçılar ile
eşleştirilirse hangi sanatçı dışarıda kalır?
A)
B) Yunus Emre
Kayıkçı Kul Mustafa
• Bayburtlu Zihni
• Åşık Ömer
• Köroğlu
C) Bayburtlu Zihnî
D) Âşık Ömer
E) Köroğlu
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
19. I. Grup II. Grup • Sergüzeştname adlı eseri. Kayıkçı Kul Mustafa . Yunus Emre vardır. • Koçaklama türünde öne çıkmıştır. • Ilahi türünün en önemli ismidir. • Genç Osman Destanı adlı eserin sahibidir. 1. gruptaki açıklamalar, II. gruptaki sanatçılar ile eşleştirilirse hangi sanatçı dışarıda kalır? A) B) Yunus Emre Kayıkçı Kul Mustafa • Bayburtlu Zihni • Åşık Ömer • Köroğlu C) Bayburtlu Zihnî D) Âşık Ömer E) Köroğlu
me
ygun
22. Nüzhet bana yalan söyledi.
Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir. Öyle bir
yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o
kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az
öğrenmiştim ki yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu
ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın
bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Eşya bile:
Damlardan kiremit uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp
havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar
kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya
ayrılmalıdır.
Bu parçadan hareketle, modernist romanla ilgili
1. İç konuşma tekniği kullanılır.
II. Romanın kurmaca unsurlar taşıdığı okuyucuya
hissettirilir.
III. Anlatıcının ruhsal durumuna dayalı ayrıntılara yer
verilir.
IV. Romanın yazılma süreciyle ilgili göndermeler yapılır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalmz I
B) Yalnız IV
D) Il ve IV
E) II ve IV
C) I ve III
23. ev
kü
k
Lise Türkçe
Yapısına Göre Cümleler
me ygun 22. Nüzhet bana yalan söyledi. Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir. Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Eşya bile: Damlardan kiremit uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır. Bu parçadan hareketle, modernist romanla ilgili 1. İç konuşma tekniği kullanılır. II. Romanın kurmaca unsurlar taşıdığı okuyucuya hissettirilir. III. Anlatıcının ruhsal durumuna dayalı ayrıntılara yer verilir. IV. Romanın yazılma süreciyle ilgili göndermeler yapılır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalmz I B) Yalnız IV D) Il ve IV E) II ve IV C) I ve III 23. ev kü k